@sevipgidenbirisiii
|
Nazlının Ağzından
Benim Enderi evime kabul etmem hiç iyi olmamıştı. Bu belki de ilk defa Alazı düşünmediğim anlamına geliyordu. Ender de benim çocukluk arkadaşımdı.
Atsan atılmaz, satsan satılmaz. O yüzden de ne yapacağımı bilemiyordum. Sanki iki ucu boklu değnekti. Bundan sonra ne olacak diye düşünmek istemiyordum.
Sadece kendi hayatımı yaşamak istiyordum. Kendi hayatıma odaklanmak ve başkası ne düşünür diye düşünmek istemiyordum.
Alaza o gün resti çekmiştim. Yalnız şu anda bunu yaptığıma çok pişmandım. Bizim hikayemiz bir anda bitirilemeyecek kadar büyük bir aşktı. Bir anlık öfkeyle ayrılalım demiştim. Şimdi bir kez bile beni aramayan adamı merak ediyordum.
Oturduğum koltuk ilk defa aşırı rahatsız hissettirmişti.Oturduğum yerden kalktım ve evin içinde dört döndüm durdum.Ben daha önce bu tür şeyleri hiç düşünen biri olmamıştım.
Aşk nelere kadirdi böyle?
Hiç yapmam dediği şeyleri yaptırıyordu. Bir yanda çocukluk arkadaşım, diğer yanda ise canımdan çok sevdiğim sevgilim vardı.
Ah, tabi şimdi sevgili değildik. Ben ayrılmıştım. Ama olsun, yine barışırdık. Biz birbirimizle küs kalamayan ikililerden biriydik. Her ne kadar didişsek de tartışsak da gün sonunda yine barışmayı beceriyorduk.
Zaten ben Alazla bir gün bile küs kalamazdım. Bu yaşadığımız küslük bir ilkti.
Şu andaki meselemiz bu değildi. Endere evden git diyemezdim.Gelen misafire git demek ayıp olurdu. Akşam Endere yatağımı vermiştim. Bende oturma odasındaki koltukta yatmıştım.
Ev küçüktü. Bir odada abim bir odada ben kalıyorduk. Koltukta uyuyakalmıştım. Sabah kalktığımda Ender daha uyuyordu. Hemen mutfağa geçip enfes bir kahvaltı sofrası hazırladım. Pratik ve hızlı olmayı seviyordum.
Kahvaltıyı hazırladıktan sonra Enderi uyandırmaya gidecektim ki telefonum çalmaya başladı. Arayan Selindi. Normalde küstüm. Asla açmazdım. Burnunun sürttüğünü düşünüyordum.
Muhtemelen evime Enderin geldiğini gördü. Kim olduğunu soracaktı.
Telefonu açtım ve kulağıma dayadım.
" Nazlı, sana gelen kişi kimdi? Hem ben o gece olanlar yüzünden tüm gece rahat rahat uyuyamadım. Konuşalım demek için aradım."
"Gelen kişi çocukluk arkadaşım ya. Birkaç gün bende kalacak. Birazdan sende bize gel istiyorsan otururuz."
"Abim o adamın sende kalacak olmasına kızar, biliyorsun. Bence gönder sen onu. Hem daha yeni kavga ettiniz abimle. Daha fazla aranız açılmasın."
"Sen o gece yaşanılanları söylemeseydin tüm bunlar başımıza gelmeyecekti zaten Selin. Sana hala kızgın ve kırgınım farkındaysan. Hatanı telafi etmek için gelmek istiyorsan birazdan gel."
"Tamam, tamam sustum. Görüşürüz.Ben az sonra gelirim."
Telefonu kapattıktan sonra odaya doğru adımladım.Enderde çoktan uyanmıştı. Yalnız bir sorunumuz vardı. Ender de sadece altında boxer vardı. Bu adam bu kadar rahat biri değildi.
Başka şehire gidip gelince bir haller mi olmuş buna?
Benim tanıdığım Ender böyle davranmazdı. En azından bu kadar rahat olmazdı. Başka şehire gidip gelmek onu gerçekten değiştirmiş olmalıydı. Hiçbir erkek bir kadının karşısında böyle olmamalıydı.
Mutfaktaki kahvaltı şölenini gördüğünde Enderin dudakları kıvrıldı. Tabi, yemek konusunda benim bu kadar iyi işler çıkartacağımı düşünmüyordu. Bu yüzden şaşırması elbette ki normaldi.
Masaya oturduğunda çayları doldurdum. Karşımda yarı çıplak bir şekilde durması son derece rahatsız ediciydi. Yine de hem misafirim hem de arkadaşım olduğundan sesimi çıkartmıyordum.
"Ender sen niye benim yanımda yarı çıplak bir vaziyette dolaşıyorsun? Sence bu davranışın hoş mu? Rahatsız oldum. "
"Nazlı ben senin yanında rahat olamayacaksam başka nerde olacağım. Kısaca misafirsin, ayağını denk al diyorsan tamam bir daha böyle giyinmem."
İnsanlar tarafından yanlış anlaşılmaktan çok fazla yorulmuştum. Ben kendimi anlatmaya çalıştıkça hep konuyu farklı yere çekiyorlardı. Bu yüzden ne düşünmek istiyorlarsa düşünebilirlerdi. Umurumda bile değildi.
Ender bir müddet yüzüme baktı, bir şey söyleyeyim diye. Ancak ben sustum ve konuşmadım. O, anlasın istiyordum. Anlayana susmak bile bir cevaptı.
Tahmini kaç dakika birlikte karşılıklı boş bir şekilde bakıştık, bilmiyorduk. Zil çaldığında bakıştığımızı fark etmiştim. Ben ayağa kalkıp kim gelmiş diye bakmaya gidene kadar Ender çoktan kapıya varmıştı.
Kapıyı açıp kimin geldiğine baktı. Ben de aval aval Endere bakıyordum. Yarı çıplak bir şekilde kapıya bakmıştı. Selin bize kahve içmeye gelecekti. Kesin o gelmişti.
Allah kahretsin! Selin Enderi o şekilde görmüştü. İkisinde de o yüzden ses seda çıkmıyordu. Umarım Selin yanlış anlamamıştır.Ben fena bir şekilde yanmıştım.
Büyük belaya çatmıştım. Dış kapıya ulaştığımda kapıda gerçekten Selin vardı.
Şimdi ayıkla, pirincin taşını.
Evet, bir hafta hiç bölüm atamadım. Daha doğrusu fırsat bulamadım. Şimdi yazdım ve attım.
Kitabımı okumaktan keyif alıyor musunuz ?
Nazlının tam olarak amacı ne sizce? |
0% |