@sevipgidenbirisiii
|
Nazlının Ağzından Ender ne yapmış olursa olsun benim en yakın arkadaşımdı. Bu zamana kadar yanımda duran nadir insanlardan biriydi. Yaptığım her hatada sırtını dönmeyen ve bana daima destek olan biriydi.
Endere kıyamıyordum. Beni sevdiğinden ve Alazla barışmamı istediği için kendince böyle bir çözüm bulmaya çalışmıştı. Alazın kıskanacağını düşünüp yaptığı şey yenilir yutulur derecede değildi.
Yine de Ender hatalıydı. Bu yaptığı şey hafife alınacak bir unsur değildi. Enderle konuşmamın üzerinden bir dakika ya geçti ya geçmedi yüzüme bakmadan hızla aşağıya indi.
Olacakları az çok kestirebiliyordum. Ender benim uğruma dayak yemeyi göze almıştı. Arkadaşlığımızda bile yine de kendince beni korumaya çalışıyordu. Alazın Enderi dövmesine engel olmalıydım. Aksi takdirde arada kalan ben olacaktım.
Ben ikisinin arasında kalan kişi olmak istemiyordum. O yüzden birinden birini korumak zorundaydım. Arkadaşım pahasına Alazın önüne geçecek ve Enderi koruyacaktım.
Arkadaşlığımız bitse bile en azından bunu Endere borçlu olduğumu hissediyor ve biliyordum.
Ender aşağı inmeden hızlıca önüne geçtim ve gözlerinin içine baktım. Benim gözlerime bakmak yerine gözlerini yere dikti. Benden nefret ediyordu.
Nefret etmekte son derece haklıydı. Bende Alazla ikisinin arasında kalmaktan son derece yorulmuştum. Yüzünü tuttum ve bana doğru çevirdim.
Yeşil gözleri hüzünlü bakıyordu. Sanki veda ediyormuş gibiydi. Bakışlarına dayanamadım ve sıkıca sarıldım. Sonra Ender yanımdan ayrılmak zorunda kaldı. Daha doğrusu bilerek merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladı.
Her ihtimale ve olasılığa hazırdım. Üzerime hızlıca bir hırka giyerek bende koşarak aşağı indim. Hava serindi. Aşağıdan bağırış sesleri geliyordu. Anlaşılan Ender ile Alaz kavga ediyordu.
Mahalleliye laf vermeden ikisini de birbirinden ayırmam lazımdı. Sokağa çıktığımda Alaz Enderin kaşına yumruk atıyordu. Enderse hiçbir karşılık vermiyor, sadece boş boş bakıyordu.
Onun bu haline üzülmüştüm. Ama elimden de bir şey gelmiyordu. Alazın karşısına çıktım ve gözlerinin içine baktım.
"Alaz sen ne yaptığının farkında mısın? Ender bizim seninle hep barışmamızı isteyen bir arkadaşımdı. Barışmamız için kullandığı ve tercih etttiği yöntem yanlış olabilir. Yine de Enderin beklediği gerçekleşti. Sen Pusat beni taciz ettiğinde bile yanıma gelmemiştin. Şimdi bir erkeğin yanımda kaldığını öğrenince deliye döndüğünü Selinden duyuyordum. Enderin sana yarı çıplak bir fotoğraf atması seni kızdırdı. Sen Pusatın beni taciz ettiğinde bile gelmezken Ender için geldin. Hemde ayrı olmamıza rağmen. Bu yüzden Endere kızmaya ya da dövmeye hakkın yok. Sonuç olarak biz ayrıyız senle."
"Nazlı, ben senin sevgilin olmasam dahi Ender senin yanında yarı çıplak dolaşamaz. Buna asla izin vermem. Ender bana senin telefonundan seni kıskandırmak adına kendisini de atma hakkına sahip değil. Sen Pusat seni taciz ettiğinde bana söylememiştin. O durumu Selinden öğrenmeyip senden öğrenseydim şu andaki halimiz çok daha farklı olurdu inan bana."
Alazla biz hala o günde kalmıştık. O günü atlatamamıştık. Ben hafızamdan o günu silmeye çalışırken o defakarca kez konuyu ısıtıp ısıtıp önüme getiriyordu. Bu konu artık gündemden kalksın istiyordum. Bitsin ve bir daha açılmamak üzere kapansın istiyordum.
Konu açıldıkça gerildiğimi görmüyor muydu?
Alazın suratına boş boş baktım ve hiçbir şey demedim. Benim susmam ve cevap vermemem Alazı daha çok sinirlendirmişti. Hıncını Endere vurarak çıkartıyordu. Alazın yanına yaklaştım ve elinden Enderi alarak yavaşça ayağa kaldırdım.
Enderin yeşil gözlerinin altı mos mor olmuştu. Kan çanağına dönmüştü. Böyle bir şeye izin verebildiğim için kendimden aşırı utanıyordum.
"Endere pansuman yaparsan beni tamamen unut."
Alazı tınlamadım ve Enderi bizim eve götürdüm. Acilen pansuman yapmam lazımdı. Enderi içeri girince hemen koltuğa oturttum ve ilk yardım malzemelerini aldım.
"Ender seni böyle bir şeyin içine soktuğum için çok özür dilerim. Beni affet."
"Nazlı özür dilenecek bir şey yok. Ben o yarı çıplak fotoğrafı göndermemeliydim. Her erkek böyle bir şey gördüğünde sinirlenir. Ben fazla rahat davrandım. Birde sende kalmam da cabası. Bu daha çok sinirlendirdi Alazı haklı olarak."
Ender hatasının farkındaydı. Dediklerinden de pişman olduğu belli oluyordu. Bende de mecburiyetten kaldığını biliyordum.
Tendirdiyotu çıkarak ilk önce göz altında oluşan ve kuruyan kanları pamuk yardımıyla temizledim. En sonunda da küçük bantlar yapıştırdım. İşim kısa sürede bitmişti.
Ender bana döndü ve odayı gösterdi. İlk başta ne demek istediğini anlamadım.
"Nazlı benim yüzümden aranızın daha fazla kötü olmasını istemiyorum. Aranız ben varken daha fazla geriliyor. Ben kendime kalacak bir yer bulurum. Beni düşünme. Başımın çaresine bakarım."
Ender bir şey söylememe fırsat vermeden odaya gitti. Çıktığında ise elinde valizi vardı. En yakın arkadaşım evimden de, anılarımdan da gitmek zorunda kalıyordu. Hemde sevdiğim adam yüzüden olması beni çok üzüyordu.
Selam , arkadaşlar uzun bir aradan sonra ben geldim. Nasılsınız?
Kitabımı özlediniz mi ?
Bol bol yorum yapın. |
0% |