Evet, arkadaşlar bir bölüm daha sizlerle birlikte. İstenen bölüm geldi. Bu bölüm tamamen+18 değil. Kısa bir giriş babında oldu.

Devamı reklamlardan sonra. +18 bölümün gelmesini isteyenler yoruma yazsın. Ama öncesinde çizgiyi indirip bütün bôlümleri açın be. Bunu bana çok görmeyin şu garibanın yüzünü güldurün be. Hadi be.

Nazlının Ağzından

Eve girene kadar Alazın elini asla bırakmamıştım. Bir kere ayrılalım demiştim, hemen ardından bin pişman olmuştum. Bu eli bir daha bırakmamaya yemin etmiştim. Merdivenlerden hızlıca yukarı çıkmaya başlamıştık.

Alazı kahve içme niyeti ile çağırmamıştım. Şimdilik o öyle bilse de olurdu. Bizim kata gelince anahtarla kapıyı açtım ve Alazı içeri davet ettim. Ayakkabılarını çıkararak içeri girdi. Üzerindeki ceketi çıkararak fortmantoya astı.

Bana bir şey demeden direkt içeri odaya geçti.

"Orta şekerli türk kahvesi içiyoruz dimi?"

"Kafana göre takıl."

Hemen mutfağa koştum ve kahveyi koyarak içine de dört küp şeker atarak ocağa koydum. Ocağın altını açarak biraz karıştırdım ve içeri geçtim. Kahve kendi kendine olurdu. Taşmaya yakın kapatırdım.

Hemen kendi odama geçip saçımı elimle düzelttim. Sonra da hafif kırmızı tonlarında bir ruj sürdüm.

Hafif bir allık ve rimel sonrasında geceye hazırdım.

Benim gibi güzel bir kadın için bu makyaj bile fazlaydı. Alaz bana sahip olduğu için çok şanslı olmalıydı.

Ya da hata üstüne hata yapıp ilişkisini yerle bir eden biri mi demeliydim?

Bu konuda bazen ben bile kendime hayret ediyordum. Resmen canımdan çok sevdiğim ve kıyamadığım Alaza ayrılalım demiştim. O da hiç itiraz etmeden hemen kabullenmişti.

Şimdiyse bir aşkı yeniden inşa etme vaktiydi. Küllerimizden yeniden doğma zamanıydı.Alaza kendimi affettirmek zorundaydım. Aklı varsa benim gibi bir kızı kaybetmezdi.

Üzerimde saten kırmızı bir elbise vardı. Memelerim o saten elbiseden taşıyordu. Yırtmaç detayını da sevdiğimden yanda bacaklarımı belli eden yarıya kadar bir yırtmaç vardı. Bu gece Alaz için baya zorlu geçecekti.

İçeri geçtiğimdeki yüz ifadesini çok merak ediyordum. Mutfağa gittim ve bol köpüklü olan kahvemi kahve fincanlarına boşalttım.

Hızla odaya girdim ve bir sehpa çekip kahveyi Alazın önüne koydum. Beyefendi telefonla meşgul

olduğu için yüzüme bile bakmamıştı. Yine de kahveyi koyarken bacaklarımın bacaklarına değmesini sağladım. Sonunda dikkatini çekebilmiştim.

Alaz telefondan kafasını kaldırıp bana baktı. Beni böyle görmeyi beklemiyor gibiydi. Göz bebeklerini büyüdüğünü hissettim. Beni baştan aşağı iyice süzdü.

Gözleri memelerimde bir süre takılı kaldı. Memelerimi Alaza ellettiğimden beri biraz büyümüştü. Önceki halinden baya bir zaman geçtiğinden ilgisini çekmiş olmalıydı. Bunun yanı sırada pürüzsüz bacaklarımı özlemiş olmalıydı.

Vücüduma aç gözlerle baksa da verdiği karardan vazgeçmeyecek gibi duruyordu. Son derece kararlıydı. Kısa sürede kendini toparladı ve kahveden bir yudum aldı.

" Beni bu halinle kandırabileceğini düşünüyorsan yanılıyorsun. Sorunlarımız kolay kolay çözülmeyecek gibi. İlişkimiz baya sallantıda, tabi buna da ilişki denirse. Bizim belkide öğrenmemiz gereken nokta Nazlı birbirimizi dinlemeyi öğrenmemizi sağlamaktır."

" Hatalı olduğumun farkındayım. Bunu yüz bin kere dile getirdim. Hatalı olduğumu söylemek hiçbir işe yaramıyor. Yaptığım hataları telafi etmek için bir şans daha istiyorum senden. Bırak her şeyi akışına bırakarak yaşayalım. Seni ôlümüne sevdiğimi biliyorsun. Senin için karşımda ne olursa olsun göze alabileceğimi de biliyorsun. Ayrılalım dememeliydim. "

"Nazlı keşke her şey ayrıldık bitti. Hadi tekrar barışalım demekle bitse. Bizim ilişkimiz toksik bir ilişkiye dônüşüyor. Ben bunun olmasını istemiyorum. Birbirimizden vazgeçemiyoruz ama ayrılamıyoruz da. İlişkiyi canlandırmamız lazım."

"E, senin için hazırlandım o kadar. Azıcık yaklaş da sevişelim o vakit. Beni bu gece sabaha kadar yatakta inletmek istemez misin?"

Alaza karşı bu kadar açık ve cesurca konuşmam etkilemiş gibiydi. Daha önce hiç bu kadar açık konuşmamıştım. Ben bile azmıştım. Şu anda tek ihtiyacım olan şey Alazla sevişmekti. Ruhuma iyi gelecek tek unsur buydu.

Alaz bir dakika konuşmadan öylece durdu. Ağzı şaşkınlıktan vir metre açılmıştı. Daha fazla dayanamadım ve dudaklarına yapıştım.

Alazı kaybetmek istemiyordum. İlk defa bir ilişkimi bu derece sahipleniyor ve sahiplenildiğimi iliklerime kadar hissediyordum.

Dudaklarımı hareket ettirmedim. Ben öylece gözlerim kapalı bekleyince Alaz bu hissi yaşamayı özlemiş olmalı ki dudakları dudaklarımda hareket etmeye başladı. Bana dokunmasını o kadar çok istiyordum ki bu hissi uzun zamandır yaşamadığımı fark ettim.

Kırmızıya boyanmış dudaklarım Alaz tarafından işgal edilmişti. Birden alt dudağımı ısırmaya başladı. Öyle vahşi ve sert bir şekilde ısırmıştı ki bağırmak zorunda kalmıştım. İçtiğimiz kahvelerde yarım kalmıştı. Yalnız şu anda kahveyi düşünecek halde değildim. Bu gece bizim miladımız olacaktı.

Alt dudağımın kanadığını hissediyordum. Yaptıklarımın hıncını çıkarıyordu.

Hain herif!

Anlaşılan bu gece bana sabaha kadar dinlenmek yoktu. Bütün hıncını benden çıkaracaktı. Zaten çıkarsındı. Bende bizzat bunu istiyordum.

Beni sertçe becermesini ve altnda eze eze sikmesini istiyordum.

Alaz elini belime attı. Ulu ortada sevişmek istemiyor gibiydi. Dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan beni kucaklayıp yatak odasına götürmeye başladı.

Anlaşılan devamı benim odamda devam edecekti...

Bir yıldıza basmayı çok görmeyin. Umarım beğenmişsinizdir. Bol bol yorum yapın lütfen.

Kitap nasıl ilerliyor?

Nazlı hakkında ne düşünüyorsunuz? Amacı ne olabilir?

Bir dahaki bölümde de sevişmeye devam etsinler mi? dndnnx

+18 sahneli bir kitap yazayım mı?

Alaz sizce haklı mı dediklerinde?