Yeni Üyelik
83.
Bölüm

80.Bölüm

@sevipgidenbirisiii

Arkadaşlar öncelikle umarım bölümü beğenirsiniz. Benim +18 bölüm yazmamla aram bu kadar

oluyor ancak nasıl yazıyorum bilmiyorum.

 

Umarım iyi bir etki bırakıyorumdur üzerinizde.

 

Benim şu anda sizden tek ricam lütfen yorum yapın. Kitabı severek okuyorsanız kalp bırakın.

 

Kitap hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Ve kitap hakkında bilgi almak için beni takip ederseniz sevinirim. Birde oy bırakırsanız benden mutlusu yok.

 

Seviliyorsunuz. Muckkk❤️

 

Keyifli okumalarrr...

 

 

 

 

Nazlının Ağzından

 

Alaz beni bağladıktan sonra yatağa yatırdı. Hiçbir şey göremiyordum. Bana yapacaklarından korkmuyordum. Sadece ne yapacağını göremeyeceğimden aşırı merak edecektim ve daha çok delirecektim. Bu durum da Alazı memnun edecekti.

 

Alaz üzerime uzandı ve benim dudaklarıma ellerini koyarak okşamaya başladı. Sanki dudaklarımı dudaklarıyla hissetmek değil de elleriyle hissetmek istiyor gibiydi. Dokunuşu farklı hissettirdi.

 

Ellerini dudaklarımdan çekti ve dudakları dudaklarımı buldu. Beni sadece şehvet duygusuyla öpmüyordu. İçinde aşk ve sevgi de mevcuttu. Alaz bana kendinden birer parça sunuyordu. Bana geriye bu parçayı kabullenmek düşüyordu.

 

Dudakları ilk önce alt dudağımı kavradı ve emdi. Sonrasında ise beni parçalamak ister gibi dudaklarımı sertçe talan etti. Dudaklarıyla tarumar oluyordum.

 

Biz öpüşmeyeli de uzun zaman oluyordu. Şu anda fırsattan istifade birbirimizi yiyorduk. Orası ayrı meseleydi. Yalnız hiçbir anın tadını çıkaramamak çok kötüydü.

 

Alazın suratını ve öpüşürkenki yüz ifadesini göremiyordum. Bu da beni oldukça demorilize ediyordu. Ben sevişirken ya da öpüşürken sevdiğim adamın yüzüne hasret kalmamalıydım. Bu bir fantezi bile olsa yaşadığım anı hafızamda saklayamıyordum ve hiç keyifli gelmiyordu.

 

"Alaz şu bandanayı çıkaralım. Yeminle öpuşmeyi seviyordum. Öpüşmekten soğudum resmen. Bak yine bağlı kalacaksam kalayım ama en azından bandanayı açta seni göreyim."

 

Alaz cıkladı. Kendi nezdinde bu hayır demekti. Ama bu anki durumu ben kabul etmiyordum. Görmesem de ayağımla dürtükledim. Bir ah sesi geldi.

 

Sanırım müsait olmayan bir yere vurmuştum. Alaz adına üzülmüştüm.

 

"Kızım sen psikopat mısın ? Niye vuruyorsun? Hiç mi düşünmüyorsun ileride çocuklarımın babası olacak diye? Görmediğin halde bacak arama vurabiliyorsan bir de görerek vursan kim bilir neler yaparsın bana? İnsafsız kadın!"

 

"Sende gözlerimi aç o halde. Uyardım seni bir kere. Senin gözlerindeki tutku ve şehveti görmek ve hissetmek istiyorum belki de."

 

"Zaten az sonra açacaktım. İlla bacak arama vurman mı gerekli? Sevişmiyorum ulan. Kal böyle. Cezanı kestim."

 

"Ya çıldırdın mı içeride annen ve kardeşin var. Beni böyle bırakıp nereye gidiyorsun?"

 

"Acıdım, gitmiyorum."

 

Alaz üzerimdeki bluzu ve pantolonu sıyırıp attı. Karşısında yarı çıplak bir vaziyette uzanıyordum.

 

Beni yatağa oturttuktan sonra fermuar açılma sesi geldi. Pantolonunu çıkarmıştı. Görmesemde çıkan hışırtı sesinden anlayabiliyordum.

 

Ellerimi önden bağlamıştı. Elini elime uzatmış ve dokunmuştu. Elimi tuttu ve anladığım kadarıyla boxer'ın üzerine koydu. Elimin altında dimdik olan bir çıkıntı vardı. Daha ben ağzıma almadan şaha kalkıyordu. Bu öyle bir duyguydu ki anlatılmaz yaşanırdı.

 

Alaz beni istiyordu. Benimle sevişmek ve bütünleşmek istediğini elimdeki yarraktan anlayabiliyordum.

 

"Bu yarrak senin. İstediğin gibi oyna ve em. Gırtlağına kadar almanı ve benim adımı haykırarak gelmeni istiyorum. Bu an o kadar çok gözümün önüne geldi ki bir tek seninle yaşamak istiyorum."

 

Alazın yarrağını daha önce de ağzıma almıştım. Ancak bu seferki daha farklı olacağa benziyordu. Alaz bu tür konularda daha tecrübeli olduğu için beni yönlendiriyordu.

 

"Sen bandanayı çözde deneyelim bakalım. Gırtlağıma kadar alabilirim diye düşünüyorum ama yinede denemekte fayda var."

 

"Çôzelim. Sen komutanın yavru asenasısın. Bence rahatlıkla gırtlağına kadar alırsın. O potansiyeli görüyorum sende."

 

Alaz arkama geçti ve bandanayı çözdü. Gözlerimi hemen açamadım. Biraz ışığa alışmasını bekledim.

 

Gözlerimi açtığımda Alaz karşımda sadece boxer

ile duruyordu. Bana beklenti ile bakıyordu. Umarım beklentisini karşılayabilir ve hüsrana uğratmazdım.

 

Boxer üzerinden yarrağını hafif hafif okşadım. Azgın ve istekli bir surat ifadesi gôrüyordum.

 

Bana gelen bir anlık cesaretle boxerını aniden aşağı indirdim. Direkt yarrağı suratıma çarptı. Yarrağını elime alarak aşağı yukarı masaj yapar gibi okşadım.

 

Yavaş yavaş damarları çıkmaya başlamıştı ve menileri aşağı doğru akıyordu.

 

Yarrağını ağzıma soktum ve ucunu yavaş bir şekilde emmeye başladım. Çıkarıp sokup tekrar tekrar aşağı yukarı emdim. Kendimi zorladım ve yarrağının hepsini taşşakları hariç gırtlağıma kadar alabilmiştim.

 

Alazda bana yardımcı olarak yarrağını çıkarıp sokarak git gel yapıyordu. Ağzımın içinden dışarı doğru hep Alazın menileri akıyordu. Boşalmasına ramak kalmıştı. Bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordum.

 

"Akıttığım her bir meniyi yutmanı istiyorum. Boşa akmasım. Hepsini yut. İstersen memelerine ve amına da boşalabilirim."

 

Amıma boşalmasını istemiyordum. Sonra doğum kontrol hapıyla uğraşacaktım, hiç gerek yoktu.

 

Konuşmama fırsat vermeden biraz spermlerini ağzıma boşalttı ve gözleriyle yutmamı işaret etti.

 

Bugünki fantezisine ayak uyduracağımı söylemiştim. Ortada bir fantezi yoktu. Sadece fantezi anlayışı el kol bağlamak ve gözleri bandana bağlamaktan ibaretmiş.

 

Gözlerinin içine bakarak bütün spermlerini yuttum. Alaz şaşkınlıkla suratıma bakakaldı. Çünkü yutacağımı düşünmüyor, aksine tiksineceğimi düşünüyordu.

 

Geriye kalan spermleri ise memelerime boşalttı. Sanırım o da benim hamile kalmamı istemiyordu. En azından şu anlık istemiyordum.

 

"Aferin benim kızıma. Güzel iş çıkarttın. Performansını beğendim."

 

Alaza gülümseyerek baktım. Tam o sırada Alazın odasındaki balkonda biri olduğunu gördüm. Sadece tül perde vardı ve içerisi görünüyordu.

 

Bu kişilerden biri ya Selindi ya da Alazın annesiydi. Başka seçenek olamazdı.

 

Balkon kapısı açıldı. Alaz hemen benim önüme geçti, çıplaklığımı kapatmak istedi. Halbuki kendisi çırıl çıplaktı. En azından bende sütyen ve kilot vardı. Yerde oturur bir vaziyetteydim ve kapıya kimim geldiğine bakıyordum.

 

"Allah sizi kahretmesin. Bu kılık ne? Allahım ben alıp da başımı nerelere gidem. Bu da mı başımıza gelecekti? Ne yapıyorsunuz burada?"

 

Ne yapıyor gibi bir halimiz vardı acaba?

 

Nagihan ablaya basılmadığımız kalmıştı. O da tam

olmuştu.

 

Sevişmemizin içine sıçmıştı ve onun yüzünden yarım kalmıştı.

Loading...
0%