Yarenin Ağzından

Evin önünde durduk. Az önce söylediklerimden pişman olsam da elimden bir şey gelmiyordu. Zamanı geriye alma gücüm yoktu. Akının gönlünü birazdan almam lazımdı.

Arabadan indim ve Akının beni getirdiği eve baktım. Bu ev, benim yıllar önce hayal ettiğim evdi. Tam tamına on yıl önce böyle bir ev hayali kurmuştum. Bahçesi olan ve içerisinde çeşitli çiceklerin olduğu bir evde oturmayı düşünmüştüm.

Şu anda karşımda tamda böyle bir ev duruyordu. Akının beni düşünüp bu evi alması mutlu etmişti. Benim nasıl bir evde oturmak istediğimi unutmamıştı. Bahçesi olan bir evde belirli bir zaman diliminde oturacak olsam da istediklerimi yapabilecektim. Diğer evimden sadece bir valiz getirmiştim. Eşyalarımın çoğu ailemin evinde kalmıştı.

Akın eve doğru adımlamaya başladı. Bende hemen arkasından ilerlemeye başladım. Evin dışından daha çok içerisini merak ediyordum. Akının benim istediğim türde ev almasının nedenini merak ediyordum. Hala beni sevebilecek olma ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyordum.

Ama yine de bu işin peşini bırakmayacaktım. Akına bu konu hakkındaki fikrini almak için soru sormanın tam da zamanıydı. Ağzımı konuşmak için açtım ve Akın o sırada arkasını döndü. Ben o ilerliyor diye hızlı hızlı arkasından giderken aniden durunca sırtına toslamıştım.

Tam yere yapışacaktım ki Akın beni kolumdan tuttu. Bu sefer de ben Akının kolunu tuttuğum için ikimiz birden yere düştük. Ben hiç olmaması gereken yere düşmüştüm. Akından bir çığlık koptuğunda düştüğüm yeri fark edebilmiştim. Jeton biraz köşeli olduğu için ancak dank etmişti.

Elim hiç müsait olmayan bir yerdeydi. Şu anda sormak istediğim soruyu bile unutmuştum. Bu pozisyondayken zaten hiçbir şey soramazdım. Acilen kalkmam gerekiyordu. Ancak Akına ne demem gerektiğini bilmiyordum.

Elimi tam o bölgesinden çekicekten elimi aniden tuttu ve bırakmadı. Ben elimi oradan çekmek için zorlarken Akın elimi asla çekmedi. Şu anda ona dokunmaya hiç hazır değildim. Kendimi bir anda burada bulmuştum.

Akına alışamadan yıllar sonra daha hemen vücudundaki organla tanışmak istemiyordum.

"Elimi alabilir miyim?"

"Elinin orada olması şu anda bana o kadar huzur veriyor ki. Hiçbir şey yapmasan bile her an oluk oluk boşalabilirim o derece."

"Biz şu anda evin bahçesindeyiz ve sen ne diyorsun ya? Ayrıca ben sana daha yeni yeni alışıyorum. Sevişeceksek bile bir anda olmaz .Yavaş yavaş olur."

"Bende Yarenin sivri dili ne zaman açılacak diye bekliyordum. Meğersem hiç kapanmamış. Kalbimi kırmakta üstüne diyecek yok."

"Sende sivri dilimi ortaya çıkaracak şeyler söylemekten kaçın. Kaşınıyorsun, bende bir güzel kaşıyorum. Artık elimi müsait olmayan yerinden çekmek istiyorum."

Elimi aniden Akının aletinden çekip aldım. Akına kalsa elim orada uzun süre durabilirdi. Yine de aletinde durmasına hazır değildi elim.

Elimi kurtardıktan sonra ayağa kalkmaya çalıştım. Akın benden önce kalktı ve bana elini uzattı. İlk defa çekinmeden ve neden yaptığımı düşünmeden sorgusuz sualsiz elini tuttum. Elleri damarlı ve sıcacıktı. Elim avucunun içinde küçücük kalmıştı. Böyle bir duruma yıllardır maruz kalmadığım için değişik gelmişti.

İkimiz el ele eve birlikte yürümeye başladık. Elimi tutması hem iyi hissettirmişti, hem de güvende hissettirmişti.

Eve giderken merak ettiğim bir şeyi dile getirmeye karar verdim.

"Evi tam istediğim gibi yapmışsın. Hatırlarsan eğer on yıl önce böyle bir ev hayal etmiştim. Unutmamışsın."

"Ben seninle ilgili ve sana dair hiçbir şeyi unutmuyorum. Her şey hafızamda saklı. Sadece açılmayı bekliyor."

Akın benimle olan şeyleri unutmamıştı. Bana dair her şeyi hafızasında tuttuğunu söylemişti. Bu da demek oluyordu ki beni hayatı boyunca hafızasından hiç silememişti. Silmek istese bile kolay kolay silineceğimi düşünmüyordum.

" Beni hiç mi unutmadın?"

"Seni hiç unutmak istemedim ki. Beynimden silersem kalbimden de silmek zorunda kalırım. Sen kalbimde hep yer edin istiyorum."

Elimden tutarak kapının yanına kadar götüren Akın, kapının önüne gelince beni aniden kucağına aldı.

Ağzımdan bir çığlık firar edivermişti. Akından böyle bir tepki beklemiyordum. Beklenmedik tepkilerle karşılaşıyordum ve böyle durumlarda ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

"Ne yapsak kızım ben sana yıllardır dokunmuyorum. Burnumda tütüyorsun. Bu yeni evi miladımız mı kabul etsek? Tenim tenine dokunsun istiyorum. Seni hissetmek istiyorum."

Akın beni bu akşam yakmaya karar vermişti. Hem de en derinden yakmaya...

Önemli olan ben yanmak istiyor muydum?

Sanırım tenini tenimde istiyordum. Bana dokunsun ve teninin kokusunu hissetmek istiyordum.

Yeni bölüm geldi. Arkadaşlar sizce Yaren biraz kendini ağırdan mı satmalı? Ne diyorsunuz?