Yeni Üyelik
15.
Bölüm

13.Bölüm

@sevipgidenbirisiii

Selamlar, sizlere yeni bölümle geleyim dedim. Biraz fazla beklettiğimin farkındayım.

 

Kitabımın reklamını yapmak istiyorum. Edit yapsam bile instagramda tutmuyor. Yardımcı olabilecek olan var mı?

 

Kitabımın okunmasının artmasını istiyorum. İnstagram pek bir işe yaramıyor.

 

İnstagram adresim sevipgidenbirisi_12 buradan bana ulaşın.

 

Keyifli okumalar dilerim.

 

Evde büyük bir curcuna vardı. Ayla Hanım yaşadıklarının etkisine dayanamamış, bayılmıştı. Ayla Hanımı kucaklayarak koltuğa taşımışlardı. Tüm ev halkı ve Avşar Bey de dahil olmak üzere karısının yanına toplanmışlardı.

 

Yaşadıkları bir bir ağır gelmişti ve kendisine yapılan ihaneti kaldıramamıştı. Yıllar önce öldü bildiği kızı yaşıyordu ve sadece bir resim sayesinde kızının ölmediğini öğreniyordu.

 

Ailesine hesap sormaktan daha kızına bile sarılamamıştı. Bu saatten sonra bazı şeyler telafi edilir miydi bilmiyordu ama kaybedilen yıllar için çabalayacağından tek bir şüphesi bile yoktu.

 

Bir an önce uyanmalıydı. Aksi takdirde kızına ulaşamayacaktı. Burnuna tutulan kolonya ile kendine geldi ve yavaşça gözlerini açmaya başladı.

 

İlk başta ne olduğunu anlayamadı ve nerede olduğunu çözmeye başladı. Sonra bir bir aklına düşen olayları ve görüntüleri hatırlamaya başladı.

 

İhaneti yaşadığı bu evde daha fazla durmak istemedi ve etrafına baktı. Aile üyelerinin hepsinin kendi başında beklediğini gördü.

 

Kocasının ve en büyük oğlu olan Arşının suratını görmek istemedi. Kızının biri tarafından kaçırıldığını ôğrenseydi en azından bu kadar yıl boşuna geçmezdi ve didik didik bütün her yere kızını arardı. Büyük bir vicdan azabı duymazdı ve kızıyla yıllarını birlikte geçirirdi.

 

Kendi kızının tacize uğradığını yeni fark etti ve gözünden bir damla yaş aktı. Kızı kaldığı ailede birçok şeyle mücadele etmek zorunda kalmıştı ve koruyamamıştı. Belki de Demir olmasaydı şu anda kızına da kavuşmuş olmayacaktı.

 

Kendisinin anneliği iyi yapamadığını düşündü ve kendisini suçlamaktan başka bir şey bulamadı. Kızının varlığını unutmuştu ve yerine yetimhaneden aldığı başka bir kızı bağrına basmıştı. Netice de ikisi de evladıydı ama hiçbir zaman kendi evladının yerini tutmazdı.

 

İlk yaşına bastığında Elfidanın yürüdüğünü görememişti. Dişini çıkardığında yanında olamamıştı, çok şey kaybetmişti.

 

Acıyı iliklerine kadar hissediyordu. Boğazı düğümleniyor, konuşamıyordu. Şu anda tek istediği şey kızıyla vakit geçirmekti.

 

Bakışlarını sabitlediği yerden kaldırdı ve ev halkının bütün yüzlerinde gözlerini gezdirdi.

 

Aradığı kişilerin yüzünü bulamadı ve kendi yüzünü derin bir korku ve endişe kapladı. Bayılmadan önce burada olan Elfida ve Demir şu anda yoktu.

 

Nereye gidebilmiş olabileceklerini düşünüyordu. Eldidanın kalabalık bir yerde kalmak istemeyeceğinden evi terk etmek isteyecek kadar en azından iki günde tanıdığını düşünüyordu.

 

Demir, kendi annesini de düşündüğünden çok fazla uzaklaşmayacaklarını düşünüyordu. İçindeki ses kızını kendi otellerine götürdüğünü söylüyordu ve hiçbir zaman hislerinde yanılmazdı.

 

Kendisine seslenildiğini hissetti ve daldığını fark etti.

 

"Aylam."

 

Kocasının sesini dahi duymak istemiyordu ve bakışlarını asla o yöne bile çevirmedi. Yanı başına kadar geldiğini hissetti ve ısrarla bakmadı.

 

Yaptıklarını hazmedemiyordu ve kolay kolay da affedebilecek gibi durmuyordu.

Boşanma davasına kadar bile gidebileceğini düşünüyordu.

 

" Ayla yüzünü bana çevirmek istemeyecek kadar mı nefret ediyorsun benden? Eğer öyleyse çekip gideyim, en azından yüzümü görmemiş olursun."

 

Kocasının sözlerine cevap verme gereği

bile duymadı, hatasını fark etmesini istedi. Yaptığı hatanın bedelinin kaç yıla mal olduğunu görmesini istedi.

 

Avşar Bey, karısının kendisine son derece sinirli olduğunun farkındaydı. Üzerine gitmek istemedi, yaptığı hatanın bilincindeydi.

 

Yıllar önce bir şey olmaz diyerek yaptığı hatanın ailesini dağıtacağını bilemezdi. Kendisini affettirmenin bir yolunu bulmalıydı, karısının sinirinin belli bir noktadan sonra geçeceğini biliyordu.

 

Yine de her şey eski rayında ilerlesin istiyordu. Çok pişmandı ama son pişmanlık fayda vermezdi. Test edilip sonuçları görülmüştü.

 

Karısının bakışları bir türlü kendisine dönmüyordu. İçi kan ağlıyordu. Hem karısını üzmüştü hem de kızına tam anlamıyla kavuşmanın sevincini yaşayamamıştı.

 

Avşar Bey, karısının yüzüne dokundu ve yüzünü kendine çevirdi. Konuşmak zorundaydı, bir şeyler söylesin istiyordu.

 

" Gözünü seveyim, susma. Kız, bağır, çağır, kır, dök. Sen susunca ben ne yapacağımı şaşırıyorum. Bana bir şey de. Evden de kovalirsin ona bile razıyım."

 

Ayla Hanım, kocasının sözlerinden sonra ilk defa bakışları buluştu. Konuşmaya takatinin olmadığını gözlerinden görmesini istedi ve yaşadığı acıyı fark etmesini sağladı.

 

Yine de birkaç cümle ağzından duymak istiyorsa zehirli sözlere kocasının kendisini alıştırması gerekliydi.

 

Dudaklarından dökülen sözlere tüm ev halkı büyük bir şaşkınlıkla cevap verdi.

 

" Senin aksine kalbini kırmamak için zehirli sözcükleri duyma diye susuyorum. İnatla duymak istediğini söylüyorsun. Senden nefret etmiyorum belki ama sana karşı çok sinirliyim ve yaptıklarını hazmedemiyorum. Bir süre birbirimizi görmesek iyi olur, evden gidersen sevinirim. Boşanmak istiyorum."

 

Avşar Bey, susması gerektiğini yeni fark etti. Karısının söylediği sözler yenilir yutulur cinsten değildi. Daha önce yaptıkları yüzünden böyle söylediğini biliyordu, siniri geçince eski haline dönecekti. İkisi de biraz birbirinden uzak kalsa iyi olacaktı. En azından kendini dinlerdi.

 

Çocuklarına bir baş selamı verdi ve evden hiçbir şey almadan dışarı çıktı.

 

Barlas konuşmak istedi ve konuya daldı.

 

"Anne babama karşı sinirlisin, biliyorum. Ama yaptıkların biraz sanki fazla oldu. Neticede burası babamın da evi. Adamı kovmaktan beter ettin. O da sonuçlarının bu kadar ağır olacağını bilemezdi. Ayrıca Elfidanın kardeşim olduğu doğru değilse o zaman ne olacak? Ortada daha dna testi yok."

 

Ayla Hanım, Barlasa dönüp sinirli sinirli baktı.

 

"Barlas baban bir hata yaptı ve bedelini ödemek zorunda. Sende dönüp bir kendine bak. Kinin, öfken ne zaman son bulacak?"

 

Barlas sustu ve yerinden dahi kımıldamadı.

 

"Elfida ve Demir nerede?"

 

Annesinin sorusuna karşı hepsi dumura uğramış bir şekilde kaldılar ve ikisinin de evde olmadıklarını yeni fark ettiler.

 

Kimseden sesin çıkmadığını gôren Ayla Hanım, kendisine güvenebildiği nadir olan oğullarından Barışa seslendi ve yanına çağırdı. Barlas ve Bartından sonra büyük olan oğluydu.

 

"Efendim anne."

 

"Oğlum senden bir şey isteyecektim. Bana Elfidanın yerini bulabilir misin?"

 

" Kardeşimin yanına mı gideceksin?"

 

Barış çoktan kardeşini kabullenmişti ve çok masum olduğunu düşünüyordu.

 

"Yerini bulur musun?"

 

"Ben hemen bir telefonla konuşup geleyim. İki dakikaya hemen öğrenirim."

 

Barış hemen yukarı çıktı ve hacker olan arkadaşını aradı.

 

"Selam dostum. Nasılsın?"

 

"Sen beni arar mıydın ya? Yine işin düştü dimi lan kerata?"

 

"Bu seferki biraz ciddi."

 

"Hayırdır, noldu?"

 

"Ölen bir kız kardeşim vardı hatırlıyor musun? Daha bugün yaşadığını öğrendik ve biri tarafından kaçırıldığını öğrendik. Kardeşimin yerini bulabilir misin diyecektim."

 

"Bulurum bulmasına da isim, soyisim, yaş, şehir lazım be koçum."

 

"Demirin yerini bulsan kafi. Kardeşimin soyismini bilmiyorum. Elfida, Demir ile birlikteydi."

 

" Hemen bakıyorum. Bir dakika kadar bekleteceğim. Oğlum Demir sizin otelde ya."

 

"Hadi lan vay be kerataya bak sen. Kardeşimi götüre götüre bizim otele götürmüş. İnsan daha farklı bir yere götürür."

 

"Demir, aşık mı kardeşine?"

 

"Değil de sanırım olmak üzere. Her şey için saol. Bir gün oturalım. Kendine iyi bak."

 

"Tamamdır. Görüşmek üzere."

 

Barış hemen aşağı indi ve annesinin yanına doğru adımladı.

 

"Anne, Elfida bizim otelde kalıyormuş ya. Demir oraya götürmüş."

 

Ayberk bu duruma hiç şaşırmadı. İkisinin evden birlikte çıktıklarını görmüştü ve ses etmemişti. Kardeşinin burada daha fazla kötü hissettiğini fark etmişti. Demire de en az kardeşlerine güvendiği kadar güveniyordu.

 

Ayberk kendi içinden mırıldandığını sanarken söyleyeceklerini dışından söylediğini fark etti.

 

" Lan, Demire bak sen. Turnayı gözünden vurmuş. Kardeşimi kaçıracağı yeri de bulmuş."

 

Ayberk, aile üyelerinin kendisine değişik ve sinirli baktıklarını görünce kırdığı potu fark etti.

 

Ayla Hanım, duruma müdahale etme kararı aldı ve emir verdi.

 

"Söyleyin, arabayı hazırlasınlar. Bizim otele gidiyoruz."

 

*******************************

 

Arkadaşlar yeni bölümü nasıl buldunuz?

 

Ayberk ve Barış çoktan kardeşini kabullendi. Ne düşünüyorsunuz?

 

Aylanın kocas hakkında dediklerine ve yaptıklarına ne diyorsunuz?

 

Bu bölüm Demir ve Elfida gittikten sonra olan olaylardır. Bir sonraki bölümü de akşam yazarım ve gece atarım.

 

Bir sonraki bölüm nasıl olur sizce?

 

Loading...
0%