
Merhaba arkadaşlar neredeyse uzun bir zamandır yoktum iki ay kadar. Sizlerle çok fazla zaman geçiremedik. Kitabı yazmaya da yarıda bıraktım. Biliyorum bölüm beklediğinizi.
Orijinal ailem kitabı çok farklıydı. Bir başkaydı ve yazmaktan en çok keyif aldığım kitaplardan birisiydi.
İleride bir gün belki bastırırım belli mi olur?
Tek istediğim kitabı bitirebilme ve bastırmak. İleride bir gün benimde kitabım basıldı diyebilmek.
Sizlerden tek isteğim yanımda durmanız ve bol bol yorum yapmanız.
Keyifli okumalar diliyorum sizlere.
Arşın, kapıdan gelen sesle büyük bir havayı ciğerlerine çekti ve karşısındaki adamı dövmek için tekrar atağa geçti.
Kulağına çalınan ses devam etmesine engel oldu ve durmak zorunda kaldı. Kardeşinin depoya girmesine engel olsaydı şu anda Ayhanı dövmekten beter etmişti.
Genç adam, silahını cebinden çıkardı ve şarjörünü açtı. Yüzü yumruklanmaktan kan revan içinde kalmış Ayhan baygın bakışlarını karşısındaki duvara dikti. Elindeki silahın soğuk namlusunu Ayhanın kızarmış alnına dayadı.
Pis bir sırıtışla, yüzündeki alaycıl bir ifadeyle genç adamın suratına dik dik baktı ve gülümsemesini saklayamadı.
Genç adamın kulağına doğru eğildi ve sadece onun duyabileceği bir şekilde konuşmaya başladı.
" Bu kadarla mı yetineceksin? Senden daha fazlasını beklerdim."
Arşın, sabrının son demlerinde olduğunu hissediyordu. Elinden bir kaza çıkmaması için derin bir nefes aldı. Ayhanın kandan görünmeyen yüzüne doğru yaklaştı ve fısıldadı.
" Senin yerinde olsaydım bu kadar cesaretli konuşmazdım. Şu anda karşımda o kadar aciz bir konumdasın ki. Senin ölünü köpeklere leş edeceğim."
Ayhanın bir anda yüz ifadesi değişti ve bir korku peydah oldu. Göz bebeklerı büyüdü ve kendisini köpeklere leş olurken hayal etti. Aniden olduğu yerde titredi ve silkelendi.
Dudakları kan lekelerinden dolayı kurumuştu. Suratındaki yaralar, kabuk bağlmaya başlamıştı. Konuşmak için dudaklarını araladı, konuşamadı. Canı çok yanmıştı ve Arşının dediklerini yapmazsa buradan çıkamayacağını çok iyi biliyordu.
" Beni öldürürsen Elfidanın seni affetmeyeceğini biliyorsun."
" Ağzını açarsan buradan sağ çıkamazsın. Çeneni kapa ve sus."
Elfida, deponun girişinde öylece olanları izliyordu. Eli kapının kulbunda kalmış, bakışları abisinin elindeki namlusu açık olan silahta takılı kalmıştı. Kalbini derin bir korku kapladı, silahın patlamasını hiç istemiyordu.
Elfidanın kalbi sıkıştı ve nefes alamadığını hissetti. Bacakları bedenini her an bıracakmış gibi titredi, iki büklüm oldu. Yavaş adımlarla alel acele deponun girişine ilerlerken soluğu kesilmiş ve olduğu yere çökmek zorunda kalmıştı.
Elinin birini, soğuk betona yaslamıştı. Diğer eliyle de gözlerinden akan yaşları silmek için uğraştı. Yüzü, ağlamaktan kızarmıştı ve burnu şişmişti. Hiçbiri umurunda değildi. Dudaklarını konuşmak için araladı, dudakları arasından tek bir kelime bile çıkmadı. Yine de konuşmak için kendini zorladı, başka çaresi yoktu.
"Abi, ne olur yapma!"
Sesi deponun soğuk duvarlarında yankılandı. Arşının surat ifadesinde az da olsa bir değişim meydana geldi. Dişlerini sıkmaktan kıracak raddeye gelen Arşın' ın sinirleri bozuldu. Elfidanın sesi kulaklarına ulaşsa da içindeki öfkenin kolay kolay dinmeyeceğini biliyordu.
Gözleri Elfidanın ağlamaktan morarmış göz altlarına kaydı. Arşının içindeki öfke kardeşinin yüzünü görünce kırıldı. Yumruk yaptığı elini sıktı ve sakinleşmek için kendine telkin verdi.
" Senlik bir mevzu yok. Buradan git Elfida!"
" Senin böyle biri olmadığını biliyorum. "
Ayhan, dudaklarının kenarından akan kanı umursamadı. Yüzündeki silik gülümsemeyle bakışlarını Arşına doğru dikti ve dik dik bakmaya başladı. Bir şeyler söylemeye çalışsa da soluğu yetmiyordu. Kısık bir sesle mırıldandı.
"Beni öldürmeyeceksin."
Arşın bir anlık öfkeyle Ayhanın yakasını tuttuğu gibi sandalyeyle kaldırarak başını duvara çarptı. Ayhan başını aniden çarpmanın etkisiyle ufak çaplı bir inleme dudakları arasından çıkıverdi.
"Soluğunu kesmezsem rahatlamam. Senle daha işim bitmedi."
Elfida hızla hareket etti. Arşının elindeki silahı yakaladı ve elinden almaya çalıştı.
" Abi, bırak ne hali varsa görsün! Ne yaparsan yap, bir daha geri dônüşü olmayacak."
Arşın, aklıyla kalbi arasında derin bir ikilemdeydi. Kalbini dinlese mantığı, mantığını dinlese kalbi muallakta kalacaktı.
Elfida, Arşının alnında biriken ter yığınını sildi. Bakışlarını abisinin yüzüne çevirdi ve gözlerinde vicdan kırıntılarının olduğunu gördü.
Arşının dudaklarından ağır bir küfür fırladı ve silahı yere attı. Silahın metalik sesi kulaklarına kadar ulaştı ve sanki ölüm kararından vazgeçtiğinin habercisi gibiydi.
Elfida dayanamadı ve Arşının yüzünü kendisine çevirdi. Arşının hala şokta olduğunu biliyordu.
"Abi, daha fazla durmayalım. Gidelim buradan."
Arşının bilinci yerine geldi ve yere attığı silahı aldı. Elfidanın elini tutarak hızla deponun çıkışına doğru ilerlediler.
" Kardeşinin sözünü bu kadar çabuk dinleyeceğini düşünmezdim be Arşın."
Depodan çıkarken Arşın arkasına doğru baktı. Ayhanın zafer gülümsemesi, tüm yüzüne yayılmıştı. Bakışları donuktu, kendinde değil gibiydi.
Arşının bakışları aniden karardı ve kendisine hakim olamadı. Gittiği yolu iki adımda tamamlayarak Ayhanın burnunun dibine kadar girdi.
Arşın, Ayhanın yüzünde kırılmayan tek nokta olan burnuna bir yumruk savurdu. Depoda bir kırılma sesi duyuldu.
Elfidanın içinin yağları erimişti. Son ana kadar üvey abisinin dayak yememesi için uğraşmıştı. Az önce yediği dayağı hak ettiğini düşünüyordu. Arşının Ayhanın kulağına eğilip bir şeyler söylediğinin farkındaydı.
Tetiği çekip abisinin yerine karşısındaki adamı vursaydı içindeki acı diner miydi?
Sorunun cevabını düşünmeye hiç fırsatı olmamıştı. Beyninde yankılanan sesleri susturamadı. Ölümü iliklerine kadar hissetmesini istedi. Kalbindeki ağrı dinerdi, acısı biraz da olsun hafiflerdi.
"Senin ölümün benim ellerimden olacak. Soluğunu keseceğim. Şu anda Elfida daha fazla endişelenmesin diye gidiyorum."
Arşın ve Elfida depodan çıkıp dışarı çıktıklarında ılık hava yüzlerine doğru çarptı. Arşın hala öfkesi dinmemiş halde, yumruklarını sıkmaya devam ediyordu. Elfida abisinin koluna yavaşca dokunarak sakinleştirmek için sıvazladı.
Tam o sırada Arşının telefonu çaldı. Cep telefonunu cebinden çıkararak ekrana baktığında bilinmeyen bir numara olduğunu gördü. Telefonu açarak karşı tarafın konuşmasını bekledi.
"Alo?"
Karşı taraftan bir erkek sesi duyuldu.
"Demir Beyin yakını mısınız? Kendisi az önce uyandı ve sizleri görmek istiyor."
Arşın anlık bir duraksama yaşadı. Demirin bilinçsiz yattığının farkındaydı hemen uyanacağını düşünmemişti. Kulağına dayadığı telefonu kapattı ve Elfidaya döndü.
"Demir uyanmış. Hastaneye gidiyoruz."
Elfidanın heyecandan elleri titredi ve göz bebekleri büyüdü. Arabanın kapısını açarak ön koltuğa oturdu. Arşın da sürücü koltuğuna geçerek arabayı çalıştırdı. Hiç vakit kaybetmeden hızla hastanenin yolunu tuttular.
Arşın koltukta diken üstünde oturuyordu. Direksiyonu sıkıca kavramış ve ellerinin parmak boğumları kızarmıştı. Gözlerini pür dikkat yola dikmişti, gergin olduğu her halinden belliydi.
Arşın arabayı hız kesmeden hastanenin girişinde durdurdu ve hastanenin içerisinde bulunan resepsiyona ilerlediler. Demirin odasını öğrendiler ve hızla yukarı çıktılar.
Koridoru döndüklerinde Demirin odasına gelmişlerdi. Kapıyı açtıklarında Demirin camın önündeki yatağın içinde oturmuş ve yarı bitkin bir şekilde dışarıyı izlediklerini gördüler.
Elfida odaya girdiği ilk andan itibaren kalbi yoğun bir özlemle doldu. Koşa koşa sarılmak istedi, abisi olmasaydı ilk yapacağı şeylerden birisiydi.
Demiri baştan aşağı süzdü. Bakışları karnına kaydı. Yarası hala bandajlıydı, yüzü solgundu. Elfida ve Arşının içeri girdiğini hissedince hemen başını kapıya çevirdi.
"Geldiğinize sevindim." diye fısıldadı.
Elfida Demirin hayatta olduğunu anlamak için başını sağa sola yatırdı. Hastanenin yoğun ve bunaltıcı kokusu Elfidayı mahvetmişti.
Gözyaşlarını tutamayarak Demirin yanına yaklaştı ve yatağın ucuna oturdu. Ellerini usulca Demirin elleri üzerine koydu.
"Bizi çok korkuttun." dedi.
Demir, kendinden beklenmedik bir şekilde hafifçe gülümsedi. Yüzündeki acı, dikişlerini zorladığının habercisiydi.
" Bende eşek cennetini boyladığımı düşünüyordum. Geri dönebileceğimi sanmıyordum. Ama halen şanslıyım ki buradayım."
Elfida, Demirin ölüm döşeğinde bile şaka yapabilecek potansiyelde biri olduğunu bilecek kadar tanımıştı. Bir an önce taburcu olmasını istiyordu, içi içine sığmıyordu.
" Böyle konuşma. En kısa sürede iyileşeceğine inanıyorum."
" Fiziksel yaralar iyileşirken, kalpte açılan yaralar da zamanla iyileşir mi?"
Elfida, Demirin sorduğu soruyu ilk başta anlamadı. Vurulmadan önce araları limoniydi ve soruyla gönderme yaptığını belli ediyordu.
"Fiziksel yaralar kabuk bağlar ama kalpteki yaralar kalıcı izler bırakır."
Elfidanın sözleri üzerine kimseden ses seda çıkmadı. Demirin gözleri Elfidayla buluştu. Bakışları durgun ve kırgın bakıyordu.
Odadaki gergin ve anlamsız sessizliği Arşın sonlandırdı.
"Ben taburcu işlemlerini halledeyim. Elfida sende hemşireyle Demiri resepsiyona getirirsin."
Arşın odadan çıktı. Elfida, Demirin üzerindeki hastane kıyafetini çıkarmak için uzandı.
" Ben kendim hallederim. Yardım etmene gerek yok."
"Dikişlerin daha tazeyken ve ölümden yeni dönmüşken kendin nasıl giyineceksin?"
" Hemşire yardım eder. Sana ihtiyacım yok."
Elfida hiçbir şey demeden yataktan kalktı ve camın önüne geçti. Dışarı izlemeye başladı.
Demir yatak başlığının kenarında olan kırmızı düğmeye bastı ve tam o sırada içeriye hemşire girdi.
"Kıyafetlerimi giymemde yardımcı olur musunuz?"
" Tabi, yardım edeyim."
Hemşire Demirin hastane kıyafetini çıkartarak kıyafetlerini giydirdi ve odadan çıktı.
" Ben hazırım. Artık gidebiliriz."
Elfida bakışlarını Demire çevirdi. Giyinmiş ve hazır bir şekilde yatakta oturmuş bekliyordu.
Yatağa doğru yürüdü ve Demirin koluna girdi.
Demirin koluna girmesine de engel olacağını düşünmüştü ama sesi çıkmamıştı.
Demir elinin biriyle duvara tutuna tutuna kapıya kadar geldiler ve kapıyı açarak hastanenin çıkışına yürümeye başladılar.
Arşın hastanenin çıkışında arabanın önünde bekliyordu. İkilinin geldiğini gören Arşın hemen arabanın arka kapısını açtı.
Arabanın önüne geldiklerinde Elfida Demiri yavaşça arabaya bindirdi. Kendisi de bindi ve arabanın kapısını kapattı. Böylelikle sessiz bir yolculuk başlamış oldu.
***************************
Arkadaşlar uzun bir zaman oldu. Sizlerle buluşmak istedim ve geldim.
Normalde kitabı kaldıracaktım ama kitaba ve emeklerime yazık olacağını düşündüm. Vaktim olmadığından çok yazamıyorum.
Birde kimse kitaplarımı beğenmiyor gibi geliyor.
Watsapp kanalı kursam gelir misiniz?
Yeni kurgular yazayım mı?
Kitabın ve kurgunun biraz yavaş ilerlediğini biliyorum. Ayrıca çok yazamadığımın ve bölümlerin uzun olmadığının da farkındayım.
Bu sebeple de belki iki kitap halinde yayınlarız. Kitap şimdiden 24 bölüm oldu bile. Olaylar biraz yavaş gelişiyor. Ama yavaş yavaş karakterleri tanıyoruz.
Elfidanın Arşın için korkması sizce neden?
Demir neden Elfidaya tavır yapıyor?
Olaylar nasıl gidiyor?
Kitabı nasıl buluyorsunuz?
Ayhanın ilerleyen bölümlerde Elfidaya sizce ne yapacak?
Sizden bol bol yorum bekliyorum. Kitap hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum.
Ayrıca da bir de haftada kaç bölüm bekliyorsunuz? Yorumlarda belirtin.
Bildirimlerden haberdar olmak için beni ve kitabı takip ederek kitaplığınıza ekleyin.
Çok seviliyorsunuz, öpüldünüz.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 68.58k Okunma |
3.42k Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |