Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4.Bölüm

@sevipgidenbirisiii

 

Yeni bölümle geleyim dedim uzun zaman oldu üç gün olmuş la.

 

Hadi başlayalım bakalım.

 

*********

 

Elfida, sabah güneş ışıklarının gözüne vurmasıyla uyandı. Yeni uyandığı için gözlerini ovuşturdu, sersem gibiydi.

 

Yatağından zar zor kalktı ve odasının perdelerini çekerek içeri güneş ışığının girmesine izin verdi. Daha sonrasında da camı açarak odaya temiz havanın girmesini sağladı.

 

Beynamaz bir şekilde odasının içerisinde bulunan evebeyn tuvaletine doğru adımlayarak içeri girdi ve kapısını kapattı. Her ihtimale karşın kapıyı kilitlemeyi de unutmadı.

 

Aynadan kendisine baktığında gôz altlarının çökmüş

olduğunu gôrdü. Dün gece sabaha dek ağladığı için göz altları mosmor olmuştu ve kanlanmıştı.

 

Uzun zamandır kendisine bakım yapamıyordu. Şu anda bir işte çalışıyordu ancak ailesi elindeki bütün parayı aldığından kendisine bakım yapacak parası da kalmıyordu.

 

Ailesi demeye dili varmıyordu. Eğer kazandığı tüm parayı ailesine vermeseydi ilk işi bu evden kaçmak olurdu. Bu zamanda evden kaçmak için yeterli parası yoktu. Yine de az da olsa ailesinden gizli bir şekilde kendisine verilen bahşişleri saklamayı başarıyor ve yatağının altındaki kumbarasına koyuyordu.

 

O kumbarayı hiçbir şekilde yatağın altından çıkarmıyor, para koyacağı vakitte kapıyı kilitlemeyi asla unutmuyordu. Bu evden kaçışı ancak yeterli parayı toplayabildiğinde olacaktı. Aksi takdirde bu eve bağımlı kalmak istemiyordu.

 

Bu ev, Elfidanın özgür ruhunu bir kafese hapsediyordu. Kafesten kurtulmaya çalıştıkça daha da batıyor, işin içinden bir türlü çıkmayı başaramıyordu.

 

Elfida, turuncu saçlarını tarağa ihtiyaç duymadan eliyle taradı ve eline gelen saçları toparlayarak çöp kovasına attı. Saçlarının kabarmasını önlemek amacıyla eliyle güzelce saç köpüğünün hepsini saçlarına yedirdi ve kabaran yerlerini düzeltti.

 

Aynadaki gôrüntüsünü beğendiğinde musluğu açtı ve yüzüne bir iki kes su çırptı. Yaz gününde soğuk su iyi geldiğinden hemen açılmış ve kendine gelmişti.

 

Kapının kilidini açarak tekrar odasına girdi ve pijamalarını değiştirerek eşortman ve uzun tişört giydi.

 

Abisinin yanında rahat olamadığı için hep uzun giyinmek zorunda kalıyordu. Giydiği kıyafetten en ufak bir yeri belli olduğunda yüz ifadesinde değişiklik oluyordu.

 

Bunu daha çok küçükken fark etti. Onun yanındayken giyimine dikkat eder, en ufak bir frikik vermemeye çalışırdı.

 

Ailede normal olan insanlar giydiklerini umursamamalıydı. Ancak Elfida abisinin bakışlarını normal olarak gôrmüyordu.

 

Şu anda bu bakışları algılayacak yaşta olduğundan ara ara tuhaf bakışlarına denk geliyor ve aldırış etmiyordu.

 

Biliyordu ki en ufak bir detayı takmaya kalkışırsa bütün gününü heba ederdi. Kendini bildiğinden bu durumu umursamamaya çalışıyor ve her şeyin normal olduğuna kendini inandırmaya zorluyordu.

 

Birazdan olacaklar Elfidanın düşüncelerini tamamen değiştirecekti. Ama Elfida şu anlık bu olacakların hiçbirinin farkında değildi.

 

Elfida üzerini değiştirdikten sonra yatağına geçip biraz oturdu. O sırada içeriden annesi bağırdı.

 

"Elfida yine yatakta pinekleyeceğine gel buraya da iki işin ucundan tut. Gelmezsen babana söylerim. Sana vurmasını istemiyorsan derhal buraya gel."

 

Her sabah aynı muameleyi görmekten sıkılmış ve bunalmıştı. O da insandı ve biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı.

 

Annesi bütün işleri Elfidanın üzerine yıkıyor ve gün içerisunde bir dakika bile dinlenmesine fırsat vermiyordu. Dinlendiğini gördükçe işlerin bittiğini düşünüyor, kendisini açıklamasına izin vermeden kızın üzerine yeni işler yüklüyordu.

 

Elfida bu duruma her ne kadar itiraz etse de, zamanla susmayı öğrenmişti. İtiraz ettiğinde sürekli olarak kendini dayak yerken buluyordu. Özellikle de görünmeyen yerlerine vuracaklarına babası ve abisi daha çok yüzüne vurmayı tercih ediyorlardı.

 

Elfida ellerini yüzünü korumak için uzatsa da, bir fayda etmiyordu. Biri ellerini tutuyor, diğeri de öldüresiye dôvüyordu. Kendini korumayı ve sesini çıkarmayı uzun süre önce bırakmıştı. O yüzden hiçbir şeye itiraz etmiyor ve sadece kabulleniyordu.

 

Elfida çok fazla dışarı çıkmadığı için yüzünü kapatmaya hiç ihtiyaç duymamıştı. Sadece evde durduğunda duvarlar üstüne üstüne geldiği zaman dilimlerinde çıkıyordu ve o zamanda yüzünü kapatıcıyla kapatmadan asla çıkmıyordu.

 

Kimsenin yüzünü yara bere içinde görmesini istemiyordu. Elfida ayakları yere sağlam basan genç bir kız olduğu için kimsenin ona acımasını kaldıramıyordu. Bu yüzden de etraftan yüzünü gizlemeyi tercih ediyordu.

 

Halbuki her gece mahalle Elfidanın çığlıklarıyla doluyordu. Bütün mahalle elbette bunun farkındaydı ama elden gelen bir şey yoktu.

 

Birkaç kez polise haber vermişlerdi ancak babasını bu durum daha çok hırslandırdığından bütün hırsını genç kızdan almıştı. Babasının korkup dayağı daha çok azaltacağını düşünseler de tam tersi bir durum gerçekleşmişti. O günden sonra kimseden çıt çıkmamış, herkes sus pus olmuştu.

 

Elfida da belli bir süre sonra bu duruma zaten alışmıştı. Vücudu da bağışıklık kazanmıştı, babasının vurduğu yerler eskisi kadar canını acıtmıyordu.

 

Genç kız annesini ikiletmeden hemen odadan çıktı ve mutfağa doğru ilerledi. Annesi mutfakta oturmuş, çay keyfi yapıyordu.

 

"Uyuşuk uyuşuk durma, hadi akşama kuru fasulye ve pilav yap. Yanına da kavurma yap. Biz babanla gezmeye çıkıyoruz. Dolaptan sakın bir şey yeme. Sana yasak. Dışarı çıkma, evin bütün işlerini biz gelene kadar yap."

 

Elfida cevap vermek yerine hızla başını salladı. Annesine cevap verme tenezzülünde bile bulunmamıştı. Aralarındaki ilişki her zaman sınırlı ve mesafeliydi. Elfida bu mesafeden oldukça memnundu. Annesi ve babası evden çıktıktan kısa bir süre sonra tekrar dış kapı açıldı.

 

Annesinin bir şeyi unutup tekrar geldiğini düşünen Elfida, beline sarılan kollarla çığlığı bastı. Düşündüğü şeyin gerçekleşmemesi için içinden çok dua etti ve arkasını döndü. Beline sarılan kollar abisinindi.

 

"Ne yapıyorsun? Çek şu kollarını."

 

"Çekmezsem ne yaparsın?"

 

"Sen benim öz abimsin. Bakışların bile tuhaf. Normal bakmıyorsun. Sanki yiyecek gibisin. İnsan öz kardeşine öyle bakar mı?"

 

"Bir insan salak olur da bu kadar salak olabilir mi? Ben senin öz abin olsam bakışlarım böyle olur mu? Ya da düşün bakalım abin ya da baban sana durduk yere canı istiyor diye dayak atar mı? Kızım sen evlatlıksın. Bunu o kalın beynine sok."

 

Ayhan kollarını kızın beline sımsıkı sarmış, asla bırakmıyordu. Genç kız her ne kadar kollarını çözmeye çalışsa da, gücü yetmiyordu. Aklı da mantığı da az önce üvey abisinin söylediklerinde kalmıştı.

 

Şimdi o bu ailenin öz evladı değil miydi?

 

Boş yere mi o kadar günlerce dayak yemişti?

 

Onca acıya katlanmıştı.

 

Her şeye rağmen ailesinin öz evladı olmadığını bilse bile yine de şikayet eder miydi?

 

Bu sorunun cevabı net olarak belli değildi. Şu anda düşünmesi gereken başka konular vardı.

 

Üvey abisi kollarını daha da sıkılaştırmış ve dudaklarını genç kızın boynuna doğru yönlendirmeye başlamıştı. Genç kızın saçlarını geriye doğru iterek boynunu daha da açığa çıkartmıştı. Genç kız altında debelendikçe Ayhan bu durumdan daha çok haz alıyor ve zevke geliyordu.

 

Ayhan zihniyeti kôtü birisiydi. Genç kızın yanında neden uzun kıyafetler giydiğini biliyordu. Bakışlarından az çok rahatsız olduğunun farkındaydı. Hep bugünün hayalini kurmuştu.

 

Genç kızın ellerini tutarak üzerindeki tişörtü tek hamlede çıkarttı. Elfidanın üzerinde sadece sütyen kalmıştı. Genç kız bu durumdan çok rahatsızdı, engel olmaya çalışsa da, beceremiyordu.

 

Kıza yiyecek gibi bakan Ayhan, kızın sütyenini tek hamlede çıkarıp yere attı. Elfidanın bütün çığlıkları sokağı doldurdu ancak kimse çığlıklara aldırış etmedi.

 

"Yapma, ne olursun. Beni rahat bırak. Söz veriyorum bu durumdan kimseye bahsetmem."

 

"Ben hep bugünün hayalini kurdum. O yüzden seni altımda becermeden asla salmam."

 

Elfida çaresizlik içerisinde ağlamaya başlamıştı. Etrafına bakındığında vazoyu gördü. Üvey abisi üzerini çıkartmaya çalıştığı anda vazoya uzandı ve hiçbir şekilde düşünmeden vazoyu tek hamlede kafasına geçirdi. Başından kanlar aktığını gördü ve büyük bir soğukkanlılıkla yerden hızlıca kalktı.

 

Vazoyu bir kez daha başına vurdu ve yere devrildiğini gördükten sonra hemen tişörtünü alarak dış kapıya yöneldi. Kapıyı açtı ve ayakkabılarını bile giymeden apartmanın merdivenlerinden hızlıca yalın ayak inmeye başladı.

 

Belkide yeni hayatı için ilk başlangıcı bu gece yapacaktı.

 

 

 

 

 

Arkadaşlar yeni bölüm geldi. Nasıl buldunuz? Elfidanın hayatını anlattım size. Nasıl bir hayata sahip olduğunu görün diye.

 

Yorum bırakınnn.

Loading...
0%