Gökyüzünde bulutlar bir araya toplanıyorlardı. Hepsi birbirine çekiliyordu. Her yeni gelen bulut bir öncekinden daha koyuydu. Griden başlayıp zifiri karanlığa varan renge ulaştılar. Bulutların toplanmaya başladığı ilk bulut tarafında biraz görüntü vardı sadece.

Ne olduğunu anlayamayan devlet yetkilileri sokak lambalarını yakmış, radyo ve televizyonlardan tüm halkın evden dışarı çıkmamasını, tüm kapı ve pencereleri sıkıca kapatmalarını, sakin olmalarını, ikinci bir emre kadar evde kalmalarını tembihliyorlardı.

Her bir evde ayrı bir endişe, dehşete kapılmış insanlar vardı. Herkes ne olduğunu, ne olacağını konuşuyor kendilerine rahatlatıcı bir açıklama bulmaya çalışıyorlardı. Belli ki hükümet bunu yapmakta yetersiz kalmıştı.

"Küresel ısınmadandır, dünyada mevsim dengesi mi kaldı ki?"

"Hep zehirli gazlardan hep o büyük fabrikalardan."

"Savaş mı olacak yoksa bir çeşit saldırı mı bu? Kesin Xcşp ülkesinin işi bu."

"Bence uzaylılar geldi uzaylılar. Gerçi uzaylılar olsa tüm dünyada aynı sorun olurdu ama evrensel haber siteleri günlük güneşlik hatta bizden, Samdanya ülkesinden bahseden yok. Her anımızı gördüğümüz o yabancı haber sitesinde tüm ülkemizi kaplayan griden zifiri siyaha bulutlara dair tek bir haber yok!"

"Kıyamet geldi."

"Lanetlendik."

"Altı üstü hava bozdu amma da abarttılar ya."

İnsanlar kendi fikirlerini tartışırken, devlet yetkilileri, ülkenin önde gelen bilim insanları ne yeryüzünde ne de gökyüzünde herhangi bir ısı değişimi yaratmayan, elektrik ya da nem içermeyen, buhar bile olmayan sadece gökyüzünü boyayan bulutumsu bu şeylerin ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.