@sevvnuraydn
|
"Okan kimmiş söylesene artık!" diyerek ciyaklayan tabii ki de Talya'dan başkası değildi. Kendileri eğer kocası biraz daha bu sessizlik oyununu bozmazsa fena olay çıkaracağa benziyordu. Okan en sonunda karısının baskısına daha fazla dayanamayıp ağzındaki baklayı çıkardı. "Bulut Kaleli." Hepimiz donup kaldık. Bulut'un Atlas'ın eski dostu olduğunu ve şimdi aralarının bozuk olduğunu biliyordum. Fakat neden böyle bir şey yapma gereği duyduğunu anlamıyordum. Atlas, "Ben ona yapacağımı bilirim," diye kükredi. O sinirle arabaya doğru yürüyordu ki ona engel oldum. Başına bir bela daha açmasına izin veremezdim. "Atlas sakin ol. Bulut'un yanına gitmeni istemiyorum." "Gördün mü? Sana bundan bahsediyordum. Bana sabah barışmamı söylediğin Bulut bu işte! Şimdi bırak barışmayı onu fena benzeteceğim." Atlas ipini koparmış gibi arabaya doğru ilerliyordu. Ne ona söylenenler umurundaydı ne de başka bir şey. Onun tek umursadığı bendim. Önüne geçtim. "Ada lütfen çekil," dedi Atlas sinirden zor durduğunu belli edercesine. Ama ben çekilmedim. Gözlüklerimin üzerinden ona yalvarırcasına baktım. Bir süre sakinleşmek için bekledi. Sonrasında bana karşı koyamadı. "Tamam Bulut'un yanına gitmeyeceğim," dedi Atlas sıkıntılı bir nefesle. Bunun üzerine Feyza, "Şimdi hep beraber şu lanet olası magazin programına çıkıyoruz ve şu evliliğiniz hakkında çıkan dedikoduları sonlandırıyoruz arkadaşlar. Bu yüzden karını da alıp arabama bin Mierda," dedi gayet net bir şekilde. Anlaşılan kendimizi bir kez daha ekranlarda görecektik! Bir kez daha! Atlas ile birlikte Feyza'nın arabasına geçtim. Diğerleri bize el salladı ve sonrasında magazin programının çekildiği stüdyoya doğru yola koyulduk. Bu çıkan haberlerin asılsız olduğunu anlatmamız artık şart olmuştu. Feyza, "Bulut konusuna gelecek olursak ona bulaşma Mierda. Kendini yakmanı çoktan geçtim Ada'ya bunu yapma," dedi dikiz aynasından attığı keskin bir bakış eşliğinde. Atlas biraz olsun sakinlemişti. Ona sarıldım. Elimi tuttu ve soluklandı. Kendini daha iyi hissettiğini biliyordum. İkimizde çok zor bir gün geçirmiştik. Bir de üzerine tüm bunların arkasından Bulut'un çıktığını öğrenmiştik. Fakat hala anlayamadığım bir şey vardı. O da Bulut'un bunu neden yaptığıydı. Atlas'tan intikam almak için yapmış olduğunu düşünsek bile bizim evli olduğumuzu ve yerimizi nereden bildiğini açıklayamıyordum. Bu denklemde eksik bir şeyler vardı ve ben açıkçası bunu Bulut'un yapmış olabileceğini düşünmüyordum ki aklıma bugün spor hocası Gaye'ye Atlas ile evli olduğumuzu söylediğim gerçeği geldi. İyi de Gaye neden böyle bir şey yapsın ki? Kafam çok karışık! Sıkıntılı bir nefes verdim. Atlas usulca saçlarımı okşuyordu. Bir yandan da olanları düşünüyordu. Bugün olanları, pizzacının önünde olanları ve çok daha fazlasını düşünüyordu. Başımı kaldırıp ona baktım. Gözlerini boşluğa dikmiş öylece duruyordu. Onun eskisi gibi neşeli ve enerjik olmasını öyle çok isterdim ki... Feyza, "Geldik şu Allah'ın cezası yere," dedi gözlerini devirip arabayı stüdyonun otoparkına park ederken. Feyza'ya katılıyorum. Bu yer cidden de bize Allah'ın cezası olarak her seferinde bumerang gibi geri dönüyordu! Umarım bu sefer hayat bize tekme atmak yerine bu oyunu bize oynayanlara karşı dururdu! Yoksa ne yaparım hiç bilmiyorum! Atlas, "Hadi bebeğim. Onlara kimin patron olduğunu gösterelim," dedi. Artık gülüyordu. İçimi ısıtan gülüşüne karşılık bende gülümsedim. Arabadan inip elinden tuttum. Şimdi onlar düşünsün bakalım! Atlas ile Ada çifti geliyor! Açılın! Atlas, Feyza, Metehan ve ben hep birlikte stüdyo binasının kapısından içeri girdik. Bizi hiç vakit kaybetmeden makyaja aldılar. Yanımdaki sandalyede Feyza oturuyordu. Her zamanki gibi insanlığa karşı oldukça sevgi dolu bakışlarıyla makyaj ekibini germekten geri durmamıştı. İşte benim kankam! Onları bakışlarınla taşa çevir Medusa! "Şu saçma salak program bir an önce çekilse de kurtulsak," dedi Feyza gözlerini devirerek. Ona katılıyordum. Bu programlar yüzünden başımıza gelmeyen kalmamıştı zaten! "Çekim bi bitsin doğruca eve gidip uyuyacağım. Bu kadar entrika ve macera bana yetti." Feyza kıkırdadı ve makyaj ekibini yüzünde gezinen fırçalardan fazlasıyla sıkıldığından dolayı yanından kovmuştu. "Artık gidebiliriz çaylak," dedi Feyza beni koluna takarken. Gotik kankamla birlikte kol kola bizimkileri de alıp stüdyoya geçtik. Sarışın ve kumral olan kadın sunucular bizi gördüklerinde karşılarında haber manşeti ve bol reyting görmüş gibi mutlu olmuştu. Canlı yayında değildik. Şimdi sadece çekim yapılıp yarına yayınlanacak bir bant oluşturulacaktı. Bu yüzden kendimi daha rahat hissediyordum. Atlas centilmenliğini konuşturarak hanımına sandalyesini çekmişti. Hepimiz yerlerimizi aldığımızda kayda girildi. "Günaydınlar! Bugün stüdyomuzda öyle özel konuklarımız var ki!" diyerek kayda enerjik bir giriş yapan kişi sarışın sunucuydu. "Bugün programımıza Atlas Serez, Feyza Gürdal, Metehan Duman ve Ada Tözün konuk oldu," diyerek devam edense kumral sunucuydu ki Atlas Bey son derece takıntılı bir insan olduğundan saniyesinde araya girdi. "Ada Tözün değil. Ada Serez deyin lütfen," dedi Atlas bana bakıp otuz iki diş sırıtarak. Şu adamın ruh hali beni cidden korkutuyor. Daha on dakika öncesine kadar ayaklı cenaze gibi dolaşması yetmezmiş gibi bir de Bulut'u Allah'ın huzuruna biraz daha erken göndermeye niyet eden kendisi değilmiş gibi şimdi de pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Kocam diye demiyorum bu arada aşırı güzel gülüyor! Kumral sunucu, "Özür dilerim Ada Serez," diyerek çok büyük bir yanlıştan dönmüş oldu. Atlas şimdi halinden gayet memnun görünüyordu. Sarışın sunucu, "O zaman evlendiğiniz iddiaları doğru," dedi heyecanla. Şu magazin camiasında anlamadığım birkaç şey var. İlki ünlülerin evlenmesini coşkuyla kutladıktan sonra onların boşanmalarını beklemeleri. İkincisi ise boşanan ünlüleri çaprazlama yoluyla Mendel'in bezelyeleri misali birbirleriyle yakıştırmalarıydı. Atlas, "Evet doğru. Ada ile evlendik," dedi sırıtarak. Hele şunun mutluluğuna bi bakın! Cennetten müjde mi geldi Atlas Serez? Eğer öyleyse söyle de bizde gülelim! "Peki neden gizlice evlendiğinizi sorabilir miyim?" "Gizlice evlendiler. Çünkü Atlas Serez sabırsız bir insan olduğundan direkt yıldırım nikahını tercih etti. Tabii bunda biricik babacığının da etkisi büyük," dedi Feyza araya girerek. "Atilla Serez sizin evlenmenize karşı mıydı?" "Karşı olmaktan çok Atlas'ı benim sevdiğim kızla evlendirmeye kalktı," diyerek olayın fitilini ilk ateşleyen kişi Metehan oldu. İki sunucu da şoktan şoka girdi. Aynı zamanda da reytingin ve çok iyi bir magazin malzemesinin kokusunu almış olacaklar ki gülmeye başladılar. "Atilla Serez seni kiminle evlendirmeye kalktı Atlas?" diye sordu sarışın sunucu. Feyza, "Benimle," diyerek bir bombayı daha patlattı. Resmen ben, kocam ve kocamı evlendirmeye kalktıkları arkadaşım ve ayrıca bir zamanlar bana aşık olan çocukluk arkadaşım biz kocaman bir aileyiz! Böyle bir hikaye Brezilya dizilerinde görülmedi! "Feyza ile Atlas'ın evlenmek üzere olmasından dolayı mı Atlas ile aniden evlendin Ada?" "Aynen öyle oldu," dedim. "Bu evliliğe mani olmak için onlardan önce davranıp biz evlendik," diye de ekledim. Tüm bunlardan sonra sabah yayın bandında ekranda skandal açıklamalar başlığı olacağına adım kadar emindim. "İnanamıyorum!" diye ciyakladı kumral sunucu. Ojeli tırnaklarının akıbetini gram umursamadan tırnaklarını saçlarının diplerine yerleştirdi. Rollenmek denince de bu kadın be! "O zaman Ada'nın hamileliği gerçek değil öyle mi?" "Değil," dedim dişlerimi sıkarak. "Peki Metehan sen bu işe ne diyorsun?" Metehan, "En yakın arkadaşımın mutlu olduğunu görmek çok güzel. Onların birlikteliğiyle bende gerçek aşkı buldum," dedi Feyza'ya bakarak. İşte gerçek love! Kankam diye söylemiyorum çok aşık kendileri! Atlas, "Yani kısacası babalarımız zorla bizi evlendirmeye kalktı. Ama biz bunun önüne geçtik. Sonuç olarak aşk kazandı," dedi ve bana baktı. Gülümsüyordu. O çapkın gülüşünü yesinler Atlas Serez! Tabii başkaları değil! Sadece ben! "Olaya bakın! Gerçekten inanılır gibi değil!" diyerek adeta çığlık attı sarışın sunucu. İşin komik yanı yaşadığımız şeylere biz bile inanamıyorduk. Resmen kendi hayatlarımızı bir komedi eğlencesi anlatır gibi anlatmıştık. Kayıt durdu ve bununla birlikte stüdyodan firar ettik. Yoldayken Atlas Talya'yı aradı. Ona çekimi yaptıklarını ve şimdi dönüş yolunda olduğumuzu söyledikten sonra telefonu kapattı. Feyza, "O kadınları görünce hayat enerjimi kaybettim. Bir yerlerde çay mı içsek? Çaysızlıktan sinirlerim bozuldu," dedi surat asarak. Açıkçası benimde eve hiç gidesim yoktu. Biraz kafa dağıtmanın hepimize iyi geleceği kesindi. Metehan Feyza'nın söylediği şeye gülmeye başladı. Atlas ise, "Kaçır bizi gotik!" dedi coşkuyla. Görende alemlere akacağımızı falan sanır! Alt tarafı eve dönmemeye karar vermiştik ki Talya yeniden aradı. Fakat Atlas'ı değil direkt beni aradı. Aramayı cevaplandırıp telefonu kulağıma götürdüm. "Ada çok büyük olay var," diye ciyakladı Talya. Dürüst olmak gerekirse telefonu açar açmaz böyle bir şeyle karşılaşabileceğimi hiç düşünmemiştim. "Olaydan kastın nedir?" diye sordum iyi bir şeyden bahsetmesini umarak. Ben umuyorum da hayatın umurunda mı sanki? Talya, "Okan Bulut ile konuştu," dedi birden. Bulut ismini duyduğum anda bile işlerin iyiye gitmeyeceğini anlamış oldum. Sıkıntıyla, "Ne hakkında konuştular?" diye sordum. Bulut'un adını dahi anmadım. Zira yanımda bu ismi duyunca saldırganlaşan bir adet Atlas Serez var! Talya, "Bulut Atlas'ı ve seni akşama yemeğe davet etti," dedi. Yaşadığım şoku tahmin edebiliyor musunuz? "Ne yaptı?" diye bağırdım. Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilememiştim. Benim bu ani çıkışım Atlas'ı işkillendirmeye yetmişti ki sonrasında kendimi gülmeye zorladım. Abartılı bir kahkahayla, "Haber verdiğin için teşekkür ederim," diyerek telefonu kapattım. Tabii benim kocam yakışıklı olduğu kadar da fena bir adam olduğundan meseleyi anlatana kadar didik didik edeceğini de çok iyi biliyordum ki beni bu düşüncemde de yanıltmadı. "Kiminle konuştun bebeğim?" diye sordu Atlas. Tek kaşı havaya kalkmış radarını üzerime dikmişti. Yutkundum. İçimden bir ses anlatıp kurtulmamı söylüyordu. Fakat iç sesimi değil de mantığımı dinleyince de bunu yaptığım an Atlas ile Bulut'un birbirlerine gireceğinden emindim. Yapacak tek bir şey var! O da en azından akşam olana kadar bu gerçeği yakışıklı prensimden saklamak! "Annem aradı!" "Annen sana çığlık atacak kadar önemli ne söyledi bebeğim?" "Bizim mahallede bir tane kız vardı. Kız ne yapmış bil bakalım?" "Ne yapmış?" "Kaçmış! Kocaya kaçmış kız," dedim dövünerek. Tabii benim bu söylediğimi Metehan da ciddiye almasın mı? "Hangi kız? Şu Şerife teyzenin kızı mı yoksa?" diye sordu Metehan. Ah Metehan ah! Çenen çekilsin emi! Ne diye soruyorsun? Kimse kim! Feyza ise, "Bu durum seni neden ilgilendiriyor Met?" diyerek kapalı olan trip modunu ardına kadar açmıştı. Al işte! Bizimkini oyalayacağız derken çiçeği burnunda taze çiftlerin de arasına girmiş oldum! Ama bilerek yapmadım ki! Valla bak! Metehan, "Canım tabii ki de beni ilgilendirmiyor. Sadece merakımdan sordum," dedi. Ilıman yaklaşımı Feyza'nın buz gibi bakışıyla nakavt edildi. Yolumuza kaldığımız yerden devam edecek olursak şu an eve dönüş yolundayız! Üstelik ev dediğimde annemin evi! Anneme gidiyoruz! Feyza'ya, "Neden mahalleye döndük?" diye sorduğumda sırıttı. "Annen çok güzel çay demliyor. Ayrıca Mierda'nın sinirlerine hakim olduğu tek yer orası," dedi ve siyah arabasını havalı bir şekilde bizim kapının önüne park etti. Evim evim güzel evim! Nasıl da özlemişim! Hep beraber bizim eve çıktık. Annem best damadını iki saat evvel görmemiş gibi, "Çok özledim oğlumu," deyip duruyordu. Annem diye söylemiyorum asla evlat ayrımı yapmaz! Asla! Her zaman mükemmel bir anne olmuştur kendileri! İçeri geçtik. Daha bu evden ayrılalı şunun şurasında bir gün olmasına rağmen evimi cidden özlemiştim. Hem kolay mı doğup büyüdüğün evden ayrılmak? Çok zor bir şey. Annem, "Şimdi size çay koyayım. Sanki hissettim geleceğiniz de ondan börek yapmıştım. Hem de patatesli," dedi ve terliklerini şaklatarak mutfağa doğru ilerledi. Bir kere de Ada için şunu yaptım dese ölür sanki! Varsa yoksa damadı. Anlamadım bu çocuğu neden bu kadar sevdiğini! Feyza, "Bende yardım edeyim. Bakalım mahalleden kim kocaya kaçmış?" diyerek aslında Metehan'a laf sokmuştu. Feyza mutfağa doğru ilerledi. O an kafama annemle konuşmadığım Talya ile akşama Bulut'un evine yemeğe davetli olduğumuz hakkında konuştuğumuzu hatırladım. Tabii ben bi tutuştum ki sormayın gitsin. Kocamı oracıkta bırakıp mutfağa uçtum. Canım anam tüm bunlardan habersiz yeni yaptığı böreği dilimlemekle meşguldü. Birisi ona gerçeği söylesin! Benim söylemeye yüreğim el vermiyor! Feyza ise anneme yardım etmek için çay bardaklarını hazırlamakla meşguldü. Annem yanıma gelip yanağımdan şap diye öptü. "Anasının küçük danası!" diye bir çığlık kopardı. Kahretsin! Bir anne neden böyle bir şekilde sever ki? Onu geçtim. Benim annem bana şefkat gösteriyor! Kendimi şefkat arayan dana gibi hissettim! Ulan hayat! "Hadi kocana börek götür kızım," dedi annem elime tabak tutuştururken. Tam o sırada içeri geçmeye yeltenmemi fırsat bilen Feyza, "Nebahat teyze duyduğuma göre sizin mahallede," diye sözlerine başladığı sırada araya girmek durumunda kaldım. "İtiraz ediyorum!" Annemle Feyza şok olmuş bir şekilde bana baktı. Sonuçta mahkemedeki dişli avukatlara dönmemin mantıklı bir sebebi yoktu. Olamazdı da zaten! Annem, "Kızım sen iyi misin?" diye sordu akıl sağlığımdan endişe ederken. O an Feyza'ya baktım. Bakışlarımdan anladığı şey şuydu: "Ben bir bok yedim ve bunu annemin bilmemesi gerek." Feyza, "Ben Ada'ya yardım edeyim," dedi birden konuyu bir daha açılmamak üzere kapatarak. Sonrasında doldurduğu çay bardaklarını tepsiye dizip peşime takıldı. Birlikte börekleri ve çayları servis ettik. "Eline çay tepsisi pek de bir yakışmış gotik," dedi Atlas pis pis gülerek. Kocam diye söylemiyorum cidden çok gıcık bir insan! Ama şimdi onunla uğraşamayacak kadar zor bir durumdayım! Feyza ile beraber kendimize çay koyma bahanesiyle mutfağa kaçtık. Allah'tan annem oğullarını besleme işiyle meşguldü de bize ilişmemişti. "Ne haltlar karıştırıyorsun sen?" dedi Feyza bilmiş bir tavırla. Kendine koca bir kupada çay koyup bir yandan yudumluyor bir yandan da benim söyleyeceklerimi bekliyordu. "Arabada konuştuğum kişi annem değildi." "O kadarını anladık her halde. Sen asıl kiminle konuştuğunu söyle çaylak." "Beni arayan kişi Talya'ydı." "Demek Talya ile konuştun. Sana ne söyledi de birden tutuştun?" "Bulut Kaleli akşama beni ve Atlas'ı yemeğe bekliyormuş," dedim neredeyse fısıltıyla. Sesim bi tarafıma falan kaçmadı! Sadece kocam olacak o yakışıklı playboyun başını yeniden belaya sokmasını istemiyorum o kadar! Sonuçta daha yeni hapse girme tehlikesi atlattı! Hem de Bulut yüzünden! "İyi de Bulut bu işleri Atlas'ın başına açtıysa neden akşamında sizi yemeğe davet eder ki? Bu işte bir saçmalık var ama ne?" Feyza da benim gibi düşünüyordu. Bu işte bir bit yeniği vardı. Hissediyordum. Bulut'un bizi evinde ağırlamak istemesinde bir şey vardı. Tam o sırada arkamdan, "Bulut Kaleli bizi akşam için evinde yemeğe mi çağırdı?" diye bir ses yankılandı. İşte şimdi kafamı deve kuşu gibi yerin dibine gömeceğim! Resmen kocama yakalandım! Yakalandım! Ah ben ölmek istiyorum! Kendimi öldürürsem bu saçmalıklardan kurtulabilirim! "Bana bi açıklama yapman gerekiyor bebeğim," dedi Atlas beni kollarımdan tutup yavaşça kendine çevirirken. Feyza, "Ben sizi yalnız bırakayım," dedi çay kupasını kapıp içeri topuklamadan hemen önce. Böyle durumlarda arkadaş desteği gibisinin olmadığını özellikle söylemek isterim. Canım arkadaşımın savaş meydanından beni kurtarması gerekirken bir kupa çay kurtarmasına güleyim mi ağlayayım mı hiç bilmiyorum. Atlas, "Boşuna saklamaya çalışma bebeğim. Çünkü sizi duydum. Bulut Kaleli'nin senle beni akşam yemeğine çağırdığını söyledin," dedi yumuşak bir ses tonuyla. Açıkçası bana kızıp bunu ondan neden sakladığımı sormasını ve hatta daha çok benden hesap sormasını beklemiştim. Ama bunu yapmadı. Parmaklarının ucuyla yanağımı yavaşça okşayıp gülümsedi. "Madem Bulut Kaleli bizi akşam evinde yemeğe bekliyor o halde bize de davete icabet etmek düşer bebeğim." "Bundan emin misin?" "Eminim bebeğim. Yanımda sen olduktan sonra her türlü zorluğa göğüs gerebileceğimi anladım." "Benim için Bulut ile aynı masaya oturmayı göze alamazsın Atlas. Bunu yapmak zorunda değilsin." Parmakları çenemi kavradı. Dudaklarıma sıcak ve küçük bir buse bıraktı. Geri çekildiğinde gülümsüyordu. "Bunu zorunda olduğum için değil gerçekten yapmak istediğim için yapıyorum. Seninle bundan sonraki hayatımızdaki engebeleri kaldırmak için yapıyorum. Yürüyeceğimiz yollardaki taşlar ayaklarını kanatmasın diye yapıyorum. Hayatımın sonuna kadar mutlu olmak için yapıyorum. Sadece seninle olabilmek için yapıyorum. Senle ben olmak için yapıyorum." "Senle ben artık bundan çok daha fazlasıyız Atlas. Senle ben artık biz olduk. Yetmez mi?" "Yetmez. Gün gelecek evimizde Atlas Jr. ve Ada Jr. olmak üzere iki küçük çocuk dolaşacak. O zaman bile bana yetmeyecek bebeğim." Kıkırdadım. Kollarımı onun boynuna doladığımda, "Yine de bunu yapmak istediğine emin misin Atlas? Bulut ile yüzleşmek sandığın kadar kolay olmayacak," dedim. "Biliyorum. Ama eğer olur da zorlanırsam elimden tutarsın. İşte o zaman hiçbir şey bana zor gelmez Ada." Atlas ile birlikte içeride bizi bekleyenlerin yanına geçtik. Feyza yüzlerimizdeki gülümsemeden iyi olduğumuzu aramızda sıkıntı olmadığını anlayınca çayından büyük ve keyifli bir yudum aldı. "Annecim bize artık müsaade. Ada ile eski bir arkadaşıma yemeğe davetliyiz," dedi Atlas ve annemin elinden öptü. Böyle terbiyeli damat bu zamanda zor bulunur arkadaşlar! "Tamam oğlum." Metehan ile Feyza da bizimle beraber geldi. Feyza bizi Atlas ile evimize bıraktıktan sonra sevgilisini de alıp arabasıyla hızla uzaklaştı. Evimize geldiğimizde ilk yaptığımız şey odamıza gidip dolaptan akşama uygun bir şeyler bakmak olmuştu. Atlas siyah bir takım giymişti. Benimse geceye uygun kıyafetim olmadığından bir tane elbiseyi Talya'dan ödünç almıştım. Üzerimdeki elbisenin fermuarını kapatmakta zorlandığımdan imdadıma Atlas yetişmişti. Boy aynasından yansımamıza baktım. Atlas ağır ağır fermuarımı çekerken nefesimin kesildiğini hissettim. Yansımamızda buluştu gözlerimiz. "Çok güzelsin," diye fısıldadı. Ellerini omuzlarıma yerleştirdi. Parmakları tenimde ağır ağır ilerlerken en sonunda ellerimi tutup beni kendine çevirdi. Gözleri gözlerimdeydi. Bana aşkla bakışını seviyordum. Onu seviyordum ve bana ömrümün sonunda kadar böyle bakmasını istiyordum. Atlas, "Bir şey eksik bebeğim," dedi birden. Hazırdık. Çıkmamız gerekirken neyin eksik olduğunu anlayamamıştım. Ta ki çekmeceden çıkardığı yüzük kutusunu görene kadar! "Atlas sana inanmıyorum!" "Bunu uzun zamandan beri saklıyordum bebeğim," dedi Atlas kapağını araladığı yüzük kutusunu bana göstererek. Kutudaki yüzüğü çıkarıp parmağıma geçirdi. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Atlas, "Belki söylediğime güleceksin. Ama bu yüzüğü ilk gördüğüm anda senin gözlerine ilk baktığımda gördüğüm ışığı anımsadım Ada," dedi bakışlarını yüzükten alıp bana çevirirken. Dudaklarım titredi. Titreyen dudaklarımdaki heyecanı onun dudakları dindirdi. Hemen ardından koluna girmemi sağladı. "Artık gitmeye hazırız karıcım," dedi Atlas. Gülümsedim. Birlikte odamızdan çıkıp merdivenlerden inmeye başladık. Yüksek topuklularımla gece mavisi elbisemin eteklerine basıp düşmemek için Atlas'ın koluna koala gibi yapışmıştım. Evden çıktığımızda arkasında arabada bebek var yazan uzay mekiğimize bindik. Artık Bulut'un evine gitmemizin vakti gelmişti. Atlas arabayı çalıştırdı. Arada bir bana bakıp gülümsüyordu. "O kadar dikkatimi dağıtıyorsun ki her an bir kazaya karışabiliriz bebeğim," dedi Atlas çapkın bir bakış eşliğinde. Kıkırdadım. "Dikkat dağınıklığının olması benim suçum değil Atlas Serez," dedim başımı hafifçe sallayarak. İkna olmadı. Hatta beni kınarcasına cık cıkladı. "Kesinlikle senin suçun bebeğim. Neden biliyor musun?" "Nedenmiş?" dedim kollarımı bilmiş bir tavırla göğsümün altında kavuşturduğum sırada. "Yasadışı bir güzelliğin var ve ben gözlerimi senden alamıyorum." Söylediği şeyle donup kaldım. Küçükken sadece dizilerde olduğuna inandığım o romantik ve her kadının içten içe arzuladığı o adam kesinlikle Atlas'tı. Beni öyle güzel seviyordu ki kendimi dünya üzerindeki en güzel kadınmışım gibi hissediyordum. Halbuki değildim. Ne öyle baktıkça yeniden bakılacak bir güzelliğim vardı ne de minyon kadın cazibem. Ben sıradandım. Ama yanımdaki adam sayesinde böyle hissetmiyordum. "Sana aşığım kocacım," dedim gülümseyerek. Romantik öküzüm elimi tutup üzerine küçük bir buse bıraktı. "Ben daha çok karıcım." Biz ne ara bu hale geldik? Onu özlemekle geçen koskoca iki ayın ardından şimdi onunla evlenmiştim. Hem de bir anda! O an yaptığımız şeyin ne derece doğru olduğunu bilmesemde şimdi biliyordum. Atlas ile evlenmek, ona aşık olmam, onunla geçen her bir dakikam hayatımda aldığım en doğru karardı. "Bulut Bey'in evine geldik," dedi Atlas arabayı evin önündeki bir başka arabanın yanına park ederken. Birlikte arabadan indiğimizde Atlas'ın ne kadar gergin olduğunu görebiliyordum. Uzanıp elini tuttum. "Yanındayım Atlas Serez," dedim gülümseyerek. Parmaklarımı hafifçe sıktı. Artık yıllardır ertelenen yüzleşmenin, eski defterlerin açılmasının vakti gelmişti. Atlas ile birlikte el ele bizi bahçeye yönlendirmeleri üzerine bahçeye hazırlanmış yemek masasının orada bizi bekleyen Bulut'un yanına doğru yürüdük. Bulut, "Hoş geldiniz," dedi samimiyetten uzakta eğreti bir gülümseme eşliğinde. Onunla tokalaştık ve başımızla onu selamladık. Bulut, "Bu akşam bize eşlik etmesi için bir arkadaşımızı daha davet ettim. Umarım sizin için sakıncası yoktur," dedi. Sonrasında bakışlarıyla bahçeye yeni gelen kişiyi işaret etti. Dönüp gelene baktım. Atlas da benim baktığım yere baktığında kaskatı kesildi. O an burada neler döndüğünü sorgularken buldum kendimi. |
0% |