Yeni Üyelik
52.
Bölüm

42. Bölüm Alıntısı

@seydnrgrsu

🔥

 

'Bir ışık aradığında önce daha da derin bir karanlığa düşersin...'

 

🔥

 

Sezen Aksu-Yetinmeyi Bilir Misin?

 

🔥

 

 

Derince çektim temiz havayı içime. Gerçi işe yaramadı. Aylardır içime çektiğim havanın bir işe yaramadığı gibi. Sadece bir alışkanlıktı bu. Aylardır yaptığım diğer şeyler gibi.

 

Kolumdaki çantayı sıkı sıkı tutarken omzularımdaki ağrı da başıma doğru tırmanmaya başlamıştı. Gün yirmi dört saat ama benim baş ağrım daha fazla sürüyordu.

 

Güneşli taraftan gölgeye geçmek için kaldırımdan yola indim. Keten gömleğim terleyen sırtıma yapışmıştı. Kalabalık insanların arasından bir an önce sıyrılıp gölgeye geçmezsem beynim burnumdan akıverecekti Allah korusun.

 

"Pardon..." diye mırıldanırken pazar arabasını yolun ortasına durdurmuş kadınlardan izin istedim. Derin bir sohbetin içindeyken çekilmek yerine ters ters bakmışlardı.

 

Umursamadım. Çantamı sıkı sıkı tutup geçmeye çalıştım. İleriden bir pazarcı bağırıyordu 'Elmalarım çıtır çıtır' diye. Az ilerideki badem şekercinin sesi bastırıyordu onu da.

 

Hava güzelleşti mi böyle olurdu buralar. Koca meydan insanlarla, satıcılarla dolup taşardı. Gelen turistler de cabasıydı. Adım attığınız her dar sokakta elinde telefon ya da makineyle fotoğraf çektiren insanlara rastlardınız.

 

İnci şehrin taş sokakları binlerce insanı ağırlardı.

 

Büyük meydanda gölgeye geçmek için insanları kibar kibar iterken adımlarım durdu. Daha doğrusu durmak zorunda kaldım. Bakışlarım meydanı geçen araba konvoyuna takılırken boştaki elimi istemsizce göğsüme atmış bulundum. Tam içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim o anda.

 

Yutkunmak zorunda kaldım.

 

"Dönmüşler," dedi yan tarafımdaki bir kadın. Diğeri hızla onayladı onu.

 

"Doğruymuş demek, dönmüşler," dedi diğer tarafımdaki amca. "İzollar topraklarına geri dönmüşler." Zaten aylardır zar zor aldığım nefeslerim sıkıştı. Göğsüme sert hem de çok sert bir darbe yemişim gibi oldu. Sanırım krizim tutacaktı.

 

"Ne olacaktı ya. Döneceklerdi elbette. Topraklarını bırakıp gider mi onlar?" Benim gibi o uzun konvoya bakan bir amca seslendi ileriden. Herkes işini gücünü bırakmış upuzun kuyruk oluşturan siyah araçlara bakıyordu.

 

Ama göğsüme her şeyden daha sert inen darbe ise arka tarafımdan bir kadının ağzından döküldü.

 

"Kız istemeye gideceklermiş. Düğün kuracaklarmış yakında. O zaman gör bak buraları. İzolların oğlu evlenecek kolay mı?"

 

Tam o noktada bitti nefeslerim. Göğsüm sanki bir duvar enkazının altında kalmış gibi sıkışırken bakışlarım karardı önce. Hemen ardından acı bir hırıltı çıktı boğazımdan.

 

'Evlenecek' demişlerdi. İzolların oğlu evlenecek...

 

"Arîn..." diye mırıldanmaya çalıştım nefessizliğime rağmen. "Arîn..."

 

Bacaklarımdan derman çekildi sonra, kollarımdan da. Nefessizliğimde boğuldum. Geçirdiğim tüm krizlerden şiddetli olduğunu ise tam kalbimi sızlatan acıdan anlıyordum. Bıçak sokmuş da yetmemiş hızla geri çekmiş gibi. Gözümün önünde dönen görüntü daha da kararırken sesler bir uğultu olmuştu zonklayan kulaklarımda.

 

Tutamadım daha fazla kendimi. Kalabalığın arasında sertçe çarptım taş zemine.

 

Çığlıklar döndü sonra etrafımda, 'kıza bir şey oldu' feryatları. Bana olan zaten aylar önce olmuştu.

 

Bedenim acıyla kıvranmaya başladığında artık sona geldiğimi biliyordum. Bittiğini. Ama bu denli acı vereceğini hiç düşünmemiştim. Yanlış anlamayın, bedenimin acısını kast etmiyorum. Ruhumun acısı bu...

 

Tam 'bitti' dediğim noktada bedenimin havalandığını hissettim. Güçlü bir çift kolun beni sardığını, 'Sakin ol' diye de telkin ettiğini işittim uğultuların arasında. Ama göremedim kim olduğunu...

 

 

 

 

🔥

 

Yeni bölüm alıntımız sizlerle efeniiiiiim

 

Sizce bizi yeni bölümde neler bekliyor?

 

Son bölümün izleri üzerimdeyken düşüncelerinizi çok merak ediyorum 🙈

 

Tahminleri buraya alayıııım

 

Elif'e ne oldu, onu kim kurtardı?

 

Not: 'Arîn' Ateşten gelen demek...

Loading...
0%