@seymaisteab_i
|
Biz babamla beraber yola çıktık yarım saat kadar sonra ise eski evimin yakınlarında indim ben. O an aklıma dank etti ya kitaplarıma benim bebeklerime zarar verdiyse. Yürümeyi bırakıp koşmaya başladım. Evin önüne vardığımda kimse yoktu sanırım onlarda kızlarıyla gezip alışveriş yapıyordu. Kapıyı çaldım ama kimse açmadı demekki tahminlerimde doğru çıkmıştım hemen anahtarımı çıkarıp deliğe soktum ellerim titriyordu ama. Kapıyı açıp kendimi içeri attım. Kaldığım odaya girdiğimde vakit kaybetmeden iki tane valiz çıkardım. Birine kıyafetlerimi ve eşyalarımı koyacaktım diğerineyse kitaplarımı ve bebeklerimi. İlk valiza kitaplarımı doldurdum kalan yere ise bebeklerimi yerleştirdim (oyuncak bebek değil farklı bişey sonra anlarsınız meraklanın biraz) valiz dolunca diğerine geçtim ona da kıyafet ve eşyalarımı doldurdum ve valizleri dışarıya çıkarttım. O evde çöpüm dahi hiçbirşey kalmamıştı ama yazdığım kitabımı bulamamıştım evi didik didik etmiştim ama yoktu işte. Ben tam kapıyı kilitleyip çıkacaktım ki SAHTE anne ve babam geldi o kız ve abi olmayan abi yoktu. "Ooo kimleri görüyoruz buralara hiç uğrarmıydın ya sen. İstemediler mi yoksa seni gerçi en başta belliydi niye senin gibi bir sürtüğü evlerine alsınlar ki?"dedi Murat şerefsizi nefret ediyordum onlardan. Oya beni kenara itti ve kapıyı açıp içeriye girdi bende o adama kitabımı sordum. "Benim yazdığım kitabım nerede?" "Aaa sen kitapmı yazıyordun bide kendi hayatını yazmış salak bari aksiyon maksiyon yazsaydın neyse yazık olmuş kitaba." Dedi kesin bir şey yapmışlardı kitabıma. Oya içeriden kitabımla çıktı ve "Bak senin kitabın buradaymış ama birazdan yok olacağı senin için üzücü olmalı." Dedi bu salaklar ne saçmalıyorsun ve ben o kitabı içeride neden bulamamıştım. Neyse bunların cevaplarını beynimin içene gömdüm ve tekrar ettim "Kitabımı. Geri verin!" Dedim sıkılmıştım artık. Oya kitabımın son sayfasını açtı ve yırtıp yaktı. Ben ona doğru atılıp boğazına yapıştım ve diğer elimle birazı yanmış olan kitabı -evet sayfayı yaptıktan sonra kitabın içine koymuştu ve kitapta yanmıştı birazcık- alıp elimle ateşi söndürüp kenara attım. Ben karısının boğazına yapıştığım için saçımdan tuttu Murat. Onun çekmesine izin vermeden dirseğimi burnuna geçirdim o böğürerek galiba kırılan ve kanlar fışkıran burnunu tutarak geriye çekildi. Ben ise Oya nın boğazını bırakmadan bu acılarla dolu 16 yılın hesabını sordum "NEDEN YA NE YAPTIM BEN SİZE NE İSTEDİNİZ BENDEN NE.!" Bağırıyordum artık. İntikam ateşi kalbimde hep vardı bunun üstüne kitabımda eklenince daha da vahşi olmuştum e boşuna spor yapmıyorum ben diyerekten ellerimde boğulacak olan Oya nın boğazını bıraktım ve kitabımı yakan elini tutup kırdım. O geri çekilirken Muratın üstüne uçtum adeta ve yumrukları savunmaya başladım etraftaki kimse artık beni durduramıyordu içimden vahşet çıkmıştı resmen. "NİYE HAYATIMI MAHFETTİNİZ LAN NE YAPTI SİZE BEŞ YAŞINDAKİ KIZ NE YAPTI SİZE ON YAŞINDAKİ KIZ NE YAPTI SİZE ON BEŞ YAŞINDAKİ KIZ HE SÖYLESENE NE NE NE!!!" Yüzü kandan görünmüyordu artık o yüzden yumruklamak bırakıp ayağa kalktım ve tekmelemeye başladım bu sefer. Bana vurduğu gibi karnına ve kaburgalarına vuruyodum bu sefer yine yorulunca geri çekildim. Yanımda Oya vardı ve bana doğru geliyordu elinde bıçakla. Bıçağı bana salladı ilkinden kurtuldum ama ikincisi karnımı sıyırmıştı biraz ama ben vücudumdaki adrenalini fazla hissetmiyordum sadece sızlıyordu. Elindeki bıçağı bileğini bükerek düşürdüm ve yüzüne sağlam bir yumruk attım. Yumruğumla geriye savruldu ve kafasını duvara çarptı çarpmanın etkisiyle sersemlemiş yere düşmüştü. İkisininde kalkmaya mecali kalmayınca dışarı attım kendimi ama ben sinirimi tam atamamıştımki. Çığlık atarak kapıya bir yumruk attım anca böyle rahatlardım çünkü. Ama gücümü ayarlayamamışımki kapının yumruk attığım yeri içeri göçüp kırılmıştı. Elim ve kapı kan olmuştu ki elimde yanığın ve yumruk atmanında etkisi vardı. Valizlerimin yanına gidip kitabımı aldım ve çantama koyup valizlerle birlikte yürümeye başladım. Polislerden endişelenmiyordum çünkü o mahallede kimse onları sevmezdi zaten pek tekin ve işlek bir mahalle olmadığından hergün öyle olaylar oluyordu yani beni polise şikayet etmeleri üç günü bulurdu bu sürede de ben Arın a iliği verip yok olacaktım zaten. Bir taksiye bindim ve beni eve götürmesini istedim. Biraz gitmiştik ki elim ve karnım ağrısını göstermeye başladı. Zaten hep öyle oluyordu sinirliyken kendime zarar veriyordum sakinken ise acılarını çekiyordum. Dayanamayacağımı anladığımda abiye en yakın eczanede durmasını istedim. Eczaneye gelince abiden biraz beklemesini istedim o da halimi görünce anlayışla karşıladı beni. "Abi senide beklettim kusura bakma." Dedim mahçupça taksici abi de "Ne kusuru iyimisin sen hastaneye gidelimmi?" Dedi aslında bindiğimde de söylemişti ama ben kabul etmemiştim. "İyiyim abi iyiyim eve gidelim biz." Bir saatin sonunda eve gelmiştim. Valizleri koruma abiler almış ve odama çıkarmışlardı. Kapıdan ilk girdiğimde ise annem karşılamıştı halimi görünce ise bayılacaktı az kalsın ama tabikide onu zar zor ikna ettim ve odama çıkmaya başladım merdivende Jüpiter ile karşılaştım bana nefret solu bakışlar attı ve "Ne oldu yaralandınmı yada bilerek yapmışsındır kendini arındırmak için senin gibi bir şeytan dan herşey beklenir." Dedi bir gün çok pişman olacaktı ama o zaman ben olurmuyum bilemiyordum. Odama girdiğimde direk kendimi banyoya attım aslında yıkanmamam gerekiyordu ama rahat hissedemezdim ben. Elime poşet geçirdim ve karşımdaki sargıyı değiştirdim. Bedenimin ve ruhumun kirlerinden arındığı bir banyo yaptım ve pijamalarımı giydim.
Kolumu bir şeyin deşmesiyle bilincim yerine geldi ama gözlerimi açmadım ve nefesimi yavaşlattım. "Sabahtan beri ölü gibi uyuyorsun. Aloo kime diyorum ben uyansana. Heey öldünmü lan?" Dedi biri galiba Altuğ du son cümlesi ile elini burnumun önüne getirmişti. Amaa o sırada tabikide nefesimi tutmuştum. Altuğ nefesimi hissedemeyince elini çekti ve besmele çekerek arkasını döndü. Kendi kendine mırıldanıyordu fatiha okuyordu galiba. O arkasına dönmeden farkettirmeden derin bir nefes aldım ve nefesimi tuttum bu en az beni bir buçuk dakika idare ederdi. Bana göz devirip kolumu deşmenin hesabını verecekti. Bana döndü ve elini burnuma ve ağzıma götürdü nefesimi hissedemeyince bu sefer başını göğüs kafesime yaklaştırdı nefes sesim varmı diye. Karnımında inip çıkmadığını görünce masadan ayna olmak için çekmecelere bakmaya başladı bende tekrar derin bir soluk alıp tuttum. Aynayı burnuma getirdi ama ayna buğulanmadı. Eliyle ağzımı açtı ama yine yok sonra bastı çığlığı. "AAAĞĞĞĞ KIZ ÖLMÜŞ AĞĞBİİİ!!!" bende az kalsın gülecektim ama kapı birden açıldı bu kadarını beklemiyordum. Gözlerimi çok kısıkça açtım ve Arın Ayaz ve Aras ı gördüm korkmuşa benziyorlardı. "Noluyor lan ne oldu Aren e." Diye konuştu Aras abim evet artık içimden ona abi diyeceğim. "A-abi geldim uyandırmaya seslendim sarstım ama uyanmadı sonra nefes alıyormu diye baktım ama hi-hissedemedim öldü galiba." Dedi ağlamaya başlayacaktı galiba birazdan. Aras abim geldi ve kolumdan sarstı karnım acımıştı ama belli etmedim. "Güzelim uyansana ne olduk ki AREN UYAN!" Dedi o da elini burnuma götürdü. Nefesimi yavaşça eline verdim hissetmesi için ve tekrar alıp verdim sonra tuttum. "E nefes alıyor ALTUĞ yüreğime indiriyordun lan kaç istersen yoksa seni seksen bir parçaya bölüp her şehirde bir mezar yapacağım sana." Dedi sonra Altuğ yanıma yaklaştı ve elini götürdü burnuma yine tuttum. "E BEN HİSSETMİYORUM!!" Dedi ve ağlamaya başladı. Ayaz geldi yanıma ve o da baktı "Nefes alıyorya?" Dedi ve nabzına baktı boynumdan "Nabzına bakmak aklına hiç gelmedi mi?" Dedi Altuğ da şaşırmıştı galiba. Altuğ inanmamış olacakki aynayı aldı ve tekrar tuttu burnuma. Bende nefesimi tuttum hemen sonra elini getirdi aynanın yerine. "Abi yok işte bak ayna buğulanmadı." Arın geldi bu kez yanıma elini götürdü nefesimi yavaşça verdim tekrar "Yaşıyorya ikizim Altuğ abicim iyimisin sen halisünasyonmu görüyorsun?" Dedi Arıncığım şu hastalığından da arınsa ne güzel olurdu. Evet kuşlarım yeminle 3. Bölümü yayınlayan kadar canım çıktı bir oturum süren doldu diyor bir İnterneti kontrol et diyor bir bakıyorum bölüm silinmiş yani öyle boktan bir mesele |
0% |