Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Bölüm 1

@seymaisteab_i

Banyodaydım yüzüme pansuman yapıyordum neden mi çünkü babamdan dayak yemiştim. Ağlıyordum ,acıya alışmıştım galiba. Artık hissedemiyorum ama ruhumdaki acılar geçmek bilmiyordu. Ruhuma bir perde çekilmişti sanki. Her şeyi hissediyor, yaşıyor ama ses çıkaramıyordu. İnsanlarda ruhumu görmüyor yada perdeyi kaldırıp görmek istemiyorlardı. Bana acı veren patlamış dudağımda ki yara yada kanayan kaşım değildi ki, bana acı veren acıya alışkın olmamdı. O söylemişti bana "Sen dövülmeye alışıksın seni dövsem ne olur ki?" demişti. Aslında haklı artık fazla acıtmıyor.

Gece saat 3'tü Ateş ve Yankı abinin spor salonuna gidiyordum. Annem ben çocukken evlere temizliğe gidiyordu. Sürekli beni de götürürdü yanında. Ateş ve Yankı abi ile de orada tanışmıştım. Annem uzun bir süre onlara temizliğe gittiği için abim gibi olmuşlardı. Gerçek şu ki bana Eren abiden daha çok abilik yapmışlardı. İki buçuk yıl önce bir saldırıya uğramıştım. O günden sonra Ateş abim bana "Sana dövüşmeyi, kendini korumayı öğretelim mi?" diye sormuşlardı bende kabul etmiştim.

İki Buçuk Yıl Önce:

Okula gitmek için dışarı çıkmıştım. Bizimkilerle yani Lavin, Buse, Emir, Oğuz ve Bora'yla okula yakın olan parkta buluşacaktık. Sabah çok erken olduğu için sokakta kimse yoktu, zaten bizim mahallede çok kalabalık değildi. Yolda giderken yanımda siyah bir minibüs durdu, umursamadım. Parka çok az kalmıştı, Emirleri görebiliyordum. Hızlı hızlı yürürken minibüsten iki kişi indi, yanıma geldiler. Bir tanesi bana doğru "Pişt. Bir saniye bakar mısınız? Hey" gibi şeyler söylüyordu.

Ben "Bakamam acelem var maalesef." diye cevap verdim ve devam ettim. Onlar durmayıp kolumu tuttular ve beni çekmeye başladılar. Ben tam bağıracakken biri ağzımı kapattı ve "Şşş sessiz ol güzel kız, seninle daha işimiz bitmedi." dedi. Ağzındaki sırıtışı ve gözlerindeki hastalıklı parıltı midemi bulandırıyordu. Bana ne yapacaklarını anlamıştım, jeton düşünce daha çok çırpınmaya başladım. O sırada koşarak yanımıza gelen Emir, Bora ve Oğuz'u gördüm. Adamın üstüne adeta uçarak atladı ve yumruğunu geçirip yere serdi Emir. Art arda yumruklar atarken "NE YAPIYORSUN LAN BENİM KARDEŞİME!" Diye bağırıyordu. Oğuz yanımdakine Bora ise sürücü koltuğundaki adamlara atılıp dövmeye başladılar. Yanıma Lavin ve Buse geldi. Ağlamıyordum ama korkmuştum ve ellerim titriyordu. Buse bana çantasından çıkardığı suyu içirirken "Tamam canım sakin ol, su iç biraz." dedi. Ben sakinleşince olay mahaline baktım. Üçü de yerdeki yüzleri kandan görünmeyen adamlara tehditler savuruyordu.


Sonra bizim yanımıza geldiler. Emir gözlerini üzerimde gezdirdikten sonra gelip sarıldı bana. Hasar tespit çalışması yapmıştı galiba.

Emir grubun çocuğu gibiydi. Birimiz onu terslese küserdi hemen ama küslüğü en fazla 10 dakika sürerdi, o 10 dakikada da çok tatlı dururdu. En eğlenceli ve komiğimiz oydu, hepimizi güldürürdü. Ama içimizden birine zarar gelse bir o kadar da ciddiydi.

O ayrıldıktan sonra Oğuz ve Bora'da sarıldı bana. Oğuz bana "Bir şey yaptılar mı sana?" diye sordu. "Hayır bir şey yapmadılar siz geldiniz hemen zaten. Teşekkür ederim iyi ki varsınız, iyi ki benim kardeşimsiniz. Siz olmasaydınız ne olurdu bilemiyorum." dedim. Bora hemen atladı söze "Biz senin yanındayız Aren, hep de yanında olacağız" dedi bu sözleri kalbime dokumuştu, onları çok seviyordum hayatımdaki tek ailemdiler. Bir süre sessiz kaldık, Bu sessizliği bozan Lavin oldu. "Hadi Yankıların spor salonuna gidelim boş verin okulu, hadi!" bizde onu onaylayıp yürümeye başladık.

 

içeriye girdiğimizde çok kalabalık olmadığını gördüm. birkaç kişi ağırlık çalışıyor, bazıları halter kaldırıyor, geriye kalanlar ise koşu bandındaydı. Ateş abi biriyle konuştuğu için direk Yankı abinin yanına gittik. kenarda oturmuş, ayaklarını sehpaya atmıştı. bizi görünce oturduğu yerden ayaklandı ve gülümsedi. herkesle selamlaştıktan sonra bana döndü ve sarıldı. Kızarmış burnumu görünce gülümsemesi soldu ve kaşları çatıldı. "Ne oldu sana Aren niye böylesin söyle abim." dedi. Ben ne zaman korksam, tedirgin olsam burnumun ucu kızarırdı. Olanları kısaca anlattım. Yankı abinin çenesi kasıldı, sinir siyah harelerine yayıldı yavaş yavaş. Emir hemen olaya el attı "Merak etme abi hallettik onları, doğduklarına pişman oldular."dedi

 

Birkaç öğüt ve nasihat teselliden sonra Ateş abim "Gel sana kendini korumayı, dövüşmeyi öğretelim." dedi bende kabul ettim.

 

Şimdi:

 

İşte o gün bu gündür spor salonuna çalışmaya gitmiştim. İlk başta zorlanmıştım ama şimdi fazla zorlanmıyorum. Salona gittiğimde yine Ateş abimle biraz çalıştık birkaç saat. Çoğu zaman Ateş abim geliyordu beni çalıştırmaya çünkü sabah çıkarsam babam anlardı o yüzden geceleri gidiyordum çalışmaya. Ateş abide gece geldiğim için özel olarak açıyordu salonu. Haftanın dört günü gidiyordum. Çalıştıktan sonra biraz konuştuk ve ben eve gittim. Terlediğim için hemen duş aldım. Çıktığımda saat beş buçuktu, yorgun olduğum için sekiz buçuğa alarm kurdum ve yatağa yatıp gözümü yumdum ama tabi ki gördüğüm şiddetler rüyalarımda bile beni rahat bırakmıyordu.

 

3 Saat Sonra:

 

Gözlerimi alarmın lanet sesiyle açmıştım. Hiç sevmezdim uyandırılmayı ama mecburdum işte. Yataktan doğruldum ve alarmı kapatıp banyoya geçtim. İşlerimi hallettikten sonra kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Babam, annem ve abim dokuza doğru kalkıyorlardı. Bugün cumartesiydi okula gitmemiştim. Kahvaltıyı hazırlayıp odama geçtim ve hazırlanmaya başladım. Hazırlanıp mutfağa geçtim, babam yoktu lavaboda olmalıydı. "Ben çıkıyorum." dedim anneme "İyi git hadi çabuk baban görmesin seni." dedi o da. Biraz bekledim belki çok gecikme kızım, görüşürüz kızım, dikkat et kendine demesini bekledim yine bir umut. Tabi ki de öyle bir şey demedi. Benim hala beklediğimi görünce "Hadi defolup gitsene midemi bulandırıyorsun bu halinle hadi yıkıl." diye ekledi benim düşüncelerimin aksine. Kulaklarımda onun sözleri yankılanırken dışarı attım kendimi. Kalbim parçalanmaktan un ufak olmuştu artık. Kalbimin un ufak olmuş parçaları göğüs kafesime ve boğazıma batıp kesikler oluşturuyordu fakat kanamıyordu çünkü zamanında çok kanamıştı, bütün kanlar akıp gitmişti artık içimde akacak kan yoktu. Benim suçum neydi ki? 16 yıl boyunca hizmet edip, boyun eğmiştim. Beni neden sevmediklerine dair mantıklı bir sebepleri bile yoktu. Bütün sorun, şiddetlerin, satılmamın nedeni kız olmamdı. Onlar kız çocuklarını bir çeşit lanet, uğursuzluk olarak görürlerdi.

 

Bizimkilerle buluşacağımız yere geldiğimde herkesin geldiğini gördüm. Erkekler maç hakkında konuşuyorlardı, Lavin ve Buse ise dedikodu yapıyordu. "Hello kankiler nassınız?" diyerek dalıverdim konuşmaya. "İyiyiz kanki sen nassın?" diye sırıtarak sordu Emir. Bende "Nası olalım hacı yuvarlanıp gidiyoh işte." dedim sorusuna cevap vererek.

 

Sen söylemeseydin bilemezdik biz cevap verdiğini bravo alkışş.

 

Sus Nuriye sus gidip diğer iç seslerle takıl sen hadi canım hadi deh.

 

Biraz kibar ol lan, neyse gideyim ben kovulduğum yerde durmayayım en iyisi.

 

Onlar maç konuşmaya devam ederken ben Buse ve Lavin'in yanına geçtim. "Napıyonuz bacım sular?" "İyidir bacım su sen?" dediler aynanda. "Bizden de iyide size dün gece olanları anlatmam lazım." dedim ve başladım anlatmaya. "Şu bizim alt komşu olan Ayten'in kızı Berfin varya dün gece onu bir arabaya binerken gördüm en son sevgilisi yoktu ama bulmuş galiba bir tane." "E hani bu kızın annesi tutucuydu ya nasıl gece salmış kızını dışarıya?" dedi Lavin. Bende hemen sundum tahminlerimi "Araba süperdi ya buradaki herkesin dalağını böbreğini satsak anca alırız. Ya oğlan zengin ki anası bu kızı ona yamamaya çalışıyor yada kız evden gizlice kaçıp gitmiştir." dedim.

 

Biraz daha takıldıktan sonra Emir ve Bora markete gitmişlerdi. Anne ve baba denen varlıkların yüzlerini görmemek için kahvaltı yapmadan çıktığımı anlamışlardı. Bana glutensiz sandviç ve bisküvi gibi şeyler almışlardı. Ben çölyak hastasıyım glutenli şeyler tüketemiyorum, yediğimde karnım ağrıyor ve şişiyor. Hastalığımı ilk 7 yaşında öğrenmiştim. Karnım ağrıdığı için babam beni doktora götürmüştü ilk defa bir insanlık yapıp. Hastanede çölyak olduğumu öğrenince de eve getirip bir güzel dövmüştü beni. Neredeyse bir gün ayağa kalkamamıştım, sürekli sızıp kalmıştım çektiğim acıdan. Biz biraz daha dedikodu yaptık, Emirin şebekliklerini dinledik ve Bora'nın apartmandaki arkadaşının nasıl gıcık biri olduğunu anladık. Beni babam aradığında yerimi sormadan "Atacağım konumdaki hastaneye gel." dedi yine sinirli sesiyle karşılaşmıştım. Bizimkilere veda edip hastaneye doğru yürümeye başladım.

 

EVETTT İLK BÖLÜMÜMÜZ GELDİ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ

 

NOT: sınav haftam olduğu için biraz gecikti kusura bakmayın ama bayağı birikmiş bölüm var hızlı yazıp atarım galiba. ilk kitabım olduğu için mantık ve yazım hataları olabilir bunlar için özür dilerim daha yolun çok başındayım. bilgisayardan yazıyorum ama daha tam kullanmayı çözemediğim ve alışmadığım için zor geliyor ve gecikiyor ama elimden geleni yapacağım. yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın her türlü fikre açığım ama yorum yaparken lütfen kırıcı olmayın iyi günler diğer bölümde görüşmek üzeree.

 

1256 kelime

 

Loading...
0%