@sezeyeee
|
SZY Ön söz, sadece ilk sayfalarda yer aldığı için ön söz olmamalı. Ben ön sözleri konuya girmeden önce yazarla ayak üstü muhabbet etme fırsatı gibi görürüm. O yüzden ne yazdığımı anlayacak kadar ilerledikten sonra ama hâlâ kitabın başlarındayken biraz muhabbet ederek başlamak istedim. Tabi yine de milletimizin sanki kitap okurlarmış gibi söyledikleri "Türkler ön söz okumaz" klişesini dile getirenlerden biriyseniz ve sadece gözünüz daldığı için buradaysanız ayrılabilirsiniz. Hemen ilk paylaşıldığı günlerde okuyanlardan olmadığınız sürece birinci bölüm hemen yakınlarda bir yerde bekliyor olacaktır. Muhabbete girmek için en iyi yer sanırım kitabın ismi olacak. En azından ben, bu kitabın okuyucu adayı olarak henüz kitaba başlamadan yazarla konuşma fırsatı yakalayacak olsaydım soracağım ilk soru "Neden bütün insanlar ölmeli?" olurdu. Eğer bu soru sizin kafanızdaki sorular arasında yoksa öncelikle bu eseri nereden okuyorsanız onu sakince kenara bırakıp kendinizi bir sorgulamanızı rica ediyorum. Emin olun kitabın adının ve adı bu olduğuna göre içeriğinde bir şeylerin "Bütün İnsanlar Ölmeli" olması aklıma geldiği ilk zamandan beri ben de epey düşündüm. Gerçekten, böyle bir cümle ile uzunca bir eseri sunmayı planlamak insanı hafiften geriyor ve düşünceye itiyor. Yolda yürürken, otobüste ya da tanımadığım insanları günlük hayatın içinde izlediğim her zaman bunu ve fazlasını soruyorum kendime. Cevaplarımla ve sorgulamalarımla sizi burada çok yormayacağım merak etmeyin. Çok değilse de hiç de değil. Entropi yasası ile bilim ve "Her nefis ölümü tadacaktır." ayeti ile din konuya farklı yerlerden yaklaşarak aynı yere varıyor: Bir son var. Biz sadece bu nihai sonun hem kendimiz hem de türümüz için çok uzakta olduğunu umuyor ve bekliyoruz. O açıdan benim seçtiğim bu başlık malumun ilanından başka bir şey değil aslında. Ama bunların arkasına sığınacak değilim. Dünya bok gibi bir yer ve sorumlusu ne şempanzeler ne balıklar ne mantarlar ne de çam ağaçları. İnsanlar olarak bizden başka bir sorumlusu yok. Binlerce yıldır kafatasımızın içindeki inanılmaz makineyi topluca mükemmel bir beceriksizlikle kullandık ve sonucu bir kere daha görmek için istediğiniz sosyal medya uygulamasında ekranı bir iki dakika kaydırabilirsiniz. Babamız yaşında adamlar yemeklerinin sıcak olduğunu belirtmek için ciyaklıyorken dedemiz yaşında ülkeler çocukça yer kavgalarıyla sivil öldürüyorlar. Çok daha yaşlıları zaten bugünü çok iyi bir şekilde yaratmışlar gibi yarını da kendileri yaratmaya çalışıyorlar. Tebrikler siz de sadece ilgili dikey videoları ortalama birkaç saniye izleyerek bütün bunlara izleyici bile kalmadınız. Ben bu boktan dünyadan nefret ediyorum. Bu cümle herhangi bir şekilde zaman içinde başımı ağrıtacak bir şey mi bilmiyorum. Yanacaksam da samimiyetimden yanayım. İşte bu dünya, bu tarih ile her nesle öylesine biniyor ki bambaşka bir alternatifi yaşamamızın imkânı yok. Binlerce, on binlerce yıl bile geçse türümüzün bunu aşabileceğini düşünmüyorum. Bu sürede dünyada olan hepimiz de açık bir şekilde kendimizin bu dünyaya karşıtlığını ilan edip bu karşıtlığı yaşamadığımız, karşıtlığımızı belli edecek bir şeyler yapmadığımız sürece bunun ortaklarıyız. Milyarlarca yaşayan, çok daha fazla da ölü insan pasif kalarak ya da cahil kalarak bile olsa benim gözümde bu bokun sorumlularıdır. Bu kitap da benim hiç olmazsa bu dünyaya karşı tutumumdan doğmuş bir şey işte. Kendimi aklama çabam olarak görmeyin sadece asla bitmeyen ilhamımı anlattım. İlhamın aynıyla kitaba yansımasını beklemeyin. Öyle bir niyetim olsa roman yazmazdım. He bu arada bana soracak olursanız bir miktar kötü addedilen insanın ölmesi yerine bütün insanların ölmesini daha adil ve doğru buluyorum. Çünkü sadece dünyanın en iyi insanlarını geride bırakıp çoğaltsak bile nesiller sonunda tamamen bambaşka bir insanlık çıkacağını sanmıyorum. Yine yok yere kavga edip savaşacağız. İlk kan döküldü mü dünyada zulüm de başlar. Sorunu kökünden çözmek lazım. Yanlış anlaşılmasın, evet bütün saydığım nefreti ve öfkeyi yaşıyorum ama dünya yine de kıyamete kadar yaşanmaya değer. Herkes ölmediği sürece birileri yaşayacak ve ben o birilerinin hepsinin istedikleri hayatları en iyi şekilde yaşayabilmelerini isterim. Öyle dünya kardeşliği gibi bir görüş değil son derece kapitalist bir şekilde düşünüyorum bunu. Evrensel temel geliri savunuyorum, buradan gelen minimumda fırsat eşitliği ile isteyenler sadece yan gelip yatsın ve tüketsin, isteyen istediği şeyi üretsin ve pazarlamayı becerirse satsın. Teknolojimiz inanılmaz bir hızla gelişirken artık çalışanlar insanlar olmamalı. Belki insanlar çalışmak zorunda kalmazsa yaşamak zorunda kalırlar ve o zaman gerçekten yaşamayı öğrenirler. Bütün umudum yapay zeka ve diğer büyük teknolojik atılımlarımızın dünyayı ele geçirmesindedir. Biraz size ne okutacağımdan bahsedip bitireyim. Ana yemekten önce çok şişirmek istemem. Kitap kapsamlı olacak. Mümkün olduğunca geniş bir evrende geniş bir zamana yayılan bir hikâye kurgulamaya çalıştım. Yer isimlerini zaten takip edersiniz ama bölüm başlarındaki tarihleri de takip etmeniz kurguyu daha iyi anlamanız için iyi olacaktır. Ön sözden de anlayabilirsiniz, uzun cümleler kurmayı seviyorum. Amatör bir yazar olabilirim ama hafife almayın. Tavsiyem, lay lay lom bir tavırla okumamanız. Bir Orwell ya da Tolkien ciddiyet ya da ağırlığı olmaz belki ama ne oluyor ne yazıyor şu an modunu yaşamamanız için naçizane tavsiyem kelimelere biraz kendinizi vermeniz. Uzun süre Instagram hesabı yönetmemden olacak geri bildirim almayı, yorum okumayı ve hatta bunları konuşmayı severim. Gerek internette yayınlanırken gerek de ilerde basılırsa baskıdan okuyanlar yorum yapmaktan veya bana daha direkt yollardan ulaşmaktan çekinmeyin. Ön sözde spoiler vermemek için aklıma gelen pek çok şeyi baskıladım. Çok düşünmeden olabildiğince aklıma geleni direkt konuşur gibi yazmaya çalıştım. Gerisi artık romanın sayfalarından sizin ayıklamanız gereken düşünceler. Kolay gelsin. Okuduğum çoğu kitapta yazarlar teşekkürlerini kitabın en sonuna koyuyor ama ben ön sözde etmek istiyorum teşekkürlerimi. Kurguyu oluşturmamda ve karakterlerimi tasarlamamda bana yardımları ile kitaba epeyce katkı yapan, yazıp biriktirdiğim bölümleri önden okuyarak yorumları ve düzeltmeleri ile bana yazmaya devam etmem yönünde sabır ve motivasyon sağlayan başta V ve Ejdu, artlarından Ömer ve Esin olmak üzere arkadaşlarıma ve ironik bir şekilde bu kadar boktan bir dünya yaratarak bana ilham sağlayan herkese çok teşekkür ederim. Okumaya devam ettiğinizde eserime kurgu oluştururken yaptıkları katkılarını birer ön söz ile taçlandırmalarını rica ettiğim V ve Ejdu'nun söyleyecekleri ile karşılaşacaksınız. Lütfen onları da okuyun. Devamında ben eserimin ilk bölümü ile yine sizlerin karşısında olacağım. Görüşürüz. V Bütün İnsanlar Ölmeli, isimli bir kitabın önsözünde bulunacağım kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Belki teşekkür bölümünde? Olabilir. Fakat ön söz? Bu durum benim için de tamamen bir sürpriz oldu. Öncelikle şunu söylemeliyim; elimden gelenin en iyisini yapacak olmama rağmen sizi bu kitapta okuyacaklarınıza hazırlayabileceğimi sanmıyorum. Dürüst olmak gerekirse bir buçuk yıldır uğraşmama rağmen kendimi bile tamamen hazırlayabilmiş değilim. Heyecanlı, çarpıcı, kafa karıştıran, beyin yakan ve en önemlisi ahlaki değerlerinizi sorgulayan ve sorgulatan bir kitapla karşı karşıya olacaksınız. Tüm bu karakter çeşitliliği içinde, hikâyelerden oluşan sayısız ipliği birbirine karıştırıp düğümler atacak ve sonra bu iplikleri çözmek yerine yakacaksınız. Şimdiden heyecanlandınız mı? Heyecanlanmadıysanız, heyecanlanmalısınız. Szy benimle ilk iletişime geçtiğinde ve ben bir ekip kuruyorum, hadi birlikte bir kitap yazalım dediğinde (ekip sonradan biraz küçüldü ve yazma işini tamamen Szy'e bıraktık, sanırım bu durum açıkça anlaşılıyor) işlerin bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştim. Kitabın her bir bileşeni için; karakterler, olaylar, mekânlar, geçmiş, gelecek, giriş, final, yayın süreci ve daha sayamayacağım kadar çok detay için; nasıl bir emek harcadığını detaylıca görmüş ve tüm emeklerinin sonuçlarını herkesten önce okumuş birisi olarak bu kitaba kuşkusuz kefil olurum. Lafı daha fazla uzatıp kitabın yazarından daha uzun bir ön söz yazma riskini almayacağım. Hepinize iyi okumalar diliyorum. EJDU Hayatı boyunca hiçbir kitabın ön sözünü okumayan birisi olarak yazıyorum. İnanın ki ön sözde neler yazılır ondan bile emin değilim. Yine de arkadaşımın benden bunu istemesi çok sevindirdi beni. Tedirginci bir ruh hali içine girdim ve hayır tedirginlik satmıyorum. Sadece tedirginim. Bir yandan da heyecanlıyım. Başta Szy ve ekip arkadaşlarımızın emekleriyle bir fikir fidanını büyüttük. O fidan şimdi bir ağaç oldu ve meyve verme zamanı geldi. Keyifli okumalar dilerim hepinize. Korsanlar kötü mü? Denizciler İyi mi? Bu görüşler dalgalar kadar sık değişiyor. Barışı hiç bilmeyen çocukların, savaşı hiç bilmeyenlerden farklı değerleri vardır. Zirvede duranlar neyin 'kötü' olduğuna karar verebilir. Burası dönüm noktası. Adalet galip gelecek mi diyorsunuz? Elbette gelecek. Çünkü kazanan adalet olacak. - Donquixote Doflamingo – One Piece 465. Bölüm Ana karakterlerin hikayeleri için onca zamanlık çabaları görmezden gelinen bütün kötü karakterlere saygıyla... **DEVAM EDECEK** Sizin dünyaya, geleceğe ve insanlığa dair düşüncelerinizi merak ediyorum. Sizce insanlar aslında iyi midir? Kitabın ismi dikkat çekici mi yoksa ürpertici mi? Yoksa clickbait hissi mi verdi? |
0% |