Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2. Bölüm-Amaç

@shadowofdarkness

Bir anda açtığım gözlerimle sanki hiç nefes almamış gibi soluklandım. Bir süre hiç hareket etmeden beyaz tabana baktım. Ta ki son olanları hatırlayana kadar. Ben, ben kaçmıştım. Yuvadan hırsızlardan Tanrım! Ölmek için genç değil miydim?

Sessizce ama hızlı bir hareketle doğrulup ayağa kalktığımda başımın dönmesiyle tökezledim. Tekrar uzandığım yere oturmak isterken yere düştüğümde fazla ses çıkarmıştım. "Ah tatlım" dedi bir kadın sesi. Lanet olası ev dönüyordu! Ağzıma gelen tatla midemi bir tarafa boşalttığımda sesler artmıştı ama ben hiç iyi değildim. Kafamı kaldırdım ama dik durmakta fazlasıyla zorlanıyordum. "Sakin ol kafanı çarpmış olmalısın" dedi bir ses. İki çift el beni tekrar aynı yatağa koyduklarında biri ayaklarımın altına bir şeyler koyuyordu ve ben tamamen gözlerimi kapatmış savunmasız cezamı bekliyordum.

"lütfen çabuk öldürün" diye inledim "acı çekmek istemiyorum" bir gülüşme sesi geldi. "Seni yaşatmak için buradayız güzelim" diyen kadın sesiyle dudaklarıma bir şişe dayadılar. "İç bunu geçecek" gözlerimi araladığımda beyazlar içinde iki kadın. Kadın değil melek. Ben ölmüş müydüm?

Ama ölülerin canı yanar mıydı? Yanmazdı. Peki ben bunu nereden biliyordum, daha önce hiçbir ölü canının yanmadığını söylemiş miydi? "Siz melek misiniz?" diye sordum tekrar gözlerimi kapatarak. "Yalvarırım geçirin şunu" tekrar bir kıkırtı geldi kulağıma "melek değilim ama seni iyileştirebilirim" dudağıma dayanan şişeyi içince tekrar gözlerim kapandı. Sanırım ikinci defa ölüyordum. Umurumda mıydı? Kaybedecek bir şeyim zaten yoktu.

 

Gözlerimi yavaşça araladım. Ne kadar geçti bilmiyordum ama uzun sayılabilecek bir süre sadece gözüm açık bekledim. Bir ölümlü için fazla rahattım. Yattığım yerden doğrulup etrafa bakındım. Yanındaki pencere kapalıydı ama karşısında bir ev daha vardı. Gözümü ovuşturarak etrafa göz gezdirdim. Aynısından üç tane beyaz örtülerle toplanmış yatak. Odanın sonunda bir kapı ve kapının biraz önünde yukarı çıkan ahşap basamaklı bir merdiven. Sessizce ayağa kalktım. Üzerimde yine beyaz kıyafetler vardı. Lanet olsun üzerimi kim değiştirmişti?! Yatağın yanında duran çantamı görünce rahat bir nefes alıp yere eğildim. Ufak bir kağıda "yan odandayım seslenmen yeterli" yazıyordu. Kağıdı elimde buruşturup kenara fırlattıktan sonra kenarda özenle katlanmış siyah ve kahverengi parçalardan oluşan kıyafetlerimi giydim. Çantamı açarak içerisine baktığımda yüzümdeki şeytanı tebessüme engel olmadım. Defterim, birkaç temren ve hırsızlardan çaldığım bir çanta dolusu altın. Sessiz adımlarla odanın en kenarındaki kapıya yöneldim. Başlığımı örterek kapıdan çıktım. Burayı biliyordum buradan az altın araklamamıştım. En azından yuvadan uzaktaydım. Sırtıma aldığım çantam yüzüme örttüğüm başlığımla ticaret için kullanılan yola doğru ilerledim. Kader, orada yazan yere varacaktım eninde sonunda. Bildiğim tek bir gerçek vardı Alexander beni kolay kolay bırakmayacaktı. Ve ben benden vazgeçen maskelilerin karşısına çıkacaktım. Annemin, babamın benden vazgeçen herkesin karşısına en iyi halimle çıkacaktım.

10 yıl öncesinden

Alevler arasında kalan büyük kale cehennemin orta yerindeki bir yapı gibi dururken Gloria odasında yatağının kenarına gizlenmiş minik kollarıyla çığlık seslerini susturmaya çalışırken perde yanan bölümünden itibaren yere düştü. Lord Kendrick evlatlarından ve kraliçesinden uzakta kalmış güvendiği son askerleriyle hayatta kalmak için çarpışıyordu. Kraliçe Amara ufak kızı Sirilla'yı kurtarmış ondan üç yaş büyük kızını kurtaracak zamanı bulamamıştı. Kılıç sesleri, bağırışmalar, ateş ve ona karışan kan kokusuyla Gloria titreyerek bunun bir kabus olduğunu düşünüyordu. Daha dört yaşında bir kız çocuğuydu. Savunmasız ve ailesine muhtaçtı.
"Ghost!" diye haykırdı maskelilerden biri "sen kralın yanına git!" Başıyla onaylayan asker bir kaç maskeliyle kralı ararken Dex koşarak büyük ve ihtişamlı saray odalarında varisleri arıyordu. Kraliçe ve henüz 1 yaşına yeni basmış Sirilla kaçış koridorlarından sarayı terk edeli çok olmuştu. Dex kafasına göre odalara bakarken Gloria'nın olduğu odaya girdi. Göz yaşları arasından ağzını kapatan ufaklık hıçkırığını tutamayınca adam onu gördü. Gloria karşısında siyah kıyafetler içinde haddinden fazla cüsseli siyah sert gözlerine eşlik eden siyah kaşları ve Gloria'dan büyük kılıcıyla ufaklık korkuyla gözlerini yumdu. Taşlaşmış kalbiyle ufak çocuğa yöneldi Dex. Uzun zamandır kendi gibi askerler dışında kimseyle konuşmamıştı hele ki bir kız çocuğuyla. Elini uzattı ufaklığa "seni korumak için geldim" dedi tutması için elini uzatarak. Gloria karanlığın içinde parlayan gözleriyle baktı ona uzatılan devasa ele. Bu sırada lord son nefeslerini veriyordu. Ghost onlara yetişememişti. "Güven bana ufaklık" başını salladı güven vermek istercesine "haydi gidelim" dediğinde Gloria elini adamın eline koydu. Dex ufaklığı tuttuğu gibi kucağına alarak odadan çıktı. İsyan neredeyse bastırılmıştı. Kollarını koca adamın boynuna dolayan Gloria göz yaşları içinde "Sirilla!" diye fısıldadı "kardeşimi istiyorum" öldü sanıyordu Dex. Herkes öyle sanıyordu. Kimse kraliçenin varisini, bebeğini yaşatmak için gitmek zorunda kaldığını bilmiyordu. Korkmasına rağmen kaçış yollarını tarih etti Gloria Dex'e. Uzun bir süre sonra kaleden en son Dex çıkmıştı. Kucağında havanın soğuğundan tir tir titreyen ufak bir kız çocuğu vardı. Kız hiç başını koca adamın boynundan çekmemişti. Dex hayatında hiç böyle bir şey hissetmemişti. Ay ışığı ve birkaç gaz lambasıyla onları bekleyen maskelilere baktı Dex. "Nerede kardeşim?" diyerek herkesten önce söze girdi Gloria. Ghost kafasını hayır anlamında salladı. Herkese bir hüzün çökmüştü. Kral, kraliçe ve bebekleri katledilmişti. Ghost çocuğun onlara nasıl korkuyla baktığını fark etmiş olacak ki yüzünde sadece gözlerini ve kaşlarını gösteren maskeyi açtı. "Korkuyor musun?" diye sordu pelerinini çocuğa dolarken. Gloria Dex'in boynundan birleştirdiği ellerini bir an olsun açmadı. Dex'se onu korkutmamak için neredeyse nefes bile almıyordu. Bugün bir kız çocuğu kalpsiz bir maskelinin kalbi olduğunu, içinde merhamet olduğunu ortaya çıkarmıştı.

 

Oy vermeyi, yorum yapmayı ve fikriniz varsa yazmayı lütfen unutmayınn.
Bu yolda ölecek misin, öldürecek misin?

Loading...
0%