@shinawxs249
|
"Ayy ne kadar güzel oldun." Gloria'nın heyecanlı sesi ile kıkırdadım. Ama şimdi cidden güzel olmuştu, yalan yok. Luisa, üzerindeki elbiseye iğrenç bakışlar attı. "Bir gece boyunca ben bu elbisede kalamam!" ellerimi havaya kaldırdım, "beni hiç alakadar etmez." Üzerindeki siyah, uzun ama yanından yirtmacası, askılı ve az göğüs dekolteliolan elbiseyi baştan aşağı ayna karşısında tekrardan süzdü. Ona bu elbise çok güzel olmuştu, ama bir türlü kabul etmek istemiyordu. Odaya giren Flare ile hepizin bakişlari ona döndü. Üzerinde toz pembe ve beyaz karışımı bir elbise vardı, omuz kısmı açıktı, elbise diz kapaklarına kadar geliyordu, mor saçlarına bu elbise uyumlu olmuştu. Kaşlarını çattı, ben ve Gloria'ya baktı. "Siz hala giyinmediniz mi?!" Dolaba doğru yöneldi ve Gloria'ya bir elbise çıkardı. Lacivert elbiseyi ona doğru uzattı, beyaz teni ve siyah saçlarına uyumlu alta doğru kabarık bir mini elbise çıkarttı. Üstünde ufak bir göğüs dekoltesi vardı, kolları dirseklerine kadar gelecek ksekilde ayarlanmıştı. Elbiseyi Gloria'ya uzattı, "bunu giy eminim ki yakışacaktır. Makyajınızı sonra hallederim." Makyaj diyince burnumu kırıştırdım. Sonra tekrardan dolaba yöneldi, önce bana sonra dolaba baktı. Bana uygun bir şeyler aramaya başladı, elleri iki yana düştü ve derin bir of çekti. "Bu kadar elbise arasından sana uygun bir şey nasıl olmaz!" Tekrardan elini dolaba daldırdı ve bir elbise çıkarttı, koyu yeşil dar bir elbiseydi. Elbiseyi begenmeyince odanın bir köşesine fırlattı, tekrardan elini dolaba daldırdı. Duvardaki saate gözüm kaydı. Gözlerim fal taşı gibi açıldı, hızlıca ayağı kalktım. "Dolunaylar aşkına, balonun başlamasına son 5 dakika kalmış!" Duydukları ile kızlarda benimle aynı tepkiyi verdiler. Flare daha da hızlı elbise aramaya başladı, Gloria hemen Luisa ve kendine makyaj yapmaya çalıştı. Sihirli güçlerimiz olabilridi ama doğal güzellik diye bir şey var yani! Balo bitmeden yetişebilsek ne mutlu bize... ★ Raynald Balo başlamaya yakındı. Üstüme siyah bir gömlek, altıma da aynı şekilde siyah bir pantolon giymiştim. Saçımı dağınık bıraktım ve aynada kendime son bir kez bakıp dışarı çıktım. Balo okulun en büyük salonlarından birinde olacaktı, aslında bu baloya gitmeye çok ta meraklı değilim. Sadece insanlar eğlenirken ben odamda boş boş oturmam kulağıma biraz saçma geldi. Salonun kapısının önüne geldiğimde diğerlerini gördüm. Drake beni görünce diğerlerine de haber verdi. Bana doğru yürümeye başladı, "sonunda, hoş geldin uzun kulak." Dediği şey karşısında butnumu kırıştırdım. "Bana şöyle seslenme diye daha ne kadar diyeceğim." Diye sitem ettim. Drake umursamazca omuz silkti. "Çok yakışıklı olmuşsun!" Diyen arthura baktım. Bu çocuk çok mu yumuşak yoksa hayalet diye mi böyle çözemiyorum. "Hoşgeldin, sonunda geldin." Diyen Felix'e baktım. "Hoş buldum elma kurdu." Dedim. "Siz ne hakkında konuşuyorsunuz az önce öyle güle güle." Diye sorduğumda hepsinin bakışları başka yerlere kaçtı. Ne ile konuştuklarını az çok tahmin edebiliyordum. Valencia'nın yanındaki kızlarla ilgili konuşuyorlardı. "Çok seviyorsanız bu gün onları dansa kaldırın." Dediğim şey ile üçünün de öldürücü bakışları bana döndü. Tabi, Arthur'un bakışlarına öldürücü diyebilirsek. Ellerimi havaya kaldırdım, "Tamam, hiç bu fikri sunmadım gibi davranın. Artık içeri girebilir miyiz?" Dedim ve kapıdan içeri geçtim, boş bir masa buldum ve oturdum. Kızların bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. İğrenç bir his. Diğerleri de yanıma oturdular, çok zaman geçmeden şarkı çalmaya başlamıştı. Herkes dans ediyordu. Odamda kalsam daha az sıkılırdım. Bir çok kişi balonun başlamasına rağmen yeni yeni geliyorlardı. Bakışlarım kapıda oyalandı, bir kaç kişinin ardından giren kişiler ile nutkum tutuldu. Valencia ve arkadaşları. En ortada Valencia vardı, üzerinde kan kırmızısı, göğüs dekolteli dizlerinin biraz üzerinde askılı bir elbise vardı. Elbise omuz kısmını açık bırakacak şekilde kollarının çeyreğini sarıyordu. Kırmızının dekor olarak kenarlarında siyahliklar vardı. Kırmızı ve pembe karışımlı ruju dikkat çekiyordu, sarı dalgalı saçlarını açık bırakmıştı. Çok güzel gözüküyordu. Bu lanet his te ne?! Her ne ise içimde hiç iyi etki bırakmıyordu. Kalbim çok hızlı atıyordu. Acaba bazılarının dediğine göre aşk bu muydu? Asla! Çünkü bir düşmanıma aşık olacak kadar düşmedim ben. Gözlerimi onlardan ayırmadım, bir masaya geçti ve oturdular. Oturdukları zaman gozlerimi onlardan çektim ve diğerlerine baktım, onların da bana baktığını gördüm. "Bakıyorum da birileri aşık olmuş." Drake'nin dediği şey ile ona ölümcül bir bakış attım. Drake, ağzına hayali bri fermuar çekti ve önüne döndü. "Bayanlar ve baylar. Şimdi çift dansı yapacağız, istediğiniz eşleri seçin." Gözlerim tekrar Valencia'ya kaydı. Gördüklerim ile içimde bir ateş kavruldu. Diğerleri de kızları dansa kaldırmıştı. Dışarı derin bir nefes verdim. Yanıma gelen bir kız ile bakışlarım kıza döndü. Siyah saçlı kahverengi gözlü biriydi. "Dans etmek ister misin?" Sorduğu soru ile tekrardan duygusuz bir şekilde yüzüne baktım. Ayağı kalktım ve elimi uzattım, uzattigim elime hayranlıkla baktı ve çok kısa bir sürede tuttu. Dans pistine geçtiğimizde gözlerimi Valencia ve o adamdan ayırmıyordum. Adam bir şeyler söylüyordu ve Valencia'da adamın söylediklerine gülerek karşılık veriyordu. Bu içimdeki ateşin daha da kavrulmasına neden oldu, diğerlerine baktığımda Valencia'nın arkadaşlarıyla dans ederken bana baktıklarını gördüm. Felix'e baktığımda, bildiğim kadarıyla Valencia'nın kuzenine eğilmiş bir şeyler söylüyordu. Söyledikleri şeyden sonra Valencia'nın kuzeni bana baktı ve kafasını salladı. Felix bu sefer şarkıyı çalanlara bakıp, kafasını salladı. Biraz yakınımıza geldiler. "Eş değişimi!" Duyduğumuz ses ile Felix Valencia'nın kuzenini benim kollarıma attı ve benim eşimi kendisi aldı, Valencia'nın kuzeni bana baktı ve kafasıyla Valencia'yı gösterdi. "Seviyorsun onu, değil mi?" Söyledikleri ile kaşlarımı çattım. "Hayır tabikide, bunu nerden çıkarttın?" Gözlerini devirdi ve konuşmaya başladı. "Aşkı gözünden anlarım. Ha bu arada adım Flare, Valencia'nın kuzeniyim." Bunu zaten biliyordum. "Beni zaten tanıyorsundur." Dedim, kafasını olumlu anlamda salladı. "Biraz yakınlarına gitmemiz gerek." Dediği şeyi ben anlamadan elimden tuttu ve Valencia'nın yanına kadar getirdi. Bana döndü ve tekrar konuşmaya başladı. "Birazdan tekrardan eş değişimi olacak, onu oadamdan almak istiyorsan beni o adama gönder ve onu kendine çek. Yoksa o seninle dansa asla kalkmaz, normal davran yoksa seni ortada bırakıp gitmesi an meselesi." Bir nevi 'dikkatli ol çünkü senden ciddi anlamda nefret ediyor.' demek istiyordu. Gözlerimi kıstım ve ona baktım, "bunu niye yapıyorsun?" Omuz silkti, ve arkamda bir yere baktı. Kafasını salladı, baktığı kişiye baktığımda Felix'i gördüm. Felix, şarkıcılara bakıp kafasını salladı. "Son eş değişimi!" Dediği anda Flare, kollarımdan ayrıldı ve Valencia ile yer değiştirdi. Kollarimdaki kızın şaşkın bakışları ile karşılaştım. Valencia Karşımdaki adama şaşkınca bakıyordum. Düşmanımın kollarında bir nevi dans ediyordum. Nefesimi ne zaman tuttugumu bile bilmiyordum. Sırıttı, "Düşmanının kollarında olmak nasıl bir his?" Dediği şeyler ile sinirim bozuldu. "İğrenç bir şey, kusmamak için kendimi zor tutuyorum." Beni etrafımda döndürdü, havaya kaldırdı. İndirirken yere täk düşeceğim sırada bir elini belime sardı diğer eli ile de tek bacağımı havaya kaldırdı ve beline yerleştirdi. Üzerime eğildi ve kulağımın dibinde konuşmaya başladı, "bence mükemmel bir his." Dediği şey ile bedenim kast katı kesildi. Beni tekrar kaldırdı, ellerimi omzuna koydum, o da ellerini belime yerleştirdi. "Bu günlük bu kadar yeter!" Dedim ve arkama dönüp masamıza doğru yürüdüm. Arkama bile bakmadım, masaya oturdum. Diğerleri e baktığımda Flare, benimle dans eden adamla değil de Raynald'ın arkadaşı ile dans ettiğini gördüm. Gloria, şu meşhur Drake ile dans ediyordu. Vampir döndü dolaştı vampiri buldu. Gözlerim Luisa'ya kaydı, gördüklerim ile şaşkınlık ile onlara baktım. Hayalet adama bildiğin yavşıyordu kız! Adam da bundan zevk almıyor değildi. Ship damarın patlayacak şimdi. Luisa, kollarını adamın boynuna doladı ve başını da adamın göğsüne yasladı, sonra başını kaldırdı, kasları çatık bir şekilde adama bir şeyler söyledi. Kurt adam özelliklerim iyi ki var. Duyu özelliğimi kullandım ve Luisa'nın söylediklerini dinlemeye başladım. "Senin kadar tatlı bir hayalete bu kadar kas günah!" Duyduklarım ile kıkırdadım. Daha sonra başka bir ses duyunca olduğum yerde kast katı kesildim. "İnsanları dinlemek ne kadar uygun?" Sesin geldiği yöne baktığımda onu gördüm, sırıtarak bana bakıyordu. Bu gün katil olmadan bu balodan çıkarsam ne mutlu bana! |
0% |