Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@shinawxs249

Balo çoktan bitmişti, herkes odasına çekilmiş ve büyük ihtimalle uyumuştu. Ama ben herkes olmadığım için uyumak yerine loş ışık altında romantik bir kitap okuyordum.

Canım sıkıldığı için, kitabı hemen yanımdaki masaya bıraktım. Sıcak yorganımdan çıktım ve pencerenin önünde durdum.

Pencereyi açtım, serin hava yüzüme vuruyordu. Bakışlarımı gökyüzüne çevirdim, yıldızlar çok güzel parlıyorlardı. Küçüklüğümden beri yıldızlara bir takıntım var, genelde geceleri dışarı çıkar, yerde uzanıp yıldızları izlerdim.

Bakışlarımı yilrizlardan çektim, aklım darma dağınıktı.

'Bence mükemmel bir his.'

Düşündüğüm şey ile başımı iki yana salladım. Bakışlarımı bu sefer bahçede gezindirmeyede başladım. Gördüğüm şey ile kaşlarım çatıldı. Raynald, elinde ok ve yay ile ağacın üzerindeki hedef tahtasına vuruyordu.

İlk oku tahtanın tam ortasına gelmişti, ikinci okun yayını gerdi ve bıraktı. İkinci ok ilk okun ortasından delip geçti. Gördüklerim ile gözlerim fal taşı gibi açıldı. O gerçekten iyi bir nişancıydı.

Daha fazla izlememek adına pencereyi
Kapatacağım sırada içeri giren bir ok sayesinde yerimden sıçradım. Oka baktığımda tahta tablonun tam üzerinde durduğunu fark ettim.

Oka doğru ilerleyip elime aldım, okun üzerinde sarılmış bir şekilde kağıt vardı. Kağıdı oktan çıkarttım ve okumaya başladım.

"Şimdi de insanları sapık gibi izlemeye mi başladın?"

Okuduklarim ile hızlıca pencereye adımladım. Onun olduğu tarafa baktığımda yoktu. Gitmişti.

Pencereyi kapattım ve sıcak yorganımın içine tekrar girdim. Kafamda bir sürü cevabını bilmediğim sorular olmasina rağmen, kendimi uykunun huzurlu ve derin kollarına bıraktım.

"Evet çocuklar, buraya gelme sebebiniz size bahsedeceğim bir yarışma. Bu yılki olacak ejderha yarışları için iki tane kişi seçmenizi istiyorum, bu iki kişi okulumuzu temsil edecekdir. Birazdan size dağıtılacak kağıtlara sadece bir kisinin ismini yazmanız gerekmektedir, en çok oy ile iki kişiyi seçeceğiz. En çok oy alan takım başkanı olacaktır. Kendi aday olanlar kendi isinlerini yazsın. Öğlene kadar vaktiniz var."

Hoca sustuktan sonra zil çaldı, sabahın köründe bunu söylemek için mi uyandım ben! Adam üşenmeden destan yazdı!

Kızlar ile beraber sınıftan çıktık ve yemekhaneye gittik. Yemeklerimizi aldıktan sonra bir masaya oturduk.

"Dünkü balo çok güzeldi!" Flare'nin dediği şey ile ona ters bir bakış attım.

"Balo güzel değildi, oradaki hayalet çocuk çok yakışıklıydı ve çok kaslıydı. O kaslara daha yakından bakmayı çok isterdim!" Luisa'nın dedikleri ile yüzümü buruşturdum.

"Bence iğrenç bir geceydi, düşmanım ile dans ettim bildiğin!"

Hepsi bana bakıp sırıttılar. "Ne?"

"Senin ona bakışlarını görseydin böyle söylemezdin."

Bu sözler benim daha çok sinirlenme neden olmuştu. "İğrenç bir histi, o çocuktan nefret ediyorum hatta nefret kusuyorum!"

Üçünün de alay dolu bakışları beni buldu, "yalan söylemiyorum!" Diye sitem ettim.

"Her neyse, kime oyunuz." Gloria'nın dedikleri ile herkes ona döndü. "Aramızda en iyi ejderha kullananlardan birisi de Valencia." Flare'nin dedikleri ile tekrardan gözler bana çevrildi.

Omuz silktim, "istemiyorum." Tekrardan yemeğime döndüm.

Öğle vakti gelip çatmıştı. Herkes oylarını kutunun içine koyunca kutuyu kapatmışlardı.

Şu an bahçede oturmuş, önümdeki kuşları izliyordum.

Arkamda duyduğum hışırtı sesi yüzünden, refleks olarak arkamı döndüm. Gördüğüm kişiyle gözlerimi devirdim ve tekrardan önüme döndüm.

"Bu aptal kuşların neyini seviyorsun anlamıyorum." Geldiğini anladigimi anlamış olacak ki konuşmaya başladı.

Yanima oturdu, "kuşları seviyor musun?" Omuz silktim, "hoşuma gitmiyor değil," ona döndüm. "Sen niye geldin? Bir işin yoksa gidebilirsin."

O da bana döndü, "kafa dinlemek için geldim, o da sen vardın."

Ayağı kalktım, "o zaman sana iyi kafa dinlemeler."

Arkamı döndüm, yürümeye başladığım an tekrar konuşmaya başladı. "Kalabilirsin. Bu kadar rahatsız oluyorsan ben de gidebilirim."

Ona döndüm, zaten bana baktığını görünce afalladım. Gözlerinin içine baktım, sadece yorgunluk ve bıkkınlık vardı. Kafamı olumsuz anlamda salladım, "gitmem gerek, düşmanımla aynı yerde kalamam."

Sadece kafa toplamak istiyorum.

"Bayanlar ve baylar,en çok oy alan ilk kişiyi açıklıyorum." Öğretmen elindeki parşömen o açtı ve okumaya başladı.

"Raynald Wizard!"

Alkışlar içinde Raynald, öğretmenin yanına gitti.

"Bir diğer kişiyi de açıklıyorum." Tekrardan parşömene baktı.

"Valencia Spencer?" Herkesin bakışları beni buldu, kızlara baktığımda alaylı bakışlarla beni suzduklerini gördüm.

Kesinlikle bu iş onların işi.

Burnumdan solur bir şekilde Raynald'ın yanına gittim. Tam konuşacağı sırada "Tek kelime dahi etme." Diye fısıldadım.
Komutum uzerine tekrar önüne döndü ve diğer yaratıklara baktı.

Öğretmen bize döndü ve konuşmaya başladı. "Evet çocuklar, iki gün sonra yarış başlayacak. Eğitim için şimdiden baslasaniz iyi olur."

Ogretmene bakrik ve kafamızı salladık.

Ciddi anlamda bu iki gün baya bir yorucu olacaktı.

"Sağ, sol!"

Yoruldum! Ne idmanmış arkadaş. Ejderhaya binecek miyiz ejderhayla dövüşecek miyiz belli değil!

"Hocam yetmez mi?" Sorduğum soru ile hocanın bakışları bana döndü. Tabi Raynald bey durur mu, soru sorduğum ve sızlandığım için benimle alay ediyordu.

Çakacağım bir yumruğu şimdi görecek!

"Yetmez, ceza! 15 tur koşu. Bekleme yapana +5 daha fazla tur vereceğim!" Bu adam ciddi mi?!

"Aferim bana, bir ceza yemedigim kalmıştı." Koşu sahasına geçtim ve koşmaya başladım. Raynald, aldığı cezadan hiç de memnun değil gibi görünmüyordu.

Aradan zaman geçti ve ben anca 10 tur bitirdim. Canım çıktı! Kim üşenmeden sahayı bu kadar büyük yaptı ki, hem konunun ejderha yarışları ile ne alakası var onu hala çözemedim. Raynald çoktan 15 turu bitirmişti. Şu an bana bakıyor ve bir yandan da suyunu içiyordu, cani herif!

On birinci türünü bitirdikten sonra tükenme noktasına gelmiştim. Öğretmen gitmişti ama başka bir yardımcısını bizi izlemesi için göndermişti.

Ağlamak istiyorum! Bacaklarımda hâl kalmadı!

"Senin yorulmaman gerek aslında, sonuçta bir kurt adamsın."

Olduğum yerde koşarken ona baktım, sonra yardımcıya baktım. "Sihirli güçlerimiz kullanmak var mı?"

Adam biraz düşündü, "Bildiğim kadarıyla yok."

Sinirli bir şekilde koşmaya devam ettim.

Şu an bu koşunun bitmesi için neler vermezdim.

"Yoruldum!"

Koşu bitmişti, şu an kızlarla kantinde soğuk bir şeyler içiyorduk. Tabi bir yandan da isyan ediyordum.

"Yarın yarışlar başlıyor. Bence antrenmanların bu kadar zorlu olması normaldir."

Bunu söyleyen Flare'ye ters ters baktım. "Çok kolaysa gel sen yap bu antrenmanları." Flare'nin kıkırdaması ile daha sert bir bakış attım.

Luisa'ya baktığımda bir yere kitlendiğini gördüm. Baktığı yere baktığımda hayalet çocuğu gördüm. "Ayh bezdim. Bu ne dir ya, daha tanışalı bir gün oldu."

Luisa bana ters ters baktı, "umrumda değil. Beğendim mi beğendim. Hem sen git şu dediğin elf ile ilgilen." Kafasıyla onu gösterdi. "Şu an sana bakıyor."

"Sence bu benim umurumda mı?"

Arkamı döndüğümde onun bakışları ile karşılaştım. Bakışlarında yoğun bir duygu vardı, ben farkına varmadan yanaklarım kızardı. Önüme döndüm ve kafamı silkeledim.

Aşık olmuyorum, değil mi?

Kendine gel Valencia, düşmanına aşık olamazsın değil mi?

Zilin çalması beni kendime getirdi. Ayağı kalktık ve yemekhaneden çıktık, sınıfa girdiğimizde durdum. Herkesi görmeyi beklerdim ama müdürü karşımda görmeyi, asla. Hiç olay çıkartmıyordum, kimseye zararım da olmamıştı. O zaman niye buradaydı?

"Valencia Spencer ve Raynald Wizard. Yarışlar ileriye alındığı için bu gün olacaklar. Hazırlanın çünkü birazdan yarışlara katılacaksınız." Ne? Yarışlar birazdan mı olacaktı? Hazır değilim!

"Neden?" Sorum ile Müdür bana döndü. "Yarın toplanbtı var ve ertlenemez. Şimdi, gidin ve hazırlanın."

Kafamı salladım ve kızlara baktım. "Başaracaksınız." Luisa'nın koluma dokunup söyledikleri ile gülümsedim.

Evet, başaracağız.

*

Başarmamız imkansız!

Karşımızdakiler benden bile iyi olan ejderha sürücüleri.

Stres içinde fısıldadım. "Biz kesinlikle yenildik..." Raynald bana baktı, sonra tekrar bakışlarını rakiplerimize çevirdi. Omuz silkti ve rahat bir tavırla, "Belki ama denemeden göremeyiz." Bize hazırlanan ejderhanın sırtına bindi. Bu adam rahatlığını nasıl koruyabiliyor anlamıyorum! Gözlerimi devirdim ve arkasına bindim. "Sıkı tutun Kurt güzeli. Çünkü bu ejderha çok hızlı olacak."

Kurt güzeli nedir ya! Bu adamın cidden hiç zevk anlayışı yok.

Herkes ejderhalarına binmişti, "Hazırlan!" Duyduğumuz komut ile Raynald ejderha'nın eyerini sıktı. "Başla!" Ejderhaları yönlendirdik ve havaya kaldırdık, bütün ejderhaların kanat sesleri havada karışmıştı. Soğuk rüzgar tenimize vuruyordu ve benim saçlarımı uçuruyordu. Yanımıza bir ejderha ve binicileri yaklaştığında bakışlarım onlara döndü. Sürücünün arkasındaki bize sırıttı ve önümğze geçtiler. Kaçıncıyız diye baktığımda üçüncülüğe düştüğümüzü gördüm.

"Hızlanmazsan kaybedeceğiz."

"Bİliyorum."

"O zaman neden hızlanmıyorsun?"

"Anlarsın birazdan." Yavaş yavaş hızlandı ama bir türlü diğer ikiliye yetişemiyorduk. "En öndekine bak." Dediği gibi en öndekine baktım. Ejderhası yavaş yavaş yorulmaya başlıyordu.

Ne yapmaya çalıştığını anladığımda gözlerim açıldı. Mantıklı bir plandı ama ya tutmazsa.

"Kazanmamızın bir oluru var mı?"

"Var gibi." Biraz daha hızlandı. İkinciye baktığımda onun da ejderhası birinciyi geçmek için çok güç harcamış olmalı, çünkü ejderhanın derin nefesleri adeta burnundan çıkıyordu. İkisi de yorulmaya başlamıştı hemde baya. Biraz ileri baktığımda bitiş çizgisini gördüm, arkamıza baktığımda diğerlerinin minnacık kaldığını fark ettim. Ne yani o kadar yol mu gelmiştik. Ama bana neden bu kadar kısa geldi?

"Sıkı tutun." Neden böyle bir şey dediğini anlayamadan ejderha hızlandı. Raynald'ın beline sarıldım.

Kokusu garip ama güzel.

Raynald, hızlandıkça hızlandı ve en sonunda ikinciyi geçti. Önümüzde sadece birinci vardı, onunla yan yana durduğumuzda kalbim bir kafesin içindeki kuş gibi heyecandan çırpınmaya başladı. Hızlanıyorduk ama hızımız aynıya tekrar düşüyordu ve ya o da bizimle beraber hızlanıyordu. Geçmeliyiz, bunu yapabiliriz.

Bitiş çizgisi gözle görülür hale geldi. İkimiz de aynı anda bitiş çizgisini geçtik, ejderhaları durdurduk ve yere indirdik. Kim kazanmıştı?

Olduğumuz yerde nefes almadan hakemlere baktık, hakemler biz geçerken çektikleri fotoğrafa bakıyorlardı. Kalbim neredeyse duracak şekilde atıyordu.

"Raynal ve Valencia takımı bir santim daha ileride olduğu görüldü." Sevinçle olduğum yere zıpladım ve anlık bir tepkiyle Raynald'a sarıldım. Ne yaptığımın farkına varınca geri çekildim. "Güzel sürdün ejderhayı."

"Raynald!" Arkamı döndüğümde bir sürü kız kalabalığı gördüm. "Bol şans." dedim e bizim kızların yanına gittim. Yanlarında gördüğüm kişilerle kaşlarımı çattım. "Hadi Luisa normal de sen nasıl bu yola düştün Vanessa?" evet yanında Raynald'ın ampir arkadaşı vardı.

Vanessa umursamazca omuz silkti. "Düşmedim sadece takılıyoruz." İnanmaz bakışlarla ona baktım. Bakışlarım Luisa'ya döndüğünde ağzım açık bir şekilde onları izledim. Hayalet çocuk onun çenesini tutup başını havaya kaldırmıştı ve bir şeyler konuşuyorlardı.

Yarışdan sonra böyle bir şey görmek istemezdim.

"İyi yarıştınız." Flare'nin dediği şey ile gülümsedim. "Teşekkürler." Raynald'ın kurt adam arkadaşı yanımıza geldi. elini uzattı, "Güzel yarıştı." elini tuttum ve sıktım. "Teşekkür ederiz." Gülümsedi ve sonra arkadaşını kurtarmak için yanımızdan ayrıldı. Flare'ye tekrar döndüğümde ona iç çekerek baktığını gördüm.

Bunaldım gerçekten!

Loading...
0%