@shinoluna
|
Bu çocuklar gerçekten bunu başarabilirler gibi geliyor. Hyuki haklı olabilir, baksanıza tüm takımlar oldukça güçlenmiş; üstelik gizli olarak hareket edilmesine rağmen saldırıdan önce gemileri fark etmişler. Bu da onların etraflarına ne kadar dikkat ettiklerini ve birbirlerine ne kadar güvendiklerini gösterir. ''Evet, ama yine de bu onların ne kadar güçlü olduğunu göstermez. Hem şu kaynağı belirsiz saldırıda var. O saldırıdan onun sayesinde kurtuldukları belli. Yani saldırıyı önceden fark etseler de üstünlük düşmandan yanaydı," dedi Ula. "Düşman mı? Düşman da biziz, dostta biziz, unuttun galiba," dedi Yown. "Hayır, unutmadım merak etme. Ayrıca en iyisi bulundukları üsse saldırı emri vermek. Böylelikle ne kadar güçlendiklerini öğrenebiliriz." "Evet, ama o üs bölgesi gizli ve o çocukların görev aldıkları üs bizim yanımızda olmayan ittifak üyelerince..." "İçimizde bu gerçeği bilmeyen çok az kişi var. Bunun dışında ise müttefiklerimiz, yarısına yakını da bu gerçeği bilmiyor. Her neyse sözümü kesmeyi kes diye bağırdı ve devam etti. Evet, o üs Samanyolu galaksisinin merkezinde zannediliyor ve o üste görev aldıklarını zannediyorlar. Bilenler sadece liderler; yani bir saldırı olursa Hyuki liderler içinde hain olduğunu fark eder," dedi UcaUca. "O üsse saldırmayacağız, başka bir üsse saldırı emri verin gitsin. Böylelikle o çocukların bulunduğu üsten yardım talebinde bulunurlar. Böylece tam olarak ne kadar güçlendiklerini görmüş oluruz," dedim. "Tamam, ama o üs tamamen gizli ve oraya en yakın üs elli ışık yılı uzakta. Yani bir başka üs yardım talebinde bulunamaz. Başka bir yol bulmalıyız," dedi MuaMua. "Onları başka bir üsse yollarız, eğitimlerine orada devam ederler ve böylece çok yakın olmasa da bulundukları bölgeden bir saldırı haberiyle yardıma giderler. Bunun sonucunda güçlerini görmüş oluruz," dedi Nidam. "Ya da yakınlarında yeni bir üs bölgesi kurarız ve elli ya da yüz kişi görevlendiririz. Saldırı olunca da yardım isterler," dedim. "Evet, böylesi daha iyi olur," dedi Yown. "Sizce hain konusunda Hyuki ne yapacak merak ediyorum." "Şimdilik arıyor ama bulamaz, ne de olsa aradıkları onunla birlikte planlar yapıyor," dedi Arek. "Şimdilik Hyuki'yi bırakın, hainleri arayıp dursun. Yakında ona gerçeği açıklarız, ama şimdilik bunu bilmeyecek." "Sizce gerçeği öğrenince ne yapacak?" dedi Guro. "Elinden ne gelir ki? Kendisine bağlı üsler bile bizim kontrolümüzde. Yani sadece Dünya ve kendisi gibi henüz bizimle ilgili gerçeği bilmeyenler ile kalır. Ve daha önceki lideri öldürdüğümüz gibi onu ve diğerlerini de öldürüp yerlerine bize sadık birilerini geçiririz," dedim. "Onun ölmesinin nedenini biliyorsunuz," dedi Arek. "Evet, gerçeği öğrenmişti ve bizim için tehlikeli biri olmuştu. Bunun sonucunda yaşadığı gezegenle birlikte yakıldı ve tüm bildiklerinde onunla birlikte ölüp gitti." "Şu rüya ile ilgili ne yapacağız peki?" "Boş ver, o sadece önemsiz bir rüya. Ekip içindeki adamlarımız sayesinde attıkları her adımı biliyoruz," dedim. "Yine de iki farklı kişi nasıl oldu onu merak ediyorum," dedi Tyuo. "Farklı değiller. O çocuk yalan söyledi, sadece Dünya'ya dönünce onu rüya makinesinde detaylı bir şekilde inceleriz ve gerçeği görmüş oluruz." "Efendim." "Ne var Koxae?’’ diye söylendi onu dikkatli gözlerle incelerken. Koxae İnsan ve Rbifas ırkından bir melezdi. Beyaz tenli, oldukça uzun boyluydu. Keskin yüz hatlarındaki çıkık elmacık kemikleri dikkat çekiyordu. Koxae açık sarı saçlarını tedirginlik ile düzeltti ve uzun kulakları açığa çıktı. Melez olduğu için Rbifas kadınlarına özgü boynuzları yoktu, bunun yerine sahte boynuzlar takıyordu. Gözlerim birden elbisesine takıldı özellikle de açık göğüs dekoltesine ve onu incelemeyi bırakıp sert tavrımı takındım yeniden. ‘’ Sana toplantı sırasında rahatsız edilmek istemediğimi söylemiştim.’’ "Lider Hyuki, hepinizle görüşmek istediğini bildirdi." "Yine ne istiyor şu adam?" dedim. "Kim bilir, belki aradığımız hainleri bulmuştur. Bağlantıları şimdilik kesin, bakalım Hyuki ne istiyormuş, öğrenelim; daha sonra kaldığımız yerden devam ederiz," dedi Yown. "Evet, Hyuki, umarım toplantılarımızı bölecek kadar önemli bir konudur. Konuşmak istediğin nedir?" dedim. "Bugün kızımın ölüm yıl dönümü, o yüzden görüşmek istedim," dedi. "Doğru ya, unutmuşuz. Şu hain meselesiyle ilgileniyoruz hepimiz. Biliyorsun sen de bu konu ile ilgilenmelisin." "Merak etmeyin, ekibim arıyor, yakında buluruz." "Sanırım hepimiz burada..." "O zaman ayine başlayalım," dedi. .......... Nihayet bitti şu saçmalık. Bize kalsa o çocuklar o zaman yaptıkları yüzünden yargılanıp öldürülmüşlerdi. Her neyse bir sonraki konuya geçecek olursak, Vera'nın teknolojisi sıkıntı çıkarıyor, dedim. "Evet, hepsi ölüp gitti ve biz bir türlü o kalkanı geçemiyoruz. Şu çocuklar o kalkanın içine girerlerse Evren tamamen bizim olur ve istediğimiz gibi yönetiriz," dedi Arek. "Evren de ne kadar da ilkel ırk var ve hepsi 'zekiyiz' diye geçinip duruyor. Ama hiçbiri daha önce Vera'nın söylediklerine inanmadı. Eğer inansalardı, şu an bizler yok olmuş olurduk. Ama o zekiler sayesinde biz hayattayız," dedi UcaUca. "Evet, gerçekten oldukça zekiler. Onlar olmasa biz ne yapardık merak ediyorum. Sonuçta onlara Vera ile yaptığımız ilk savaşı anlatıyoruz ve izledikleri hiçbir savaş görüntüsü gerçek değil, hepsi montaj ve bu zekiler her şeye inanıyor," dedi Tyuo. "Evet, öyle. Son yaptığımız savaş dışında Vera ile yaptığımız hiçbir savaşı kazanamadık ve o zekilerin kandırılmaları çok kolay. Milyarlarca yıl daha onları kandırmaya devam edebiliriz," dedi Yown. "Yakında son savaşın görüntülerini tüm üslerdeki askerlere izlettirmemiz gerekiyor. Bu çocuklar ne Vera teknolojisini, ne de orada tam olarak ne ile karşılaşacaklarını bilmiyorlar," dedi Ula. "Bu konuda oldukça kararlısın Ula. O görüntüler bile gerçek değil, biliyorsun. Gerçek görüntüler var mı, orası bile belli değil. Sonuçta bizden onlarca nesil önceki liderler bu savaşı yaptı ve içlerinden sadece babam lider Yuk sağ olarak kurtuldu. Eğer o da ölmüş olsaydı, biz de Vera gibi yok olurduk," dedim. "Savaş başlamadan önceki görüntüleri hepimiz binlerce kez izledik ve savaş görüntüleri üzerinde çok az oynama yapılmış. Siz de biliyorsunuz, savaştan sadece yüz gemi falan kurtuldu, ama görüntülerde onbinden fazla gemi kurtulmuştu," dedi Nidam. "Ne kadar oynama yapıldığını bilmiyoruz, izlediğimiz görüntülerden bunu anlamamız imkânsız. Ayrıca lider Yuk'a bu konuyu sorduğumuzda, 'Ben bile hatırlamıyorum ne kadar oynama yapıldığını. Sadece savaşın başlamasına neden olan görüntülerin gerçek olduğunu ve Vera ile ilgili bildiğimiz birkaç şeyi o görüntüler sayesinde öğrendiğimizi ve Kızıl Kan'da yapılan savaş görüntülerinin ise montaj olduğunu' söyledi," dedi UcaUca. "Efendim." "Yine ne var? Koxae." "Üslerimizden birkaçı saldırıya uğramış ve tamamen yok edilmişler," dedi. "Ne dedin sen, hemen saldırıyı kimin yaptığını bulun, anlaşıldı mı?" dedim. "Emredersiniz, efendim." ''Lanet olsun, böyle bir saldırıyı kim yapabilir? Belki hâlâ bilmediğimiz bir ırk vardır. Üstelik keşfedilmemiş bölgelerde de çok güçlü ırklar olduğunu tahmin ediyoruz, belki onlar yapmıştır. Ayrıca şu bahsettikleri 'kaynağı belirsiz' saldırıyı yapanlar da bunlar olmasınlar,'' dedi Guro. "Bilmiyorum, ama her kim benim bölgeme saldırdıysa bunun bedelini ödeyecek, gerekirse saldıranı tümüyle yok edeceğim." "Biraz sakin ol, birkaç saat içinde saldırıyı yapanı öğrenmiş oluruz. Sakin ol ve saçma bir hata yapma," dedi Tyuo. "Hata yapmayacağım. Onlara saldıran Arcas olacak ve yok edilmek üzereyken yardımlarına gideceğiz ve artık bizim kontrolümüzde olacaklar." "Efendim, saldırganlar belirlendi." "Bu kadar çabuk mu, kim saldırmış?" dedi Yown. "Arcas, yani kendi kendimize saldırmışız." "Ne saçmalıyorsun sen!" "Bakın efendim, tüm ipuçları Arcas'ı gösteriyor. Her kimse kendisini gizlemek için Arcas'ı kullanmış.'' ''Lanet olsun, daha detaylı araştırma yap, bir yerlerden ipucu bul bana ve bunu yapanları yok edin. Kimsenin kurtulmasını istemiyorum," dedim. "Emredersiniz, efendim." "Her kimse kendini gizlemek için iyi bir yol bulmuş, bizi kendi silahımızla vurmak baya iyi bir fikirmiş. Ayrıca bir karar ver yok mu, edeceksin bize katılmalarını mı sağlayacaksın birinden, birini yap," dedi Nidam. "Bu arada Arcas gerçek olmasın," dedi Ula. "Saçmalama, bu bizim uydurduğumuz bir şey. Ayrıca böyle bir ırk olsa bile, nasıl olur da bizim askerlerimiz ile aynı DNA'ya sahip olsun." "Şunu da düşün, belki bir yanlışlık sonucu saldırmış olabilirler. Sonuçta daha önce de olmuştu, hatırlarsan, yine biri bir hata yapıp yanlış koordinat girmiş olabilir," dedi Guro. "Olabilir, ama ben yine de başkası olduğunu düşünüyorum ve onları bulunca cezalarını da keseceğim. Bir sonraki toplantıda size bunun arkasında kim var söylerim," dedim. "Her neyse ölenleri ne yapacaksın?" diye sordu Ucauca. "Hep yaptığımızı yapacağım ve tekrar hayata dönecekler ama bir makine olarak ve bizim için düşman rolü oynamaya başlayacaklar." "Her neyse Hyuki konusunda ne yapacağız," dedi Arek. "Ne mi yapacağız?" dedi Yown. "Evet, öyle, onun da artık bu gerçeği öğrenmesinin zamanı gelmedi mi sizce de?" dedi. "Evet, geldi. Birkaç gün sonra ona gerçeği söyleyeceğiz. O zamana kadar şu saldırı işini çözmem gerek,'' dedim ve bağlantıyı kestik. &&&&&&&& Aradan birkaç gün geçtikten sonra toplantı yapıyorduk ve bu toplantının asıl konusu ise Hyuki'ye gerçeği söylemekti. "O zaman başlayalım," dedim ve bir anda yanındaki askerler silahlarını Hyuki'ye doğrulttu ve neler oluyor burada diye bağırmaya başladı. "Olan şu, Hyuki, bildiğin gibi içimizde hainler vardı," dedim. "Evet, biliyorum, ekibim hala arıyor." "Buna gerek yok, aradığın hainler biziz," dedi Yown. "Siz mi? Bu da ne demek şimdi?" "Şu demek, bildiğin gibi, Arcas bizim düşmanımız." "Evet, biliyorum." "Asıl sorun ise şu: Evren'de Arcas adında bir ırk yaşamıyor, bu tamamen uydurma. Gerçekte ise Reinaz Evren'i ele geçirmek istiyor ve senden önceki Dünya lideri bir şekilde gerçeği öğrenince, bizler de onu öldürmek zorunda kaldık," dedi UcaUca. "Siz ne saçmalıyorsunuz?" diye bağırmaya başladı. "Ne mi saçmalıyoruz? Asıl sen saçmalama. Sana söylediklerimiz tamamen gerçek. Her şeyi milyarlarca yıl önce ittifakı kuran atalarımız planladı ve bizler de onların kurduğu bu düzeni devam ettiriyoruz. Önümüzdeki tek engel Vera'ydı ama onlar da üç bin yıl önce yok edildi ve biz de bu süre boyunca o lanet kalkanı geçmeye çalıştık. Bunları zaten biliyorsun. Şimdi sana gelecek olursak, ya bizimle birlikte olacaksın ya da öleceksin," dedim. "Ölsem bile sizlerle birlik olmam anladınız mı?" "Efendim, ne yapalım öldürelim mi?" "Onunla birlikte Dünya'da yaşayanları da öldürün. Anladınız mı beni?" "Emredersiniz efendim, hazırlıkları başlatıyorum." "Durun, bu yaptığınız suç." "Evet, suç ama bizi kim cezalandıracak? Reinaz mı? Ama unuttuğun bir şey var, Reinaz'da, Arcas'da aynı kişilerden oluşuyor. Yani sana kimse yardım edemez, Hyuki," dedim. "Tamam, yanınızda yer alacağım. Ne yapmamı istiyorsunuz?" dedi. "Aferin sana, bak isteyince nasıl da bizden taraf geçtin," dedi Yown. "Efendim." "Tamam, ona bilmesi gereken her şeyi anlatın. Anladınız mı beni?" "Evet, efendim," dedi ve bağlantıyı kestik. "Bu konuyu hallettiğimize göre diğer konuya geçebiliriz. Şu ekibin içinde hala bizimle ilgili gerçeği bilmeyenler var, yakında onlar da bu gerçeği öğrenmeleri gerekecek," dedi Yown. "Evet, öyle. Ama şimdilik bekleyelim ve bakalım Hyuki bizimle gerçekten birlikte mi olmak istedi, yoksa arkamızdan iş mi çevirecek. Önce onu öğrenelim, sonra sıra onlara da gelecek," dedi UcaUca. "O zaman şimdilik Hyuki gözetimimiz altında olacak ve hakkımızda ki tüm gerçekleri öğrenince bakalım ne yapacak," dedim. "Ben Hyuki'den çok bizimle ilgili gerçeği bilmeyen müttefiklerimiz bu durumu öğrenince ne yapacaklarını merak ediyorum," dedi Ula. "Hiçbir şey yapamayacaklar. Sonuçta onları anında yok edebileceğimizi biliyorlar, o yüzden endişelenmeyin," dedi Yown. "Pekâlâ, her şeyin ortaya çıkmasının zamanı geldi ve yakında evren tamamen Reinaz'ın kontrolünde olacak ve buna engel olabilecek kimse de olmayacak," dedim. "Bizim hakkımızda ki gerçeği bilenler oldukça fazla ve milyarlarca yıldır bize hizmet ediyorlar. Asıl sıkıntı gerçeği bilmeyenler. Onlar hakkında ne yapacağız?" diye sordu Nidam. "Her ırkı yönetenlerin ailelerinden birisini elimizde esir tutacağız, bu şekilde biz ne dersek onu yapacaklar. Gerçi hepsi bizimle olmaya devam edecekler, sonuçta başka seçenekleri olmayacak ve karşı koyanları da yok edeceğiz," dedi Yown ve bağlantıyı kestiler. .......... "Plan oldukça iyi gidiyor ve şu an bizim hakkımızdaki gerçeği yeni öğrenen her ırkı yönetenlerin ailelerinden birer kişi elimizde esir. Bir anda tüm isyanlar da son buldu," dedim. "Asıl konu şu, üç kaçak ne olacak?" "Onların öldürüldüklerini açıklamak en iyisi olacak," dedi UcaUca. "Şu an neredeler bilmiyoruz ve onlarla birlikte kaçanların söylediklerine bakılırsa..." "Bu kadar yeter. Yakında toplantı var. O zamana kadar herkes sorumlu olduğu bölgelerdeki ırklarla ilgilensin. Bu konuda sana güveniyorum, Yukar," dedi Yown. "Diğer liderleri kaçak üçlü hakkında bilgi..." "Hayır, onlarda o üçünü öldü bilecekler. Anladın mı beni? Eğer birisinden onların hala kaçak olduğunu duyarsam, sonuçlarına katlanırsın." "Evet, anlıyorum. Merak etmeyin," dedim. "Güzel. Şimdi toplantı günü geldiğinde herhangi bir pürüz istemiyorum," dedi Yown ve ikisi de bağlantılarını kestiler. "Efendim, ne yapacağız?" dedi Koxae. "Yapacak bir şey yok. Onlar kurucu ailelerin soyundan geliyorlar ve bizlerden daha fazla yetkiye sahipler. Bir anda hepimizi düşman ilan edebilirler," dedim. "Evet, ama..." "Âmâsı falan yok. Ne söyledilerse yapacağız o kadar." "Emredersiniz efendim." "Bu arada aramalar ne sonuç verdi?" "Hala kayıplar efendim ve o bölgeye giden herhangi bir gemimizde yok, biliyorsunuz," dedi. "Bunu biliyorum ve size söylendiği gibi tüm gemilerin kontrolleri yapıldı mı?" "Evet, efendim ve herhangi bir olumlu sonuç çıkmadı." "Anlıyorum."
|
0% |