Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22.Bölüm-Vera Saldırısı

@shinoluna

Günlük eğitimlerimize devam ediyorduk, ancak bir taraftan da Kraliçenin bize vereceği görevi bekliyorduk. Fakat o gün hiç gelmeyecekmiş gibi geliyordu bize. Sonuçta, kan dökmekten hoşlanmayız, ama konu Evren olunca bu kuralı çiğnemek bizim için sorun değildi. Kraliçe bizi çağırana kadar eğitimlerimize devam etmemiz gerekiyordu.

''Bence yakında görev için çağrılacağız,'' dedi Leila.

''Umarım artık ikimiz de sıkılmaya başladık, Leila, ve sıkıntımızı eğlenerek bile atamayacak düzeye geldik.''

''İkiniz burada ne yapıyorsunuz?''

''Merhaba, son zamanlarda pek görüşemiyoruz İres.''

''Benden uzak duranlar sizlersiniz, unuttunuz mu?''

''Hayır, ama eğitimden dolayı ve yakında bir göreve çıkacağız. Ne zaman döneriz bilmiyoruz.''

''Görev mi?'' dedi.

''Sonunda biraz eğlenebileceğiz.''

''Evet, sonunda.''

''Özür dilerim prenses, ama kraliçe sizi görmek istiyor.''

''Beni mi?''

''Evet, prenses, sizi ve Leila'yı önemli olduğunu, bu yüzden de oyalanmasınlar'' dedi Loren.

''Hemen kraliçenin huzuruna gittik ve biz gittiğimizde kardeşim Lora, Krizia, Amanda ve Lilya da oradaydı.'' "Kraliçem, bizi çağırmışsınız" dedim.

''Evet, siz altınıza yeni bir görev veriyorum. Geminiz ve mürettebatınız hazır ve eminim görevinizi biliyorsunuzdur.''

''Evet, kraliçem lider avına çıkmak,'' dedim.

''Sıradan bir lider avı değil, bana Reinaz'ın başında olan kişiyi yani liderleri Yuk'u canlı olarak getireceksiniz.''

''Yuk mu? Üç bin yıl önce bizi öldüren kişi mi?''

''Evet, o ve onu canlı istiyorum, ama onu öldüreceğinizi de biliyorum.''

''Evet, öyle. Onu öldüreceğiz. Peki, İres ne olacak'' dedim.

''O burada kalıyor, daha önce de söylediğim gibi ve bu savaş boyunca gezegenden ayrılmayacak'' dedi.

''Peki, ne zaman yola çıkıyoruz'' dedik.

''Hemen, Ladina önce Rkaj'a saldıracak ve yok edecek. Sonra sırası ile önce Argoda'ya, sonra ise Etug'a giderek saldıracak. Ayrıca o galaksiyi tamamen yok etmenizi istiyorum. Orası Reinaz'ın Rkaj'dan sonraki ana galaksisi. Larina ise Shnk, Hıugk, Btıur ve Fyıa galaksilerine saldıracak. İki gemide bahsettiğim bu yerlerdeki tüm üsleri ve üs olarak kullanılan gezegenleri yok edecek. Ayrıca bu bahsettiğim yerler dışında istediğiniz Reinaz üslerine ve galaksilerine saldırabilirsiniz.''

''Emredersiniz kraliçem başka bir....''

''Son olarak Larina eve dönmeden önce ise Reinaz için güzel bir tuzak kuracak ve bu tuzakta Ried'de, Tıjl üzerinden olacak. Eliana, Tytf ile bağlantıya geçeceksin ve bundan sonra Larina ile buluşup yok olacaklar.''

"Emredersiniz, kraliçem" dedik ve gemilerimize doğru ilerledik.

"Burası Ladina ve Larina, kalkış izni istiyoruz," dedik.

"İki gemiye de kalkış izni verildi.''

Kızlar, eve dönünce görüşürüz, ama ondan önce kim Reinaz'a daha fazla zarar verecek, hadi yarışalım diye iddiaya girdik ve Prym'dan ayrıldık.

"Kraliçem, ilk olarak nereye saldırıyoruz?" dedi Leila.

"İlk olarak Rkaj olacak, ama öncesinde Tıjl ile bağlantıya geçin ve bizimle P-0 noktasında buluşsunlar," dedim.

"Emredersiniz, prenses," dedi Diana.

"Burası Ladina, Tıjl lideri Tytf ile prenses acil bir şekilde görüşmek istiyor."

"Ben Tıjl lideri Tytf.''

''P-0 noktasında buluşmamız gerekiyor hemen."

"Emredersiniz."

"Biz gittiğimizde Tytf ve gemisi çoktan gelmişti ve onlara ne yapmaları gerektiğini anlattık."

"Yuk'un şu an kaldığı üs gizli ve o üssün yerini sadece Yukar biliyor. Nasıl yapmamız gerekiyor?" dedi Tyft.

"Yerini biliyoruz, merak etme. Bizim önceliğimiz Tilya olacak ve o üsse önce robotlar saldıracak. Larina, Shnk'e saldıracak ve Reinaz üsleri ve üs olarak kullanılan gezegenler yok edildikten ve sonra sizinle iletişime geçecek," dedim.

"Bu süre boyunca ne yapmamız gerekiyor?"

"Hiçbir şey yapmayacaksınız ve Larina sizinle bağlantıya geçecek ve planı devreye sokacak."

"Evet, prenses, ortadan kayboluyoruz, merak etmeyin. Peki, şu saldırıyı biz yapalım mı?"

"Hayır, siz bu süre boyunca Shnk'te olacaksınız ve Larina ile birlikte hareket edeceksiniz ve zamanı gelince öleceksiniz," dedim ve ayrıldık.

"Rkaj'a saldırı için hazırlanın ve robotları o gizli üsse ve diğer üslere gönderin ve bizim önceliğimiz Tilya olacak."

"Emredersiniz, prenses. Tüm Ladina mürettebatının dikkatine: Rkaj'a saldıracağız ve robotları sizlere gönderdiğim koordinatlara ayarlayın. Rkaj'da bulunan tüm üsler ve üs olarak kullanılan gezegenler yok edilecek,'' dedi Anna.

&&&&&&&&

''Şimdi ne yapıyoruz, prenses?'' dedi Amanda.

''Önceliğimiz Shnk olacak şekilde saldırıya geçeceğiz o yüzden beni tüm mürettebat ile bağla," dedim.

"Tüm mürettebatın dikkatine, prenses Lora konuşacak," dedi Lilya.

"İlk önceliğimiz Shnk ve orası ile başlıyoruz. Orada bulunan tüm üsleri ve üs olarak kullanılan gezegenleri yok edeceğiz. Sonrasında Fyıa, Hıugk ve Btıur galaksilerine saldıracağız. Ve buralara giderken diğer galaksilerdeki Reinaz üslerini de yok edeceğiz.''

"Emredersiniz, prenses."

Shnk'e giriş yaptık ve Reinaz üsleri bizi fark etmeden birbiri ardına yok olmaya başladı. Sadece üsler de değil, üs olarak kullanılan tüm gezegenler de buna dâhildi. Biz galaksiden ayrılırken tüm galaksi de sadece orada yaşayanlar kalmıştı. Şimdiki önceliğimiz Fyıa olacak ve oraya giderken önümüze çıkan galaksilerdeki tüm üsleri ve gezegenleri yok edeceğiz.

"Aymil ile iletişime geçin."

"Emredersiniz, prenses," dedi Damaris.

"Shnk galaksisindeki görevimiz bitti ve Fyıa galaksisine doğru yola çıktık. Oraya giderken önümüze çıkan Reinaz üslerini yok edeceğiz."

"Bu şekilde devam edin," dedi kraliçe ve kendinizi gizleyin.

"Emredersiniz, kraliçem," dedim ve bağlantıyı kapatıp Fyıa'ya giderken önümüze çıkan galaksilerdeki tüm üsleri yok ettik.

&&&&&&&&

Tüm Ladina mürettebatının bilgisine, Rkaj'da iki yüz binden fazla üs ve beş yüz binden fazla üs olarak kullanılan gezegen bulunuyor. Bizim önceliğimiz Tilya olacak, robotları diğer üslere gönderin.

"Emredersiniz, prenses."

"Burası Rena, robotları gizli üsse gönderdim, prenses."

Tamam, biz de Tilya'ya saldıracağız ve orasını yakacağız. Sonra ise o gizli üsse giderken orası ile aramızda bulunan tüm üsleri yok edeceğiz. Ve daha sonra Tilya'ya dönüp buradan Yukar'ın sorumluluk alanı olan Yıjol bölgesine saldırı düzenleyeceğiz.

Tilya'ya da ki savaş birkaç dakika sürdü ve gezegeni koruyan tüm üsler yok edildi. Tilya'yı ateşe verip gizli üsse doğru yola çıktık ve yolumuza çıkan tüm üsleri ve gezegenleri yok ettik.

"Prenses, gizli üsse yaklaşıyoruz, ne yapmamızı istersiniz?" dedi Karina.

"Üsse iniş yapın. Ayrıca Yuk'un durumu nedir?"

"Gerekli ayarlamalar yapıldı, prenses," dedi Leila.

"Güzel, o zaman artık saldırmaya başlayalım."

"Emredersiniz, prenses.''

''Dikkat, saldırı tespit edildi. Kimliği belirsiz saldırı gemimizi yok etti. Hemen düşmanı yok edin."

Üsse iniş yaptık ve karşımıza çıkanları yok edip Yuk'un bulunduğu odaya gittik. Sizlerle tekrar karşılaştık. 'Vera'yı taklit ediyorsunuz, sizi bulmak için Evren'i bir uçtan bir uca kat ettik ve burası sizin ölüm yeriniz olacak.'"

"Uzun zaman sonra sizinle tekrar karşılaştık."

"Evet, son görüşmemiz üzerinden oldukça zaman geçti ve sizler de burada öleceksiniz."

"Biz asla ölmeyiz, biz robotuz ve bizi öldürseniz bile efendilerimiz yenilerimizi yaparlar."

Efendilerin çoktan öldüler. Buraya gelmeden önce onları Ried'de yaktık. Sizi de burada yakacağız ve savaş başladığı gibi anında bitti.

"Siz her kimseniz, beni hemen buradan indirin."

"İndirmek mi? Savaş çoktan başladı."

"Siz olamazsınız, sizler ölmüştünüz."

"Ve sen de ölüsün artık," dedim ve boynunu kestim.

"Kraliçem, bize verdiğiniz görevi tamamladık. Vera'yı taklit edenleri tüm liderleri ile birlikte yok ettik. Ayrıca Arcas lideri Yuk'u öldürdük," dedi ve kesik başını tutup gösterdi. "Ve kraliçe Eliana ile birlikte savaşta ölen tüm Vera'nın intikamını aldık. Başka bir emriniz yoksa?"

"Irkımın öcünü benim almam gerekirdi, ama bunun için oldukça yaşlıyım ve bunu benim yerime sen yaptın. Teşekkür ederim. Vera tamamen yok olmadı. Geriye sadece ben kaldım ve benim de zamanım doldu. En azından ırkımı taklit edenleri ve son kraliçe Eliana'yı öldürenin sonunu görmüş oldum. Artık benim de ölme zamanım geldi ve artık serbestsiniz. İstediğiniz yere gitmekte özgürsünüz ve o üssü Reinaz'ın görmesi için sağlam bırakın. Ve kim olduğunuz belli olmayacak şekilde görüntülere zarar verin ve ayrılın."

"Emredersiniz, Kraliçem."

"Sevgilim, yaşayan son Vera kraliçesi Elvira'da öldü. Artık Vera ırkı yok ve biz de kraliçemizin söylediği gibi özgürüz. Evren'de Reinaz'a karşı duracak sadece bizler kaldık."

"Evet, öyle. Ve biz de ölene kadar onlara zarar vermeye devam edeceğiz. Buradan ayrılıyoruz ve Etug galaksisine gidiyoruz. Orası kalkanı geçmek için asıl hazırlıkların yapıldığı yer ve orasını tamamen yok edeceğiz. Ve bunu yaparken kraliçemizin söylediği gibi öleceğiz. Bir tanem, kraliçemizi bulmalarına izin verme. Eğer onu bulurlarsa, kalkanı geçmek için kullanırlar. Sonuçta kalkanı hala aktif halde tutan kişi o ve asla onu oturduğu yerden kaldırmayın ve o şekilde saklayın," dedim.

"Gemiye döndük ve küçük oyunumuz oldukça iyiydi, prenses," dedi Leila. "Ve şimdi ne yapıyoruz?"

"Tilya'ya geri dönüp Yıjol bölgesine saldırı mı yapacağız?" dedi Anna.

"Evet, öyle ve sadece Yıjol'e değil o çevrede bulunan yirmi üsse yapılacak,'' dedim.

''Emredersiniz prenses, dedi Meli ve buna göre ayarlamaları yaptılar. Tilya'ya dönüp yirmi tane saldırı gönderdik ve Etug galaksisine gitmek üzere yola çıktık."

"Kraliçe Etug'dan önce Argoda'ya saldırmamızı istemişti, prenses. Biliyorsunuz," dedi Leila.

"Evet, biliyorum Leila, merak etme. Argoda, Etug'a giderken yolumuzun üzerindeki yerlerden birisi yani her türlü ilk saldıracağımız yer Argoda olacak zaten. Ve ev ile iletişime geçip Rkaj'da olanları anlatın'' dedim.

"Emredersiniz, prenses."

"Burası Ladina, Rkaj'da ki görevimiz sona erdi. Tilya yakıldı, tüm üsler ve üs olarak kullanılan gezegenler yok edildi. Reinaz lideri Yuk öldürüldü. Ayrıca Tilya'dan, Yıjol bölgesine ana üs dâhil yirmi saldırı gönderdik ve şu anki hedefimiz Argoda ve Etug galaksileri olacak şekilde Rkaj'dan ayrıldık."

"Anlaşıldı, görevinize devam edin," dedi kraliçe.

.........

"Argoda galaksisine ulaştık, prenses," dedi Mira.

"Şimdiye kadar kaç tane düşman galaksiye saldırdık ve yok ettik?"

"Prenses, Rkaj dâhil iki yüz kırk iki galaksiye saldırdık ve yok ettik. Argoda'ya giderken önümüze çıkan seksen üç tane galaksideki tüm Reinaz üslerini ve üs olarak kullanılan gezegenleri yaktık," dedi Diana.

"Toplam üç yüz yirmi beş galaksi. Oldukça iyi," dedim.

&&&&&&&&

"Tüm mürettebatın dikkatine, Fyıa galaksisine yaklaşmak üzereyiz. Sizlere gönderdiğim koordinatları robotlara girin ve saldırıya geçsinler. Bizler de saldırıya başlıyoruz," dedi Anda.

Fyıa galaksisinde savaşa başladık ve üsler teker teker düşmeye başladı. Her saldırımız bir dakika sürüyordu ve üslerin birbiri ile iletişim kurmasını engelliyorduk. Genelde üsler küçük bir bağlantı sorunu yaşadıklarını zannediyordu, ama gerçekte tüm üsleri yok ettik ve gezegenleri yaktık.

"Kaybımız var mı?"

"Hayır, prenses, hiç kaybımız yok ve tüm robotlar Larina'ya döndü. Btıur galaksisine yola çıkmaya hazırız," dedi Renat.

"Tamam, hemen yola çıkıyoruz. Ayrıca Shnk ve Fyıa dâhil kaç galaksiye saldırdık?" dedim.

"Toplam yüz elli dört galaksi, prenses," dedi Amanda.

Btıur'a giderken yolumuza çıkan tüm galaksilere saldırılar yapmaya ve tüm üsleri ve üs olarak kullanılan gezegenleri yok etmeye devam ettik. Sonuçta her güneş sisteminde bir tane üs olarak kullanılan gezegen vardı ve diğer üsler o gezegeni koruyacak şekilde konumlandırılmıştı. Ve bazen tek saldırı ile hem o sistemde bulunan tüm üsleri hem de gezegeni yok ediyorduk ve işimiz biter bitmez bir sonraki hedefimiz için yola çıkıyorduk.

"Prenses, Btıur galaksisine ulaştık ve buraya ulaşırken yüz doksan üç galaksiye daha saldırdık," dedi Lilya.

"Koordinatları gönder ve robotları yollasınlar. Robotlar gönderilir gönderilmez saldırıya başlayalım."

"Emredersiniz, prenses ve size gönderdiğim koordinatları girin ve robotları gönderin. Ve savaş durumuna geçin,'' dedi Arelya.

"Btıur galaksisi tamamen düşmandan temizlendi ve bizi fark eden kimliği belirsiz dört gemi yok edildi. Hıugk galaksisine yola çıkmaya hazırız, prenses," dedi Zenan.

"Hıugk'a giderken yine saldırılar yaptık ve Hıugk'da aynı şekilde saldırımıza uğradı ve eve dönüşe geçtik. Sıradaki görevimizi unutuyorsunuz, prenses," dedi Krizia ve toplam kaç saldırı yaptık diye sordu.

"Btıur ve Hıugk dâhil yüz kırk iki galaksiye saldırdık ve öncekiler dâhil toplamda dört yüz seksen dokuz galaksideki tüm düşman üsleri ve gezegenlerini yok ettik.''

''Son bir görevimiz kaldı, Tıjl ile bağlantıya geç ve Ried'de yakmadığımız tek düşman üs gezegenine gelsin Lilya,'' dedim.

"Emredersiniz, prenses."

"Burası Larina, size gönderdiğim koordinatta bekliyoruz."

"Hemen yola çıkıyoruz."

"Biz Ried'de yakmadığımız tek düşman ana gezegenine ulaştığımızda Tıjl çoktan gelmişti. Artık sizlerin ölme zamanı geldi. Bu zamana kadar bizlere oldukça iyi hizmet ettiniz ve artık hizmetlerinizin karşılığını almanızın zamanı geldi.''

''Kraliçemizin emirlerini yerine getirdik, prenses ve bizden istenildiği gibi yıllardır Tıjl üzerinden Reinaz ile ilgili bilgileri size ilettik," dedi Tyft.

"Bunu biliyorum, merak etmeyin. Artık hepiniz özgürsünüz," dediğim anda hepsi birbirine saldırdı ve yok ettiler. Biz de kalan işlerimizi hallettik ve eve dönüşe geçtik."

&&&&&&&&

"Argoda galaksisindeki tüm üsleri yok ettik ve Etug'a doğru yola çıktık. Tüm mürettebatın dikkatine, asıl görev yerimize ulaşıyoruz. Etug galaksisine diğerlerine yaptığımızı yapmayacağız. Kraliçe tüm galaksiyi yok etmemizi istedi, bu yüzden bizleri en çok zorlayacak yere doğru yola çıktık ve önümüze çıkan hiçbir galaksiye saldırmayacağız ve Etug'da ki işimiz bitince eve dönüşe geçeceğiz," dedim.

"Etug demek Evren'in en büyük galaksi ve bizim orasını yok etmemiz oldukça uzun sürecek gibi," dedi Leila ve dudağımdan öptü.

"Prenses, Etug'a ulaşmak üzereyiz. Nasıl bir saldırı yapacağız? Robotları da mı göndereceğiz?" dedi Anna.

"Evet, her üs ve üs olarak kullanılan gezegenlerin koordinatlarını gönderin ve hemen çıksınlar."

"Emredersiniz, prenses. Size gönderilen koordinatları robotlara yükleyin ve gönderin."

"Tüm robotlar yola çıktı, biz ne yapalım prenses?" dedi Rena.

"Biz de başlıyoruz," dedim.

Emredersiniz, prenses. Saldırıya başladık ve her bir güneş sistemi tek tek yok ederek ilerliyorduk. Sonuçta robotlar bizden önce tüm üsleri ve üs olarak kullanılan gezegenleri yok etmişti ve bize hiçbir karşılık veren yoktu, ama yine de oldukça zorlanıyorduk.

"Prenses Larina ve beraberinde yüz gemimiz, galaksinin diğer tarafında tespit edildi ve onlar da saldırmaya başladı. Ayrıca galaksinin diğer noktalarından da yüzer tane gemimiz tespit edildi ve onlarda saldırıya başladılar."

''Toplam kaç gemimiz gelmiş.''

''Bin tane gemimiz şuan dört bir yandan saldırıya başladı.''

"Biz devam edelim, işimiz bitince onlarla iletişime geçeriz," dedim ve saldırmaya devam ettik. Uzun bir uğraşın sonunda tüm galaksiyi yok ettik.

"Neden buradasınız, Lora? Cevap ver hemen."

"Kraliçenin emri bu yöndeydi, abla. Biz de yardım etmek için geldik," dedi.

..........

"Ev ile iletişime geç ve verilen görevleri tamamladığımızı bildir," dedim.

"Emredersiniz, prenses. Burası Ladina; Larina ile yardıma gelen gemilerle birlikte verilen görevi bitirdik ve Etug galaksisini yok ettik. Eve dönüşe geçiyoruz," dedi Meli.

"Tamam, eve dönüş izni verildi."

Dönüşe geçtiğimiz sırada prenses, 'Toplam kaç galaksiye saldırdınız?' diye sordu Amanda.

"Biz mi toplam dört yüz yetmiş üç, Etug'a gelirken yolumuzun üzerindeki hiçbir galaksiye saldırmadık ve Etug buna dâhil değil. Sonuçta burası tamamen yok edildi."

"Biz toplam dört yüz seksen dokuz galaksiye saldırdık ve görünüşe göre iddiayı biz kazandık," dediler.

"Sizin işiniz kolaydı, sonuçta sizin saldırmanız gereken dört ana galaksi vardı ve Shnk zaten bizim yanı başımızda olan bir galaksiydi, yani orasını saymayın. Diğer galaksiler de birbirine oldukça yakındı ve bizim saldırdıklarımızdan Rkaj Evren'in bir tarafında, Argoda ve Etug ise Evren'in farklı bir tarafındaydı," dedi Leila.

"Evet, evet, öyle. Kaybettiğinizi kabul edin işte," dediler.

"Biz de sizinle şu an uğraşamayacağımızı söyledik ve kaybettiğimizi kabul ettik."

"Prym'a ulaştık ve Aymil'e iniş yapıp kraliçenin huzuruna çıktık."

"Görevlerinizi yerine getirdiniz ve eve sapasağlam döndünüz. Tüm mürettebatınız bir hafta izinli, iyice dinlenin," dedi.

"Emredersiniz, kraliçem," dedik ve odamıza çekip duş aldık. Leila her zaman yaptığı gibi ıslaktı ve o şekilde yatıp uyuduk.

&&&&&&&&

"Eliana ve Leila, ikisini de nerede bulacağını biliyorsun, öyle değil mi Anelya?"

"Evet, kraliçem. Prensesin odasında," dedi.

"Eğlenmeyi bıraksınlar ve hemen gelsinler."

"Emredersiniz, kraliçem."

"Her seferinde neden onları çağırmak için birini gönderiyorsun ki? Telepati ile onları buraya çağırabiliriz," dedi Lorena.

"Evet, biliyorum sevgilim, ama o ikisi muhtemelen eğleniyorlardır ve birisini gönderene kadar biraz daha fazla eğlenebilirler. Sonuçta lider avı için Aymil'den ayrılacaklar ve ikisi Reinaz'a oldukça fazla zarar vermeden geri dönmeyecek ve dönene kadar bu eğlence onları bir nebze olsun oyalar,'' dedim.

"Yine de gemideyken de eğlenmeye devam edeceklerdir."

"Evet, biliyorum merak etme."

"Bizi çağırtmışsınız kraliçem," dediler.

"Evet, öyle. İçeri gelin, size yeni bir görev veriyorum ve bu görevin süresi siz ikinize bağlı."

"İkimize mi? Nasıl yani, kraliçem?"

"Siz ve mürettebatınız, yarın lider avına çıkıyorsunuz. Şimdi gidip dinlenin ve bu sefer kendinizi gizlemeyin. Sanırım neden görev süresinin sizlere bağlı olduğunu anlamışsınızdır."

"Evet, kraliçem. Ve bize bu izni verdiğiniz için teşekkür ederiz," dediler ve odalarına gitmek üzere çıkarken, "Sakın gidip eğlenmeye falan kalkmayın. Doğruca odanıza gidip dinlenin. Anladınız mı beni?" dedim.

"Evet, kraliçem," dediler.

&&&&&&&&

"Burası Ladina, lider avı için ayrılıyoruz," dedi Diana.

"İzin verildi, görevinizde bol şans."

"Teşekkürler."

"Savaş başlamadan gezegene geri döneriz, muhtemelen prenses öyle değil mi?" dedi Karina.

"Kraliçe görev için süre vermedi ve görev süresinin bize bağlı olduğunu söyledi. Ayrıca tüm mürettebatın dikkatine, bu sefer saklanmak yok. Artık kendimizi göstereceğiz. Kraliçemizin emri bu yönde," dedim.

"Saklanmak yok, bu oldukça güzel oldu," dedi Anna.

"Evet, öyle. Peki, ilk hangi düşman liderine saldırıyoruz prenses?" dedi Leila.

"Bakalım düşman ana liderlerinin üslerini göster bakalım."

"Hemen, prenses," dedi Mira.

"Bakalım, şu ve şu ikisine de peş peşe saldıracağız."

"Prenses, Xeua ve Exua galaksileri birbirine oldukça uzak ve sapa. Bunun yerine birbirine daha yakın iki üsse saldırsak olmaz mı?" dedi Meli.

"Hayır, bu iki üs Yown ve UcaUca'ya aitler ve bir anlamda bu ikisi Reinaz'ı ilk kuran ailelerin soyundan geliyor ve o iki ailenin ölümü Reinaz için oldukça kötü olacak," dedi Leila.

"Evet, öyle. İkisine aynı anda saldırabileceğimiz bir konuma geç ve solucan deliğini aktif hale getir. O iki üs bölgesini birbirine bağla ve ışık hızına çıkmaya hazırlan. Syınm üssüne herhangi bir görüntü verme, ama Jukg üssüne ulaşınca ışık hızından tamamen çıkış yap. Robotlar ise Exua galaksisinde ki tüm aileyi yok etsin, aynı şeyi Xeua galaksisine de uygulayacağız."

"Emredersiniz, prenses. Tüm mürettebatın dikkatine, solucan deliği aktif hale getiriliyor. Ayrıca ışık hızına geçiş yapıyoruz. İlk saldırı yerimiz Syınm üssü. Işık hızından birkaç saniyeliğine çıkış yapıp saldıracağız ve tekrar solucan deliğine ışık hızında girip Jukg üssüne saldırıp tamamen ışık hızından çıkıp kendimizi göstereceğiz. Ayrıca Rena ve Emilya robotlar ise bu iki galakside bulunan iki kurucu ailenin tümüne saldırıp yok edecek buna göre ayarlamaları yapın," dedi Meli.

Anlaşıldı. Bir dakika içinde hazırlıklar biter, o yüzden beklemede kalın, dediler.''Robotlara gerekli ayarlamalar yapıldı ve biz Exua'dan ayrılınca onlarda solucan deliklerini kullanarak bizimle Xeua galaksisinde buluşacaklar'' denildi ve ışık hızına geçiş yaparak lider avımız başlasın, dedim.

Syınm üs bölgesine ulaştık ve bizi fark bile edemediler. Birkaç saniyeliğine ışık hızından çıkıp üssü yok ettik. Jukg üssüne doğru devam ettik ve üsse ulaşınca ışık hızından çıkıp saldırıya başladık ve üssü tamamen yok ettik.

"Prenses, Reinaz liderlerinin konuşmasını yakaladık. Ne yapalım?" dedi Diana.

"Göster bakalım ne konuşuyorlarmış."

''Bu da nereden çıktı. Saldırı altındayız, hemen yardım gönderin. Kahretsin, bu gemi onlar nasıl.

Neler oluyor orada, UcaUca, hemen cevap ver.

Bu Ladina, onlar hayatta. Vera hayatta, kahretsin. Tüm saldırıların arkasında on...

Saçmalık, onlar.

Efendim, ana lider, UcaUca ve üssü ile bağlantıyı kaybettik ve bize bir video gönderdi.

Lanet olsun, bu gerçekten de Ladina, onlar gerçekten hayattalar. Sadece iki dakika arayla nasıl iki ana liderin öldüğü, şimdi anlaşıldı. Hemen tüm İttifak ile bağlantıya geç....''

"Ne söylediler? Hemen çözün bu kısmı," dedim.

"Üzgünüm, prenses," dedi Anna.

"Bu kötü oldu. Ne konuştuklarını bulmamız lazım," dedim.

"Muhtemelen savaş hazırlıkları ile ilgilidir ve tahminimce üslerden ayrılmaları ile ilgili konuşmuşlardır," dedi Karina.

"Tüm konuşma bu şekilde. Şimdi ne yapıyoruz?" dedi Leila.

"Şimdiki rotamız şu üç; Vajkd, Lrga ve Gtsa galaksileri. Ana üsler Kıoyu, Trhyu ve Pyio. Bu üç üs Reinaz'ın en korunaklı dört ana üssü ve onlara aynı..."

"Rota oluşturuldu prenses, yine aynı şekilde mi saldıracağız?" dedi Diana.

"Evet, öyle. Diğer iki üssü yok edeceğiz ve Kıoyu üssüne ulaşınca ışık hızından çıkıp kendimizi göstereceğiz."

"Emredersiniz prenses."

"Yeni saldırı için hazırlanın. İlk saldıracağımız yer Trhyu ana üs bölgesi, sonra ise Pyio ana üs bölgesi. Bu iki ana üsse saldırılarımız birkaç saniye olacak. Bu yönde hazırlık yapın. Son saldırımız ise Kıoyu ana üs bölgesine olacak. Bu üç ana üs bölgesi düşmanın en korunaklı üs bölgelerinden, bu yüzden dikkatli olun."

"Emredersiniz."

"Her şey hazır prenses, yola çıkabiliriz," dedi Anna.

"Tamam, o zaman, ava devam. o aptallar saklanmadan bu üçünü daha öldürmeliyiz. Ve onlar yok edilince diğer beşi kesinlikle saklanacaklardır. Onlar saklanmadan diğer beşini de yok etmeliyiz. Bu yüzden diğer beş üs içinde solucan deliği ile bir rota oluşturun," dedim.

"Emredersiniz prenses," dedi Mira ve diğer beş üs için en doğru rota üzerinde çalışmalara başladı. Bizler de bu sırada üç üs bölgesine saldırmaya hazırlandık. Ancak, biz her birine ulaştığımızda üç ana liderin bulunduğu üsler tamamen yok edilmişti. Biz de Vajkd galaksisinde karşılaştığımız ara kolları yok etmeye başladık.

"Meli, hemen ev ile iletişime geç ve bizden başka bu göreve atanan var mı, öğren."

"Emredersiniz prenses, burası Ladina. Şu an Vajkd galaksisinde bulunuyoruz ve Kıoyu, Trhyu ve Pyio üsleri yok edilmişti. Bu görev için bizden başka atanan var mı?"

"Burası Aymil, olumsuz. Bu görev için atanmış olanlar sadece sizlersiniz."

"Anlaşıldı.''

''Prenses, sadece biz varız. Başka kimse yok."

"Böyle bir saldırıyı kim yapabilir, bir iz bulmaya çalışın. Bu sırada şu rota işini de halledin."

"Hemen prenses."

.....

"Araştırma sonucunda saldırganların Lux İttifakından Drtau ırkı olduğunu öğrendik prenses," dedi Silva.

"Şimdilik onların olası rotasını çıkartın ve nerelere gidebileceklerini bulun. Bu arada şu rota işi ne oldu Mira?"

"Prenses, içlerinden sadece biri rota dışında kalacak şekilde bir rota oluşturabildik. Ne kadar denersek deneyeyim, ya Dünya ya da Yıjol ana üs bölgesi rota dışında kalıyor. Sonuçta, Yıjol ve Dünya ana üsleri Evren'in oldukça sapa noktalarında kalıyor. Ayrıca, Drtau şu an Krtah galaksisindeler ve oradan da olası rotaları Yarkd ve Asgys galaksileri ve Trgıu galaksisine doğru ilerliyorlar," dedi Anna.

"Dünya, orasını ne yapalım peki prenses?" dedi Karina.

"Saldırıp yok edeceğiz tabii ki. Dünya da artık düşman tarafında ve biz saldırdığımızda tüm üsler terk edilmişti. Ayrıca, saldırıyı yapanları eve bildir,'' dedim.

"Burası Ladina, kimliği belirsiz saldırganları tespit ettik ve Lux ittifakından Drtau ıolduğu anlaşıldı. Ayrıca, biz diğer beş ana liderin üssüne saldırdığımızda, çoktan üsleri terk etmişlerdi," dedi Meli.

"Anlaşıldı. Acil bir durumda hemen iletişime geçin. Kraliçenin emri bu yönde."

"Emredersiniz."

"Şimdi ne yapıyoruz? Üç ana üs yok edilmiş, ama liderlerinin ölüp ölmediğini bilmiyoruz."

"Evet, öyle. Şimdilik onları ölmedi kabul ediyoruz ve buna göre davranacağız," dedim.

"Emredersiniz kraliçem," dedi Leila.

"Anna, bana onların nereye gittiklerini bulmaya çalış. Bu sırada da olabildiğince kalabalık bir ara lider yeri bul, savaş başlamadan onlardan olabildiğince çok öldürmek istiyorum."

"Emredersiniz prenses."

"Yıllardır kendimizi tuttuğumuz için yavaşlamışız gibi. Şimdiye kadar tüm ana liderleri öldürmemiz gerekirdi. Sonuçta, eskiden olduğu gibi Evren'de gezmek yerine sabit üslerde takılmaya başladılar. Ayrıca, şu Drtau var. Onları ne yapacağız?" dedi Leila.

"Şimdilik onları kendi hallerine bırakıyoruz. Sonuçta, bizim için pek bir tehlike teşkil etmiyorlar. Ve senin dediğin gibi, oldukça yavaşlamışız. Sonuçta, Reinaz'ın içine sızdıktan sonra gücümüzü gizlemek zorunda kaldık. Mürettebatımız da gemi ile yolculuk yapmak yerine evde kaldı," dedim.

"Prenses, dört yüz kırk sekiz ara kol yeri tespit edildi ve görünüşe göre bunlardan yüz yirmi ikisi Andromeda galaksisinde. Bu gemilerden biri Yukar'a ait," dedi Diana.

Neden orada ki Yıjol Evren'in diğer ucunda, Andromeda ise diğer ucunda ve Dünya'ya oldukça yakın?" dedim. "Ve Yukar'ın yerini tespit ettik. Ayrıca, yüz yirmi iki ara lider ve bunlara bağlı gemiler tarafından korunuyor gibi. Savaş hazırlıklarına başlayın. Andromeda'ya ulaştık ve galaksiye giriş yapıp Reinaz gemilerine saldırmaya başladık. Yukar bizi fark edince kaçmaya başladı ve biz de onu bırakıp bize saldıran ara liderler ve ekipleriyle savaşmaya başladık. Savaş bittiğinde doksan bin gemi yok edilmişti ve kalan otuz bin gemi Yukar'ı korumak için onunla birlikte kaçmıştı.

"Bana hemen o kaçağın yerini bul, gerekirse tüm Evren'i arayıp onu bul, Meli.

"Emredersiniz prenses, olası kaçış rotası hesaplanıyor ve buna göre on sekiz ayrı rota olduğu belirlendi."

"On sekiz mi? Oldukça az. O tam bir aptal. Birbirine en uzak iki rotayı seç ve onları takip etmek için en uygun rotayı belirle."

"Emredersiniz. Buna göre en uzak iki noktadan birisi Samanyolu'ndan, diğeri ise Auos galaksisinden geçiyor ve onları takip etmek için en uygun rota Takys galaksisi," dedi Mira.

"Eliana, sadece bir kişi için görevimizden sapıyor gibiyiz. Yukar'ın peşine düştük ama o sürekli bizden kaçacak. Ayrıca, o gemide olmadığı da belli. O orada olsa kaçmak yerine savaşırdı. O gemi bizi oyalamak için bir yem. O gemiye harcayacağımız zamanı diğerlerini bulmak için harcasak daha iyi olmaz mı? Ve ne kadar ara lider yok edersek Reinaz'a o kadar zarar vermiş oluruz. Üstelik konuşmalarını sende duydun. Yukar muhtemelen bizi bu gemi ile oyalayarak diğerlerinin savaş için hazırlık yapmasına olanak sağlamaya çalışıyor," dedi Leila.

"Leila haklı. Eliana, sadece bir kişinin peşine düşmek tüm görevi tehlikeye atar," dedi Karina.

"Tamam, o zaman ara lider avına devam ediyoruz. Bu arada ana liderleri bulmaya da çalışacağız ve onları bulunca öldürmeden ele geçireceğiz. Sonuçta, birbirlerinin nerede olduklarını biliyorlardır."

"On sekiz ara lider ve Yukar'ın gemisi tespit edildi. Oydj galaksisinde hareket halindeler ve yine aynı gemi prenses, bizi oyalamak için elinden geleni yapıyor gibi," dedi Meli.

"Olası rotalarını oluştur ve biz oraya ulaşınca hangi rotadan kaçacaklarını belirle. Ve ona göre saldırı için solucan deliğini aktif hale getirin ve ışık hızına geçin. Yukar'ın sahte gemisi dışındakileri yok edelim ve onu da sorguladıktan sonra yok ederiz," dedim.

"Kraliçem, izninizle tüm mürettebatın dikkatine: Size gönderdiğim gemi, Yukar'ın sahte gemisi. Onun dışındaki gemileri yok edin, ben o gemiyi ele geçirmek üzere ayrılıyorum," dedi Leila.

"Leila, dikkatli ol."

"Merak etme kardeşim."

"Yok, etmediğimiz tek gemiyi Leila ele geçirdi ve geminin sistemine girdiğimizde, diğer gemiler ile özellikle de ana liderler ile olan bağlantılarını kesmişlerdi. Bu şekilde onları bulmamız imkânsız prenses," dedi Anna.

"Anna, bana peş peşe saldırı yapabileceğimiz ara liderler bulmaya devam et ve onları en kolay şekilde yok etmek için rota oluştur. Gemiye geri döndüğümde rota ve saldırı için hazır olun," dedim.

"Emredersiniz prenses."

"Yukar nerede, cevap versen iyi olur," dedim.

"Lider Yukar, acil durum kapsülü ile kaçtı."

"Güzel yalan, o bu gemide bile değildi. Bana onun nerede olduğunu söylersen, yaşamana izin veririm. Yoksa sen de arkadaşların gibi ölürsün."

"Kapsül ile kaçtığını söyledim."

"Hala yalan söylemeye devam ediyorsun ve anlaşılan nerede olduğunu sen bile bilmiyorsun," dedi Leila ve bir anda boynunu kesti. Sorgu bitti.

Geriye sadece ele geçirdiğimiz gemiyi yok etmek kaldı. Onu da yaptıktan sonra Ladina'ya döndük ve rota oluşturuldu. Prenses, toplam otuz dört rota ve iki yüz kırk üç ara lider tespit edildi. Bu da iki yüz kırk üç bin gemi demek.

"Oldukça az. Biz bunlara saldırırken aynı zamanda yenilerini bul ve rotalarını hazırla," dedim.

"Emredersiniz prenses."

Tespit ettiğimiz iki yüz kırk üç liderin hepsini gemileri ile birlikte yok ettik.

"Şu an bulunduğumuz Utsk galaksisinde seksen sekiz ara lider gemisi tespit edildi ve içlerinden birisi ana lider Hyuki. Ne yapalım prenses?" dedi Diana.

"Şimdilik onu bırakın, diğer liderleri bulmaya çalışın. Bunun için Lux ittifakının bölgesine rotamızı çevirin," dedim ve saldırıya uğradık.

"Prenses, tespit ettiğimiz gemiler bize saldırmaya başladı. Ne yapalım?" dedi Meli.

"Ben çıkış yapıyorum," dedi Leila.

"Leila'yı hemen korumaya alın ve robotları gönderin. O gemilerden sadece Hyuki'yi sağ olarak istiyorum. Diğer herkesi öldürün," dedim ve saldırıya başladık.

&&&&&&&&

Hyuki'nin gemisine zorlanmadan ulaştım ve hangara inerken fazla dirençle karşılaşmadım. İlerlemeye başladım, ama bu bana kurulan bir tuzaktı. O aptallar beni tuzağa düşürdüklerini zannediyordu ve ben de onların farkında değilmişim gibi ilerlemeye devam ettim. Ana kontrol odasına doğru giderken küçük de olsa direnişle karşılaşıyordum. Ama şimdilik etrafımı çevirmeye devam ediyorlardı ve benim onlara karşı koyamayacağım bir anda saldırıya geçmek üzere hazır bekliyorlardı.

"Saldırın ve onu yakalayın, sakın öldürmeyin. O bana canlı lazım!'' dedi Hyuki.

''Hepiniz lider Hyuki'yi duydunuz. Saldırın ve onu yaralayın, böylece bize karşı koyamaz,'' dedi askerlerin komutanı.

''Gelin bakalım, kim kimi ele geçirecekmiş, görelim," dedim ve saldırmaya başladım. Etrafımı saranların büyük çoğunluğunu öldürdüm ve ölmek istemeyenler de kaçmaya başladılar, ama kaçacak yerleri yoktu. Savaşarak kontrol odasının kapısına kadar geldim.

"Bana lider Hyuki'yi verin, gitmenize izin vereyim."

"Bizim görevimiz ana liderleri korumak. Ayrıca, bizi sana saldıran o güçsüzlerle bir tutma. Biz liderleri korumak için özel olarak seçildik," diye bağırdılar.

Kapıyı yok ettim ve bir anda içeri girip saldırmaya başladım. Şimdi söyle bakalım, sen ne için özel olarak seçilmiştin? dedim ve onu da diğerleri gibi öldürdüm.

"Ben Leila, Hyuki'yi ele geçirdim ve görünürde hiçbir yarası yoktur."

&&&&&&&&

"Onu gemiye getir, Leila ve Anna, ev ile bağlantıya geç ve İres'i bulsunlar. Onunla konuşmak isteyen birisi var," dedim.

"Emredersiniz, prenses," dedi.

"Burası Ladina."

"Evet, Ladina?"

"Prenses, İres ile görüşmek istiyor. Acil bir şekilde onu bulun."

"Bakın, kim buradaymış? Dünya ana üs bölgesi lideri Hyuki ya da Reinaz ana liderlerinden Hyuki mi demeliydim?" dedim.

"Vera, sizin yok olmadığınızı biliyordum. Sonuçta kimliği belirsiz saldırıları yapabilecek sizin kadar güçlü kimse yoktur," dedi Hyuki.

"Evet, öyle. İyi tahmin etmişsin."

"Baba!"

"İres, bu... Bu gerçekten sen misin? Hayatta mısın?"

"Evet, baba. Hayattayım. Sen, sen bunu nasıl yaparsın? Gerçeği öğrenmene rağmen Reinaz ile nasıl birlik olursun? Ve kardeşim nerede?" diye bağırdı İres.

"O ve diğerleri hayattalar. Ve onlar da artık Reinaz'ın gerçek kimliğini biliyorlar ve Reinaz'dan taraftalar."

"Ne oldu da Reinaz'ın tarafına geçtiler?" diye sordu Leila.

"Onlarla konuşup ikna ettim. Eğer Reinaz'ın tarafına geçmezlerse öldürüleceklerdi ve onların ölmemeleri için buna mecbur oldukları konusunda..."

"Peki, sen neden Reinaz'dan taraftasın?" dedi İres.

"Mecbur kaldım. Sonuçta Dünya tek başınaydı, daha doğrusu ben tek başımaydım."

"Şimdi o dördü nerede? Hemen cevap ver," dedim.

"Bilmiyorum. O dördü artık ara lider değil. Diğer ara liderlerin gemilerinde görev alıyorlar."

"Anlaşıldı. Ama olur da onlarla karşılaşırsak ve bize saldırırlarsa, öldürmek zorunda kalırız," dedim.

"Prenses, babama ne yapacaksınız onu?" diye sordu İres.

"Hayır, merak etme. Şimdi sana bir sorum var ve doğru cevap versen iyi olur."

"Ne sorusu?"

"Yukar nerede?"

"Kim bilir. Bizimle iletişime geçene kadar saklanmamızı ve savaş için hazırlık yapmamızı söyledi," dedi Hyuki.

"O nerede saklanıyor, eminim bir ipucu falan bırakmıştır sizlere."

"Hayır, hiçbir ipucu bırakmadı."

"Prenses, isterseniz onu başka bir yol kullanarak da konuşturabiliriz," dedi Karina.

"Nedir o yol?" dedim.

"İres'i gerçekten öldürerek," dedi ve bir anda İres'in kafasına silah dayadılar.

"Şimdi konuşacak mısın yoksa kızın bu sefer gerçekten ölsün mü?"

"Gerçekten bilmiyorum. Kızımı rahat bırakın," diye bağırdı.

"O zaman bu soruma doğru cevap verirsen kızını öldürtmem," dedim.

"Bildiklerimi söyledim zaten."

"Trhyu, Pyio ve Qusy ana üsleriniz yok edildi ama bizim tarafımızdan değil. Bana onların liderlerinin ne durumda olduğunu söylersen kızının hayatı kurtulacak."

"Bildiğim tek şey, konuşma sırasında sizin saldırdığınızı öğrendik ve birdenbire söylediğiniz üsler ve liderler ile bağlantıyı kaybettik. Yani öldüler."

"Peki, o zaman öldüklerinden nasıl emin oluyorsun?"

"Söyledim ya, konuşma sırasında bedenlerinin yok olduğunu gördük. Sanırım bu yeterli bir cevap olmuştur," dedi.

"Evet, öyle," dedim ve bunu hücreye atın, Silva dedim. Ve Trgıu galaksisine saldırmak üzere yola devam ettik.

"Trgıu galaksisine giderken prenses, Yıjol üs bölgesinde oldukça fazla ara lider tespit edildi ve görünüşe göre bölgeden ayrılmak üzereler," dedi Meli.

"Üs bölgesine doğru hareket ettik ve bizi fark ettikleri anda kaçanlarda olduğu gibi üssü korumak için bizimle savaşmaya başlayanlarda oldu, ama gemileri bizim gemimiz kadar güçlü değildi. İki saat içinde yüzde doksanını yok ettik ve ölmek istemeyenler de kaçtı. Üsse saldırırken bir anda ışık hızına geçtik ve Anna hemen Yıjol'e geri dön, bu bir emirdir," dedim.

"Üzgünüm prenses, ama Drtau saldırdı ve eğer inisiyatif almasaydım saldırıdan bizler de etkilenirdik ve şu an bizim peşimizdeler. Ne yapalım?" dedi Diana.

"Ne mi yapalım? Savaşacağız tabii ki, öyle değil mi Leila?"

"Prenses, Leila gemiden ayrılmak üzere," dedi Emilya.

"Şu kız her zaman eğlenceyi kendisine istiyor. Gemi mi hazırlayın, Rena ve ben geri dönene kadar komuta sende, Karina."

"Emredersiniz prenses,'' dedi Karina. Prenses'in gemisi ile birlikte yirmi Virtus gemisi ve robotları hazırlayın. Ladina'da kalanlar savaş için hazırlanın. Prenses dönene kadar komuta bende.

"Geminiz hazır, prenses," dedi Rena.

Ladina'dan ayrıldığımda, Leila çoktan savaşa başlamıştı ve benimle birlikte gelen yirmi kişi ve robotlar da savaşa katıldı. Ayrıca Ladina'da ana gemilerle savaşıyordu ve bir anda ışık hızına geçip yok oldu. Ve Drtau liderinin ana gemisinin arkasından saldırmaya başladı, bu şekilde saldırmaya devam etti ve geriye sadece ana liderin gemisi kaldı.

"Gemiye çıkıyorum," dedi Leila.

"Liderlerini bana canlı getir, Leila. Bakalım dertleri neymiş," dedim ve Ladina'ya dönüşe geçtik.

"Emredersiniz, prenses."

&&&&&&&&

Gemimden iner inmez saldırıya uğradım. Drtau saldırıya geçmişti ve bir çıkış yolu bulmam gerekiyordu. Hoparlörden, 'Onu canlı istiyorum. Onu ele geçirirsek, o gemi ve içindeki her şey bizim olur,' diye ses duyuldu.

"Liderimizi duydunuz, onu canlı istedi. Sadece yaralayacak şekilde saldırın," dedi komutanları ve etrafımı sarmaya başladılar.

Saklandığım yerden çıktım ve bana doğru gelen düşmanla savaşmaya başladım. Birkaç dakika içinde tüm hangar temizlenmişti ve savaşarak liderlerinin olduğu ana kontrol odasına doğru gitmeye başladım. Ana kontrol odasına gelene kadar gemide hayatta kalan herkesle savaştım ve geriye sadece ana kontrol odasındakiler kaldı.

"Kapıyı mühürleyin ve diğer tüm çıkışları açıp onu uzay boşluğuna atın. Uzay onun ölümü olacak," dedi liderleri ve kendimi uzay boşluğunda buldum.

"Ani bir hareketle ana kontrol odasına saldırıp camdan içeri girdim. Liderleri dışındaki herkesi öldürdüm.''

''Prenses, ben Leila, Drtau lideri Dwagd'ı ele geçirdim ve görünüşe göre yaralanmamış."

"Onu buraya getir, Leila," dedi Eliana.

"Emredersiniz, prenses," dedim ve liderleri ile birlikte gemime binip Ladina'ya dönüşe geçtik.

"Sen nasıl olur da uzay boşluğunda ölmezsin? Ayrıca seni öldürmelerini isteyecektim, ama bir anda canlı yakalanmanı söyledim ve ismimi nereden biliyorsun. Bu nasıl oldu diye sordu."

"İlkel ırkların bunu bilmesine gerek yok. O yüzden üzerinde fazla düşünme."

"İlkel mi? Biz, sizin taktığınız isimle keşfedilmemiş bölgenin en gelişmiş ırkı."

"O ismi biz takmadık bizim için tüm Evren keşfedilmiş durumda ve o bölgede ki en gelişmişi değilsiniz. Sizden daha gelişmişler de var ve bize göre sizin teknolojiniz çok ilkel."

"Biz Evren'de yaratılan...''

''İlk ırk değilsiniz."

"Sen bunu nasıl... Tabii, telepati. Zihnimden geçirdiklerimi biliyorsun. Sizi duymuştuk, ama sizler yok edilmiştiniz ve bu vereceğim emri neden değiştirdiğimi de açıklar,'' dedi Dwagd.

"Orada akıllı dursan iyi olur. Bu gemiyi kullanabilecek tek kişi benim. O yüzden uslu uslu dur," dedim.

"Prenses, Leila döndü ve Drtau ırkı lideri de yanında," dedi Rena.

"Leila, onu ana kontrol odasına getir."

&&&&&&&&

"Drtau ırkı, bizimle derdiniz nedir, söyle bakalım."

"Siz, bizim kim olduğumu..."

"Cevabını aldığına eminim ama yine de söyleyeyim, nereden mi biliyoruz? Biz bu Evren'de olan her şeyi biliriz. Şimdi bize neden saldırdınız?"

"Anlaşılan her şeyi bilmiyorsunuz. Siz bizim düşmanımızsınız. Sonuçta, biz en gelişmiş ırkız ve bu Evreni kendimize istiyoruz," dedi Dwagd.

"En gelişmiş mi? Sadece tek bir mürettebatım. Senin ana geminde ki tüm mürettebatı öldürdü ve seni yakaladı. Nasıl oluyor da en gelişmiş oluyorsunuz? Drtau lideri, daha doğrusu Dwagd ismin, bu öyle değil mi? Bu Evren'de biz yaşadığımız sürece, ne siz ne de Reinaz asla Evren'i kendisine alamayacak," dedim.

"Anna, Yıjol üs bölgesine geri dön. Ayrıca, Meli, tüm Evren'e bir mesaj göndermek için hazırlık yapmanı istiyorum. Ayrıca, bu mesaj tüm ırklara ana dillerinde olacak şekilde ayarlama yap."

"Tüm Evren'e mesaj mı? Bunun için on dakikalık bir hazırlık yapmam gerekiyor. Sonuçta, bu mesaj belli bir noktaya değil, tüm Evren'e yapılacak prenses," dedi Meli.

"Her şey hazır olduğunda haber ver. Sana gelince, Reinaz liderlerinin bulunduğu ana üslere bu yüzden mi saldırdınız?" dedim.

"Evet, neden olacaktı başka? Bu Evren'deki her şey bizim düşmanımız ve uzun zamandır işgal için hazırlık yaptık," dedi.

"Prenses, her şey hazır," dedi Diana.

"Ben Vera ya da Kristal ırkı prensesi Eliana. Siz hangisini tercih edersiniz, orası size kalmış. Gemim Ladina ile birlikte Trgıu galaksisindeki Reinaz ana üssü Yıjol'de bulunuyorum. Şu an önümde diz çökmüş bu kişi, Reinaz'ın taktığı isimle keşfedilmemiş bölgenin en gelişmiş ırklarından olan ve Lux ittifakından Drtau ırkının liderlerinden biri, Dwagd ve Reinaz gibi tüm Evren'i ele geçirmek istiyorlardı. Bu mesaj, Lux ittifakındaki siz ırklara da sözde en güçlü ırklarınızdan birinin liderinin sonu. İşte bu," dedim ve Leila boynunu kesti.

"Bu Evren'i isteyen kim varsa gelsin, onu Yıjol'de bekliyorum. Sadece benim gemim Ladina ve yüz mürettebatım ile birlikte korkmayıp gelmek isteyen varsa, size bilmeniz gereken her şeyi söyledim. Ayrıca, Yukar, bu mesaj sana. Getirin onu," dedim. Hyuki diz çöktü.

"Gördüğün gibi, ana liderlerinden birisi elimde ve senin yerini yakında bana söyleyecek. Sonuçta, kızının hayatı buna bağlı. Ve bizi yenmek istiyorsan, sorumlu olduğun ana üsse gelmen iyi olur."

"Kimse gelmeyecek, biliyorsun öyle değil mi?''

''Evet, biliyorum Leila, o yüzden Anna, Trgıu galaksisindeki tüm üsleri ve üs olarak kullanılan gezegenleri yok etmek için en uygun rotayı oluştur ve eğlencemize kaldığımız yerden devam edelim,'' dedim.

''Hemen prenses...''

"Rota oluşturulurken, ben ve Leila sevişmeye başladık. Anna, 'Prenses, eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm, ama rota oluşturuldu ve saldırı için hazırlıklar tamamlandı,' dedi. 'Saldırıya başlayın ve bu süre boyunca komuta Karina'da olacak. O yüzden onun emirlerine uyun,' dedim ve Leila ile sevişmeye devam ettik.

''Tüm üsler ve üs olarak kullanılan gezegenleri yok ettik, prenses. Yıjol ana üssüne geri döndük, fakat etrafta ve yakınlarda herhangi bir gemi yok. En yakın gemi, bize beş ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Şimdi ne yapalım?'' dedi Karina.

''Buradaki işimiz bitmiş anlaşılan. O yüzden en yakın galaksideki Reinaz üslerine saldırmak için hazırlıklara başlayın,'' dedim.

''Emredersiniz, prenses. Tüm mürettebatın dikkatine, Trgıu galaksisinden ayrılıyoruz ve yeni saldıracağımız galaksi olan Iygs galaksisine saldırı yapacağımız şekilde yola çıktık. Bu saldırıdan sonra dinlenmek ve eğlenmek üzere mola vereceğiz,'' dedi Mira.

Iygs galaksisine ulaştık ve herhangi bir karşı koymayla karşılaşmadık. Tüm üsleri yok edip Prym'a yola çıktık ve kalkanın koruma alanına girip dinlenmeye başladık.

''Burası Aymil, Ladina. Acil bir durum mu var? Neden görevinizi yarıda bırakıp döndünüz?''

''Burası Ladina. Dinlenmek için döndük. Birkaç saatlik bir moladan sonra tekrar görevimize döneceğiz. Ayrıca, bir gemi göndermenizi ve ana lider Hyuki'yi almanızı istiyorum,'' dedi Anna.

Hyuki'yi alıp gezegene götürdüler ve bizler de dinlenmek ve eğlenmek için odalarımıza geçtik. Tüm günü seks yaparak geçirdik. Akşam'a doğru odamın kapısı çaldı ve prenses, özür dilerim, ama görev için ayrılmamız istendi. Kraliçenin emri bu yönde. Bu yüzden size bu mesajı göndermiş: "Siz ikiniz şu eğlencenizi bırakın ve görevinize dönün hemen," dedi Karina.

''Kontrol odasına gittik ve herkes hazır, prenses. Yola çıkmak için emrinizi bekliyoruz,'' dedi Diana.

''Saldırı yapacağımız ara lider var mı, yoksa galaksilere mi saldıralım?'' dedim.

''Her ikisinden de var, prenses. On ışık yılı uzaklıkta elli ara lider tespit edildi. Ayrıca başka gemilerde tespit ettik ve gittikleri yöne bakılacak olursa Gysk bulunuyor ve keşfedilmemiş bölgelere oldukça yakın,'' dedi Meli.

''Gysk'a yola çıkalım. Yakınımızdakilere buradan saldırı gönder. Bu, onlar için yeterli olur,'' dedim.

''Emredersiniz, prenses. Burası ana kontrol odası. Rena, size gönderdiğim koordinatlara uzaktan saldırı gönderin. Prensesin emri bu yönde.''

"Emredersiniz, prenses. Saldırı gönderildi," dedi Rena.

"Çık...''

''Çıkış izni verildi. Hadi eğlencemize kaldığımız yerden devam edelim," dedi Leila ve beni dudağımdan öpüp geri çekilirken, bunu kendime doğru çekip sevişmeye başladım.

"Prenses, Gysk galaksisine ulaştık ve ışık hızından çıkmak üzereyiz," dedi Meli.

"Tamam, ara liderlere saldırıya başlayalım ve içlerinden en kıdemlisini canlı istiyorum. Ona göre saldırın," dedim. Leila gemiden ayrılmak üzere kucağımdan kalktı ve hangara gitti.

"Leila, dönünce seni cezalandıracağım, unutma. Sakın özellikle de arkadan olacak bu ceza," dedim.

"Emredersiniz, kraliçem," dedi ve gemiden ayrıldı. Bizler de savaşmaya başladık ve Leila en kıdemlinin olduğu gemiyi ele geçirdiğini söyledi. Ayrıca liderde herhangi bir yaralanma yok ve Eliana onu görünce oldukça şaşıracaksın dedi.

"Onu gemiye getir hemen, bakalım neler biliyor," dedim.

"Emredersiniz, prenses."

''Leila yanında ara lider ile Ladina'ya döndü prenses,'' dedi Emilya.

Kontrol odasına geldiklerinde, "Bak sen, bu bizim eski takım arkadaşımız Aags değil mi, daha doğrusu Reinaz ara liderlerinden Aags mı demeliyim?"

"Sylvia, sen ölmüştün ve Asuka sizin ise öldüğünüz söylenmişti. Nasıl hayatta olursunuz?" dedi Aags.

"Hiç zannetmiyorum, anlaşılan sizi kandırmışlar," dedi Leila.

"Her neyse, bu kadar hasret giderme yeter. Bana ana liderlerin yerini söylesen iyi olur Aags, eğer ölmek istiyorsan orası ayrı tabii ki."

"Bilmiyorum, bildiğim tek şey savaş için hazırlık yapmamız yönünde mesaj aldık, ondan sonra ana liderler ile bağlantıyı kestik ve savaş gününe kadar saklanıp hazırlık yapıyoruz."

"Savaş ne zaman, söyle bakalım."

"Neden söyleyeyim ki, biz düşmanız," dedi.

"Şimdilik belli değil," dedi Karina. "Ana lider Yukar tüm İttifak'a bu yönde mesaj göndermiş ve kendisi de dâhil hayattaki tüm ana ve ara liderlerin keşfedilmemiş bölgelere gitmesini, savaş hazırlıklarına başlamasını ve günü gelince savaş için onlara haber vereceğini söylemiş."

"Sen bunu?"

"Aklından geçenleri okuyabiliriz, yani prenses sana soruyu sorduğunda cevabı zaten biliyordu," dedi.

"Bunu çırılçıplak bir şekilde hücreye atın şimdilik," dedim.

"Prenses, acaba..."

"Ona istediğinizi yapmakta serbestsiniz."

"Emredersiniz," dedi Luna ve Loren ile birlikte bunu alıp hücreye götürdüler.

"Sence onunla işimiz bitince bize Yukar'ın ve diğer liderlerin yerini söyleyecek mi, Eliana?"

"Bilmiyorum, ama ondan sıkılınca ne yapacağımızı biliyorum," dedim ve savaşa geri döndük.

Savaşırken, beni buradan çıkarın diye bağırıp durdu ve biz yanına gittiğimizde, 'Şimdi konuş, bakalım. Konuşursan seni bu hücreden azat ederim ve seni düzgün bir şekilde ağırlarız,' dedim.

"Söyle, buna bir son versinler,'' dedi Aags.

''Ana liderler nerede?" dedim.

"Söyleyecek bir şeyim yok."

"Bak, sen demek Soax orada. Anna, hemen Vetoh galaksisine gidiyoruz. Rotayı oraya çevir ve tüm mürettebatın dikkatine, en kıdemli olanların bulunduğu gemiler dışındaki tüm gemileri ve liderleri yok edin," dedim.

Vetoh'a ulaştık ve Soax dışındaki tüm herkesi öldürdük. Aynı soruları ona da sorduk, ama bilmediğini söyledi. Onu da Aags'ı attığımız hücreye çıplak bir şekilde atın, dedim.

"Emredersiniz prenses," dedi Loren ve çıktılar.

Birkaç gün sonra, ikisinin de yanına gittiğimizde, bizi öldürsene korkak diye bağırmaya başladılar.

Leila, kılıcını çekip bir anda, 'Bunu isteseydim, siz ikinizi seve seve öldürürdüm, ama neden mürettebatın eğlencesini mahvedeyim ki? Ayrıca ölüm, ikiniz için kurtuluş demek. Yani, tüm bildiklerinizi bize anlatmanız lazım,' dedi.

"Soax ve Aags, size soracağım sorulara doğru cevap verseniz iyi olur. Böylece sizi rahat bırakmalarını söylerim," dedim.

"Ana liderler nerede? Bu konuda hiçbir şey bilmiyoruz," dediler.

"Özür dilerim prenses, ama bir grup gemi tespit ettik. Ne yapalım, saldırıya geçelim mi?" diye sordu Mira.

"Hayır, biz oraya gelene kadar bekleyin ve bakın bakalım hangi ırka aitmiş o gemiler. Ayrıca, tüm mürettebatın dikkatine, esirlerimize çok nazik davranıyorsunuz. Birbirimiz ile nasıl eğleniyorsak, bu ikisine de aynı şekilde davranın," dedim.

"Emredersiniz prenses," dediler.

Kontrol odasına gittiğimizde, "Daıa ırkından olduklarını ve içlerinden iki gemide Reinaz ara liderlerini tespit ettik," dedi Anna.

"Reinaz ara liderleri demek, anlaşılan ittifak kurmuşlar," dedim ve saldırıp hepsini yok ettik. Ana liderleri aramaya devam ederken, bölgenin içlerine doğru devam ettik.

Anlaşılan, Yukar bir şekilde Lux ittifakını da kendi taraflarına çekmiş dedim ve yeni tespit ettiğimiz gruba saldırmaya başladık. Burada ki savaş, en uzun savaşımızdı ve tüm günümüzü aldı. Dinlenmek için korunaklı bir bölgeye çekildik. Geceyi Leila ile birlikte geçirirken, "Evi özledim. Görevimiz bir an önce bitse keşke," dedi.

"Evi değil de başka bir şeyi özlemiş gibisin."

"Bilmiyorum, ama şu görevin bir an önce bitmesi çok iyi olur."

Evet, biliyorum sevgilim, merak etme. Şimdi sıra senin cezan da dedim ve en son hatırladığım Leila beni kucağına almıştı. Sabah uyandığımda, duştan yeni çıkmıştı ve vücudundan sular akarken çok güzel görünüyordu. Her zaman aynı şeyi yapardı, duş aldıktan sonra asla kurulanmazdı ve benim onu o şekilde sular vücudundan akarken izlememi isterdi. Dudağımdan öpüp, "Seni oldukça yordum, biraz daha dinlen," dedi.

"Hayır, gerek yok. Sonuçta yorgunluk hissetmeyiz, biliyorsun. Ve ilk kez birlikte yattığımızda, bundan daha kötü haldeydim. Ayrıca bu halde olmam senin suçun."

''Benim suçum mu neden ki?'' dedi.

''Aklından geçenlere bakılırsa ben uyuduktan sonra da beni dediğim sırada dudağımdan öptü ve kahvaltımızı yapıp ana kontrol odasına gittik ve ava kaldığımız yerden devam etmeye başladık.''

Keşfedilmemiş bölgelerde Reinaz liderlerini arıyorduk ama bir şekilde bizden saklanmayı başarmışlardı ve biz de bu bölgelerde yaşayanlar ile zihinleri aracılığıyla bağlantı kurup Reinaz hakkında bilgi almaya çalıştık ve Meli birdenbire prenses Abux galaksisinde ana liderlerden Guro'nun yerini tespit ettik, dedi.

Hemen saldırmaya hazırlanın ve onu canlı ele geçirin, dedim, ama o aptal teslim olmak yerine savaşmayı tercih etti ve tüm koruma gemileri ile birlikte yok edildi.

''Prenses, bu ikisinin pek konuşmaya niyetleri yok. Ne yapalım, öldürelim mi diye sordu,'' Mia.

''Hayır, şimdilik o şekilde hücrede kalsınlar ve ikisine de konuşana kadar işkenceye devam edin'' dedim ve Nuph galaksisine doğru ilerlemeye devam ettik.

''Anna, Reinaz ya da bu bölgede yaşayanlara ait gemiler fark etmeksizin tespit et ve saldırı için rota oluştur ve saldırıp yok edelim'' dedim.

''Emredersiniz prenses, iki ışık yılı uzaklıkta gemiler tespit edildi ve görünüşe göre bizi fark etmişler gibi. Bu yüzden uzaklaşıyorlar.''

''Takip et ve onları da yok edelim.''

''Eliana, düşmanımız değillerse kendimize düşman yaratmış oluruz,'' dedi Leila.

''Biliyorum, ama şimdilik tüm Lux ittifakını da Reinaz ile ittifak kurmuş sayalım.''

''Anna, son durum nedir?''

''Takip ediyoruz prenses ve görünüşe göre ana liderlerden Ula etrafımızı çevirmeye başladılar.''

''Bizi tuzağa çekmişler anlaşılan,'' dedi Karina.

''Şimdi savaş zamanı'' dedi Leila ve hangara gitmek üzere kontrol odasından ayrıldı.

''Lea ve Mia, esirlerimizi yanıma getir'' dedim.

''Emredersiniz prenses'' dedi Lea ve birkaç dakika sonra kontrol odasına geldiler.

''Ana lider Ula ile bağlantı kur, Meli. Bakalım şimdi ne yapacak'' dedim.

''Hemen prenses dedi ve merhaba, burası Ladina. Siz de Reinaz ana liderlerinden Ula olmalısınız. Konuşup anlaşalım ne dersiniz'' dedi Meli.

''Bizden bu kadar mı korktunuz? Yanlış bilmiyorsam, hiçbir şeyden korkmadığınız söyleniyordu ama yanlışmış anlaşılan'' dedi Ula.

''Yanlış anlama, bunu kendimiz için değil. Sevgili kızların Aags ve Soax için istiyorum'' dedim ve ikisinin de boynuna kılıcını dayamış şekilde gösterdik.

''Kızlarım mı? Neden bahsediyorsunuz? Benim kızım falan yok.''

''Anne, onlar zihinlerimizden geçenleri okuyabiliyor. Yani gerçeği biliyorlar'' dedi Soax.

''Kızlarım, neden çıplak ve o şekilde bağlı? Siz esirlerinize böyle mi davranırsınız?''

''Aags ve Soax, ona size nasıl davrandığımızı söylesenize'' dedi Mira.

''Hayır, bizi rahat bırakın. Anne, bizi düşünme ve saldırıp bu gemiyi yok edin'' diye bağırdılar.

''Şimdi ne yapıyoruz? Teslim olmak mı istersin, yoksa kızlarının dediğini yapıp savaşacak mısın?'' dedim.

''Savaşacağım ve biz sizden oldukça kalabalığız dediği anda, efendim gemimize izinsiz giriş tespit edildi'' dediler.

''Onu hemen yakalayın ve kızlarım ile takas için kullanacağız'' dedi Ula.

''Tüm mürettebatın dikkatine, Rena yirmi gemi ile ayrıl ve olabildiğince düşman gemisi yok edin. Her biriniz ayrı ayrı saldırın ama öncesinde robotları gönderin ve Leila'nın olduğu gemi dışındaki tüm gemileri yok edin.''

''Emredersiniz prenses,'' dedi Rena.

Savaş oldukça uzun sürdü ve düşmana sürekli takviye geliyordu ama avantaj bizden yanaydı. Sonuçta düşmanın bir ana gemisinden daha güçlü Virtus gemilerimiz vardı ve düşman ana gemileri sürekli yok oluyordu.

''Leila, orada durum nedir? Yardım lazım mı?''dedim.

''Hayır, kraliçem, siz oradaki savaşa odaklanın. Birazdan ana lideri yakalayacağım'' dedi.

''Leila'yı duydunuz. Bu arada, Soax ve Aags, annenizi yakalayınca onu da siz ikinizi sorguladığımız gibi sorgulayacağım ve bu ikisini hücrelerine götürün'' dedim.

Savaş şiddetli bir şekilde devam ediyordu ve düşman ne kadar kalabalık olursa olsun üstünlük hala bizden yanaydı. 'Bir anda tüm gemilerin dikkatine lideriniz Ula ele geçirildi. Savaşmayı bırakın ve teslim olun hemen' diye ses duyduk. Yok, olmayan tüm gemiler savaş alanından kaçtı ve biz de Leila ile birlikte esirimizi alıp bölgeden uzaklaştık.

''Leila, maskeni çıkarsana. Neden maske ile duruyorsun?''

''Emredersiniz prenses.''

&&&&&&&&

Gemiye girmek o kadar kolay olmadı. Sonuçta bizi tuzağa çekmişlerdi ve bunun sonucunda da her tarafta gemiler ve enkazlar vardı. Bu enkazlar benim için bir kalkan görevi görüyordu. Sonuçta onları kullanarak ve sanki yok edilmişim izlenimi vererek Ula'nın bulunduğu geminin hangarına girmeyi başardım.

''Ateş edin, o düşmanı hemen yok edin,'' diye bağırdı komutanları olan kişi.

''Teslim olursanız gitmenize izin veririm. Aksi halde hepiniz öleceksiniz,'' dedim.

''Ölmek mi? Şu an burada tek başına olan sensin, biz değiliz. Ayrıca biz senden daha kalabalığız ve daha fazla silahımız var.''

''O yüzden mi silahlarınız gemime zarar vermeyi başaramadı.''

''Seni kaltak, o gemiye elimizdeki en güçlü füzeleri yollayın ve yok edin hemen.''

Ateş ettiler ama gemimde çizik bile oluşturamadılar.

''Bu da ne demek şimdi? O geminin yok olması gerekiyordu ama.''

''Anlaşılan hiçbiriniz teslim olmayacaksınız. O zaman hepinizi öldürebilirim. Gemiden indim ve hızlı bir şekilde en kalabalık oldukları kısma saldırdım. Karşıma çıkanları yok ederek ağır silahların olduğu bölgeyi tamamen yok ettim ve hangar çıkışını patlattım ve ilerlemeye devam ettim. Ula, beni duyabildiğine eminim. Şu an seni korumaya çalışanlar bunun için boşuna uğraşıyorlar. Eğer teslim olursan, onların hiçbirini öldürmeyeceğim ve gitmelerine izin vereceğim.''

''Teslim olmak mı? Neden kendin gelip beni teslim almıyorsun? Kim olduğunu bilmiyorum. Sonuçta yüzünde maske var,'' dedi Ula.

''Ben mi kimim? Şu an karşında Vera ırkının en güçlü üçüncü savaşçısı duruyor.''

''Sen prenses değilsin.''

''Prenses olduğumu söylemedim zaten. Ben General Lorena'nın büyük kızıyım ve bu gemide seni benden koruyacak kimse yoktur. Birazdan yanına geliyorum, o yüzden askerlerine söyle bana karşı koymasınlar ve teslim olsunlar, böylece gitmelerine izin vereyim.''

''Saldırın ve onu öldürün. Bu gemiden canlı çıkmasını istemiyorum,'' dedi.

Öyle diyorsun ama askerlerinin seni dinlemek gibi bir niyetleri yok anlaşılan.

''Yaşamak isteyen hemen bu gemiyi terk etsin'' dedim ve askerlerin yarısına yakını silahlarını bırakıp gemiden ayrıldı ve bende fazla karşı koyma ile karşılaşmadan Ula'nın yanına kadar gittim ve görüyorsun ki aramızda sadece kapı kaldı. O yüzden teslim olsan iyi olur.''

''Peqa o kapı açılır açılmaz hemen ateş edin ve onu öldürün artık canlı yakalamak umurumda değil.''

''Emredersiniz efendim,'' dedi.

''Her neyse madem çok güçlüsün neden beni teslim almak için içeri gelmiyorsun?''

''Nasıl istersen'' dedim ve bir anda arkalarından duvarı parçalayıp içeri girdim ve daha ne olduğunu bile anlamadan Ula dışındaki odada bulunan herkesi öldürdüm.

''Tüm gemilerin dikkatine, lideriniz Ula ele geçirildi. Savaşmayı bırakın ve teslim olun hemen, dedim. Şuna baksana, hepsi senin yakalandığını duyunca nasılda kaçtılar.

''Siz bunun bedelini ödeyeceksiniz,'' dedi.

''Bu korkaklar ile mi bize karşı koyacaksınız? Şu manzaraya baksana, bunu yapan sadece bir gemimizdi ve sizler bile ona zarar veremediniz. Ula'yı alıp Ladina'ya geçtim ve o bölgeden ayrıldık.''

&&&&&&&&

''Asuka, senin öldüğün söylenmişti,'' dedi Ula.

''Neden beni her gören aynı şeyi söylüyor anlamadım ki?'' dedi Leila.

''Seni öldü biliyorlar, sonuçta o yüzden,'' dedim.

''Ve sen, Sylvia, sen de dört yıl önce ölmüştün.''

Kes şunu, ölmedik işte. Gördüğün gibi hayattayız ve şimdi sana soracağım sorulara doğru cevap versen iyi olur, dedim ve Ula'yı sorgulamaya başladık ama ana liderlerin yerini bilmiyordu. 'Bildiğim tek şey keşfedilmemiş bölgelerdeki ırklar ile ittifak kurduğumuz' dedi.

''Onu biliyoruz, bizim bilmek istediğimiz diğer iki ana lider nerede ve ne kadar çabuk konuşursan sizin için o kadar iyi olur'' dedim ve bunu kızlarının yanına götürdük ve 'kızlarının bağlı olduğunu görünce sizler esirlerinize daha iyi bir şekilde davranmalısınız' dedi.

''Merak etme, o ikisine nasıl davrandıysak sana da öyle davranacağız ve Luna, bunu da aynı şekilde bağlayın'' dedim.

''Emredersiniz prenses'' dedi ve Ula'yı da hücreye çırılçıplak atıp bağladılar.

''Bir hafta boyunca bölgede savaşmaya devam ettik ve başka ana lider ile karşılaşmadık ve prenses, Ula sizinle konuşmak istiyor'' dedi Vivi.

''Yanına gittiğimizde öldür bizi artık diye yalvarmaya başladı.''

''Ölmek mi istiyorsunuz o zaman bana Yukar'ın yerini ve Kızıl Kan'a ne zaman saldıracağınızı söyle ve sizleri öldüreyim'' dedim.

''Yarın İttifak'tan geriye kalanlar ve keşfedilmemiş bölgelerden ittifak kurduğumuz ırklar ile saldıracak ve sizleri öldürecek'' dedi Ula.

''Yüzüne tokat attım ve bana yalan söyleme, aklından geçenleri biliyorum. Yarınmış, sen bile ne zaman saldıracağınızı bilmiyorsun, anlaşılan Yukar ana lider olsan da sana bile güvenmiyor ve sen hala bizden onu saklıyorsun ve bu üçüne biraz yemek ve su verin. Ayrıca birkaç gün rahat bırakın, biraz dinlensinler'' dedim.

''Bizi öldür öldüreceğini söylemiştin,'' dedi Aags.

''Öldürmek mi neden sizi öldüreyim ki? Yukar'ın karısını ve kızlarını öldürmek hiç işimize gelmez'' dedim.

''Karısı ve kızlarımı siz neyden bahsediyor....''

''Ula, bizi kandırmaya kalkma. Sen Yukar'ın karısısın, Soax ve Aags'da kızlarınız, yani siz üçünüz bana canlı lazımsınız'' dedi Leila.

''Üçü de birbirine baktı ve merak etmeyin, bu gerçeği yeni öğrenmedik. Uzun zamandır biliyorduk, o yüzden birbirinize suçlar gibi bakmayın ve güzelce dinlenin'' dedim.

''Meli, güvenli bir bölge bul ve bir süre dinlenelim. Son bir haftadır oldukça yoğun savaş yaptık. Ayrıca, eve dönüşe geçmek için hazırlıklara başlayın'' dedim ve güvenli bölgeye gittik. Leila ile odamıza geçip tüm gece birbirimizi tatmin edip durduk.

''Sabah, bu konuda emin misin Eliana? Bu onları öldürebilir, her ne kadar gerçek olmasa da,'' dedi Leila.

''Evet, başka türlü konuşmayacaklar'' dedim ve kahvaltıdan sonra üçünün de kaldıkları hücreye gittik.

"Sizi nasıl konuşturacağımızı biliyorum, üçünü de alın, gidiyoruz."

"Emredersiniz prenses," dedi Mia ve Luna, Lea ile birlikte bunları tutup peşimizden getirdiler.

"Ne kadar uğraşırsan uğraş, asla konuşmayız ve zihnimizden de asla gerçekleri öğrenemeyeceksiniz," dediler.

"Prenses, eve dönüş için gerekli gücü topladık, ne yapalım?" dedi Meli.

"Şimdilik burada biraz daha kalıyoruz. Bu üçünün sorguları bitince ne yapacağımıza karar veririz," dedim.

"Emredersiniz prenses."

"Silva, onlara yeni sorgulama yöntemimizi izlettir, bakalım bunu izleyince de aynı şekilde davranacaklar mı?"

"Emredersiniz prenses," dedi ve video görüntülerini açtı.

"Bizi böyle mi konuşturacaksınız?" dedi Ula.

"O zaman ilk video ile başlıyoruz," dedi Silva ve görüntüyü oynatmaya başladı. Görüntüleri izledikten sonra, "Bunların önlerine oturdum ve görünüşe göre oldukça korkmuş gibi bir haliniz var. Gerçi, sizler de haklısınız. Daha önce böyle deliler gibi seks yapan kimseyi görmediğinize eminim," dedim.

"Irkınız ile ilgili bahsedilen olaylardan birisi buymuş demek," dedi Ula.

"Evet, öyle. Ve sana son bir şans daha veriyorum. Eğer bana kocan Yukar'ın yerini söylemezsen, bunları görüyor musun? Bunlarla siz üçünüzü becereceğiz. Tabi, üçünüz de bunları çok iyi biliyorsunuz. Sonuçta sen yakalandıktan sonra mürettebatım sizlerle oldukça eğlendi. Fakat konuşursanız, sizleri ben dâhil hiçbir mürettebatım bir daha rahatsız etmeyecek. Aymil'e dönene kadar size kendi kaldığımız odalardan birinde dinlenmeniz için izin vereceğim. Fakat konuşmazsanız, Aymil'e gidince kızlarını erkeklerimize vereceğim. İkisine bu görüntülerde izlediklerinizden daha beterini yapacaklar ve sen de oturup onları izleyeceksin," dedim.

"Hayır, kızlarıma sakın dokunma ve bana istediğini yap ama kızlarımı rahat bırak. Onların bir suçu yoktur."

"Suçları yok mu? Yukar'ın kızları olmaları bile onları suçlu yapar. Ayrıca sessiz olsan iyi olur," dedi Leila.

"Bu böyle olmayacak ve anlaşıldı ki sen de bu şekilde konuşmayacaksın," dedim ve Anna ev ile iletişime geç, "Yedi tane biri evli olmayan erkeklerden göndersinler. Tüm Evren'e siz üçünüzün başrolde olduğu canlı bir seks yayınlayacağım," dedim.

"Hayır, saçmalama. Sana söyledim, kızlarımı rahat bırak."

"Yüzüne tokat attım ve sana sus dedim. Anlamadın galiba. Ben sana bir şans verdim ve sen bana kocanın yerini söylemiyorsun."

"Bilmiyorum, gerçekten nerede olduğu konusunda hiçbir fikrim yok ve zihnimi oku, orada da bunu göreceksin," dedi.

"Zihninizi sürekli takip ediyoruz, o yüzden merak etme, sana bir ipucu bırakmıştır. Ben o ipucunu istiyorum, yani konuşsan iyi olur," dedim.

"Prenses, gemi yola çıktı. Bir saate yanımıza ulaşır," dedi Anna.

"Duydun mu? Bir saatiniz var. Bir saat sonra gemi buraya geldiğinde, siz üçünüz, daha doğrusu sen, kızlarının yedi erkek tarafından tecavüze uğramalarını izleyeceksin. Daha sonra o yedi erkek sana tecavüz edecek ve bunu tüm Evren izleyecek," dedim.

Bir saat boyunca aynı şeyi söyleyip durdu. Bilsem neden söylemeyeyim? Zihinlerimizi okuduğunuzu biliyoruz ve orada da bir şey yok. Ve gizlediğimi düşünüyorsan yanılıyorsun, yemin ederim. Yukar nerede, bir fikr....

"Prenses, gemi ulaştı," dedi Mira.

"Güzel eğlence başlıyor."

"Acaba kimler geldi?" dedi Silva.

"Kim bilir, bu üçü oldukça şanslı. Belki kocam falan gelmiştir ve bunlarla işi bitince benimle de seks yapar," dedi Karina.

"Tamam, babamın yerini söyleyeceğim."

"Aferin sana, söyle nerede o."

"Nerede olduğunu merak ediyorsan, zihnimi oku seni kaltak," dedi Soax.

"Oldukça küstahsın. Başına tam olarak ne geldiğini fark edince de böyle konuşabilecek misin merak ediyorum," dedi Luna.

"Aags ve Soax'ı hücrelerine götürün, bu kaltağı da başka bir odaya götürün," dedi Leila.

"Hayır, üçünü de aynı odaya götürün," dedim.

"Emredersiniz prenses," dediler ve üçünü de alıp başka bir odaya geçtik. "Prenses, özür dilerim, ama bize üç tane esir olduğu söylenmişti."

"Biliyorum, merak etme, diğer ikisi burada ve bu ikisi onun bildiklerinden fazlasını bilmiyor. Öncelik bu ve eğer konuşmazsa diğer ikisini de sizlere vereceğim," dedim.

"Emredersiniz prenses," dediler ve soyundular.

"Ya da vazgeçtim, alın bu ikisini de," dedim.

"Emredersiniz prenses," dediler ve ikisini de tutmaya çalışırken. "Hayır, bizden uzak durun, yaklaşmayın, bırakın bizi, hayır," diye bağırmaya başladılar.

"Bu arada, bir şeyi söylemeyi unuttum. Erkeklerimiz ile seks yaparsanız ve ölürseniz şanslısınız, olur da ölmezseniz tüm hayatınız boyunca erkeklerimize bağlı yaşarsınız. Yani, bu konuşmak için son şansınız," dedim.

"Sana söyledim, nerede olduğunu bilmediğimizi," dedi Ula.

"Prenses, onları hamile bırakabilir miyiz?"

"Büyük olanları konuşana kadar üçü de siz altınıza ait, onlara istediğinizi yapabilirsiniz. Sen şimdilik bekleyeceksin. Sonuçta evli değilsin," dedim.

"Emredersiniz prenses," dedi ve oturup diğerlerini izlemeye başladı.

"Teşekkürler prenses," dediler ve üçünün de üstünü yırtıp çırılçıplak bıraktılar. Silva'nın kocası Ula'yı, Loren'in kocası Aags'ı, ve Rena'nın kocası da Soax'ı kucağına aldığı sırada, "Tamam, konuşacağım," dedi Ula.

"Devam edin, konuşmayacak," dedim.

"Hayır, bu sefer gerçekten nerede olduğunu söyleyeceğim," dedi.

"Bekleyin bakalım, o zaman konuş."

"Önce bize söz ver, bize asla onlarla seks yaptırmayacaksın."

"Söz veriyorum," dedim "ve konuş şimdi."

"Keşfedilmemiş bölgedeki Arcas ile birlikte, yani gerçek Arcas ile birlikte," dedi.

"Onların varlığını nasıl fark ettiniz?" dedi Leila.

"Tamamen şans eseri, diyebiliriz. Ben de tam bilmiyorum, ama Yukar keşfedilmemiş bölgelere gidip savaş için hazırlık yapmamızı istedi ve bu sırada onlarla iletişime geçtiğini söyledi."

"Aferin sana, bak zorlayınca nasılda konuşuyorsun. Anna, hazırlığını yap hemen Zodw galaksisine gidiyoruz," dedim.

"Emredersiniz prenses," dedi.

"Prenses, bunları ne yapalım?"

"Konuştuğuna göre üçünü de bırakın ve karılarınız ile seks yapmak için bir saatiniz var, sonra eve geri dönüyorsunuz," dedim.

"Emredersiniz prenses," dediler ve altısı da çıktı.

"Son ana kadar beklediğine göre sizlere bir şey yaptırmayacağımı falan mı düşündün?" dedim.

"Ben hayır, sadece..."

"İsteseydim, konuştuktan sonra da sizleri onlara bırakırdım, ama şimdilik ölmenizi istemiyorum. Duyuyor musun? Eğer konuşmasaydın, şu an duyduğunuz o bağırtıları siz üçünüz atıyor olurdunuz," dedim.

"Bu neden burada peki?"

"O mu? O biz eve dönene kadar bizimle kalacak ve sana sorduğum sorulara cevap vermezsen, sizleri ona vereceğim. Ayrıca diğer altısı gibi evli de değil. Yani, bizden birisiyle yatamayacağı için geriye siz üç esirimiz kalıyorsunuz. O yüzden bundan sonra sana soru sorduğumda son saniye ye kadar bekleme ve erkenden cevap ver, çünkü bir daha ki sefere onu durdurmam," dedim.

"Üçünü de kaldıkları hücreye götürdüler ve gelen gemi eve geri dönüşe geçti. Biz de ana kontrol odasındaydık ve Leila, bu biraz fazla oldu sanki Eliana," dedi.

"Farkındayım, ama onu konuşturmanın tek yolu buydu ve sonunda konuştu da."

"Evet, konuştu, ama....''

''Amâsı falan yok Leila. Yukar'ı öldürürsek Reinaz biter ve onları yok etmemiz daha kolay olur."

Gerçek Arcas'ın yaşadığı galaksiye ulaştık ve Yukar'ı aramaya başladık. Ne gerçek Arcas'dan ne de Yukar'dan iz vardı ve karşılaştığımız düşman gemilerinin en kıdemlilerin dışında kalanlarını yok edip durduk, ama Yukar'a ait hiçbir iz yoktu.

"Anna, şimdilik güvenli bir bölge bul ve oraya gidelim," dedim ve geceyi uyuyarak geçirdik.

"Emredersiniz prenses."

Birkaç gün sonra esirlerimizin kaldıkları odaya gittik ve Ula yorgun gözüküyordu. Kızlarının uyuması için uyanık kalıyordu.

"Söyleyecek bir şeyim yok, o yüzden soru sormaktan vazgeç," dedi.

"Luna'yı ve Loren'i yanlarında bırakıp çıkarken, şimdilik sende burada kalıyorsun ve ters bir hareketlerini görürsen ne yapacağını biliyorsun," dedim ve kontrol odasına gittik.

Sabah kahvaltıdan sonra odaya gittiğimizde, Ula hiç uyumamıştı ve uyumaya da niyeti yok gibiydi.

"Yukar nereye gitmiş olabilir, konuş ve bu işkence bitsin," dedim.

"Muhtemelen Lux ittifakının en güçlüleri ile görüşecek. Bildiğim sadece bu, yemin ederim.''

''Nerede buluşacaklar peki?"

"Yemin ederim bilmiyorum. Nerede buluşacağını söylemedi, sadece onlarla konuşup hepsini müttefikimiz yapmak istediğini söyledi. Yemin ederim, tek bildiğim bu," dedi.

"Soax ayağa kalktı ve bana saldırmaya çalıştı, ama Leila kolundan tuttu..."

"Biz esiriz ve siz esirlerinize bunu mu yaparsınız?" dedi.

"Prenses, Ladina ilk görevine çıktığından beri, bu gemideki ilk esirler sizlersiniz," dedi Loren.

Bir hafta boyunca Yukar'ı aradık, ama bulamadık ve onu aramaya devam ettik. Yukar dışında sürekli karşımıza birileri çıkıyordu ve onlarla savaşıp yok ediyorduk.

"Odaya gittiğimde Yukar hala ortalıkta yok ve yine aynı şeyi söyleme bana Ula," dedim.

"Gerçekten tüm bildiklerimi söyledim diye yalvarmaya başladı."

"Ne istediğimi biliyorsunuz ve onu bana bir türlü vermediniz," dedim.

"Sana tüm bildiğimi söyledim, başka bir şey bilmiyorum," dedi.

Kontrol odasındaydım ve bölgedeki savaşımız devam ediyordu. Geriye kalan iki liderden hiçbir iz yoktu ve bu da sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

"Buraya geleli neredeyse bir ay oldu ve hala bir iz yok, prenses. Belki Prym'a saldırmak için ayrılmışlardır, sonuçta hala oldukça fazla müttefikleri var," dedi Diana.

"Olabilir, ama şimdilik buradalarmış gibi aramaya devam edeceğiz."

"Prenses, Ula sizinle konuşmak istiyor," dedi Loren.

"Odaya gittiğimizde konuş bakalım o zaman, Ula."

"Birkaç gün sonra Yukar, Kızıl Kan'a saldıracak ve bu saldırıyı bizzat kendisi komuta edecek," dedi.

"Kaç gemi ve tam olarak ne zaman ve nereden saldıracak?"

"Kaç gemi olduğunu bilmiyorum, sonuçta bir aydır burada esiriz ve Reinaz'dan geriye ne kaldı bir fikrim yok. Ayrıca keşfedilmemiş bölgeden kaç ırkla ittifak kurduğu bilmiyorum ve tam olarak üç gün sonra saldıracak ve saldırı tek bir noktadan olacak, yemin ederim," dedi.

"Üç gün sonra tek bir nokta, emin misin?" dedim.

"Evet, prenses, yemin ederim ki."

"Anna, sanal gerçeklik kontrollerini kapat," dedim ve üçü de kendilerini yataklarında buldular. "Ve biz tam olarak neredeyiz?"

"Size o seks videolarını izlettirdiğimiz günden itibaren sanal gerçeklik kontrollerinin içindeydik. Daha doğrusu siz içindeydiniz, bizler sadece sizinle konuşmak için odaya girip çıkıyorduk. Size yaptığımız bazı şeyler dışında yaşadıklarınızın tamamı gerçekti. Örnek verecek olursak, erkeklerimiz buraya hiç gelmedi. Ula, söylediklerin için teşekkürler," dedim ve kontrol odasına gittik.

"Meli, ev ile iletişime geç hemen."

"Emredersiniz prenses, burası Ladina, prenses acil bir konuda direkt kraliçe ile görüşmek istiyor," dedi.

"Sizi dinliyorum, sorun nedir?"

"Üç gün sonra saldıracaklar ve Yukar bu saldırıyı bizzat komuta edecek. Lux ittifakı ve Reinaz'dan geriye kalanlar ile bu saldırıyı gerçekleştirecek ve tek bir noktadan saldırı olacak," dedim.

"Tek bir noktadan mı?" dedi annem.

"Evet, kraliçem, tek bir nokta. Ana lider Ula o şekilde söyledi."

"Anlıyorum, yalan söylediğini biliyoruz ama biz yine de buna göre önlem alacağız. Ayrıca, bu bölgedeki tüm Reinaz birlikleri bulunduğunuz bölgeye doğru harekete geçti, dikkatli olun," dedi ve bağlantıyı kestiler.

Ava devam ediyorduk ve neredeyse kimseyle karşılaşmamaya başladık ve bölgeden ayrılmaya karar verdim..

"Emredersiniz prenses," dedi Mira ve Ojiu galaksisindeki Qusy ana üs bölgesine rota oluşturuldu.

"Hemen solucan deliğini aktif hale getirin ve ışık hızına geçin. Bur..."

"Eliana, bundan emin misin? Yukar hala buralarda. Şimdilik Prym'a bir saldırı girişimi olmadı ve sende biliyorsun ki Ula bize saldırı konusunda yalan söyledi. Bir de kraliçemizin söyledikleri var ki, olanlara bakarsak Yukar ve Tyuo hala buralardalar," dedi Leila.

"Biliyorum, ama ortalıkta kimseler yok. En iyisi eve dönmek Leila, sende biliyorsun."

"Evet, biliyorum, ama buraya kadar Yukar ve diğer liderlerin peşinden geldik. Ve sanki onlara bu kadar yaklaşmışken geri dönmek..."

"Mürettebatın dikkatine: Solucan deliğini kapatın ve ışık hızını devre dışı bırakın. Bir süre daha buradayız ve kalan iki lideri aramaya devam edeceğiz."

"Burada kalmak mı şimdi? Bu da nereden çıktı, Eliana?" dedi Karina.

"O iki lidere yaklaştık ve o ikisi buralarda bir yerlerde saklanıyor. Onları arayıp bulacağız ve bu savaşı evimize ulaşmadan burada bitireceğiz," dedim.

"Emredersiniz prenses."

"Özür dilerim prenses, ama esirler sizinle bir konu hakkında görüşmek istiyorlar," dedi Silva.

Odaya gittiğimizde üçü de hala yataktaydı ve sanal gerçekliğin etkisinden hala kurtulamamış gibi bir haliniz var dedik.

"O hepsi bir yalandı yani," dedi Ula.

"Aynen öyle, yalandı. Size daha önce de söyledim, Yukar'ın karısı ve kızlarını öldürmek hiç işimize gelmez," dedim.

"Bir şeyi merak ediyorum, o görüntülerin gerçek olduğunu hiç mi anlamadınız? Size bazı ipuçları da bırakmıştık oysaki," dedi Mia.

"Hayır, nasıl anlamamızı bekliyorsunuz ki, bildiğin gerçekti," dedi Soax.

"Ladina göreve çıktığından beri bu gemideki ilk esirler sizsiniz demiştik, ama hepinizin unuttuğu bir şey vardı sanırım. Senden başka bir tane daha ana liderinizi yakaladık. Siz buna hiç dikkat etmediniz. Ayrıca milyarlarca yıldır savaşıyoruz ve bu gemide sizler gibi oldukça fazla ana lider ve ara lider esirimiz oldu ve hepsini sorguladıktan sonra öldürdük. Bunun yanında kadınlarımız asla erkeklerine o şekilde yalvarmaz. Biz istemediğimiz sürece erkeklerimiz asla bizi hamile bırakmaya çalışmazlar. Evli olsak bile, hiçbir erkeğimiz eşlerini bağlayamaz, eşlerine o şekilde davranamaz ve bunu eşleri istese bile yapamazlar, yaparlarsa idam edilirler," dedi Leila.

"Biraz dikkat etseydiniz, neler döndüğünü anlardınız," dedim ve bu oyuna biraz daha devam etseydik ölebilirdiniz. Yani birkaç gün daha konuşmasan gerçeği bizden saklamış olurdun.

.........

"Luna, bunları banyoya sokun ve güzelce yıkansınlar. Ayrıca yemek ve su verin, güzelce dinlensinler," dedim.

"Bir şekilde bizden bir şey gizlemeye çalıştıklarını biliyorsun, öyle değil mi Eliana?" dedi Luna.

"Evet, öyle. Bir süre bunun farkında değilmiş gibi davranacağız," dedim.

"Eliana, Stıw galaksisinin diğer tarafında oldukça fazla hareketlilik tespit ettik. Ne yapalım?" dedi Karina.

"Hemen Mirela'ya söyle, geniş bir arama yapsınlar ve orada neler olduğunu çözsünler. Şimdilik çok fazla yaklaşma, o bölgede bir şeyler olduğu kesin Diana dedim.''

"Hemen prenses. Mirela, beni dinleyin. Şu an bizden bir galaksi uzakta oldukça fazla hareketlilik mevcut. Bu yüzden o bölgede bir araştırma yapmanızı istiyorum. Prenses, hemen neler olduğunu bilmek istiyor."

"Tamam, merak etmeyin. Birazdan neler olduğunu öğrenip bildiririm," dedi Mirela.

"Ev ile iletişime geçelim mi, Eliana?" dedi Anna.

"Hayır, şimdilik bekleyelim. Bakalım orada neler oluyor, ona göre haber veririz."

&&&&&&&&

"Prenses, bir gemi bizimle görüşmek istiyor. Görünüşe göre Leila'nın eski bir arkadaşıymış," dedi Diana.

"Gemiye gelsinler."

"Hemen prenses," dedi ve birkaç dakika sonra gemiye geldiler.

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Leila ya da Yue mi demeliyim?"

"Evet, öyle. Mirena, daha doğrusu kraliçe Mirena, değil mi?"

"Evet, öyle."

"Sanırım yanında ki kız?"

"Evet, benim kızım prenses," dedi.

"Baya güzel büyümüş, sanırım onu geride bırakmaman iyi olmuş ve diğer kızını da gezegeniniz de bırakmışsın," dedim.

"Evet, öyle."

"Her neyse, benimle ne konuşmak istiyorsun?"

"Bölgemizdeki diğer ırklar ile ilgili."

"Evet, seni dinliyoruz."

&&&&&&&&

"Konuşma bittikten sonra Mirela, Yukar ve Tyuo şu an yeni kurulan ittifak ile toplantı yapıyorlar ve görünüşe göre Lux ittifakı bu savaşta düşmanın tarafında yer alacak," dedi.

"Teşekkürler Mirela. Şimdi güzelce dinlenin," dedim.

"Anna, ev ile iletişime geç ve o galaksinin koordinatlarını gönder. Biz de oraya gidiyoruz. Savaşın ayağımıza gelmesini beklemek yerine, biz savaşa gideceğiz," dedim.

"Hemen prenses. Burası Ladina. Size gönderdiğimiz galaksi koordinatında şu an Yukar tarafından kurulan yeni ittifak toplantısı yapılıyor ve onlara saldırmak için ayrılıyoruz. Prenses savaşın ayağımıza gelmesini beklemek yerine saldırmayı seçti ve saldırı için ise emrini bekliyoruz. Prenses, mesaj gönderildi," dedi Anna.

"Hazırlıklar bitince saldırıya geçeceğiz ve Leila.''

''Merak etme bu sefer tek başıma gitmeyeceğim," dedi.

"Şimdilik Ladina'dan ayrılmayacağız. Annelerimizden yardım gelene kadar Ladina'dan savaşacağız ve onlara hiç beklemedikleri bir saldırı yapacağız," dedim.

"Tamam, kararına uyacağım. Sonuçta ben senin korumanım. Bu yüzden de benim yerim senin yanın," dedi.

"Hazırlıklar tamamlandı ve tüm robotlar da hazır, prenses," dedi Mira.

"Saldırıya geçin ve tüm düşmanlarımızı yok edin. Şimdi oradan bir kişi bile kaçmayacak ve bize karşı gelen herkesi yok edeceğiz."

"Solucan deliği aktif hale getirildi ve ışık hızına geçiş yapılıyor..."

 

Bölüm İçinde Geçen Bazı Kelimeler Hakkında Bilgiler:

Diana: Roma mitolojisinde; avlanma, orman ve doğum tanrıçası.

Damaris: 1. Kız çocuk. 2. Eğitimli kadın.

Rena: Latince yeniden doğmuş anlamına gelen Renatus ve bu addan türetilmiş Renato, Ranata adlarının kısa biçimi

Karina: 1.Değerli, kıymetli 2.Saf, temiz 3.Sevilen,sevgili

Mira: 1. İyilik. 2. Okyanus. 3. Barış, huzur. 4. Dünya. 5. Refah, zenginlik.

Anda: 1. Kan kardeşi. 2. Sevilen. 3. Sevilmeye değer, sevilmeyi hak eden. 4. Biri tarafından çok sevilen.

Renat: 1. Yeniden doğmak. 2. Canlanmak, yenilenmek.

Arelya: 1. Altın. 2. Yaldızlı, altın yaldızlı.

Zenan: 1. Parlak, aydınlık. 2. Parıldayan, ışık saçan. 3. Gökyüzü.

Solucan Deliği: Uzay zamandaki farklı noktaları birbirine bağlayan kurgusal bir yapıdır ve Einstein alan denklemlerinin özel bir çözümüne dayanır. Solucan delikleri ilk olarak 1916 yılında Ludwig Flamm tarafından ileri sürülmüştür.

Silva: Orman, ağaçlık yer.

Andromeda: Andromeda Takımyıldızı'nda bulunan sarmal bir galaksidir. Mitolojik bir kavram olan Andromeda'nın Türkçedeki karşılığı, zincire vurulmuş kız anlamına gelmektedir. Ayrıca Messier 31, M31 ve NGC 224 olarak da bilinir.

Emilya: 1. Çalışkan, gayretli. 2. Emili ve Amelya adlarının farklı bir söyleniş biçimi.

Virtus: Erdem, İyilik, Cesaret, Karakter

Mia: 1. Asi, inatçı. 2. Çocuk, evlat isteyen, dileyen. 3. Sevgili, sevilen. 4. Sevgi, hayranlık.

Lea: 1. Koru, ağaçlık, otlak, çayır (Almanca, Latince). 2. Yorgun, bitkin. Yorucu, bıktırıcı (İbranice).

Vivi: 1.Yaşam,hayat 2.Canlı, hayat dolu.

Mirela: 1.Hayranlık uyandıran, beğenilen. 2.Mucize, olağanüstü

 

 

Loading...
0%