Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4.Bölüm-Saldırılar Ve Savaş

@shinoluna

Bu konuda son kararım bu sonuçta saldırıya uğrayan üs, benim sorumluluk saham da ve saldırı şekli, son yapılan tüm saldırılarda olduğu gibi, aynıydı. Bunu askerlerden gizlemek, onları daha fazla tehlikeye atar. Bu yüzden de bu toplantıyı yapmaya karar verdim. Ne olursa olsun bu çocukların gerçeği bilmeleri gerekiyor. Ayrıca sadece saldırıyı değil, savaşı da anlatmak istiyorum. Artık onlardan bu bilgiyi gizleyemeyiz. Üstelik düşman, daha da fazla saldırmaya başladı. Eskiden üslere saldırmazlardı, sadece gemilere saldırırlardı, ama son birkaç yıldır oldukça fazla üs saldırıya uğradı ve uğramaya da devam edecek.


"Saçmalama Hyuki. Bu bilgi gizli ve çok eski. Ayrıca o savaş binlerce yıl önce oldu. Ondan bahsetmenin bu çocuklara bir yararı olmaz. O yüzden de saldırılar dışında çok önemli bir bilgi vermemeliyiz," dedi Ula


Orası öyle, ama bunları bilmeliler. Sonuçta, bu çocuklar Evren'in umudu. Artık onlardan bir şey saklamamalıyız. İtirazı olan yoksa... 'anlaşılan o ki yok.' O zaman, iki gün sonra toplantıda savaş da dâhil her şeyi anlatıyorum.


"Evet, anlatmamız en iyisi olacak," dedi Yown ve hepsi bağlantıları kestiler.


İki gün sonra toplantı salonuna gittiğimde herkes kendi arasında konuşuyordu ve susmaları için bağırmam gerekti. Bildiğiniz gibi, iki gün önce eğitim üslerimizden biri saldırıya uğradı ve kurtulan sayısı yirmi kişi. Bunların sadece ikisi hafif yaralı, diğerleri ağır yaralı ve aşırı kan kaybı yaşayanlardı. On ikisi aşırı kan kaybından öldü. Bunun yanında üsten yardım için ayrılan dört pilottan sadece biri Dünya'ya dönebildi. Diğer üçü öldü ve o pilotta yardım için en yakın üsse giderken peşindeki dört ana gemiyi yok ettiği biliniyor. Pilotu da katarsak, yirmi bir kişi kurtulmuşlardı. Dünya ana üs bölgesine bağlı üslere yapılan bu son saldırı, bu yıl yapılan beşinci saldırı oluyor ve bu beş saldırılardan toplam kırk üç kişi sağ olarak kurtulabildi. Saldırılar tam olarak nasıl oldu bilmiyoruz, ama tahminimize göre üsse giden gemilerimizi ele geçirip üslere bu şekilde saldırdıkları düşünülüyor.


Gemileri nasıl ele geçirdiklerini hala bilemiyoruz ve zaten biliyorsunuz, düşmanın teknolojisini hala anlayabilmiş değiliz. Bu yüzden bugünden itibaren üslere giden gemiler o üsse yaklaştıklarında belli bir sinyal yollayacaklar ve geminin kaptanlarına kod verilecek. Bu sinyal gönderilmez ve kodda doğru değilse gemi düşman olarak kabul edilecek ve anında yok edilecek. Şimdilik alabileceğimiz önlemlerden sadece birkaçı. Yakın zamanda başka önlemler de alınacak ve bu konuda üs komutanları bilgilendirilecektir.


Bunun dışında, bu toplantıyı düzenlememizin daha önemli bir konusu var. Yüksek rütbeliler dışında bunu salonda bilen başka kimse yok. Konuya geçecek olursak, Arcas ve Vera ırkı arasında olan savaş, bugünkü toplantının asıl konusudur. Herkes kendi arasında konuşmaya başladı ve onları susturmak için tekrar bağırmam gerekti. Sessizlik sağlandıktan sonra, bu iki ırk arasındaki savaşı söylediğim gibi, yüksek rütbeliler dışında bilen kimse yok. O yüzden sessizce dinleyin dedim.


Vera, bir zamanlar evrende yaşayan en yaşlı ve en güçlü ırktı, ama artık böyle bir ırk yok. Arcas tarafından yaptıkları bir savaş sonucunda tamamen ortadan kaldırıldı.


Şu an gördüğünüz kişi, savaşta öldürülene kadar yöneten kraliçe Elvira. Yan taraftaki prenses, savaşta annesi ölünce yerine geçip kraliçe olan Vera'nın son kraliçesi Eliana'dır. Bu resimlerdeki kişiler, savaşta öldürülene kadar tüm askerleri yöneten kişi General Lorena ile yan taraftaki resimdeki kişi, general olmak üzere yetiştirilen ve savaşta annesi ölünce yerine geçip general olan Vera'nın son generali Leila. Haklarında bilgi sahibi olduğumuz kişiler sadece bunlar ve bunların dışında Vera'dan başka kimse hakkında bilgimiz yoktur. Bu ırkın en belirgin özellikleri, gözlerinin mavi ve saçlarının doğuştan beyaz olmasıdır. Ufak farklar dışında nedenini bilmediğimiz bir nedenden dolayı birbirlerine benzemeleri de dikkat çeker. Teknolojileri öyle gelişmişti ki, sadece gezegenlerinin ve güneşlerinin değil, yaşadıkları galaksinin enerjisini de kullanabiliyorlardı. Ayrıca, tüm savaşçılar kadınlardan oluşur. Erkekler, soyun devamı ve diğer işler için kullanılır ve bu nedenle hep geri plandadır. Kadınlar cinsel hayatları konusunda serbesttir, ama bu sadece kadın kadına olacak şekildedir. Bir kadın evli olmadığı sürece asla bir erkek ile birlikte olamaz ve evlilikten sonra bile birlikte yaşamazlar, ayrı ayrı yaşarlar. Bu durum, tüm erkekler için geçerlidir.


..........


Vera, Arcas ile yaptıkları savaşta tamamen yok edildi, ama sistemlerine daha doğrusu yaşadıkları galaksiye girmek mümkün değil. Yok, olsalar bile teknolojileri sayesinde galaksileri hala korunuyor. Galaksinin etrafı bir kalkanla kaplı ve bu kalkanın içerisinde bulunan silahlar, yaklaşan gemileri anında yok ediyor.


Hepiniz biliyorsunuz ki gemilerimizde yasaklı bir bölge var. 'Aranızdan bazıları bu yasak bölgeyi çok iyi biliyor, orası ayrı işte.' Bu yasak bölge, Kızıl Kan olarak geçer. Bu, Vera'nın yaşadığı sistemin adıdır, ama galaksi de bu isimle adlandırılır. Ayrıca, ırkın üyeleri küçüklüklerinden itibaren savaşçı olarak yetiştirilmektedir. Bu yüzden bir zamanlar evrenin en güçlü ırkı olarak kabul edilmişlerdir. Ama Arcas ile yaptıkları savaşı kaybettiler ve tamamen yok oldular. Bu savaş, üç bin yıl önce yaşandı ve savaşın olduğu galaksi de yaşayanlar dışında evren, bu savaşı tarafsız olarak izlemek zorunda kaldı. Sonuçta, evrenin en güçlü iki ırkı savaşıyordu ve aralarına girmek, yapılabilecek en büyük hatalardan biriydi. Arcas'ın bu savaşı tam olarak nasıl kazandığına gelirsek, Vera kraliçelerinin gemilerini yok ettiler ve bunun sonucunda da Vera dağılmaya başladı ve savaş alanında tamamen yok edildiler. Savaşın Arcas tarafından kazanılması sonucu, Evren tamamen yok olmanın eşiğine geldi.


Herkes şaşırıp kalmıştı. Bunun en büyük nedeni, böyle bir savaşı daha önce duymamış olmalarıydı. Bu zamana kadar Arcas ile yapılan tüm savaşlar konusunda dersler almışlardı. Ama bu savaşı ilk defa bu salonda duydular.


Ön sırada oturan ara liderlerden Peaw, 'Bu savaş neden bu zamana kadar gizlendi ve neden şimdi açıklandı?' diye sordu.


"Bu soruya ben yanıt vereyim."


Ses, ittifakın en yaşlı üyesinden Yukar'dan gelmişti. 'Bu savaşı gizlememizin nedeni, Arcas'ın yenilemeyeceğini düşünmemenizi istedik.' Bu nedenle bu savaşı gizledik dedi.


"Arcas ırkı ölümsüz mü, yani kimse onları yenemez mi" diye sormaya devam etti Peaw.


Hayır, değiller. Savaşlarda görüyorsunuz, onlar da öldürülebilir. Yani ölümsüz değiller, sadece yarı makine yarı insanlar ve çok uzun bir ömre sahipler. Bunun da teknolojileri sayesinde olduğunu düşünüyoruz. Sonuçta teknolojileri çok ileri ve söylediğim gibi hala bu teknolojiyi çözebilmiş değiliz. Ve bu teknolojiye nasıl ulaştıklarını bilemiyoruz, ama bir tahminimiz var. Buna göre, Vera ile yaptıkları savaş sonucunda ele geçirdikleri gemilerden yararlanarak teknolojilerini daha da geliştirdikleri düşünülüyor, dedim.


"Her neyse, artık Arcas'ı yenmenin yolu yasak bölgede. Eğer sisteme girebilirsek, oradaki teknolojiyi kullanarak Arcas'ı tamamen yok edebiliriz ve evren barış içinde yaşamaya devam eder. Tabii bu o kadar kolay değil, sonuçta sistem bir kalkanla korunuyor. Kalkanı aşmak mümkün değil ve onun dışında kalkanın içindeki silahlar, sisteme belli bir mesafeye kadar yaklaşan gemileri anında ateş altına alıyor ve yok ediyor," dedi MuaMua.


"Vera yok olduysa sistem silahları hala nasıl çalışır durumda olabilir sorusu ön tarafta oturan ara lider China'dan gelmişti."


Bunu hala anlayabilmiş değiliz, ama bildiğimiz tek şey, sistemin otomatik olarak yönetiliyor olması. Yani Vera'nın yok olması ile birlikte sistem kendini korumaya aldı. Böylece galaksiye kimse yaklaşamıyor ve yaklaşmaya da cesaret edemiyor.


"Arcas galaksiye girmeyi denedi mi? Sonuçta ellerinde gemiler vardı," diye sordu Alice.


Denediler ama galaksiye girmeyi başaramadılar. Sistem kendi gemilerine de ateş ederek onları da yok etti. Yani ırk yok olduğunda sistem tamamen otomatiğe bağlandı ve kendi gemilerinin de düşman gemilerden olduğuna karar verdi. Ve bunu deneyen başka kimse olmadı. Arcas da sisteme girmekten vazgeçti.


"Yasak bölge olduğunu biliyoruz. Peki, galaksiye yaklaşma mesafesi tam olarak ne kadar diye sormaya devam etti."


Şimdiye kadar denenen en yakın mesafe dokuz yüz bin kilometre. Bu da Arcas galaksiye girmeyi denedikten bir yıl kadar sonra İttifak tarafından denenen ve en fazla yaklaşabildiğimiz mesafedir. Ve bundan daha yakına gidenler ise Arcas'dı. Onlar da ele geçirdikleri gemiler sayesinde üç yüz bin kilometreye kadar yaklaştılar. En uzak mesafe ise neredeyse iki ışık yılı. O da bir yıl kadar önce yapılan bir deneme sonucunda öğrenildi. Yani sistem kendini otomatik olarak güncelliyor ve giderek daha geniş bir alana yayılıyor. Kim bilir, gelecekte tüm evreni içine alabilir. Tabii bu bir varsayım. Sonuçta araştırmalar gösteriyor ki sistem kalkanı en fazla beş ışık yılı mesafeye yayılabilir ve etki alanı sekiz ışık yılı uzaklıkta bulunan gemileri hedefleyip yok edebilir. Bunlar tabi varsayım, yine de kalkan az da olsa genişlemeye devam ediyor ve zaman geçtikçe bu varsayım gerçek olabilir. Tabii bizler bir yolunu bulup yasak bölgeye girmeyi başarırsak, kalkanı etkisiz hale getirebiliriz. Bunun sonucunda da Arcas'ı tamamen yok edebiliriz ve bu savaşa bir son verebiliriz.


"Peki, iki ırk arasındaki savaş tam olarak nasıl başladı diye sordu önde oturan ara lider Sorx."


Vera, Arcas'ın yaptıklarını biliyordu, ama onlara müdahale etmiyordu. Ta ki Arcas, Vera ait gemilere saldırana kadar. Bu saldırı sonucunda General Lorena'nın savaş gemisi tarafından Arcas'ın içerisinde liderlerinden Huty'nun da olduğu bin savaş gemisinden oluşan kuvveti yok edildi ve birkaç gün içinde savaş başladı. Savaştan elimizde kalanlar, savaşın Arcas tarafından Evren'e yapılan canlı yayın görüntüleri ve yok edilen galaksiden geriye kalanlar. Bunun dışında başka bilgi yok.


"Nasıl yani, koca bir galaksi savaş yüzünden yok mu oldu? Bu çok saçma değil mi? Binlerce ışık yılı genişliğindeki bir galaksi bir savaş yüzünden nasıl yok olabilir ki?" diye sordu Asuka.


Bu savaş sıradan bir savaş değildi. Evrenin en güçlü iki ırkı savaşıyordu ve savaş tüm galaksiye yayılmıştı. Bu nedenle galaksi, savaşın şiddetiyle yok oldu. Savaş ilk Arcas'ın saldırısıyla başladı, ama çoğu kişinin görüşü tam aksi yönde. Eğer Vera, Arcas'ın liderini ve gemilerini yok etmeseydi, böyle bir savaş yaşanmazdı. Arcas'ın teknolojisi de bu kadar gelişmezdi dedim.


"Savaşın görüntüleri var dediniz, savaşı izleyebilecek miyiz yoksa hâlâ gizli mi kalacak diye sormaya devam etti."


Şu an burada tüm savaşı izleyeceğiz, ama baştan uyarıyım, bu daha önce izlediğiniz savaş videolarına benzemiyor. Çok şiddetli bir savaş ve aynı zamanda kanlı. Yani gördükleriniz pek hoşunuza gitmeyecektir. Tüm salon sessizce iki ırk arasında olan savaşı izlemeye başladı ve 'sadece yüzlerine bakarak bile bu savaştan ne kadar korktukları anlaşılıyordu.' Nasıl korkmasınlar ki? Evrenin en güçlü iki ırkı savaşıyordu ve kimse teslim olma çağrısında bulunmamıştı ve direkt olarak savaşa başlamışlardı. Atılan her silah atışında bir savaş gemisi yok oluyordu ve savaşın başladığı Güneş Sistemi de savaşın etkisiyle yok olmaya başlamıştı. Ve savaş ilerledikçe daha da şiddetli hale geldi, iki ırk da birbirini yok etmeye o kadar kararlıydı ki bu yüzden etraflarına hiç dikkat etmiyorlardı. Savaş Güneş Sisteminden çıkmış ve yavaş yavaş tüm galaksiye yayılmıştı.


Savaş devam ettikçe gemiler patlıyor, bunun dışında galakside savaşın şiddetiyle yok olmaya devam ediyordu. Savaş ilk galaksinin kenarlarında başlamıştı ve zamanla tüm galaksiye yayıldı. Galakside yaşayanlar bir yandan kaçmaya çalışıyorlardı, bir yandan da galaksilerini korumak istiyorlardı, ama savaş gemileri anında yok oluyordu. Savaş ilerledikçe Vera daha fazla kayıp vermeye başladı ve üstünlük Arcas'a geçti.


Kaydı durdurdum ve bu yok edilen gemi Vera kraliçesinin gemisiydi ve kraliçe öldükten sonra Vera yeni kraliçesi önderliğinde savaşmaya devam etti. Ama savaş şiddetlendikçe kayıpları artmaya başladı. Bunun sonucunda da tüm ırk yakalanıp yok edildi, kimseyi teslim almadılar ve kimse de teslim olmak istemedi ve iki kişi haricinde herkesi öldürdüler.


Kaydı tekrar açtım ve görüntüleri izlemeye başladık. Anlattığım yere kadar izledikten sonra kaydı tekrar durdurdum ve herkese en son ölen kişiler şu an gördüğünüz bu kişiler. Kendileri Vera'nın yeni kraliçesi ve General'i oldular. Tüm Evrene mesaj vermek için ölümleri canlı yayınlandı ve bu mesaj bizlere göre, karşımızdakiler Evren'in en güçlü ırkı da olsa, biz istediğimizi alırız şeklinde yorumladık dedim.
"Vera nasıl oldu da bir galaksiyi yok etti peki? Sonuçta evrende yaşayan ırklarla dostlarmış diye bağıranlar oldu."


Vera, Evrende ki ırklar ile dost değildi; sadece Evren'de yaşayan diğer ırklarla ilgilenmiyorlardı, o kadar ve onlar için yok olan galaksi pek önemli değildi. Sonuçta, yok olan galaksi onlara göre daha birkaç gün önce ortaya çıkmıştı; yani yok olsa da onlar için bir şey ifade etmiyordu. Bunun yanında, bu galaksi Arcas'ın yaşadığı galaksiye en yakın galaksiydi ve Vera'nın gözünde, Arcas'dan farkları yoktu. Düşman olarak adlandırıldılar ve savaş sırasında yok edildiler ve bana göre, Vera, Arcas'dan bile daha kötüymüş. Sonuçta, Evren'de yaratılan ilk ırk olmaları, her istediklerini yapabilecekleri anlamına gelmez. Ayrıca, Evrende başkaları da var. Yani, bu yaptıkları onları Arcas'dan farklı yapmıyordu ve bu yönden birbirine benziyorlardı. Birisi evreni sömürerek, diğeri ise evrenle hiç ilgilenmeyerek yaşıyorlardı. Ama sonuçta bu iki ırk karşı karşıya geldi ve biri hayatta kaldı. Hayatta kalan, ne yazık ki, evrenin en tehlikeli ırkıydı.


"Evren'in en güçlü ırkı bile Arcas'ı yenemediyse, biz nasıl yeneceğiz diye bağıranlar oldu."


Size söylediğimiz gibi, Arcas'ı yenmenin yolu yasak bölgede ve bir şekilde kalkanı geçmeyi başarırsak, oradaki teknolojiyi kullanıp Arcas'ı rahatlıkla yok edebiliriz ve Evren barış içinde yaşamaya devam eder.


"Arcas yok olsa bile, Evren'in barış içinde yaşayacağından nasıl emin olabiliyorsunuz? Sonuçta, Arcas'ın oldukça fazla müttefiki var ve Arcas yok olsa bile, onlar ittifak ile savaşmaya devam etmezler mi diye sordu 'yüzünde maskesi vardı ve salonda dikkatleri çeken iki kişiden birisiydi," en arkalarda oturanlardan birisi.


Arcas yok olduktan sonra, müttefikleri ittifak karşısında çaresiz kalacaklar. Sonuçta, onların teknolojisi çok gelişmemiş durumda. Arcas ile müttefik olsalar da, aslında onların gelişmesine asla izin vermiyor. Yani, teknolojileri, Arcas'ın izin verdiği ölçüde gelişmiş durumda. Bu da Arcas yok olursa, bizim karşımızda duramayacakları anlamına geliyor.


"Bundan nasıl emin olabiliyorsunuz diye sormaya devam etti."


Arcas'ı ve müttefiklerini sürekli izliyoruz ayrıca müttefikleri hakkında oldukça fazla bilgimiz var. Sonuçta, Arcas'ın içinde onların müttefiki gibi davranan ırklar var ve bunlar bize pek çok konuda bilgi sağlıyor. Bunun yanında, Arcas müttefiklerini hep yeni ırkları aramaları için kullanıyor. Yani, müttefik ırkların teknolojisinin büyük çoğunluğu Arcas tarafından sağlanıyor. Arcas bu teknolojiyi sürekli elinde bulunduruyor ve müttefikleri asla o teknolojiyi kendilerini geliştirmek için kullanamıyor. Sonuçta, müttefik gibi davrananlar sayesinde bunu denedik, ama başarılı olamadık. Ve bunu gizli şekilde deneyen bilim adamlarımız, teknolojinin kendi koruması tarafından yok edildi dedim.


"Yasak bölgedeki teknoloji ne kadar gelişmiş durumda ki Arcas bile ondan çekiniyor diye sordu Eimi."


Söylediğim gibi, Vera teknolojisi sayesinde yaşadıkları galaksinin tüm enerjisini kullanabiliyordu. Arcas bile şu an bunu başarabilmiş değil. Yani, o teknoloji Arcas'ın sahip olduğu teknolojiden çok ileri.


"Teknolojileri bu kadar ileriyse nasıl oldu da Arcas tarafından yok edildiler diye sordu önde oturan ara liderlerden Cood."


Vera çok güçlü olsa da, bu savaşı kaybetmelerinin nedeni kibirlerinden başka bir şey değildi. Kendilerini herkesten ve her şeyden üstün görüyorlardı ve bu da onların sonları oldu. Sonuçta, diğer ırklardan yardım isteselerdi, şu an Evren'de Arcas diye bir ırk olmazdı ve Evren barış içinde yaşardı. Ama Vera kendisine o kadar güvendi ki savaş sırasında hiçbir şeye dikkat etmediler ve bu da onların sonu oldu.


"İttifak neden bu zamana kadar kalkanı geçmek için çalışmalar yapmadı peki diye sordu Vuas adındaki üs komutanlarından birisi."


Kalkan etki alanına giren tüm gemilere anında ateş açıyor, size bunu daha önce söylemiştim. İttifak şu an kalkanın etki alanını kontrol etmek için bile insansız gemiler kullanıyor ve gemi kalkan etki alanına girer girmez yok ediliyor. Aynı anda pek çok insansız gemi gönderdik ama hepsi aynı anda yok edildi. Özellikle en son yaptığımız deneme de galaksiye farklı yönlerden belli bir rotayı izlemeyen, sürekli manevra yapabilen ve böylece silahların atışından kaçabilen binlerce gemi gönderdik ama onlar bile yok edildi. Sistem bir şekilde gemilerin bir sonraki manevralarını tahmin etti ve onlar o alana ulaştıklarında anında yok oldular. Yani denemelerimiz her seferinde başarısızlıkla sonuçlandı.


"Gemiler ışık hızında hareket etseydi bir şekilde içeri girmeyi..."


Tüm bu denemeler ışık hızında yapıldı, yani ışık hızında bile galaksiyi koruyan silahlardan kaçamadılar ve yok edildiler, dedim.


"Işık hızındaki gemileri de mi? diye bağıranlar oldu."


"Arcas neden bir daha hiç böyle bir girişimde bulunmadı peki?" diye sordu Merve.


Bunu tam olarak bilmiyoruz, ama ele geçirdikleri gemiler teknolojilerini daha da geliştirmek için yeterliydi. Bu yüzden de kalkanın içindeki teknolojiyle ilgilenmeyi bıraktılar. Ama bu, denemedikleri anlamına da gelmiyor. Kendileri yapmasa da müttefikleri bunu arada bir denedi, ama onların gemileri anında yok edildi ve onlar da bu deneme girişimlerine son verdiler. Böylece ittifak o bölgeyi yasakladı ve o bölgeye yasak bölge adını verdi, izin almadan o bölgeye giriş yapmak yasak.


"Vera neden böyle bir koruma yöntemi seçti peki ve daha doğrusu bu kalkanın varlığına ilk nasıl ulaşıldı diye sordu Soax."


Vera'nın neden böyle bir koruma yöntemi seçtiğini bilmiyoruz. Sonuçta, Evren'de yaşayan diğer ırklar ile iletişim kurmazlardı. Bu yüzden bu kalkanın neden var olduğunu bilmiyoruz. Bununla birlikte, kalkanın varlığı ilk Arcas savaştan sonra galaksiye girmeye çalışırken ortaya çıktı ve sistem kendi gemilerini de düşman kabul edip yok etti. Kalan Vera gemilerini teknolojilerini geliştirmek için kullandılar, ama ittifakın bu kalkanın varlığını öğrenmesi savaştan bir yıl sonraki denemede gemiler kalkan tarafından yok edilince farkına vardı ve bu alana yasak bölge adını verdi.


"Bence Vera Evren'de yaşayan en güçlü ırk değildi. Sonuçta, galaksilerini bir kalkan koruyor. Bu da onların ne kadar güçsüz ve korkak olduklarını gösteriyor," dedi Asuka ile aynı özel üsse gönüllü olarak giden Yui, Beyaz tenli, 1.85 boyunda, çekik gözlü, açık kahverengi gözleri var. Yüz hatları keskin ve elmacık kemikleri çıkık, saçları siyah renkli ve uçlarının bir tarafı açık mavi, bir tarafı açık pembe renktedir.


Buna katılamayacağım sonuçta, Arcas'ın varlığını biliyorlardı ve kendilerini korumak için böyle bir yol seçmiş olabilirler. Bu da onların ne kadar zeki olduğunu gösterir. Bunun yanında, o kalkan olmasaydı, Evren şu an Arcas tarafından tamamen ele geçirilmiş olurdu. Buna ittifakımızın taktığı isimle keşfedilmemiş bölgeler de dahil. Arcas bile şuan ittifakımızın üyesi olan Gysk galaksisinin ilerisine gidemedi ve buradan sonrasını tam olarak keşfedemedi, bu yüzden de orada yaşayan ırkların ne kadar güçlü olduğunu ya da orada yaşayan var mı bilmiyor. Aynı bizimde bilmediğimiz gibi, ama Vera o bölgelerde yaşayan var mı, ya da varsalar ne kadar güçlüler, bunların hepsini biliyordur.

 

Bölüm İçinde Geçen Bazı Kelimeler Hakkında Bilgiler:


Vera: Doğru,Dürüst,Güvenilir


Elvira: Doğru,Güzel Kimse


Eliana: Yunanca Güneş anlamına gelen Helios adının, Latince'de kullanılan Aeliana, Aelianus biçimlerinden türetilmiş bir ad.


Lorena: Şeref Zafer


Leila: Gecenin Güzelliği


Işık Yılı: Astronomide uzaklıkları ifade etmek için kullanılan ve yaklaşık 9,46 trilyon kilometreye karşılık gelen uzunluk birimi. Uluslararası Astronomi Birliğinin tanımına göre bir ışık yılı, ışığın bir Jülyen yılında boşlukta kat ettiği mesafedir.


Işık Hızı: Işığın boşluktaki hızı, fiziğin birçok alanında kullanılan önemli bir fiziksel sabittir. Genellikle c sembolüyle gösterilir. Tam değeri saniyede 299.792.458 metredir. Metrenin uzunluğu bu sabitten ve uluslararası zaman standardından hesaplanmıştır.

 

Loading...
0%