Vera ve Arcas ırkı arasında olan savaş bana rüyamı unutturmuştu, ta ki gece olup da yatmaya karar verene kadar hangi rüyayı göreceğimi biliyordum. Ancak, rüyamda kaç kişi olacaklardı bunu bilmiyordum ve öğrenmenin tek yolu da uyumaktı.
Rüyamda yine tek bir kişiyi görmüştüm. Üs savaşının olduğu günden itibaren gördüğüm rüyalarım da ise iki kişilerdi ve ben hep bundan sonra iki kişi göreceğimi düşünürdüm, ama yanılmıştım. Yanılmadığım tek nokta hala rüyamdaki kişinin yüzünü göremiyor olmamdı, beni en çok korkutan da buydu. Neden rüyalarım sürekli değişiyordu, ama gördüğüm kişilerin yüzleri yoktu, merak ediyordum, daha garibi ise hiç konuşmamaları ve yüzlerini de görmüyordum...
"Sonunda uyandın, seni özledim. Uyanmayacaksın diye öyle korktum ki, ama buradasın işte. Yine birlikteyiz ve sen uyandığın sürece birlikte olmaya devam edeceğiz."
Ses, bir kadına aitti, ama ben şu an uyuyorum. Uyandığımda nasıl birlikte olacağız? Ben uyanırsam sen yok olursun, ta ki ben tekrar uyuyana kadar. Ve her uyuduğumda seni görmeye devam edeceğim, bunu uzun zaman önce anlamıştım. Yani rüyalarımda sadece seni görüyorum ve yanında küçük bir çocukla birlikte. Ama bugün o çocuk yoktu, son zamanlarda üçümüz birlikteydik ve o çocuğun kim olduğunu biliyor musun?
"Her şeyin bir zamanı var, hala uyanmadın. Uyandığında her şey ortaya çıkacak, bunun için senin uyanman lazım. Doğru zaman da doğru yerde."
"Shou, uyan, öğlen oldu neredeyse."
"Bruce, ne oldu?"
"Öğlen oldu neredeyse," dedi.
"Saat daha sabahın altısı, ne öğlen olması," dedim.
"Biliyorum, başka türlü uyanmazdın, o yüzden kalk, kahvaltıya gidelim."
"Duş alıp geliyorum, sen bensiz git."
"Kafeteryada görüşürüz o zaman," dedi ve çıkıp gitti.
Yemeğimi yerken rüyamı düşünmeye başladım. Uyandım, ama rüyamdaki kadın yanımda değildi. Ayrıca, doğru zamanda doğru yerde uyanmak da ne demek? Kafam iyice karışmaya başladı.
"Ne düşünüyorsun bakalım, Shou?"
"Söylesene Bruce, en son ne zaman rüya gördün ve rüyanda gördüğün kişi sanki gerçekte karşındaymış gibi konuştun."
"Bu da ne demek şimdi?"
"Duydun işte," dedim.
"Hatırlamıyorum, ama bildiğim tek şey, rüyamda gördüğüm kişi ile asla konuşmam. Ama sana bir tavsiye verebilirim," dedi Bruce.
"Gerçekten mi?"
"Evet, gerçekten bildiğin gibi, artık rüyalarımızı kontrol edebiliyoruz. Yani rüya merkezine gitmen yeterli. Böylece rüyanın ne anlama geldiğini çözebilirsin."
Bunu düşüneceğim. Bruce'a böyle söyledim, ama rüya merkezine gitmemeye çoktan karar vermiştim. Rüyamı beş ya da altı kez gördüğümde vermiştim bu kararı ve arkasında durmaya kararlıydım.
"Ne oldu, ne konuşuyorsunuz bakalım?" dedi Alice.
"Alice, öylesine dünkü toplantı hakkında konuşuyorduk," dedim, ve Bruce bana öyle bir baktı ki, gören rüyamda Alice vardı sanırdı ve Bruce'un rüyam hakkında konuşmamasını umdum, ama yanılmıştım; her zaman ki Bruce'du sonuçta. Rüyamı Alice anlattı ve ikisi de rüya merkezine gitmem gerektiğini söyleyip durdular.
Size bir soru soracağım. Rüyada gördüğüm kişi, birlikte olmamız için uyanmam gerektiğini ve şu an uyuduğumu söyledi. Ben de şu an uyuyor ve rüya gördüğümü söyledim. O da bana ikisinin farklı şeyler olduğunu ve uyanmam gerektiğini söyledi. Ama uyandığımda yanımda yoktu. Sizce bu ne demek? Yani hem uyuyup hem uyanık olmak nasıl mümkündür?
Alice ve Bruce karşımda gülmeye başladılar ve bana üs saldırısının şokunda olduğumu söylediler. Ve saldırıda başıma darbe alıp almadığımı sorup durdular ve ikisi aynı anda "rüya merkezine git" diye bağırdılar.
"Rüyanı belki önce bize anlatmak istersin, ne dersin?" soruyu soran Alice'di.
Kimseye anlatmayacaksınız ve rüyamın ne anlama geldiğini kendim çözmek istiyorum. Tabii rüya merkezinin yardımıyla ve ufak değişikliklerle anlatmaya başladım. Rüyayı ilk olarak üs savaşından sonra gördüğümü söyledim ve gördüğüm kişinin yüzünü seçemiyordum. Yüz yüze konuşuyorduk ama yüzü yoktu. Ve bunu ilk gördüğümde koşarak uzaklaşmaya çalıştım ve dün geceye kadar hep aynı rüyayı gördüm. Geceki tek fark, rüyamdaki kadınla konuşuyor olmamızdı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?"
"Yani rüyanda bir kadın gördün ve onunla konuştun ama yüzü yoktu, bu biraz saçma gibi geldi bana. Sen ne düşünüyorsun Alice," dedi Bruce.
"Ben mi rüya merkezine gitmemiz gerektiğini, özellikle kadının kim olduğunu hemen bulmalıyız ki rüyanı da çözelim ve bu rüyayı görmekten kurtul," dedi ve yanımızdan ayrıldı.
Bruce bana baktı ve rüyam da gördüğüm kişinin Alice olduğunu söyledi. Sonuçta sana âşık ve bir şekilde rüyanda gördün. Sadece bize yüzü olmadığı konusunda yalan söylüyorsun. Her şey bu kadar ortadayken inkâr etmeye kalkma, bu iyi bir fikir değil dedi.
"Rüyamda gördüğüm Alice değildi," dedim.
"Sana inkâr etmemeni söyledim, hatırlarsan."
"İnkâr falan etmiyorum, rüyamdaki kadın Alice değildi. Yüzü olmasa da, konuşmasından ve saçından anladım bunu. Sonuçta Alice'in saçları siyah ve omuzuna gelirken rüyamdaki kadının saçları beline kadar uzanıyordu ve beyaz renkteydi, siyah değildi."
"Alice olduğunu kabul et artık ya da üçümüz rüya merkezine gidip görelim bu kadın kimmiş. Ne diyorsun?" dedi ve Alice seslendi.
Üçümüz birlikte rüya merkezine giderken, Bruce rüyamdaki kadına takmıştı ve Alice bundan hoşlanmıyordu. Yüzüne bakarak bile anlamıştım bunu; sonuçta Alice bana aşıktı 'ben ise bir zamanlar Sylvia'yı seviyordum' ama bu tek taraflı bir şeydi. Bunun farkında olması ve diğer çocuklara söylemek yerine oyun oynamaya devam etmesi, bu benim hoşuma gitmese de Alice'in baya hoşuna gidiyordu. Rüya merkezine ulaştık ve hemen sıra aldık. İnsanlar, gördükleri en önemsiz rüyayı bile gelip merkezde çözdürmek istiyordu. Bu yüzden merkez her zaman kalabalık olurdu. Yaklaşık bir saat kadar bekledikten sonra sıra bana geldi ve içeri girdik.
Doktor odaya girdi ve yüzünde maske ile evet, kim diye sordu. Ben hemen öne çıktım.
"Tamam, o zaman, ben Doktor Cat. Şimdi rüyanı anlatmanı istiyorum, tüm ayrıntıları ile birlikte. Daha sonra seni makineye bağlayacağım ve rüyanı bir de o şekilde göreceğiz. Hazırsan başlayabilirsin."
Rüyamı olduğu gibi anlattım ve rüya makinesine bağlandım. Makine rüyamı olduğu gibi göstermeye başladı: hiçbir şekilde hiçbir yeri belli olmayan bir kadın ve sadece bana bakıyordu. Sorularıma cevap vermiyordu; ben sürekli 'Sen kimsin? Neden buradayım? Burası neresi?' gibi sorular sorup duruyordum, ama kadın sadece beni izlemekle yetiniyordu. Onu bu şekilde makinede görmek benim sinirlerimi bozuyordu. Üstelik kadın makinede de gözükmüyordu ve makine, kim olabileceğine dair bir tahminde bulundu. Bir an da kadının yüzü belirdi ve o yüzü görünce oldukça şaşırdım; çünkü benimle konuşan kadının yüzü Alice'a aitti. Daha sonra doktor makineden rüyamın yorumunu aldı ve okumaya başladı. Buna göre, benim anlattığım kişi bu resimdeki kadındı, ben onu başkası olarak düşünmüşüm ve bu yüzden kadının yüzü yoktur diye hayal etmişim. Ama ben biliyordum ki makinenin gösterdiği tamamen yanlıştı. Asıl rüyam bir şekilde kendini gizlemiş ve ortaya böyle bir şey çıkmıştı.
Bunu Doktor Cat'e de anlattım. Rüyamdaki kadının saçlarının beyaz olduğunu ayrıca saçlarının beline kadar uzandığını tekrar ettim ve faydasız olduğunu anladım. 'Doktor Cat ise bu konuda ısrarcıydı ve bana makinenin doğruyu gösterdiğini söyledi, ama bunları söylerken kendisi de bir şeylerin ters gittiğini fark etmiş olacak ki bize zamanımızın dolduğunu ve artık gitmemiz gerektiğini söyledi.' Biz de merkezden ayrıldık ve yürürken Bruce bana haklı olduğunu, rüyan da gördüğün kişinin Alice olduğunu biliyordum ve makinede de çıktı, sonuçta sadece sen bize farklı anlattın o kadar. İnkâr etme artık ve Alice'i sevdiğini söyle gitsin, dedi.
Ben ise rüyamın farklı olduğunu, makinenin saçma sapan bir şey gösterdiğini söyledim ve yanlarından ayrıldım. Etrafı dolaşmaya başladım ve hastaneye Atry'i görmek için uğradım, ama iyileşip taburcu olduğunu söylediler. Ben de onu bulmak için danışmaya sordum, ama yeni bir üsse atandığını ve bu yüzden ayrılmak üzere hazırlandığını söylediler. Ben bir an da benim görev yerim belli oldu mu diye sordum, ama henüz belli olmadığı söylediler. Tekrar etrafta boş boş dolaşmaya ve rüyamın ve makinenin neden farklı olduğunu düşünmeye başladım. Artık neden yanında bir de çocuk vardı? Daha doğrusu, çocuk neden birkaç defa gözüktükten sonra tekrar gözükmedi? Kim bu kadın diye bağırmaya başladım. Kim? Kim? Kim? Ve benden ne istiyor? Neden böyle saçma bir rüya görüyorum? Benden ne istiyor? Ve uyanmak ne demek? Daha doğrusu, gerçekte uyanmak da ne demek? Bunlar çok ama çok saçma...
Odama döndüğümde saat neredeyse gece yarısına ulaşmak üzereydi. Duş alıp uyudum. Rüyamda yine aynı kadını gördüm, tek fark, benimle konuşmak yerine bana bakıp durdu. Ben sürekli sorular sordum; neden konuşmadığını, neden rüya makinesinde gözükmediğini, küçük çocuğun kim olduğunu. Ama konuşmak yerine bana bakmaya devam etti.
Sabah kalktıktan sonra rüya merkezine bu sefer tek başıma gitmeye karar verdim. Rüya merkezine gitmek üzere kaldığım bölümden ayrıldım ve etrafı dolaşarak rüya merkezine doğru gitmeye başladım. Direkt gitmeme nedenimse Bruce ve diğerlerinin beni görüp takip etmemeleri içindi, sanki etrafta öylesine dolaşıyormuş gibi yaparak rüya merkezine ulaştım. 'İçeri girince doktor bana gece rüya görüp görmediğimi sordu.'
İlk başta görmedim demek istedim, ama sonra evet gördüm dedim. Benden rüyayı her şeyiyle anlatmamı mı istedi ve tekrar makineye bağlandım. Yine aynı sonuçla karşılaştım ve doktora bunun çok saçma olduğunu, yanımda ki kadının bu olmadığını söyleyip durdum.
Doktor ise makinelerin doğru söylediğini sadece benim gördüğüm kişiyi farklı bir şekilde düşündüğümü söyledi. Ayrıca rüya ile ilgili daha fazla ayrıntı verebilirsen daha iyi olur; böylece rüyanı kolayca çözebiliriz. Bana yardımcı olman lazım dedi.
Söylediğim gibi, kadının yüzünü asla görmedim. Tabii çocuğun da aynı şekilde; sadece saçları uzun ve beyaz renkte. Ama kadın yaşlı değil, benimle aynı yaşta olduğunu tahmin ediyorum. Ama beni asıl endişelendiren küçük çocuk. Tam olarak kim oluyor, kadından çok onu merak ediyorum.
"Bir çocuk mu? Daha önce bana bu çocuktan bahsetmemiştin," dedi doktor Cat.
"Unutmuşum sanırım diye karışılık verdim."
Şimdi seni makineye bağlamayacağım ve senden rüyanda olanları tüm gerçekliğiyle anlatmanı istiyorum. Hiçbir şey atlamadan, böylece rüyanın anlamını çözebilirim. Yani bana her şeyi olduğu gibi anlatmalısın. Rüyayı ilk gördüğün günden itibaren her gördüğün rüyada yaşadığın olayları iyice düşün ve dikkatlice anlatmaya başla, dedi.
Rüyayı ilk kez gördüğümde sadece kadın vardı, ama bir kaç defa gördükten sonra yanında küçük bir kızla ortaya çıktı. Ama kızı sadece bir ya da iki rüyada görebildim. Ondan sonra kadın tekrar tek başına rüyalarıma girmeye başladı. Gördüğüm tüm rüyalar da benimle sadece bir kez konuştu, o da size geldiğimiz ilk günün gecesiydi. O bana nihayet uyandığımı söyledi. Ben de ona şu an uyanmadığımı, şu anda uyuduğumu ve rüya gördüğümü söyledim. O da bana hala uyanmadığı mı, ve uyandığımda her şeyi öğreneceğimi söyledi. Ama uyandığımda hiçbir şey öğrenemedim. Çok saçma, öyle değil mi?
"Enteresan, yani konuşmanız bu şekilde mi oldu?"
"Evet, aynen bu şekilde oldu, ama benim kafama en çok takılan, hem uyuyup hem uyanık olmak nasıl bir şey?"
"En çok bunu merak ediyorsun, yani kadın ve çocuğun kim olduğu seni ilgilendirmiyor sanırım," dedi Doktor Cat.
"İlgilendiriyor tabii ki de, ama kafama en çok takılan işte bu; hem uyuyup hem uyanık olmak. Uyuduğum zaman kadını görüyorum ve yanında oluyorum. Kadın bana uyandığımda yanımda olacağını söylüyor, ama uyandığımda kadın yanında yok. Yani bu nasıl mümkün olabilir?"
"Rüya makinesinde gördüğümüz kadın, yanında gelen Alice. Ama sen onun farklı biri olduğunu söyledin. Belki üs saldırısında aldığın bir darbeden dolayı gördüğün kişiyi hatırlamıyor olabilirsin."
"Hayır, gayet iyi hatırlıyorum. Rüyamda gördüğüm kişi kesinlikle Alice değil, bir başkası," dedim.
"Tamam, o zaman bana rüyan da gördüğün kişinin Alice olmadığı söyledin. Bunun da sadece saçlarından anladığın anlamına mı geliyor?" diye sordu.
"Evet, öyle. Uzun zaman önce öldü. Yani bu kişi kim, bilmiyorum."
"Belki de ölen arkadaşındır rüyanda gördüğün. Olamaz mı?"
"Hayır, o olsa tanırım. Biz tanıştıktan sonra hep birlikteydik. Sesi, bakışları her şeyi farklı. Rüyamdaki kişi tamamen farklı birisi, bundan eminim. Ve anlaşılan siz de bana yardımcı olamayacaksınız, o yüzden bu buraya son gelişim," dedim.
"Shou."
"Evet, Doktor Cat."
"Şunu belirtmeliyim ki, son bir yıldır buraya gelen en farklı rüyaya sahip kişisin. Sana yardımcı olamadığım için üzgünüm, yine de istediğin zaman gelebilirsin. Her ne kadar 'son gelişim' desende, garip rüyan ile ilgilenmek güzeldi," dedi doktor.
"Neden en farklı rüya dediniz?"
"Rüyanda gördüğün kişi, makinede başkası çıktı. Çoğu kişi kendini düşerken görüyor, bunun için bile gelen var. Sonuçta düşerken kendini görürsen ya da buna benzer diğer rüyalar için paylaşım yapmıştık. Ama insanlar yine de bu tür rüyalar için bile geliyorlar."
"İyi günler, Bayan Cat. Yardımlarınız için teşekkürler."
"Pek yardımım dokunmadı ama olsun. Size de iyi günler," dedi doktor.
Rüya merkezinden çıkarken Asuka'yı birisiyle konuşurken gördüm, ama ne konuştuklarını duyabildim ne de konuştuğu kişinin yüzünü görebildim, sonuçta arkası bana dönüktü ama Asuka gibi saçlarından dolayı dikkat çekiciydi. Asuka da orada ben yokmuşum gibi onunla konuşmaya devam etti ve ben merkezden çıkıp etrafta dolaşmaya başladım. Soax ve Aags ile denk geldim ve bir süre geçmişten ve görev yaptığımız üslerden konuştuk. Öğle yemeği için kafeteryaya doğru yürümeye başladık. Kafeteryaya gittiğimizde Asuka dışında herkes oradaydı. Yanlarına oturup geçen günkü toplantı hakkında konuşmaya başladık. Özellikle Vera ırkı ile yapılan savaş ve yasak bölge ile ilgili üç yıl sonra böyle bir konuşmaya şahit olmak ve bir şekilde üç bin yıl önceki savaş ile ilgili görüntüleri izlemek bizi oldukça etkilemişti.
"Bu arada, Shou, üstteki arkadaşların için üzgünüz. Kurtulan sayısı oldukça az," dedi Tyuj.
Evet, öyle. Ve neredeyse benim dışımda yaralı olanlar bile taburcu olmuş. Herkes yeni görevlerine atanmış ve yeni görev bölgelerine gitmek üzere Dünya ana üs bölgesinden ayrılmışlar. Ben ise hala benimle iletişime geçmelerini bekliyorum ve bana sadece beklememi söylüyorlar. Bu çok can sıkıcı bir durum ve benim canım sıkılmaya başladı.
"Yakında atanırsın, merak etme. Belki seni üs komutanı olarak atamak istiyorlardır ve bunun için bu kadar uzun süre bekletiyorlardır," dedi Jkaıl.
"Evet, bence de bunun içindir," dedi Dave.
"Bu arada bir kişi eksiğiz. Farkında mısınız?" diye sordu Merve.
"Şu korkağı boş verin, gitsin. Hem neden onunla aynı bölgede ve katta kalıyoruz, onu bile anlamış değilim," dedi Alice.
"Eskiden hepimiz aynı takımın bir parçasıydık, bu yüzden aynı bölgede ve katta kalmamız gayet normal. Ayrıca o korkak hangi üste görev alıyor, onu bile bilmiyoruz. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?" dedi Soax.
"Kim bilir, Asuka bile hangi üste görev yaptığını saklıyor. Duyduğuma göre görev yapacağı üsse gitmek için gönüllü olmuş ve seçilmiş. Üstelik gönüllü olan sadece o değil bizimle birlikte eğitim alan ve ilk yirmi içinde olan Yui vardı ya o da gönüllü olarak aynı üsse gitmiş. Acaba nasıl bir üs, doğrusu merak ettim," dedi Bruce.
"İkisi de o üs hakkında hiç konuşmaz. Tek bildiğim benim görev aldığım üssü kullanarak o üsse gittikleri. Yani benim bulunduğum bölgeden de ileride bir üs, ama hangisi olduğu konusunda bir bilgim yok. Üstelik benim bulunduğum üsten sonraki üsler birbirine oldukça uzaklarmış. Mesela Dünya ana üssüne en yakın ara üslerden birisi 4.2 ışık yılı uzaklıktaki Alfa Centauri, ama bulunduğum bölgeden sonraki üslerin birbirine olan uzaklıkları 15 ile 20 bin ışık yılı. Ve o üslere görevli personel dışında sadece yüksek rütbeliler için izin var. Onun dışındaki kişilerin gitmesi yasak," dedi Mert.
"Bu garip. Senin görev aldığın üsten sonra ki üsler ve araları bu kadar açık, öyle mi? Peki Arcas saldırdığı zaman nasıl yardım istiyorlar? Ayrıca, yardım isteseler bile gelene kadar tüm üs yok edilir. Bu biraz saçma değil mi Mert?" dedi Aags.
"Benim bildiğim bu. Ayrıca, ben bile üs komutan yardımcısı olmama rağmen o bölgeye gidemedim ve o bölgede görev yapan personel diğer üs komutanlarına asla 'komutanım' falan demiyorlar. Sadece kendi komutanlarına karşı askeri kuralları uyguluyorlar ve bu bize çoğu zaman sıkıntı yaratıyor..."
Onlar kendi aralarında konuşurken, ben yanlarından ayrıldım ve tekrar etrafta dolaşmaya başladım. Önceliğim danışma oldu ve yine aynı cevabı aldım: 'Bekle.' Bekle ama nereye kadar bekleyeceğim? Benden daha kötü durumda olanlar bile yeni görev yerlerine atandı. Bense sadece bekliyorum ve bir de şu saçma rüya meselesi var.
"Burada kendi kendine konuşman oldukça şüphe çeker Shou, bence odanda yapsan iyi olur," dedi Asuka.
"Ben sadece, neyse boş ver, gitsin. Yine tek başınasın ve ortalıkta boş boş dolaşıyorsun gibisin," dedim.
"Boş boş dolaşmıyorum. Sadece ekibime yeni katılacak pilotu ikna etmeye çalışıyorum. Ve görünüşe göre, benimle çalışmak oldukça zor diye bir şeyler söylemişler ve ben onu bir türlü ikna edemiyorum."
"Rüya merkezinde konuştuğun kişiden mi bahsediyorsun, yoksa?"
"Evet, ben onu ikna etmek için toplantının olduğu günden beri uğraşıyorum. Ama bir türlü ikna olmadı."
"Belki senin korkak olduğunu duymuştur ve bu yüzden seninle çalışmak istemiyordur," dedim ve bir anda bana tokat attı.
"Kardeşim, sende ne buldu anlamadım," dedi ve yanımdan ayrıldı.
"Kardeşim, sende ne buldu anlamadım ha?" Bu da ne demek şimdi? Gerçi eskiden de ilişkimizi onaylamamıştı ama Sylvia'ya karşı gelmedi ve ilişkimize razı oldu ama, şimdi birdenbire böyle söylemesi sinirlerimi bozdu. Sonuçta Asuka bir korkak ve hep öyle kalacak..."
"Asuka oldukça zorlu bir kadın, öyle değil mi?' Arkamı döndüğümde Doktor Cat oradaydı ve 'yanıma oturup Asuka'yı nereden tanıdığımı sordu'. Eskiden aynı ekipteydik, o yüzden tanıyorum dedim. ‘Aynı ekip demek, Asuka’nın bu akşam görev aldığı üsse gitmek için buradan ayrılacağını biliyor musun? Eski ekibinizin içinde ilk ayrılan o olacak sanırım' dedi doktor.
"Bu akşam mı, siz bunu?"
"Nereden mi biliyorum? Bana bizzat kendisi söyledi oradan."
"Bu arada Asuka, yanınıza neden geldi?"
"Asuka da senin gibi bir rüyası için geldi ve onu muayene ettikten sonra iki gün içinde tekrar gelmesini söyledim ama bana bu akşam ayrılacağını söyledi."
"Asuka rüya mı görüyor? Nasıl bir rüya acaba?"
"Üç yıl önceki bir olay ile ilgili bir rüyaymış ve bazen bu rüyayı görmemek için günlerce uyumadığını da söyledi. Sen eskiden aynı ekipte olduğunuza göre, o zaman ne olduğunu biliyorsundur ve gördüğü rüyayı da tahmin edersin sanırım. Ama bana pek detay vermedi ve makineye de bağlanmak istemedi," dedi Doktor Cat.
"Kardeşleri üç yıl önce öldü sanırım onları görüyordur," dedim ve 'onu biliyorum benim bilmek istediğim bu nasıl bir rüya ki günlerce uyumak istemiyor. Orasını anlamış değilim' dedi ve yanımdan ayrıldı.
Asuka ve rüya, acaba nasıl bir rüya bu merak ettim. Ayrıca, kendisine sorsam mı diye düşünürken bundan vazgeçtim ve tekrar dolaşmaya başladım. Dünyayı izlemek için ana üssün cam bölgesine gittim.
Bölüm İçinde Geçen Bazı Kelimeler Hakkında Bilgiler:
Alfa Centauri: Alfa Erboğa, Rigil Kentaurus, 4.37 ışık yılı, yani yaklaşık 40 trilyon kilometre uzaklığı ile Güneş sistemimize en yakın yıldız sistemidir.