Birkaç gün önce...
"Öncelikle kendimden bahsedecek olursak Esmer tenliyim 1.70 boyunda, büyük gözlerim vardır ve göz rengim eladır. Yüzüm oval ve saçlarım kısa, açık gri renkli, uçarı açık yeşil renklidir."
Liderler ile görüşmek üzere çağrılmıştım ve yanlarına gittiğimde bana Shou'yu takip etme emri verdiler. Bu takip olayının üzerinden bir hafta geçmişti ve bu süre boyunca oldukça fazla şey öğrenmiştim. Şu an bile Shou'yu takip ediyorum ve bir şeyler gizliyor gibi görünüyordu. Sürekli etrafına bakıyor, beni fark etmedi, ancak bu süre boyunca neler çevirdiğini öğrenmiş oldum. Bana verilen görev süresi dolduğunda liderlerin yanına giderken bunları düşünüyordum. Lider Hyuki'nin odasına girip oturduğumda, tüm liderler hologram ile belirdiler.
"Sana verdiğimiz görevi ne yaptın, hemen her şeyi anlat," dedi ana lider Arek.
Emredersiniz, efendim. Shou'yu izlememi istediğiniz günden itibaren onu gizli bir şekilde takip ediyordum. Bu süre boyunca iki sefer rüya merkezine gitti. İlk gittiğinde rüya merkezinin sorumlu doktorundan Shou'nun neden geldiğini öğrenemedim, ancak daha sonra arkadaşları ile konuşurken neden rüya merkezine gittiğini öğrendim dedim.
"Lafı uzatma," dedi ana lider Ula.
Özür dilerim, efendim. Shou bir rüya görüyormuş ve gördüğü bu rüyadaki kadın ile makinedeki kadın aynı değillermiş. Kendisi bile kadının kim olduğunu bilmiyor.
"Bunun ne anlama geldiğini bilmek istiyoruz," dedi ana lider Yown.
Bilmiyorum, efendim, ama arkadaşlarına anlatırken duyduklarım bunlardı. Dahası da var ki rüyadaki bu kadın, beyaz saçlara sahipmiş ve makinede kadının D-AA-534 ekibinden Alice olduğu ortaya çıktı, ancak Shou o kadının Alice olmadığı konusunda oldukça ısrar etti.
"Bunlardan başka ne öğrendin, saldırı ile ilgili mesela?" diye sordu lider Tyuo.
Kütüphanede arkadaşları ile konuşmalarını dinledim ve hepsi saldırı konusunda Shou'yu fazla zorlamadılar. Sadece üzüldüklerini belirttiler ve hain meselesi ile ilgili herhangi bir şeyden bahsetmedi. Özellikle gizlice takip ederken en çok buna dikkat ettim ve bu konudan kimselere bahsetmedi.
"Rüya merkezinden rüya ile ilgili neden bir bilgi alamadın?" diye sordu lider Hyuki.
Sorumlu doktor bunun hastasının kişisel meselesi olduğunu ve başkalarına anlatamayacağını söyledi ve beni dışarı attı.
"Bu, bizlerden gelen emre rağmen demek," dedi lider Nidam.
Hayır, efendim, bu görev için gizlice hareket ettiğim için sizlerden bahsetmedim. Sadece arkadaşı olduğumu ve neden geldiğimi merak ettiğimi söyledim, dedim.
"Bunun iyi bir gerekçe olduğunu kabul ediyoruz. Peki, rüyadan başka bir konu hakkında dikkatini çeken şeyler oldu mu?" diye sordu ana lider Yukar.
Aslında oldu. Rüyayı arkadaşlarına anlatınca, arkadaşları kadının ölen arkadaşları olduğunu söylediler, ama Shou o olmadığında yine ısrar etti. Arkadaşlarının Asuka'ya rüyayı anlatmaları istemesi üzerine, ona bu konudan bahsetmeyeceğini ve onların da bahsetmemesini istedi dedim.
"Şu ölen kız ve Asuka arasında nasıl bir bağ var ki?" diye sordu ana lider MuaMua.
"Üç yıl önce olayda üç kişi ölmüştü ve ölenlerin ikisi ve Asuka kardeşler. Sanırım bu yüzden bahsetmek istememiş olabilir," dedi ana lider Hyuki.
Aslında başka bir nedenden dolayı bahsetmek istememiş olabilir, efendim dedim.
"Başka bir neden mi?"
Evet, efendim. Bu olay rüya merkezine ikinci gidişinden sonra oldu.
"Evet, ne oldu?" dedi ana lider Yukar.
İkinci sefer ki olayı öğrenemedim öncelikle bunu söylemek istiyorum. Shou rüya merkezinden çıktıktan sonra etrafta dolaşırken eski takımından Soax ve Aags ile karşılaştı. Bir süre geçmişten ve görev yaptıkları üstlerden konuştular ve öğle yemeği için kafeteryaya gittiler. Asuka dışında D-AA-534 ekibinin tamamı oradaydı. Arcas ve Vera arasındaki savaşı ve yasak bölge ile ilgili üç yıl sonra böyle bir konuşmanın olmasına ve üç bin yıl önceki savaş ile ilgili görüntüler hakkında konuştular. Ayrıca Z15-243 üssüne yapılan saldırıdan çok az kurtulan olduğu için üzgün olduklarını belirttiler.
Shou ise kendisi dışında ki herkesin, yaralılar da dahil çoktan başka üs görevlerine atanmış olduklarını ve çoktan Dünya ana üssünü terk ettiklerini ve kendisi ile iletişime geçmelerini beklediğini ve bu durumdan sıkıldığını söyledi. Arkadaşları ise yakında atanırsın ve belki de seni üs komutanı olarak atayacaklardır ve bu yüzden bu kadar uzun süre bekletiyorlardır dediler. Merve Asuka'nın yanlarında olmadığından bahsedince Alice şu korkağı boş ver dedi ve neden o korkakla aynı bölgede ve katta kaldıkları ile ilgili ufak bir konuşma yaptılar, dedim.
"Önemli bir şey konuşmadılar mı, mesela rüya ile ilgili? Sanırım hepsi rüyayı biliyor gibi dedi ana lider Tyuo."
Rüya ile ilgili konuşmadılar ama Asuka'nın görev aldığı üsle ilgili konuştular.
"O kız yoksa onlara hangi üste görev yaptığını mı anlatmış," diye bağırdı ana lider Hyuki.
Hayır, efendim. Anlatmamış. İzin verirseniz devam edebilir miyim?
..........
Kendi aralarında konuşurken konu Asuka'nın görev yaptığı üsse geldi. Hiçbiri hangi üste görev yaptığını bilmediklerini söylediler ve Asuka'nın bile hangi üste görev yaptığını sakladığını ve görev aldığı üsse gitmek için gönüllü olduğunu ve bu şekilde seçilip gittiğini söyledi, Bruce.
Mert ise hangi üs olduğunu kimse bilmiyor ve kendisi bile o üs hakkında konuşmaz. Tek bildiğim benim görev üssü kullanarak görev yaptığı üsse gittiği. Ve kendi görev yaptığı üsten bile ileride bir üs, ama hangisi olduğu konusunda bilgisi olmadığını ve kendi üssünden sonraki üsler arasındaki mesafenin oldukça fazla olduğunu ve buna örnek olarak Dünya ana üssüne en yakın ara üssün 4.2 ışık yılı uzaklıktaki Alfa Centauri'yi verdi. Ama kendi üssünden sonraki üslerin bir birine olan uzaklıkları 15 ile 20 bin ışık yılı olduğunu söyledi ve o üslere görevli personel dışında sadece yüksek rütbeliler için izin var, onun dışındaki kişilerin gitmesi yasak, dedi.
Aags ise bunu saçma buldu ve Arcas saldırırsa yardım gelmeden tüm üs yok edilir diye bir soru sordu.
Mert ise kendisinin bildiğinin sadece bu olduğunu ve üs komutan yardımcısı olarak kendisinin bile o bölgeye gidemediğini ve o bölgede görev yapan personelin diğer üs komutanlarına karşı askeri kuralları uygulamadığını sadece kendi komutanlarına karşı askeri kuralları uyguladığını söyledi. Onlar kendi aralarında konuşurken Shou ayrıldı ve başka ne hakkında konuştular, bilmiyorum.
"Shou nereye gitti peki?" diye sordu ana lider Ula.
"Danışmaya efendim."
"Danışmaya mı?"
Evet, efendim. Danışmaya, yine ataması ile ilgili soru sordu. Danışmadan ayrıldıktan sonra bir yerlerde otururken ve kendi kendisine konuşurken yanına Asuka geldi ve burada kendi kendine konuşman şüphe çeker, bunu odanda yapman senin için iyi olur, dedi. Bir süre birlikte oturup konuştular.
"Ne hakkında konuştular?" diye sordu ana lider Tyuo.
Sanırım rüyayı anlatacaktı ama nedense bundan vazgeçti. Asuka'ya etrafta boş boş neden dolaştığını sordu ve Asuka'nın dikkatini kendisinden uzaklaştırmaya çalıştı. Asuka, ekibine birisini katmak için etrafta dolaştığını söyledi, ama bu konuda başarısız olmuş.
"Konumuz Asuka değil, o yüzden..."
"Bırak konuşsun. Yukar belki önemli bir şey vardır."
"Sen devam et," dedi ana lider Yown.
Emredersiniz, efendim. Sanırım Asuka o kişiyle rüya merkezinde konuşmuş ve onu yine ikna edemediğini söyledi. Shou, Asuka'ya korkak dedi ve yüzüne tokatı yedi. Asuka yanından ayrılırken 'Kardeşim, sende ne buldu bir türlü anlamadım,' dedi ve ayrıldı. Shou ise yine kendi kendisine konuşmaya devam etti ve Asuka'nın eskiden de bu ilişkiyi onaylamadığını, ama kardeşine karşı gelmediğini ve ilişkilerini onayladığını söyledi.
Kendi kendisine bir şey söyleyip dururken, birdenbire rüya merkezinden sorumlu doktor geldi ve Asuka oldukça zorlu biri değil mi dedi.
Doktor, Asuka'yı nereden tanıdığını sordu ve eskiden aynı ekipteydik cevabını verdi.
Bu akşam Asuka'nın Dünya ana üssünden ayrılacağını Shou'ya söyledi. Shou bir anda doktora, 'Yoksa siz Asuka'nın annesi misiniz?' diye soru sordu ve hayır cevabını aldı. Asuka sadece gördüğü bir rüya için merkeze gelmişti ve daha sonra gelemeyeceğini, görev için akşam ayrılacağını söylemiş dedi.
Shou ise Asuka'nın rüya görmesine baya şaşırmıştı ve rüyayı merak ettiği belli oluyordu. Rüyayı sorduğunda ise; 'Üç yıl önceki bir olayla ilgili rüya gördüğünü ve bazen bu rüyayı görmemek için günlerce uyumadığını' söyledi. Rüya ile ilgili fazla bilgi vermediğini ve 'eskiden aynı ekipteyseniz rüyanın ne olduğunu sen belki biliyorsundur' dedi.
Kardeşlerinin üç yıl önce öldüğünü ve sanırım onları rüyasında görüyordur dedi ve doktor bir anda 'onu bende biliyorum. Benim bilmek istediğim, bu nasıl bir rüya ki günlerce bu rüyayı görmemek için uyumuyor?' dedi ve yanından ayrıldı. Shou ise Dünya'yı izlemek üzere ana üssün cam bölmesine gitti.
"Dikkatini çeken başka bir şeyler oldu mu?" diye sordu ana lider UcaUca.
"Evet, efendim. İkinci sefer rüya merkezine giderken direkt gitmek yerine etrafta dolaşıyormuş gibi yaptı. Ve izlenmediğinden emin olduğunda ise rüya merkezine gitti."
"Yoksa senin farkına mı vardı?"
Hayır, efendim. Benim farkımda değildi, sanırım arkadaşlarından saklanıyordu ve onlarla karşılaşmamak için direkt rüya merkezine gitmek yerine etrafta dolaştı ve takip edilmediğinden emin olunca da merkeze girdi dedim.
"Bu iyi, ama beni kafamı karıştıran şu rüyadaki ve makinedeki kişiler nasıl farklı oluyor? Bu konuda belki yalan söylüyordur," dedi ana lider Nidam.
Bilmiyorum, efendim, ama rüya merkezinden ilk çıktığında arkadaşlarından birisi ona bu konuda takıldı ve yalan söyleme, rüyanda ki kadın Alice işte sende gördün, dedi ve Shou ise o kadının Alice olmadığını söyledi.
"Bu konuyu daha detaylı araştırmanı istiyoruz ve Shou'yu gizli bir şekilde takip etmeye devam et," dedi ana lider Yukar.
"Emredersiniz efendim, başka bir şey yoksa çıkabilir miyim?"
"Şu rüya merkezindeki doktorun kim olduğunu biliyor musun?" diye sordu ana lider Ula.
"Doktor Cat efendim. Rüya merkezinden sorumlu doktor ve Shou ile bizzat kendisi ilgilendi ve rüyasını oldukça ilginç bulduğunu da belirtti."
"Anladım, anlaşılan şu rüyanın tam içeriğini doktordan öğreneceğiz," dedi ana lider Yown.
"Evet, öyle gözüküyor, ama şu anda başka bir önceliğimiz var."
"O konuda ki araştırmalarımız sürüyor, ama hala işe yarar bir şey yok."
"Evet, öyle. Hiçbirimiz bir şey bulamadık ve belki de Shou bu konuda yanılıyordur. Şu rüya ile ilgili öğrendiklerimize bakılırsa, saldırı sonucunda ağır bir travma yaşamış olabilir ve bu yüzden de her şeyi karıştırmış olabilir," dedi ana lider Nidam.
"Evet, ama yine de bunu dikkate almamız lazım," dedi lider Hyuki.
"Sana gelecek olursak, Shou ile aynı odada kalan arkadaşından şu rüya meselesini iyice öğren ve yarın bu konu ile ilgili tekrar bilgi vermek üzere buraya gel," dedi ana lider Yown.
"Emredersiniz efendim," dedim ve çıktım.
Shou'nun oda arkadaşı Bruce'du ve o aptal çocuktan bunları öğrenmesi çok kolay olacak ve bakalım şu an da eğitim alanına doğru gidiyor. Bruce eğitim alanına geldiğinde ben çoktan eğitime başlamıştım ve o benden biraz uzakta eğitim yapmaya başladı. Bir şekilde yakınlaşmak için yardımına ihtiyacım varmış gibi yaptım ve tanışıp konuşmaya başladık.
"Seni burada ilk kez görüyorum, askere yeni mi katıldın?" diye sordu Bruce.
"Hayır, yeni değil. Beş yıl önce katıldım dedim."
"Yani üç yıldır askersin ama ben seni ilk kez görüyorum."
"Kıoyu ana üssünde bulunuyordum, toplantı için buraya geldim."
Bu arada ben Catnie "tabii bu gerçek ismim değildi" ve senin gibi yakışıklı birisini burada görseydim asla unutmazdım ve bir anda dudağına bir öpücük kondurdum. Sonrasında kendimizi odamda yatağımda bulduk ve senin birkaç gün önce yanında bir kadın ve erkekle birlikte gördüğümü ve o gün görür görmez hoşlandım. Yanındakiler olmasaydı o gün gelip konuşacaktım dedim.
"O ikisi yakın arkadaşlarım Shou ve Alice."
"Shou mu?"
"Bir sorun mu var?" dedi.
"Yok, hayır. Birkaç defa danışmada görmüştüm ve bir kez de rüya merkezinde. O yüzden arkadaşının o olduğunu duyunca şaşırdım," dedim.
"O konu son saldırıya uğrayan Z15-243 nolu üssün askeri olduğu için danışmada görmüşsündür. Yeni görev yerini merak ediyor, o yüzden arada bir danışmaya uğruyor."
"Anladım, peki şu rüya merkezi olayı nedir? Arkadaşın olduğu için anlatmak istemezsen, anlayışla karşılarım, merak etme."
"Önemli bir şey değil, o aptal bir rüya görmüş ve onun için gittik," dedi.
"Rüya mı?" dedim ve gülmeye başladım. "Sıradan bir rüya için rüya merkezine gitmek."
"Sıradan mı bilemem, ama anlattıklarına bakılırsa biraz garip bir rüya görmüş."
"Şimdi merak ettim işte dedim."
"Üs saldırısından sonra bir rüya görmüş ve rüyasında ki kadın onunla konuşmuş. Bu yüzden rüya merkezine zorla götürdük ve rüyasındaki kadının makinedeki kadın olmadığını söyleyip durdu."
"Nasıl yani?"
"Rüyasında beyaz uzun saçlı bir kadın gördüğünü söyledi, ama makinede kadın arkadaşımız Alice olarak gözüktü. Doktorda Shou'ya rüyasındaki kadının resimdeki kadın olduğunu ve ona bu kadını başkası olarak düşünmüşsün ve bu yüzden kadının yüzü yoktur diye hayal etmişsin dedi. Komik bir rüya işte."
"Biraz garip bir rüyaymış."
"Bilmem, ama bana kalırsa o aptal rüyadaki kadının Alice olduğunu biliyordu ve bu yüzden doktora kadının farklı birisi olduğunu söyledi."
"Peki, rüya ile ilgili başka bir şeyler yok mu, biraz ilgili mi çekti?"
"Pek bir şey yoktur, benim bildiklerim bile bu kadar. Bırakalım şu rüya meselesini ve şimdiye odaklanalım," dedi.
"Bu arada benim sevgilim var, dedim."
"Sevgilin mi var?"
"Evet, şu an başka bir üste görev yapıyor. O yüzden bu tek seferlik bir şey, yani bir birimizi bir daha ki görüşümüzde ilk kez görüyormuşuz gibi davranalım, olur mu?"
"Nasıl istersen, o zaman bu geceyi güzelce eğlenerek geçirelim," dedi ve uyuyana kadar eğlendik. Sabah uyanınca bunu da uyandırdım ve birlikte biraz daha eğlendikten sonra ayrıldık ve liderlere öğrendiklerimi anlatmaya gittim. Bilgileri nasıl öğrendiğim kısımlar dışındaki her şeyi olduğu gibi anlattım. Yanlarından ayrılıp, acaba ondan şu rüyayı tam olarak öğrenmek için bu gecede onunla mı eğlensem diye düşünürken, birden bire kendi yerde buldum.
"İyi misin, seni görmedim, üzgünüm," dedi bana çarpan kişi.
"Sen, sen beni mi takip ediyorsun? Sana geceki olayın tek gecelik olduğunu söylediği mi unuttun galiba? Ayrıca benim..."
"Biliyorum, merak etme. Sadece denk geldik o kadar. Sonuçta burası kafeterya ve insanlar buraya sürekli girip çıkarlar," dedi.
"Evet, öyle, ama yine de beni takip etmeni açıklamaz dedim."
"Takip etmiyorum dedim ya."
"Neyse, şu an seninle uğraşacak zamanım yoktur; şu an görevim var ve onunla ilgilenmeliyim."
"Şey, müsait isen bu gece acaba?" diye sordu aptal Bruce.
"Olabilir, ama tek bir şartla."
"Şart mı?"
"Evet, tabii senin için sıkıntı olacağını düşünüyorsan," dedim ve yürümeye başladığım sırada kolumu tuttu ve "şartın neymiş bakalım," dedi.
"Shou ile ilgili."
"Shou mu yoksa yine şu aptal rüya meselesi mi?"
"Hayır, onunla tanışmak istiyorum. Beni onunla tanıştır bende bu gece istediğini yapmana izin vereceğim. Yani dün geceki gibi benim istediklerimi değil, senin istediklerini yapacağız," dedim.
"Tamam, o zaman istediğin gibi seni Shou ile tanıştıracağım ve bu gece sana istediğim her şeyi yapacağım," dedi ve beraber onu aramaya gittik, ama etrafta yoktu."
"Sanırım bulamayacağız, o zaman görüşürüz ve akşamki planlarını da unut," dedim.
"Hayır, dur; muhtemelen yine oraya gitmiştir," dedi.
"Oraya mı?"
"Evet, Dünyayı izlemek için cam bölmeye gitmiştir. Bu aralar sürekli oraya gidiyor ve ortalıkta olmadığına göre yine oradadır," dedi ve cam bölgeye gittik.
"Gördün mü, sana ne söylemiştim?"
"Evet, gerçekten de burada," dedim.
"Shou, nerelerdesin, seni arayıp durduk diye bağırdı."
"Sorun nedir, Bruce aynı odada kalıyoruz zaten, beni aramana gerek yoktu," dedi.
"Hayır, vardı," dedi ve "bu arkadaşım Catnie, ve seninle tanışmak istiyordu da."
"Benimle tanışmak mı?"
"Evet, öyle. Sonuçta senin hakkında çok şey duydum. Son üs saldırısında oldukça büyük kahramanlık göstermişsin ve seninle tanışmak istedim."
"Kahramanlık mı? Ben bir şey yapmadım ki. Sadece görevimi yerine getirdim, o kadar. Yani, benimle tanışmak için boşuna arama zahmetine girmişsin," dedi ve yanımızdan ayrıldı. Bruce ise bana sırıtarak bakıyordu.
Çok heveslenme; her istediğini yapamayacaksın sonuçta. Pek tanışmış gibi olmadık, dedim ve gece bunu yine odama aldım. Rüya ile ilgili yine aynı şeyleri söyleyip durdu ve bunu üstümden attım. Hemen giyinip odamı terk et dedim ve bunu dışarı attım. Sonrasında duş alıp uyudum.