@shubastet
|
Bölüm 1: Son Buluşma Her yer yıkılmış, yakılmıştı gökyüzü sanki yerlerdeki kan gölcüklerini yok etmek istermiş gibi akıtıyordu gözyaşlarını. Savaştan geriye kalan yıkılmış binalar, kömür olmuş ağaçlar, yerde yatan cesetler, ölümün koca ormandaki sessizliğini bölen son bir direniş ve küçük bir kızın ağlama sesi. Koca tilki nefesiyle üflediği alevin ardından kızarmış gözleriyle yere yığıldı. "Artık gidelim." diye fısıldadı, kalan son gücüyle karşıdaki ordu onlara doğru gelirken "Artık gidelim." diye bağırdı, yerde yatan tilkinin yanına büyük bir hızla gelen sanki buluttan yapılmış gibi olan havanın hükümdarı. "Rose, Lidya, Layla. Buraya gelin." Rose dağılmış mor saçlarını arkasına atıp, ağacın arkasında yere oturup korkudan harap bir şekilde hıçkırarak ağlayan kızlara doğru koştu. Kızlardan birini kollarından tutup havaya kaldırdı diğeri de hızla ayağa kaktı ve Rose'nin beline sıkıca sarıldı, beyaz kurtla yerde yatan tilkiye doğru koştular ve ikisinin arasına sokuldular beyaz kurt son gücüyle onları başka bir ormana ışınladı. Buradaki gökyüzü açıktı ve güneş etrafı aydınlatıyordu esen hafif rüzgar güneşin tenlerini yakmasını engelliyordu. "Şimdi ne yapacağız? Annem, ba-babam, kardeşlerim... herkes..." dedi küçük kız ve dizleri onu taşımayarak yere yığıldı, başını yavaşça kaldırıp, kurdun gözlerine baktı küçük kız, soğuktan morarmış dudaklarını hissetmiyordu, kurt başını eğip "Bir yolunu bulacağız." dedi. Oldukları yere oturdular kurt dışında herkes ağlıyordu biraz zaman geçtikten sonra kurt ayağa kalktı "Rose seni başka bir evrene göndereceğim belki olanları düzeltebiliriz.". "Peki biz." dedi tavşan kulaklarını çıkaran Lidya, "Siz burada bizimle kalacaksınız." dedi tilki tüm ciddiyetiyle. "Annemi özledim." dedi tekrar ağlamaya başlayan kız, Layla bir kaç adım atıp Lidya'ya sarıldı ve gözlerini sıkıca kapadı. "Peki orada ne yapacağım?" dedi Rose tereddütlü bir şekilde. "Onları bulup olayları değiştireceksin hepsinin bir araya gelmeye başladıkları zamana geri dönüp olanları izle sonra şimdiye geldiğinde olanları geri getireceğiz anladın mı?", "Evet anladım ne zaman gidiyorum, onları nasıl bulacağım?" dedi Rose endişeyle, "Ben seni göndereceğim muhtemelen aynı yaşta görünüyor olacaksınız. Onları geri döndürmemiz lazım". Rose başını sallayarak kurdu onayladı göz yaşlarını silerek ayağa kalktı "Hadi yapalım." dedi. Küçük kızların yanına giderek "Gözlerinizi kapatın 2 milyona kadar sayın eğer sayarsanız dönmüş olacağım..." biraz duraksadı "Hemde annen, baban, kız kardeşlerin ve geri kalan hepsiyle birlikte söz veriyorum." kurt, kızın yanına yaklaştı ve başıyla dokundu "Gitme vakti."...
~
Dünya kar küresine dönmüştü sanki havada uçuşan kar taneleri kadife yeşil ceketinin omuzlarını beyaza çevirmişti, gelen mesaj sesi takılı kulaklıklarında çalan şarkıyı birkaç saniyeliğine durdurdu, telefonu ceketinin cebinden çıkarıp mesaja baktı 'Brandon akşam kitapçıya uğra.' kulaklıklarını yavaşça çıkarıp önünde durduğu kafenin kapısını araladı, içeriden gelen sıcak çikolata kokusu burnuna doldu, içeriye girip sandalye çekip oturdu, saçlarının üzerinde kalan erimiş kar tanelerini düşürmek için parmaklarını saçlarının arasında gezdirdi... (D)"Of lanet kar, nefret ediyorum kötü havalardan." diyerek saçlarını karıştırdı. (L)"Daina kapıyı kapatsana içeri buz gibi oldu." dedi Lia içeriye girip söylenmekten kapıyı kapatmaya zaman bulamayan Diana'ya. Oturduğu piyanonun başından kalkıp kapıyı kapatmak için hızlıca kapıya koştu. Soğuk kapı kolunu kavradı kapıyı itekledi... Odanın kırmızı kapısını açıp hızla merdivenleri indi büfenin üzerinde duran anahtarı alıp içeriye döndü (A)"Ben gidiyorum." dedi. İçeriden ses gelmeyince salona doğru yürüdü, (A)"Hey Jenny!!" diye bağırdı, (A)"Nerdesin yine?" bahçe camının yanına yaklaşıp perdeyi sıyırdı kız bahçede de değildi. Telefonunu cebinden çıkardı 'Nereye kayboldun??' diye mesaj attı ... Telefonuna gelen mesajı okudu (J)"Artık beni rahat bırakmalı." dedi kendi kendine, patenlerinin bağcıklarını çözerken (J)"Senide değiştirmem gerekiyor değil mi?" ayakkabılarını giydi yan koltukta duran telefonunu eline aldı. 'Paten yapıyorum, Adrien.' diye mesaj attı. Oturduğu yerden kalktı soğuk buzdan çıkan dumana baktı (J)"Sonra görüşürüz.", kırmızı uzun saçlarını bir yanına toplayıp yerde duran sırt çantasının fermuarını açtı. Patenlerini çantanın içine attı fermuarı geri kapatıp ayağa kalktı... Yere düşüp kırılan bardağın parçalarını avucunun içine doldurup ayağa kalktı. Çöpün ağzını aralayıp elindekileri bıraktı. (M)"Ben çıkıyorum anne." dedi, duvara yaslanmış kollarını birbirine geçirmiş şekilde ona bakan annesine, kısa sarı saçları koyu boğucu kahve renkli gözleri vardı kadının. "Geç kalma Madelaine." dedi ve soğuk bir ifadeyle kaşlarını çatmıştı, arkasını dönüp kanepeye oturdu. Madelaine hafifçe tebessüm ederek (M)"Elbette." dedi. Sessizce kapıya doğru gitti askıdaki montunu ve atkısını aldı ayakkabılarını giydi kapının aralığından sıyrılıp dışarı çıktı, karşı kaldırımda duran arkadaşına el salladı ... Elinde duran basket topunu potaya fırlattı. Top fileye çarpıp yerdeki su birikintisine düştü. (K)"Hey benimle ne derdin var!" dedi. İleriye birkaç adım attı ve eğildi topu suyun içinden çıkarıp yüzünü buruşturarak (K)"İğrenç!" dedi. Arkasından gelen sesle irkildi, topu sahanın köşesine fırlatıp arkasını döndü . "N'aber, Kai." diyen sesi tanımamıştı (K)"Sen kimsin!" dedi dikkatini vermiş bir şekilde "Yan sınıftayım sanırım artık aynı takımda oynayacağız." dedi karşıdaki kendinden emince. Başını sallayıp (K)"Peki." dedi Kai umursamazca... ~ ~2011~
11. sınıfın 1. dönemi hızla bitmişti ve 2. dönem için öğrenciler sınıfa gelmeye başlamıştı. Kai çoktan gelmiş duvar kenarının en arka sırasına oturmuştu. Dersin başlamasına yarım saatten fazla vardı. Kai başını sıraya gömmüş uyuyordu. O uyurken sınıfın sıraları da teker teker dolmaya başlamıştı. Brandon sınıfa girip ceketini çıkardı. Etrafına bakındı Kai'nin iki sıra önüne oturdu. Çantasını yan tarafına bıraktı, arkasına yaslanıp sıraya yayıldı. Gelen gideni izlemeye başladı. Okulun tekrar başlamasından pek hoşnut değil gibiydi. Brandon etrafına bakınırken bir anda yanında beliren kızın sesiyle irkildi ve toparladı. (L)"Merhaba Brandon, burası boş ise oturabilir miyim?", (B)"Merhaba Lia, istiyorsan otur." dedi, uykudan yeni uyanmış bir edayla. Kız hevesle, memnun bir şekilde çantayı yana itekleyerek oturdu. Daina sınıfa girip (D)"Herkese günaydın, nabersiniz? " dedi ön sıradaki kızlar ile selamlaştıktan sonra cam kenarının en arkasına oturdu. Kafasını dışarıya çevirip ellerini çenesinin altına koydu, kimseyle ilgilenmeden öylece dışarıyı seyretti. Dersin başlamasına sadece beş dakika vardı. Madelaine koşarak çıktığı merdivenlerden sonra sınıfın kapısını yavaşça aralayarak içeriyi kontrol etti, neyse ki hoca gelmemişti. Hızla içeriye girip boş sıralara baktı cam kenarının ikinci sırasına oturdu. Önünde oturan kızlarla konuşmaya başladı. Birkaç dakika içinde Rose içeriye girdi. Sınıfta oturan, önceden çok iyi tanıdığı insanlara baktı, şimdi hiçbirinin birbiriyle alakası yok gibiydi, gözlerinin dolmasını engellemeye çalıştı. Gidip Madelaine' in yanına yaklaştı (R)"Merhaba, oturabilir miyim?" dedi. Madelaine başını yavaşça kaldırarak (M)"Merhaba, oturabilirsin." dedi yumuşak bir ses tonuyla. Rose gülümseyerek oturdu (R)"Ben Rose, sınıfa yeni geldim." diyerek elini uzattı. Madelaine gülümseyerek elini sıktı, (M)"Bende Madelaine, memnun oldum." dedi. Rose dolan gözlerini saklamak için kafasını çevirdi, o sırada hoca içeriye girdi. "Kitaplarınız yok ama yine de birkaç şey anlatacağım, lütfen defter, kağıt yanınızda ne varsa çıkartın." dedi telaşlı bir şekilde. Hızla anlatmaya başladı. On dakika sonra sınıfın kapısı çalınarak, aralandı. Kırmızı saçlı kız kapının aralığından (J)"Merhaba hocam, içeri gelebilir miyiz?" dedi çekinerek. "Gel." dedi hoca sert bir tavırla. "İlk günden geç kalanda." diye fısıldadı öğrenciler yanından geçerken. Kızın arkasından yürüyen siyah saçlı oğlanda (A)"Bende ilk günden ders işleyenini görmedim." diye fısıldadı. Biraz ilerledikten sonra yan yana durdular boş olan iki sıraya baktılar. (J)"Adrien, hangi sıraya oturmak istersin.", (A)"Tabii ki erkek olanın yanına." diyerek Kai'in yanına oturdu Adrien. Jenny'de Diana' nın yanına oturdu. İlk iki ders dışındaki dersler boş geçti ve öğle arası oldu. Madelaine yerinden kalktı ve Brandon'ın sırasına yaklaştı (M)"Yemeğe gidiyoruz geliyor musun?" dedi, Rose'yi de göstererek (B)"Tabii ki geliyorum, gidelim." dedi yerinden kalkarken, Lia hemen lafa atlayarak (L)"Bende gelebilir miyim?", Madelaine kafasını salladı. Dördü beraber dışarı çıktılar, kızlar arkada Brandon önde yürümeye başladılar. Rose, Lia'yı tanımıyordu çok önceden Alya'nın bahsettiği kız olabilir mi diye düşündü isminin ne olduğunu hatırlamamasına rağmen olayı çok iyi hatırlıyordu. 'Kesinlikle o olmalı.' dedi kendi kendine, Alya ortalıkta olmadığa göre 'O olmalı.' diye tekrarladı. 'Acaba tanıyorlar mıdır?' diye düşündü, Alya'yı özlemişti. Öğrenmek için Madelaine' in kulağına fısıldadı (R)"Acaba Alya adında birisini tanıyor musun?" dedi. Madelaine (M)"Hayır o kim?" dedi merakla gözlerinin içine bakıp odaklanmış bir şekilde. (R)"Aaa boş ver önemli değil." dedi Rose çekinerek, (L)"Hey Madelaine, Brandon'a çıkma teklifi edeceğim?" dedi Lia kızı kolundan çekiştirerek, (R)"Bu ne hız." dedi Rose şok olmuş bir ifadeyle (L)"Ne hızı neyden bahsediyorsun ana sınıfından beri onu seviyorum." dedi sert bir tavırla Lia, (R)"Öyle mi?" dedi Rose utangaç bir şekilde kırdığı pot yüzünden kendine kızarak, adımlarını hızlandırarak Brandon'ın yanına gitti (R)"Merhaba Brandon acaba Alya diye birisini tanıyor musun?" dedi geveleyerek (B)"Hayır, o kim?" dedi, Madelaine ile aynı ifadeyle. (R)"Aaa önemli değil." dedi elini iki yana sallayarak bu sırada karşı taraftaki kafeye vardılar. Onlar oturduktan birkaç dakika sonra Adrien, Jenny, Daina ve Kai içeriye girdiler. Yan masaya geçip oturdular. Herkes yemeğini bitirince Madelaine ayağa kalkıp (M)"Ben sahaya gidiyorum." dedi (B)"İyi git, bende gidicem zaten birazdan." dedi Brandon. Madelaine kafenin çıkışına doğru yürürken yan masadakilere kulak misafiri oldu. (J)"Şey acaba buz pateni sahası nerede?" dedi Jenny. Masadaki kimse cevap vermeye fırsat bulamadan Madelaine (M)"Bende sahaya gidiyorum, istersen beraber gidelim." dedi. Jenny başını sallayarak ayağa kalktı. İki kız beraber kafeden çıkıp gözden kayboldular. Sahanın kapısını açıp içeriye girdiler (M)"Kimse yokmuş, patenin yanında değilse oradan alabilirsin?", (J)"Aaa, yanımda teşekkürler. " dedi Jenny. Kızlar patenlerini giyip kaymaya başladılar (J)''Ne zamandır yapıyorsun?" dedi Jenny, Madelaine'nin patenlerine bakarak (M)"6. sınıftan beridir, sen?", (J)"Bende 7 yaşımdan beridir." dedi Jenny gururla. (M)"Ooo, o zaman profesyonelsin." dedi Madelaine, (J)"Yok ya o kadar değil." dedi gülümseyerek, (M)"Mütevazı olmana gerek yok." dedi Madelaine'da gülerek. Kızlar kayarken Brandon içeriye geldi. (B)''Madelaine, kulaklıkların nerede çatanda mı?". Madelaine kayarak hızla Brandon' ın yanına gitti (M)"Ya seninki nerede, benimkini alamazsın." dedi. (B)"Tamam nerde olduğunu söyler misin, yoksa kendim mi bulayım!" diyerek kızın çantasını havaya kaldırdı. (M)"Hayır, bekle tamam orada, küçük gözde, önde." dedi telaşla, Brandon kulaklıkları alıp havaya kaldırdı (B)"Teşekkürler." dedi çantayı aldığı yere geri koydu ve dışarı çıktı. (M)"Sürekli eşyalarımı alıp duruyor, sinir bozucu." dedi Madelaine somurtarak. Jenny gülümseyerek (J)"Adrien'da aynı, seni çok iyi anlıyorum." dedi ve gülüşerek kaymaya devam ettiler. Biraz sonra Rose içeriye girdi (R)"Merhaba bende kayabilir miyim, sizinle?" dedi. "Tabii gel." dedi kızlar aynı anda (R)"Ben sizin kadar kayamıyorum, sadece birazcık, kayabiliyorum, bir tanıdığım öğretmişti." dedi Rose tanıdıkları derken onları kastetmişti. Yan taraftan paten alıp giydi ve sahaya girdi. Kızlar bildikleri hareketleri birbirine gösterirken ders vakti geldi. Kızlar üçü birlikte dışarıya çıktılar Jenny ve Madelaine önde Rose hemen arkalarında, yürürken birisi Rose'yi kolundan çekti. (L)"Hey, sen Brandon'a ne söyledin?" sesin sahibi Lia'ydı. (R)"Seni ilgilendiren bir şey değildi." dedi Rose sert bir tavırla kolunu geri çekerken. (L)"Brandon'dan uzak dur. Anladın mı!", Rose gülümseyerek (R)"Peki ama sende kendine dikkat et. Olur mu!" dedi. Lia beklemediği bu tavır karşısında şaşırmış bir şekilde, hızlı adımlarla okula girdi, yukarıya çıktı Jenny ve Madelaine sınıfın kapısının önünde konuşuyorlardı. Lia gözleri dolmuş bir şekilde yanlarına gitti ve ağlamaya başladı. (L)"Madelaine, yeni kız beni tehdit ettiiii." diyerek ağlamasını daha şiddetli hale getirdi. (M)"Ne oldu?" dedi Madelaine şaşkınca , Jenny'de gözlerini büyütmüş bakıyordu. (L)"Sadece soru sormuştum, bana sende kendine dikkat et dedi, başıma bir şey gelirse ondan bilin." daha çok ağlamaya başladı. Madelaine, Lia'ya sarılıp (M)"Sakin ol ! Eminim yanlış anlamışsındır." dedi. Jenny o sırada merdivenden çıkan Rose'nin yanına gitti (J)"Ne oldu?" dedi. (R)"Hiçbir şey, karışmaması gereken şeylere karıştı." dedi Rose hıncını alamamış bir şekilde. Jenny tepkisine şaşırmıştı (J)'Niye bu kadar sinirlenmiş?' diye merak etti. O sırada Madelaine' in sakin ol demesine sinirlenen Lia kızı arkasında duran duvara doğru hızla itti. Sırtını sertçe duvara vuran Madelaine hiçbir şey demeden içeriye girdi. ~ Madelaine ve Jenny geri kalan günlerde paten hareketlere çalıştılar Rose'de yanlarından ayrılmadı, Lia ile hiç konuşmalılar. Sonunda cuma günü geldi, ders bitiminde hoca dışarıya çıkınca Daina ayağa kalktı (D)"Arkadaşlar akşama evde parti yapıyorum, herkes gelmek zorunda Kai, Jenny, Madelaine, Lia..." sınıftaki herkesten söz aldıktan sonra mutlu bir şekilde dışarıya çıktı. Jenny ve Rose kol kola girerek Madelaine'a baktılar "Kıyafet almaya gidelim." dediler. Tam o sırada Lia, Madelaine'nin koluna girerek (L)"Olmaz biz beraber gideceğiz." dedi. (M)"Öyle mi? Hep beraber gidelim o zaman." dedi Madelaine. (L)"Hayır beraber gidelim." diye ısrar etti. (R)"İyi o zaman sonra görüşünüz." dedi Rose. (A)"Jenny, buraya gel işimiz var." dedi Adrien (J)"Tamam geliyorum. Sonra görüşürüz Rose, Madelaine." diyerek Adrien'ın yanına gitti. Rose'de hemen arkalarından sınıftan çıktı. (L)"Gidelim mi?" dedi Lia. (M)"Aaa ben gelmicem sen git." dedi Madelaine ve dışarı çıktı. ~ Diana evinin bahçesini hazırlamış gelenleri karşılıyordu. Bir şeyler içmek için masaların olduğu bölüme doğru gitti. O sırada Kai bahçe kapısından içeriye girdi, ileride boş duran minderlerden birinin üzerine oturdu. Kai'den birkaç dakika sonra Madelaine ve Brandon'da geldiler. Onlarda Kai'nin yanına geçip oturdular. Hemen sonra Lia'da geldi, etrafına bakındı ağır adımlarla Diana'ya doğru gitti. (L)"Herkes gelmiş mi?" dedi. Kurabiyelerden kafasını kaldıran Diana (D)"Galiba.". Rose, Jenny ve Adrien 'da gelip Kai'lerin karşı tarafına geçip oturdular. Lia, Kai'lerin yanına yaklaşarak (L)"Merhaba, Brandon benimle gelebilir misin?" dedi. Brandon ayağa kalktı. (B)"Ne oldu?". (L)"Gel işte." dedi Lia ısrarcı bir şekilde ve yürümeye başladı. Karşıda duran büyük ağacın altına gittiler. O sırada Jenny ve Adrien, Daina'nın yanına bir şeyler yemeye gittiler. Rose'de yanına gelen kabarahası (Kabaraha: Belirli fantastik güçleri bulunan, garip görünümlü hayvanlar.), (Ra; muhabbet kuşu boyutlarında, siyah renkli, uçabilen, görünümü fili andıran bir kabaraha.) Ra ile konuşmaya başladı. (R)"Ne işin var burada!", "Seni kontrol etmeye geldim.", (R)"Aaa tamam ettin, şimdi git olur mu birisi seni görmeden." dedi Rose havada uçan Ra'yi yakalamaya çalışırken "Merak etme kimse göremez beni", (R)"Tamam yine de etrafta dolanma." diyerek Ra' ya doğru zıpladı. (L)"Şey benimle çıkar mısın?", (L)"Brandon, Brandon...", (L)"Beni dinliyor musun?" dedi Lia sinirle önünde durduğu Brandon'a. Brandon' ın hala dinlemediğinin farkındaydı. (L)"Nereye bakıyorsun sen!" diyerek arkasına döndü Lia. Arkasına dönmesiyle Rose'yi görmesi bir oldu. O sırada Rose'nin kendi kendine zıplayıp, konuşmasını garip bir şekilde izleyen Brandon, Lia'nın sesiyle kendine gelip irkildi. (B)"Aaaa dinliyorum devam et." dedi. (L)"Bir şey yok." dedi Lia öfkeyle, hızla arkasını dönüp Rose'nin yanına gitti. (L)"Hey, Rose." diyerek kızın kolundan çekiştirdi. (L)"Seni uyarmıştım." dedi. (R)"Ne dedin, anlamadım?" dedi Rose şaşkınca (L)"Aaaaah bide anlamamazlıktan geliyor." diyerek kızın saçına yapıştı. Hemen yan taraflarında duran Madelaine ve Kai, Rose'nin bağırmasıyla onlara döndüler. Madelaine yanlarına gidip Lia'nın elinden tuttu, hemen sonra Brandon'da Lia'yı arkasından tutup çekti. (M)"Ne yaptığını sanıyorsun!" diyerek Rose'nin önüne geçti Madelaine, (L)"Sen niye karışıyorsun!" diye Madelaine bağırırken bir yandan onu tutan Brandon'ı itti ve evin içine girdi. (J)"Rose iyi misin? Yaralandın mı?" dedi Jenny telaşla yanlarına gelirken (R)"İyiyim bir şeyim yok." dedi Rose saçlarını düzeltirken (B)"Ben gidiyorum, hadi Madelaine." dedi Brandon. (M)"Ben gelmiyorum, sen git.", (B)"Peki, sen bilirsin." diyerek bahçe kapısını aralayıp sokağa çıktı. Kızlar Adrien'ın durduğu masanın yanına gidip oturdular. (D)"Aaaa, Madelaine bence gidip Lia'ya bakmalısın ne de olsa kaç senelik arkadaşın o da üzülmüştür gidip gönlünü al." dedi Daina sanki emir veriyor gibi. (M)"Ben mi gönlünü almalıyım hatalı olan o." dedi Madelaine bir çırpıda (J)"Bencede." diye ekledi Jenny. Biraz zaman geçtikten sonra Madelaine evin içine girdi (M)"Lia, neredesin?" diye seslendi (L)"Yukarıdayım Madelaine ne oldu, özür dilemeye mi geldin?" dedi Lia küstahça. Madelaine cevaptan hoşnut olamamış ve birazda şaşırmış bir biçimde merdivenleri çıktı. Merdivenin hemen başında duran Lia' ya iki basamak kala durdu. (M)"Neden özür dileyelim, kötü bir şey yapmadım.", (L)"Ahhh, hep onun tarafını tutuyorsun arkadaşın benim hatırlatırım." dedi küstahlığını sürdüren Lia. (M)"Sadece kavga çıkarma böyle gidersen yanında kimse kalmaz anladın mı! Kendine gel benim tanıdığım, arkadaşım olan sen böyle birisi değildi. Çıldırmış gibi davranıyorsun. Eğer gerçekten bir sorun varsa söyle seni dinlerim bir yolunu buluruz." dedi Madelaine ikna etmeye çalışarak. (L)"Bir sorun mu, sorun şu, o kız herkesi benden çaldı anlıyor musun sorun bu!" dedi bağırarak, Madelaine'ı kollarından tutup sarsmaya başladı aynı zamanda (L)"Sorun bu ,sorun bu." diye tekrarlıyordu seslice. (J)"Adrien, tuvalete gitmem gerek." dedi Jenny Adrien'ın kulağına fısıldarken, (A)"O zaman git ev orada." dedi Adrien umursamazca. (J)"Beklesen ölür müsün, lütfeeennnn." diye ısrar etti Jenny (A)"Sadece 3 dakika beklerim ve giderim anladın mı ?" dedi Adrien pes edercesine. Beraber içeriye girdiler. Jenny lavaboya girdi. Adrien kapının önünde dururken merdivenin oradan sesler duydu. Kafasını eğip yukarıya baktı. Lia, Madelaine'ı kollarından tutup salladığını gördü. (A)"Düşecekler." dedi kendi kendine. Merdivenleri yavaş yavaş çıktığı sırada Lia, Madelaine'ı aşağı itti.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Sonraki bölümde görüşmek üzere... |
0% |