@sidelyacicegi
|
AKSİYONU DAMARLARINIZDA HİSSEDECEKSİNİZ BU BÖLÜMDEN SONRA İŞLER TAMAMEN KIZIŞACAK SİZE BENDEN BİR UYARI TANSİYONUNUZ VARSA BUNDAN SONRAKİ BÖLÜMLERİ OKUMANIZI TAVSİYE ETMEM ÇÜNKÜ OLDUKÇA TANSİYONUNUZU DÜŞÜRECEĞİM BÖLÜMLERE GELMİŞ BULUNMAKTAYIM KEYİFLİ OKUMALAR OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN BU KURGU SIRADAN BİR ASKERİ KURGUSU DEĞİLDİR SADECE BUNUN ÜZERİNDE YOĞUNLAŞMAYACAĞIM ŞAŞIRACAĞINIZ ÇOK ŞEY OLACAĞINA EMİNİM🖤💙💜 “Evet çocuklar bugünkü dersimiz kendimizi tanımak” Sare Öğretmen tahtaya tebeşirle kocaman harflerle KENDİMİZİ TANIMAK yazmıştı çocuklar dikkatle Sare Öğretmenlerine bakıyordu. “Şimdi bizim vücudumuzda iki kollarımız, iki bacaklarımız, iki gözümüz, iki kulağımız, bir burnumuz, bir ağzımız, 10 el parmağımız ve 10 ayak parmağımız ve bir de saçlarımız var” Sare konuşurken tahtaya iskelet çizerek oklarla dediği yerleri yazarak işaretliyordu. “Ama bunların dışında bizim vücumuzda kendimiz dışındaki herkese yasak olan en önemli ve özel iki bölgemiz daha var” Sare tahtada çizdiği iskeletin üzerinde özel bölge diye tanımladığı yerler göğüsler ve genital bölgeydi. “Onların adı ne Öğetmenim” Kız öğrencilerden birisi konuştuğunda Sare dikkatle onu dinledi ve cevap verdi. “Biz onlara göğüsler ve genital bölge diyoruz o bölgelere sadece biz görebilir ve biz dokunabiliriz başkası göremez ve dokunamaz.” Öğrenciler Öğretmenlerini dikkatle dinlerken tekrardan soru sormaya devam ediyordu. “Neden dokunamazlar?” Sare gülümseyerek yeniden konuştu. “Çünkü onlar bizim kişisel alanımız bu yüzden kişisel alanlarımıza kimsenin dokunmasına izin veremeyiz, siz çocuklar çok tatlısınız bazen sizi sevmek isteyen amcalar, dayılar ya da sizden yaşça büyük ağabeyleriniz olabilir ama sizi severken dikkatli olmak zorundalar çünkü sizin en önemli ve yasak olan bölgelerinize dokunmamaları gerekir onun yerine sizin saçlarınızı okşayabilirler size dokunmadan da sevgilerini gösterebilirler.” Çocuklar Öğretmenlerini dikkatle dinlerken başlarını sallıyorlardı yeniden bir kız öğrencisi konuştuğunda Sare yutkunarak cevap verdi. “Ya dokunurlarsa Öğetmenim” Sare bu sefer gülümsememişti yüzündeki hiçbir mimik oynamadı gözlerini kapatıp yeniden açtı. “O zaman bizi anlayabilecek, dinleyebilecek ve bize yardım edecek büyüklerimize bunu söylememiz gerekiyor mesela bu anneniz ya da ailenizdeki herhangi biri olabilir ama onlarda sizi dinlemek yerine sessiz olmanızı kimseye söylememenizi söylüyorsa ya da inanmıyorlarsa Öğretmenleriniz ya da size yakın gelen yardım edebilecek herkes veya askerler, polisler, doktorlar bunların hepsi olabilir.” Çocuklar şaşırmışlardı ayaklarını oturdukları sandalyede sallarken şaşkın şaşkın Öğretmenlerine bakıyorlardı. “Bu o kadar da önemli mi Öğetmenim?” Bu sefer soruyu erkek öğrencilerinden biri sormuştu. “Evet aynı şey siz erkek öğrencilerim içinde geçerli sizde özel bölgelerinize kimsenin dokunmasına izin veremezsiniz dokunmaya çalıştıklarında onlara karşı çıkmalı ve hemen yardım istemelisiniz.” Çocuklar başlarını anladıklarını onaylar gibi salladıklarında yeniden aralarından biri konuştu. “O zaman dövelese ve korkutulasa” Sare öğrencisininin yanına gelerek saçlarını karıştırdı. “O zaman cesur olmayı öğreniyorsunuz bebeklerim, siz kendi bedeninizi korumaktan asla korkmayın şimdi bana söz vermenizi istiyorum anlattıklarımı asla unutmak yok ve eğer böyle bir şeyle karşılaşırsanız bana gelip hemen söylüyorsunuz tamam mı?” Sare’yi gülümseyerek onayladıklarında Sare de gülerek onları alkışlamıştı gözleri kapıya kaydığında aniden irkilerek geriye adımladı ama daha sonra dersi bölmeden devam etti gözlerinin önündeki Tuna Yüzbaşıydı. “Şimdi beni dikkatle dinlediğiniz için sizi ödüllendireceğim kim kalpli çıkartma ister?” Öğrenciler defterlerini havaya kaldırarak hepbir ağızdan konuşmuşlardı Sare gülerek yanlarına gitti ve kalpli çıkartmaları defterlerine yapıştırdı. “Şimdi dersimizin bitmesine 30 dakikamız var çizim yapmaya ne dersiniz?” Öğrencilerini serbest bırakarak etkinlik yapmalarına izin vermişti sonra arkasına dönerek kapıda kendilerini izleyen Tuna Yüzbaşı’ya yaklaştı. “Sabah siz yoktunuz Ömer Üsteğmen’den izin alarak öğrencilerimi okula getirdim askerleriniz bize eşlik etti zaten şuanda dışarıda olmalılar yeniden içeri geç demek için mi geldiniz gördüğünüz gibi içerideyim emrinizi çiğnemedim, bugün pazartesi ve benim öğrencilerimle birlikte okula gelmem gerekiyordu.” Tuna Yüzbaşı dikkatle Sare’yi dinlerken başını salladı sonrasında cevap verdi. “Haberim var” Sare kollarını göğsünde kavuşturdu ve Tuna Yüzbaşı’ya baktı. “Buraya dışarıya çıktığım için hesap sormaya mı geldiniz?” Sare buz gibi bir ses tonuyla konuşmuştu. “Hesap sormaya gelmedim, zaten Ömer’e sizi okula getirmesi için izni veren bendim Ömer bana sormadan size izin veremezdi.” Sare bunu anlamıştı çünkü Ömer Üsteğmen'den daha üst bir rütbede olduğunu biliyordu ama Tuna Yüzbaşı izin verdiği halde buraya neden geldiğini merak ediyordu. “Pekala o zaman sorun nedir?” Tuna Yüzbaşı kendisine düne nazaran daha soğuk olan Sare’ye baktı. “Sorun yok” Sare anlamsız bakışlarını Tuna Yüzbaşı’ya yöneltti. “O zaman neden buradasınız?” Tuna Yüzbaşı başını botlarına çevirerek cevap vermedi. “Öğetmenim” Sare gülümseyerek arkasına döndü. “Ağabeyim size selam yolladı o Türkçe bilmez o yüzden kendisi konuşamıyor” Çocuklar aralarında kıskıs gülerken Tuna Yüzbaşı başını kaldırdı ve çatık kaşlarla çocuklara baktı. “Aleyküm selam dediğimi iletirsin.” Sare gülümseyerek konuştu Tuna Yüzbaşı ise gözlerini Sare’ye çevirdi. “Her selamı alır mısınız Öğretmen hanım?” Sare şaşkınlıkla kapının eşiğinde durup omzunu yaslamış olan Tuna Yüzbaşı’ya baktı. “Elbette Allah’ın selamı değil mi?” Tuna Yüzbaşı çatık kaşlarla Sare’ye bakmaya devam edince çocuklar aralarında gülüşerek fısıldaşıyorlardı. “İyi o zaman” Sare arkasını dönüp gidecek olan Tuna Yüzbaşı’ya seslendi. “Bir sorun vardı sanırım buraya kadar dersi uzaktan dinlemek için gelmediğinizi düşünüyorum.” Tuna Yüzbaşı başını sallayarak onayladı ama bir şey demedi. “Söyler misiniz artık?” Sare bıkkınlıkla konuştu. “Dün için fazla sert davrandım kusura bakmayın demek için geldim.” Sare utanarak başını eğen Tuna Yüzbaşı’ya baktı. “Siz utandınız mı?” Tuna Yüzbaşı aniden başını kaldırarak şaşırmış gözlerini Sare’ye dikti. “Hayır utanmadım” Sare gülerek karşılık verdi. “Evet utandınız koskoca Yüzbaşı benden özür dilerken utandı İmre’ye anlatsam inanmaz” Sare gülerken Tuna Yüzbaşı ise parmağını kendi dudaklarına götürüp sus işareti yapıyordu. “Ne utanması Öğretmen hanım” Tuna Yüzbaşı’ya kahkaha atarak bakarken Tuna Yüzbaşı sus işareti yapmaya devam ediyordu. “Öğretmen hanım rica ediyorum ama artık susar mısınız?” Sare elleriyle ağzını kapatmıştı başını sallayarak gülüşüne engel olmaya çalışıyordu. “Tamam tamam gülmüyorum” Bunu derken bile gülen Sare’ye şaşkınlıkla bakmıştı. “Çocuklar aileleriniz sizi almaya geldi hadi toparlanıp çıkın” Öğrenciler defterlerini çantasına koyarak yavaş yavaş çıkarken Tuna Yüzbaşı kenara çekilmişti bir kız öğrencisi Tuna Yüzbaşı’ya bakarak sırıtıyordu ikisi göz göze geldiğinde kahkaha atarak Yüzbaşı’ya bakıp kapıdan çıkmıştı. “Sayenizde küçücük çocukların diline dolanacağım Öğretmen hanım” Sare gülmesini bastırmaya çalışarak bakıyordu Tuna Yüzbaşı dışarıya adımladığında Sare de adımladı çocukları almaya gelen aileleri izliyorlardı Sare gözlerini kendisine sert bakışlarla bakan kendi yaşlarında bir adama çevirdi neden kendisine böyle baktığına anlam veremedi. “Yarın yine aynı saatte bekliyorum sizi verdiğim ödevi unutmayın yapın tamam mı?” Öğrenciler kıkırdayarak hepbir ağızdan konuştuğunda Öğrenciler dışında duyulan sesle başını çevirdi. “Onlara çok ödev veriyorsunuz Öğretmen hanım çocuk kafasını kaldıramıyor.” Çocuk kürtçe söylemişti ama yanındaki kardeşi Öğretmenine Türkçe olarak çeviri yaptı Sare ciddileşerek taş merdivenden indi ve adamın karşısına geçti. “Onların öğrenmeleri için öğrendiklerini evde tekrar etmeleri gerekiyor ayrıca her gün sadece bir ödev veriyorum.” Tuna Yüzbaşı sert bakışlarını adamın üstünde gezdirdi herhangi bir şey olabilme ihtimaline karşı tetikte bekliyordu. “Vermeyin Öğretmen hanım bizim Türkçe’ye ihtiyacımız yok” Kardeşi yüzünü düşürmüş Öğretmenine abisinin sözlerini çevirdi. “Sizin Türkçe’ye ihtiyacınız yoksa öğrenmezsiniz zaten ben sizin değil kardeşinizin Öğretmeniyim bundan sonrasını babanızla konuşacağım.” Sare arkasını döndüğünde adam bağırarak cevap verdi Sare çatık kaşlarla kendisine bakarken yüz ifadesini değiştirerek öğrencisine baktı öğrencisi mahçup bir ifadeyle çeviriyi yaptı. “Ne o bizi beğenmediniz mi Öğretmen hanım?” Sare yeniden önüne döndüğünde cevap vermek istemedi. Tuna Yüzbaşı ise sadece izliyordu Sare cevap vermeyince adam Sare’ye yaklaştı o sırada Tuna Yüzbaşı da adımladığında Sare’nin bir adım önündeydi Sare istemsiz olarak geriye adımladı adam bir Tuna Yüzbaşı’ya birde Sare’ye baktı sırıtarak yeniden konuştu. “Neyi beğendiğinizi görmüş oldum.” Sare ne dediğini anlamamıştı ama Tuna Yüzbaşı kürtçe konuştuğunda şaşırarak gözlerini adamdan çekti ve Tuna Yüzbaşı’ya baktı. “Haddini aşma, aştığına pişman olmak istemezsin.” Sare öğrencisine baktı çocuk başını eğerek cevap vermedi çocuğun abisi arkasına döndü kardeşinin sırtından çantasını alarak yürümeye başladı ardından kalabalık dağıldığında Sare önündeki Tuna Yüzbaşı’nın önüne geçti. “Ne söyledi?” Tuna Yüzbaşı Sare’ye bakmayarak önünden geçip giderken askerlerine emir verdi. “Olumsuz bir durum olursa haber edersin Öğretmene evine kadar eşlik et” Sare görmezden gelindiği için şaşkınlığını üzerinden atamadan Tuna Yüzbaşı araca binerek uzaklaştı. 🪖 “Tuna, acil olarak timini topla karargaha geri dön Kartal timine desteğe gideceksiniz 3 şehidimiz var onları bulundukları yerden çıkarmamız gerek!” Tuna Yüzbaşı Albay’ının sözlerini dinledikten hemen sonra cevapladı. “Köye baskın yapılmadı ama yinede güvenli değil Komutanım, timimi toplayıp karargaha döneceğim.” Tuna Yüzbaşı aceleci bir ses tonuyla Komutanıyla konuşmuştu. “Sen timi topla karargaha geri dön, ben durumu değerlendireceğim gerekirse asker gönderirim.” Telsiz kesildiğinde Tuna Yüzbaşı Ömer Üsteğmen’e seslendi. “Ömer timi topla, görev emri geldi hadi acele edin!” Sare arabasını evinin bulunduğu alana park ederken askerlerin koşup sırasıyla araca bindiğini görmüştü arabasından inerken şaşkınlıkla onları izledi. “Herkes hazır mı?” Ömer Üsteğmen aceleyle cevapladı. “Ahmet’i bekliyoruz Komutanım” Tuna Yüzbaşı başını salladı ardından silahıyla koşturarak indiği yerden gelen Ahmet Başçavuşa baktı. “Geldim Komutanım geldim” Ahmet Başçavuş nefes nefese araca bindiğinde Tuna Yüzbaşı da ön tarafa bindi ve araç hızla hareket etti. “Aman aman Öğretmen hanım, canımız, cigerimiz nasılsınız?” Sare şaşkınlıkla Muhtara baktı. “İyiyim askerler gitti her şey bitti mi yani korkulacak bir şey yok değil mi?” Muhtar derin bir nefes alıp konuştu. “Bu köyde her gün korkun Öğretmen hanım ama buradaki görevleri bitmiş demek ki öyle gitmişlerdir.” Sare rahatlamak istiyordu ama rahatlayamamıştı 6. Hissi nedense bir şeyler olacakmış gibi hissediyordu genelde hisleri doğru çıkardı bu defa çıkmaması için dua ediyordu başını sallayarak evine girdi konuşmak istememişti içini kaplayan karartı onu boğuyordu kapısını açıp içeriye girdi saatine baktığında öğle namazının vaktinin geçmesine az bir zaman kaldığını gördü hızla abdest alarak seccadesini yere serdi ardından namazını kılmaya başladı. 👨🏻⚕️ “Doktur, Doktur bak canım sıkılmaya başladı sana dediklerimizi yapmıyorsun canın hiç mi önemli değil?” Doktor telefonundan gelen sesle tüm vücudu gerginlikten çatlayacak haldeydi. “Dediğini nasıl yapayım Baver, köy asker kaynıyor kuş uçurtmuyorlar.” Baver uzandığı telleri kopmuş yatakta yan dönerek yeniden konuştu. “Bak ben seninle liseli aşıklar gibi telefonda konuşmaktan sıkıldım Doktur, ya benim dediğimi yap Öğretmeni bana getir ya da ben geleyim seni öldüreyim.” Doktor derin bir nefes alarak yeniden konuştu. “Asker gitsin bir yolunu bulup getireceğim söz veriyorum ama şimdi beni rahat bırak!” Doktor elini ilaç dolabına geçirdiğinde eli kanamaya başladı. “Tamam öyle olsun Dokturcuğum ben beklerim ama zaman senin alehine işliyor söyleyeyim.” Doktor telefonu masaya koydu ve başını ellerinin arasına aldı. “Üzgünüm Öğretmen kendi canım için senin canını koruyacak değilim yaşamam için ölmen gerekiyorsa öl kimse canımdan daha değerli değil” Doktor kendi kendine konuşurken sekreteri çığlık atarak yanına geldi elini görmüştü başından savuşturarak gitmesini işaret etti. 2 GÜN SONRA Köy sessiz ve soğuktu Karasu timinin gidişinin ardından henüz askerler köye gelmemişti köyde her şey yolundaydı baskın ya da herhangi bir şey söz konusu değildi Sare çantasını alarak arabasına doğru ilerledi üşütmüştü sağlık ocağına gidip görünmek istiyordu arabasını çalıştırarak sağlık ocağına doğru sürdü bir süre sonra sağlık ocağına geldiğinde arabasını park ederek içeriye girdi eli kapının kulpunda öylece kaldı kapının ardından Doktorun yüksek sesle bağırdığını duyduğunda hiçbir şey yapmayarak öylece bekledi. “Sen beni anlamıyor musun Baver ben bunu yapamam!” Baver sinirle konuştuğunda Doktor’un tüm vücudu gerildi. “Bana bak Doktur beni yorma kızı bana getir, duydum iki gündür esker var diyorsun köyden iki gün önce esker gitmiş sen kimi yiyorsun lan oraya gelip kafana sıkmadan Öğretmeni bana getir!” Doktor korkuyla elini sıktı. “Öğretmeni size nasıl getireceğim ne diyeyim de benimle gelmesine ikna edeyim?” Baver sırıtarak arkasındaki taşa yaslandı. “Ulan sen Doktur olmayı nasıl başardın normalde sen bu zekayla eşşek semeri bile olamazdın torpilin mi var Doktur doğruyu söyle, onu da ben mi söyleyeyim lan Öğretmeni bana getir!” Doktor sinirden delirmeye başlamıştı daha yüksek sesle bağırdı. “Tamam Öğretmeni sana getireceğim sonra ne olacak onu öldürecek misin?” Baver yeniden sırıtarak konuştu. “Seni mi öldürmemi istersin Doktur ne yapacağımı sana mı söyleyeceğim?” Doktor gerginlikten bir nefes verdi. “Ben dışında kimi öldürürsen öldür zaten sürekli köyün huzursuz olmasına neden oluyor geberip gitsin umrumda değil!” Sare dehşetle kapının ardından geriye adımladı hızla sağlık ocağının kapısına doğru koştu kapı arkasından hızla kapandığında Doktor başını o yöne çevirdi aceleyle kapıyı açıp baktı ama kimseyi görememişti ardından cama yöneldi Sare’nin arabasını görmüştü. “Baver Öğretmen beni dinlemiş ifşa oldum!” Baver hızla doğruldu ve konuştu. “Nasıl dinlemiş lan aptal herif!” Doktor aceleyle konuştu. “Eğer karargaha gidip her şeyi askere anlatırsa ben biterim Doktorluğum biter gün yüzü göremem bir şeyler yap!” Baver sıkıntılı bir nefes verdi. “Ulan hep senin götünü topluyorum faydadan çok zararın var!" Baver telefonu kapatıp bir yeri aradı ardından gerginlikten bir ileri bir geri gidip geliyordu. 👩🏫 “Alo buyrun Çakırdere köyü karargahı” Sare telefon açıldığında rahatlayarak konuştu. “Ben Öğretmen Sare Lia Saruhan Çakırdere köyünün Doktoru bir hain teroristlere çalışıyor ve beni onlara vereceğini duydum az önce oradaydım hızla arabamı karargaha sürüyorum çok korkuyorum bana yardım eder misiniz?” Karargahtaki asker sandalyesinden hızla doğrulduğunda yeniden konuştu. “Öğretmen hanım yavaş yavaş yeniden anlatır mısınız?” Sare hızlı hızlı söylediği için çok fazla anlaşılmamıştı. “Köydeki Doktor hain teroristlere çalışıyor hastaydım sağlık ocağına gittiğim sırada Doktorun telefon konuşmasına denk geldim beni onlara vereceğini duydum korkuyorum lütfen bir şeyler yapın yalvarırım!” Asker aceleyle yeniden konuştu. “Bana konumuzu gönderir misiniz hemen Komutanıma haber edeceğim?” Sare hızla nerede olduğunu konum atmıştı ve ne olur ne olmaz diye tarifte etmişti asker aceleyle yeniden konuştu. “Komutana haber verin köyün Doktoru teroristlere çalışıyormuş Öğretmen hanımı onlara teslim edecekmiş şuan Öğretmen hanım yolda buraya doğ…..” Askerin sözünü kesen Sare değildi ardı ardına kesilmeyen silah sesleri ve Sare’nin çığlık sesleriydi. “Öğretmen hanım beni duyabiliyor musunuz?” Asker yanındaki diğer askere de seslendi. “Koş Komutanımı çağır hemen!” Asker telefondan gelen sesleri dinliyordu. “Kızı öldürmediniz değil mi aptallar ne diye o kadar yakınına sıkıyorsun!” Teroristler aracın kapısını açarak Sare’ye baktı. “Bırak beni!” Sare kolunu çekmeye çalıştı ama terorist onu peşinde sürüklüyordu. “Bırak beni, ben size hiçbir şey yapmadım!” Terorist sırıtarak konuştu. “Devletin yaptı bu da bize seni öldürmek için yeter!” Sare’yi hızla çektiğinde Sare yere düşmüştü kalkmasını beklemeden yerde sürükleyerek götürmeye devam etti telefonun başındaki asker hızla koridora atıldığında henüz üniformasını çıkartmamış ve görevden yeni gelmiş karargahtan içeriye girmiş koridorda ilerleyen Tuna Yüzbaşı askeri gördüğünde aceleyle yanına gitti. “Ne oldu asker?” Tuna Yüzbaşı’yı gördüğünde asker selamı vererek konuşmaya başladı. “Köyün doktoru teroristlere çalışıyormuş Öğretmen hanımı teroristlere teslim etmek istemiş Öğretmen hanım duyunca karargaha gelirken aracının önünü kestiler, sesler kesildi ne olduğunu bilmiyoruz Komutanım” Tuna Yüzbaşı ciddiyetle arkasına döndü ve konuşmaya başladı. "Konumunu bana yolla hemen!" Asker emri yerine getirmek için odaya yeniden girmişti. Tuna Yüzbaşı karargaha girmek için gelen askerlerine yöneldi. “Karasu araca bin!” Askerler hiçbir şey anlamadan Komutanlarını takip ederek araca binmişti. Bir süre sonra iki asker aracı kurşunlanmış Sare’nin aracının bulunduğu yere geldiklerinde temkinli bir şekilde araçtan ilerleyerek Sare’nin arabasına doğru yaklaştı. “Tuna durum nedir?” Albayı telsizden gergin ses tonuyla konuştu. “Araç kurşunlanmış Öğretmen hanım araçta yok kendileriyle götürmüşler Komutanım” Tuna Yüzbaşı sıkıntılı bir nefes verdi sinirden silahını sıkıyordu. Teroristler onların göremeyeceği kadar uzaklıkta askerleri izliyordu dürbünüyle bakarken keyifle sırıtan terorist Sare’nin yanına gelerek çenesini tuttu ve dürbünü Sare’nin gözlerinin önüne getirdi Sare ağlayarak çırpındı onu görebileceklermiş gibi korkuyla başını iki yana salladı. “Birazdan hepsi patlayacak Öğretmen” Sare sesini çıkartmaya çalışıyordu ama terorist Sare’nin korkusuna kahkaha atmıştı. “Hadi Komutan biraz daha yaklaşta patlatayım sizi” Sare gözlerinin önündeki dürbünden Tuna Yüzbaşı’yı gördü araca çok yakındı onunla birlikte yavaş yavaş hareket eden timinide görüyordu korkuyla ağlarken kendine değil askerler için ağlıyordu onların kendi aracıyla ölüme gidecek olması onu dehşet şekilde korkutuyordu. Tuna Yüzbaşı içine düşen kuşkuyla etrafına baktı sonrasında içine düşen kasvet ile eğilerek aracın altına baktı daha sonra aniden arkasına döndü koşarken askerlerine bağırdı. “Araçta bomba var!” Askerler ve Tuna Yüzbaşı hızla araçtan uzaklaşırken araç büyük bir gürültüyle patladı askerler ve Tuna Yüzbaşı yattığı yerde gözlerini kapamış uzanıyordu teroristler patlamayı keyifle seyretmişlerdi Sare ise korkuyla ağzı kapalı olduğu halde sesini yükseltmeye çalışıyordu öne doğru atıldı terorist onu saçlarından yakaladığında acıyla teroriste baktı. “Baver araç patladı, Karasu timi geldi hepsi havaya uçtu.” Sare’nin göğsüne düşen korkuyla sessiz çığlıkları devam etmişti onun aracı onun gözlerinin önünde büyük bir gürültüyle patlamıştı ve askerlere ne olduğunu ise bilmiyordu. BÖLÜM SONU |
0% |