44. Bölüm

U.S 39. BÖLÜM AŞIK ATIŞMASI

Esma Gül
sidelyacicegi

SİZE NE KADAR ÇOK TEŞEKKÜR ETSEM CİDDEN AZ KALIR ÇOK DUYGULANDIM😥

BEBEKLERİM BEKLETTİĞİM İÇİN GERÇEKTEN ÖZÜR DİLERİM ÇÜNKÜ BUGÜN DIŞARIYA ÇIKTIM BİRAZ KAFA DAĞITMAK İÇİN BU OKUNMAMA MESELESİNE ÜZÜLÜYORDUM🥺

SİZE BOMBA GİBİ BİR BÖLÜMLE GELDİM SONUNDA AYKUT’U DÖVÜYORUZ😂🤣🤣😂

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ŞEKERLERİM BENDE ÖMER GİBİ SİZİ ÖPÜYORUM😘

160 OKUNMA 50 OY VE YORUM SONRASINDA YARIN AYNI SAATTE BÖLÜM GELECEK BEBEKLERİM🫶🏻🫀

SARE LİA SARUHAN

“Anonsu duydun. Askerler köye gelmiş, asla onlardan kaçamazsın!” Beni kolumdan tutup sürüklemeye çalışan teroristten kaçmak için her şeyi yapıyordum.

 

“Seni asla bulamazlar!” Korksam bile geri adım atmadım.

 

“Anonsu yapan Komutan, bana bir şey olursa o beynini dağıtır!” Yapar mıydı? Bana bir şey olmasından korkar mıydı? Bir kaç saat öncesinde sessiz kalmışken, benim için buraya gelir miydi?

 

“Hiçbir şey yapamaz çünkü seni çoktan öldürmüş olacağım!” Bana bağırdığında gözlerimi ona diktim.

 

“Onları tanımıyorsun. Karasu timi asla peşini bırakmaz.” Bırakmazlardı değil mi? Ben onları seviyordum onlarda beni seviyordu değil mi?

 

“Sen onlar için değerli olduğunu mu düşünüyorsun?” Kalbim sıkıştı. Onlar için gerçekten değerli miydim? Ya Tuna için, bir anlam ifade ediyor muydum?

 

“Onlar beni bırakmaz. Sen şuan kime bulaştığının farkında değilsin. Beni öldürsen bile, Tuna’nın senin peşini bırakacağını mı sanıyorsun?” Bırakmazdı. Bundan emindim. Bana değer vermese bile peşini bırakacağını düşünmüyordum.

 

“Sen bence çok emin olma, seni hayal kırıklığına uğratmasınlar.” Kolumdaki elini boğazıma sardığında beni tamamen bedenine yaslamıştı.

 

“Onların ansızın gelmek gibi bir huyu vardır. Sen bunu yaşadığınız mağaralarda iyi öğrenmişsindir.” Terorist kulağıma doğru güldü. Midem karışmıştı.

 

“Seni mağarama götürüp soyduğumda da böyle konuş lütfen” Midem bulanmıştı. Oraya bir daha gitmek istemiyordum.

 

“Yerin yedi kat dibine de götürsen Tuna beni bulur!” Bulmasını istiyordum. Tuna lütfen beni bunların elinde bırakma. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Ne olur bul beni Tuna.

 

“Onu bırak!” Sert ve sinirli bir ses duyduğumda bu sese aşina olduğumu biliyordum. Bu Tuna’nın sesiydi. Beni yine bırakmamıştı. Tuna beni yine bulmuştu. Etrafıma baktım ama onu görememiştim. Ardından gizlendiği yerden çıktığında tam karşımızdaydı.

 

“Çekil önümden!” Tuna’ya baktığımda, bana bakmıyordu. Silahını teroriste doğrultmuş gözlerini ona dikmişti. O gözlerde bir kaç saat öncesinde hiçbir ifadeye rastlamamıştım. Sessizce gidişimi izlemişti. Beni yanında istediğine dair hiçbir şey söylememişti. Buna yeniden öfkelendim.

 

“Bırakma!” Sert ses tonum havada dalgalandığında, Tuna kaşlarını çatarak bana baktı.

 

“Ne saçmalıyorsun?” Sesi şaşkın ve aynı zamanda öfkeli çıkmıştı. Tek şaşıran o değildi. Teroristte şaşırmıştı.

 

“Bırakma sık kafama!” Başımı çevirip teroristte baktım. Şaşkınlığını gizleyemiyordu.

 

“Saçma sapan konuşma Sare!” Tuna sıktığı dişlerinin arasından konuşmuştu.

 

“Önemsemediğin birinin ölümünü de önemsemezsin Tuna!” Bana hayretle baktı. Dediğim şeylere inanamıyormuş gibiydi. Bende aynı onun sözlerine ve tavırlarına böyle bakmıştım. Ama o hiç geri adım atmamıştı.

 

“Bırak onu!”

 

“Bırakma!”

 

“Saçma sapan konuşma Sare!”

 

“Sık kafama!”

 

“Eğer o silahı ondan çekmezsen kafanı dağıtırım!”

 

“Zaten çeksen de çekmesen de kafanı dağıtacak. Dağılmadan önce sık kafama!”

 

“Sare, saçma sapan konuşmayı kes!”

 

“Sıksana ne duruyorsun!”

 

“Buna yeltendiğin an dağıtırım kafanı”

 

Terorist ikimize de hayretle baktığında, beni tutan kolu gevşemişti. Ardından şaşkınlıkla konuştu.

 

“Siz manyak mısınız bi karar verin lan, sıkayım mı sıkmayayım mı?” Gerçekten şaşkın olduğuna adım gibi emindim. Zaten sıkmak isterken, bunu neden soruyordu ki?

 

“Sık!”

 

“Sıkma!”

 

“Sana sık diyorum işte!”

 

“Sare saçma sapan konuşmayı kes, sinirini bu şekilde çıkarma!”

 

“Ne şekilde çıkarayım, yumruğumu suratına geçirmemi ister misin?”

 

“Sare sinirlenmeye başlıyorum!”

 

“Sinirlen ne de olsa umursamıyorsun, benimde artık seninle ilgili hiçbir şey umrumda değil!”

 

“Seni önemsediğimi söylemiştim!”

 

“Evet, o kadar çok önemsedin ki her defasında beni soğukluğuna mahkum ettin. Bunun nesi önemsemek!”

 

“Sare yeter, bunu burada konuşacak değiliz!” Adam şaşkınlıkla ikimize de bakarken. Gözleri bir Tuna’ya bir bana bakıyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı.

 

“Ben sizin aşık atışmanızı dinleyecek değilim. Kendinize gelin lan!” Kolu gevşediği için dirseğimi adamın karnına geçirmemle kolunu benden çekip karnını tutması bir olmuştu. Ardından bana yeltenirken Tuna adamı başından vurdu. Kulağım çınladığında geriye doğru adımladım. Ayaklarım birbirine dolandığında yere düşmüştüm.

 

“Bir daha kendini tehlikeye atacak olursan!” Başımı kaldırıp gözlerine gözlerimi diktim. Elini bana uzatmıştı.

 

“Ne yaparsın, çokta önemsediğini sanmıyorum?” Elini tutmadığım için uzanıp kolumu tutarak yerden kaldırdı. Beni kendisine sertçe çektiğinde, göğsüm göğsüne çarpmıştı. İstemsiz olarak canım acıdığı için yüzümü buruşturdum. Gözleri yüzümün, bedenimin her yerinde gezindi. Hasar tespiti yapıyor gibiydi. Üniformasının ona çok yakıştığını söylemiş miydim?

 

“Aptal mısın Sare, adam seni yanında istemedi!” Sirel’e istemeden hak vermiştim.

 

“Belki de biz yanlış anladık. Hemen yargılama Sirel!” Lia konuştuğunda ilk defa ona hak vermemiştim. Çünkü artık beni yanında istemediğine inanıyordum.

 

“Yürü!” Yeniden sessiz kalmıştı. Bana emir vermesinden nefret ediyordum. Kolumdan tutup beni yanında hızla götürüyordu.

 

“Bırak beni!” Bırakmadı. Açıkçası bırakmasını istemiyordum.

 

“Bırak beni dedim!” Bağırdığımda kolumu sıkarak yeniden kendisine çekti. Alnım, alnına neredeyse çarpacaktı. Kirpiklerimiz birbirine değecek gibiydi.

 

“Bırakacağım.” Tüm bedenim bu sözün oluşturduğu enkazın altında çırpınmaya başladı. Göğsüm sıkışmıştı. Kulaklarım uğuldamaya başladı. Kalbim kasılıyordu. Gözlerimin bana ihanet etmemesini diledim.

 

“Seni abine ve İmre’ye teslim ettiğimde bırakacağım.” Gözlerime bakarken hiçbir ifadesi yoktu. Bana buz gibi bakıyordu. Sanırım o da çoktan kararını vermişti. Beni artık yanında istemiyordu. Bu sözler beynimde çalkalandı. Yeniden yürümeye başlamıştık.

YAZARIN KALEMİNDEN

“Yaran ölümcül değil Aren, kurşunu çıkaracağım. Özür dilerim.” Aren, İmre’ye bakıp gülümsedi.

 

“Kendini suçlama doğru olanı yaptın.” İmre istemsizce akan gözlerini sildi.

 

“Neden konuşmadığını, soğukkanlılığını koruduğunu şimdi anladım. Eğer abisi olduğunu öğrenselerdi seni ona karşı kullanacaklardı. Ben söyler söylemez seni vuracaklarını kestiremedim.” Aren anlayışla başını salladı.

 

“Eğer söylemeseydin ona zarar verecekti. Ben hiç konuşmamalıydım. Dayanamadığım için konuştum. Bu yüzden beni size karşı kullandı.” Aren, İmre’yi suçlamıyordu. Yapması gerekeni yaptığını düşünüyordu.

 

“Şimdi kurşunu çıkarayım, Sare’nin abisine ihtiyacı var.” Aren gülümsedi. Başını salladı.

 

“Tabi benimde” İmre konuştuğunda, gözleri kesişmişti. Gözlerini ilk kaçıran İmre olmuştu.

SARE LİA SARUHAN

Kolumu köye gelene kadar bırakmamıştı. Ona bakmıyordum. Onun bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Köye geldiğimizde gözlerim İmre’yi aramaya başladı.

 

“Murat abi, abim ve İmre’yi gördün mü?” Arkamdaki sağlık ocağını işaret ederek konuştu. İmre sağlık ocağından çıkıyordu.

 

“Arkadaşın onunla ilgileniyordu.” Başımı sallayıp Tuna Yüzbaşı’nın kolumdaki elini iterek, İmre’ye doğru ilerledim.

 

“İmre, abim iyi mi ne olursun iyi de?” Ağlamaya başlamıştım.

 

“İyi, az önce kurşunu çıkardım. Uyudu şimdi ben diğer yaralılara bakacağım. Çok fazla yaralı var. Daha sonra yanına gelirim.” Başımı salladığımda sağlık ocağına girecektim. Hatırladığım görüntülerle olduğum yerde kalakaldım. Burada hain doktor, benim ölüm fermanımı ellerinde tutuyordu. O günden beri asla buraya adım atmamıştım. Önüme döndüğümde Tuna bana bakıyordu. Ona benimle gelmesini söylemek istemiştim. Ama bunu yapamazdım ben onursuz biri değildim. Gözlerim İmre’nin benim için tehdit edilmesine ve ağabeyimin benim için vurulmasına neden olan Aykut’a değmişti. Hızla ona doğru ilerledim. Artık hiçbir şey umrumda değildi. Kişiliklerim tetiklenecek miydi ya da duygu değişimlerim neye sebep olacaktı umrumda değildi.

 

Artık kendimi tutmayacaktım. Ağabeyiminde dediği gibi, beni birileri beni ezsin diye eğitmemişti. Artık buna son veriyordum. Sirel haklıydı bize saygısızlık yapan kimse öylece çekip gitmemeliydi. Bize verdikleri acıyı hissetmeleri gerekiyordu. Ona doğru gelmemle hemen konuşmaya başladı.

 

“Sare ben…..” Sözünü öyle bir kestim ki bana dehşetle baktı. Yüzüne öyle sert tokat atmıştım ki elim acımıştı.

 

“Sen ne aşağılık bir herifsin!” Tükürür gibi konuşmuştum. Doğrulmasına fırsat vermeden, tekmemi karnına geçirdim. Gözüm dönmüştü bir kere, sabrımı taşırmamalıydı.

 

“Senin yüzünden İmre’yi benimle tehdit ettiler. Kariyeri boyunca utanç duyacağı, bir leşi kendi elleriyle iyileştirmek için uğraşmasına sebep oldun!” Karnına aldığı tekmeyle yerde iki büklüm olurken durmadım. Doğrulmaya çalışırken yeniden karnına sertçe tekmeyi savurduğumda tekrar konuştum.

 

“Sen tam bir pisliksin, senin yüzünden abim vuruldu. Buna sen sebep oldun!” Yeniden doğrulmaya çalıştığında, bu sefer tekmemi malum bölgesine sertçe geçirdim. İnleyerek konuştu.

 

“Eğer doktor olduğunu söylemeseydim. Hepimizi öldüreceklerdi.” Öfkeyle konuştum. Aklım onu öldürmemi haykırıyordu. Yüzüne doğru sertçe yumruk atmıştım.

 

“Zaten hepimizi askerler gelmeseydi öldüreceklerdi. Senin gibi bir zekasız hiç konuşmamalıydı!” Tekmemi ardı ardına karnına geçirirken hiç durmamıştım. Saçlarını çekerek konuşmaya başladım.

 

“Nasıl hissettiriyor birinin saçlarını çekmesi, kendi götünü kurtaracaksın diye bizi teroristlerin önüne attın. Şeref yoksunu haysiyetsiz!” Ardından doğrulup yeniden tekmeyi karnına geçirdim. İki büklüm karnını ve malum bölgesini tutuyordu.

YAZARIN KALEMİNDEN

Karasu timi Sare’nin hızla Aykut’a ilerlemesini şaşkınlıkla izledi. Onu durdurup durmamak için Tuna Yüzbaşı’ya baktılar. Tuna Yüzbaşı kaşlarını hayır anlamında yukarıya kaldırdı. Tuna Yüzbaşı, Sare’nin ne yapacağını izlemek için onu durdurmaya çalışmamıştı. Sare, Aykut’a sertçe tokat attığında, Karasu timi şok içinde Sare’ye baktı. Ardından Sare’yi izlerken öylece oldukları yerde kalakalmışlardı.

 

“Komutanım, ben yanlış görmüyorum değil mi şuan Sare, Aykut’u mu dövüyor?” Ahmet şaşkınlıkla sorduğunda, Biran Teğmen aynı ifadeyle ona baktı.

 

“Valla Ahmet bende çok şaşkınım.” Biran Teğmen, Sare’nin tekmelerini izlerken ağzını kapatıp şok içinde Sare’ye baktı. Karasu şok içinde ve keyifle onu izliyordu.

 

“Komutanım müdahale edelim mi?” Asteğmen Hakan, Tuna Yüzbaşı’ya sormuştu.

 

“Ben müdahale edilecek bir şey görmüyorum Hakan, sen görüyor musun?” Tuna Yüzbaşı sırıtarak baktığında Hakan Asteğmen başını sallayarak izlemeye devam etti.

 

“Ee kurdun dişisi de kurttur.” Murat Teğmen, Tuna Yüzbaşı’ya bakarak konuşmuştu. Tuna Yüzbaşı’yla göz göze geldiklerinde ikiside birbirine sırıtarak baktı.

SARE LİA SARUHAN

“Sare bir kez daha bana dokunursan” Beni tehdit ederek iki büklüm doğrulmaya çalıştı.

 

“Bak kızsın diye bir şey yapmıyorum ama” Gülmeye başladım. Gerçekten bu bahanenin altına mı sığınıyordu?

 

“Kızım diye mi, az önce teroristlerin önüne hiç çekinmeden iki kızı atarken böyle demiyordun?” Utanmasaydım şu yüzüne tükürürdüm.

 

“Sare bak canımı sıkmaya başlıyorsun!” Kulaklarıma aşina olan sesi duyuyunca tüm hücrelerim sıcacık olmuştu. Ses ağabeyimden geliyordu.

 

“Sare” Kısık ama güçlü sesi duyduğumda başımı çevirdim. Gözlerime yaşlar üşüşmüştü. Onu sağlıklı gördüğüme mutlu olmuştum. Karşımda bir hareketlilik sezdiğimde, dağılan dikkatimi toparlayamamıştım. Aykut bana gelirken kaldırdığı kolundan kaçmak için hamle yapamadan, kolu kavranıp arkaya doğru bükülmüştü. Kuvvetli bir kemik sesini duyduğumda yüzümü buruşturdum.

 

“O elin bir daha ona kalkacak olursa, senin bütün kemiklerini kırarım!” Tuna Yüzbaşı dişlerinin arasından konuşmuştu. Aykut acıyla geriye doğru yalpaladı. Tuna, Aykut’u geriye doğru itip düşmesine neden olmuştu.

 

“İyi eğitilmişsin ama aynı zamanda fazla dikkatsizsin.” Bana baktığında ona bakmayı özlediğimi fark ettim. Ardından kaşlarını çatarak askerine seslendi.

 

“Murat, Ömer nerede?” Keskin gözleri askerini buldu.

 

“Bilmiyorum buralardadır.” Murat Teğmen endişeyle etrafa baktı.

 

“Ömer nerede Ahmet!” Tuna Yüzbaşı bu sefer gözlerini ona dikti. Bağırmıştı.

 

“Komutanım, Ömer Üsteğmenimi görmedim.” Tuna telaşla etrafa bakındı. Bende telaşlanmıştım.

 

“Komutanınızın nerede olduğunu bilmiyor musunuz!” Öyle bir bağırmıştı ki askerlerinin gerildiğini hissediyordum.

 

“Komutanım, Ömer Üsteğmenim yaralanmış!” Konuşan kişi Baran abiydi. Karasu hızla Ömer’e doğru ilerlerken gözlerim İmre’yi aradı.

 

İmre’nin nerede olduğunu bulmaya çalışıyordum. Ömer’i arkadaş olarak gerçekten seviyordum. Yani arkadaş mıyız bilmiyordum ama onu önemsiyordum.

 

“İmre!” İmre yarasını sardığı yaşlı amcadan gözlerini çekerek bana baktı.

 

“Aren’e bir şey mi oldu?” Korkuyla bana yaklaştığında hızla konuştum.

 

“Ömer yaralanmış ona bakar mısın lütfen?” İmre korkuyla ilerledi bende yanında gidiyordum.

 

“Ömer kim, durumu çok mu ağır nerede?” Hızla konuştum.

 

“Karasu timinden, askerler şu tarafa doğru ilerledi.” İmre’yle gösterdiğim yere hızla koşarken, Karasu, Ömer’in başındaydı. İmre kalabalığı yarar gibi ilerledi.

 

“Komutanım, az dayanın ben hemen doktoru çağırıp geleceğim.” Ahmet’in sesini duymuştum.

 

“Ahmet, acele et hadi” Biran abi konuşmuştu.

 

“Müsade eder misiniz ben arkadaşınıza bakayım.” Karasu çekildiğinde İmre hızla Ömer’e yaklaştı.

 

“Tamam merak etme, kurşun omzuna girmiş, ben kurşunu çıkartırım.” Ömer nefes nefese konuştu.

 

“Merak etmiyorum. Bu ilk yaram değil.” Neredeyse göz devirecektim. Tuna’nın daha neşeli bir kopyası gibiydi.

 

“Güzel o zaman sizi teskin edecek sözleri bırakıp işe koyulacağım.” Ömer yutkunarak başını salladı. İmre Karasu timine baktı.

 

“Sağlık ocağında yer kalmadı. Evlerden birine girip bir yere uzanmasını sağlamamız gerek. Kurşun tehlikeli yerde değil. Ama yinede acele etsek iyi olur.” Anında İmre’ye cevap verdim.

 

“Bizim eve götürelim. Orada çıkartırsın.” Tuna beni onaylayarak konuştu.

 

“Aynı fikirdeyim. Köylüyle uğraşacak vaktimiz yok. Murat el at” Ömer’e yönelip yaslandığı yerden kaldırdıklarında hızla bizim eve doğru ilerliyorlardı.

YAZARIN KALEMİNDEN

Sare’nin evine geldiklerinde, Ömer Üsteğmenin koltuğa uzanmasını sağlamışlardı. İmre çantasını alarak koltuğun yanına bıraktı. İğnenin ucunu açtığında, Ömer Üsteğmene baktı.

 

“Şimdi sana lokal anestezi yapacağım. Ben kurşunu çıkarırken acı çekmemen için orayı uyuşturacak.” Ömer Üsteğmen başına giren korkunç ağrıyla kısık sesle konuşmaya başladı.

 

“Sorun yok yapman gerekeni yap doktor” İmre gözlerini Ömer Üsteğmene kenetledi. İğneyi yaptığında, yüzü buruşmuştu.

 

“Fazla uzun sürmez. Hareket etmemeye çalış.” Ömer Üsteğmen gülerek konuştu.

 

“Hasta yaşayacak mı doktor?” İmre, hareket etmemeye çalış demesine rağmen gülen Ömer Üsteğmene şaşkınlıkla baktı.

 

“Hasta gülmeye devam edip dikkatimi dağıtırsa, ben onu öldüreceğim.” Ömer Üsteğmen yeniden gülmüştü.

 

“Neyseki teroristin kurşunuyla değilde, doktorun neşteriyle ölmeyi tercih ederim.” İmre gülümsediğinde, Ömer Üsteğmen dudaklarını bastırmaya çalıştı.

 

“Gülmeyi bırakır mısınız Üsteğmen, odaklanamıyorum kurşunu çıkarmam gerek.” İmre, Ömer Üsteğmenin gülerken yanağında belli belirsiz çıkan gamzesine bakıyordu. Ömer Üsteğmen ciddileşmeye çalışarak başını salladı.

 

“Tabi doktorcum sar yaramı” Ömer Üsteğmen hiçbir şeyi ciddiye almadığı gibi vurulmuş olmasını da ciddiye almıyordu.

 

“Acı hissetmezsin, ama hissedecek gibi olursan söyle.” Ömer Üsteğmen gözlerini yeniden İmre’ye çevirdi. İmre malzemelerini çıkartırken onu dikkatle izledi. İşini yaparken çok ciddi görünüyordu.

 

“Acıya alışkınım sıkıntı yok. Sen istediğini yap.” İmre başını sallayarak işine devan etti.

 

İmre, Ömer Üsteğmenden kurşunu çıkardığında, onu dinlenmesi için bırakmıştı. Ömer Üsteğmen uyuduğunda diğer yaralılara doğru koşturdu. Kaç kişiye yetişmeye çalıştığını sayamamıştı.

 

“Tuna” Tuna Yüzbaşı’ya seslenmişti.

 

“Çok sayıda yaralı var. Tek başıma yetişemiyorum. Eğer hastaneye götürebilirsek daha hızlı müdahale edebiliriz. Askerinin durumu iyi” Tuna Yüzbaşı başını sallayarak konuştu.

 

“Murat yanında kalacak 5 kişiyi seç, siz burada kalıp karargahtan gelecek desteği bekleyin. Temkinli olun diğerleri benimle yaralıları araçlara taşısın.” İmre minnetle Tuna Yüzbaşı’ya bakmıştı. Hızla yaralıların yanına gidiyordu.

                               🏥

Yaralılar iki askeri araca, Aren’in aracına, Muhtar Nazımın aracına ve köyde aracı olan bazılarının aracına yerleştirilerek hızla yola koyulmuşlardı. Bir süre sonra hastaneye vardıklarında yaralılar aceleyle sedyelerle taşınıyordu.

 

“Acele edin hemen, durumları ağır olanlara acil müdahale etmeliyiz.” İmre hızla hastaneye doğru sedyeyle birlikte koştu. Bugün herkese yetişmekten çok yorulmuştu.

 

“Doktor, yalvarırım kızıma yardım et!” İmre kendisine yalvaran kadına baktı. Ardından hızla kızının yattığı sedyeye koştu.

 

“Kurşun çok riskli bölgede” Haze konuşmuştu.

 

“Ameliyathaneyi hazırlamalarını söyle ben ameliyatı yaparım.” İmre konuştuğunda, Haze ters ters baktı.

 

“Sen burada çalışmıyorsun, işler istenildiği gibi gitmezse çocuğu kaybederiz.” İmre sinirle bağırdı.

 

“Eğer bu çocuğa hemen müdahale edilmezse çocuk zaten ölecek. Sorumluluğu ben alıyorum. Ameliyathaneyi hazırlayın. Gerekeni ben başhekimle konuşurum. Sizde burada benimle atışmayı bırakıp, yaralılarla ilgilenin!” İmre’nin bağırmasıyla, Haze bir şey demeden diğer yaralılarla ilgilenmişti. Kızı hızla sedyeyle ameliyathaneye götürüyorlardı.

 

İmre ellerini steril ederek, eldivenlerini eline geçirdi. Kurşunu çıkarmak ve o kızı kurtarmak istiyordu.

 

“Daha öncede yaptın İmre, küçücük kızın sana ihtiyacı olduğunu unutma.” Kendini teskin ederek ilerledi.

SARE LİA SARUHAN

“Merak etme, İmre iyi doktordur. Kızını iyileştirecek.” Kadının ellerini elime alıp gülümsedim.

 

“Ben sana çok işler yaptım. Çok kötü sözler söyledim. Beni affet kızım” Ban aylar önce bir sürü acı sözleri söyleyen kadına baktım. Sadece o da değildi. Ama yinede nefret etmiyordum.

 

“İnsanlar hata yapabilir. Şimdi bunları düşünme lütfen, ben unuttum bile” Kadın bana sarılmıştı. Bende ona sarıldım. Ardından yeniden konuştum.

 

“Umarım buradan kızınla güle oynaya çıkarsın.” Gülümseyerek doğruldum. Yanına diğer kızı geldiğinde onlardan uzaklaştım.

 

Arkamı döndüğümde bana bakan Tuna Yüzbaşı’yı gördüm. Gözlerime bir yabancı gibi bakıyordu. Biz ne zaman yabancılaşmıştık ya da zaten en başından beri yabancı mıydık?

 

Hiçbir şey demedi. Öylece baktı. Sonra ben sanki hiç olmamışım gibi arkasını döndü. Yuşa abiyle konuşmaya başladı. Kalbim bana yaptığı haksızlığın karşısında ezilmişti.

YAZARIN KALEMİNDEN

Bir kaç saat sonra İmre ameliyathaneden çıkmıştı. Bugün aşırı derece de yorulmuştu. Hastaneye baktı. Durumu ağır olmayanlar sızlanarak hastanenin banklarında duruyordu. Ağır olanlar da şuan tedavi ediliyordu.

 

“İmre hanım” Kendisine seslenen orta yaşlı adama baktı.

 

“Buyurun?” İmre yorgunluktan bayılacak gibiydi.

 

“Durumu riskli olan hastayı ameliyat etmişsiniz?” Haze’nin yemeden içmeden birilerine yetiştirmesine sinirlenememişti. Gücü yoktu.

 

“Evet, durumu iyi, kurşunu çıkardım. Sorumluluğu aldım ben başh……” İmre sözü kesildiğinde şok içinde baktı.

 

“Gerçekten işi ehline bırakmak bu olsa gerek, bu cesur tavrınıza hayran kaldım teşekkür ederim. Bu arada ben kendimi tanıtayım, Başhekim Gökalp Taşiner” Elini İmre’ye uzattığında İmre elini sıktı.

 

“Bir tercih yapmak zorundaydım. Ben doktorum yaşatabileceksem elimden geleni yapmalıyım. Teşekküre gerek yok.” Başhekim anlayışla ve memnuniyetle başını sallayarak konuştu.

 

“Bir süre daha buralardaysanız sizinle daha müsait bir zamanda konuşmak isterim.” İmre başını sallayarak gülümsedi.

 

“Tabi zaten yeni geldim sayılır.” Gülümseyerek konuştuktan sonra başhekimin yanından ayrılmıştı.

BÖLÜM SONU

Bölüm : 19.12.2024 00:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Esma Gül / UZAKTAKİ SES / U.S 39. BÖLÜM AŞIK ATIŞMASI
Esma Gül
UZAKTAKİ SES

75.04k Okunma

6.34k Oy

0 Takip
92
Bölümlü Kitap
TANITIMBİR HAYAL UĞRUNAÇOCUK İSTİSMARIU.S DUYURUSUÇLULUKU.S 4. BÖLÜM DİKİŞU.S 5. BÖLÜM YAŞATMAK İÇİN ÖLDÜRMEKU.S 6. BÖLÜM ATEŞU.S 7. BÖLÜM SİLAHU.S 8. BÖLÜM İKNAU.S 9. BÖLÜM İNATÇIU.S 10. BÖLÜM HAİNU.S 11. BÖLÜM BEKLENMEYEN KİŞİLİKU.S 12. BÖLÜM TANINMAZ HALU.S 13. BÖLÜM TÜRKİYE GELMEYECEKU.S 14. BÖLÜM AY YILDIZU.S 15. BÖLÜM ŞEHİT EMRİU.S 16. BÖLÜM ZEHİRU.S 17. BÖLÜM KABUSLARU.S 18. BÖLÜM BIRAKMAMU.S 19. BÖLÜM MESAFEU.S 20. BÖLÜM KIRGINU.S 21. BÖLÜM AKREP VE ASLANU.S 22. BÖLÜM LOJMAN BASKINIU.S 23. GÖĞSÜMÜ SIKIŞTIRAN KADINU.S 24. BÖLÜM KALBİYLE SAVAŞMAKU.S 25. BÖLÜM SANA KAYBEDİYORUMU.S 26. BÖLÜM RUH İKİZİU.S 27. BÖLÜM KURŞUNU.S 28. BÖLÜM NİŞANLISIYIMU.S 29. BÖLÜM BANA GEÇ KALDINU.S 30. BÖLÜM HOŞUMA GİDİYORSUNU.S 31. BÖLÜM SALDIRIU.S 32. BÖLÜM ÖPÜCÜKU.S DUYURUU.S 33. BÖLÜM PERDEU.S 34. BÖLÜM DUDAKLAR VE PARFÜMU.S DUYURUU.S 35. BÖLÜM OYUNU.S 36. BÖLÜM KÜÇÜK DÜŞÜRMEKU.S 37. BÖLÜM ŞEHİTU.S 38. BÖLÜM KANLA SÜSLENMİŞ AY YILDIZU.S DUYURUU.S 39. BÖLÜM AŞIK ATIŞMASIU.S 40. BÖLÜM SEVDİĞİM KADINU.S 41. BÖLÜM SARE’DEN TUNA’YAU.S 42. BÖLÜM DEKOLTEU.S DUYURU VE ALINTIU.S 43. BÖLÜM SENİ YAŞAMAK İSTİYORUMU.S 44. BÖLÜM FRAGMANIU.S 44. BÖLÜM YALANINI ÖPEYİM SENİNU.S 45. BÖLÜM FRAGMANIU.S 45. BÖLÜM KISMEN SEVGİLİMU.S 46. BÖLÜM TELLİ TURNAU.S 47. BÖLÜM FRAGMANIU.S 47. BÖLÜM ÇOCUKLUKU.S 48. BÖLÜM FRAGMANIU.S 48. BÖLÜM TAKİPU.S 49. BÖLÜM FRAGMANIU.S 49. BÖLÜM VİDEO KAYDIU.S 50. BÖLÜM SENİ KENDİME SAKLIYORUMU.S 51. BÖLÜM FRAGMANIU.S 51. BÖLÜM ALYAU.S DUYURUU.S 52. BÖLÜM FRAGMANIU.S 52. BÖLÜM KOALAU.S ÖNEMLİ ACİL DUYURU ‼️‼️‼️U.S 54. BÖLÜM FRAGMANIU.S 55. BÖLÜM FRAGMANIU.S 53. BÖLÜM MANGALU.S 54. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 54. BÖLÜM TEST SONUÇLARIU.S 55. BÖLÜM MADURU.S 56. BÖLÜM KARIM DİYECEĞİM TEK KADINU.S 57. BÖLÜM FRAGMANIU.S 58. BÖLÜM FRAGMANIU.S 59. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 57. BÖLÜM ASKERİNE VEDA ETU.S DUYURU ACİL‼️U.S 58. BÖLÜM KISMEN BARIŞTIKU.S 59. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 59. BÖLÜM KISKANÇLIKU.S ACİL DUYURUU.S 60. BÖLÜM KİŞİLİK ÇATIŞMASIU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S ACİL DUYURU🥺‼️U.S 61. BÖLÜM FRAGMANIU.S 61. BÖLÜM MİSAFİRU.S 62. BÖLÜM FRAGMANIU.S 62. BÖLÜM İSTANBULU.S ACİL DUYURUU.S 63. BÖLÜM GEÇMİŞ
Hikayeyi Paylaş
Loading...