60. Bölüm

U.S 49. BÖLÜM VİDEO KAYDI

Esma Gül
sidelyacicegi

BU BÖLÜMÜMÜZÜN HEDEFİ 200 OKUNMA, 65 OY VE 260 YORUM, SINIR TAMAMLANDIĞINDA YENİ BÖLÜM HER AKŞAM 21:00-22:00 ARASI MUTLAKA GELECEKTİR🫶🏻🫀

ALLAH AŞKINA RİCA EDİYORUM 200 ÜSTÜ OKUNUYOR BİZ SINIRI DOLDURMAK İÇİN NEREDEYSE OY DİLENİR HALDEYİZ. LÜTFEN OKUYORSUNUZ EN AZINDAN SAATLERCE EMEĞİME RAĞMEN SADECE BİR YILDIZA BASIN LÜTFEN, BURADA BU HİKAYEYİ MERAKLA TAKİP EDEN SINIRI DOLDURMAK İÇİN CANLA BAŞLA MÜCADELE EDEN OKURLARIM VAR. EN AZINDAN EMEĞİMİZİN HATRINA OKUYUP GEÇMEYİN BALLARIM🫶🏻🫀

SİZİ SEVİYORUM LÜTFEN AZ ÇOK DEMEYELİM BOŞ GEÇMEYELİM. İLERİDE KİTAP OLMASINI İSTEDİĞİM HAYALLERİME DESTEK OLUN🫶🏻🥺

BURADAKİ İLK HEDEFİM 50 K OKUNMA VE 3 K OY’A ULAŞMAK LÜTFEN BANA YARDIMCI OLUN BEBEKLERİM🥺🥲🥰

DİKKAT ‼️‼️‼️‼️
BU BÖLÜMDE SİZİ ÜZECEK SAHNELER OLABİLİR. ELBETTE KİTAPPAD KURALLARINA RİVAYET EDEREK YAZILMIŞ OLUP DETAYA İNİLMEMİŞTİR🫶🏻🥲

BU BÖLÜM, KENDİSİNİ YENİ BÖLÜM İÇİN ADAYAN VE ÇABALAYAN OKURLARIMA GELSİN.

BÖLÜMÜ DÜZENLEMEYE VAKTİM OLMADI. İŞ EVRAKLARIMI TAMAMLAMAKLA UĞRAŞIYORDUM. HATALAR VARSA AFFOLA BEBEKKOLARIM🥰🥰💜

Gerginlikle direksiyonu sıkıp, gazı kökledim. Ben hız yapınca oda hız yapmıştı. Beynim beni aylar öncesine götürdü. Yine araba kullanıyordum ve yine takip ediliyordum. Bu sefer kendi canımdan öte İmrem vardı. Bana yaşattıklarını ona yaşatmalarından korkarak gaza daha fazla bastım.

 

“İmre, arka koltuktan çantamı alıp içinden telefonumu çıkarır mısın?” İmre titreyen elleriyle çantaya uzandığında, gaza daha fazla yüklenmiştim.

 

“Bunlar teroristler değil mi? Senin için buradalar” İmre korkuyla bana baktı.

 

“Telefonumun şifresini biliyorsun gir. Tuna ne olur ne olmaz diye giderken Yavuz abinin numarasını verdi. Onu arayalım.” Tuna arabasına bineceği sırada aklına bir şey gelmiş gibi aceleyle yanıma gelip, telefonumu almıştı. Babasının numarasını yazıp kaydettiğinde bana ne olursa olsun en küçük şüphende bile ara demişti. Telefon bir çalışında açılmamıştı. Yeniden arıyorduk.

YAZARIN KALEMİNDEN

“Yavuz Albayın telefonu çalıyor. Biri onu ısrarla arıyor.” Kapıdaki askerler odadan gelen sese dikkat kesilmişti.

 

“Önemli olabilir. Ama Yavuz Albay toplantıda” Askerler kuşkuyla birbirine baktı.

 

“Ben telefonu alıp, Yavuz Albaya götüreceğim. Ne olur ne olmaz içim rahat etmedi. Azarlayacaksa da azarlasın.” Asker odaya girerek telefonu masadan aldı. Ekran da yazan isimle aceleyle toplantı odasına koştu.

 

“Necati Komutanım, Yavuz Albayımın telefonu ısrarla çalıyor önemli olmalı” Necati hızla telefonu alarak ekrandaki ismi görmesiyle kapıyı tıkladı.

 

“Gel” Yavuz Albayın sesi sert ve netti.

 

“Komutanım, Sare hanım ısrarla sizi arıyor.” Yavuz Albay hızla telefonu eline alarak ekrandaki ‘Sare kızım’ yazısına endişeyle baktı. Toplantı odasından çıkarak hızla telefonu kulağına götürdü.

 

“Sare kızım?” Sare’nin, Yavuz Albayın sesini duymasıyla alnındaki terler hızını kesmiş gibiydi.

 

“Yavuz abi kusura bakma rahatsız ediyorum. Tuna numaranızı vermişti. Acil bir durum olursa mutlaka ara diye, Yavuz abi, biz merkeze gidiyorduk. Yola çıktığımızdan beri, biri bizi takip ediyor. Korkuyorum yeniden aynı şeyi yaşamak istemiyorum. Lütfen yardım edin.” Yavuz Albay korkuyla konuştu.

 

“Tamam, sen hemen bana konumunu at kızım, ben hemen geleceğim.” İmre konumu titreyen ellerle Yavuz Albaya yolladığında Sare’de titreyen sesiyle teşekkür etmişti.

 

“Hemen bir tim çıkartın. Başlarında ben olacağım!” Askerler hızla ilerlerken, Necati gerginlikle konuştu.

 

“Komutanım siz gelmeseniz. Biz alır gelirdik.” Yavuz Albay silahını hazırlarken, keskin gözlerini askerine dikti.

 

“Oğlumun emanetinin güvenliğinden ben sorumluyum. Acele edin!” Yavuz Albay ve askerler hızla karargahın çıkışına yöneldiğinde hepsi hızla askeri araca binmişti.

 

‘Baba, içimde bir sıkıntı var. Sen, Sare’ye göz kulak ol olur mu?’ Oğlunun sözleri kulağında çınlamıştı.

 

‘Bak benim sizden başka ailem yok. Onu sadece sana emanet edebilirim. Sen varken gözüm arkada değil.’ Askeri araç yolda hızla ilerlerken Yavuz Albay gerginlikle yolu izliyordu.

 

‘Baba, ona bir şey olmasına izin verme. Yaşamak için tek sebebim, onu seviyorum.’ Oğlu ilk defa babasına açık olmuştu. Tüm şeffaflığıyla babasına içini açmıştı. Onu pişman etmek istemiyordu.

 

“Yaklaştılar iki araba oldu, bunlar Sare!” İmre korkuyla bağırdığında Sare’nin tüm uzuvları uyuşmuştu. Gözleri kararmaya ve nabzı hızlanmaya başlamıştı. Başı sallanıyordu. Yol bulanıktı. Bedeni korkuyla ve geçmişin anılarla sarsıldığında başı direksiyona düşmüştü.

SİREL

“Sare!” Başımda İmre’nin sesini duyduğumda, eli direksiyondaydı. Hızla başımı kaldırıp ona baktım.

 

“Sakin ol!” İmre bana dehşetle baktı. Hemen gazı kökleyip hızlanmaya devam ettim.

 

“Araba çok hızlı, kaza yapacağız.” Şuanda mantıklı olan bir şeyler düşünmek zorundaydım. İmre’yi korumam gerekiyordu.

 

“Bak şimdi bunlar ikiye ayrıldı. Biri önümüzü kesecek ve tam ortalarında kalacağız. Hızlanacağım ve aniden duracağım. İkimiz hızla inip ormana kaçacağız. En azından Yavuz Albay ve timi gelene kadar onları oyalamış oluruz.” İmre şok içinde bana baktı.

 

“Sirel?” Şimdi bunun sırası kesinlikle değildi.

 

“Bak Sare şuanda onlarla mücadele edemez. Çünkü beynimde Baver’in bizi kaçırdığı anılar canlanıp duruyor. Bizi koruyabilmek için lütfen dediğimi yap!” İmre hızla başını salladığında gaza inanılmaz derece de fazla yüklendim. Allahtan yerdeki karlar erimişti. Altımda ultura lüks bir araç vardı. Bana yetişmeleri mümkün değildi. Ama böyle ilerleyemezdik aniden nereden çıkacakları belli olmazdı.

 

“Hazırsan başlıyoruz.” İmre kararlıkla başını salladığında, bu kızın korkusuz tarafını sevdiğimi farkettim. Gerçi ben hep İmre’yi severdim. O benim zaafımdı. Ona bir şey olmasına asla izin veremezdim.

 

Arabaya yerden hızla kaydığında, lastikler acıyla inliyordu. Onları ardımızda bırakmıştık. Ama yetişmeleri uzun sürmezdi. Arabayı büyük bir güçlükle durdurğumda öne savrulmuştuk. Araba durur durmaz ikimiz de emniyet kemerlerimizi çözerek el ele tutuşarak ormana doğru ilerledik.

 

“Bak dövüşmem gerekirse, sakın durma kaç!” İmre bana panikle baktı.

 

“Asla seni burada bırakmam!” Bende sana zarar gelmesine izin veremem.

 

“Şuan pazarlık yapacak durumda değiliz. Peşimizdeler İmre!” Hızla çamurla bulanmış yere basarak koştuğumuzda az ileriden gelen silah sesiyle korkuyla kaçtık.

 

“İmre koş” İmre başını olumsuz anlamda salladığında ona doğru gidip belinden tutarak ittirdim.

 

“Ben onları oyalayacağım. Unuttun mu beni abim yetiştirdi.” İmre’ye güven verircesine gülümsediğimde başını sallamıştı. İmre gözden kaybolduğunda bir ağacın arkasına yaslandım. Teroristin ayak seslerini duyabiliyordum. İçimdeki Lia, benim korkuyla nabzımı yükseltmeye devam ediyordu. Şuan ondan nefret etmeye vaktim yoktu.

 

“Neredesin ufaklık?” Teroristin sesini duyduğumda tüm hücrelerim nefretle doldu. Bana biraz daha yaklaştığında, silahı tutan elini havaya kaldırıp büktüm. Karnına dizimi geçirdiğinde acıyla inlemişti. Yumruk savurarak yere düşürdüm. Tekmemi yüzüne geçirdiğimde adam yere yığılmıştı. Onun arkasından bir kaç adamı da yere serdiğimde vücudum yavaş yavaş yorulmaya başlıyordu. Hızla İmre’nin gittiği yöne doğru koştum. İmre çığlık attığında nabzım dehşet şekilde sarsılmıştı.

 

“Güzellik, sende kimsin.” İmre eline aldığı sopayı teroriste savuruyordu. Terorist iğrenç sırıtışını sergilediğinde midem bulanmıştı. Arkasından yaklaşarak hiç kendimi yormadan yerdeki taşı kafasına geçirdim. İmre’ye elimi uzatarak birlikte yeniden koştuğumuzda, ormanın yokuşlu kısmına gelmiştik. Sert ve kaya gibi taşlardan oluşuyordu. Arkamızda silah sesi duyduğumuzda, aşağıya inmeye başladık. Yokuş dikti ve yerler çamur olduğu için ayakkabılarımız kayıyordu. İmre’nin ayağı kaydığında el ele tutuştuğumuz için birlikte aşağıya doğru hızlı ve güçlü bir şekilde yuvarlanmaya başladık. Bedenime batan taşların acısını her zerremde hissedebiliyordum. Karnım sert bir taşa çarptığında savrulup, sağa doğru düştüm. Başımın altındaki sert taş başımı delip geçmiş gibiydi.

 

“Sare!” Gözlerim kararmak üzereydi. Vücudum titriyordu. İmre’nin topallayarak geldiğini hayal meyal görmüştüm.

 

“Sirel, lütfen dayan, sen güçlüsün. Lütfen dayan yalvarırım.” İmre başımı ellerinin arasına aldığında eline bulaşan sıvıyı görmüştüm.

 

“Kaç” Sesim fısıltı şeklinde çıkmıştı.

 

“Hayır, öleceksek birlikte öleceğiz.” Ayak sesleri daha da yakından duyulmaya başladı. İmre’nin koluna tutunarak doğrulmaya çalıştım. En azından o yaşamalıydı.

 

“Acele et geliyorlar.” Beni kaldırdığında karnıma korkunç bir ağrı girdi.

 

“Hadi İmre önden git. Ben onları oyalayacağım.” İmre itiraz eder gibi olduğunda ona yalvaran gözlerle baktım.

 

“Hadi git.” İmre, ilerlerken bende onun arkasından ilerledim. Ağacın ardında durduğumda, yaklaşan ayak sesleri artık dibimden geliyordu. Az daha yaklaştığında, tekmemi güçlükle, malum bölgesine geçirip yüzüne ayağımla sertçe basmıştım.

 

Gelen teroristleri İmre’den uzak tutmam lazımdı. Ama artık gücüm yavaş yavaş tükeniyordu. Bu dövdüğüm kaçıncı adamdı bilmiyordum. Karnıma korkunç bir tekme yediğimde nefesim kesilir gibi olmuştu. Geriye doğru yalpalayarak düşmüştüm. Doğrulacak gücü kendimde bulamadım. Ama şimdi mutluydum. Çünkü İmre uzaklaşmıştı.

 

“Küçük fare, ne zor çıktın. Tam 13 adamımı yere serdin.” Adamın bana yaklaştığını ayak seslerinden anlamıştım. Elleri bedenimi bulduğunda o tanıdık korkuyu iliklerime kadar hissettim. Kalbim sarsılarak atıyor. Bedenim zerzeleye kapılmış gibi titriyordu. Bense hareket edemeyecek kadar acı çekiyordum. Ve başımı vurduğum için artık dünya zihnimde dönüyordu. Adamın ağzını boynumda hissettiğimde çırpınmaya başladım. Orası Tuna’ya aitti. Ellerimi tutarak çamurlu toprağa bastırdı. Korkuyla hareketlendim ama tüm bedenim acı içinde kıvranıyordu. Daha ileriye gitmeden durdurmak zorundaydım. Ama gözüm kararıyor, başım dönüyor ve gökyüzünden milyonlarca varmış gibi hissediyordum. O sırada üstümdeki ağırlığın yere yığıldığını anladığımda, İmre’nin, adamın başına elindeki taşla 3 kez vurduğunu gördüm.

 

“Hadi Sare” Beni kaldırmaya çalışıyordu. Güçlükle kaldırmaya çalıştığında, kalkacak gücü kendimde bulamadım.

 

“Gitmeliydin.” İmre ağlayarak konuştu.

 

“Asla, seni asla bırakmam.” Omzunun altında yavaş yavaş ilerliyorduk. Gözüm kararmaya başladığında bir ayağım yere çökmüştü. Vücudum titriyordu. Tüm kişilikler aynı anda zihnimde canlandığında, kendime veda ediyor gibiydim. İmre’yi korumam gerekiyordu. Ama zemin ayaklarımın altından kaydı. Sanki yer yarılmış ve büyük bir patlama oluşmuş gibi büyük bir gürültüyle kulaklarım çınlamaya başlamıştı. İmre’ye doğru yığıldığımda resmen dünyam kararmış gibiydi.

YAZARIN KALEMİNDEN

“Sare hayır, şimdi değil. Lütfen bana bunu yapma.” İmre çaresizlikle kollarına yarı baygın yığılan Sare’yi kendisine sardı. İkisininde vücudu titriyordu.

 

“Bizim vahşi kelebekler buradaymış.” Bir kadın sesiyle birlikte etrafları terorist kaynadığında, İmre, Sare’yi korkuyla daha da sıkı sardı.

 

“Tuna” Sare sayıklıyordu.

 

“Ovvv, ne büyük bir aşk, gözlerim yaşardı.” İmre, Sare’nin başını göğsüne yaslamıştı. Bir eli onun yanaklarındaydı. Diğer elini ise beline sarmıştı.

 

“Alın şu kızı!” Kadın bağırdığında teroristler Sare’ye doğru adımlamıştı. Sare yarı baygın olduğundan etrafını kavrayamayacak kadar güçsüzdü.

 

“Hayır, hayır, yapmayın. Hiç mi vicdanınız yok!” İmre kollarını sıkıca Sare’ye sardı.

 

“Vicdan mı?” Kadın gülmüştü.

 

“Baver’i öldürürken, Tuna vicdan yaptı mı?” İmre sert çehresini kadına yöneltti.

 

“Pisliğiniz geberdi diye mi bu kadar çok kudurdunuz!” İmre’nin sözleriyle kadın deliye dönmüştü.

 

“Rojin’in selamı var. Rojin dedi ki, benim sevgilimi öldüren Komutana güzel bir acı bırak. Sevdiği kadına bir sürü erkeğin tecavüz ettiğini öğrendiğinde, ve bunu izlerken çekeceği acıyı izlemeyi çok isterdik.” İmre dehşetle başını salladı.

 

“Hayır, hayır, hayır ona dokunamazsınız!” Sıkıca kolalarını Sare’ye sarmaya devam etti. Titriyordu.

 

“Alın şu kızı!” Kadın emir verir vermez. Teroristler harekete geçmişti.

 

“Hayır, yapma. Bana yap, ne yapacaksan bana yap. Ne olur ona dokunma.” İmre yalvararak onu elinden almaya çalışan teroriste bakıyordu.

 

“Merak etme onunla işimiz bittiğinde, senin içinde bir şeyler düşünürüm. Onu yaşatmayacağım. Ama seni yaşatacağım. Tuna’ya bunu iletirsen sevinirim. Video’yu hazırla.” İmre, kollarındaki kardeşini almamaları için çırpındıysa da teroristin biri onu saçlarından tutarak geriye çekmişti.

 

“Tuna” Terorist, Sare’yi kucağına aldığında, Sare’nin sayıkladığı tek isim Tuna’ydı.

 

“Yapma ne olur yapma.” İmre ağlayarak kendisini tutan teroristten kurtulmaya çalışıyordu.

 

“Lütfen bana yap. Ona yapma lütfen!” Çığlık çığlığa kurtulmak için bağırıyordu. Terorist, İmre’yi tutmakta zorlanıyordu.

 

Terorist, Sare’yi kucağından yere indirdiğinde, Sare’nin başı İmre’ye dönük gözü kapalıydı. Hareketsiz yerde yatıyordu.

 

“Bırak beni!” İmre acıyla çırpınırken, Sare’nin başındaki terorist kıyafetlerini çıkartmaya başlamıştı.

 

“Acele et. Hemen bitir şu işi, sende video’yu doğru düzgün çek. Hiçbir detayı atlama.” Adam yavaş yavaş tüm kıyafetlerinden kurtulduğunda, çırılçıplaktı. Sare’ye doğru eğilerek üzerindekileri çıkarmaya başladı.

 

Bir silah sesi duyuldu.

 

Büyük bir gürültüyle yankı bulmuştu.

 

Ardından sert bir emir sesi.

 

Yavuz Albay, Sare’nin kıyafetlerini çıkartan teroristin alnında koca bir delik açmıştı.

 

“Kadın, haricinde hepsini gebertin!” Teroristlerin kaçacak yeri yoktu. Çünkü çoktan etrafı çevrilmişti. Yuvarlak şeklinde duran teroristler, Türk askerine av olduklarını hala idrak edememişlerdi. Ettiklerinde ise vücutlarında kuvvetli bir acı hissediyorlardı. Sare ve İmre’nin çevresindeki teroristler temizlendiğinde, İmre aceleyle Sare’ye koştu. Başını kollarının arasına alarak onu saklamaya çalıştı.

 

“Geldiler Sare, kurtulduk.” İmre, Sare’yi o kadar sıkı tutuyordu ki ellerinden kaçıp gidecekmiş gibiydi.

 

“Kızlara yaklaştırma şu itleri Kemal!” Yavuz Albayın sert sesi Kemal’in gerilmesine neden olmuştu.

 

Teroristler temizlendiğinde geriye sadece kadın kalmıştı. Korkuyla Albay’a baktı.

 

“At silahını” Albay dişlerinin arasından konuştu.

 

“Asla” Kadın hızlı davranarak Albayı vuracağı esnada, Yavuz Albayın daha hızlı olabileceğini aklından çıkarmıştı. Yavuz Albay, kadının silahı ateşlenmeden saniyeler içinde 4 kurşunu kadının vücuduna sıkmıştı. Kadının elindeki silah yere düştüğünde bir süre sonra yere yığılmıştı.

 

“Sare kızım” Yavuz Albay endişeyle Sare’nin yanına gelmişti.

 

“Başınu vurdu kanıyor. Hastaneye götürürsek onu tedavi ederim.” Yavuz Albay hızla doğrularak askerine emir verdi.

 

“Sare’yi al, hızlı bir şekilde hastaneye gidin hemen, arkanızdan geliyor olacağım.” Necati, Sare’yi kucağına aldığında Sare yeniden sayıklamıştı.

 

“Tuna” Yavuz Albay, hüzünlü bir ifade ile Sare’ye baktığında içi gitmişti.

                             🪖

“Tuna, biraz ye, böyle olmaz bak. Dönüş yolundayız ama her an pusu olabilir. Direncimizi kaybetmememiz gerek.” Ömer Üsteğmen, endişeyle sormuştu. Tuna Yüzbaşı ise ağır ağır bakışlarını ona çevirdi.

 

“Ömer, boğazımda bir yumru var kardeşim, içim bir tuhaf, bir şey oldu hissediyorum.” Tuna Yüzbaşı yaslandığı kayaya gerginlikle sırtını bastırdı. Dinlenmek için ara vermişlerdi. Gözlerini ellerine çevirip elleriyle oyalandı.

 

“Yavuz Albay var. Bir şey olmasına izin vermez.” Tuna Yüzbaşı başını iki yana salladı.

 

“Bir şey oldu Ömer, gerçekten oldu hissediyorum, böyle kalbim hızlı hızlı atıyor. Şuraya ayak bastığım günden beri var bu sıkıntı.” Ömer Üsteğmen başını salladı. Düşünceli bir ifadeyle baktı.

 

“Telsizden” Tuna Yüzbaşı, Ömer Üsteğmenin sözünü kesmişti.

 

“Yavuz Albay, bir şey olduysa bile, görev başındayken asla cevap vermez.” Tuna Yüzbaşı gerginlikle yüzünü ovaladı.

 

“Dua edelim. Allah büyüktür. Rabbim kirli ellere fırsat vermesin.” Tuna Yüzbaşı, amin deyip başını yere eğmişti.

İMRE

“Haze hanım bugün izinde” Şuan da hiçbiri benim için önem arz etmiyordu.

 

“Ben doktorum, yakında bu hastanede çalışmaya başlayacağım. Ben tedavi ederim.” Sare’yi sedyeye yatırdığımızda, titreyerek vücuduna baktım. Elim ayağım doktorluk yaptığımdan bu yana ilk defa bu denli titriyordu. Karnını sıyırıp baktığımda, etinin çürüdüğünü gördüm mosmordu. Ensesinden akan sıvıya ellerim titreyerek dokundum. Doktorluk hayatım boyunca çok hastam olmuştu. Ama insanın yakınını bu halde görmesi insanı mahfediyordu.

 

“Bir kaç film çekeceğiz. Kaburgalarının kırılıp kırılmadığına bakacağım. Acilen bana yardımcı olabilir misiniz?” Ellerimin titremesini geçirmek için bir kaç saniye bekledim. Ardından kardeş İmre değil, doktor İmre olmuştum.

İKİ GÜN SONRA

“Arkana yastığı da koyalım, bebeğim.” İmre, Sare’nin sırtına yastığı koyarak, doğrulmasını sağladı. Yaşanan olaydan sonra bugün Sare, taburcu olmuştu.

 

“İmre, ben pırasa yemem.” İmre sert çehresini Sare’ye dikti.

 

“Çorbayı içirdim. Şimdi sıra bunda, itiraz etme.” Sare istemese de İmre’nin ağzına tuttuğu pırasayı yemek zorunda kalmıştı.

 

“Yavuz abinin dediği gibi, Tuna gelirse söylemek yok.” Sare, hastaneden çıktıklarından beri durmadan İmre’yi uyarıyordu.

 

“Neden söylemiyoruz onu da anlamadım. Tuna’nın bilmeye hakkı var.” Sare başını iki yana salladı. Zihnine düşen görüntüleri hatırladığında, Yavuz Albay’a bir kez daha hak verdi.

SARE TABURCU OLMADAN ÖNCESİ

SARE LİA SARUHAN

“Sare kızım, nasıl oldun?” Gülümseyerek Yavuz abiye baktım. Bizi vaktinde kurtarmasalardı neler olacağını tahmin bile etmek istemiyordum.

 

“İyiyim Yavuz abi” Gülümseyerek bana adımladı. Bana uzattığı çiçekleri aldım.

 

“Seninle mühim bir konu konuşmaya geldim kızım.” Yüzü ciddileştiğinde ansızın gerilmeye başladım.

 

“Tuna, bugün yarın gelir. Ben bu olaydan Tuna’ya bahsetmeni istemiyorum kızım, çünkü benim oğlan seni çok seviyor. Sende onu seviyorsun farkındayım, eğer bunu duyarsa yerinde durmaz. İntikam peşinde koşar. Biz askeriz kızım, biz intikam peşinde koşmayız. Bizim tek gayemiz Vatandır. Demem o ki, Tuna’nın sinirden mesleğini riske atacak bir şey yapmasından çekiniyorum. İleriye giderse meslekten ihraç edilmeye kadar gider. Yüzbaşı olana kadar çok çabaladı.” Yüzüm istemsiz düşmüştü. Ona yalan söylemek istemiyordum. Ama benim yüzümden mesleğini riske atmasını da istemiyordum.

 

“Siz nasıl uygun gördüyseniz ben ona uyarım Yavuz abi” Yavuz abi gülümseyerek başını salladı.

 

“Senden bunu istediğim için üzgünüm, ama oğlumu iyi tanıyorum.” Başımı sallayıp yanıt verdim.

 

“Sorun yok, zaten ben iyileştim sayılır.” Hüzünle bana baktı.

 

“Ahh be kızım, bir gün yüzünü çok gördüler. Umarım geleceğin güzel olur. Ben karargaha döneceğim. Bir şey olursa yine beni ara” Başımı sallayıp gülümsedim.

 

“Tabi ararım.” Yavuz Albay arkasına döndü ve kapıyı açtı. Dışarıya çıkmıştı.

YAZARIN KALEMİNDEN

Karasu timi, Binbaşı Cemil’i taşıyan helikopter karargaha indiğinde, hepsi teker teker helikoperden inmişlerdi. Tuna Yüzbaşı ve Karasu timi kendilerini karşılayan Yavuz Albay’a selam durarak hazırola geçmişlerdi.

 

“Afferim evlatlar, yiğidimizi bırakmadınız.“

 

“Sağ ol!” Hep bir ağızdan konuştuklarında Yavuz Albay’ın gözleri Tuna Yüzbaşı’nın üzerinde oyalandı.

 

“Binbaşıyı hemen hastaneye götürün.” Askeri araçla birlikte Binbaşı Cemil, yola çıkmak üzere askerlerle birlikte karargahın çıkışına ilerlediler.

 

“Komutanım, gittiğimizde orada Ahad yoktu. Ama 36 teroristi etkisiz hale getirdik.” Yavuz Albay gururla evlatlarına baktı.

 

“Helal olsun size kurtlar, siz var olduğunuz sürece, bu millet bu Vatan var olmaya devam edecek. Tebrik ederim.” Karasu timi hazırolda iken yeniden hep bir ağızdan konuştu.

 

“Sağ olun Komutanım!” Ardından Yavuz Albay yeniden konuştu.

 

“Had gidin biraz dinlenin. Tuna sen kal.” Karasu timi karargahın çıkışına ilerlerken, Tuna Yüzbaşı, Yavuz Albay’a ilerledi.

 

“Aksilik yok değil mi baba?” Yavuz Albay’ın yüzü istemsiz bir şekilde gerilmişti.

 

“Ne gibi oğlum?” Tuna Yüzbaşı sabırsız bir ifadeyle baktı.

 

“Sare, iyi mi?” Yavuz Albay yutkunarak oğluna baktı. Bir şey belli etmemeye çalışıyordu.

 

“İyi bir şey olmadı. Beni aramadığına göre her şey yolunda.” Tuna Yüzbaşı emin olamayarak babasına baktı.

 

“Baba, içimde bir sıkıntı var demiştim, sözlerine karşılık rahatlamam gerekiyordu. Ama nedense rahatlamadım. Bilmem gereken bir şey var mı?” Yavuz Albay sert çehresini oğluna yöneltti.

 

“Bilmen gereken bir şey olsaydı bunu söylerdim. Bir sıkıntı yok. Kuruntu yapma. Hadi git gör rahatla.” Tuna Yüzbaşı içindeki sıkıntıyı bir türlü atamıyordu. Eve gidip üstünü değiştirmek yerine direkt askeri araca binerek köye doğru ilerlemesini istedi. İçi içini yiyordu. Başına giren ağrı kendisini mahvediyordu.

 

Köye geldiğinde, hızla askeri araçtan indi. Sare’nin kapısına geldiğinde, o tanıdık yüze ve içine çekip alışkanlık kazandığı kokuya bir an önce ulaşmak istiyordu.

BÖLÜM SONU

 

 

Bölüm : 30.12.2024 21:02 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Esma Gül / UZAKTAKİ SES / U.S 49. BÖLÜM VİDEO KAYDI
Esma Gül
UZAKTAKİ SES

75.04k Okunma

6.34k Oy

0 Takip
92
Bölümlü Kitap
TANITIMBİR HAYAL UĞRUNAÇOCUK İSTİSMARIU.S DUYURUSUÇLULUKU.S 4. BÖLÜM DİKİŞU.S 5. BÖLÜM YAŞATMAK İÇİN ÖLDÜRMEKU.S 6. BÖLÜM ATEŞU.S 7. BÖLÜM SİLAHU.S 8. BÖLÜM İKNAU.S 9. BÖLÜM İNATÇIU.S 10. BÖLÜM HAİNU.S 11. BÖLÜM BEKLENMEYEN KİŞİLİKU.S 12. BÖLÜM TANINMAZ HALU.S 13. BÖLÜM TÜRKİYE GELMEYECEKU.S 14. BÖLÜM AY YILDIZU.S 15. BÖLÜM ŞEHİT EMRİU.S 16. BÖLÜM ZEHİRU.S 17. BÖLÜM KABUSLARU.S 18. BÖLÜM BIRAKMAMU.S 19. BÖLÜM MESAFEU.S 20. BÖLÜM KIRGINU.S 21. BÖLÜM AKREP VE ASLANU.S 22. BÖLÜM LOJMAN BASKINIU.S 23. GÖĞSÜMÜ SIKIŞTIRAN KADINU.S 24. BÖLÜM KALBİYLE SAVAŞMAKU.S 25. BÖLÜM SANA KAYBEDİYORUMU.S 26. BÖLÜM RUH İKİZİU.S 27. BÖLÜM KURŞUNU.S 28. BÖLÜM NİŞANLISIYIMU.S 29. BÖLÜM BANA GEÇ KALDINU.S 30. BÖLÜM HOŞUMA GİDİYORSUNU.S 31. BÖLÜM SALDIRIU.S 32. BÖLÜM ÖPÜCÜKU.S DUYURUU.S 33. BÖLÜM PERDEU.S 34. BÖLÜM DUDAKLAR VE PARFÜMU.S DUYURUU.S 35. BÖLÜM OYUNU.S 36. BÖLÜM KÜÇÜK DÜŞÜRMEKU.S 37. BÖLÜM ŞEHİTU.S 38. BÖLÜM KANLA SÜSLENMİŞ AY YILDIZU.S DUYURUU.S 39. BÖLÜM AŞIK ATIŞMASIU.S 40. BÖLÜM SEVDİĞİM KADINU.S 41. BÖLÜM SARE’DEN TUNA’YAU.S 42. BÖLÜM DEKOLTEU.S DUYURU VE ALINTIU.S 43. BÖLÜM SENİ YAŞAMAK İSTİYORUMU.S 44. BÖLÜM FRAGMANIU.S 44. BÖLÜM YALANINI ÖPEYİM SENİNU.S 45. BÖLÜM FRAGMANIU.S 45. BÖLÜM KISMEN SEVGİLİMU.S 46. BÖLÜM TELLİ TURNAU.S 47. BÖLÜM FRAGMANIU.S 47. BÖLÜM ÇOCUKLUKU.S 48. BÖLÜM FRAGMANIU.S 48. BÖLÜM TAKİPU.S 49. BÖLÜM FRAGMANIU.S 49. BÖLÜM VİDEO KAYDIU.S 50. BÖLÜM SENİ KENDİME SAKLIYORUMU.S 51. BÖLÜM FRAGMANIU.S 51. BÖLÜM ALYAU.S DUYURUU.S 52. BÖLÜM FRAGMANIU.S 52. BÖLÜM KOALAU.S ÖNEMLİ ACİL DUYURU ‼️‼️‼️U.S 54. BÖLÜM FRAGMANIU.S 55. BÖLÜM FRAGMANIU.S 53. BÖLÜM MANGALU.S 54. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 54. BÖLÜM TEST SONUÇLARIU.S 55. BÖLÜM MADURU.S 56. BÖLÜM KARIM DİYECEĞİM TEK KADINU.S 57. BÖLÜM FRAGMANIU.S 58. BÖLÜM FRAGMANIU.S 59. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 57. BÖLÜM ASKERİNE VEDA ETU.S DUYURU ACİL‼️U.S 58. BÖLÜM KISMEN BARIŞTIKU.S 59. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 59. BÖLÜM KISKANÇLIKU.S ACİL DUYURUU.S 60. BÖLÜM KİŞİLİK ÇATIŞMASIU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S ACİL DUYURU🥺‼️U.S 61. BÖLÜM FRAGMANIU.S 61. BÖLÜM MİSAFİRU.S 62. BÖLÜM FRAGMANIU.S 62. BÖLÜM İSTANBULU.S ACİL DUYURUU.S 63. BÖLÜM GEÇMİŞ
Hikayeyi Paylaş
Loading...