SINIR DOLMAYINCA ATMAYACAKTIM AMA BUGÜN KANDİL HEPİMİZİ SEVİNDİRMEK İSTEDİM.
BU BÖLÜMÜMÜZÜN HEDEFİ 200 OKUNMA, 70 OY VE 250 YORUM🫶🏻🫀
(BU PRAGRAFI BOŞ YORUM ATMAK İÇİN KULLANABİLİRSİNİZ💜)
OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. BÖLÜM KISA DA OLSA ÇALIŞTIĞIM HALDE SİZE YETİŞTİRMEK İÇİN KENDİMİ ZORLADIM ALT TARAFI 70 OY İSTİYORUM. ÇOK BİR ŞEY DEĞİL. 200 ÜSTÜ OKUNUYOR ZATEN ARALARINDAN 70 İ OY VERSE BİLE YETER. OKUYUP GEÇMENİZ BENİM İÇİN BİR ANLAM İFADE ETMİYOR MALESEF, OY VE YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ANLAM İFADE EDİYOR🥲
YORUMLARDA BÖLÜM HAKKINDA PARAGRAF ARALARINDA BULUŞALIM BEBEKLER🫶🏻🫀
BÖLÜM HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZDIKTAN SONRA LÜTFEN BOŞ YORUM ATARAK SINIRI DOLDURUN😬
BU BÖLÜM SİZE HEDİYEM OLSUN KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN KELEBEKLER💜🥰♥️💕🖤
“Ben 1 yıl önce, soytarı diyeceğim, isimle seslenilmeyi bile hak etmiyor. Neyse nişanlanacaktım. Nişan günü beni halasınun kızıyla aldatmış. Damat odasında Aren yakalamış, yaka paça attı bunu önüme, neye uğradığımı şaşırmıştım.” Artık bu konunun bende yara bırakmadığını bilmek güzel bir histi.
“Şeref yoksunu” Ağzından kaçırdığı sözle elini ağzıyla kapatıp yeniden konuştu.
“Yani, kusura bakma bir anda” Elimi boşver anlamında sallayıp konuştum.
“Aman boşver öyleydi. Sen peki, az önce öyle konuştun. Seninde var belli yaşanmışlığın” Gülerek konuştu.
“Benimki biraz karışık, ikinci yılımıza girecektik, evlenme teklifi ettim. Ailesi asker olduğumdan dolayı kabul etmedi. Evlenme teklifi ettiğim kızda bana şart koştu. Askerliğini bırakırsan bu evlilik olur bırakmazsan olmaz dedi. Bende dedim ki bu ilişkiye başladığımızda da askerdim, madem olmazdı başta niye kabullendin. İşte gel zaman git zaman benden ayrıldı. Bir hafta sonra yanında birini gördüm. Profile koymuş, 1 ay geçti geçmedi nişanlanıp evlendi. Tabi yaşadığım şoku anlatamam. Dedim ne ara sevdin de evlendin. Meğer adam 5 yıldır hayatındaymış, adamı 2 yıldır benimle aldatıyormuş. Ulan dedim Ömer, kendine mi üzüleceksin, adama mı kendime üzülmeye fırsatım olmadı.” Gülerek anlatıyordu. Şimdi anlamıştım. Bu kadar güzel gülmesinin sebebi acısını gizlemekti. Zaten en çok güzel gülenler yara almamış mıydı?
“İyi ki evlilik olmamış, vallahi bir yalanın içinde yaşarmışsın. Bazen olmayanda da bir hayır vardır derler.” Başını sallayarak bana baktı.
“Aynen öyle” Kendi kendinr gülümsüyordu. Hala bu olayı garipsediğine emindim.
“Nerelisin?” Onu tanımak istiyordum.
“Rize sen?” Ağzımı ‘oovv’ şeklinde yapıp, ardından gülerek ona baktım.
“Ne oldu ya?“ O da gülüyordu.
“Karadeniz erkosu” Daha da güldüğünde bende gülmeye devam ettim.
“Ya şu ön yargılardan evde kalacağım.” Kahkaha attığımda o da aynı şekilde kahkaha attı.
“Burcun ne?” Bana bakarak başını iki yana salladı.
“Buna da bir şey bulma aman, akrep” Ağzımı yine ‘ovv’ şeklinde yapıp ona baktım.
“Yav akrep burcu da mı kötü, valla ben burçlardan anlamam. Bizim Ahmet söyledi. Bende kendimi akrep sanıyorum. Öyleymiş.” Daha fazla güldüm. O da eşlik etti.
“Hem karadeniz erkosu hem de akrep burcu, daha ne olsun.” Gülerek söylendiğimde, kalbini tutarak bana baktı.
“Bir Türk askerinin kalbini kırıyorsunuz hanımefendi.” Gülüşümü bastırmaya çalışıyordum.
“Eyvah, yoksa tutuklanacak mıyım?” Güldüğünde bende güldüm. Aman çenem ağrımıştı.
“O işi biz yapmıyoruz.” Elini kalbinden çekip cebine yerleştirdi.
“Seninki ne?” Ona bakarak cevapladım.
“Başak” Gözleri fal taşı gibi açıldı.
“Aman aman Ahmet’in en sevmediği burç, başak burcunu duyunca ortamı terk ediyo çocuk” Gülerek ona baktım.
“Aaa, sakın söyleme.” Gülerek bana baktı.
“Nerelisin?” Dudaklarımı gülmemek için bastırdım. Ve konuşmaya başladım.
“İzmirliyim” Başını salladı.
“İzmir güzeldir, acemi birliğimi orda yapmıştım.” Ya, keşke o zaman tanışsaydık demek istedim.
“Evet, yazları oraya gidiyorum.” Ansızın bedenime bir üşüme geldiğinde hırkama sarıldım. Hava sabahtan güneşliydi bende mont almak istememiştim. Ama akşam buz kesmişti. Yanımda hareketlenme olduğunda kalkacağımızı sanarak ayaklandım. Daha sonra Ömer ceketini bana uzattığında, şaşkınlıkla ona baktım.
“Biraz daha kalalım dersen ceketi giy, yok gidelim dersen, arabaya geçelim.” Hayranlıkla bana uzattığı cekete baktım. Nedense biraz daha onunla vakit geçirmek istiyordum.
“Biraz daha kalsak olur mu?” Başını sallayıp ceketi uzattı. Bende içi yünlü ceketi üzerime geçirdim. Parfümünün kokusunu tanımıştım. Aren de bundan kullanıyordu.
“Siz üşürsünüz gidelim isterseniz.” Banka oturup başını iki yana salladı. Üzerinde örme kalın gri bir kazak vardı.
“Valla ne yalan söyleyeyim, uzun zamandır hiç böyle sohbet etmedim. İyi geldi.” Gülümseyerek ona bakıp banka oturdum.
“Bu arada ben siz, bey gibi sözleri pek sevmiyorum. Resmiyete gerek yok. Bana Ömer diye seslenin yeterli.” Başımı sallayarak ona baktım.
“Pekala sende bana aynı şekilde, bu arada gerçekten bugün için teşekkür ederim.” Gülümseyerek bana baktı.
“Teşekküre gerek yok. Yapılması gerekeni yaptım. Lütfen sende bir daha böyle tehlikeli işlere girişme. Dediğim gibi teroristin nereden, kim olarak çıkacağı belli olmaz.” Başımı salladım. Haklıydı.
“Evet kesinlikle bunu bir daha yapmayacağım.” Gülümseyerek ona baktığımda bir süre öylece birbirimize baktık.
SARE LİA SARUHAN
İmre’yi almak için eve geldiğimizde evde olmayışı beni korkutmuştu. Elim ayağım titremeye başlayınca aceleyle İmre’yi aradım.
“İmre, neredesin Allah aşkına?” Sesimde korku, panik ve sinir vardı.
“Ben merkezdeyim, geliyoruz zaten şimdi arabaya bindik.” Şaşkınlıkla kalakaldım.
“Sen kimlesin, kimin arabasına bindin!” Panikten sesim yüksek çıkmıştı.
“Ya bazı hastalarımın dosyalarını kendimle getirmişim. Onları kargoya vermek, ve kargolarımı almak için orada bir kadına, merkeze nasıl gidebilirim dedim. Yola çık elbet bir araba geçer dedi. Bende çıktım işte, Allahtan karargahın önünde Ömer’le karşılaştım. Sağ olsun o beni getirdi.” Şok içinde karşımda beni çatık kaşlarla izleyen Tuna’ya baktım.
“Sen ne diye kadına güvenip tek başına yola çıkıyorsun İmre, daha geçen başımıza ne geldi. Çıldırtma insanı!” Aklımı kaybedecek gibiydim. Ya başına bir şey gelseydi?
“Ya denemek istedim. Gelince azarlasan olmaz mı?” Dedikten hemen sonra bir şey diyemeden telefonu kapattı.
“Biz kışlaya geçelim, ben Ömer’i ararım onu kışlaya getirir. Zaten Ömer’de gelecek.” İçim az da olsa rahatlamıştı.
Araba kışlanın önünde durduğunda buraya gelene kadar tekrarladığım cümleleri yeniden söylemeye başladım.
“Onlara söyle, Ömer’e de söyle, Sare ve İmre’de gelecek de, rahatsız olurlar mı diye söyle tamam mı?” Defalarca dediğim için Tuna oflayarak konuştu.
“Yavrum bak, bir şey demezler zaten, diyeceklerini bilsem söylerim. Ama için rahatlasın diye söyleyeceğim şimdi, yola çıktığımızdan beri tekrarlıyorsun gülüm lütfen, anladım ben bunu” Somurtarak ona baktığımda gülümseyerek kolunu bana uzattı. Hemen koala gibi yapışıp arkasına saklandı.
“İyi nöbetler” Kapıdaki askere seslenmişti. İçeriye girip bir süre ilerledik. Daha sonra Karasu’nun tanıdık sesine şahit oldum.
“Söyle hadi.” Tuna bıkkınlıkla havaya bakıp sabır dilendi.
“Söyleyeceğim.” Onların yanına geldiğimizde Tuna yeniden konuştu.
“Selamun aleyküm beyler, hayırlı akşamlar” Karasu ve tanımadığım bir kaç kadın bize döndüğünde utanarak Tuna’nın arkasına saklandım.
“Sare ve İmre de bize katılacak. Sabahtan beri rahatsız olurlar mı diye soruyor. Olmazsınız değil mi? Söyleyin de içi rahatlasın. Yoksa arkama saklanmaya devam edecek.” Karasu güldüğünde, başımı hafifçe çıkartarak Tuna’ya somurtarak baktım.
“Ya alınıyorum ama Sare, hani biz kankaydık. Senden niye rahatsız olalım.” Başımı hafifçe çıkarıp Ahmet’e gülümseyip elimi salladım.
“Gel kardeşim gel, zaten biz Tuna’ya kendimiz dedik. İsterse Sare kardeşimiz ve arkadaşı da gelsin diye” Murat abi konuştuğunda ona gülümseyerek baktım.
“Yaa gerçekten mi?” Başımı çıkartarak Karasu’ya baktım.
“Yaa gerçekten, hadi arkama koala gibi saklanmayı bırakta gel, seni diğer yengelerle tanıştıralım.” Tuna beni öne doğru çekerek, Karasu’ya doğru ilerletti.
“Merhaba, iyi akşamlar yeniden” Gülümseyerek konuştum.
“Bugün tek yenge sen değilsin Sare” Ahmet muzip bir tavırla konuştu.
“Mehaba canım ben Güliz, Murat’ın karısıyım.” ‘Murat’in karısıyım’ demişti. Acaba bende Tuna’nın karısıyım diyebilecek miydim?
“Memnun oldum bende Sare Lia, Çakırçam ilkokulunun öğretmeniyim.” Gülümseyerek bana sarılınca bende çekinerek sarıldım.
“Ayy biliyorum. Valla bizim evde her gün sen ve Tuna konuşuluyor.” Murat abi öksürerek konuştu.
“Abartma hatun” Karasu güldüğünde bende güldüm.
“Demek Komutanının dedikodusunu yapıyorsun Murat” Tuna Yüzbaşı, gülerek Murat abiye bakıyordu.
“Ayy hasbial ediyoruz işte Tuna, yüklenme kocama” Hepsi güldüğünde, bende gülmüştüm. Bende kocam diyebilecek miydim?
“Bende Esil, Hakan’ın karısıyım.” Sarıldığında bende sarılmıştım.
“Memnun oldum. Bende Sare Lia” Ardından başka bir kadın ayağa kalkmıştı.
“Bende Leyla, Yuşa’nın karısıyım canım” Gülümseyerek sarıldım ve ona da memnun oldum demiştim.
“Bende seçil canım, Mehmet’in karısıyım” Aynı şekilde ona da kendimi tanıtım sarılmıştım.
Tuna yine dirseğimden hafifçe tutup masanın başında duran iki sandalyeden birine oturttu. Yanıma oturduğunda kulağıma fısıldadı.
“Üşüyorsan, sen benim montumu giy, ben içerden kendime alırım.” Gülümseyerek ona baktım.
“Şuan üşümüyorum. Üşürsem söylerim olur mu?” Tuna başını salladığında az daha saçlarımı öpecekti. Daha sonra aniden uzaklaşarak kollarını göğsünde birleştirdi. Ahmet, elbette olayı kaçırmamıştı. Muzip bir ifadeyle bize bakıyordu.
“Ahmet, dön önüne yoksa evine yollarım.” Tuna sahte bir sinirle konuştuğunda, Ahmet hiç takmayarak kahkaha atmıştı.
RESUL DİNDAR - DUMAN ALDİ DAĞLARA
İMRE
Yola çıkalı yarım saat hemen hemen olmuştu. Ömer, şarkı açtığında ona muzip bir ifadeyle baktım.
“Vallahi sessizliği sevmiyorum. Ya konuş ya da müzik açayım.” Başımı sallayarak güldüm.
“Hiç sorun yok.” Ellerini direksiyona vurarak şarkıya eşlik ediyordu. Şuan da gözüme çok çekici görünüyordu.
“Sesin güzelmiş” Bana bakarak güldü.
“Annem benim sesimin güzel olduğunu 13 yaşımda öğrenince beni hemen kurslara yazdırmıştı. Geliştirdik bizde” Başımı sallayarak konuştum.
“Görevde de söylüyor musun?” Başını sallayarak konuştu.
“Bizimkiler salmaz. Canları sıkılır, alırım gitarımı söylerim.” Şaşkınlıkla ona baktım.
“Gitar mı çalıyorsun? Bende çalıyorum. Çok zevkli” Niye şaşırdığımı anlamamıştım.
“Gitarın yanındaysa bir ara birlikte çalarız o zaman” Başımı hızla salladım.
“Yanımda değil ama getirtirim. Çok güzel olur. Biz arkadaşlarla gitar günü yapardık.” Gülerek bana baktı.
“Yapma ya, yenge de biliyor yani” Gülümseyerek yeniden ona baktım.
“Yok Sare’nin çizimi iyidir. Gitar kursuna gitti. 1 hafta sonra ben yapamıyorum diye söylenip gitmedi.” Ömer güldüğünde bende güldüm.
“Aynı Tuna, bir şeyi yapamıyorsa direkt bırakır. Bende ona öğretmek istedim. Bu teller bozuk yoksa ben yapardım diye söylendi. Daha da eline almadı gitarı” İkimizde kahkaha atarak gülmüştük. İkisinin birbirlerini bulmalarına şaşırmamalıydık. Bulmasalar garip olurdu.
“Tencere kapak misali” Başını sallayarak kahkaha attığında, gün boyu gülmekten çenesinin ağrıyıp ağrımadığını düşünmüştüm. Derken anından ciddileşti.
“Biz merkezden çıkarken kontrol noktasından çıktık. Bu ne alaka” Askerlerin oluşturduğu kontrol noktasından bahsediyordu.
“Burada var mıydı gelirken kontrol noktası?” Başımı olumsuz anlamda salladım.
“Ben görmedim” Anında cevapladı.
“Bende görmedim.” Telefonunun ekranını açarak parmağını Tuna’nın numarasının üstünde durdurdu. Kontrol noktasında dururken gerildiğini hissetmiştim.
“İyi akşamlar Komutanım” Başını sallayarak konuştu.
“İyi akşamlar, siz yeni misiniz?” Asker başını sallayıp yeniden konuştu.
“Evet Komutanım, siz geçebilirsiniz” Ömer yeniden arabayı sürmeye başladığında hızlı ilerliyordu. Az öncekinden daha hızlıydı. Tuna’nın telefonunu tuşladığında, bir müddet sonra açmıştı.
“Tuna, Sare yanındaysa çaktırma.” Sesini hoparlöre almıştı.
“Buyur Sercan” Tuna’nın sesine başka zaman olsa gülerdim.
“Merkezden çıkarkenki kontrol noktasından başka, farklı bir kontrol noktası yerleştirildi mi?” Sesi gergin çıkmıştı.
“Bildiğime göre hayır, bir şey mi oldu?“ Tuna panik yapmamaya çalışıyordu.
“O zaman hayırlı olsun kardeşim, nur topu gibi pusumuz oldu. Hatta takip ediliyorum.” Ömer’in cevabından sonra korkuyla ona baktım.
“Geliyoruz.” Tuna konuştuktan sonra Ömer anında cevapladı.
“Yavuz Albay’a iletin kontrol noktasındaki askerler bize desteğe gelsin.” Sesi gergindi. Bende oldukça gerilmiştim.
“Tamamdır, bizde geliyoruz.” Ömer gerginlikle yeniden konuştu.
“Normalde ben hallederim. Ama İmre yanımda” Bana bakıp yeniden yola dönmüştü.
“Sorun yok. İdare et.” Tuna’nın sözünden sonra telefon kapanmıştı.
“Aşağıya eğil, kafanı sakın çıkarma.” Dediğini hemen yaparak aşağıya eğildim.
“Korkmalı mıyım?” Ömer gülerek cevapladı.
“Ben varken mi? Kesinlikle hayır.” Sözüne güvenerek başımı eğdim. Silahını torpidodan çıkartıp bacağına bastırıp hareket ettirdiğinde çıkan klik sesine istemsiz gerilmiştim.
“Direksiyonu tutabilir misin?” Ömer’e anında başımı sallayıp elimi direksiyona uzattım. Camı açarak dışarıya çıktı ve arkaya doğru silahını ateşledi. Karşı tarafta ateş etmeye başladığında araba sağa sola yalpalıyordu. Önümü göremesem de direksiyona yön vermeye çalışmıştım.
YAZARIN KALEMİNDEN
“Murat, Hakan, Karan, Caner ve Baran gidiyoruz. İşimiz var.” Karasu’nun çağırılan isimleri anında, ayaklandığında Sare telaşla Tuna Yüzbaşı’ya baktı.
“Bir şey mi oldu?” Korkuyla ona bakıyordu.
“Hayır, biz birazdan geliriz. Sen burada kal.” Karasu’nun yarısı Tuna Yüzbaşı ile birlikte ilerlediğinde Sare panikle arkalarından bakmıştı.
“Merak etme, askerin işi bitmez. Gelirler birazdan.” Güliz abla sevecen bir tavırla bana gülümseyince bende ona gülümseyip, paniğimi bastırmaya çalıştım.
“Kardeşim gelecekti. Ondan korktum.” Elini elimin üstüne koyarak beni sakinleştirmeye çalıştı.
İMRE
“Ben bu arabayı yeni tamirden almıştım. Ben senin şimdi kafanı patlatmaz mıyım?” Şuanda arkamızda teroristler varken adamın tek düşündüğü arabasıydı. Camdan kendini uzatıp ateş etmeye devam etti. Bende direksiyona yön veriyordum. Nedense korkmuyordum. Yanımda o varken korkasım gelmiyordu.
Bir süre böyle devam ettik. Artık teroristler bize çok yaklaşmıştı ve ateşleri sıklaşmıştı. Kurşun benim olduğum tarafın camından girdiğinde, Ömer hızla ,sağ eliyle başımı hafifçe eğmişti. Ateş etmeye devam ediyordu. Önümü göremediğim için araba sağa sola yalpalıyordu. Karşıdan bir aracın ışığını gördüğümde, köşeye sıkışmıştık.
BÖLÜM SONU
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
75.03k Okunma |
6.34k Oy |
0 Takip |
92 Bölümlü Kitap |