@sila4667
|
Herşey yolundaydı taki kafamı o çiçekçiye çevirene kadar.... Üzerinde siyah gömleği ve altındada fazla dar olmayan siyah kot pantolonu vardı. Onur evet Onur çiçekçideydi ve yanında kapalı kendinden kısa olan bi kız vardı. Ona bir demet gül almış .Baya mutlu görünüyordu. Kız çiçekleri almadı Onur'un kucağına bıraktı ve gülerek çiçekçiden çıktılar beni görmesinler diye arkamı döndüm. Kimdi o kız? Kesin sevgiliydiler. Aralarını bozmak istemedim ama çok zoruma gitmişti madem sevgilisi vardı neden kahve içmeye çağırmıştı ? Buluşmaya da gitmeyecektim. Kalbim kırılmıştı. İçimde onca solan yaprağı yeşertikkten sonra neden bir çırpıda solup uçuşmasına sebep olmuştu. Eve gittiğimde Gökçe hala dönmemişti . Bugünde proje ödevlerinin olduğu için Tuğçe'gilde kalacağını mesaj atmıştı. Onur'un neden o kızla neden beraberdi. Moralim bozulmuştu.
KÜBÜŞÜM💙💙 arıyorr
-Efendim Kübraa
-Noldu sana sesinin niye böyle geliyor
-Kübüş bize gelsene ben çok kötüyüm
-5 dakikaya ordayım
Telefonu kapattıktan sonra odama geçtim. Aynanın karşısına geçip akan göz yaşlarımı seyrettim. Saate baktığımda buluşma saatinin geldiğini gördüm. Kapının çaldığını duydum. Kübra gelmişti. Kübrayı görünce daha çok ağlama hissi ile doldum. Sarılınca tutamadım kendimi ve ağlamaya başladım.
-Asya sakin ol noldu
-Of Kübüş ya
- Siz Onurla buluşucaktınız Onur mu bişey yaptı?
-Gökçe için çarşıya çıkmıştım ordanda kafeye gidecektim.
Hıçkırarak ağlıyodum. Kübra göz yaşlarımı silerek bana baktı.
-Peki sonra
-Bitane çiçekçide gördüm onu yanında da bitane kız vardı. Çiçek aldı ona. Bir demet gül aldı .
-Ağlama güzelim. Benim yarım saate çıkmam gerek. Akşam uğrarım sana, yıpratma kendini.
-Tamam kübüş.
- Çıkıyorum ben.
-Tamam Kübüş görüşürüz.
-Görüşürüz.
Kübra çıktıktan sonra elimi yüzümü yıkadım. Başım fazla ağrıyordu. 2 saate yakın aralıksız ağlıyodum. Yatağıma geçip başımı koydum. Yorgun hissediyordum.Gözlerim kapandı kendimi uykuya teslim ettim.
(ONUR KAYA'NIN Ağzından)
Kafeye geldiğimde Asya gelmemişti. Ona karşı bişeyler hissediyordum. Gidip cam kenarı bir masaya oturdum ve beklemeye başladım. Kız nede olsa, hazırlanması uzun sürecekti. Çok güzeldi. Saçları kokusu çok ayrıydı. Galiba ondan hoşlanıyordum. Yarım saat geçmişti ve hâla gelmemişti. Unutmuş olabilir miydi? Bir sorun mu çıkmıştı ? Önce mesaj atıp daha sonra aradım 2 kere ama hiç bir yanıt yoktu, mesajlar iletiliyor , telefonu çalıyordu ama cevap yoktu. Atakanı aradım.
-Efendim kardeşim
-Atakan Kübra'dan Asya'nın ev adresini iste ama benim istediğimi belli etme laf arasında sor bana dön.
-Bir sorun mu var ?
-Anlattımya bugün buluşucaz diye
-Eee?
-Gelmedi.Neyse hallet bana dön sen .
-Tamam. Görüşürüz.
-Görüşürüz
2 dakika içinde mesaj gelmişti ne çabuk hallettiğini anlamadım ama sonra sorardım. Aldığım güller solmadan götürücektim. Ya evine gelmemden rahatsız olursa? Diye düşündüm o yüzden çiçeği göndermeye karar verdim. Neden gelmediğini merak ediyordum. Onu görmek için can atıyorken neden gelmemişti. Saate baktığımda 2sastten fazla olmuştu artık umudu kesip eve gittim.
(ASYA YILDIZ anlatımından)
Kapı ziliyle uykum bölünmüştü gidip kapıya baktım. Çiçek gelmişti. Bir gül demetiydi.
-Asya Yıldız?
-Evet benim
-Bu çiçek size . Burayı imzalayın.
-Teşşekürler. Kolay gelsin.
Kimden gelmiş diye merak edip baktım. Güllerin arasında bir not vardı
Onur Kayadan Sen gelmedin bende gülleri gönderdim Beğenirsin umarım...
O kız gülleri beğenmeyip Onur'a vermişti onun istemediğini bana mı layık görmüştü? Telefonuma baktığımda Onur 2 kere aramış ve mesaj atmıştı.
ONUR
Gelicek misin
Neden gelmedin
Bir sorun mu var?
Bir şey mi oldu ?
Mesajlara bakarken Onur aradı. Açıp açmamakla kararsız kaldım Ve cesaretimi toplayıp aradım
ONUR arıyor...
-Efendim Onur.
-Müsait misin?
-Evet.
-Bugün neden gelmedin?
-Cidden soruyor musun bunu?
-Evet.
-Ne yaptığının farkında degil misin?
-Ne yapmış olabilirim ki?
-Utanmadan bide gül göndermişsin.
-Utanılacak bişey yapmadım Asya neyden bahsediyorsun?
-Saf salak ayaklarına yatmayı bırak.
-Neyden bahsettiğini bilmiyorum Asya ne yapmışım?
-Hâla ne yapmışım diyorsun.
-Seni kırıp üzecek bişey yaptığımı düşünmüyorum.
-Sevgilin olduğu halde benimle konuşuyorsun salağa yatıyosun birde bu kadar karaktersiz olma Onurm Bir daha görüşmeyelim.
Telefonu kapattıktan sonra bir kaç kere aradı mesaj attı ama bakmadım telefonu kökten kapattım. Hâla salağa yatıyordu. Gözlerimle görüştüm ya ona çiçek aldığını. Kız gülleri kabul etmeyince bana göndermiş. Daha ne olabilir ki?. Aşırı sinirlenmiştim. Kaç saattir bir şey yememiştim bu yüzden acıkmıştım.Mutfağa girip kendime tost yapıp atıştırdım. Yarın okul vardı. Yatağıma geçip dinlenmeye karar verdim. Okul çıkışı direkt işe gidiyordum. Birazcık daha uyumak istedim. Kapı çaldı Kübüş gelmişti büyük ihtimalle akşam uğrarım demişti.Saat 20.00.dı. Kapıya baktığımda Onur vardı buraya gelmişti. Kapının arkasına yaslanıp öylece bekledim.
-Asya Evdesin biliyorum. Aç kapıyı Asya kapıyı aç.
Kapıyı hızlı bir şekilde açıp konuşmaya Başladım
-Ne Onur Ne
-Asya benim sevgilim falan yok telefonda neden öyle dedin?
-Gördüklerime mi inanıyım sana mı?
-Ne gördün Asya ne biliyorsun?
-Ben görüceğimi gördüm Onur.
-Ne gördün Ne eğer haklıysan yeminle çekip giricem. Ne gördün?
-Çiçekçide bir tane kız la gördüm seni Sevgilin degilmiydi gayette iyi anlaşıyordunuz.
-Asya o benim kız kardeşim.
-Ne?
-Kız kardeşim.
Ne diyeceğim bilemedim. Beynimden vurulmuşa döndüm. Utandım da.
-Anladın mı şimdi?
-Anladım.
-Ben Şeyy
-Neyyy
-Özür dilerim Onur
-Of be gelip sormak hiç mi aklına gelmedi?
-Geldi.
-Keşke sorsaydın.
-Of tamam utanıyorum yeterince.
- Tamam tamam bu kızla bir daha dışarı çıkmicam.
-Neden ya ?
-Baksana sevgilim sanıyolar kısmetimi kapatıyor.
-Baksen. İstersen içeri gel oturalım.
-Rahatsızlık vermim?
-Yok ne rahatsızlığı.
İçeri geçtik oturduk.
- Ben Kahve yapim içeriz
-Olurr
Kahve yapmak için mutfağa gittim.
(Onur'un anlatımından)
Sonunda bu karmaşayı da çözmüştük. Ben demiştim Rumeysa ya kısmetimi kapatıyor diye. Ben bunun acısını çıkartırdım. Asya'nın evi çok güzel duruyordu Ufak tefek ama tatlıydı. Yerde olan saç tokasını gördüm. Yerden aldım ve kokladım tıpkı onun gibi kokuyordu .Ona bağlanmaya başlamıştım. Tokasını alıp saklasam ne olurdu ki . Bir toka sadece fark etmezdi bence. Diğer saç tokalarından farkı küçük beyaz bir yıldız olmasıydı. Aldım ve cebime koydum. O sırads asya elindeki Kahvelerle içeri girdi.
(Asya Yıldız anlatımından) İçeri girdiğimde Onur etrafı inceliyordu gözleriyle. Kahvsini uzattım.
-Teşşekürler Asya.
- Ne demek.
-Ne kadar tatlı bir evin var,
-Evett öyle.
-Tek mi yaşıyorsun yoksa Annenle babanla mı?
Bu soruyu duyar duymaz gözlerim doldu. Henüz 11 yaşındayken kaybetmiştim ikisininde. Trafik kazasında ölmüştü ikiside.
-Asya -Asyaa kendine gelll
-Ha?
-iyimisin ? Daldın gittin
-İyiyim.
-Gözlerin neden doldu ?
-Annemle babamı küçük yaşta kaybettim. Abimde yurt dışında çalışıyor. Kardeşimle ben yaşıyoruz.
-Şey ben çok özür dilerim.
-Özür dilemene gerek yok bilmiyordun sonuçta.
-Yinede olsun .
-Ben artık kalkayım.
-Otursaydın .
-Yok geç oldu zaten .
-Sen bilirsin.
-Hadi görüşürüz Asyacım.
-Görüşürüz Onur.
Motoruna binip gidene kadar seyrettim. Kaskını takıp sürmeye başladı. Gözden kaybolana kadar izledim. 3 gün sonra annemlerin ölüm yıl dönümüydü. Gökçe'yle beraber mezara gidecektik ondan önce motor yarışım vardı. Saate baktığımda saat 21.25 ti artık uyumalıydım. Gökçe'yi arayıp ne yaptıklarını sordum. Fırat abiye yarın yarış olduğu için gelmiceğimi haber verdim.yarın büyük gündü yarış günü. Daha sonrada uyuya kalmışım.
KAZA GÜNÜ ( 23mayıs 2018)
Abim bakkala ekmek almaya gitmişti. Bende fırsat bu fırsat diyerek sakladığı çikolatarı armaya başladım. Odasına girmeme asla izin vermiyordu. 1 haftadır abim ben ve kardeşim evde yalnızdık. Annemle babam. Adana' ya yakınlarının düğünü olduğu için gitmişlerdi. Onlarda fırsattan istifade birazda tatil yapmak istediler. Bugün dönüceklerdi. İkisinide çok özlemiştim. Kardeşim sürekli anne diye ağlamıştı. Kapı çaldı abim gelmişti gözleri kıpkırmızı olmuş ağlıyordu. O sırada ev telefonumuz çaldı. Ben açtım -Alo Kiminle görüşüyorum
-Asya ben Asya Yıldız
-Gonca Yıldız ve Hakan Yıldızla yakınlığınız nedir?
-Annem ve babam oluyolar.
-Trafik kazası sebebiyle hayatlarını kaybettiler başınız sağolsun.
-Ne
-Başınız sağolsun .
Telefon kapanma sesiyle yere düşmem bir oldu. Komşuları çağırmışlar. Gözümü hastanede açtım. Ne olduğunu anlamadım kabus gördüğümü düşündüm. Ama değildi . Cenazeleri gömmek için mezara gittik. Cenaze namazları kılındı. Gömmeye başladılar ben sadece izledim kardeşim ağlamaaktan sesi kısılmıştı. Abimin gözleri kıp kırmızı bir şekilde annemle babamın üzerine toprak atmaya başladı.
O sırada küçük kardeşim
-Abi toprak atma üstü kirlenir annemin
Gözlerim daha çok dolmuştu. Benim dilim tutulmuş bir şekilde etrafı izledim. Hala kavrayamıştım. Çoğu kalabalık dağıldıktan sonra mezarın başında abim ben ve kardeşim vardı ve bir kaç tanıdık daha. Dizlerinin üstüne çöktüm. Abim o sırada bana sarıldı.
-Abi gerçekten gittilermi.
Abim bişey demedi sadece yanağımdan süzülen gözyaşılarımı sildi o sırada kendide ağlıyordu tutamıyordu göz yaşlarını dökülen göz yaşlarını izledim. Birbirimize sarılıp ağladık saatlerce. Eve geldik . H eryer onlarla doluydu. Onların kokusu, onların anısı, onların fotograflarıydı.
Kitabımı okuduğunuz için teşekkür ederim elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum yıldızınızı esirgemeyin
Bu bölümde burda bitirdimmm Yıldız atmayı unutmayın
Diğer bölümde görüşmek üzere...💗💗
|
0% |