Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@silan_poyrazzz

Keyifli Okumalarrr💕

Yayın Tarihi

28 Ağustos Çarşamba

 

Son hazırlıklarda bitmişti. Herkes kapıya yakın alanda toplanmış çıkmak için bekliyorlardı. Geri dönüş planı yoktu. Akıllarında varsa bir şey yeniden sınıfa dönmek ve hayatta kalmaktı. “Hiç biriniz ayrılmayın tamam mı? Birbirinizi bırakmayın.” Mert endişe içinde konuşunca Meri dayanamayıp abisine sarıldı. Mert sıkıca kardeşine dolandı. Korkuyordu fakat kardeşini de korumalıydı. Küçükken olduğu gibi.

Burak kardeşinin yanına gelmiş anlından öpmüştü. “Yanımda kal ve korkma çünkü ben varım tamam mı?” Lena’nın yıllar önce söylediği sözü şimdi abisi ona tekrar söylüyordu

Fazlasıyla korkunç bir andı. Ya intihar ediyorlardı yada yeni bir hayata ilk adımlarını atıyorlardı. Meri ayrılıp Lena’ya gidince Burak’ta Mert’e sarılmıştı. “Brom 12 senedir götünü bırakmadım bir on iki senede götünü bırakmam.” Mert kıkırdayıp Burak’a baktı. “Çocuklarımızı evlendireceğiz.” Mert konuşunca Burak gülüşüne engel olamamıştı.

“Bana bakın öleni alttan üsten ona göre dikkat edin.”

Gülüştüler hepsi gülerken son kez mi gülüyorlardı bilmiyorlardı.

Hızla salondan çıktılar. Tahmin edildiği gibi geldikleri merdivenden kaçamayacakları kadar zombi doluydu. Hızlıca koridor sonundaki ikinci merdivene koşmaya başladılar. Bu merdiven sayesinde üst kata çıkacaklardı ama sınıftan epey uzakta olacaklardı ama belki de hayata kalacaklardı. Sonuç olarak korkunun ecele bir faydası yoktu.

Hızla koşarlarken ekip birbirine yardım ederek ilerliyordu. Lena ve Mert çoğunlukla uzaktan gelenleri oklar ile halledip yolu acıyor, Meri, Burak ve Uzay ise yakın ve arkadan gelenleri sopa yardımı ile gruptan uzak tutuyorlardı. Elif nerde diye soracak olursanız Allaha emanet hiçbir şey yapmadan koşmakla meşguldü.

Hızla merdivene yöneldiler. En önde Lena ve Mert vardı. Arkalarında Burak ve Meri en arkada ise Uzay ve Elif vardı. Hızla merdivenleri çıkarken ikinci merdivene gelmeden Elif ayak bileğini burktu. Bu hatası yüzünden yere düşmüştü. Lena sesi duyunca hızlıca yanına inmiş kaldırmak için elini uzattığı anda Elif’in acı dolu çığlığı kulaklarında yankılanmıştı. Zombiler yere düşen kızın üstüne çıkmış resmen bitirmeye başlamışlardı. Elif ölüm ve parçalanan bedeni sayesinde çığlık atıyor, kurtarılmak için yalvarıyordu.

Lena gördüğü manzara ile öylece kalakalmıştı. Hızlı hızlı nefes alıyor önünde parçalanan insanı izliyordu. Burak Lena’yı tutup kucakladı. Hızlıca koşmaya başladılar ilk kata çıktılar. Arkalarında gelen ordu ile sınıfa gidiyorlardı. Son anda gerçekten son anda kapıyı açtı mert herkes içeri girmeyip atlamıştı. Mert kapıyı kapatıp sıkıca tutuyordu. Zombiler kapıyı açamazdı belki ama dışardaki kapı kulpuna takılıp açabilirlerdi. Burak hala kardeşini tutarken Lena bembeyaz kesilmiş fazlasıyla korkmuştu. Meri ise yerde oturmuş soluklanırken Uzay ellerini dizine koymuştu.

“Yardım edin kapıyı kapatalım.” Mert konuşunca sınıftakiler hemen yardıma gittiler. Burak Lena’yı bırakınca Lena dizlerinin üstüne oturmuştu. Gözlerinin önünden görüntü gitmiyordu. Yaşadığı olay vücuduna deli gibi adrenalin salgılıyordu. Bu yüzden dengesini sağlayamıyor düzgün nefes bile alamıyordu.

Kapı sağlamlaştırıldıktan sonra Berk etrafa baktı. Elif ortada yoktu. “Elif nerde?” Kısa süreli sessizliğin ardından Mert konuştu. “Öldü. Zombiler onu yakaladı.”

“Çok korkunçtu. Parçaladılar onu. Her yerinden kanlar akıyordu. Kemikleri ve organlarını gördüm.” Lena tek nefeste yere bakarken konuşuyordu. Anlaşılan büyük travma kalacaktı olaylar.

Burak kardeşinin yanına oturdu. Ok ve yayı alıp köşeye bıraktı sonrada sarıldı sıkıca. Meri Mert’e dolanmış düşmemek için fazlasıyla sıkı sarılmıştı. En az Lena kadar oda korkmuştu. Fakat duygularını belli edemiyordu fazla. Çünkü zamanında ailesi yüzünden oturmuştu kişiliği. Şimdi ise en güvenli ve en destekçi kollarda hayatta kalmaya çalışıyordu ki küçüklüğünden beri bunu yapmıştı.

“Ya sonumuz öyle olursa.”

Mert abisine gömülmüş duran kıza baktı. Lena’yı ilk defa bu kadar kötü görüyordu. Zaten her şeyden çabuk etkilenen bünyesi vardı. Şimdi ise fena sarsılmıştı. “Asla. Asla izin vermeyeceğim. Ben varken son ana kadar yaşatacağım sizi.” Dedi Mert. Aklında daha çok Lena ve şuan kollarında olan kardeşini korumak vardı.

“Arkandayım bro. Kimse size zarar veremez.”

“Vay anasını satim. Şimdiden güvende hissettim.” Berk konuşunca herkesin yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

Ekip sessizleşirken herkes bir yere çöküp oturmuştu. Nerdeyse en asosyalleri olan eren ne yapabileceklerini düşünüyordu. Zaten gerekli yerlerde konuşur daha sonra tamamen sessize bürünürdü. Melike ve İlayda arka sıralarda yan yana oturmuşlardı. Onlarda fazla sessizlerdi. Hemen yanlarında sopasına sarılmış Uzay ve pencere kenarına oturmuş dışarıyı izleyen Beyza.

Bu derin sessizliği Beyza’nın çığlığı bölmüştü. “Telefonları alalım! Çok sıkıldım!” Meri sinirle doğruldu. “Bağırma gerizekalı!”

Meri ne kadar müdahale etse bile kapıda hareketlilik başlamıştı. Herkes hemen susunca kalabalık bir süre sonra yerini sessizliğe bırakmıştı.

“Bir yerde Beyza haklı. Telefonları almamız lazım.” Mert sakince konuşunca Meri ve Lena’nın kötü kötü bakışlarında kurtulamamıştı.

“Bizim telefonlarımız burada. Diğerlerinin sınıfta.” Dedi Berk Mert’e. “Yok olum. Benimde burada. Tahmin edin kim ceza yedi yine.” Burak konuşunca herkes hafifçe gülümsemişti. “Naptın lan yine?” Mert sorunca Burak tatlı tatlı sırıttı. “Hoca ile tartıştım yine. Hakkımızı aramakta suç arkadaş! Neymiş efendim ingilizce laf sokmuşum bu yüzden telefonumu okula saklamış. Bulmaca kulesi sanki amına koyayım. Tabiii ben ne yaptım!” Heyecanla anlatışı etrafındaki herkesi meraklandırmıştı. “Naptın?” Berk heyecan ile konuşunca Burak cevap verdi. “Napcam olum alt tarafı müdürün odasına sızıp kameradan telefonu buldum.”

“Ne?” Eren hayretle bakarken tek şaşırmayan Meri ve Lena olmuştu. ” Oha adama baklan.” Burak kıkırdadı hafif Berkin konuşması üstüne.

Burak fazla haylaz ama bir o kadarda ağır başlı bir çocuktu. Genellikle de bu yüzden çok sevilirdi. Öğretmenleri Burak2ı sürekli över ama bir o kadarda şikayet ederlerdi.

“Anlayacağınız telefonum burada.”

Mert dikkatle kilide yaklaştı sonrada arkadaşlarına döndü. “Kıramayız. Anahtar şart.”

“Tamam , Lena gidip alabilir yan oda sonuç

ta hemen gelir.” Eren konuşunca Burak gözlerinden ateş çıkarcasına Eren’e dönmüştü. “O kadar basit ise buyur önden git.”

Eren hızla savunmaya geçti. “Ben gidemem. Lena oklarını kullanarak rahat bir şekilde alabilir. Hatta Meride yanında gitsin. Birlikte gidip gelsinler. Lena okları ile Meri’yi korurken Meride Lena’yı koruyabilir.”

“Peki neden ikisi?” Beyza sakin ama merakla bir soru yöneltti Erene. İçerideki herkes özellikle bu sorunun cevabını merak ediyordu.

“ikisini de tanıyorum da ondan. Fazla yetenekliler. Rahatca gidip gelebilirler. Uzay kalmalı çünkü kapıya korumalık yapmalı.”

Mert hoşnutsuzca Erene bakıp kardeşine döndü. “Gitmeni istemiyorum.”

Meri hafifçe gülümseyip abisine sarıldı. “Bir şey olmayacak abi, merak etme. Hemen yan taraf.”

“Lena ile sağ sağlim gelmezseniz harbi döverim sizi.”

Mert konuşunca Meri gülerek ayrıldı. Sakin sakin Lena’nın kolunu tuttu. “Hazır mısın? Hayaller gerçek oluyor.” Lena sakince gülümseyip kendinden emin bir bakış attı. “Elbette. Her zaman hazırım.”

Kızlar eşyalarını alıp sakince kapıya geldiler. Uzay kapıyı sakince açtı kapıyı. Meri önden dikkatle çıkarken Lena arkasından geliyordu. Kızlar sesiz ve eğilerek yan idareye geçtiler hızla. Şanslıydılar ki etraflarında fazla zombi yoktu. Meri dikkatle kapıyı açtı. “İçeri giriyorum.” Meri hızla içeri girdi. O anahtarları alırken Lena kapıda seslere gelen zombileri öldürüyor kendini ve Meri’yi koruyordu.

Meri hızla bütünn anahtarları alıp yanına geldi. Lena2nın arkasında duran zombinin son anda kafasına vurması ile elini tutup hızla sınıfa yöneldi.

Meri kapıyı açıp son anda Lena’yıda içeri çekip kapıyı kapatmıştı. Lena dizlerinin üstünde otururken herkes merakla onlara bakıyordu.

“İyi misiniz?” Burak hızla yanlarına geldiklerinde Lena heyecanla olduğu yerde zıplamıştı. “BAŞARDIK!” Ani bağırması ile Burak korkuyla duvara çarparken herkes sevinçle birbirlerine sarılmışlardı.

“Ah!” Meri kıkırdayıp burnunu tutan Burak’ın yanına gitti. “İyi misin?”

“Kim açık bıraktı bunun anlık hareketlerini? Korktum amına koyayim! Hayır güzel burnum acıdı!”

Herkes Burak’ın sözlerine gülerken Lena haylazca abisini izliyordu. Şuan hepsi mutluydu çünkü o telefonlar onlar için büyük bir umut taşıyordu.

Meri hemen ortadaki masaya anahtarları bıraktı. Sınıfın anahtarını alıp abisine verdi. Mert hemen telefonlar için eğilirken Lena da kapattıkları haberleri açıyordu.

Dışarda hayat çok karışmıştı. Hava kararmaya yüz tutmuştu. Bu sürede fazlasıyla insan enfekte olurken telefon hatları kapatılmıştı. Pek çok şaçma arama yüzünden işler karışmış ve yerel bölgede bir çok hat kapatılmıştı. İnsanlar yaşamaya çalışırken sokağa çıkma yasağı konmuş hızla dünya gündemine oturmuştu.

 

Sonraki bölümde görüşmek üzere💕💕💕

Sorularınızı alabilirim buradan🌟

Loading...
0%