Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@silan_poyrazzz

Keyifli okumaalar💕

Yayın Tarihi

31 Agustos Cumartesi


Bazen hayatın bize oyun oynadığını düşünürüz. Sanki birer piyonuz ve bizimle oynayan kişi hayatmış gibi. Umutlarımı sökmeyi seven , bizi yoran, tokadını vururken canı bir kere bile acımayan elbette bu yalnız ve küçük on çocuğa da acımamıştı.

Ellerinde ki telefonlarda bir umut yaptıkları aramalar yanıtlanmamıştı. Ne ailelerine ulaşmışlardı nede polise. Hepsi umutsuzlukla düşmüş omuzları ile öylece haberi dinliyor, kafalarını yerden kaldırmaya , kapattıkları gözlerini açmaya cesaret edemiyorlardı.

Spiker kadın sakin sakin konuşuyordu: “Yaşanan bu bilinmeyen durum için İstanbul ve çevre illerine sokağa çıkma yasağı getirildi. İstanbul ve çevresinde ki hatlar kapatıldı. Kimse evden çıkmasın. Devletimiz gerekli önlemleri alıyor.”

“Lanet olsun!” Mert sinirle yumruğunu sıkmış, dişlerinin arasından konuşmuştu. Kurtulma şansları kalmamış hatta belki de artık sona gelinmişti. Lena sakince yumruk yaptığı elini tuttu Mert’in. Sinirli olunca her türlü delilik yapabilen biri olduğu için Lena sakinleştirmeye çalışıyordu.

“Mert sakin ol.” Lena ekibin en küçüğü ve genelde en savunmasızı oluyordu. Elif aklına geldikçe korkuyor ve daha çok Mert’e yaklaşıyordu. Duyduğu haberler fazlasıyla korkutuyordu onu.

“Peki ya şimdi?” Melike yavaşça konuşup baktı hepsine.

“Yapacak hiçbir şey yok. Beklemeliyiz. Fazla yayılmadan önlem aldılar belki kurtuluruz yarın.” Eren umutla konuşunca herkes birbirine baktı. Başka çareleri yoktu.

“Bu gece gerçekten burada mıyız?” Beyza sorunca Meri dikkatle inceledi. “Valla istersen sen git zombilerle uyu. Severler seni. Irk olarak aynısınız. Biz buradayız.”

Beyza göz devirip arka sıraya geçti.

“Ama yemek ve su?”

“Yapacak hiçbir şey yok yarın çaresine bakarız. Zaten hepimiz yarın leş gibi olacağız. Kokuları üstümüze siner onların. Birkaç gün idare etmekten başka çaremiz yok” Burak sakince konuşup Berk’i yanıtlarken Beyza hemen atıldı. “Birkaç gün mü?”

Burak bir süre bakıp konuştu. “Evet var öyle ihtimal.”

“Hayır ben dayanamam!”

Mert sinirle Beyza’ya bakıp “Kes konuşmayı.” Diye konuştu. Beyza yerine sıvışırken Mert bir yandan Lena’yı tuyor diğer yandan da uygulama yüklemeye çalışıyordu.

“Ne yüklüyorsun?”

“Kadınların kullandığı sizde de olan kades.”

“Ha bizde vardı ama telefonlar yukarda.” Meri sakince konuşunca Burak baktı. “Bende var o.”

Mert bir iki dakika bakıp anlamaya çalışmıştı. Burak gülüp hemen açıkladı. “Her zaman Lena2nın yanında olmaya çalışıyorum evet. Kendi telefonunda da ama bazen insanın başına her şey gelebiliyor. Bu yüzden telefonu ona bırakıyorum bu tarz durumlarda. Hatta bir gece kendi telefonun şarjı bitmişken bu sayede kurtuldu.”

“Oha her yerden koruma altına almış. Bu kadar çok mu seviyorsun?” Burak Lena’ya baktı. Lena sakin sakin abisini izlerken gülümsedi. “Bu salağı mı?” Dedi burak durdu. Onu ilk kucağına alışı geldi aklına aralarında yaş farkı pek yoktu ama Burak çocukluklarını anbean hatırlıyordu. “Evet. Her şeyden çok herkesten fazla. Abi olmak böyle bir şey.”

“Mantıklı yemin ederim ama bu onları da yer yamyam gibi zaten hiçbir şey olmaz.”

Meri dik dik bakıp hemen azarlayarak konuştu. “Ay sen sanki düz insansın dağ ayısı!”

Bu sırada hem Burak hem de Mert telefonlarında olan uygulamaya basıp duruyorlardı. “Abi sakin da.” Meri sakince konuştu.

“Ee ne yapacağız peki.” Berk merakla bakınca sakince Eren cevapladı onu. “Bekleyeceğiz.” Aradan geçen yarım saatin ardından Berk sinirle soludu.

“Bu ne biçim uygulama! Ne halta yaradı şimdi? Gerçekten böyle bir şey olsa bir kadının hayatı biter!”

“Yada bunlara bile bakmıyorlar.” Mert mırıldanınca Lenada onu onayladı. “İhtimal var. Konumu görünce gelmemişlerdir.”

“ O zaman sonsuza kadar buradayız.” İlayda hafif korku ve umutsuzlukla konuşunca Burak atıldı hemen. “Hayır değiliz buradan kurtulacağız! Öyle yada böyle.”

***

Zaman geçmişti aradan. Haberlerde gösterilmeye devam ediyordu. Maalesef zombiler Pendik ve Kartaldan sonra Tuzlaya da yayılmıştı. Ümitler yok olurken 18 milyona sahip olan İstanbul da yok oluyordu.

Geçe saat 8 olmuştu. Hala haberler izlenirken Lena pencereyi açıp elleri ile iki tarafı tuttu. Hızlıca mermere ayağını koyup kendini yukarı çekti. Bu sırada Mert ve Burak arkasında belirmişti.

“Ne yapıyorsun?” Burak endişe ile konuşunca Lena kafasını çevirip baktı.

“Balkona atlıcağım”

“Ne balkonu! Bana küfür ettirme Lena.” Mert sinirle söylendi.

“Ya Oktay hoca çıkıyordu ya.”

“Lan o kapıdan giriyordu. Sen balkondan atlıyorsun. Delirdin mi?”

Lena abisine gülümsedi hafif. Biraz daha bu ortamda kalırsa delirmesi an meselesiydi zaten. “Evet. Tutma valla düşerim.”

Lena dik durup kendini balkona atarken Burak elleriyle gözlerini kapatmış Meri ise olayı bilmediği için çığlık atmıştı.

Lena balkona çıkmış derin derin havayı soluyordu. Kararmaya yüz tutmuş hava ve esen rüzgar tam huzur kokuyordu. Aşağıdaki zombileri saymazsak. “Temiz hava çok şükür ya.”

“Nasıl geleceksin buraya? Hakkın değil mi küfür yemek şuan!” Mert sinirle konuşunca Lena sakinleşmesi için gülümseyip ona döndü.

“Bak buraya çıkıp yanına atlayacağım ama önce biraz huzurun tadını çıkartmalıyım.” Mert sinirle solusa da az önceki siniri yok olmuştu.

Yanlarına gelmiş Meri hızlıca pencereye çıktı. “Ay kız bende geliyorum.”

“Düşersin!” Burak Meri’nin kolundan tuttu hemen. Meri’ye karşı dokunma hassasiyeti giderek yok oluyor, yok oldukça ona daha fazla güvenip seviyordu.

“Beni tutarsan evet ama tutmazsan hayır.”

Burak Meri’yi bırakıp kafasını Mert’in omzuna koydu. Meri Lena’nın yanına atladı.

Mert omzundaki Burak’a bakıp gülümsedi. “Gaylik damarın tuttu herhalde.”

“Hemde nasıl biliyon mu? Şaka maka kalbime indiricek bu ikisi.”

Mert gülerken önce kızları kontrol etmiş ardında Burak’ı masalardan birine oturtup elini omzuna koymuştu. “Bir şey yok onlar küçüklükten beri böyleler.”

“Biliyorum. Sadece bugün olaylardan sonra bir şey olacak diye korkuyorum.” Mert dayanamayarak kaç yıllık dostuna sıkıca sarıldı.

“Meri gerçekten korkunç bir gündü.”

“Evet ama hayallerimiz vardı bu konuda. Onları gerçekleştirdik şimdi.”

“Tamam hayalimizdi ama peki ya bundan sonra ne yapacağız?”

“Kendimizi akışına bırakacağız. Bir şekilde alışacağız evet alışana kadar çok yara alacağız ama işin sonunda en güçlüsü olacağız.”

Lena bilse de tüm bunları fazlasıyla korkuyordu. Sakince Meri’ye sarıldı. Meride korkuyordu hem de fazlasıyla. Fakat cesur olmayı seven bir yapısı vardı. Ailesi yüzünden böyle büyümüştü. Asla tatlı sözün geçmediği evde yaşıyacaksanız cesur ve güçlü olmak zorundaydınız.

Biraz düşünürken içinden kendince yemin etti. Kolları arasında uzanan kızı izliyordu. “Seni ölsem bile bırakmayacağım güzelim. Gerekirse diğerleri ölür ama sen gidemezsin.”

11 senelik kocaman bir arkadaşlığa sahiplerdi. Meri Lena’ya karşı fazla hassastı. Sinirlense bile kızamıyor, azıcık sesini yükseltse koşup sarılıyordu. Hafif üzülmesini bile katlanamıyordu.

Lena kafasını kaldırıp boynuna girdi Meri’nin genelde kedi gibi burada durmaya bayılıyordu.

Birlikte bir süre daha oturduktan sonra içeri geçtiler. Gece için sıraları birleştirip yatakları hazırladılar.

Burak sakince Meri’nin yanına geçti. Bu sırada Lena şarkı söylüyordu.

“Neler oluyor hayatta?”

Meri heyecanla eşlik etti. “Bir de şu rüya gerçek olsa olsa.”

“Sabah olup uyanınca Burak Meri’nin yanında olsa.”

“Ha?!” Mertle Meri aaynı tepkiyi verince Lena dayak yiyceğini anlayıp Berk’in arkasına saklanmıştı. “Emoberk yardım et!”

Berk gülerken Lena’yı koruma altına aldı. “Karışmayın ona valla çekerim fişinizi.”

Meri dik dik bakıp isyanla uzandı. “Neyse sabah keserim faturasını onun.”

“Bence güzel konuştu.”

Burak alttan sırıtırken Mert sevgi dolu sözcülerini sıralıyordu. “ Burak, bebeği, sevglim ölmek için daha çok gençsin brom!”

“Ölümüm ellerinden olsunnn aşkıııııığm! “

Herkes gülerken Mert sabır diliyordu. “Şu şarkıyo söyle bize yine.” Burak kardeşine dönünce Lena kıkırdayak başladı.

“Onun sesi, ta kendisi.”

Mert güldü hafif eşlik etti. “Geri gelmiş demek.”

“Sensiz diyor yaşanmıyor.” Burak söyleyince Meride hemen eşlik etmişti. “Aşk bu olsa gerek.”

Berk gülümsedi hafif. “Karanlıkta sokaklarda,”

“Elinde bir çiçek.” Eren sakince ortama ayak uydurdu. Arkasından gülerek Melike eşlik etmişti. “Beni arıyor, Beni soruyor,”

“Hayırdır inşallah hey!” Bu kısmı beraber söylemişlerdi. Zorda olsa bu on tane çocuk şuan yaşıyor ve az da olsa içlerinde kurtulma umudu ile şarkı söylüyorlardı.

Burak Meri’nin yanına uzanmış Berk ve eren yan yana yatmışlardı. Uzay ve Beyza tuhaf bir şekilde yan yana yatarken İlayda ve Melikede beraber uzanmışlardı.

Lena sakince Mert’in yanına oturdu. Yine uyanıktı ve sesini kısmış haberleri izliyordu.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzeree

Sorularınızı alabilirim🌟

Loading...
0%