Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Kader Oynunun İlk Perdesi̇

@silanazar

"ANNEEEEEEE!", "BABAAAAA!" uyanınnnn! Herkessss yaptığııı tüm işii gücüü bıraksınn! Hakim Sare Yılmaz emrediyorrrr!!!

Şahin bey ve Yeliz hanım evlerinin neşesi biricik kızlarının sesiyle güne gözlerini açmışlardı. Uyku sersemi birbirine bakan karı koca mahmurluklarını üzerlerinden atıp kızlarının odasına yöneldiler. Odanın dört köşesinde ordan oraya zıplayan kızlarını gören çiftin sonuçların açıklandığını anlaması çokta zor olmadı. Kızlarının bu büyük sevincinin bilinçli olduğunı düşünüp büyük bir beklentiyle bilgisayar ekranına yaklaştılar...

Şahin bey 52 yaşında 188 boylarında sporunu ve zaman mekan fark etmeksizin vazgeçilmezi olan takım elbiseleri ile kombinin tamamlayıcısı olan gür bıyıkları ve yıllardır yıkılmayan idealist duvarlarının tozuna benzettiği beyaza yenik düşmeye başlayan saçları , keskin mavi gözleriyle otoritesini elli metre öteden belli eden bir okul müdürüdür.Bu hayatta boynunun kıldan ince olduğu tek konu kızı ve eşi olan hayatında çizdiği idealist çizgilerin dışına çıkılmasından hiç hoşlanmayan,çizgileri dışındaki insanlardan hoşlanmayan, tarzından karakteristik özelliklerine kadar değişime kapalı gelenekçi,ketum bir adamdır.

Yeliz hanım ise 47 yaşında 168 boylarında bir biyologtur.Kitap okumak ve bahçesiyle ilgilenmek ailesinden sonra vazgeçilmezidir. En sevdiği renk kırmızı olan kadın bu sevgisini her zaman saçlarının renginde ve elbiselerinde gösterir. Eşinin tam aksi buğday tenli kahverengi gözlü kadın sevgi dolu gözlerle eşine nazaran çevreye otorite yerine huzur dağıtmayı tercih eder fakat Yeliz hanımda eşi gibi gelenekleri konusunda tutucudur.Bu durum Sare için bazen sinir bozucu da olsa küçüklüğünden beri bu yapıya maruz kaldığı için içten içe kendisi de ailesi gibidir.

Sare evin tek çocuğudur 24 yaşında 150 boylarında kahverengi saçlı bakışlarının keskinliğini babasından güzel gülüşünü annesinden almıştır. Fiziksel olarak yüzde yetmiş babasına benzeyen Sare karakteristik olarak ne annesine ne de babasına benzemiyordur. Sare Ankara Hukuk fakültesi mezunudur. Anne ve babası Ankaralı olan Sare bu yaşına kadar tüm eğitim hayatını memleketinde sürdürmüştü. Bir çok şehri ve ülkeyi gezen Sare tüm ömrünü memleketinde geçireceğini düşünürdü ta ki bugüne kadar. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun onu Mardin'e atadığı bugüne kadar.

Genç kız sabahın ilk saatlerinde gözlerini heyecanla açmış yüzünü bile yıkamadan çalışma masasının başına geçmişti, bugün onun için önemli bir gündü,çünkü küçük Sare'nin hayalinin gerçekleşmesine dakikalar kalmıştı. Bilgisayar başında heyecandan neredeyse salise tutuyordu Sare acaba çocukluk hayaline kavuşmuş muydu? Yoksa hala bir adım ötedemiydi hayalleri onun için derken beklenen o an geldi.Saatlerdir açılmayan o sonuç sayfası açılmıştı Sare nefes bile almadan gözleriyle 1 dakika içinde tüm ekranı taramıştı ve tuttuğu nefesini bırakarak olduğu yerde zıplayarak bağırmaya başladı, mutluluktan kendinden geçen kız adeta bulutların üstündeydi ta ki babasının sesini duyana kadar.

Şahin bey o kalın ve tok sesiyle duygusuz bir şekilde; "Kuyruğu kopmuş deli danalar gibi zıplamak yerine nereye atandığının farkına var Sare! O izlediğin ucuz pembe dizilere benzemez bu iş."

Sare babasının bu tavrına anlam veremedi ve az önce bulutların üstünde olduğunu hisseden kız adeta gökyüzünden yeryüzüne düşmüşçesine titremeye başladı. Babasının keskin bakışlarından kaçmak istercesine annesinin gözlerine baktı ama orada da sadece hayal kırıklığı olan bir çift göz gördü. Kızın gözünde tüm renkler siyah beyaz oldu. Titreyerek az önce sevinç çığlıkları attığı ekrana tekrar baktı. Mardin/Kızıltepe yazıyordu. Sare gördüğü sonuç karşısında tüm gerçekliğine döndü ve ailesine karşı suçlu bir çocuk gibi boynu büküldü.Çünkü Sare ailesini kandırmıştı, son gece tercihlerini değiştirmişti.Ve ailesi yıllardır her sözüne güvendikleri kızının bu ihaneti karşısında çok sinirlenmişti özellikle de Şahin bey.

Sare titreyerek ona öfkeyle bakan gözlere döndü ve korkudan kısılan sesiyle "Açıklayabilirim." dedi

"Neyi?" diye bir aslan gibi kükredi Şahin bey.

Kız çaresizce "Baba!" diyebildi sadece çünkü babası tek bir kelimeye daha izin vermedi.

-Kızım sen ne yapmaya çalışıyorsun?Allah aşkına! Ben seni yıllarca gözümden sakındım, pamuklara sardım. Kimse sana zarar vermesin diye seni adeta fanustaki bir gül gibi sakındım.

Sare utancı yüzünden göz yaşı dökmeye başladı.Şahin bey kızının bu halini görünce hafif bir sarsıldı ama sözlerine devam etmeyi ihmal etmedi;

-Bir günden bir güne ne sevgimizi ne şefkatimiz kalbinden eksik etmedik maddi manevi sana destek olduk! Neye yetemedikte bizden kaçarcasına böyle bir karar aldın kızım? Biz senin aileniz düşmanın değiliz? Madem böyle bir şey yaptın niye bizden sakladın? Niye kızım niye? Bana mantıklı bir sebep söyle!

-Baba...

Sare için koca oda küçücük bir kümes gibi hissettiriyordu üstüne üstüne geliyordu duvarlar. Yere çöküp dizlerini kendine çekti ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı Sare.

Şahin bey sinirle karısına dönerek; 'Sen biliyor muydun?" diye sordu. Yeliz hanım hayır anlamında başını salladı.

Şahin bey sinirli tavrını bir kenara bırakarak kızının yanına çöktü.Kızından gözlerini ayırmadan bir seyirci gibi kendilerini izleyen eşinden su getirmesini rica etti. Yeliz hanım hemen mutfağa gitti iki bardak su getirdi biri eşine biri kızına.

 

Bir bardak sudan sonra ailenin tüm fertleri ilk şoku atlattı ve düzgün bir iletişime geçtiler.

-Babacığım bana kızmakta çok haklısın böyle bir konuda size yalan söylemeliydim ama geçen annemle olan konuşmalarınızı duydum ve bu benim fikrimi değiştirdi.

Şahin bey şaşırarak"Hangi konuşma?" diye sordu.

- Hani tercih listemi hazırladığım gün varya, o gün işte. Annemin sana kızarak "Kızımıza sürekli kanat olup uçuramayız biz ölünce güçsüz,uçmayı bilmeyen bir kanarya olacak ve onu çiğ çiğ yiyecekler."demişti sende annemi haklı bulup "Ama bizim kıza kanat olmasaydık ondan hiçbir bok olmaz okuduğu kitapları gerçek sanan bir Leyla olur." demiştin. Ben Leyla değilim baba derdim Mecnun'u bulmak değil benim adım Sare. Adalet oranı düşük olan Mardin'i bilerek yazdım sırf sana Mecnun'un Leyla'sı değil masum insanların Sare ablası olduğumu kanıtlamak için!

Şahin bey kızından kendi söylediği cümleleri duyunca utanmıştı ama Şahin bey hiçbir zaman suçlu olmazdı bu yüzden yine karşı tarafı suçladı ve kendini haklı çıkartmak için kızına "Sen gizlice kapı mı dinliyorsun?" diye kızdı.

Sare babasına kendinden emin bir şekilde baktı ve;"Benden hiçbir şeyi eksik etmedin baba özellikle manipülasyonu." dedi,ve cümlesini şöyle tamamladı;"Ben sizin vitrin bebeğiniz değilim, hele ki kanadı olmaya çalıştığınız bir kanarya hiç değilim, Bugün bavulumu toplayıp yarın ilk uçakla gidiyorum ve siz benden özellikle de sen Şahin Yılmaz benden özür dilemeyene kadar hiçbirinizle konuşmuyorum. Yetti artık! Ya kızınıza saygı duyar yarın beni uğurlarsınız ya da, ya dası yok bu kadar! Şimdi lütfen beni yalnız bırakın bavulumu toplayacağım.

Şahin bey ve Yeliz hanım kızlarının bu karşıt tavrına şok olmuş bir biçimde odadan çıkıp kendi odalarına geçtiler.

-Ne olacak bu durum hayatım? Kızımız,canımız,kanımız o. Düşmanlık etmeyeceğiz değil mi?diye sordu karşısında oturan eşine

Şahin bey gülmeye başladı,Yeliz hanım eşinin bu tavrına anlam veremedi."Hayatım kafayı mı yedin demin bir aslan gibi kükrüyordun şimdi gülüyorsun ne oluyor Allah aşkına?"

Şahin bey sırıtarak"Hayatım görmüyor musun? Kızımız kocaman olmuşta idealleri için bize karşı geliyor.İtiraf etmek gerekirse bu hoşuma gitti.

"Keşke dediklerimizi duymasaydı yavrucum üzüntüsünden yaptı."dedi üzgün bir ses tonuyla Yeliz hanım.

Tam tersi düşünen Şahin bey"İyi oldu bak ölmeden dünya gözüyle onun kendi ayaklarının üstünde göreceğiz."

"Öyle mi diyorsun?" dedi Yeliz hanım. "Öyle." dedi kendinden emin bir şekilde Şahin bey.

Çok geçmeden odaya Sare geldi, küçük bir çocuk gibi kapıyı tıklatıp kapı aralığından ailesinin nabzını kontrol etti.Karşısında gördüğü manzara onu rahatlattı çünkü karşısında ona gülümseyen iki surat vardı.

"Barıştık mı?"dedi Sare."Yaptığın işi takdir etmiyorum ama cesaretini takdir ediyorum kızım haberin olsun." dedi Şahin bey.

"Kızım bari batıda bir yer yazsaydın Mardin nerden çıktı Allah aşkına Kürtlerle nasıl anlaşacaksın?" diye söylendi Yeliz hanım.

Şahin bey gülerek "Hanım bizim kız bir aşirete bedelmiş hakkını yeme odada bize bağırdığı gibi onlara da bağırır." dedi.

Sare kinayeyi anladı ve babasının yamacına yanaşarak özür diledi.

Yılmaz ailesi birbirine sevgiyle kenetlendi ve sabahki gerginliği geride bırakarak önce güzel bir kahvaltı etti.Ardından Şahin bey tayin konusunda tecrübeli olduğu için kızına bir ihtiyaç listesi ardından da hazırlaması gereken evrak işlerini yazdı. Sare annesiyle birlikte bavulunu toparladı eksikler için birlikte alışverişe çıktılar ve Ankara'da halledilecek tüm işleri dört koldan tamamladılar.Sare bu akşama bir uçak bileti buldu.

Son kez Sare'nin en sevdiği restauranta gitme kararı aldılar. Birlikte keyifli bir yemek yediler ve günün en zor kısmına geldiler veda kısmı.

Esenboğa havalimanına doğru yola koyulan Yılmaz ailesi yol boyu matem sessizliğine bürünmüştü.

Sonunda havaalanına geldiler Sare check-in yaptırdı bavullarını teslim etti ve ailesinin yanına vedalaşmak için geldi.

-Sizi seviyorum canım ailem, bu kararımdan dolayı bana kin beslemeyin emin olun benim kanatlarım da çok güzel ben uçtukça sizde gurur duyacaksınız.

Yeliz hanım dolu gözlerle gururlu bir şekilde"Elbette." dedi Şahin bey ise bunu onaylarcasına kafasını salladı.

Sare anne babasının elini öptü helallik istedi.

-Artık gitmeliyim bana söylemek istediğiniz bir şeyler var mı? diye sordu Sare, aslında bu soru babasının sessizliğini bozmak içindi, istediğini elde etti de.

Şahin bey ketum halinin aksine babacan bir tavırla"Seninle her zaman gurur duyuyorum şunu unutma ki her insan düşer, mühim olan kalkabilmek, biliyorum ki sen babasının güçlü kızısın her zaman kalkarsın ama olurda kalkamazsan baban hep seninle kızım. Yolun açık olsun babam Allah ayağına taş değdirmesin su gibi yolun olsun. Yaşın kaç olursa olsun, ne kadar yükselirsen yüksel benim küçük kızımsın bir şeye ihtiyacın olursa hiç sıkılma babam var de bunu hiç unutma kızım.

Sare bu duydukları karşısında daha da gururlandı" Benim babam var arkamda kimse yıkamaz beni onları babama şikayet ederim." dedi ve gülümseyerek babasına sarıldı.

"Benim melek kızım annenin en yakın arkadaşın olduğunu unutma her daim yanındayım sen nerede olursan ol gururla en ön sırada seni izliyor olacağım."

"Annem benim, söz veriyorum sizi hep gururlandıracağım."

Sare hem annesine hemde babasına sarıldı ve artık veda vakti geldi çattı, ailesine son kez baktı"Uçaktan size el sallayacağım, beni özlerseniz gökyüzüne bakın ben öyle yapacağım çünkü aynı gökyüzüne bakıyor olacağız ve bu düşünce bizi iyi hissettirecek,sizi seviyorum.

Sare uçak kapısına doğru gitmeye başladı ve arkasından şu sözler takip etti onu;

"Seni seviyoruz Hakime Sare Yılmaz."

 

Loading...
0%