Hayatta hep keşkeler neyseler var olmuştur. Hiç kendimize sorduk mu neden? Bazen küçük bir duygu bazen bir hayal kırıklığı ,bazense geçmişten bir iz istemeden de olsa biz keşkelere neyselere bazen hapsolduk. Bazen ufak bir umut bazen hafif bir tebessüm bazen ise başkasından aldığın ufak bir neşe, yol gösterebilir sana.
Neyselerin keşkelerin ne suçu vardı peki? suçlu olanlar onlarmıydı yoksa onlara suçluluk kelmesi ile şekillendiren bizlermiydik? keşkeler gene de iyidir bazen yaptığın bir şeyden, bazen de yapmadığın bir şeyden keşke dersin, yapsaydın hata olucaktı belki ama neyseler; hayal kırıklıkları umutsuzluklar hatta yarım kalmışlıklar...
Yarım kalan anılar... Yarım kalmış yaşanmışlıklar... Yarım kalmış duygular... Kendimi tamamladım ben dediği anda yarım bırakılan insanlar... Hepsi hayattan kopan birer neyseler söylenecek sözler... Hissedilen duygular... Hatta bazen yarım kalan düşünceler. Sadece bir insan sizi yarım bırakabilir.
İnsan sevebilir, duygular yaşayıp karşısındakiyle şekillendirebilir. Bazen olur ki karşısındakine karşı duygularını öyle şekillendirir ki onu hayatının bir parçası olarak görür. Onu sevgisinin zirvesinde görür kendinden çok sever. Onu öyle bir sever ki gece uyku sersemi kalkmasına rağmen onu düşünebilecek kadar, insan öyle bir sever ki gece rüyasında onu görecek kadar, kendisine zarar gelse bile o üzülücek mi diye düşünecek kadar, akıla her geldiğinde ağlanacak kadar, gerçekten insan o kadar sever ki "Rabbim onu çok seversem benden alır." diye düşünüp ona göre sever işte, insan böyle sever ama...
Ama'lar her şeyin zıttını söyleyenler. O kadar seversin umut edersin ama gene olduğu gibi bir ama ile yarım kalırsın o ama lara rağmen sen gene de seversin.
Ama işte sevilmeyebilirsin, O paha biçemediğin ruhuna ağır gelen sevgiyi görmezden gelebilirler. Yanında huzuru hissettiğin insan senden kopabilir. Ona verdiğin sevgiyi hiçe sayabilir, duygularını yarım bırakabilir, seni geçmişine bırakıp yine kaçabilir, seni yarım bırakabilir .
Duygularının içinde kaybolabilirsin, o yarım kalmışlık hissinin içinde boğulabilirsin, ruhundaki yük ağır gelir sana, o kadar değer verdiğin insanın seni görmezden gelmesi ,ruhunun bir parçasının kopması, seni yarım bırakır. Bir boşluğa kapılırsın. İçinde kara delikten büyük bir boşluk oluşur, kendini oraya kaptırırsın ve oradan bir daha çıkamazsın. Aç gibi hissedip yemek yesen mide bulantısına kapılacak gibi bir his olur içinde, o boşluktan asla çıkamazsın sadece kendini kandırırsın hissizleşirsin, duyguların açığa çıkar ama hiç bir şey yapamazsın. Oturup ağlamaktan başka elinden bir şey gelmez. Yatağa her başını koyduğundan gözlerin dolar, sürekli erken yatmak istersin düşünmemek için. Ama bu bir engel değildir ya rüyanda görürsün ya da yatmadan onu düşünürsün, sabah şiş gözler ile kalkarsın...
Ama o hayatına hiç bir şey olmamış gibi devam eder. Sen ise bir parçan eksik şekilde hayatının geri kalanını yaşamaya çalışırsın.
Bazen gelmesini istersin, kayıp olduğun boşluktan çıkarmasını istersin ,seni neden yarım bıraktığını öğrenmek istersin, sorular sormak istersin, ona fazla gelen neydi öğrenmek istersin ama gururun el vermez söyleyeceklerin boğazına dizilir, kelimelerin düğümlenir, kursağında kalmış bir sual ile ortada bırakılırsın.
Senin bu yanlızlığını ne kalan görür, ne de giden görür, giden gitmiştir ama bir umutla görmesini beklersin. En büyük umutsuzluk ettiğin umuttur. Belki biz diye düşünürsün ama siz, biz olamayacak kadar aynı cümlede isimlerinizin geçemeyeceği kadar imkansızdırsınız.