Hoş geldiniz bebeklerim. Başlamadan önce oy vermeyi unutmayalım lütfen.

Bölüm Şarkısı: Yüzyüzeyken Konuşuruz - Tutun Sen Bana ​​​​​​​​​​

KELEBEK SİSTEMİ 2.BÖLÜM

"Dersler nasıl gidiyor güzelim?" diyerek arabayı kullanan Kutay, İzel Eflin'in babası diğer yandan kızına kısa bakışlar atıyordu.

"İyi gidiyor baba, yani biliyorsun zorlandığım bir ders yok." diyerek gülümsemişti İzel. Bu durum babasının da hoşuna giderken derin bir iç çekmişti.

"Çalışman gerektiğinin bende farkındayım güzelim ama kendini bunaltma olur mu? Her şeyden önce sen geliyorsun benim için." dediğinde babasının bu güven veren sözleri kızı için güzel bir motivasyon kaynağıydı.

Başaramaması gibi bir ihtimal yoktu ama olsa bile biliyordu ki babası hiçbir zaman onu yargılamayacaktı. Bunu bilmesi bile ona yeterdi.

"Biliyorum babacım. Sen de beni merak etme ve aklını bunla yorma. Ben gerçekten verimli çalışıyorum ve başarabileceğimin zaten farkındayım." diyerek özgüvenle konuşan İzel'e karşı babası küçük bir kahkaha attı. Kendisinin kız hali karşısında duruyordu ve bu güzeldi.

"Kutay Sarıca'nın kızı olduğunu belli etmen güzel İzel Eflin Sarıca." diyerek karizmatikçe kızına göz kırpan adam ile ikisi de gülmüştü.

Okula yaklaşan araba ile Kutay derin bir iç çekmişti.

"Geldik küçük hanım." dediğinde İzel hafif tebessümle babasının yanağına eğilmişti yumuşak bir öpücük babasına bahşettikten sonra babası da aynı şekilde karşılık vermişti.

"Akşam görüşürüz baba, kendine dikkat et." dediğinde kızına içi gidercesine bakan Kutay gülümseyerek kafasını aşağı yukarı sallamıştı. Arabadan inen kızına son kez bakan Kutay derin bir nefes vererek adliyeye sürmeye başlamıştı.

***

Adımlarım okulun bahçesine girdiğinde üzerimde hissettiğim gözlerle kafamı o tarafa çevirmiştim.

Göz göze geldiğim maviliklerle duraksarken bu durumu belli etmeden umursamayarak okula yürümeye başlamıştım.

"Bücür!" diyerek gür bir sesle bağıran çocuk ile üstüme alınmamıştım. Dün ki sınav da yanıma oturan Doğuhan olduğunu biliyordum ama umarım bana seslenmiyordur.

"İzel." dediğinde bu sefer bana dediğini anlamıştım yerimde durduğumda herkesin buraya olan bakışlarını takmamıştım.

"Efendim." dediğimde Doğuhan önümde durarak sarı saçlarına elini atarak onları geriye atmıştı. Ne diyeceğini beklerken bir süre konuşmayacağını falan düşünmüştüm artık.

"Günaydın bücür." dediğinde boş boş yüzüne bakmıştım. Günaydın demek için mi tüm okulu bücür diye inletmişti. Tamam. Günaydın diyebilirdi tabi ki de ama... off İzel.

"Bak sana da günaydın Doğuhan ama bana bücür deyip durma." diyerek burun kırıştırdığımda kıkırdamıştı. Güzel gülüyordu. Siktir. Sus İzel.

"Tamam, kızım sende celallenme hemen. Nasılsın bakayım?" diyerek yüzüme eğilmesiyle daha da sinir olmuştum. Eğilecek kadar da kısa değildim o çok uzundu. İyi olduğuma kanaat getirmiş olmalı ki geri eski haline dönmüştü.

"Turp gibisin Maşallah. Ne kadar güzel olmuşsun sen bugün." dediğinde bu sefer artık sinirden gülmüştüm.

Daha dün öylesine tanışmıştık ama sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi davranıyordu. Bu samimiyet fazlaydı ve nedensizce iyi hissettiriyordu. Ama bu rahatsız olduğum anlamına gelmiyordu.

"Her yeni tanıştığın kıza böyle misin sen?" diyerek kaşlarım çatık sorduğum soruyla Doğuhan da hafif bana doğru gelmişti.

"Maalesef bücür sadece sana özel." dediğinde sessiz kalmıştım ama daha da burada durmak istemiyordum. Herkes buraya bakıyordu ve Doğuhanı herkes tanıyordu yanlış anlaşılmasak iyi olurdu.

"Her neyse gitmem gerek." diyerek arkamı döneceğim sırada kolumu tutmasıyla bu sefer kolumu sertçe çektim. Kaşlarımı hızla çatıp ona dönerken o da şaşırmış gibiydi.

"Ben özür dil-" diyemeden sözünü kesmiştim. Normal ve sakince konuşmaya çaba göstermiştim.

"Yeni tanıştık ve bana temas uygulaman pek hoş değil. Aynı zamanda gitmek istediğimi belirtmiştim. Seni de kırmak istemem ama konuşmasak daha iyi olabilir." dediğimde derin bir iç çekmişti. Gözleri sürekli gözlerime değerken konuşmaya başlamıştı.

"Haklısın sana dokunmamalıydım özür dilerim ama senle konuşmayı kesmeyeceğim bücür, hadi derse git artık. Beni izlemekten derse geç kaldın valla." dediğinde sinirle kaşlarım yukarı havalanmıştı.

Ben mi onu izliyordum? Ah gerçekten şaka gibi bu çocuk.

Elimle bir onu bir kendimi gösterirken alayla konuştum.

"Ben mi seni izliyorum? Yoksa sen mi beni?" dediğimde hafif sırıtarak kulağıma eğildi. Ben de aynı şekilde iddialı bir şekilde ona bakıyordum.

"Ben seni izlemediğimi iddia etmedim ki bücür. Eğer bu gözleri senden alabilseydim yanında olmazdım." dediğinde artık burada durursam susmayacağını anlayarak arka mı döndüm.

Bu sefer yeniden konuştuğunda sinirle ona döndüm.

"Kaçıyor musun sen benden bücür?"

"Doğuhan." diyerek sinirle mırıldanmamla gür bir kahkaha attı. Neresi komikti bunun gerçekten anlamıyordum.

"Hadi tamam, tamam..." derken yüzümdeki ifade ile dudaklarını ısırdı. "Valla sustum ya bu sefer." dediğinde sabır dileyerek arkamı dönmüş okula ilerlemiştim.

Sonunda sınıfıma varabildiğimde rahat bir nefes vermiştim.

***

"Şimdi çocuklarımız olursa adları bile hazır!" diyerek şakıyan Doğuhan ile herkes derin bir nefes vermişti.

"He ne olacak?" diyerek gülümseyerek soran Özcan ile Doğuhan sırıtarak sandalyesinin arkasına yaslanmıştı.

"Batıhan, Kuzeyhan, Güneyhan." dediğinde Gökmen büyük bir kahkaha atmıştı. Diğer yandan Özcan yüzünü buruşturmuştu.

"Aferin sana Doğuhan koy bunları çocuklarına." diyen Gökmen hala karnını tutarak gülmeye devam ediyordu. Hafif kıkırdayarak elini ağzına örtmüş olan Semih bu sefer söze girmişti.

"Doğuhan sen bu kızı anlatıp duruyorsun da kız senden ya hoşlanmadıysa." dediğinde Doğuhan hiç istifasını bozmadan konuşmuştu.

"Hoşlanır hem de âşıkta olur. Bence oldu bile de." diyerek kendi kendini onayladığında diğerleri bir şey dememişti.

"Yengeyi sürekli sinir edersen ohoho sizin iş yaş." diyen Özcan ile Doğuhan omuz silkmişti.

"Ne yapayım? Sinirliyken çok tatlı oluyor bücür." dediğinde Gökmen yine kahkaha atmıştı.

"Olum bugün okul bahçesinde bücür diye bağırdın ya yenge bir an sana dalacak sandım." dediğinde Semih de gülmüştü.

Bugün Doğuhan, İzel'in yanına gittiğinde onları izlemişlerdi. Gerçekten çok tatlı duruyorlardı.

"Olum sen yine de kızı çok sıkma belli ki derslerine falan önem veriyor, çok da dikkati dağılmasın yani." diyen Semih ile Doğuhan bu sefer ciddi bir hale gelirken hemen onu onaylamıştı.

"O konuda haklısın kardeşim, sınavda bile o bana kopya verdi yani." dediğinde herkes duraksadı.

Oturdukları masada Doğuhan hariç hepsi kahkaha atmaya başlamıştı.

"Doğuhan Allah seni kahretmesin lan. Kız 11 bir de ondan kopya mı aldın?" diyen Gökmen ile Doğuhan da yaptığı salaklığın farkına varmıştı.

"Öyle oldu valla da bücürcüğümle aramızda kopyanın lafı mı olur be! Çillerine kurban olduğum!" dediğinde her saniye İzel'e duyduğu duygular artıyordu. Doğuhan, İzel'e bağlanmaya başlıyordu.

***

Teneffüs zili çalarken öğle arası olduğu için kantine inmiştim. Bir tost, içecek ve bir tane de çikolata alıp boş bulduğum bir masaya oturmuştum.

Kantin hızla dolmaya başlarken ortamın gürültüsü rahatsız ediciydi ama gayet normaldi. Herkes öğle arasında arkadaşlarıyla sohbet etmek isterdi ve buna saygım tabi ki sonsuzdu.

İçeceğimden aldığım bir yudumla beraber önümdeki notlarımda gözümü gezdiriyordum. Aniden dikkatimi çekmek için gelen öksürük sesiyle kafamı kaldırmıştım.

Karşımda hafif çekinerek bana bakan çocuğa anlamsızca bakmıştım.

"Şey seni rahatsız ettiğim için özür dilerim ama boş yer kalmamış. Otursam olur mu? Seni rahatsız etmem." diyerek heyecanla konuşan çocuğu daha da utanmasını sağlamamak için hafif tebessüm etmiştim.

Zaten birazdan sınıfa çıkardım o yüzden sorun yoktu.

"Sorun değil, oturabilirsin." dediğimde gülümseyerek karşımda ki sandalyeyi çekerek oturmuştu.

Notlarıma geri dönerken karşımda ki çocuk yine konuşmuştu.

"Eşit ağırlıkçı mısın?" dediğinde onu onaylamıştım.

"Evet, 11.sınıfım." dediğimde gülümsedi.

"12'yim ben de eşit ağırlık bölümünde." dediğinde kafamla onu onaylamıştım.

"İstediğin bir bölüm var mı?" dediğimde derin bir iç çekmişti.

"Psikoloji istiyorum." dediğinde kaşlarım istemsizce havalanmıştı.

"Çok güzel umarım başarabilirsin."

"Teşekkür ederim. Bu arada ben Cengiz." dediğinde aynı anda masanın başında hissettiğim kişiyle oraya dönmüştüm.

"Merhaba." diyen Doğuhan ile neden burada olduğunu anlamak için ona bakmıştım. Cengiz bu sefer gülümseyerek Doğuhan'a bakmıştı.

"Merhaba Doğuhan, ben zaten kütüphaneye geçeceğim size iyi sohbetler." diyerek yanımızdan kalkmasıyla kaşlarımı çatmıştım. Doğuhan'ın hala ayakta bana bakmasıyla geri ona dönmüştüm.

"Bir sorun mu var?" dediğimde sanki sesimle kendine gelmiş gibi ağzından bir kaç kelime kaçmıştı.

"Bücür, ben çok mu kötü yaklaştım sana." dediğinde ne dediğini anlamak için kaşlarımı çatmıştım. Bu nasıl bir soruydu?

"Anlamadım?" dediğimde derin bir nefes çekmişti içine.

"Nazik değil miyim ben? Cengiz itine tebessüm ettin de onu şey ettim. Kıskanmadım ama ha ne haddime. Ben bir an şey ettim. Yani seni şey ettiysem şey olma diye. Hay her ne şeyimse. Pardon bücür ya." diyerek elini ensesine atarak gözlerini kaçırdığında gülerek ona bakmıştım.

Bu çocuk gerçekten her iki tarafında dengeleriyle oynuyordu.

"Güldüğüne göre ben nazikliği de geçmişim be! Tamam, şimdi bana bayıldığına inandım." dediğinde duraksamıştım. Kaşlarım yine çatılırken sinirle bir nefes vermiştim. Doğuhan ise sırıtıyordu.

"Ne kadar da komiksin Doğuhan." dediğimde 'biliyorum' anlamında kafasını sallamıştı.

"Övme beni bücür övme. Âşık olacaksın vallahi sonra yine Doğuhan deyip duracaksın." diyerek gülerek bana bakan Doğuhan ile gözlerimi sinirle yumup açmıştım.

"Doğuhan işin sadece ben miyim senin? Gitsen mi artık?" diyerek nazikçe artık onu kovmaya çalışsam da yine susmamıştı.

"İşim de sensin gücüm de sensin bücür. Şimdi o güzel yeşillerine daha da bakıp ölmeden gidiyorum." diyerek arkasını dönmesiyle sinirle elimi saçlarıma atmıştım.

"Şebek herif!" dediğimde ben bile ne dediğim farkına yeni varmıştım. Sesli söyledin İzel. Aferin sana.

Doğuhan bu sefer gür bir kahkahayla yanımdan ayrılırken ben sinirle eşyalarımı toplamış sınıfa çıkıyordum.

Bu çocuk... Bu çocuk beni delirtecekti.

*

Bölüm nasıldı ballarım beğendik değil miii??

Evet Doğuhancım her ne şeyse, çok seviyorum bu çocuğu ya.

Oy sayısı neden bu kadar az acabaa, diğer bölümü en az 30 oy yapmaya çalışalım lütfen. Yorumlar zaten yok gibi acayip morel bozuyor ama olsun.

Sizleri seviyorum💗

​​​​​​