@simayayayayayayayy
|
Selamm ben şimdi fazla tutmayacağımm Bazı bölümler Alp Atlas'ın gözünden olacak bide biz bu kitabı üniversiteye giden bi komşumla yazdığımız için tek ben yazdım diyememm İyi okumalarr Sabah erkenden kalkıp hazırlandım ve kılıç kursuna gitmek için yola çıktım. Padişahın oğlu Alp Atlas, halk arasında dolaşıyordu. Fazla umursamadım ve kursun verildiği yere doğru gittim.
Filiz hoca "Asena. Kılıç, sapı öne bakacak ve ucu yukarı bakacak şekilde tutulur. Her iki kol da kontrol edilir ancak rahat ve düz bir şekilde sallanır. Ayaklar tam karşıya bakar ve omuz hizasında ayrıdır. Ki'nin içinden ve etrafından düzgün bir şekilde akmasına izin ver. Eğildiğin kişiden gözlerini ayırmadan belinden eğil. Şimdi antrenman yapacağız bu anlattıklarım gözlerinin önünde canlansın." Dediğinde başımı hafifçe yukarı aşağı salladım.
Birkaç saat boyunca antrenman yaptık ve ben üzerime siyah kabarık olmayan askılı bir elbise giyindim. Belime beyaz kınımı taktım ve kılıcımı belime astım. Sonra ormana gittim meyve ve mantar toplamaya başladım.
Birkaç dakika sonra bir gölge gördüm fakat meyve toplayan bir çocuktur diye umursamadım ve böğürtlen toplamaya devam ettim. Bir anda "Efendim buraya gelmeniz yasak!" Diye bir ses duydum ve gölgenin olduğu yere döndüm. Padişahın oğlu Alp Atlas buradaydı, hafif bir tebessüm ettim, sonrasında çarşıya doğru gittim.
Eve döndüğümde saat gece yarısını geçmişti. Yolda küçük bir kedi gördüğümde yanına oturup biraz onu sevdim. Çok geç olduğunu anlayınca sessiz adımlarla eve girdim ve odama doğru ilerlerken babamın "Asena, bu saate kadar neredeydin sen!" Dediğini duydum. Arkamı döndüm elinde kırık bir içki şişesi ile bana bakıyordu "Baba fazla meyve vardı onları sattım" dedim başka türlü bana çok kızacağını biliyordum. Babam elimdeki altınları elimden çekerek aldı. Ben odama giderken arkamdan içki şişesini fırlattı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım sonrasında duş almak için banyoya gittim.
Duş aldıktan sonra üstüme krem rengi, askılı ve kabarık olmayan bir elbise giyindim ve odama geçtim. Saçlarımı ördüm ve yattım.
Sabah uyandığımda hızlıca beyaz kabarık olmayan askılı bir elbise giyindim. Elime beyaz, tül ve uzun olan bir eldiven taktım. Beyaz kınımı belime astım ve saçlarımdaki örgüleri açtım sonrasında hızlıca evden çıkıp kursun olduğu yere doğru yola çıktım. Nedense bugün hiç kimse dışarıda değildi. Kursun olduğu yere gittiğimde Filiz hoca da yeni gelmişti biraz konuştuktan sonra antrenmana başladık. Antrenman biraz geç bitmişti, kurstan çıktığımda hâlâ kimse yoktu biraz uğultu vardı sadece. Kimse olmadığı için ormana gitmedim dünden kalan birkaç altın ile eve gittim. Kapının önünde 10-15 kişi vardı aralardan ilerlediğimde şok olmuş bir şekilde yere baktım... Of ne yazıyım bilemedimmm Sizce yerde ne var? Veya yerdeki kim? |
0% |