Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@simurganka45

Keyifli okumalar🥹🎊🎉

 

Sabah uyandığım gibi elimi yüzümü yıkayıp siyah eşofman takımını üstüme giydim. Aşağı indiğimde Mert çoktan uyanmış hazırlanmış beni bekliyordu. Henüz market alışverişi yapmadığımız için bugün Sibel teyze çağırmıştı kahvaltıya akşam da mahalledekileri bize çağırmıştık teşekkür amaçlı. Her ne kadar gerek yok deseler de zorla da olsa kabul ettirdik.

 

'Günaydınnnn' diyerek Mert'in kollarının arasına girdim. Telefondan kafasını kaldırıp bana sardı kollarını Mertte.

 

'Günaydın Narçiçeğim. Dinlenebildin mi?' Dün temizlik işi bitirdi bizi ama yine de kendimi zinde hissediyorum.

 

'Dinlendim bebeğim, sen' kaşlarını çattı neymiş koca adammış bebeğim demek karizmasını çiziyormuş beyefendinin. Ben de inatla söylüyorum yaşasın en yakınını kudurtmak dndn

 

'Hadi gidelim. Daha fazla bekletmeyelim' ikimiz birlikte çıktık evden.

 

'Sen git Mert ben fırından bir şeyler alıp geliyorum' ben de geliyim diye ısrar etse de onu zorla gönderdim. Yavaş adımlarla Sevda mahallesinde yürümeye başladım. Yolda gördüğüm insanlara selam verdim. Sıcacıktı o televizyonlardaki mahalle hayatı devam ediyordu.

 

Fırına geldiğimde daha kapıdan taze ekmek kokusu beni iyice acıktırdı. 'Kolay gelsin Mahmut amca' Mahmut anca mahallenin emekçi fırıncısı. Kendisi tam olarak bıyıklı tuzluklar oluyor ya onlara benziyor.

 

'Sağol Ceylan kızım. Hoş geldin' gülümsemesi çok içten seviyorum bu tontiş ihtiyarı.

 

'Hoş buldum. Ben 10 simit biraz da börek alıcam Mahmut amca' kafasını sallayarak dumanı üstünde tüten simitlerden ve böreklerden koydu. Ücreti ödeyip ayrıldım.

 

Yol da giderken ara sokaktan gelen yüksek sesle yönümü oraya döndüm. Evet başına bela geliceği halde bodruma inen başrolden bir farkım yok dnjd. Ara sokağa yürüdükçe sesler arttı. Büyük ihtimalle kavga vardı. Sokağa girmemle yanılmadığımı anladım. Beklediğim bir kaç kişinin birbirine girmesiyken büyükçe iki grubun birbirine Allah ne verdiyse girmesi değildi. Tam telefonumu çıkarıp polisi arayacakken küçük yavru bir köpeğin onların kavgasına doğru gittiğini görmemle adımlarımı onlara çevirdim.

 

Köpek burdan birini tanıyor ya da o bile bu yaptıklarının yanlışını anlamış gibi paçalarından çekmeye çalışıyordu.

O an mantıklı olmadığını bildiğim halde ikili arasında her an ezilme tehlikesi olan küçük köpekçik için araya daldım. Beni farketmeseler de araya giren araya gider sözünü doğrular şekilde darbe alsam da pes etmeden ordan oraya benden kaçan köpek için vazgeçmedim. Arada geçmek için önümdekileri itiyordum ama mevzu neyse kimse de sen kimsin diye sorgulamıyordu. Bu hengamede sorgulasalar şaşardım.

 

Tam geçeceğim sırada aldığım ağır darbeden karnım iki büklüm olurken en yakın kişinin kolunu tuttum. Eş zamanlı olarak adım sesleri ve 'Lannn' diyen bağrış sesiyle iki grup birbirinden ayrılırken sıkışmadan sonraki boşlukla bedenim kalça üstü yere düştü. Yere düşmemle kucağıma gelen köpecikle kaşlarımı çattım ama galiba yüzüme de darbe aldım canım acıdı.

 

'Senin için geldiğim hale bak köpecik. Hainsin hiç öyle bakma' ben kucağımdaki köpekle uğraşırken birden önüme biri çöktü. Kafamı kaldırmamla Savaş şok biraz da üzgün bakarken arkadan diğerlerinin de sesi geliyordu. Savaş da beni dikkatlice ayağa kaldırıp kavga edenlerin yanına gidip bağırmaya başladı.

 

Koşarak bana doğru gelen Mert ve Bilge'ye arkalarından gelen Nisa ve Yağmur da eşlik etti. Mert ve Bilge beni görünce elimden tutup beni kaldırıma oturttu.

 

Savaş artık bağırmayı kesmiş tam çocuğa elini kaldırmışken gelen sert fren sesiyle hepimiz oraya döndük. Arabadan inen bedeni görünce hayal sandım gözlerimi kırptım bir kaç kez ayaklanan Mert'e doğru yaklaştım. Sıktığı çenesine bakılırsa doğru görmüştüm.

 

Yavuz sert adımlarla Savaşlara doğru yaklaşırken benimle kavga eden çocuklarsa rahatlamış gibiydi demekki onların mahallelerindendi şimdi abileri gelince rahatlamışlardı. Bu görüntüye histerik bir kahkaha attım. Kahkahamla beraber bizimkilerin endişeli bakışları beni buldu. Yavuz ve arkadaşları sesin geldiği yere baktı. Beni görmeleriyle şaşırdılar Yavuz ise ayakları yere çakılmış gibi sadece bana bakıyordu.

 

 

 

Yazarın Anlatımıyla

 

 

Yavuz karşısında kaybettiği büyük aşkını görünce olduğu yerde kaldı. Herkese boyun eğdiren adam karşısındaki kızın karşısında bir kez daha güçsüzülüğünü fark etti. Odaklanmış kalmıştı neden buraya geldiğini yanındakileri her şeyi unutmuştu. Yanındaki arkadaşları da biliyordu Ahu'yu herkesin belki de en son görmeyi düşündüğü kişiydi burda Ahu. Hepsi mahallesinin çocuklarını korumak için gelmişti. Yavuz Ahu'nun üzerini süzünce yumruklarını sıktı. Kavga etmişti. Kaşındaki açıklıktan akan kan kurumuştu o güzel yüzünde. Saçı başı dağınıktı. Dudaklarının kenarını burdan göremese de kanadığı belliydi. Yine de herkesten güzeldi. O güzel yüzünü kanlar bile örtmemişti. Paçasına dolanan yavru köpeği görünce kafasını iki yana salladı. Ahuyu görüp de yörüngesine takılmayacak canlı yoktu ona göre.

 

Sevda mahallesi gençleri gelen adamlarla kavga çıkıcağını anlamıştı. Hepsi hazır bir şekilde yumruklarını sıkarken karşılarındaki adamların duraksamasıyla şaşırdılar. Hepsinin odak noktasına düştü bakışları Ahu yüzünde buruk bir gülüşle karşılarındaki adamlara dikmişti gözlerini. Mert hariç kimse anlam veremedi bu duruma.

 

Mert ise kardeşinin bir zamanki katilini görmesiyle ilk afallasa da Ahu'nun onu sımsıkı saran elleriyle tek bir adım atamadı. Halbuki beklediği şans çoktan önüne gelmişti. Ahu'ya sözü vardı onu dövmeye gitmeyeceğim diye ama şimdi o şerefsiz kendi ayaklarıyla gelmişti.

 

Yavuz arkadaşlarının onu dürtmesiyle çıktı daldığı yerden. Bir öksürükle boğazını temizleyerek odağını toplamaya çalıştı. Yavaş adınlarla ilerledi. Herkes kavganın ilk yumruğunu bekliyordu. Yavuz yaklaştı kendi mahallesindeki çocuklara baya kötü haldelerdi. Şu an onları korumaları gerekiyordu ama onlar sevdasına kıymıştı. Ahu'nun halinden belliydi onların suçu olduğunu. Yavuz hiç düşünmeden kaldırıp karşısındaki çocuğa bir tokat attı. Bunu beklemeyen çocuk yere yapıştı. Hiçkimse ne olduğunu anlamadı. Yavuz mahallesinin abisi olarak kardeşlerini döven adamlara kafa tutmak yerine kendi mahallesindeki çocuğa vurmuştu. Hem de başka bir mahallede. Diğer çocuklara da bir tokat attı.

 

'Ben size böyle mi öğrettim? Kadına el kaldırılmayacak demedim mi ben?' Adeta kükredi. Herkes o anki tepkisi kadın için sansa da durum sadece bundan ibaret değildi. Yavuz bir hareketle çocukları arabaya gönderdi. Şimdi Yavuz ve Savaş, Yavuz'un mahallesiyle Savaş'ın mahallesi karşı karşıya kaldı.

 

Mert ise hala Ahu'nun yanındaydı. Arada sinirli bakışlarını Yavuzdan çekip şevkatle Ahu'ya bakıyordu durumunu anlamak için. Ahu ise boş bakıyordu horoz gibi diklenen mahalle gençlerine.

 

Savaş daha fazla bakışmaya devam etmek istemedi. 'Hayırdır böyle bakıp durucak mısınız?' Yavuz o an farkına vardı. Ahu onu yine etkisi altına almayı başarmıştı. Hem de hiçbir şey yapmadan. Tekrar bakışları Ahu'yu buldu. Savaş bu duruma yeterince sabretmişti. 'Çek lan gözlerini' Yavuz Savaş'ın sözleriyle dişlerini sıktı. O an kafasında dönen tek düşünce Savaş'ın Ahu'ya yakın olmasıydı. Mantığı bırakmıştı onu sokağın başında.

 

'Çekmiyorum gel çek' Başkası olsa mahalle abisinin sözünün üstüne bir şey yapmazdı. Ama söz konusu Ahu gözlüsüydü. Savcı olduğu için yanında taşıdığı silahı Savaş'a doğrulttu.

 

Herkes Yavuz'un hareketine şaşırdı. Kavga edilirdi ama çok büyük bir olay olmadıkça silah çekilmezdi. Çekilirse eskisi gibi olunmayacağı bilinirdi. Yavuz'un arkadaşları sinirlense de bir şey diyemedi. O silah çekilmişti artık.

 

Sevda mahallesi gençleri de şaşkındı. Silah çekilecek bir durum yoktu. O an anladılarki konu Ahu'ydu. Savaş kendine doğrultulan silahın altında kalmadı. Kendi silahını çıkarıp o da Yavuz'a doğrulttu. Bu hareket iyice herkesi gerdi. Kimse bir şey söylemiyor ama iki silah doğrultan salağa sövüyorlardı içlerinden.

 

'İkisinden biri mesleğinden, biri canından olucak' Yağmur'un kısıkça söylediği şeyle Bilge ağlamaya başladı. Ahu ise anlam veremedi. Anın gerginliğiyle silah çekilmişti tamam saçmaydı ama birbirlerini vuracak da değillerdi. İkisi de indirirdi silahı.

 

'Saçmalama indirir biri şimdi silahı' diyerek Yağmur'a cevap verdi Ahu.

 

Karşılığı ise Nisa'dan geldi onun da gözlerinde endişe vardı. 'Anlamıyorsun Ahu, mahalle abileri silah çekmez zorunda olmadıkça. Şimdi kim indirirse diğerinin üstünlüğünü kabul etmiş olucak. Ayrıca tetik indirdi ikisi de o tetiklerden biri düşmeden tekrar indirmezler' Ahu güldü tekrar iyice psikolojisi bozulmuştu. Sikimsonik mahalle abisi tavırları.

 

Ortamda gerginlik devam ediyordu ama Ahu dayanamadı daha fazla. Mert'in yanından ayrıldı. Birbirine silah doğrultan ikilinin yanına ilerleyip yanlarında ikisinin ortasında durdu. Herkes dikkat kesilmiş Ahu'yu izliyordu. Ahu bir şey söylemeden durdu sadece.

 

'Ahu gözlüm' Yavuz'un titreyen sesiyle söyledikleri bir tek Ahu için bir şey ifade etmedi. Çoktan kapanmıştı o defter. Yavuzun arkadaşları hala mı diye şaşırsa da biraz olsun rahatlamışlardı. Ahu bitirecekti bu saçma durumu. Sevda Mahallesi gençleri ise şaşkınlıkla birbirine bakıyorlardı. Herkese bas bas bağıran kendi mahallesindeki herkesin çekindiği adam Ahu'nun adını anarken sesi titremiş tek bir kelimesine yıkılacak gibiydi. O an anladılar bu bir sevda hikayesiydi. Bu onları daha çok gerdi Savaş'ın da kabul etmese de Ahu'ya olan hisleri az buz değildi. Şimdi olay daha da büyüyecekti. İnşallah Ahu Savaş'ı karşısına almazdı çünkü bunu kaldıramazdı genç adam.

 

Ahu ikisinin de gözlerine baktı. İki genç adamın gözleri zaten onun üzerinde elleri tetikteydi. Titrek bir nefes çekti içine yaraları acıdığı için dudağı büzüldü. İki genç adamsa sanki yaralar onlarınmış gibi yüzünü buruşturdu. 'İndirin silahları' sesi yüksek değil ama kararlıydı. Herkes nefesini tutmuş bekliyordu. İki adam da üstünlük almadan bir kız için silahı indirecek miydi?

 

İki adam bir kıza bir de karşısına baktı. Ahu ellerini kaldırdı iki silahı da tutup yavaşça aşağı doğru bastırdı. İki adam da komut almışçasına tetik düşürüp bellerine koydular silahı.

 

O gün orda silah patlamadı sanıyorlardı ama Ahu'nun ağzından çıkan iki kurşun iki adamı kalbinden vurmuştu. O gün bir kazanan olmadı gibi gözüküyordu ama iki adama silah indirten Ahu ikisini de diz çöktürmüştü.

 

İki adam o gün o mahallede Ahu Nazlı'nın 'aşkına teslim oldular.'

 

 

 

Bölüm sonu🎉🎉

 

Amacım kavgaya ve şiddete özendirmek kesinlikle değil. Zaten başında da yazdığım gibi bu tamamen hayal ürünü olan bir kurgu bazı sahneleri farkındalık için yazsam da kişiler üzerinde etki bırakmamak amacıyla elimden geldiğince düzeltmeye çalıştım

 

Şiddetin her türlüsü kötüdür ve hiç bir şeyin çözümü şiddet değildir.

 

Kısa oldu ama umarım beğenmişsinizdir.

Loading...
0%