@simurganka45
|
Keyifli okumalar🐣❤️
Ahu Nazlı Anlatımıyla
Çalan alarm sesiyle istemeyerek sıcak yatağımdan kalktım. Sonunda okullar açılmıştı. Tatil her ne kadar güzel gelse de artık evde olmaktan sıkıldım. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. İhtiyaçlarımı da giderince tekrar odama geldim. Allahtan eşyalarımı bir gün önceden hazırlama gibi bir takıntım vardı da sabahları ne giysem diye dört dönmüyordum. Sandalyeme koyduğum eşyaları giyip saçlarımı taradım. Biraz makyaj yaptığımda çantamı da alıp aşağı indim. Telefonumu çıkarıp Bilge'ye mesaj attım. Canım bir şey yemek istemedi fakültede atıştırırdım bi şeyler
(Ahu'nun giydikleri)
Hazır mısın bebiş(7.30):Siz
İkizim🐣: Hazırım yavrum. Beş dkya çıkıyorummmmm (7.30)
Bilge'nin mesajıyla her ne kadar beni bekleteceğini bilsem de botlarımı ve montumu giyip çıktım evden. Benim evin bahçe kapısından çıkmamla yan evin kapısı da açıldı. Anlık boşluğuma gelip çıkan sesle dönsem de Savaş'ın evden ayrıldığını görünce göz göze gelmeden önüme dönüp Bilgelerin evine diktim gözümü.
'Günaydının da mı yok Naz' Savaş'ın seslenmesiyle içimden ona küfürler göndererek yavaşça arkamı döndüm. Bu adam bi polar falanda büyük ihtimalle yoksa bir öyle bir böyle davranmasının anlamı olmazdı.
Flashback
Ahu Nazlı olaydan bir gün sonra kendini yanlış anlamaması için Savaş'ın evine gitti. Annelerinin olmadığını Bilge'den öğrendiği gibi bu fırsatın bir daha gelmeyeceğini bildiği için anlık bir karala soluğu kapıda almıştı. Zili çalıp beklemeye başladı. Tam umudunu kaybedip geri döneceği sırada kapıyı uykulu Savaş'ın açmasıyla ufak bir tebessüm etti. Normalde ne kadar sert dursa da uykulu gözlerini elleriyle ovuşturup saçları birbirine girmiş etrafı algılamaya çalışan karşısındaki adamın bir çocuktan farkı yoktu.
Savaş uykudan uyandığında dünden kalmalığın baş ağrısıyla yataktan kalkmadı. Çalar çalar gider diye düşünse de bir anlık anlam veremediği hisle yatağından kalkıp kapıyı açtı. Karşısında Naz'ın olmasını beklemiyordu. Dün onunla ilgili olayları çok düşündüm rüya mı diye gözlerini ovdu bir kaç kez onu gerçeklikten çıkaran ise biraz ona yaklaşan Naz'dan gelen kokusuydu. Rüya değildi rüyada kokuları algıyamazdı. Kendine kızdı o umursamaz biriydi niye karşısındaki kızın kokusundan tanır hale gelmişti. Bir şey demeden salona yürüdü.
Ahu Nazlı Savaş'ın bir şey demeden içeri geçmesini uykusunun açılmamasına verdi. Kendisinin de uykusu kıymetliydi. El mahkum yavru ördek gibi peşinden gitti Savaş'ın onun oturduğu koltukta boşluk bırakarak oturdu.
Savaş koltuktan kalkıp elini yüzünü yıkadı. Ayılmak için mutfakta büyük ihtimalle annesinin gitmeden hazırladığı fitre kahveden iki bardağa koyup salona geçti.
Ahu karşısındaki adamın kahveyle biraz kendine geldiğini farkedince lafa girmek için boğazını temizledi. 'Savaş ben o gün' demiştiki Savaş birden kesti sözünü. Şaşırmadı bu harekete Ahu son zamanlarda sürekli sözü kesiliyordu zaten.
'Abi Naz Savaş Abi' Ahu ilk şaşkın şaşkın baksa da çok üstünde durmadı. Geçen zamanda anladığı bir şeyde Savaş'ın kafasının değişik çalıştığıydı.
'Tamam Savaş Abi. Bak dün anlatacaktım ama kaçtın gittin' Ahu'nun ne söyleyeceğini anlayan Savaş kendince yine içi yalan olan cümleleri sıraladı. Yalandan nefret eden Savaş son zamanlarda ne çok yalan söyler olmuştu.
'Kaçmadım Naz, sorulan sorunun cevabıyla ilgilenmiyorum.' Ahu derin bir nefes aldı. Kalbi sızlar gibi oldu ama önemsemedi tek derdi kendini açıklamaktı. Sonra ne düşünmek isterse düşünürdü.
'Olsun ben yine de anlatıyım. Savaş yani Savaş abi' güldü bu haline bir zamanlar abi deme diye inatlaşan adamın şimdi de abilik damarı kabarmıştı. 'Ben o gün Yavuz'un'
Savaş yine dayanamadı sevdiği kızdan sevdiği adamı dinlemeyecekti. O yüzden yine yalan söyledi 'İnan senin için silah indiren adamı dinlemek için doğru kişi değilim. Bunları sen Bilge'ye anlat ne biliyim bizim kızlara falan anlat. Romeo ve Juliet hikayen beni ilgilendirmiyor ama onlar belki büyük aşkınızın detaylarını merak eder.' Ahu affalladı söylenenler karşısında bir şeyler hissettiğini sanmıştı ama yanılmışım diye düşündü.
Ahu sinirine yenik düştü aslında kalkıp gitmesi gerekiyordu o ortamdan ama sözlerini esirgemedi 'Biri daha vardı sözümle silah indiren onu konuşalım o zaman Savaş ABİ' sonunu bilerek vurgulamıştı. Ahu araları bozulmasın diye onun da sözünü dinlemesinin bir kere konusunu açmazken Savaş ona hiç acımıyordu.
Savaş karşısındaki kızın cesurca yaptıklarını yüzüne vurmasını beklemediğinden afallasa da karşısındaki kız anlamadan kendini toparladı. Kirpi gibi toparlanıp dikenlerini kıza batırdı savunma mekanizması olarak. 'Sen olayı yanlış anlamışsın Naz. Karşımdaki aşkı için indirdi bense mesleğim için.' Derin bir nefes alıp devam etti hiç acımadan sözlerine 'Sen benim mahallemin kızısın korurum kollarım ama bana tetik düşürecek de biri değilsin.' Her cümlesi yalandı Savaş'ın mahallesinde olmasını sevse de asla mahallemin kızı dememişti Naz'ı için çünkü ilk konuşmasından önce Bilgelere gelen o kızın sokaktaki kedilerle konuşmasını duyduğu gün ilk görüşte aşık olmuştu, mahallenin kızı olsa o gözle bakmazdı. Ve herkes anlamıştı Savaş herkesi yenecek gücü olsa da bu kızla savaşmazdı...
Ahu bilmiyordu tabi içinden neler geçirdiğini. Savaş'ın sözlerine sadece kafasını sallayarak buruk bir tebessüm etti. Savaş'ın da bilmediği bir şey vardı eğer Ahu Nazlıyı kırarsan kırıklarıyla keserdi. Bundan sonra ikisini de bambaşka günler bekleyecekti.
Flashback sonu
Derin bir nefes aldım. Uğraşamayacaktım onun bu bir öyle bir böyle haliyle 'Günaydın Savaş Abi' dedim yapmacık bir gülüşle. Tam bir şey söyleyeceği sırada Bilge çıktı evden. Hızlı adımlarla gelip sarıldı.
'Günaydınnnn yavrum' bu kızın sabah mutluluğu beni deli ediyor. Ben sabah insanı değildim. O na günaydın diyip koluna girdim. Beraber durağa doğru yürüdük. Dolmuşun olduğu yere ilerlerken Savaş'ın arabası yanımızda durdu. Ön koltukta Sait vardı. Yan camı açtıklarında Bilge onlara döndü.
'Günaydın' dedi Bilge çekinik bir sesle bir kaç gün önce anca anlatabilmişti canım arkadaşım Sait'e uzun zamandır aşık olduğunu. İlk bunu söylemediği için kızsam da olmayacağını bildiği için dillendirmek istemediğini söyleyip üzgün olunca bir şey diyemedim. Sonuçta abisinin arkadaşıydı onunki imkansız aşktı ona göre benim için ise aşkın önünde kimse duramazdı.
'Günaydın kızlar, nereye böyle' Sait'in sesiyle ona döndüm. Savaş zaten önüne bakıyordu.
'Pavyona Sait, biz bu saatte nereye gidiyoruz sence' gerçekten sabah sabah yine çok güzel bir güne başladım darısı devamına olmasın amin. Sözlerimle Savaş derin bir sabır çekse de Sait homurdanmadan edemedi. Hayır cevabını bildiğiniz soruları niye sordunuz.
'Okula Sait abi' Bilge'nin sözleriyle ona döndüm. Sevdiği adama abi demek zordu onun için ama başka şansı yoktu.
'Gelin bırakalım sizi' Savaş'ın sözüyle Bilge bana dönünce omuz silktim. Umrumda değildi beni nasıl görüyorsa ben de bundan sonra onu öyle görürdüm. Bilge'nin gözündeki heyecanı görünce kafa salladım. Onun için sevdiği adamla biraz bile vakit geçirmek nimetti.
Bilge Anlatımıyla
Savaş Abimin Ahu'ya söylediklerine her ne kadar sinirli olsam da Ahu'nun önemsememesi ve bana sen bu işe karışma demesi üzerine bir şey diyemedim. Saitle her ne kadar abim sayesinde bir araya gelsek de bana yetmiyordu. O yüzden bulduğum her fırsatı değerlendirmek istiyorum. Ahu sorun yok dercesine omuz silktiğinde ikimiz de arka koltuğa oturduk. Saitle binerken göz göze gelsek de hemen gözlerini çekti. Ne kadar zordu sevdiğin adam için herhangi biri olmak. İlk zamanlar onun sevdasından kaçmak için başkalarıyla beynimi doldurmak istesem de her seferinde onu daha fazla severken buldum kendimi.
Araba yola çıktığında kimseden ses çıkmadı. Arada Sait'e baksam da o yolu izliyordu dalgın dalgın. Ahu'ya baktığımda o da cama kafasını çevirmiş yola bakıyordu. Hayır ne var bu yolda msns. Savaş abime baktığımda arada Ahu'ya çaktırmadan baktığını gördüm. Hayır tek yola bakması gereken oyken bir tek o o kadar dikkatini vermiyor. Zaten söylediği bunca şeyden sonra anca böyle bakar Ahu'ya salak. Hepimiz onun Ahu'dan hoşlandığını anlasak da kendi anlamamakta baya ısrarcı hatta olayları daha da bozmakta üstüne yok.
Gerçi Ahu mahalle abiliğinden bu kadar hoşlanmazken bir de geçmiş hikayesini bilince belki abimde benim gibi korkuyordur. Benle Sait nasıl olmazsak onlar da olmaz. İkimizde bize o gözle bakmayacak insanlara aşık olduk. Bazen düşünüyorum acaba Ahu da ondan hoşlanıyor mu diye ama öyle gizliyorki duygularını ben en yakınıyken ben bile çözemiyorum ne olduğunu.
Arabanın sessizliği canımı sıkınca iki koltuğun arasından uzanıp radyoyu açtım. Telefonumu bağlamak istesem de iki saat onla uğraşamazdım. O yüzden güzel bir kanal bulmak için kanalları gezmeye başladım. Şarkıyı ararken öne eğildiğim için saçlarım önüme geliyordu. Tam elimi kaldırıp düzelteceğim sırada biri benden önce davrandı. Kulağımın arkasına sıkıştırılan saçlarımla kalbimin sesi duyulmasın diye büyük çaba gösterdim. Sait saçım sanki kırılacak bir şetmiş gibi dikkatli bir şekilde işaret parmağıyla kulağımın arkasına sıkıltırdı. Ona döndüğümde göz kırpıp önüne döndü. Hayır Bilge seni kardeşi gibi görüyor o yüzden yapıyor sakın sakın umutlanma. Bu mesafenin kalbim için bitmesi adına son kanalda kalıp arkama yaslandım. Gülümsememi kimse görmesin diye yola çevirdim başımı.
Dura dura türkü kanalında durmuşum aferin salak Bilge sabah sabah herkesi tribe sok kızım bravo diye kendime sövdükten sonra çalan şarkıyla gülümsedim. İstesem bu kadarı olmaz.
🎶 'Eklemedir koca konak ekleme (aman aman) Nazlı da yârim yine yine geldi aklıma Nazlı da yârim yine yine geldi aklıma' çalan şarkıyla abim pencerisini açıp sigarasını yaktı. Sen istediğin kadar kaç abi sen benim ikizime yanmışsın dememek için zor tuttum.
Nasıl edeyim başımdaki sevdaya? (aman aman) Aman aman dostlar yoldan geldim, yorgunum Orta da boylu bir yiğide vurgunum Aman aman dostlar yoldan geldim yorgunum Orta da boylu bir yiğide vurgunum
Bizim bağa gideriken serhaya (aman aman) Çektiler kolumdan beni tenhaya Çektiler kolumdan beni tenhaya
Nasıl edeyim başımdaki sevdaya? (aman aman) Aman aman dostlar kabir de bana dar gelir Bu gençlikte ölüm bana zor gelir Aman aman dostlar kabir de bana dar gelir Bu gençlikte ölüm bana zor gelir
Abim sigarasının arasından camdan dışarı bakan Ahu'ya baktığında Sait'e döndüm. O da anlaşmışız gibi bana dönünce abimin koltuğunun arkasına iyice sinip gözümle onu işaret ettim. Bana gülümseyerek kafasını iki yana salladı. Ben iptal arkadaşlar o nasıl gülmek be vicdansız...
Telefonumu çıkarıp mesaj yazmaya başladım.
Abimin girdiği trip şaka mı bdnd:Siz
Anında mesaja baktı ve cevap attı. Ona abim yüzünden abi demekten nefret ediyorum. Görülürse açıklayamam diye telefonumda bile normal kayıtlı değil büyük sevdam.
Sait Abi: Salak işte herkes görüyor o görmemek için ısrarcı.
Mesajı okuyunca içimden büyük bir küfür ettim ona. Sizin grupta gözünün önündekini görmemek ortak demek istesem de yapamadım. Mesajı beğenip çıktım.
Kampüsün önüne geldiğimizde Ahu teşekkür edip indi. Benim ineceğim sırada abimin durdurmasıyla kaldım. Ahu'ya baktığımda arabanın biraz ilerisinde beni bekliyordu.
'Ne var abi' diyerek bir an önce bu ortamı terk etmek için cırladım.
'Naz'ın sorunu mu var' abime salak mısın sen bakışları attım. Sait'e döndüğümde bundan adam olmaz gibi bakıyordu abime. Gerçekten erkekler kapatılsın ya. Sen gel kıza bir dünya şey söyle sonra da normal davranmıyor diye neyi var diye sor.
'Hayır abi ne alaka' senden ala sorun mu var demek isterdim ama Ahu beni bir güzel döverdi büyük ihtimalle.
Abim buruk bir gülümsemeyle 'Ben yanlış anlamışım' dediğinde şaşırdım. Madem hemen kabulleneceksin niye sormak için tutuyorsun. Camdan gördüğüm görüntüyle gülmemek için zor tuttum kendimi. Ahu ve benim yakın arkadaşım Ahmet Ahu'ya sarılıp gülüşerek bir şeyler anlatıyordu bizim hödükte kıskandı.
Onlara görüşürüz diyerek inip Ahuyla Ahmetin yanına ilerledim. Ahmet bir kolunu da bana attı beraber dersimizin olduğu dersliğe ilerledik.
* * *
Ders bitince dolmuşla mahalleye geldik. Eve doğru yürürken aklıma gelen şeyle Ahu'ya döndüm. 'Ahu kız senin şu anonim hala yazıyor mu sana' evet Ahu'nun genelde anonimi olurdu. Hiç birine cevap vermezdi ama bir tanesi cevap vermemesine rağmen o kadar ısrarcıydı ki nerdeyse 4 aydır yazıyordu arada Ahu her zamanki gibi cevap vermiyordu. Ahu kafasını sallayınca aklımda uzun zamandır olan şeyle ona döndüm.
'Ahum acaba ben de Sait'e anonimden mi yazsam?' Bu ara keşfetim abisinin arkadaşına anonimden yazıp sevgili olanlarla doluydu. Bu da bana ister istemez bir gaz veriyordu. Hem ne kaybederim ki.
'Saçmalama Bilge, Sait illaki söyler abinlere bana biri yazıyor diye' haklıydı ama bir yandan da aklıma yatıyordu.
Kafenin olduğu sokağa geldiğimizde arkadan biri seslendi. 'Hişt güzellik' ben adımlarımı hızlandırmak istedim muhattap olmak istemediğim için ama Ahu'nun canı birilerini dövmek istiyor olucakki benim onu yürütmeye çalışmama rağmen kolumdan çıkıp arkasını döndü.
'Hayırdır' gerçekten mahalle abiliğinden nefret etse de bu kızın içinde ağır abi vardı.
Ben de el mecbur döndüm. Bizim mahallenin belalı çocukları olduğunu görünce kavga çıkmaması için dua ettim. Abimlerden yedikleri dayak bunlara işlemiyor herhalde.
'Noldu güzelim, mahalle abisi değiliz diye mi ters yapıyorsun?' Ahu iki adım attı onlara doğru. Salak abimlerin olayı mahalleye yayılmıştı. Ama Ahu'nun haberi yoktu. Ahu'nun kolundan çıkıp abimi aradım hemen. Bir kaç çalış sonrası açıldığında hemen lafa girdim.
'Abi Ahu kavga edicek, mahalleye gel' iş çıkış saatine bir saat vardı. Ama durum acildi.
'Ne diyorsun lan sen' ben Ahu'yu kolundan çekiştirsem de karşıdaki şerefsizler durmadan ima yapmaya devam ediyordu. Zorla da olsa Ahu'yu ordan uzaklaştırdım. Kafe'nin önüne geldiğimizde Ahu atik bir hareketle benden kurtulup yerden bir taşla Savaş abimin kafesinin müşteri olmayan tarafına atıp camı büyük bir gürültüyle indirdi. Mahallenin başında abimi görmemle rahatlasam da bir yandan Ahu'yu tutmaya çalıştım. Kafede müşteri yoktu ama çalışanlar çıkmıştı. Ahu ise küfürler savuruyordu. Abim hızla yanımıza geldi. Ahu'ya sarılırken bir yandan da kafedeki çalışanları içeri gönderdi.
'Abim siz eve gidin' abimin sözleriyle Ahu'yu eve sürüdüm. Biraz öncekine göre ruhsuz gibi bana ayak uydurdu.
Barış'ın Anlatımıyla
Kızları eve gönderince çalışanlara ne olduğunu sordum. Birden Ahu'nun taş attığını öğrenince şaşırdım. Böyle bir kız değildi emeğe saygı duyardı kimsenin de ekmek teknesine zarar vermezdi. Anlam veremedim bu hallerine. Umarım haklı bir sebebi vardır yoksa zaten kötü olan araları Savaşla iyice bozulucaktı.
15 dk sonra Savaş kafenin sokağına hızla giriş yaptı. İçeri beraber girdik. Çalışanların iyi olduğunu görünce biraz rahatladı. Tek zarar bir camdı.
'Kim yaptı gördünüz mü?' Savaş'ın sorusuyla çalışanlar bana baktı. Savaş'ı bir masaya alıp oturttum.
'Savaş önce bir sakin ol kardeşim'
'Lan ben bunu yapanı bir elime geçireyim, doğduğuna pişman etmezsem. Hayır kim cüret eder böyle bir şeye. Kime ne zararım olmuş.' Öfkesini atmasını bekledim. Bir yandan da saydığı tehditlere gülmemek için aklımı oyalıyordum. Acaba tüm bunların Ahu'nun yaptığını öğrenince ne diyecek.
'Sakinledin mi biraz' sözlerimle ayağa kalkıp bir o yana bir bu yana volta atmaya başladı. Çalışanlar tezgah arkasında endişeyle duruyorlardı. Onlara içeri geçin hareketi yapınca hemen mutfağa geçtiler. 'Ahu yapmış' sözlerimle volta atan Savaş birden durup bana baktı. Aklından bile geçirmemişti büyük ihtimalle onu, gerçi görmesem ben de inanmazdım ya
'Saçma sapan konuşma Barış' bir şey söylemeden öylece ona baktım. Yaptığına emin olunca eliyle yüzünü sertçe ovup saçlarını karıştırdı. En son karşıma oturdu tekrardan.
'Anlat şu olayı' ona sadece gördüklerimi daha sonra kızları eve gönderdiğimi söyledim. Bu sırada Savaş'ın telefonu çaldı. Masada olduğu için arayanı gördüm şu an bu sinirle bir tek Yavuz'un araması eksikti. Tüm mahalle abileri tanırdı birbirini bir olay olursa diye de yakın mahallelerin numaraları birbirinde olurdu. Savaş arayanla boynunu kütürdedip kalkacağı sırada onu durdurup telefonu elime aldım. Telefona cevap verip hoparlöre aldım. Bu öfkeyle yanlış bir şey olmasın.
'Ne var' Savaş bir yandan sigara yakıp bir yandan hoparlörden cevap verdi.
Yavuz nolduysa o da en az Savaş kadar sinirle konuştu. 'Bak Savaş seni ilk ve son kez uyarıyorum' Savaş kalmak istese de onu durdurdum. Savaş'ın cevap vermesine fırsat vermeden devam etti.
'Ya mahallendeki boş boğazları sen susturursun ya da seni ezer ben sustururum' Savaş'tan önce ben atladım. O kim oluyo da bizim mahallede söz hakkı olucağını sanıyor.
'Hayırdır kendi mahallen bitti, bizim mahalleye mi geldi sıra' sözlerime alayla gülünce benim de sinirlerim hoplamaya başladı.
'Bakın mahalleniz hala o gün silah düşürmemizle ilgili Ahu hakkında salak saçma konuşuyormuş. Olur da Ahumun kulağına bir şey gider ya da daha kötüsü biri bir şey derse yemin olsun sonunu da sonumu da düşünmem' Sözleriyle birbirimize baktık Savaşla haberimiz yoktu. Bizim mahallede konuşulandan haberimiz yokken bunun nerden vardı.
'Almıycaksın lan, bir daha Naz'ın adını ağzına almıycaksın' Savaş'ın tıslarcasına sözleriyle bir şeyleri ne kadar yok saysa da ben iyice emin oldum. Biz hoşlantı sanırken bu baya abayı yakmış bizim kıza
'Korkma Savaş, Ahu bana geri dönmez gururu aşkından büyüktür onun. Ama şunu bilki Ahumun bir gel diyen mesajına bakar ordan almam. Bir gözyaşına bakar iki mahalleyi de ateşe atmam.'
'Zamanında onun gözyaşlarını akıtan birine göre fazla bu sözlerin. Bu da sana son uyarım Yavuz mahallemden de Nazdan da uzak dur'
'Hayırdır Savaş seni bilmesem aşık oldun sanıcam' Yavuz'un sözlerinden sonra telefonu kapattım yüzüne.
Savaş belki kendi kendine mırıldansa da ben duydum 'Aşık oldum yenildim ona'
Bölüm sonu🎉🎉🎉
Kızlarım biliyorum en az bir kere de olsa siz de bu tür sözlü bir tacize maruz kalmışsınızdır. Lütfen kendinize dikkat edin bunu söylemekten utanıyorum ama hiçbirinize kıyamıyorum. Her ihtimale karşı telefonunuza Kadem uygulamasını yüklemeyi unutmayın. Kadın kadının yurdudur biz birlikte güçlü ve güzeliz😘🥹🫶🏻 |
0% |