@sinem535
|
3 Hafta Sonra Aile demek neydi TDK’ya göre aile demek; “Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik.” Bana sorsalar önceden aile ne demek diye cevaplayamazdım. Şimdi sorsalar da cevaplayamam gerçi. Hala ailenin ne olduğunu kavrayamadım. Abilerle bayılmalı geçen tanışmadan bu yana 3 hafta geçti. İstanbul’a geleli 3 hafta oldu. Deniz beni bu 3 hafta içinde aramadı, yazmadı, aramalarıma ve mesajlarıma da dönmedi. Gerçekten inandı mı? Benim kardeşim gerçekten inandı galiba.
Mine'm Denizden sonra ki sığınağım, önceden sorsalar kendini en güvenli hissettiğini düşündüğün 3 yer neresi diye 1 Denizin kollarının arasında olmak. 2 Minenin yanında olmak. 3 Çetenin yanında olmak derdim. Ama şimdi sanırım sadece 2. Seçeneğim kaldı ellerimde. Mine'm benim kızıl fırtınam.
Mineyle çocukluk arkadaşıyız. Ankara’ya taşınmıştık biranda 5-6 ay kadar kalmış sonra geri İzmir’e döndük. Mineyle de Ankara da ilkokulda tanıştık. Biz geri dönünce bir daha görüşemeyiz diye çok ağlamıştım. Hayır giderken de Deniz'den ayrılıyorum diye ağladım dönerken de Mine'den ayrılıyorum diye.
Minenin annesi biz tanıştığımız zaman çok hastaydı. Biz İzmir'e döndükten 6 ay sonra da annesini kaybetmişler. Babası da mine daha çok küçük diye Konya'ya baba ocağına dönmüş. Babaannesi 1 yıl kadar sonra babasına birini bulmuş İzmir’den. 'Mine daha küçük anne sevgisine ihtiyacı var oğlum. Şimdi bir şey anlamıyor ama okula başlayınca ne olacak. Ben yaşlandım baban yaşlandı biz ne zamana kadar bakacaz bu yavrucağa. Sende tek bakamıyorsun, gel inat etme evlendirelim seni Berille. Hem onun da çocukları var 3 tane onlarda babasız. Sen onlara baba ol, Berilde bizim yavrucağa ana olsun' diye diye babasının aklına girip evlendirmişler Beril karısıyla. Hikmet amcam çok güzel onun çocuklarına babalık yaptı ama Beril karısı Mineme annelik yapmadı, yapamadı değil yapmadı bile isteye. Hor gördü Minemi, gülüşünü bakışını en önemlisi annesinden miras kalan turuncu saçlarını hor gördü.
Biz ilk tanıştığımız da çok severdi saçlarını, 'annemin hediyesi bunlar' diye diye gezerdi etrafta. Çok önem verirdi. Saçlarını hiçbir zaman bakımsız göremezdiniz. Her an bir yerden tarak çıkartır tarardı. Aynı şekilde giyimine de önem verirdi.
Onu yıllar sonra İzmir’de gördüğüm o ilk anı ölsem unutmam, unutamam. Saçları parlaklığını yitirmiş özensiz bir şekilde at kuyruğu, üstünde kendisine aşırı bol gelen erkek tişörtü altında eşofman. Beden dersinde bile eşofman giymeyen kızdı o.
Ben ona öylece bakarken o beni görmedi. Öylece karşıya bakıyordu. Her zaman enerjik olan o kız gitmiş yerine hayat enerjisi sönmüş o kız gelmiş yerine.
O gün o beni tanımadı geçti gitti yanımdan öylece. Ama ben kaldım, saatlerce kaldım orada ta ki Deniz merak edip beni aramaya çıkana kadar kaldım öylece.
Ondan sonra ki gün yine gittim oraya belki yine karşılaşırız diye bekledim saatlerce. Sonra ki gün, sonra ki gün, derken 10 günün ardından tekrar gördüm onu ama bu sefer farklıydı. Kaçıyordu birinden veya bir şeyden takıldım peşine seslendim duymadı o yorulup durana kadar koştum peşinden. En sonunda düştü yere. Ama öyle takılıp düşme değil de sanki artık taşıdığı yük ona ağır gelmişte daha fazla kaldırmaya gücü yetmemiş gibi düştü. Koştum tuttum kolundan tepki vermedi başta öylece baktı karşıya. Çok korktum yemin ederim çok korktum o gün orda. Seslendim ona adıyla seslendim bakmadı. Annesinin ona seslendiği gibi seslendim bakmadı. En son babasının annesine taktığı lakapla seslendim o zaman döndü baktı bana "Kızıl Fırtınam"
O gün bu gündür hep yan yanayız. Ta ki ben buraya gerçek ailemin yanına gelene kadar. Şimdi de yan yana olmasak bile her gün görüntülü konuşuyoruz. Şuan olduğu gibi.
"Yaa Mine anlat hadii ne dedi çocuk" diyerek yüzüne baktım canım arkadaşımın.
Dün bir çocukla buluştu. Ve bende tam iki saattir ağzından laf almaya çalışıyorum Hanım efendinin.
"OFF anlattım ya zeyzey daha ne anlatayım"
"Ya bir şey anlatmadın ki"
"Ne öğrenmek istiyorsun zeyzey"
"Detayları bebeğim detayları"
"Bir şey olmadı ki" al işte olmuş.
"O yüzden mı kıpkırmızı oldun"
" Zeyzey ya" diyerek ellerini kızarmış yanaklarına koydu ve görüş açımdan kaçtı. Onun bu hareketiyle kahkaha attım.
"Offf çok özledimm kızıl fırtınam"
"Bende özledim zeyzey" dolmuş gözleriyle tekrar kadraja girdi.
Bi süre ikimizde konuşmadık öylece birbirimize baktık.
En sonunda o merak ettiğim ama sormaya çekindiğim kişileri anlatmaya başladı. Bende sessizce dinlemeye.
"Okullar tatil olduğundan beri ilk defa gördüm onları bugün her zaman ki yerde oturmuşlar konuşuyorlardı. Bende Berna ablayla karşılaştım yolda onla konuşarak sizin eve gidiyordum ortalığı toplamaya. Ben görmezden geldim onları başta hiç bakmadım o tarafa ama Batu seslenince bakmak zorunda kaldım." Batu’yla Mine öz anne tarafından kuzenler.
" Napıyorsun, görüşemedik falan saçma saçma sorular sordu bende hızlı hızlı cevapladım sonra Pelin bizle otursana dedi bende 'Berna ablayla işim var oturamam bekliyor beni ' dedim ama Berna abla sağ olsun ' Sen otur arkadaşlarınla gelirsin sonra ' dedi kaçtı direk. Bende Batu’nun zoruyla oturmak zorunda kaldım. Sonra boş boş konuştular sinir ettiler beni bende kalktım yanlarından" dedi son cümlede gözlerini kaçırarak.
"Ne dediler"
" Aman her zaman ki halleri işte"
"Minee!"
"Off tamam ya senden de bir şey saklanmıyor valla"
" Ne sandım kızımm"
"Susak"
"Konuyu değiştirme "
"Offf"
"Söyle, söyle ki nefretim soğumasın" Soğursa özlerim. Dayanamam ki.
Bi süre baktı dolan gözlerime sonra derin bir nefes aldı ve; "Senin hakkında konuştular"
" Ne dediler"
"Zeyne-"
" MİNE"
" Buldu zengin kocayı bıraktı seni de dediler oldu mu? Samet 'benim aklım almıyor abi nasıl gitti, kabul etti' dedi. Caner de 'para kardeşim para bizim kızın aklını çaldı sonunda' dedi bende tutamadım kendimi bağırdım."
"Mine! Lütfen bana Gerçeği söylemediğini söyle"
"Söylemedim. Veda ettiğin gün neden böyle bir şey istediğini anlamamıştım ama bugün anladım."
"Deniz, Deniz bir şey demedi mi?" Diye sordum içime kaçmış sesimle.
"Konuşmadı hiç, öylece yere baktı. Zaten ben geldiğimde de suskundu. Burak'ta öyleydi, ikisi de hiç konuşmadılar. "
"Burak umurumda değil Mine. Kolumdan sürüklediği gün bitti ona olan sevgim. Ama Deniz." Dolan gözlerimi yukarı doğru kaldırdım akmasınlar diye.
"Ben, aklım almıyor Mine nasıl inandı ya nasıl? Diğerleri neyse ama Deniz, Deniz benim çocukluğum ya ÇOCUKLUĞUM O BENİM." Sustum gözümden akan yaşlarla.
Mine bir şey demek için azını açtığında izin vermeden ben devam ettim konuşmama, şimdi konuşmazsam, içimi dökmezsem bir daha yapamam. Kendimde bu cesareti bulamam.
" Mine biz beraber büyüdük onla. Düştüm o kaldırdı, ağladım o teselli etti, nerde nasıl tepki vermem gerektiğini, insanlara nasıl davranmam, onlarla nasıl konuşmam gerektiğini o öğretti bana. Benim anne babam oldu o, onların yapması gerekenleri yaptı yetiştirdi beni küçük yaşıyla, Ödevlerime yardım etti, be-ben konuşamadım bi kaç yıl o olaydan sonra Anne ve babam bile vazgeçti benden ama o vazgeçmedi uğraştı tekrar konuşayım, güleyim diye çok uğ-uğraştı, korktum o tuttu elimi 'kork-ma ben buradayım' de-di a-ama yok Mine yok ben korkuyorum hem de çok korkuyorum ama D-Deniz yok." durdum derince nefes aldım.
"Nasıl yaklaşmam gerek bilmiyorum Mine, bana o kadar iyi davranıyorlar ki bu üç haftada tek yanlışlarını görmedim bana karşı, kendilerine karşı hepsi sevgi dolu kız kuzenlerim bile öyle onlar sevmez beni diye korktum, geldi bütün ilgi üstünde diye sevmezler beni dedim, diğerleri de sevmez, abimler sevmez, Babam sevmez dedim ama öyle olmadı Mine öyle olmadı sevdiler ki beni ve bunu öyle güzel belli ediyorlar ki sıkmadan bunaltmadan." Gözümden akan yaşlara rağmen dudaklarımda olan sırıtmayla devam ettim
"Babam her gece ballı süt getiriyor bana, süt sevmeyen ben kana kana içiyorum o sütü, Abimler her gece uyumadan öpüyorlar beni her sabah öperek uyandırıyorlar, kız kuzenlerim ilk günden beri yalnız bırakmadılar beni bunca yıl kaçırdığım şeyleri anlattılar ama bunu nispet yapar gibi değil de tüm içtenlikleriyle anlatılar kimin nasıl huyu var kim neyi sever neyi sevmez yabancılık çekmiyeyim diye, erkek kuzenlerim aynı şekilde ilgilendiler benimle okula gitmedim bu üç hafta içinde buraya alışayım diye hem de tatil olacak diye ama her gün ders çalıştırdılar beni büyük kuzenlerim, Taner abim. Evde kaldığım bu üç hafta da yengemler, halamlar, Babaannem, Dedem hiç yalnız bırakmadı beni hep ilgilendiler, üstüme titriyorlar, ben nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum Mine korkuyorum"
"Neden korkuyorsun Zeynep" çatallaşmış sesiyle sordu, konuşmam boyunca benimle sessizce ağlayan mine
Sahi neyden korkuyordum ben. Tekrar terk edilmekten mi? Yalnız kalmaktan mı?
"Onlarda sıkılır benden sevmezler diye çok korkuyorum, her gece dua ettim 'Allahım ne olur sevsinler beni vazgeçmesinler benden, onlar da gitmesin' diye dua ettim. Be-" hıçkırıklarım artınca durdum nefeslendim ama göz yaşlarım durmadı ve ben ağlamaya devam ettim yüzümü kapatarak. Telefonum konuşmanın ortasında elimden düşmüştü ağlamam şiddetlenince yanıma. Tutamadım onu ellerim boşaldı, gücü çekildi sanki ellerimin.
Titremeye başlayan ellerime baktım öylece. Deniz tutardı ellerimden 'Sakin ol küçüğüm ben buradayım' derdi titremesi geçene kadar tutardı ellerimi.
Ama şimdi yok, tutacak Deniz yok.
Aklıma doluşan görüntülerle daha fazla ağlamaya başladım. Oturduğum koltuk bana dar geldi kalktım yerimden nefes alamıyorum balkona çıkmam lazım, Denize gitmem lazım benim, Denizin gelmesi lazım yanıma. Tutması lazım ellerimi, Durdurması lazım titremeleri mi. #FLASHBACK# “Deniz ya yapamıyorum ben, süremiyorum bunu” “Zeynep, hadi yapabilirsin çok kolay” diyerek beni gaza getirmeye çalışan Deniz’e baktım kötü kötü. “Tut ama bak düşerim” “Ben düşmene izin vermem, güven bana” ##### “Deniz, ben çok korkuyorum” dedim tepe çıktığımızdan beri benimle sessizliği paylaşan Deniz’e. “Neyden korkuyorsun zeyzey, ben yanındayken korkmaman gerektiğini öğrenemedin mi 15 yıldır” “Kimi seversem bıraktı beni, her seferinde boşluğa düştüm, o boşluktan her zaman sen çıkardın beni. Olurda bir gün ya sen de bırakırsan ellerimi” “Kızım bizim hayat mottomuz ne? BİZİ BİZDEN BAŞKASI YIKAMAZ” “Ama olurda biz yıkarsak birbirimizi? “Seni bilmem ama ben ölsem bırak seni” ######## “Deniz yardım et! Çok korkuyorum lütfen gel” “Zeyzey sakin ol neredesin geliyorum hemen” “Bilmiyorum, kayboldum” farkına vardığım gerçekle daha çok ağlamaya başladım. Ben neredeyim. Evden kaçtığım gibi ne tarafa gittiğime bakmadan koştum. O an ki panikle telefonu bile nasıl aldım çıktım evden hatırlamıyorum. “Sakin ol Zeynep, etrafında neler var” “Market var karşımda onun yanında da ‘UMUT PARKI’ var” “Tamam korkma geliyorum ben çok uzaklaşmamışsın mahalleden. Sen parka gir beni bekle geliyorum.” ########### “Ulan o benim sevgilim. Çek ellerini sevgilimden” “ Ay hoşt. Sen sevgilisiysen bende Abisiyim. Alırım ayağımın altına seni.” “Haftanın her Allahın günü berabersiniz zaten. Bırak da 1-2 saat baş başa kalalım” “Yok ya bende sana kardeşimi kaptıracak göz var mı? Bak bakayım” gözlerini pörtleterek Deniz’in dibine girdi. Tabi Deniz altta kalır mı? Hayır tabi ki de. “Gel bakayım varmıymış” Deniz ellerini omuzumdan çekerek Burağın üstüne yürüdü. Şuan burun burunalar. “Ay durun benim için kavga etmeyin yakışıklılar” diyerek aralarına girdi grubun şebeği Caner. Tam daha fazla uzatmamalarını söyleyecekken bi anda havalandım. Lan noluyo dünyam tersine döndü. Beni sırtına alan kim diye baktığımda bunun Samet olduğunu gördüm. “Enayiler kavga etsin aşkım biz kaçalım” diyerek tersine koşmaya başladı. “Samettt dur düşücezz” diyerek çığırdım bende hemen. Benim çığırmamla kavga eden üçlü bize döndü. “Lan Samet düşürücen kızı dur” diye bağırdı Deniz “Lan o kız bi düşsün seni öldürmezsem ben” diyerek devam etti Burak. “Aferin benim koçuma aldı kaçtı kızı” “dime dime insan sevdiğine sahip çıkmalı” koyun can derdinde-burdaki koyun benim- Caner ve Batu oyun derdinde. “Samet midem bulandır dur artık” “ Sakın üstüme kusma atarım seni bak” “Hele at sen o kızı bak o zaman ben sana napıyorum” dedi bize yaklaşmakta olan canım sevgilim Burak. “Yakalarsan aşkoooğğğ-“ Lafını bölen tabi ki düşmemiz oldu al işte kırdın kırdın. “Ah kolumm” diyerek kolumu tuttum. “Zeyzey iyimisin” diyerek düştüğü taraftan bana doğru geldi emekleyerek Samet. “Ben iyiyimde sen az sonra iyi olmayacaksın kaç” dedim arkasından bize doğru sinirle gelen iki boğaya bakarak. Arkasına döndü ve ne demek istediğimi gördü. Gördüğü gibi ayaklanarak kaçmaya başladı. “Siktir siktir geliyolar” “Kaçma lan pezevenk gel buraya diyerek peşine düştü Caner ve Batu. “Neren acıyor küçük kızım” Size Denizin bana hep Küçük kızım dediğini ve benimde buna düştüğümü söylemişmiydim. Söylemediysem de şimdi öğrenmiş oldunuz. ## FLASBACK SON## Ben onun küçük kızıydım. Büyüttüğü, koruduğu, Canım yandığında kendi canının daha fazla yandığı, sırf ben karanlıktan korktuğum için fırtınalı gece de benim için dışarı çıkıp yanıma gelen, Anlamadığım konularda hiç sıkılmadan bana tekrar tekrar aynı konuyu anlatan, kendi istemese bile sırf ben istiyorum diye bir çok şeyden vazgeçen, Her sinir krizi geçirdiğimde kendime zarar vermeyeyim diye bana sımsıkı sarılan, kriz anlarımda o sesi dinlemem için bağıra bağıra şarkı söyleyen, ellerim deli gibi titrediği için ellerimi sım sıkı tutan biriydi Deniz. Ama şimdi ben kriz geçiriyorum kim sakinleştirecek beni, kim tutacak titreyen ellerimi.
"Zeynep yapma üzme kendini daha fazla konuşayım isterse-"
"HAYIR İSTEMİYORUM"
İstemiyor artık seni Denizin.
"SUS"
Sevmiyor seni artık anla kimse sevmeyecek seni
"SEVİYORLAR BENİ"
SEVMEYECEK KİMSE SENİ LANETLİSİN SEN
" LANETLİ DEĞİLİM BEN"
AİLENDE SEVMEYECEK NE SANDIN SENİ SEVCEKLERİNİ Mİ YILLAR SONRA BULDUKLARI İÇİN BU İLGİLİ HALLERİ Bİ ZAMAN SONRA SIKILACAKLAR SENDEN
"SEVİYORLAR BENİ AİLEM SEVİYO BENİ SUS ARTIK SUS"
Ellerimle saçlarımı çekmeye başladım koparmak ister gibi çektim saçlarımı sanki o zaman susar sandım saçlarımla gider sandım ama susmadı akıtmaya devam etti zehrini.
SENİN KİRLİ OLDUĞUNU ÖĞRENECEKLER BIRAKACAKLAR SENİ KİM NE YAPSIN SENİN GİBİ KİRLİ BİRİNİ
"KİRLİ DEĞİLİM BEN, BEN İSTEMEDİM"
"ESİL KIZIM KENDİNE GEL. ESİL BIRAK SAÇARINI BABACIĞIM" sesler geliyordu kulaklarıma ama kim ne diyor anlamıyordum tek duyduğum onun sesiydi
BAK BURAK, DENİZ BİLE SIKILDI SENDEN BIRAKTILAR SENİ
"BIRAKMADILAR, BIRAKMAZLAR BENİ"
HASTASIN SEN LANETLİSN KİRLİSİN SEVİLMEYİ HAK ETMİYORSUN
"DEĞİLİM BEN HASTA DEĞİLİM LANETLİ DEĞİLİM kirli değilim ben"
"BURDAYIM BEN BABAN BURDA DİNELEME O SESİ BABAM, LANETLİ DEĞİLSİN SEN"
"ESİL ABİM BAK BANA BURADAYIZ BİZ ABİM HADİ BIRAK ELLERİNİ"
"GÜZEL TORUNUM BURDAYIM BEN DEDEN BURDA "
" KUZENİM EN SEVDİĞİM KUZENİM BİZ SEVİYORUZ SENİ "
"MERT DOĞRU SÖYLÜYOR VALLA DOĞRU ÇOK SEVİYORUZ SENİ"
"KURBAN OLDUĞUM DİNLEME O SESİ"
DİNLEME ONLARI KANDIRIYORLAR SENİ
"SUS ARTIK SUS SUS YALVARIRIM SUS"
"İĞNESİ VAR ONU VURUN" "NERDE İĞNE" " ÇEKMECESİNE BAK" " YOK BURDA " "İYİ BAK ORDADIR" " LAN YOK YOK" " ÇANTASINA BAKIN" "BULDUM" " TAMAM VURUN İĞNEYİ SAKİNLEŞMEZ YOKSA"
BENİ DİNLE ÖLDÜR KENDİNİ BİTSİN BU ACI
"ÖLMEK İSTEMİYORUM"
SENİN GİBİ KİRLİ BİRİ YAŞAMAYI HAK ETMİYOR
"BEN İSTEMEDİM BEN İSTEMEDİM"
Daha fazla taşıyamadım kendimi. Güvende hissettiğim kolların arasına yığıldım. Tuttu babam beni, düşmeden tuttu.
" Geçti kızım geçti baban burada" "Buradasın baba yanımdasın"
Artık aile ne demek sorusuna verecek bir cevabım vardı. Veya krizlerimi önleyecek biri vardı artık yanımda. Hiç gitmesin istediğim biri. “Beni bırakma Baba. Sende beni bırakma” Gözlerim kapanmadan önce son gördüğüm görüntü bütün ailenin eksiksiz bir şekilde kızarık gözlerle başımda olduğuydu. Duydular mı her şeyi? ya istemezlerse beni? |
0% |