@sinem535
|
Uyanalı saatler oldu ama ben gözlerim açmak için bekliyorum. Neyi veya kimi bekliyorum bilmiyorum ama yine de sımsıkı yumuyorum gözlerimi. Kimi kandırıyorum ki? Bas baya 3 haftadır her gün gerçekleşen rutin için bekliyorum. Abilerimin gelip öperek uyandırmalarını bekliyorum. Ama sanırım gelmeyecekler.
BEN SANA DEMİŞTİM BAK DAHA TAM ÖĞRENMEDİLER SENİN HAYATINI AMA DUYDUKLARINDAN NE MAL OLDUĞUNU ANLADILAR. Olabilir mi gerçekten? Hayır hayır olmaz, Babam ‘buradayım, yanındayım’ dedi. Diğerleri bıraksa babam bırakmaz beni. Bırakmaz değil mi? BIRAKIR Bırakmaz AÇ GÖZLERİNİ BAK ETRAFINA KİMİN KALDI YANINDA
Olmaz açamam, abilerim kızar. 'Esil hadi ama biz uyandıracaktık seni. Öyle anlaşmıştık' SEN KENDİNİ KANDIRMAYA DEVAM ET ZEYNEP. ER GEÇ GERÇEKLERİ GÖRÜCEKSİN “SUS ARTIK SUS” Ağlamaya başladım. Ellerimi dudaklarımın üstüne koydum sesim duyulmasın diye. Yatakta bir hareketlilik hissetim ve ardından onun sesini duydum. Babamın sesini. “Esil kızım, aç gözlerini babacım. Kâbus görüyorsun” “Esil abim aç gözlerini” Taner abimin de sesini duyunca yavaşça açtım gözlerimi ve onlara baktım. Babam yatakta yanımda oturuyordu, Taner abim ve Kaan abimde yatağımın hemen yanında yere diz çökmüş oturuyorlardı. Onları baş ucumda görünce daha çok ağlamaya başladım. “Ağlama kurban olduğum, rüyaydı sadece, kötü bir rüya” dedi Kaan abim elimin üstüne öperek. “Rüya görmedim ki” dedim ve yattığım yerden doğruldum. Babam hemen belimden tutarak doğrulmama yardım etti. Sırtımı babamın yardımıyla yatak başlığına dayadım ve onlara bakmaya başladım. “Neden ağlıyorsun o zaman küçüğüm” dedi Taner abim. Yerden kalkarak yatağa yanıma oturdu. “Ben- beni tek bıraktınız sandım” dedim çatallaşan sesimle. “şşş ağlama babam buradayız biz” diyerek akmaya devam eden göz yaşlarımı sildi babam. Onun bu hareketiyle daha çok ağlamaya başladım. Babam başımı nazikçe tutarak ona sarılmamı sağladı. Ben alışkın değilim ki baba sevgisine. Şimdi bu sevgi halleri yaşayamadıklarımı, elimden alınan hayatı aklıma getiriyor. En çokta buna ağladım, babamın göğsünde ağladım. Babamsa saçlarımı okşayarak ağlamamın bitmesini bekledi benimle ağlayarak. Babamın da ağladığını saçlarıma düşen yaşlardan anladım. Onu da üzüyorum. Ne kadar öyle durduk, ne kadar ağladık bilmiyorum. Kendimi yavaşça geri çekerek önce babamın sonra da kendi gözyaşlarımı sildim. “Ağlama artık” hayır sanki tek ağlayan babammış gibi konuşmam yok mu. Kaan abim baktı ağlamamız durdu, tekrar ağlamayalım diye konuyu değiştirmeye çalıştı. “Ne tek bırakması kızım geceden beri yanındayız. Yerde oturmaktan kıymetlim ağrıdı. Hayır babamda hiç demedi ki ‘Kaan en sevdiğim oğlum, gel, sende yanımıza yat’ yok yani babalık ölmüş ah ah” “Akılsız oğlum benim bak orada koltuk var gitseydin yatsaydın oraya ya da odana gitseydin seni zorla mı tuttuk?” “Ama baba o zaman kardeşimin yanında olamazdım” dedi masum çıkarmaya çalıştığı sesiyle. “O zaman söylenme kardeşim” “Söylenirim sanane” “Abinle doğru konuş Kaan” “Ama evlat ayrımı yapıyorsun sen baba, alınıyorum kırılıyorum” “Baba şuna banne desene, göt gibi kalsın” dedi Taner abim gülerek. “Banne” “Ama-ama göt dedi ona kızmadın bir de dediğini dedin bu sefer gerçekten alındım baba” “Banne” babam ve Taner abim gülmeye başladılar. Kaan abimse 4 çocukla ortada kalmış gibi onlara bakmaya başladı. Bense onlara şaşkınca bakmaya devam ettim. Ne yaşıyoruz biz şuan tam olarak. Şaşkın bakışlarımı fark eden Kaan abim kendini bana acındırmaya başladı. “Esil abim bak bu ikisi hep böyle, beraber olup dışlıyorlar beni. Sen onlar gibi olma abim.” “Lan kızımı bana karşı doldurma” Ellerini yanaklarıma koyarak Kaan abimde olan bakışlarımı kendine döndürdü babam. Babam tam azını açmış bir şey diyecekken kapı tıklatıldı ritmik bir şekilde sonra da gel demeye fırsat bırakılmadan açıldı. “Esil kuşşum kalk sabah-ovv Amca? Kuzenler? Sizde mi buradaydınız? Neyse hadi kahvaltı hazır Babaannem çağırıyor siz gidin bizde Güzel kuzenimizi hazırlayalım gelicez.” “Kızım bi nefes al amcam” “Az önce bu yelloz bizi kardeşimizin odasından mı kovdu abi? Ben mi yanlış anladım” “Doğru anlamışsın bu-“ Taner abimin sesini; “AMCAA! DUYDUN MUU BANA YELLOZ DEDİLER” diyerek çığırdı Mine halamın Çatlak kızı Alya. “Duydum amcam duydum Bağırmana gerek yoktu “ “Ayy pardon amca bi an şey oldu öyle” “Kulaklarım uğulduyo-“ bu seferde Kaan abimin lafını böldü Ahmet amcamın kızı Melisa “Ama amca siz hala burdasınız hadi inin aşağı bizde hazırlanıp geliyoruz” “Evet amca hadi gidin hem biliyorsun dedem yemek saatlerine önem verir hadi gidin” Baktılar babam ve abilerim onları takmıyor, Birbirlerine baktılar bir süre sonra bir anda bize dönerek yatağa doğru yaklaştılar ve Ayla Kaan abimin, Melisa Taner abimim kolundan tutarak kapıya götürmeye çalıştılar. Bakın çalıştılar diyorum çünkü abilerim yerlerinden bile kıpırdamadılar. İki çıtı pıtı kız, izbandut gibi adamları nasıl hareket ettirsinler. Baktılar hareket ettiremiyorlar Babama acıtasyon yapmaya başladılar. “Amca ya hadi yaaa” “Tamam tamam gidiyoruz sizde çok oyalanmayın” Saçlarımın üstüne ard arda öpücükler bırakarak kalktı yanımdan ve abilerimin kolundan tutarak tek seferde ayağa kaldırdı ve onlarla beraber kapıya doğru hareket etti. “Ama baba yaaa kardeşimizle yatıcam ben” Söylenerek babamın tuttuğu kolundan kurtulamaya çalıştı Kaan abim, ama kurtulamadı ve kapı dışarı oldu. Melisa olası baskını önlemek için hemen kapıyı kilitledi. Ayla derince nefes bıraktı dışarı “ohhhh sonunda gittiler” Ben mi? Bense şaşkın şaşkın bakındım onlara. Noluyo bu aşağılık yerde? Çok hızlı bir sabah oldu. “Kız sen hala yatıyor musun kalk haydi çok işimiz var” Bu sefer benim kolumdan tutarak yataktan kaldırdı Ayla. Tabi az önce abilerime gücü yetmedi. Bana gelince maşallah içinden hulk çıktı. La bu beni sürüklüyor bildiğin. “Kızım bi dur ben kendim yürürüm” “Ay pardon ben heyecan yaptım” “Neye bu kadar heyecan yaptın?” “Neye olacak kahvaltıdan sonra kız kıza dışarı çıkacağız bütün gün gezeceğiz ayy çok güzel olucak” “Sana İstanbul turu yaptıracağız Esil Zeynep” diyerek Alya’nın heyecanına ortak oldu Melissa ve evet bana diğerleri gibi Esil demek yerine Esil Zeynep diyor. Aslında abla diyordu ikisi de ama gerek olmadığını söyledim. 1 yaş var aramızda canım ne ablası. Onlar 16 yaşındalar ben 17. Gerek yok yani kendimi yaşlı hissetmeye.
“İzin aldınız mı babalarınızdan” “Yok” “Hayır” “ee o zaman daha izin almadan bütün gün nasıl dışarda olacağız kız kıza” “Babalarımızdan izin almadık akılım, dedemden değil” “Evet dedeme sabahtan beri yalvarıyoruz Aylayla en sonunda bi iki korumayla izin verdi” “Neyse bu kadar laf yeter hadi hazırlanalım” diyerek ellerini birbirine vurdu ve giyinme odama doğru yol aldı Çılgın Ayla. Bundan sonra senin adın Çılgın Ayla. ########## “Kızlar ben çok yoruldumm” diyerek kendimi gördüğüm ilk banka attım yorgunlukla. “Ay evet bende yoruldum” Diyerek yanıma oturdu Melisa. Sabahtan beri gezmediğimiz yer kalmadı. İlk önce Yerebatan sarnıcına gittik. Oradan Topkapı sarayı müzesi, Sultanahmet Cami, Rumeli hisarı, acıkır gibi olunca da Ortaköy de kumpir yedik oradan da vapurla karşıya geçtik. Kuzguncukta dolaşıp kulelide gün batımını izlemeye geçicez az sonra ama ben çok yoruldum oradan oraya. “Hadii gün batımını kaçırıcaz kalkın yaa” Ama çılgın Alya yorulur mu? Hayır! “Gerçekten yoruldum az dinlenelim ya” dedim isyan eden sesimle. “Aşkım orada dinleniriz hadiii” “Kalk kuzen kalk susmaz bu” diyerek ayağa kalktı Melisa Melisa kalkınca bende zorla kalktım. Yoruldum ya ben. ###################### Yorucu günün sonunda eve gelebildik. Kızlar direk salona geçerken bende odama çıktım asansörle. Evet ASANSÖRLE eve Asansör yaptırmaya karar verdi Dedem Geçen beni merdivenlerde soluklanırken yakalayınca böyle bi karar almıştı. Bu kadar sürede nasıl oldu demeyin bende şaşkınım. Paranın gücü işte neysee şuan bunu düşünemicek kadar yorgunum arkadaşlar gidip uyumak istiyorum.
Odamın olduğu kata gelince duran asansörden indim ve odama doğru yürümeye başladım. Taner abimin odasına gelince kapının aralık olduğunu gördüm ve odama gitmek yerine önce ona uğrayıp geldiğimi haber vermeye karar verdim Aralık kapıdan kafamı uzattım gözlerimi kapatarak. Genç adam sonuçta üstünü falan değiştiriyordur , odaya kız atmıştır falan aman. HEE zeyzey aile evinde odasına kız atıcak ve kapıyı açık bırakıcak. Ne olabilir. Belki o heyecandan unuttu kapıyı kapatmayı ya da kavga ettiler kız çıkmak için kapıyı açtı ama abim kolundan tutup durdurdu Belki- Yeter hayal gücüne hayranım zeyzey Of iyi be sustum Az önce kafamda kurduğum senaryo yüzünden gözlerimi kapatıp öyle uzatım kafamı içeri. “Abii! Müsait misin? Ben geldimm” Ses gelmeyince gözlerimi açtım ve oda da göz gezdirdim. E bu oda boş Demek ki çocuk kapıyı çıkmak için açmış ve kapatmamış. Uğraşamam senle Odada abimi bulamayınca gerisin geri çıktım ve kendi odama geçtim. Odaya girer girmez yatak beni çağırsa da olmaz önce banyo yapmalıyım. Günün yorgunluğunu atmalıyım. ########### Banyodan çıktıktan sonra temiz çamaşırlarımı giydim ve saçlarımı tarayıp kurutmak için aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı kurutup bakım yaptıktan sonra da Mine’yi aramaya karar verdim. Mine’yi görüntülü aradım telefon çalarken de odamda bulunan oturma alanına geçtip koltuğa oturdum. “Zeyzeyyy” “Mİmiii” “Geçtin mi eve kuzum” “Evet aşkım yarım saat falan önce geldik. Banyo falan yaptım uyucaktım dedim Mine’yi arayayım” “İyi yaptın ben de arayacaktım seni ama müsait misin değil misin bilemedim” “Sana her an müsaitim ben aşko biliyorsun” “Yanii öyle olmalısın” Gözlerini devirerek ve tırnaklarına bakarak cevapladı beni şapşal. Onun bu haline gülünce oda benimle beraber gülmeye başladı. Bir süre boş boş güldükten sonra birbirimize bugün yaşadıklarımızı anlattık. Mineyle 35-40 dk konuştuktan sonra yatağıma geçtim saate bakınca saatin 17.20 olduğunu gördüm akşam yemekleri 19.30 yeniliyordu yani uyumak için 2 saatim var güzel. Uyumak için gözlerimi kapattım ama bir türlü uyuyamadım. Sağa döndüm yok sola döndüm yok en sonunda sinirle doğruldum yattığım yerden ve sırtımı yatak başlığına dayadım. Yeni ailemi düşündüm onlara bu kadar sürede alışmam hatamı değil mi? Bu yaşıma kadar aile sevgisi görmedim. İlk okulda da babam yok diye zorbalığa uğradım çok. Hepsinde Deniz kurtardı beni. Yaşıt zorbalığı çok zor bir şey. Herkes birbiriyle oynarken sizinle kimsenin oynamaması o kadar kötü ki. Bir köşeye geçip onları izlemek. Belki aralarına beni de alırlar diye beklemek. Sonra Çete girdi hayatıma tek tek tanışıp koparılmaz bir bağ kurduk- yani ben öyle sanıyordum- her ne kadar şuan konuşmasak da onlara çok şey borçluyum. Bu yaşıma kadar yanımda oldular. Onlara sadece minnet borcum var gerisi yok. Onlar nasıl sildilerse beni bende sildim onları. Neyse onları düşünmeyeceğim. Nerede kalmıştık? Heh yaşıt zorbalığı. Kuzenlerimle hemen hemen yaşıtız aramızda bir iki yaş var. Ve bana çok güzel davranıyorlar sanki ben yıllardır yanlarındaymışım gibi, sadece onlar da değil hepsi öyle Amcamlar, Halamlar, Yengemler, Dedem ve Babaannem. Belki de bu yüzden benimsedim onları bu kadar çabuk. Abimler mesela onlara dışımdan abi demesem de içimden öyle sesleniyorum farkında olmadan. Bana o kadar düşkünlerdi ki her sabah beni görmeden işe,okula gitmezler. Akşam beni öpmeden uyumazlar. Onların bu yakınlığı sayesinde bende onlar gibi onlara düşkün oldum. Onları görmeden yapamıyorum. Bu yüzden ya eve gelir gelmez Taner abimi görmeye gitmem. Onlara çok bağlandım ve bu bağ beni korkutuyor ya onlarda giderse. Erkek kuzenlerim onlarda benimle çok ilgileniyorlar. Mert mesela hani bayılmalı geçen tanışmada karnı acıkan Mert. Evde olduğu her an benim yanımda. Mesela bugün kahvaltıda o da bizimle gelmek istedi ama kızlar izin vermedi kız kıza gün geçireceğimizi söylediler Mertte kavga çıkardı gelmek için. Benimle anıları olsun istiyor. Diğerleri de öyle. Babam. Küçüklüğümden beri kanayan yaram. Her gece ‘Allahım ne olur benimde babam olsun beni herkesten korusun, özellikle annemden’ diye dua ettiğim babam. Bu 3 haftada ona da çok bağlandım. Bağlanmamak elde değil ki Adam her an yanımda Dedemler onu zorla işe götürüyorlar sabahları. Sedat amcam işe gitmemek için türlü türlü bahaneler üretir ve ya ortadan kaybolurmuş. Babamda ona çok kızarmış şimdi kendisi aynısını yapıyor diye Sedat amcam çok dalga geçiyor kendisiyle ama babam bunu umursamıyor ‘ben senin gibi işten kaçmak için değil kızımla vakit geçirmek istediğim için işe gitmiyorum’ diyor. Tabi dedem de bu cümleden sonra işe gitmesine izin vermiyor ve bütün gün baba kız vakit geçiriyoruz.
Banu Hanım… ona anne demek içimden gelmiyor. Bana bazen çok samimi yaklaşıyor bazense bi o kadar uzak. Onu anlayamıyorum burada geçirdiğim bu 3 haftada onu sadece kahvaltılarda bazen de akşam yemeklerinde görüyorum onun haricinde gün için de görmüyorum. Kimsesiz çocuklar için kurulan derneğin açılışı varmış 1 ay sonra onunla ilgileniyormuş tüm gün. Bilmiyorum belki de ben abartıyorum ama dediğim gibi ona anne demek gelmiyor içimden. Belki daha erkendir. Zamana bırakmaya karar verdim.
Kapımın tıklatılmasıyla düşüncelerimden uzaklaştım ve kapıyı çalan kişiyi daha fazla bekletmemek için seslendim. “Geel” Kapı usulca açıldı ve içeri Kaan abim girdi güzel gülümsemesiyle. “Abimm çok özledim ben seni” diyerek yatağa yanıma koştu ve üstüme atladı. “Yaa ezildim, kalk üstümden” “Kaan rahat bırak kızı hayvan” ne zaman geldiğini anlamadığım Taner abim Kaan abimi üstümden kaldırdı ensesinden tutarak ve onu yatak ucuna attı. “huh ölcem sandım” dedim gülerek. Ne? Onlarla yan yana olmak bile bana mutluluk veriyor. “Gel abim sen bana” diyerek kollarını insan gibi doladı Taner abim etrafıma. Bende yatakta ona doğru kayarak sarılışına karşılık verdim. “Tamam sarılmanız bittiyse ayrılın bakalım” Bir de bu huyları var. Birbirlerini kıskanma huyları. Sadece onlarda değil, babam da aynı ne zaman onlara sarıldığımı veya onlarla konuştuğumu görse hemen gelir beni onların kollarından ayırır ve kendisi sarılır. Taner abim Kaan abimi takmadan yatakta yanıma oturdu. Bende her akşam yaptığım gibi dizlerine uzandım. Her akşam ikisi beraber yanıma gelir ve yemek vaktine kadar gün içinde neler yaptığımızı anlatırız birbirimize. Tüm bu süre zarfında bende Taner abimin dizlerinde yatar o saçlarımla oynar Kaan abim de parmaklarımla oynar. Şuan olduğu gibi. “ee abim anlat bakalım nasıl geçti günün” “Bütün gün kızlarla gezdik. Hemen hemen her yere yürüyerek gittik ve ben çoook yoruldumm” dedim sonunda şımarık kızlar gibi konuşarak. Bu hareketim onları güldürdü. Yemek saatine kadar onlarla sohbet ettik. Tabi sohbetimize Babamın da katılmasıyla yemeğe geç kaldık ve onlar dedemden azar yediler bende masa da bana ayrılan yere oturdum her gün olduğu gibi.
Herkes birbiriyle muhabbet edip yemek yerken etrafıma baktım. Hepsinde gözlerimi gezdirdim. O kadar huzurlu bir ortam ki. Kimse kendini diğerinden üstün görmüyor, eltiler ve görümceler kardeş gibi anlaşıp gülüşüyorlar. Büyük kuzenler kendi aralarında işle ilgili konuşuyorlar. Küçük kuzenlerim yani yaşıt kuzenlerim okul,futbol hakkında konuşuyorlar. Kızlarda bugün gittiğimiz yerleri babalarına anlatıyorlar yüzlerinde olan büyük gülümsemeyle. ‘Teşekkür ederim Allahım dualarımı kabul ettiğin için onları bana getirdiğin için. Bir de Allahım onları benden alma olur mu? Ben onlarsız yapamam. Amin
##################### Evet 6. Bölümün sonuna geldik arkadaşlar. Aileyle aramız güzel gidiyor. Artık aklımda ki olayları yazmak için sabırsızlanıyorum. Çok güzel kaoslu bölümler bizi bekliyor arkadaşlar. 7. bölümümüzde artık okula başlayalım diyorum sizce? Başlayalım çünkü ben çok heyecanlıyım. Asıl hikayemiz başlıyor artık.
Karakterlerimi unutuyorum desem. Kuzenlerimizin adlarını falan hep unutup yukarı çıkıp bakıyorum. Bu kitabı yazarken çok aralıklarla yazdım o yüzden önce ki bölümlerde bilmem fark ettiniz mi ama Fatma teyzeyi bazı sahnelerde Semiha teyze diye yazmışım. Düzelte bildiğim yerleri düzelttim. Düzeltemediklerim için kusura bakmayın arkadaşlar. En kısa sürede Karakter tanıtımı yapıcam o zaman herkes yerine oturur aklınızda. |
0% |