@sinemm2611
|
Limanına sığındığın en güzel deniz "Baba" dır...
Timur. "Kimmiş dün kafeye gelen? diyerek arkaya yaslandım.
"İstediğin gibi araştırdık, bulduk abi ."Dedi yiğit, benden göz temasını kesmeden .
"Dinliyorum!" Dedim . "Abi bu Alya hanımın kafesinin yanında yeni bir kafe açılmıştı ya hani Ahmet işletiyordu orayı ,işte Ahmet denen o it göndermiş ."
"Alya hanım müşteri kaybetsin diye düzenlenmiş bir plan abi." Açıklamadan çok o adamı görmek istiyordum..
"Buldunuz mu yiğit bana adamı ?"diyerek yüzüne baktım.
"Bulduk abi, depoda". Kafamı sallayıp, sandalyeden kalktım.
"Gidelim ."Dedim .Ben önden onlar arkamdan merdivenlerden aşağı inemeye başladık bahçeye çıkıyorduk.
Depo bahçenin arka tarafındaydı . Giriş oradaydı. Bilerek öyle ayarladım. Evin arka tarafından girilip zemine doğru iniliyordu. Evin içiyle bir bağlantısı yoktu arka tarafa gelmeyen biri burada ne olduğunu anlayamazdı.
Arkaya geldik . Polat kapıyı açtı . Merdivenlerden birer birer inmeye başladık. Zemine vardığımda, karşımda dört tane kapı vardı . Yiğit'e dönüp baktım. Sağdaki birinci kapıyı açtı benim için .içeri adımımı attım, adam tam karşımdaydı. sandalyede bağlı halde ,benim gelmemi bekliyordu. Ona doğru yürümeye başladım. Tam önünde durdum. Adam şu anda karşımda tir titriyordu ve kafasını sallamaya başladı.
Ağzını da bantlanmış bizim çocuklar. "Açın!" dedim.
Adamın ağzında ki bandı çıkardılar, adam bir anda kafasını sağa sola sallamaya başladı. Yiğit'e döndüm.
"Ne oldu buna ? Beni görünce niye titremeye başladı?" Dedim.
Yiğit gülüyordu . "Abi senin adını söyledik sadece yemin ederiz bir şey yapmadık." Dedi bana bakıp .
Biraz düşündüm demek o yüzden geldiğimden beri titriyor ve tuhaf davranıyordu.
Yüzüne doğru eğildim. "Konuş bakalım! kafeye neden gittin ?"diyerek gözlerinin içine baktım. Şimdiden ecel terleri dökmeye başlamıştı bile . "Abi yemin ederim bir suçum yok !Hepsini Ahmet istedi, Para teklif etti benimde paraya ihtiyacım vardı kabul ettim ."Dedi gözlerimin içine bakarak. Bende yüzüne bakıyordum. "Yiğit doğru mu söylüyor?" Dedim .
Yiğit konuşmaya başladı. "Abi doğru söylüyor. Kızı hastanede gerçekten de paraya ihtiyacı varmış." Dedi.
Biraz düşününce sadece gözünü korkutmaya karar verdim. Elimi arkaya yiğitten tarafa doğru uzattım. Yiğit elime silahı verdi . Silahı çevirip adamın kafasına dayadım.
"Şimdi sen diyorsun ki ,kızım için yaptım! söyle bakalım ben sana neye yapayım?" Dedim. Elim silahın tetiğindeydi. Ona bakıp, "Sana iki seçenek sunuyorum." Demiştim ki hemen lafıma atladı. "Tamam abi kabul ediyorum neyse kabul ediyorum..."Dedi .
"Dur bakalım daha seçenekleri sunmadım." Dedim Kafasını sallamaya devam ediyordu. "Buradan gidince ya yaptığın hatayı düzeltirsin ya da ölürsün . Seçim senin ."Diyerek konuşmasını bekledim. Adam hemen kafasını salladı .zaten itiraz edeceğini sanmıyordum .
Kafasını aşağı yukarı sallayıp," Tamam abi ,hemen gidip hatamı düzelteceğim ,"Dedi. Hala titriyordu. Silahı kafasından çekip Yiğit'e uzattım. Yiğit elimden silahı aldı. Kendimi geri çektim." çözün Yiğit!" Diyerek el işareti yaptım.
Arkamı dönüp odadan çıktım . Çıkışa doğru yürümeye başladım. Telefonumu cebimden çıkardım. O kızı aramam gerekiyordu . Bir hafta vermiştim ama bir haftadan önce bu evliliğin olması gerekiyordu . Daha fazla beklemek istemiyordum. O şerefsizin kimlerle bağlantılı olduğunu bir an önce öğrenmeliydim. Babamı tek başına öldüremezdi birinden emir almış olmalıydı. Akif denen adamın Babamla herhangi bir bağlantısı bile yoktu.Bunun için de o kıza ihtiyacım var. Bakalım Akif denen şerefsiz neler karıştırıyormuş. Evleneceğimizi duyunca neler yapacak, bekleyip göreceğim. Aramaya başladım. Bir süre geçtikten sonra sesi duyuldu.
"Efendim," Dedi.
"Sana verdiğim süreden vazgeçtim. Bir günün var SANCAR !"Dedim ve konuşmasını bekledim.
"Ne! Anlamadım, ne demek süreyi kısalttım?" Dedi.
"Sancar, bir şeyi iki kez söylemeyi sevmem." diyerek tekrar konuşmaya başlayacaktım ki o benden önce başladı konuşmaya .
"Ben bunu babama söyleyemem. Adam kalpten gider benim yüzümden." Derken hala konuşmaya devam ediyordu.
"Bak babama bir anda ben evleniyorum diyemem. Hem ne diyeceğim ,nasıl diyeceğim onu bile bilmiyorum. Düşünmek için biraz daha zamana ihtiyacım var KANDEMİR!" Dinledikten sonra konuşmaya başladım.
"Sen düşünme orasını, ben halledeceğim her şeyi." Dedim ve yine konuşmaya başladı . "Bana bir hafta zaman vermiştin neden vazgeçtin bilmiyorum ama benim bu zamana ihtiyacım var KANDEMİR !"Dedi.
Biraz düşündükten sonra konuşmaya başladım. "Senin bir şey yapmana gerek yok, ben hallettim bile her şeyi hatta bugün nikahımız var Alya Neva SANCAR! Bugün Kandemir oluyorsun." Dedim ve sesini duyamadım.
"SANCAR, beni anladığını varsayıyorum." Dedim ve tuhaf sesler çıkartıyordu. "Neva , ne diyorsun anlamıyorum konuş benimle ." Sanırım şu anda şoktaydı . "Ben , ben ne nasıl ne nikahı ben istemiyorum..." Sesi yine ağlamaklı geliyordu, ağlıyordu belki de .
"Neva, her şeyi ben halledeceğim dedim, babanı da ben ben halledeceğim sen hazırlan sadece yiğitle Polat seni almaya gelecek geldiklerinde hazır ol ."Dedim ve telefonu suratına kapattım. Konuşmasına izin vermemiştim. Arkama baktım kimse yoktu .
"YİĞİT!.." diye resmen kükredim nasıl benim arkamda kimse yoktu. Yiğit koşarak geliyordu. "Buyur abi bir emrin mi vardı ?"
Sinirli bir şekilde ona bakıyordum.
"Lan sizin benim arkamda olmanız gerekmiyor muydu?" diyerek gözlerimi ona diktim. Bana bakıp kafasını öne eğdi. "Abi aşağıda adamla uğraşıyorduk. Özür dileriz Abi !" kafasını hala kaldırmamıştı, Elimi yüzüme getirip sıvazladım .Sakin ol Timur sakin ol sinirlenme .Kafamı kaldırım Yiğit'e baktım.
"Ulan biriniz sağ kolum biriniz sol kolum siz nasıl beni koruyorsunuz lan !"diyerek Yiğit'e bakıyordum.
"Abi Vallahi bir daha olmaz özür dilerim abi ."
"Polat nerede lan nerede benim sol kolum?" Dedim.
"Abi adamı çözüyordu."
"Ulan diğerleri ne yapıyor?" dedim.
"Abi çağırayım hemen." Dedi ,Tam arkasını dönüyordu ki sesimi duyunca önüne döndü.
"Yiğit! Yiğit !"Dedim sinirden delirecektim şimdi.
"Çağır yiğit, git çağır yiğit! .."Dedim arkasına dönüp koşturarak depoya iniyordu. her an elimden bir kaza çıkabilirdi. Bu kadar olayın arasında birde bunlarla uğraşıyordum. Yiğit Polat'ı da yanına almış koşarak geliyorlardı .
"Buyur abi!" Dedi ikisi de aynı anda . Onlara baktım. Sakin kal, sakil kal ,diyerek içimden kendimi sakinleştiriyordum. "İkiniz hemen gidip Neva'yı alıp gelin!" Dedim. Selam verip geri çekildiler. Arabaya doğru hızlı hızlı gidiyorlardı.
Onlar giderken kapıdan içeri Cihat girdi. Bana doğru yürümeye başladı . Karşımda durdu. Elini uzattı, elini sıktım. "Ooo kuzen sen beni buralara çağırır mıydın ya!"Dedi geri çekildi .Bana bakarak gülümsüyordu.
"Cihat bir konuda yardımın lazım. Ufak bir imza atacaksın sadece ."Anlamadığı her halinden belli, aval aval bana bakıyordu. "Ne imzası kuzen ?"
"Eve Gidince görürsün ."Dedim ve eve doğru yürümeye başladım. O da arkamdan geliyordu.
"Kuzen ben anlamadım ben neden imza atıyorum arsa falan mı alıyoruz?"
"Hayır !yürü cihat! soru sorma cihat !" Diyerek önden eve doğru girdim . Dicle'yi de çağırmıştım. O da gelirdi birazdan ...
Alya Neva . Ne yapacaktım şimdi ben? odamda bir sağa bir sola gidip geliyordum. Ne diyecektim ben babama şimdi? Düşün düşün hadi be Neva bulursun sen bir şeyler .Dedim ama yok aklıma hiçbir şey gelmiyor. Halledeceğim dedi bana ama ona güvenemezdim ki kim bilir o nasıl halledecekti . Telefonda gelme ,olmaz bile diyemedim. Suratıma kapattı odun. Hem de Yontulmamış odun. Diyerek söylenmeye devam ediyordum ki zil çaldı . Yok artık ciddi miydi gerçekten bu adam.. Kapıyı açmak için odamdan çıktım. Dış kapıya geldim ve kapının kilidini çevirip açtım.
Ve yine onları göndermiş . "Yenge abi Seni götürmemizi istedi Hazır mısın yenge?" Dedi ve ikisi de bana bakıyordu. Gidin ben gelmiyorum da diyemem mecbur gitmek zorundayım.
"Tamam siz beni aşağıda bekleyin ben hemen geliyorum." Dedim ve kapıyı suratlarına kapattım. Oh olsun size siz misiniz beni kaçıran göstereceğim ben size ayılık nasıl oluyormuş. Diyerek odaya doğru gitmeye başladım. Odamdan çantamı ve telefonumu alacaktım.
Odaya girdim yatağımın üstündeki telefonu alıp çantanın içine attım. Üzerimi değiştirmeyecektim kafeye gitmek için hazırlanmıştım..Çantamı koluma takıp odadan çıktım. Dışa kapıya vardığımda ayağıma botları geçirdim . Anahtarı da elime aldım kapıdan çıkıp kapıyı kilitledim . Asansöre doğru yürümeye başladım. Asansöre bindim . Zemin kata gelmiştim Bile .
Asansör açıldı bende yürümeye başladım. Binadan çıkmıştım ki kafamı sokağa doğru çevirdim ve siyah Passat'ı gördüm ,arabaya doğru yürümeye başladım . Dağ ayısının biri dışarıda arabaya yaslanmış beni bekliyordu. Beni görünce hemen kendini toparladı.
"Yenge buyur diyerek Passat'ın kapısını açtı ." Arabaya binerken söyleniyordum.
"Yengeymiş yengeniz batsın sizin inşallah." Diyerek kapıdan girip kendimi koltuğa attım. Diğer dağ ayısı ön taraftan kafasını arkaya çevirmiş bana bakıyordu. "Ne bakıyorsun tren mi geçiyor?" Diyerek suratına baktım bir şey demeden önüne döndü.
Neden bir şey dememişti ki Timur tembihlemiş olmalı . Yiğit denen dağ ayısı sürücü koltuğuna geçip benden tarafa döndü.
"Yenge bugün ters tarafından mı kalktın?" Dedi bana bakarak .
"Yengen değilim ben senin." Dedim sinirli bir şekilde .
"Bugün Timur abimin eşi olacağın için ,benim de yengem oluyorsun."Dedi sırıtıyordu ..
"Çok komik.. dağ ayısı !"Dedim bu sefer sırıtan bendim.
"Ne dedin !yenge ne ayısı ?"Diyerek şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Diğer dağ ayısı hemen lafa atladı .
"Dağ ayısı dedi ."Diyerek Bana bakıp o da gülüyordu . "Sende gülme sende diğer dağ ayısı oluyorsun !"Dedim ve gülmeye başladım. Sanırım delirdiğimi düşünüyorlardı . Sonra yiğit de gülmeye başladı .diğerinden bir ses yoktu .
Diğer dağ ayısı konuşmaya başladı . "Gülmen bittiyse Gidelim yiğit, Timur abiden azar işitmek istiyorsan devam et tabi.." Dedi ve önüne döndü . Yiğit gülmeyi anında kesti. Önüne dönüp arabayı çalıştırdı . Bana bakmıyorlardı bile hızlı bir şekilde yetişmek istiyorlardı sanırım Timur'dan baya korkuyorlardı . Sadece onlar değil bende korkuyordum . Telefonda resmen hayır bile diyememiştim.
Villaya doğru yaklaşmıştık. Arabaların çokluğundan anlayabiliyordum. Bu adam Karun muydu Allah için ya bu kadar parayı nereden buluyor bunlar holding bu kadar kazandırıyor muydu anlayamıyordum. Araba kapının tam önünde durdu .Yiğit ve Polat kapılarını açıp arabadan çıktılar . Bende elimi kapıya uzatmıştım ki yiğit benden önce davranıp kapımı açmıştı .Ayaklarımı yere atıp dışarı adımladım.
"Önden Bayanlar." Dedi ve önümden çekildi. Bende yürümeye başladım. Bahçeden içeri doğru girmiştik. Kapıya vardığımızda yiğit kapı ziline bastı. Ve aradan bir kaç saniye sonra kapı açıldı . Kapının önünde bir kız dikeliyordu . Bu da kim şimdi .Arkamdan Yiğit2in sesini işittim .
"Hoş geldiniz Dicle hanım ."Dedi Dicle kim ya diye içimden geçirdim . Beni baştan sona inceledi. Ve sonra kolumdan tutup , "Gel abim de seni bekliyordu. "Dedi ve beni içeri çekiştirmeye başladı .Ben daha ne olduğunu anlayamadan kendimi salonda buldum.
Salonda Timur ve kim olduğunu bilmediğim biri daha vardı . Ben içeri girer girmez Timur'un mavi gözleri beni buldu. Diğeri konuşmaya başladı .
"Demek yengemiz Bu kız ?" Diyerek bana bakıyordu . Allah'ım önüne gelen yenge diyor. Yengeniz kadar başınıza taş düşsün inşallah. Az kaldı ben sizin yengeniz değilim lan diye bağıracağım şimdi o olacak. Kafamı çevirip Timur'a baktım. Yan tarafımdaki kız konuşmaya başladı.
"Abi emin misin sen bu kızla mı evleneceksin !Anam bu kızı gelin diye almaz da kabul de etmez !"Dedi ve beni baştan sona doğru süzüp abisine döndü .
Timur konuşmaya başladı ."Dicle sana fikrini sorduğumu hatırlamıyorum!" Dedi.
Timur bana bakıp "Gel buraya!" Bende yanına doğru gitmek için adım atmıştım ki Dicle denen kız kolumu tuttu. "Dur bakalım nereye gidiyorsun öyle hemen ,sen abimin kim olduğunu biliyor musun?" Diyerek hala kolumu tutuyordu .
Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki Timur'un sesiyle durmak zorunda kaldım.
"Dicle Sana benim işime karışma demedim mi ben!" Dedi ve resmen evi inletti sesiyle .
Dicle denen kız elini Timur'un sesini duymasıyla çekmesi bir oldu . Ben olsam bende çekerdim. Öyle bir bağırmıştı ki ben bile geri adımladım. Timur bana bakıyordu.
"Alya Buraya gel!"
dedi bana bakarak . Sözünü ikiletmeden hemen ona doğru yürümeye başladım. Yanına geldiğimde bana bakıyordu .
"Alya kimliğin yanında mı?" Dedi . Kafamı evet anlamında salladım.
"Alayım !" Dedi ve elini kaldırdı. Bende çantamı elime alıp içinden cüzdanı aldım. Cüzdan dan kimliği bulup avucuna bıraktım.
Elini kapatıp ."Yiğit !"Diye seslendi . Kapıyı açmaya gitti bir kız daha.. sanırım bu kız hizmetçiydi geçen ki gördüğüm kapıdan çıkmıştı orası mutfak mıydı acaba? Neyse öğrenirdim nasıl olsa.
Kafamı Timur'dan tarafa çevirdim . Gözlerimi hiç ayırmadan ona bakıyordum. Konuşmak istiyordum ama bu ikisi vardı ve ben daha bunların kim olduğunu bilmiyorum. Kız zaten beni yiyecekmiş gibi bakıyor. Timur'un da gözleri bendeydi. İkimiz birbirimize bakarken Yiğit'in sesiyle o tarafa bakmaya başladık. "Beni emretmişsin Abi !" diyerek Timur'dan tarafa bakıyordu .
Timur'da konuşmaya başladı. "Kimliği al yiğit ,gerisi sende," dedi. Yiğit hızlı bir şekilde Timur'un elinden kimliği alıp çıkışa doğru gitmeye başladı . Diğer adam konuşmaya başladı . "Hadi ben buradayım Dicle niye burada kuzen?" Dedi ve ona bakıyordum . Kuzenlermiş nasıl da anlamadım benziyorlar da oysaki birbirilerine. Boy genlerinde var anlaşılan bununda boyu uzun..
Dicle denen kız konuşmaya başladı . "Cihat abim doğru söylüyor abi ben neden burdayım! Beni neden buraya çağırdın?" Timur hala bana bakıyordu . Bakma öyle be adam anlayacaklar şimdi . Ne anlayacaklar Alya bize de söyle biz de bilelim. Dedi içimdeki ses . Ben bilsem söylerdim zaten iç sesim sen sus lütfen .
Dicle: "Abi! kime diyorum ben ? diyerek biraz sesini yükseltmişti. Anında Timur ondan tarafa sinirli bir şekilde bakmaya başladı. "Sen az önce Abine sesini mi yükseltin Dicle?" Dedi Timur . Hım demek Dicle kız kardeşiydi . E tabi senin de görümcen oluyor Alya. Susar mısın iç sesim deli sanacaklar şimdi beni . Ay yok gerçekten iyi değildim kendi kendimle kavga ediyorum şu anda.
"Abi vallahi bilerek olmadı ben hiç öyle şeyler yapar mıyım canım abicim."Dedi Dicle abisine bakarak.
Timur oralı bile olmadı. Cihat denen adamdan tarafa yönünü döndü ve konuşmaya başladı . "Dicle, Alya'nın nikah şahidi olacak. Tabi sende benim nikah şahidim olacaksın.."
Dicle'yle ikimiz aynı anda "Ne !"Dedik . Timur'dan tarafa bakıyordum . Dicle'de ona bakıyordu. Cihat denen adam da ona bakıyordu . "Bir şeyi iki kez söylemekten nefret ettiğimi biliyorsunuz!.."
Dedi. İyi de ben daha şimdi öğreniyordum. Dicle'nin nikah şahidim olacağını . Bugün kaçıncı şokum oldu bu sayamadım.
Timur koltuğa geçip oturdu . Cihat denen adam konuşmaya başladı. "
Bana uyar kuzen, sana uyduysa bana her şekil uyar ." Dedi bizden tarafa bakarak.
Timur bana bakıp, "Otur!" Dedi . Ne yapacağımı bilemediğimden bir Dicle'ye bir de cihat denen adama baktım . Onlar da bana bakıyordu . Daha fazla düşünmeden gidip yanındaki koltuğa oturdum. Dicle benim yanıma cihat da Timur'un yanına oturmuştu.
Timur bana bakarak, "Çiğdem! Bize iki sade iki orta kahve getir!" Dedi. Çiğdem denen kız kapıdaymış gibi sesini duyar duymaz geldi . "Emredersiniz Timur bey ." Dedi bana bakarak. Dicle gözlerini dikmiş bana bakıyordu . Gözleri beni sevmediğini resmen haykırıyordu. Sanki beni bir kaşık suda boğmak ister gibi bakıyor.
Sol tarafıma döndüğümde Timur'la göz göze geldik. Onu yine beni izlerken yakalamıştım. Konuşmak istiyordum sormam gereken sorular vardı ama bunlar buradayken de soramıyorum. Bunlara ne anlattığını da bilmiyorum of of ne yapacağım diye düşünüp dururken Çiğdem denen kız geldi. Kahveleri getirmiş.
Timur hemen "sade olanın biri Alya'nın, onun önüne koy!" Dedi.
Dördümüzde Timur'a baktık. Dicle atladı hemen lafa "Vay abime de bak sen sevdiği kadının ne içtiğini de bilirmiş..Dedi. Bize gelince getir Dicle götür Dicle." Kinayeli bir sesle.
O kız beni mi kıskandı ? Yok artık dakika bir gol bir yavaş gel görümce, dedim içimden. Cihat da konuşmaya başladı. " Amcamın oğlu essahtan ha bu kıza sevdalandun mi daa?.."
Dedi. Karadeniz ağzıyla mı konuştu o ? Evet doğru duyduğuma eminim karedeyiz ağzıyla konuşmuştu. Timur Karadenizli miydi yani .Timur'a bakıyordum. Ne söyleyecek merak etmiştim.
Timur da bana bakarak konuşmaya başladı.
"He emicemin oğlu sevdalandum da.." dedi Timur.
Şu anda gözlerimi Timur'dan ayıramıyordum. Diğer ikisi de bize bakıyordu . Dicle konuşmak için ağzını açmıştı ama Timur, ondan önce konuştu . "Haçan sen hiç konuşma sen konuştukça ben delleneyii ..."
Dicle konuşmaya başladı, "Ha bu kızı gelin olarak istemiyrım!" Dedi. Gözlerini üzerimden çekmeden. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Timur bana bakıp konuşmaya başladı.
"Riv Riv Yapma!" dedi bana bakıyordu .
Sanırım bugün bana bakmaktan bir hal olacak. Dicle sinirli bir şekilde konuşmaya başladı.
"Hele bu kızın kim olduğunu annem duysun ben o zaman göreceğim seni Abii !"Dedi abi kelimesini de uzatarak söylemişti.
"Cihat sen git yiğit ne yapmış bir bak! Dicle sende git bizi yalnız bırak ,kaybol gözümün önünden!" Dedi hala bana bakıyordu. Sende ona bakıyorsun Alya. Dedi iç sesim başladı konuşmaya yine. Sen sus iç ses sen sus...
Dicle merdivenlere doğru yürümeye başladı . Cihat abide kapıdan çıkıp gitmişti . Yalnız mı kalmıştık şimdi biz .. Timur bana bakıp "sormayacak mısın ?" dedi. Boş bulunup "neyi?" demiş bulundum. Bana bakıp gülümsemişti .
"Ben şey" ne diyecektim ki dilim birbirine dolandı.
"Sen ney ?"Dedi bana bakarak .
"Sen sormadan ben söyleyeyim!" Dedi Timur .
"Aslen Trabzonluyum babamın işlerinden dolayı Rize de doğdum babam ölmeden öncede orada kalıyorduk. Dedim nefes alarak, konuşmasına devam etti. Babam öldükten sonra da 25 yaşımda buraya yerleştim." Dedi, mas mavi gözleriyle gözlerimin en derinlerine bakarken. Baba kelimesini söylerken gözlerine hüzün çöktü. Bunu gözlerinden anlayabilmiştim.
Heyecandan ağzımı açıp tek kelime konuşamıyordum. Dilim tutulmuştu sanki. Ben de Kehribar rengi gözlerimle gözlerine baktım.
"Aç mısın?" Dedi.
Kafamı hayır anlamında sağa sola salladım. Evden çıkmadan önce karnımı güzel bir şekilde doyurmuştum. İlk önce Aklımdaki soruları sormam lazımdı.
"Neden süreden vazgeçtin? Neden şimdi Nikah kıymak zorundayız?" Dedim.
Konuşmasını bekledim . Ama onun gözleri gözlerimdeydi farklı bakıyor neden öyle bakıyordu..
"Öyle olması gerekiyor!"
"Ben öyle istiyorum!" sakin bir şekilde konuşuyordu benle.
"Ama ben babama bir şey dememiştim henüz sen herkese söylemişsin!" dedim.
"Babanı düşünme onu ben halledeceğim." Gözlerimle gözlerine baktım.
"Nasıl halledeceksin?" Dedim. Bana bakarak konuşmaya başladı . "Akşam görürsün!" Dedi. Konuşmak için ağzımı açmıştım ki parmağıyla dudağımı kapattı . cümlemi kurmama izin vermemişti. Gözlerini vücudumda komple gezdirdi .
"Bunlarla gidemezsin nikah salonuna !"dedi.
"Hazırlanmam mı gerekiyordu ?"diyerek bir soru yönelttim.
"Hayır gerekmiyor!" Dedi.
"Sana aldığım elbiseyi giyeceksin !" Üst katta. Diyerek kaşlarıyla yukarı işaret etti .
"Elbiseye falan gerek yok!" Dedim.
"Onu giyeceksin Neva! İtiraz istemiyorum."
"Buna gerçekten gerek yok . Nasıl olsa sahte bir evlilik olacak." Demiştim ki, "Çok emin konuştun!" Dedi. "Ne ! Nasıl!" Dedim ağzım bir karış açık kalmıştı . Eliyle çenemden tutup ağzımı kapattı.
"Şaka yapıyorum!" dedi gülerek.
Aklı sıra benimle uğraşıyordu. "Benden istediğin şey ne ? Ben seninle evlenince eline ne geçecek ?"diye bir soru yönelttim. "Anlaşmada yazan maddeleri yerine getirmen benim için yeterli zaten."
Ne yazıyordu ki anlaşmada o gün okumamıştım. Umarım kötü bir şey değildir. "Ne onlar ?"dedim. Gözlerinin içine bakıyordum.
"Bu zamana kadar babanın neler yaptığını anlatacaksın bana kimlerle konuşur, nereye gider ,Öncelikle bununla başlayacağız. Sonra bir süre babanın telefon konuşmalarını dinleyip ,bana söyleyeceksin!" dedi.
"Bunları ben niye yapayım, o benim öz babam onu neden sana ispiyonlayayım ki!" Dedim.
"Unuttuğun bir şey var SANCAR! Bugünden itibaren ben ne istersem yapmak zorundasın!" Dedi.
"Hayır ! değilim KANDEMİR!" dedim.
"Bekle burada "diyerek üst kata doğru çıkmaya başladı. Neden beklememi istedi konuşmamızın ortasında Anlayamıyordum bu adamı.
Geri dönmüştü merdivenlerden birer birer inip yanıma doğru gelmeye başladı . Yanıma gelip oturdu. Elinde kağıtlar vardı onlar ne olabilir diye düşünmeye başlayacaktım ki Düşünmeye fırsat olmadan kağıtları elime tutuşturdu. Kağıtları okumamı istiyordu sanırım. Kafamı kağıtlara çevirdim okumaya başladım...
Şu anda bir kabusun içinde olmalıyım. Bu evrak doğru olamazdı. Gözlerim dolmaya başladı . Nerdeyse ağlamak üzereydim. "Bunlar ne !ben bunları imzalamış olamam.." Dedim yüzüne bakıyordum.
"Çoktan imzaladın geri dönüşü yok bu işin SANCAR !"Dedi. Gözleri gözlerimden akmak için hazırlanan yaşlara bakıyordu.
"Bu çok fazla Timur!" Dedim. Sağ sözümden bir damla yaş düştü. Gözleri o damlayı takip etti. Eliyle yüzümü sildi. Bana kıyamıyormuş gibi bakıyordu . Ama çoktan kıymıştı bile.
Anlaşmada söyledikleri maddeleri yerine getirmediğim sürece anlaşmadan vazgeçip babamı öldürecekmiş. Kağıtta öyle yazıyordu . Maddeler de şunlar: Babanı bir ay boyunca izle, dinle rapor et . Benim iznim olmadan hiç bir yere gitmek yok vs. Bir sürü saçmalık . En ufak bir yalanımda baban ölür! Yazıyordu. Her maddesinin sonu tehditle bitiyordu. Kendimi toparladım.
"Neden ben, neden benimle uğraşıyorsun ,neden sorunu babamla çözmüyorsun? Dedim."
"SANCAR! Sorunu babanla çözmek ne mümkün baban her şeyi imha etmiş. Baban yalnız değildi orda Neva.. Mutlaka arkasında biri vardı. Hiç bir iz bulamıyorum Hatta sana gösterdiğim videoyu bile 4 sene önce elime ulaştı. O yüzden sen bana orda yalnız olup olmadığını öğreneceksin."
"İsteklerimi yerine getirdiğin sürece babana bir şey yapmayacağım sana da asla zarar vermem!.."
Dedi ama inanmak istemiyordum söylediklerine, babam kötü biri değil.
"Bunların hepsini yaparsam babama da bana da dokunmayacaksın doğru mu anladım?"
"Evet !" Dedi .
"Tamam bunları da kabul ediyorum." Dedim.
"Zaten başka seçenek yok Neva !"diyerek ayağa kalktı .
"Yeter bu kadar! giyeceğin elbiseyi göstereyim. Hazırlanman gerekiyor saat gelmek üzere" dedi.
Üst kata yönelmişti. O önden ben arkadan üst kata doğru çıkmaya başladık. Üst kata geldiğimizde , sağdaki kapıdan içeri girdi ben de onu takip ettim. Odaya girdiğimde her yerde siyahlık hakimdi. Dolap, yatak, hali bile siyahtı . Yatağın üstünde beyaz midi boy kollar tül ve inci boncuk detayları olan saten bir elbise vardı. Sanırım bunu giyecektim.
Benden tarafa döndü . "Burası benim odam burada giyebilirsin elbiseyi, yardım lazımsa Dicle'yi göndereyim!" dedi. Hemen itiraz ettim . "Gerek yok ben hallederim!" dedim.
"Tamam bir şey olursa ben aşağıdayım." Diyerek kapıdan çıkıp gitti .
Elbiseye bakıyordum. Alt tarafı bir nikah neden beyaz elbise giymem gerekiyordu anlamıyorum.
Onu daha fazla sinirlendirmek istemediğimden giyinmek için elbiseyi elime aldım fermuarını indirdim. Tekrar yatağın üstüne koydum . Kapıya doğru yürüyüp anahtarı çevirip kilitledim . Ne olur ne olmaz . Ben önlemi mi Alayım. Diyerek arkamı döndüm ve üstümdekileri tek tek çıkardım. Elbiseyi kafamdan aşağı geçirip, bacaklarımdan aşağı indirdim arkadan fermuarını da çekmek için kollarımı arkaya attım. Hızlı bir şekilde fermuarı geçirmiştim. Elbise tam bedenime göreydi . Aynaya doğru ilerledim kendime baktım. Bal köpüğü saç rengimle elbise çok güzel olmuştu. Hazırdım artık çıkabilirdim . Anahtarı çevirip kapıyı açtım.
Alt kata doğru inmeye başladım. Merdivenlerden birer birer iniyordum ki biraz durakladım. Salonda üçüde oturmuş sanırım beni bekliyorlardı. Timur'un kafası benden tarafa doğru çevrildi ve beni gördü. Yavaş bir şekilde merdivenlerden indim hala bana bakıyordu.
Dicle beni görünce suratı düşmüştü. Cihat abi de bana gülümseyerek göz kırptı. Bu adamı sevmiştim. Bende ona gülümsedim. Timur'un gözleri bu seferde gülüşüme takılı kaldı . Ona bakarak, "Hazırım ben !" Dedim.
Timur gözlerini benden alamıyormuş gibi bakıyordu. Cihat abi kolunu dürtünce kendine gelmişti bana bakmayı kesti. Cihat abi bana bakıp yine göz kırptı. Timur yürümeye başlayıp, "gidelim!" Dedi ve kapıdan çıktı. Bizde onu onu takip ettik. Dicle arkamdan geliyordu. Bu kız beni hiç sevmedi, bende onu sevmemiştim.
Timur Siyah Passat'ın önünde durdu arkasını döndü beni bekliyordu sanırım. Bende hemen yanına gelmiştim ön kapıyı benim için açtı. Bende hemen arabaya bindim kapıyı kapattı. Dicle de bizle geliyordu o da arabanın arka koltuğuna geçmişti..
Araba Pendik belediyesin önünde durdu . Hepimiz arabalardan indik. Timur'un arabasıyla birlikte tam 8 tane daha araba vardı. Hepsi de siyahtı. Sanırım Timur'un arabalarının renklerinin hepsi siyahtı. Büyük bir ihtimalle en sevdiği renk siyah , arabaları, evdeki eşyaları hepsi siyahtı.
Arabanın önünden dolaşıp yanıma geldi kolunu uzattı. Koluna girmemi istiyordu . Bende tartışmak istemediğim için koluna elimi koydum. Ve yürümeye başladık. Salona girmiştik. Timur yürürken arada bana bakıp tekrar önüne dönüyordu. Masaya doğru gelmiştik Timur sandalyemi çekip oturmamalı bekledi. Sandalyeye oturdum ve o da kendi sandalyesine oturmuştu. Dicle sinsi sinsi bana bakıyordu. Beni hiç istemiyor bunu her halinden belli ediyordu . Buraya da abisinin zoruyla gelmişti.
Biz otururken karşıdan nikah memuru geldi. Timur ve cihat abiyle tokalaşıp yerine oturdu. "Belediyemize evlenmek için başvuran gençler sizlersiniz gördüğüm kadarıyla." Dedi ve konuşmaya devam etti. Bende Timur'u izliyordum . "Belediyemiz tarafından evlenmenizde bir sakınca görülmemiştir.
"Memur bey bana bakıp "siz Akif Sancar kızı Murat KANDEMİR oğlu Timur KANDEMİR' i Eş olarak kabul ediyor musunuz. Timur'a baktım. Göz kırptı. Memur beye döndüm.
"EVET!" Dedim.
Memur bu seferde Timur'dan tarafa döndü . "Siz Murat KANDEMİR oğlu Akif SANCAR kızı Alya Neva Sancar'ı eş olarak kabul ediyor musunuz.?" Dedi o hiç bana bakmadan.
"EVET!" Dedi .
Memur tekrar konuşmaya başladı "siz şahitlerde kabul ediyor musunuz?" İkisi de aynı anda "Evet!" dediler. Timur'un kafasını benden tarafa çevirdi gözlerimin içine bakıyordu. Neden öyle bakıyorsun be mavi gözlü adam.. İmzaları da atmıştık. Dicle ve cihat abide imzalarını attılar . Timur benden tarafa dönüp anlıma eğildi ve öptü bir iki saniye beklemişti. Geri çekilip bana baktı. Ben de ona bakıyordum. Memur bey ve cihat abi Alkışlamaya başladı. Dicle hiç bir şey yapmamıştı öyle asık suratla bizi izliyordu . Timur elimi tutup ayağa kalktı tabi onla birlikte bende kalktım.
Memur bey Evlilik cüzdanını bana uzattı. Ben de elinden aldım. Timur hala elimi tutuyordu. Memur bey tebrik edip gitti. Cihat abi de tebrik edip Timur'a sarılmıştı . Dicle yine bir şey yapmadı öylece izledi bizi. Belediyenin dışına çıkmıştık tam merdivenlerden inecektik ki Cihat abi durdurdu bizi .
"Burada bir fotoğrafınızı çekeyim Anı olarak kalır!" Dedi Timur kafasını sallamıştı. Ben önde duruyordum Timur arkamdan belime sarılıp kafasını kafama yaslamıştı. Cihat abi "çekiyorum!" Dedi ve Timur da bende cihat abiye bakıp gülümsedik...
3 . Bölümümüzün sonuna geldik . Bölümü nasıl buldunuz?
Sizce Timur Alya'ya Neden iyi davranıyor ? Alya gerçekten de babasını ispiyonlayacak mı yoksa Timur'dan bazlı şeyleri saklayacak mı ?
Buraya gelip yorum yapıp bana destek olanlara çok teşekkür ederim iyi ki varsınız...🫶🤍
Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın şimdiden oy ve yorumlarınız için teşekkür ederim diğer bölümde görüşmek üzere 🫶🤍😊 |
0% |