@siradanbirileri1
|
YAĞMURDAN
Abimler ile takıldıktan sonra eve geçtik ben aynı zamanda bizim timi eve çağırmıştım. Onlar için bir iki hazırlık yapıyordum, abimlerle dışardan ihtiyaçlarımızı alıyordu.
O sırada telefon çaldı Derya hanım arıyordu
" Alo kızım müsait misin acaba?"
" Tabi Derya hanım buyrun"
"Nasılsın kızım sağlığın fln herşey iyi dimi?"
"İyiyim Derya hanım teşekkürler siz nasılsınız?"
"Ne teşekkürü kızım, bende iyiyim teşekkürler."
"Şey kızım akşama da müsatsen bize gelebilir misin ? Beraber vakit geçirelim."
"Çok isterdim Derya hanım ama akşama başka planlarım var, başka zaman inşallah."
" Yaa peki kızım kusura bakma rahatsız ettim."
" Ne kusuru Derya hanım başka zamana artık."
Telefonu kapattığımda bi süre kendime gelemedim. Annem beni merak etmişti. Çok güzel bir hismiş telefondan bile gerçekten merak ettiğini anlamıştım öylesine sorulmuş bir soru değildi... Hoş olsada ben yine mutlu olurdum. Anne şefkati bu muydu? Zehra gül hanım bana bu soruyu sormak için bile sormuyordu, o kadar umrumda değildim.
Okuldaki çocukların annelerini gördükçe çok üzülürdüm. Sonra bir çocukla tanışmıştım adı Yunus'tu. Annesi vefat etmişti. Okulda en yakın arkadaşımdı o annesini çok küçükken kaybetmiş hiç hatırlamıyordu. Onu dinledikçe annesinin ona yapamadıklarını dinlerken benim anneminde hiçbirini yapmadığını farketmiştim. İlk o zaman anlamıştım Zehra gül hanımın beni sevmediğini ve benim bir annemin olmadığını.
Şimdi yıllar sonra o çok istediğim anne sevgisini görüyordum. Gerçekten inanılmaz güzel bir histi. O kadar dalmıştım ki gözlerimden akan yaşları farketmemiştim.
Kendimi toparlayıp işlerime geri döndüm zaten biraz sonra kapı çaldı abimler gelmişti kapıyı açıp direk onlara sarıldım iyiki varlardı onlar olmasaydı ne yapardım bilmiyordum. Yanaklarından öptüm.
"Güzelim bu sevgi pıtırcığı halinin sebebi nedir acaba?"
Annem beni hiç umursamazken, babam beni döverken sadece abilerim vardı. Kendilerinin de dayak yiyeceğini bile bile beni korumaya çalışıyorlardı. Canım birşey çektiğinde kendi harçlıklarını sonuna kadar harcayıp istediğim şeyleri almaya çalışırlardı. Aileleri çocuklarını parka götürürken beni abilerim götürürdü. Hastalandığımda başımda annem olmazdı, onlar olurdu.
Bana hem anne hem baba olmaya çalışmışlardı. Onlar sayesinde buralardaydım bana her zaman destek oldular. Hayattaki en büyük şanslarımdı. Onların hakkını asla ödeyemezdim, onlar benim yaşama sebebimdi.
" Hiç öyle içimden geldi." "İyi maden ben dünden razıyım."
İçeri geçtik onlar malzemeleri yerleştirirken bende kalan yemeklere son dokunuşları yapıyordum. Sonra abimler yanıma geldi ve fotoğraf çekindik. Çikolatalı pasta, meyveli kurabiye, sarma,börek bide kısır yapmıştım. Sarma ve böreği daha önceden yapıp buzluğa atmıştım sadece çıkartıp pişirmiştim bu sefer o yüzden baya kolay oldu.
Sonra kapı çaldı büyük ihtimalle tim gelmişti. Ali abim gidip kapıyı açtı sadece süleyman ile pınar vardı.
" Eee diğerleri nerde?"
" Komutanım onlar çok yavaş hazırlanıyordu bizde öyle olunca beklemeden geldik. Bunları da getirdik." Kaju ile Antep fıstığı getirmişlerdi bayılırdım.
"Zahmet etmişsiniz teşekkürler."
" Ne zahmeti komutanım."
Onlarda içeri geçti bi 15dk kadar sohbet ettikten sonra kapı tekrar çaldı.
Bu sefer tim gelmişti, onlar da içeri geçti. Yasin söze girdi " ya siz niye bizi sattınız? Hani beraber gezicektik."
" Yarım saat sizi bekledik ama gelemedimiz bir türlü. Anlayamadım kızlar bile sizden daha hızlı hazırlanıyor, kime süsleniyorsunuz anlamadım gitti."
" Kızlar bile derken Süleyman? Mesela ben çok geçmi hazırlanıyorum."
" Yok yok ben öyle demek istemedim, hani genelde kızlar makyaj yapar kıyafet falan seçemezler ya o yüzden dedim."
" Ne kadar çok kız tanımışsın da bunları öğrenmişsin."
" Hayır yanlış anladın Pınar hani genelde öyle derler ya, bide benim kardeşimde öyle yapıyor ordan biliyorum. Yoksa benim ne işim olur başka kızlarla."
Süleyman Pınar'a aşıktı ama Pınar bunun farkında değildi. Zaten olsa da kolayca birlikte olabileceklerini zannetmiyorum. Pınar babası Sait amca Pınar'a biraz fazla düşkün. Pınar'ı çok sever tek kız olduğu için de üzerine biraz fazla düşer.
Bende çok isterdim babam ile böyle olmayı. Ama asla olmamıştı. Bir keresinde okuldan bir arkadaşım ' babam, ben güzel bir karne alınca çok mutlu oluyor' demişti. Bende tüm yıl çok çalışıp, tüm notlarımı 100 yapmıştım, okul birincisi olmuştum.
Bir hevesle eve gittim babama karnemi göstericektim. O adamda televizyon izliyordu, ona karnemi gösteremeye çalışıyordum ama o televizyonu görmesini engellediğim için sinirlenip beni dövmüştü. En son yine abilerim gelip beni kurtarmıştı.
Geçen Emir beyin 3 üniversitesi bitirdiğimi öğrenince gözlerinde geçen gururu görmüştüm. Hep hayal etmiştim babamın bana öyle bakmasını. Hayalım bi 15 yıl sonra gerçek oldu.
Anılarım ile gözlerim dolmuştu, hemen kendimi toparlayıp eski halime dönmüştüm. Bu güzel anı bozamazdım, her zaman yaptığım gibi şimdide bu güzel anı bozamazdım...
YAZARDAN
Aydın evinde sessizlik hakimdi. Her zaman olduğu gibi herkes kendi halinde telefonlarına bakıyorlardı. Emre de annesinin İnstagramımda geziyordu, sonra birden bağırdı " aaa bakın ablam."
O an herkes şaşkınlıkla birbirine baktılar. Emre'nin ne dediğini tam anlamadılar. Derya hanım konuştu " ablan nerde oğlum?"
Emre telefonu kaldırdı " bak anne buda ablam, yanında da iti tane abi var."
Derya hanım şaşkınlıkla telefonuma baktı, gerçekten de Yağmur'du yanındakiler de abileriydi. Önlerinde de çeşitli yemekler vardı.
Hesaba bakınca bu hesabın Yağmur'un abisinin hesabı olduğunu anladı. O sıra da kıskançlıktan kendilerini yiyen Aydın erkekleri o resimdeki iki abinin kim olduğunu görmeye çalışıyorlardı.
Ama gördükleri gibi de kıskançlıkları level atladı. O sırada Emre tekrardan olaya dahil oldu " Anne ben ablamı öjledim, onun yanına didelim mi?"
Derya hanım cevap veremeden Berk söze atladı " ne çabuk onu ablan olarak kabul ettin, acaba o seni kardeşi olarak kabul etti mi?"
Emre sinirle konuştu" tabiti etti."
" Nerden bili--"
Derya hanım sinirle oğluna döndü " Berk oğlum ne diyorsun, doğru konuş ve kardeşine yanlış örnek olma!!"
"Ama anne--"
" Ama falan yok bir daha seni bunun için uyarmıyacam, o tabiki Emre'nin ablası."
Fırat tabiki hemen Berki korudu" anne haklı çocuk yanlış birşey söylemediki, nerden biliyorsunuz Yağmurun Emir'i kabul ettiğini?"
Bu sefer Emir bey söze girdi" oğlum hadi Berk küçük yanlış yapıyor sana ne oluyor? Kardeşine örnek olacağına ne yapıyorsun. Bir daha bu konuyu tekrar etmek istemiyorum. "
" Anne ablama didelim mi?"
" Ama oğlum öyle habersiz gidemeyiz, hem belki ablanın işleri veya misafiri falan vardır müsait değildir."
" O zaman arayıp soyalım ablayama? Hem ben onla kalsam?"
" Aa oğlum olur mu öyle? Tamam müsait mi diye sorarız ona göre gidebiliriz ama onla kalamazsın."
"Ama niye?"
" Çünkü ablan bunu kabul eder mi bilemiyoruz."
" Ee onu da soyalım nolur nolur?"
Derya hanım kararsız kaldı. Yağmuru zor duruma sokmak istemiyordu, belki müsait değildi belki Emre'ye bakabilecek zamanı yoktu.
Ama aynı zamanda oğlumun ablasına böyle alışmasına mutlu olmuştu ve aralarındaki bağı güçlendirmek için iyi bir fırsattı.
" Tamam sadece senin için izin istiyecem ama ablan kabul etmezse ısrar etmek falan da yok tamam mı?"
Emre mutluluktan havalara uçtu" tamam anne söz."
Emre'yi gören abileri kıskançlıktan çatlıyacaklardı. Kerem söze atladı " neden sadece emre gidiyor? Bende gitmek istiyorum."
" Oğlum bi dur o küçük. Müsait mi bilemiyoruz biz daha sonra gideriz."
Kerem somurtarak koltuğa geri çöktü. O sırada Derya hanım Yağmur'u arıyordu.
" Alo kızım, müsait misin.?"
"Evet Derya hanım buyrun birşey mi oldu?"
" Yok canım birşey olmadı, rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama emre tutturdu ablama gidicem diye eğer müsaitsen Emre sana gelebilir mi? Bide biraz sende kalmak istiyor ama kendini sakın baskı altında hissetme eğer müsait falan değilsen ben Emere'ye uygun bir dille anlatabilirim."
" Yok Derya hanım ilk olarak rahatsız falan etmiyorsun, isyediğiniz zaman arayabilirsiniz. Ve ayrıca Emre tabiki de gelebilir çok memnun olurum. Sadece biliyirsunuz ki askerim eğer acil bir görev çıkarsa Emre'yi erkenden size bırakabilirim."
" Yok yok o hiç sıkıntı değil kızım. O zaman ben Emre'yi hazırlıyorum sende konum atarsın biz Emre'yi bırakırız."
" Tabiki Derya hanım hemen atıyorum."
" Tamam o zaman kızım görüşürüz, kendine dikkat et."
" Görüşürüz Derya hanım sizde kendinize dikkat edin."
Derya hanım telefonundan sonra oğluna döndü. " Hadi gene iyisin ablan kabul etti, hadi gel hazırlanalım da bırakalım seni."
" Oley oley oley abyama didicem."
Emre odasına giderken arkasından kıskançlıktan çatlıyan kişiler bıraktığından habersizdi.
------------
Uzun bir süredir bölüm gelmediği için çok özür dilerim ne deseniz haklısınız. Öbür kitabıma yoğunlaştığınım için bu kitabı boşladım. Okulda baya yoğun olduğu için ikisine yetişemedim bunun için tekrardan özür dilerim.
Yeni bölüm için tam tarih veremem ama elimden gelen en kısa sürede atmaya çalışıcam. Ve ayrıca Yağmurun öz annesinin ismi Sinemdi ama öbür kitapla bir karışıklık olmaması için derya olarak değiştirdim.
|
0% |