@siradanbirileri1
|
Evet en sonunda kapı kırılarak açıldı. Kapı da baya dayanıklı gibiydi, demekki o kadar da dayanıklı değilmiş. Müdür beyde kapıya acı içersinde bakıyordu. Olsun be müdür bey cana geleceğine mala gelsin. Tabiki bunu sesli bir şekilde dile getirmedim.
"Evet burda ne olduğunu hemen bana açıklıyorsunuz!!"
Dedemin sert sesinden hepsi biraz tırsmış olacaklardı yada dillerini yutmuşlardı. Bence ilk seçenekti.
" Bir soru sordum benim torunuma ne oldu? Bu halinin sebebi ne!"
Sanırım en sonunda babam kendine gelebilmişti. " Baba senin burda ne işin var?"
"Nemi işim var? Benim burda torunum yaralanıyor ama senin sorduğun soru 'burda ne işin var' öyle mi?"
" Tabiki öyle değil baba ama--"
" Bi sus vır vır konuştun."
Sonunda bakışları bana döndü. Hemen yanıma gelip beni incelemeye başladı. " Sen nasılsın torunum? Alıyım mı seni buralardan, gel benimle memlekete."
Ah dede ah gelebilsem koşarak gelirdim. Tabi dedem silah buraya basmasın diye karıştırılma olayını anlatmadığımız için gelemeyeceğimi bilmiyordu.
Sonra bir öksürük sesi geldi gereksiz Polat'tan. " Götüremezsiniz beyefendi."
". Sana ne oluyor torunuma soruyorum ben. Hem siz kimsi-- haa tabi siz bu" gözleriyle Nisa'yı işaret etti. " Sinem'i iten kızın ailesisiniz. Hem suçlu hem güç--"
" O olay öyle değil beyefendi. Sinem' in ailesi biziz Nisa'nın ailesi sizsiniz."
" Ula bok yiyen, ben tanımaz mıyım torunumu, beni mi kandıracaksınız?"
Sanırım bu konuşmanın daha fazla uzamasınü istemeyen babam söze girdi.
" Baba ben sana sonra anlatıcam lütfen bi dur şimdi." O sırada müdür tekrar söze girdi. Kapısı için hem üzgün hemde kızgın gibiydi.
" Sanırım sorunu artık kendi aranızda çözeesiniz. Lütfen beni acımla yanlız bırakın." Allahallah çattık yani, müdür bile normal değildi.
Ne olucak yani kapı kırıldıysa cana geleceğine mala gelsin.
Neyse babamlarda dedemi zar zor ikna edince herkes evlere dağıldı. Sinan da onlarla gitti.
YAZARDAN
Karal ailesi eve gelince Demir bey ile Büşra hanım yorgun oldukları için direk odalarına çıktılar. Ardından sinemde bu ortamda kalmamak için odasına çıktı. Polatın işleri olduğu için şirkete geçmişti. Oğuz ile Toprak'ta onunla gitmişti.
Ömer de odasına çıkınca salonda sadece Tarık Faruk ve Ateş kalmıştı.
" Bu iş böyle olmayacak Sinem'in gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için bi şeyler yapmamız lazım." Tarık' ta faruğa katıldı.
" Evet ama bunu tek başımıza yapamayız, birinden yardım almalıyız." Sonra ikisi aynı anda konuştu " NİSA"
Ateş bu sefer söze girdi " Nisa neden bize yardım etsin ki?"
" Oğlum tabiki babasının hayrına yardım etmez. Ama oda Sinem' i sevmiyordur, bide üstüne para versek ne yapmaz ki?"
Tarık faruğa katıldı" aynen öyle. Ben Nisa'ya yazarım zaten yarın cuma Sienm hanım öbür aileye gidecek, böylece bu işi daha kolay hallederiz."
Konuşma burda sona ermişti. Olacaklardan habersiz yataklara dağılmışlardı.
ERTESİ GÜN ( YAZARDAN)
Faruk, Tarık ve Ateş ıssız bir kafede oturmuş Nisa'yı bekliyorlardı. 5 dk sonra her zamanki kokoş haliyle Nisa geldi.
" Ne oldu sevgili abiciklerim ve ikizim. Beni mi özlediniz?"
" Lütfen saçmalama Nisa senin neyini özleyecez, buraya bir anlaşma yapmak için geldik. " Nisa Tarığa göz devirdi.
" Siz ile benim ne gibi bir ortak sorunumuz varda anlaşma yapıcaz?"
Faruk hemen cevap verdi " Sinem"
"Hah neden Sinem gibi biri için sizinle anlaşma yapıyım?"
" Sinem' i sevmediğini biliyoruz."
" Bunu zaten saklamıyorum, ben kendimden başka kimseyi sevmem. Ama beni neden çağırdınız?"
" Beraber Sinem' e bir oyun oynıyacaz. Böylece sende bizde Sinem' den kurtulacağız."
" Neden boşu boşuna böyle bir işe giriyim ki, bana o kadarda zararı yok."
Faruk gözlerini devirdi. " Karşılığında para da veririz."
" İşte şimdi aynı dili konuşuyoruz, 25 bin TL'ye okeyim."
" Abartma Nisa."
" İşinize gelirse, daha aşağısı olmaz. O da siz tanıdıksınız diye."
" Tamam, tamam boş konuşma da ne yapacağımızı söyle."
" Aa niye ben söyliyorum ki?"
" Bu işlerde çok iyisinde o yüzden. Bize yaparken aklına oyunlar geliyordu, şimdide gelsin."
" O kadar zekiysen sen düşün Faruk. Onunla siz bir misiniz?"
" O ne demek, ne farkımız varki?"
" Şöyle anlatayım Farukçuk Sinem o ailede çok seviliyor abileriyle arasında çok güçlü bağlar var. Sizin aksinize."
" Mesela ona uyuşturucu kullanıyor iftirası atsak onlar sizin gibi salak değil inanmazlar, hadi değelim inandılar kızıp, sırtlarını dönmezler sadece destek olurlar. Sırlarını öğrenip etrafa yaysam Sinem' in yaptığını asla düşünmezler. Direk benim yaptığımı anlarlar. Eee ne kaldı geriye?"
Hepsi sus pus oldu. Aralarındaki bağın bu kadar güçlü olduğunu düşünmemişlerdi.
İlk kıskandılar sonra bunu kabul etmek istemeyip Sinem' in ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu ve onları etkisi altına aldığını düşündüler. Bunları sadece kendi vicdanlarını rahatlatmak için söylediklerinden bir haber.
" Salak salak etrafa bakmayı bırakında Sinem' i ne ile övüyorlar bana onu söyleyin. Size kalsak ohooo."
Hepsi bir anlığına düşündü. Sonra Faruğun aklına bir şey geldi. " Dersleri, derslerini övüyordu herkes."
" Ele, kız gerçekten zeki. Ona kopya çekiyor iftirası atsam, büyük ihtimalle kimse inanmaz, en iyi ihtimalle onu öğretmenler odasında sınava sokarlar, yine yüksek not alır. Kaldı ki öbür aile sınavları o kadar önemsemiyor bu şekilde aralarını bozamayız. Başka?"
Bu sefer Tarık fikrini söyledi " Onlar için değerli bir şeyi kırsa, yırtsa falan?"
" Güzel fikir sizden böyle fikirler beklemezdim, bide bana kötü dersiniz. Sizinde benden bir farkınız yok, hatta şöyle diyim eksiğiniz yok fazlanız var. Neyse ama buda olmaz onu fazla seviyorlar canın sağolsun falan derler. "
Faruk iyice sinirlendi. Özellikle Nisa'nın söylediklerine. Onları nasıl kendiyle bir tutardı, onlar sadece kendilerini ve ailelerini korumaya çalışıyorlardı, yada sadece onlar öyle sanıyordu.
" O olmaz bu olmaz. Sen söylede ona göre fikir üretelim, o aile neye kızar neye dayanamaz?"
"Hmmm erkek arkadaş, Sinem' i çok fazla kıskanıyorlar. Bir erkek arkadaş herşeyi halleder.
" Sinem' in varmı erkek arkadaşı?"
Nisa sakızını patlattı.
" Yok, kesin bilgi. Nerden bildiğimi sormayın ama kesin bilgi, yok. "
Faruk sinsice sırıttı. " Olmasına da gerek yok. Varmış gibi da olur. Nisa birini ayarlar, oda Sinem' in sevgilisiymiş gibi davranır."
" Güzel fikir ama birçok detay eksiği var. İlk Sinem' in telefonuna bir şekilde o bulacağım kişinin telefon numarasını kaydetmeliyiz. "
" Sonrası çorap söküğü gibi gelir. Ama Sinem'in yakın arkadaşı var mı? Onun ismi ile kaydedersek güvenleri iyice çöker. "
" Pınar." Ateş ilk kez konuşmuştu.
" İki tane yakın arkadaşı var pınar ile Deniz. Ama sanırım Pınar ile daha çok görüşüyor."
" Aferim ateşcik sonunda bir işe yaradın... Tamam ben kayıt işlemini hallederim. Sonra Pınar ismindeki Bora'dan mesaj gelen Sinem parka gidecek. Eee sizde bi zahmet aileleri oraya getirisiniz, oldu bitti işte."
" Tamam onu biz hallederiz de sen ne zamana halledersin şu telefon işini?"
"Hiç belli olmaz. Ne zaman olursa size haber veririm. Paramın yarısını şimdi isterim diğer yarısını da iş bitince."
" Tamam anlaştık bir daha görüşmemek üzere."
" Yaa niye öyle dedin şimdi tarıkçım, işiniz düşerse yine ben burdayım abiciklerim ve ikizim."
BİRKAÇ SAAT SONRA (SİNEM'DEN)
Eşyalarımı topladım. Sonunda evime dönücektim.
Zaten orda eşyalarım vardı, bir iki temel eşyamı aldım yanıma sadece. Aşağı indim herkes kapıdaydı. Ateş dışında.
Tarık ve Faruğun suratı ' zorla burda tutuluyorum' diyordu. Çokta umrumdaydı.
İlk Toprak yanıma geldi, sarılmak istiyordu ama çekniyordu. Ona sarıldım. İlk bi duraksasa da ona bana sarıldı. Ondan cesaret alan Oğuz da bana sarıldı.
Kenarda boynu bükük, küçük Emrah gibi bana bakan Ömer'e de sarıldım. Aynı şekilde bana bakan Polat'ı es geçip Büşra hanıma sarıldım.
Ona sarılmayaçağımı düşündüğü için ilk hareketsiz kalsada oda bana sıkıca sarıldı ve saçlarımı koklayarak öptü... Bu özelliğimi genetik olarak annemden almışım. Bende Mete'yi falan öperken koklayarak öperdim.
Bana bize de sarılırsan ana bacı söveriz der gibi bakan Tarık ve Faruğu es geçtim. Hayır ana bacı sövseler kendi annelerine de söverler. Bacı ben oluyorum bana sövdüklerine göre bu kısımda sorun yoktu.
Neyse zaten isteseler de sarılmazdım. Ona sarılcağımı falan sanan Demir beyi de eş geçip dışarı çıktım.
Bahçeden de çıkınca kapıyı kapatmışlardı. Babamın gönderdiği özel şoförün yanına giderken adımın seslenilmesiyle durdu. "Sinem"...
BİR SÜRE SONRA
Sonunda eve varmıştım. Kapı çaldığım gibi açıldı. Kalıda bekliyorlardı heralde, herkes burdaydı annem dışında...
Babama gidip sarılacakken dedem araya girdi. " Ooo benim güzel torunum gelmiş sonunda evine." Bana sıkıcak sarılıyordu
" Evet dede geldim ama biraz daha böyle devam edersen gitmem gerekecek."
" Nereye?"
" Tahtalı köye, boğuluyorum."
Dedem sonunda beni bırakınca bu sefer babaannem sarıldı. Allah'tan o daha insancıl sarıldı...
Ondan da ayrılınca sonunda babama sarılabildim.
" Babacım seni çok özledim."
" Bende prensesim, bende."
Alp abim sanırım biraz kıskanmış olucakki" baba izin ver bizde biraz sarılalım Sinem' e"
" Sanane eşek sıpası, benim kızım değil mi ister veririm ister vermem."
" Senin kızınsa bizim de kardeşimiz onu ne yapıcaz?"
" Şöyle yapıcaz oğlum ben sizi evlatlıktan reddedicem, sizde kardeş mardeş olmıyacaksınız." Alp abim dışında hepimiz kahkaha attık.
Babamdan ayrılıp abime sarıldım. " Üzülme abicim sen benim her şekilde abimsin."
" Teşekkürler güzelim,burda bi sen anladın beni." Alp abimden sonra herkesle sırayla sarıldım.
İlk yemek salonuna geçip yemek yedik. Sonra hep beraber salona geçip sohbet etmeye başladık. Sonra telefonumu yemek salonunda unuttuğum aklıma geldi.
Onu almaya gittim ama telefonumun Nisa' da ne işi vardı?
"Nisa?"
"Aa Sinem bende burda telefon buldum,kimin diye bakıyordum seninmiş. Al"
" Ne yaptın tekefonuma?"
Göz devirdi. " Ne yapabilirim? Şifresini bile bilmiyorum, al bak bir şey yapmış mıyım?"
Telefonumu bana veril gitti. Kesin bir şey yapmıştı ama ne??
Telefonumu baştan sona taradım. WhatsApp, rehber, fotoğraflar, dosyalar, sosyal medya hesaplarım. Hiçbir şey yoktu. Heralde gerçekten birşey yapmamıştı. Gerçi doğru nerden bilecektiki şifremi zaten.
İçerden adımın seslenilmesiyle içeri geri döndüm.
ERTESİ GÜN
Gün her zamanki gibi ilerliyordu. Sabah hep beraber kahvaltı yapmıştık. Sonra babam ve abilerim dışardaki birkaç işlerini halletmek için çıkmışlardı. Sonra geldiklerinde gezicektik yani o zamana kadar boştum.
Sonra telefonuma bildirim geldi. Pınardan mesaj gelmiş. Beni parka çağırıyordu... Ama o yurt dışında değil miydi? Yaa sanırım erken dönmüştü ve bana sürpriz yapıcaktı.
Canım arkadaşım, hemen hazırlandım. Babaannemlere haber verip çıktım.
Ama parka geldiğimde Pınar falan yoktu. Sonra 18-19 yaşlarında biri gelip bana sarıldı. Onu hemen ittim. Ama arkamdan bana seslenildi. Arkamı döndüğümde dedemler hariç tüm ailem burdaydı. Ayrıca Karal ailesi de burdaydı.
" Sinem bu kim abicim?"
Alp abimin sorusuna ben cevap veremeden o adam atladı " sevgilisiyim."
"Nee"
" Ne diyor bu adam, kızım ne sevgilisi?" Babamın sorusuyla gözlerim doldu." Baba yemin ederim böyle bir şey yok."
" O zaman neden bu çocuk öyle diyor? Niye yalan söylesin?"
Faruğun söyledikleri ile nefretle ona baktım. O yapmıştı tüm bunları. Onu es geçip aileme döndüm.
" Bana inanıyor musunuz?"
Bazılarının gözleri inanıyoruz derken bazıları inanmıyordu.
Gözlerimdeki yaşlar aşağı doğru yuvarlandı...
------------
Evet arkadaşlar bu bölümde bitti. Sınavlar biraz ertelendiği için yazabildim.
Ayrıca WhatsApp kanalı açtım loatp hakkında bilgi vericem. Ve bazı spoilerlar.
https://whatsapp.com/channel/0029VamksNSICVffJkxarR0S
Link bu ama burdan kopyalamayam var. Tıktok veya ins hesabınız varsa bana mesaj atarsanız hesabınızada link atarım.
Tıktok: siradanbirileri1
İns: coksiradanbiri67 |
0% |