@sirineqss
|
"Bunun olmayacağını sende biliyorsun noan onlari kıskanmaya başladığını düşünüyorum onlar senin kardeşin yetenekli ve hevesliler ayrica bize ihanet etseler bile daha fazlasına izin vermeyecegimi biliyorsun" dişlerimi ve yumruklarımı patlatacak kadar sıkmıştım beni durdurup onların bize ihanet edebileceklerini söylemişti koluma dokundu "sakin ol ve yumruklarını rahat bırak bu sadece bir ihtimaldi" dedi sakin bir sesle. Umursamadım buz gibi sesimle çilli yeşil çekik gözlü suratına fısıldadım "Yemeğe gel çocukları çağıracağım sonra eğitime geçeceğiz 2 dakikaya içerde ol" Elbisemin eteklerinden tutup sertçe yürümeye başladım koridorun sonuna geldiğimde boğazımı temizledim yüzüme yalandan bir gülümseme kondurdum karşımdaki odanın kapısını çaldım ve içeri girdim karşımdaki görüntüyle gülümsedim birtakım bitkileri ezmiş merhem yapmaya çalışıyorlardı ve başarısızlarda değillerdi "bu kadar yeter küçük şifacılar hadi sofraya" perry kaşlarını çattı "küçük değiliz bir kere siz 19 yaşındasınız biz 15" kahkaha atmamak için dudağımı dişledim "küçüksünüz hanım efendi her neyse dolabın içindeki rahat giysilerden birini giyin sonrasında antrenman yapacağız" Rahat adımlarla mutfağa ilerledim yaltığım çorbayı dört farklı kaseye koyup masaya bıraktım 2 dakika sonra antrenman planini anlatirken bir yandanda yemek yiyordum -eh daha doğrusu çalışıyordum- 1 saat yakın dövüş 1 saat hançer ve 1 saat kılıç çalışıp eksiklerine bakacaktım okta iyi olduklarınımezarlıkta kanıtlamışlardı fakat tek bir sorun vardı peterin ayağı benim okum yüzünden parçalanmayı sıyırmıştı yaptıklari merhemi deneyeceklerdi bu yüzden odalarındaki masasa toplanmistik "umarım iyileşir" dedi kederli sesle noan peter ekledi"eh umarım ateşin kahini ayağımı deldiği için umutsuzum" gözlerimi devirdim "şimdilik bacağını kesmek zorunda kalmadığımıza şükret çocuk" Hepimiz sessiz kaldım perry sonunda konuştu "iz kalabilir yarın bakacağız etkisi yarin gosterebilir" iç çektim "umarım yarına geçer Yarın işlerimiz var her neyse herkes bodrumdaki salona insin eğitim her koşulda yapılır sende peter." Aradan 1 hafta geçmişti herkes sıkı çalışıyordu ben ise kışlanın bahçesinde elimdeki keseyle oturuyordum ayağa kalktım kışlanın içerisinde bodrum katına indim dalgın bakışlarımla kapıyı açtım noan perry ve peter sohbet ediyorlardı yanlarına gittim yere çömeldim bağdaş kurarak oturdum kimse bir kelime etmedi noan sorgulayıcı bakıyordu fakat oda birşey söylemedi derin bir nefes alıp kesenin içini açtım kesenin içinden 3 tane ipten yapılmış bileklik ve 2 bilye çıkardım noan bilye ve bileklikleri tanımış bakışları durgunlaşmıştı bu bilyeler benim değildi taaki bir zamana kadar Derin bir nefes alıp verdim "Avucunuzu açın" tereddüt etmeden açtılar ilk önce perry ve peter e birer bileklik ve bilye verdim sonra noana kendi bilekliğini "Bu bileklikleri öleceğiniz güne kadar çıkarmayın üçünüzde." Sesim baskındı. "Bu bilyelere gelecek olursak benim değildi bir zamana kadar. Gerçek annemden illith'e kalmıştı annem bilyeleri severdi illith'de severdi o zamanlar kızlar nadir bilye oynardi prensesler ise oynamazdı oynayamazdı ama illith kaçıp kaçıp ara bir sokakta oynardı bir gün yine bilye onmaya kaçtığında 2 kız ve 5 erkek çocuğu yanına gelmişti illith'in bilyeleri en güzel bilyelerdi o zamanların ve illith her zaman küçsüz savunmasız bir çocuk olmuştu benim aksime o bir öğlen saatleri kız çocukları illith'i takip edip yanına koşarak gitmiş illith'i yere ittirmişler illith yere düşmüs ve kaldırıma kafası ile ensesi arasındaki yeri sertçe vurmuş taşlar alnını ve ensesini kesmişti ses çıkaramıyordu ensesini bir darbeyle vurduğu için bayılmıştı akşam saatlerinde hala bulunamadığı için muhafızlar çıkıp aramış en sonunda bulmuşlardı illith uyandığında ilk bilyelerini sormuştu olmadığını öğrenince çok ağlamış benle yalnız kalınca ise kızların ismini verip o bilyeleri almamı söylemişti dediği şeyleri çok net hatırlarım "o bilyeler annemin senin benim üçümüzün o kızları bul kardeşim" kızları bulmuştum o yaşta bile haçer taşırdım kızları hançerimle yaralayıp bütün bilyeleri almıştım eve döndüğümde kızların ismini babama ve muhafızlara verdim sonra koşarak illith'i aramaya başladım ama sarayda hiçbir yerde yoktu o zaman bütün dunyada arandı fakat bulunamadı bu yüzden öldürüldüğünü sandık." Herkes ses çıkarmadan dinlemişti bilyelerimizin hikayesini Benim hikayemde bilyeler bile acı çekiyordu fakat gücün acı çekmeden çıkmayacağını öğrenemeyeceğimizi bir kere daha öğreniyordum her seferinde. |
0% |