Omzumun sarsılmasıyla yere düştüm yanıma bir gölge düştü ve sonrasında tanıdık bir ses "Ah çok özür dilerim güneş dur yardım edeyim"Bu okulun futbol kaptanı Yiğit'ti "Ah problem yok yiği-" sözüm dikkatimizi çeken parlak bir ambalajla kesildi "sence bu nedir fotoğrafını çekeyimmi lazım olabilecek bişey midir" Fotoğrafçılık ile ilgileniyordum herşeyin fotiğrafını çekmeye bayılırım bütün okul biliyordu Yiğit diliyle damağına vurdu sonra hatırlamış gibi sırıttı"bu dünyada viral olan çikolata ambalajı güneş gerek yok" sırıttım "haa vende lazım olan birşeydir diye düşündüm" elimi yerdeki fotoğrafçılık ile ilgili olan dosyaları almak için uzattım full konsantre dosyaları toplarken yiğitle başımızı duyduğumuz sese aynı anda baktık bu ses köpek hırlamasi gibiydi hayır gibi değil köpek hırlamasıydı ama kafamızı kaldırdığımız anda bize hırlayanın bir köpek olmadığını gördük yerden usulca kalktım ve karşıdaki adama baktım ürkmüştün geri çekilirken adam olduğu yerden adeta bir köpek gibi sıçrayıp önümüze uçtu şok olmuştum yapabildiğim tek şey yerdeki tüm dosyalarımı almaktı yiğit kolumu çekiştirince kendime geldim ve depar atarak kaçmaya başladık bulduğumuz boş bir sınıfa girdik Yiğit nefes nefese konuştu "az önce ne oldu?" Derin bir nefes alarak kilitlendiğim noktadan bakışlarımı ayırmadan konuştum "hiç bir fikrim yok fakat pencereden dışarıya bak" Yiğit çöktüğü yerden kalkıp pencereye ilerledi gördüğü şeyle gözleri büyüdü "herkes kuduzmu oldu bu ne" biraz daha baktıktan sonra korkuyla sıcradığını gördüm yanına gittim ve bende dehşete düştüm"kuduzlar kuduz olmayan insanlari ısırıyor ne bu ne" sessiz kaldık ben devam ettim"kendimizi güvene alalım pencereleri ve kapıyı kilitleyelim mi?" "iyi fikir hadi" diyerek onayladı yiğit pencereleri kapattık kapıyı kitleyip önüne sıraları dizdik sanki hiçbirşey olmamış gibi davranmaya çalışıyordum yiğit ise düşünceliydi "içine düştüğümüz bu durum ne" sessizliğimi korudum aklıma gelen şeyle yerimden fırladım ve masanın üstündeki dosyaları karıştırmaya başladım yiğit merakla masaya baktı "Ne yapıyorsun" "şuanda fen labarotuvarindarız koşarken arkana baktığımda çikolata ambalajının orada olmadığını farkettim egğer doyalarımın içine karıştıysa icleyebilirsin" yiğitin gözleri parıldadı eğer spor olmasaydi bir bilim insanı olabilecek derecede fen bilirdi özellikle bakteriler ve mantarlara meraklıydı dosyalarımı karıştırırken zaferle mırıldandım "sonunda mikroskopu çıkarırmısın" yiğit kafasıyla onaylayıp dolaba yöneldi biraz karıştırınca masanın önüne bıraktı ambalajı alıp incelemeye başladı iki dakika sonrasında birçok şey söyledi benim aklımda kalanlar şunlardı Kuduz, Rabies ya da Lyssa, Merkezî sinir sistemini ağır şekilde tutan viral bir zoonoz (insanlara diğer hayvanlardan geçen hastalık yani) Bugün bile insanlarda ölüme sebep olmaktadır. Etkeni, Rhabdoviruslar grubundan RNA'lı Lyssavirus genusundan bir rhabdovirüsmüş bu iki bakteri cikolatanın içine bir malzemeden girmiş ve mutasyonlaşmış bu çikolatayı yiyen insanlar kuduzbie (kuduz ve zombie karışımı) olmuş olabilir. Dinledikten sonra ağzım açık kalmıştı tek diyebildiğim şey "çok zekisin amina koyayım" yiğit şen bir kahkaha attı.
