@sirineqss
|
silah sesleri ile uyandım.güneşin beni sarsması ile birlikte kendime geldim Kolumdan tutup ağzımı eliyle kapattı " sakın tek bir kelime etme Sadece yatağın altına saklan evimizi tarıyorlar" dedi hızlıca yatağın altına girdik Diğerleri de oradaydı 1-2 dakika sonra güneş eline Telefonu aldı ve birine mesaj atmaya başladı sanırım bizim şu katildi ama bilmiyordum Güneş mesaj attıktan sonra tahmini 5-6 dakika sonra silah sesleri kesildi kimse tek bir kelime etmeden aşağı salona indi hiçbirimizden bir çığ Sesi bile duyulmuyordu kimse nefes almıyordu adeta hayalet gibi yerde devrilen ve kurşun izleri olan masayı kaldırdım Eski yerine koydum kenara Uçan sandalyeleri de alıp masanın etrafını dizdim oturduk kimseden çıt çıkmıyordu kimse bir şey söyleyemiyordu güneşe baktım dalgındı çok dalgındı bakışları son bir ayda çok değişmişti aybükenin ölümünden sonra da çok değişmişti sessizliği telefonumun hunharca çalması böldü arayan şu katil bozuntusuydu telefonu açıp hoparlöre verdim "Sizi kimsenin bulamayacağı bir yere götüreceğim yarına hazir olun" sadece 9 kelime sadece 9 kelimeydi Evet ne geldi ne iyi misin diye sordu Halbuki Bizim durumumuz onun yüzünden böyleydi arkadaşlarımız onun yüzünden olmüş ve biz Onun yüzünden katil olmuştuk ortalama 10-15 dakikaya kadar sesi devam etti sonunda güneşin suratına dayanamayıp sessizliği böldüm " odamıza çıkalım Güneş konuşmamız gereken şeyler var sanırım" Güneş kapısını onaylar bir şekilde hareket ettirdi yukarı çıkmaya başladım.
Güneş Abay'ın dilinden Yiğit Ecevit hiçbir zaman aptal bir adam olmamıştı Bu yüzünden bile belliydi. yüzleşmemiz ve gerçekleri anlatmam gerekiyordu Peki Anlatırsam arkamda durur muydu belki dururdu belki gerçekleri diğerlerini söylerdi bilemiyorum Her şeyin benim yüzümden gerçekleştiğini ve devam edeceğini bilmesi onun da hakkıydı iç çekerek konuştum Cebimden bir anahtar alıp masaya fırlattım "eşyalarınızı toplayın koridorun köşesinde bir çıkıntı var Onu kendinize çekin orada bir oda olacak bu anahtarla o odayı açın oradaki silahları toplayıp oradaki valizlere koyun Eğer bir tanesi bile eksik ve lekeli olursa o zaman görüşürüz 5-6 saate burada tekrar buluşuruz" yavaşça merdivenleri çıkmaya başladım Kapıyı açtım karsılıklı duran yatağıma oturdum yiğit bana bakıyordu "Anlat herşeyi" dedi "Tek bir soru soracağım" dedim kafasını oynattı sanırım bu sor demekti "yüzleşmeye hazır mısın" Tereddütsüz bir şekilde kafasını salladı "evet anlat" iç çektim "pekala" " ihanet ettim aybüke'ye ve diğerlerini o kurşunun gelmesi Benim yüzümden diğerlerine Kurşun zaten gelecekti Fakat aybüke'yi bilerek öldürmedik ki" Gözleri büyüdü "ne diyorsun" " Pekala en baştan dinle o zaman o gün ilk işimizin mesajı geldiğinde de leo beni aradi akşam size ihanet etmem gerektiğini aybüke'yi ve Seni öldürmekle tehdit etti polis işbirliği yaptım kendimizi ifşa ettim Aybüke Seni ve beni gözden çıkarttım diğerleri zaten ölecekti Sadece yedimiz kalacaktık ama maalesef altımız kaldı Kurşun yanlışlıkla Aybüke isabet etti o gün öldükten sonra apar topar evden çıkmıştım hatırlıyor musun" Kafasını salladı dinlerken dehşet içindeydi ama yumuşamıştı " o günde o polislerin hesap sormaya gittim o yüzden apar topar çıkmıştım ihanet etmek zorundaydım evin şuan böyle olmasıda benim suçum" Ağzı açık kalmıştı "demek ihanet ha" başımı salladım ağızı aralandı tam birşey diyecekti ki kapımız tıklatıldı kuzey seslendi "katil bey burda gitmemiz gerek haydi" ikimizde sozduz bir anlasma gibi yerimizden firlayarak bavula esyalarimizi tikistirdik aşşağı indim ağır ağır siyah bugattilerimize yerleştik uzun aradan sonra ağazımdan tek bir kelimde çıktı "çok yorgunum" herkes fiziksel olarak yorgun olduğumu düşünüyprdu fakat ben zihinsel yorgumdum ruhsal yorgundum zihnim bedenim ruhum tamamen çökmüştü kabuslarım beni okyanusuna daldırıp çıkarıyodu. |
0% |