Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@sirius_70

 

Rüzgar tamamen iyileşmiş şekilde hastaneden çıkmış üzerinden tam bir hafta geçmişti.

Henüz bandajı duruyordu ama dikişlerinde herhangi bir sorun yoktu.

Yarası kapanmaya başlamıştı bile...

    ..... 

Genç kadın sevdiği adamın kolları arasında filmini izlerken ikiside sessizliğe gömülmüştü.

Barlas göğsünde yatan Asya'nın saçları arasına öpücükler kondururken bakışları arada filme de değiyordu.

"Ben bugün çok yoruldum, uyusak mı artık?" Diyerek söylenen Asya ile Barlas da onu onaylarken ikili televizyonu kapatmış ve ayaklanmıştı.

"İyi geceler güzelim, sabah beni de uyandır seni bırakıp şirkete geçmem lazım işler çok birikmiş." Diyerek mırıldanırken kendisini onaylayan genç kadının dudaklarına derin bir öpücük kondurarak kendi odasına geçmişti.

Asya da odasına girerek sabah için alarmını kurarken yorgun bedeni kısa sürede uykuya dalmıştı bile.

.......

Genç kadınlar eldivenlerini çıkartarak çöpe atarken ameliyathanenin önünde bekleyen hasta yakınlarına yaklaştı hüzünle.

Kalabalık aile hızla doktorların etrafına doluşurken umutla cevap bekliyorlardı.

"Hastamız geldiğinde çok kan kaybetmişti, başına çok fazla darbe aldığı için beyin kanaması geçirmiş, üstüne üstlük de kalbinden iki kere bıçaklanmış."

"Kalp cerrahımız Aliye Hanım ve ben elimizden geleni yaptık ama maalesef hastayı kaybettik, başınız sağ olsun." Diyerek yanlarından ayrılmayı, onları acıları ile başbaşa bırakmayı planlarken kolundan tutulması ile neye uğradığını şaşırmıştı.

"Ben size dedim, kadından doktor mu olur, adam gibi doktora götürelim dedim, alın işte öldürdü attılar abimin cesedini önümüze." Diyerek bağırırken Asya öfkeyle karşısındaki adama döndü.

"Ben babamın hayrına mı okudum altı yılı beyefendi, bende biliyorum ne yapmam gerektiğini, hastaya nasıl müdahale edileceğini. Şimdi o elinizi kolumdan çekin, acınız var diye bir şey demek istemiyorum zorlamayın beni." Diyerek kolunu sertçe çekerken bu sefer saçlarından tutulması işe neye uğradığını şaşırmış elleri saçlarını bulmuştu.

Diğer kardeşler de küçük kardeşlerinin gazına gelmiş şekilde doktorların üzerine yürürken boğazından tutularak sırtı duvara sertçe çarpılan Asya neye uğradığına şaşırmıştı.

Boğazını sıkan eller ile nefesi kesilirken diğer doktor da adamların elinde çırpınmaya çalışıyordu.

Güvenlik görevlileri hızla müdahale ederek adamları kollarından tutmaya çalışırken dört güvenlik sekiz adamı durduramıyordu.

Bir kaç erkek doktor da olaya müdahale ederken meslektaşlarını kurtarmaya çalışıyordu.

Bağırışların koptuğu koridor sonunda sessizliğe bürünürken adamlar gelen polislere teslim edilmiş nefessiz kalan iki kadın doktor acil müşaade altına alınmıştı.

Asya kollarındaki morluklar, kaşındaki patlak ve boynundaki kızarıklık ile kurtulurken diğer doktor da ondan farklı değildi.

"Uzun süre nefessiz kalmışlar, oksijen maskesini getirin, tanıdıklarına haber verin." Diyen doktor hemşirelere emirler yağdırırken ortalık birbirine girmişti.

......

Genç hemşire elindeki şifresiz telefonun rehber bölümüne girerken rehberde kayıtlı olan numaraların neredeyse hepsi hastane personeline aitti. Gözüne çarpan iki numara ile ilkine tıklamıştı hızlıca.

Barlas🖤 aranıyor

Uzun süre çalan telefona kimse yanıt vermezken hemşire diğer numaraya tıkladı hızlıca.

Rıfat Amca aranıyor

Kısa sürede açılan telefon ile Rıfat Bey'in keyifli sesi dolmuştu hemşirenin kulağına.

"Oo Asya kızım sen beni arar mıydın, bizim kerataya ulaşamadıysan toplantıda o, telefonu odada kalmıştır." Diyerek tebessümle gelini olacak kızdan gelecek cevabı beklerken duyduğu yabancı sesle çatılan kaşlarına engel olmamıştı.

"İyi günler beyefendi ben ... Hastanesinde görevli hemşire Semra Uzun, Doktor Asya bugün hasta yakınları tarafından şiddete mağruz kaldı, rehberinde sizi görünce aramak durumunda kaldım."

"İyi mi Asya, neyi var?" Diyerek telaşla yerinden kalkarken hemşire gelmelerinin daha iyi olacağını söyleyerek telefonu kapatmıştı.

Rıfat Bey telaş ile odasından çıkarken evdeki korumaların başını aramıştı. "Çabuk adamları topla, eli ayağı rahat durmayanlar var. ... Hastanesine gel." Demiş ve hemen bir alt kattaki toplantı odasına "Barlas, yürü aslanım, acil gitmemiz lazım." Diyerek telaşla dalmıştı.

Barlas'ın aklına direkt Rüzgar gelirken korku ile yerinden kalkmıştı.

"Rüzgar iyi mi baba?"

Diyerek hızla önden asansöre ilerlerken babasının kısık sesle "Asya." Demesi ile adımları bıçak kesmiş gibi dururken korku dolu gözleri babasına dönmüştü.

"Hasta yakınları darp etmiş oğlum, hemşire durumunu söylemedi." Diyerek duran asansöre binmişlerdi hızla.

Barlas telaşla cebindeki telefonu çıkartırken Asya'dan gelen aramaları görmüştü.

İçindeki korku ile aceleyle arabasına binerken trafiğe takılmamak için ara sokaklardan sürerek kısa sürede hastaneye ulaşmıştı.

Koşar adımlar ile resepsiyondan Asya'nın kaldığı odayı öğrenmiş ve hızla içeri dalmıştı.

Sırtı kendisine dönük olsa bile uzun saçlarından sevdiği olduğunu anlayan genç adam göreceklerinden korkarak sevdiğinin yüzünü görecek şekilde önünde diz çökmüştü.

Kaşındaki banta kısa bir bakış atarken boynunu kaplayan morluk ile titrek bir nefes almıştı. "Nasıl kıydılar sana güzelim benim, sana yaptıklarının bedelini ödeyecek hepsi tek tek." Diyerek kısık sesle mırıldanmış ve yüzündeki hava maskesinin izin verdiği kadarı ile yanaklarını öpmüştü.

Asya sevdiğinin ellerini elleri arasına alırken güvende hissediyordu kendisini.

Bakışları yan tarafındaki sedyede yatan doktoru bulurken genç kadın sürekli kendisi ile ilgilenen ailesine naz yapıyordu. "Baba yaa gidelim burdan."

"Gideceğiz bebeğim, serumun bitsin seni evimize götüreceğim." Diyerek kızının saçlarını okşarken Asya ise dalgınca onları izliyordu.

Barlas sevdiği kadının özlemle karşısındaki manzarayı izlediğini fark ederken içi yanıyordu.

"Babasının prensesi, gidelim mi artık evimize, daha fazla kalma burda." Diyen Rıfat Bey sedyeye çökmüş ellerini Asya'nın saçlarında gezdirirken Asya şaşkınca, merhametle kendisine bakan adama bakıyordu.

"Gidelim mi artık babacım?" Diyerek baba şefkati ile Asya'nın saçlarını okşarken genç kadın duygusallıkla Rıfat Bey'in boynuna sarmıştı kollarını.

"Hişşt, benim kızım çok güçlü, ağlamak yok, serumun bitsin evimize gidelim." Demiş ve merhametle genç kızı kolları arasına sarmıştı.

Barlas babasına buruk bir tebessüm ile bakarken sevdiği kadının yanına oturarak kolları arasına çekmişti onu.

      ..... 

"Şerefsiz, bu mu lan senin adamlığın. Adamım diye ortada gezip durma çünkü sen insan bile değilsin." Diyerek son tekmesini de atarken sekiz kardeş nefes alamayacak hâlde yerde yatıyordu.

"Ben gidiyorum, bu itleri de ayakta duramaz hâle getirin de baksınlar bakalım kadın doktor olmadan iyileşebiliyorlarmıymış." Diyerek depodan çıkarken bindiği arabasından aldığı ıslak mendil ile elini temizlemişti.

Bir ân önce sevdiğini görmek için gaza basarken sıkıntılı bir nefes aldı.

Daha fazlasını hakediyordu o herifler.

İçi rahat değildi. Yaptıklarının bedelini tam ödetemediğini düşünüyordu.

Çalan telefonu ile dikkati dağılırken babasından aradığını görmesi ile açmıştı hemen.

"Efendim baba?"

"Paşam biz eve geçiyoruz, Asya'nın çıkışını yaptık hastaneden. İki hafta izinli. Sende direkt eve geç, ben Asya'yı bırakınca birde depoya uğrayacağım bakalım kimmiş benim kızıma, canlarını kurtaran doktora el kaldırmaya cürret eden. Sen çabuk eve gel Asya yalnız kalmasın."

Barlas babasının gereğini yapacağını bildiği için içi rahat bir şekilde arabasını eve sürmeye devam etmişti.

......

"Sevgilim uyan artık, bak yemek yiyeceksin daha." Diyen Barlas Asya'nın yanına uzanmış saçlarını okşayarak uyandırmaya çalışırken Asya'nın yorgun düşmüş bedeni uykuya yenik düşüyordu.

"Hadi Asya'm, hadi güzelim." Diyerek son kez şansını denerken Asya kısıkça gözlerini araladı.

"Sonunda be yavrum, uykucu oldun iyice." Diyerek gülerken Asya yüzündeki tebessüm ile ellerini Barlas'ın boynuna dolamıştı.

"Normalde uykucu değilim ki, sadece halsizim son olaydan dolayı." Diyerek mırıldanırken Barlas alnına öpücük kondurdu sıkıca.

"Biliyorum güzelim, şaka yapıyorum." Diyerek yattığı yerden kalkmış Asya'yı da oturur pozisyona getirmişti.

Komidinin üzerinde duran tepsiyi dizlerine bırakırken kaşıkla çorbayı karıştırarak Asya'ya uzatmıştı.

"Kendim yerim Barlas, saçmalama." Diyerek kaşığa uzanırken Barlas elini tutmuştu sıkıca.

"Bugün sevgilime ben bakmak istiyorum, o yüzden karışma bana." Demiş ve tüm kaseyi yavaş yavaş sabırlı bir şekilde içirmişti.

"Sen uzan yavrum, ben de kremlerini getireyim." Diyerek elinde tepsi ile odadan çıkarken Asya ufak bir tebessümle arkasından bakmıştı.

Genç adam elinde kremler ile odaya tekrar dönerken sevdiği kadını uzanır pozisyonda tavanı izlerken bulmuştu.

Yanına oturarak kremin kapağını açarken ilk başta kollarına sürmüştü.

Kaşına farklı bir krem sürdükten sonra tekrar eline diğer kremi alırken kendisini tebessümle izleyen sevgilisinin dudaklarına ufak bir öpücük kondurmuş ve çenesinden tutarak boynunu açığa çıkartmıştı.

Dudaklarını tek tek boynunun her bir noktasında gezdirirken mis gibi olan kokusunu da içine çekmekten geri durmuyordu.

"Az bile yaptım o şerefsizlere, hepsini gebertmeliydim." Diyerek öfkeyle tıslarken Asya elini sevdiğinin saçlarına daldırmıştı.

"Sakin ol sevgilim, eminim gerekli her şeyi yapmışsınızdır." Diyerek tebessümle saçlarına ufak bir öpücük kondurmuştu.

"Ben yapacağımı yaptım, şimdi babam uğraşıyor onun elinden çekecekleri var." Diyerek gülerken elindeki kremi Asya'nın boynuna sürmeye başlamıştı.

"İlk kez mi oldu bu şiddet olayı?" Diyerek mırıldanırken Asya başını olumsuz anlamda salladı.

"Hayatımın bir çok anında şiddet hep vardı. Küçükken yetimhane görevlileri en ufak bir yaramazlığımızda vuruyorlardı. Sonra okula geçtim ailem olmadığı için ve onlardan daha zeki olduğum için akran zorbalığı çektim. Büyüdüm işe başladım hasta yakınlarından şiddet gördüm. Hep vardı." Diyerek mırıldanmış ve sessizliğe gömülmüştü.

"Yakınlarının vefatını kaldıramayan akrabalar acısını hep bizden çıkartmaya çalıştılar, bu hep devam etti, edecekte..."

"Bıraksan mı doktorluğu hatun, ben sana bakayım, gel evimin kadını ol." Diyerek karşısındaki kadını biraz olsun güldürmeye çalışırken Asya kıkırdayarak karşındaki adama baktı.

"Beyin cerrahlığından, yemek pişiren Asya'ya terfi et diyorsun yani. Çok isterdim ama şuanlık öyle bir amacım yok." Demiş ve yanağına ufak bir öpücük kondurmuştu.

"Sen bıraksan da ben izin vermem buna, o kadar okumuş ve buralara kadar gelmişken hayallerin yarım kalmasın isterim, ayakları üzerinde durabilen bir sevgilim var daha ne isterim ki?" Demiş ve yanına uzanmıştı.

İkili huzurla biribirine sarılırken Barlas saçlarını okşayarak uyutmuştu sevdiği kadını kollarında...

Loading...
0%