Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@sirius_70

2 hafta sonra...

"Güzelim biraz daha mı izin kullansaydın, bak boynunda tam geçmemiş." Diyerek söylenen Barlas ile genç kadın onu umursamadan kollarından kurtulmuş ve çantasını alarak odadan çıkarken mutfağa gelmişti bile.

"İyiyim ben Barlas, evde otur otur sıkıldım. Hastane kokusunu özledim ya ben."

"Yavrum istediğin koku olsun hemen getireyim sana iyodoformu, çek içine." Diyerek beline sarılırken Asya tekrar ayrılmış "Saçmalama Barlas, merak etme iyiyim ben, kahvaltımızı yapalım işe geç kalacağız ikimizde." Diyerek yemeğini yiyen Rüzgar'ın yanağına öpücük kondurmuş ve yanındaki boş sandalyeye oturmuştu.

"Ooo günaydın paşalarım, günaydın gelinim." Diyen Rıfat Bey de baş köşeye otururken Barlas genç kadının karşısına oturmuştu.

"Günaydın Rıfat Amca."

"Günaydın baba."

"Diyorum ki çok geçmeden kendi aramızda sözünüzü keselim, hayır işi uzatmaya gelmez." Diyen Rıfat Bey genç kızın gelini olmasını, oğluyla birlikte ömür mutlu olmasını her şeyden çok istiyordu.

"Rıfat Amca, iyi olurdu tabiki ama birer yüzük alıp taksak yeterli olur, beni isteyebileceğiniz hiç kimsem yok. Düğünüme çağırabileceğim de birisi yok." Diyerek mırıldanırken Rıfat Bey hüzünle gelinine bakmıştı.

"Bizimde üçümüz dışında kimsemiz yok kızım, babam ve annem rahmetli oldu, ben zaten evin tek çocuğuydum. Rahmetli eşim de yetimhanede büyüdü. Bizim de kimsemiz yok. Siz çıkışta Barlas ile yüzüklerinizi alıp gelin gerisini ben hallederim." Demiş ve yemeğini yemeye devam etmişti.

..... 

"Ben çıkıyorum oğlum, sen Asya'yı bırak sonra gelirsin."

"Tamamdır baba, geç kalmam bende." Diyerek babasını uğurlayan Barlas gömleğinin üzerine siyah ceketini de giyerken aynanın önünde kendini son kez süzmüştü.

"Gayet yakışıklısın hayatım." Diyen Asya kollarını sevgilisine dolarken Barlas genç kadının belini kavrayarak başını boynuna gömmüştü.

"Böyle kal sevgilim fotoğraf çekeceğim." Diyen Asya heyecanla telefonunu cebinden çıkartırken Barlas yerinden hareket etmemişti bile.

"Bir ömür böyle kalabilirim yavrum."

"Baksana çok güzel çıkmışız." Diyerek resmi incelerken Barlas da baktı fotoğrafa.

"Çok güzel çıkmışız güzelim."

"Tamam hadi çıkalım, geç kalacağım yoksa." Diyerek ceketini ve atkısını da alırken Barlas kısa bir ân kadının kıyafetlerine göz atmıştı.

"Güzelim kış günü niye etek giydin sen, hasta mı olmak istiyorsun?"

"Arabayla gideceğiz zaten hayatım, hemde bugün ameliyatlarım var üniforma giyeceğim için giyip çıkartması kolay olsun diye etek giyindim."

"Tamamdır yavrum hızlı yürü de üşüme, zaten etek bir yerini kapatmıyor, üstüne de giymişsin şu kısa şeyi. Hastalanırsan külahları değişiriz."

"Tamam hayatım anladım, hadi gidelim." Diyerek sevdiğini sürüklerken kapıdan çıkması ile anında bacakları buz tutmuştu.

Barlas'a üşüdüğünü çaktırmadan yürürken hızla arabaya atmıştı kendisini.

Barlas beklemeden ısıtıcıyı açarken arabayı bahçeden çıkartarak yola çıkmıştı. Elleri Asya'nın açıkta kalan bacaklarını bulurken hissettiği soğuk ile sıkıntılı bir nefes almıştı. "Donmuşsun güzelim, inşallah hasta olmazsın." Diyerek arka koltuktaki ceketini alıp dizlerine örterken bir yandan da yola bakmaya çalışıyordu.

"Ama bebeğim dün hava iyiydi ben böyle soğuk olacağını bilsem giymezdim ki." Diyerek cekete daha sıkı sarınırken ısınan araba ile keyifle koltuğa yayılmıştı.

"Çıkışta almaya gelirken pantolon felan getireyim mi güzelim, soğuk olursa üşürsün."

"Gerek yok hayatım hastanedeki dolabımda var kıyafetlerim ordan ayarlarım bir şeyler."

"Tamamdır, kaçta bitecek işin ona göre geleyim çıkışta yüzük bakacağız daha."

"Bugün ameliyat günüm işimin kaçta biteceği belli olmaz ama ben seni ararım olur mu?"

"Tamamdır hayatım. İçeriye hızlı geç hava çok soğuk." Diyerek sevdiğinin alnını öpmüş ve inerek hastaneye girmesini beklemişti.

........

"Barlas ben birazdan son ameliyatıma gireceğim hayatım, çok uzun sürmeyeceğini umuyorum, sende yarım saate bir saate çık istersen. Erken gelirsen de ben asistanlarıma söylerim odama geçersin." Demiş ve vedalaşarak kapatmıştı telefonu.

Ameliyathaneye ilerleyerek gerekli kıyafetlerini giyerek sevdiğini çok bekletmemeyi umarak besmele ile başlamıştı işine.

...

Odasına giren genç kadın sevdiği adamı görerek mutlulukla gülümserken, hijyen açısından odadaki lavaboda ellerini yıkamıştı.

"Nasıl geçti yavrum?"

"Yoruldum ama değdi, çok şükür bugün can kaybı olmadı hastalarımdan." Diyerek tebessümle sevdiğine bakmıştı.

"Ben bir üzerimi değiştireyim çıkalım olur mu?"

"Bekliyorum güzelim." Diyen Barlas oturduğu sandalyeyi ters çevirirken sevdiğinin rahatça giyinmesini bekliyordu.

Kısa süre içinde "Dönebilirsin hayatım." Diyen Asya, aynanın karşısında saçlarını toplarken Barlas da yerinden kalkmış takım elbisesinin ceketini giyinmişti.

Sevdiğini kolları arasına alırken beline doladığı eli ile açıkta kalan karnını okşuyordu.

"Pantolonu ne güzel giymişsin de bu karın niye açık hanımefendi?"

"Çünkü canım öyle istedi beyefendi?"

"Hayır birde askılı bu şey. Kolun, omzun, sırtın her yerin üşüyecek."

"Dert etme bebeğim, üşümem ben." Diyerek söylenirken aynadan rujunu tazelemeye çalışıyordu bir yandan da.

"Öpesim geldi yavrum." Diyerek mırıldanan Barlas sevdiğinin dudaklarını izlerken Asya olumsuz anlamda başını sallamıştı.

"Aklından bile geçirme Barlas, eve gidince olabilir ama şimdi rujumu bozmaya hiç niyetim yok." Diyerek malzemeleri çantasına doldurmuş ve elini sevdiğine uzatmıştı tutması için.

Barlas genç kadının ellerin kısa bir bakış atarak başını olumsuz anlamda sallarken kolunu sıkıca beline dolamıştı.

"Kollarım arasında olmanı daha çok seviyorum hatun." Demiş ve saçından öperek odadan çıkması için ilerletmişti.

"Asya çıkıyor musun?" Diyen genç adam üzerindeki önlüğü ile kendilerine doğru ilerlerken Barlas'ın çatık kaşları daha da çatılmıştı. İş arkadaşı değil miydi bu adam?

Ne diye Asya'ya ismiyle hitap ediyordu ki?

"Evet Caner çıkıyorum, sen bu gece nöbetçi misin?"

"Evet, ben daha buralardayım." Diyerek meslektaşını onaylarken ikili hastalar hakkında derin bir sohbete dalmıştı.

Barlas genç adamın sevdiği kadına gösterdiği samimiyetten rahatsız olduğunu belirtircesine sert bakışlarını üzerinde gezdirirken bu, genç adamı pekte etkilemişe benzemiyordu.

"Bebeğim, gidelim mi artık? Daha işlerimiz var." Diyerek sıkıca Asya'nın beline sarılırken parmakları karnını okşamaya başlamıştı.

"Gidelim hayatım, kolay gelsin sana Caner." Diyerek ilerleyen kadın ile Barlas da ilerlerken derin bir nefes aldı.

İkili arabaya binerek Barlas, Caner'i sevmediğine dair homurdanıp duruyordu ama bu pek Asya'nın umrunda değildi.

"Hiç sevmedim o adamı?"

"Bebeğim, iş arkadaşım, samimi değiliz bile, sadece nöbet değişimimiz sırasında konuşuyoruz, onun dışında hiç muhabbetim yok bile, kimdir, necidir bilmem."

"Ama sana Asya diyor, Asya Hanım desin." Diyen Barlas, Asya'ya bakarken Asya ufak bir kahkaha atmıştı.

"Senin kıskançlığını yerim ben." Diyerek Barlas'ın yanağını öperken Barlas yerine gelen keyfi ile arabasını sürmeye başlamıştı.

*******

İkili buldukları bir kuyumcuya girerken önlerine dizilen yüzükleri incelemeye başlamışlardı.

"Bu sade ve güzel aslında, yeterli olur." Diyen Asya alyansı parmağına denerken tam olması ile elinde duruşuna bakmış ve almak için bir kenarıya ayırmıştı.

Barlas da bulduğu gümüş yüzüğü kenarıya ayırırken tek taşlara bakmaya başlamıştı.

"Hangisi hoşuna giderse al güzelim, parayı dert etme."

"Heey ben doktorum, maaşımdan haberin yok sanırım." Diyerek söylenirken Barlas genç kadını kendine daha çok çekmişti.

"Parayı ben ödeyeceğim için dedim güzelim, yoksa biliyorum tabiki zengin bir hatun kaptığımı." Diyerek alayla gülerken Asya çatık kaşlar ile Barlas'a baktı.

"Neden sen ödeyecekmişsin? Ben kendim öderim."

"Güzelim yüzükleri erkek tarafı alır ya, o yüzden ben ödeyeceğim." Derken sevdiği kadının gözlerine çöken hüznü fark etmişti.

"Bilmiyordum ki ben bunu." Diyerek fısıldayan kadın ile yüreği acı içinde kıvranan adam kolunu kadına daha sıkı sararken başından beri kadının dikkatini çeken yüzüğü kuyumcuya uzatmış ve üçünün parasını ödeyerek sevdiği ile çıkmıştı dükkandan.

"En ufak bir şeyi bile bilmiyorum." Diyerek fısıldarken başını Barlas'ın göğsüne gömmüştü.

"Şştt, beraber öğreneceğiz güzelim, hemen yelkenleri suya indirmek yok." Diyerek saçlarını okşarken Asya sürekli karşısına çıkan geçmişinden bıkmıştı artık.

Her ân her yerde yüzüne vuruyordu.

Bunları ona öğretecek hiçbir çevresi yoktu, zaten pek arkadaşı da olmadığı için ilk defa duyduğu şeylerdi.

"Hadi eve geçelim güzelim, bugünlük bu kadar alışveriş yeter." Demiş ve sevdiğini kolları arasında kuyumcudan çıkartmıştı.

"Bu gece biraz dertleşelim olur mu güzelim, biraz içini dök bana, bende sana dökeyim. Rahatlarız hem." Demiş ve sevdiğinin alnına uzun bir öpücük kondurarak arabayı çalıştırmıştı.

Asya sadece onaylamak ile yetinirken başını cama yaslamıştı.

......

Duran araba ile ikili inerken Barlas anahtar ike kapıyı açmış ve içeriye geçmişlerdi.

Lambayı yakan Asya ile üzerlerine dökülen konfeti parçaları aynı anda olurken genç kadın korku ile Barlas'a yaslamıştı sırtını.

Tüm korumalar, bahçıvan ve aşçı gülümseyerek ikiliye bakarken Rıfat Bey kucağında takım elbisesi ile duran Rüzgar'ı yere bırakmış ve genç çifte sıkıca sarılmıştı.

"Biz aslında koca bir aileymişiz." Demiş ve gülümseyerek Rüzgar'ı tekrar kucağına almıştı.

"Asya yukarıda sana aldığım elbise var kızım sen onu giy, Barlas senin için de takım elbise bıraktırdım oğlum." Demiş ve peşindeki görevliler ile birlikte salona geçmişti.

......

Gen kadın kırmızı askılı, uzun elbiseyi giymiş ve sade bir makyaj yapmıştı. Bacağını açıkta bırakan yurtmacı ile üzerindeki elbise hayran olunasıydı.

Genç adam hayranlıkla sevdiğine bakarken Asya da yakışıklı sevgilisinden gözlerini alamıyordu.

"Babam kalbime indirmek istiyor sanırım, çok güzel olmuşsun yavrum." Diyerek hayranlıkla kollarını sevdiği kadına dolarken birlikte dikkatli adımlar ile merdivenlerden inmişlerdi.

"Ulan eşşek herif ben sana bıraktığım takımı giy dedim, bu ne giydiğin. Nerde bıraktığım beyaz gömlek?" Diyen Rıfat Bey siyah gömlek giymiş olan oğluna sinirle bakarlen Barlas onu umursamadan sevdiği kadın ile kendileri için ayarlanmış, üzerinde isimleri yazılı olan duvarın önündeki sandalyelere oturmuştu.

"Bak lafta anlamıyor, nerde hata yaptık bilmiyorum ki."

"Babacım bence gayet yakışıklı oldum, Asya da beğendi, sıkıntı yok yani."

"Yoo ben beğenmedim Rıfat Amca, her gün işe giderken giyindiği şeyleri giyinmiş."

"Asya, güzelim?" Diyerek şaşkınca bakan Barlas ile Asya kendini tutamazken gülerken Rıfat Bey de gülmüştü.

"Şaka şaka çok yakışıklı olmuşsun sevgilim, her hâlinle yakışıklısın." Derken eliyle hafif çıkmış olan sakallarını okşamıştı.

"Neyse artık gelin kabul etmiş, bize laf düşmez." Diyen Rıfat Bey baş köşeye otururken karşısına da aşçıları oturmuştu.

"Asya kahveleri yap sen kızım." Diyen aşçı ile Asya mutfağa geçerken heyecanla malzemeleri çıkartarak herkese yetecek kadar kahve ayarlamıştı.

Dolaptan Rüzgar için aldıkları çikolatalı sütü Barlas'ın fincanına dökerken diğerlerine de kahveleri hazırlamış ve içeriye geçmişti.

İlk Barlas'a kahvesini bırakırken genç adam kadının açılan yakasını tutarak diğerlerine kahve tutmak için gidecek olan sevgilisini tutmuştu.

"Emre kahveleri sen tut aslanım." Diyerek tepsiyi almış ve korumaya uzatmıştı.

"Ne yapıyorsun Barlas, ben tutuyordum gelin kız olarak."

"Yavrum sen farkında değilsin ama üzerindeki elbise dekolteli ve salondaki insanların yüzde doksan dokuzu erkek, eğilince neler görünüyor bir bilsen." Diyerek mırıldanırken tuzlu olduğuna emin olduğu kahvesini eline almıştı.

İlk yudumu alırken şaşkın bakışları Asya'yı bulurken Asya da ufak bir tebessüm etmişti.

"Elbisemi giydikten sonra biraz araştırma yaptım kadınlar evlenmek istemedikleri kişinin kahvesine anlasın diye tuz atarmış, ben seninle evlenmek istediğim için tatlı bir şeyler ayarladım."

"Sana kurban olurum ben güzelim." Diyen Barlas boş fincanı tepsiye koymuş ve sevdiğinin masumluğu karşısında ufak bir öpücük kondurmuştu alnına.

"Evet Nebahat Hanım, sebebi ziyaretimiz belli, Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Asya'yı oğlum Barlas'a istiyorum."

"Birbirlerini sevmişler Rıfat Bey, bize de köstek değil destek olmak düşer, verdim gitti. Hayırlı uğurlu olsun." Demesi ile herkes ayaklanmış ve Rıfat Bey'in yüzüğü dualar eşliğinde kesmesini izlemeye başlamıştı.

Alkışlar koparken herkes hâlinden memnundu...

Loading...
0%