Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@sirius_70

"Geliyorum güzelim, az kaldı yoldayım."

"Tamam hayatım bende iniyorum hemen." Diyerek telefonu kapatan genç kadın ceketini ve çantasını alarak odasından çıkarken adımları asansöre doğru yönelmişti.

Nişanın üzerinden bir hafta geçmişti, hayatının en güzel günlerini yaşıyordu resmen.

Çok mutluydu böyle bir adamla ve bu kadar güzel bir aile ile tanıştığı için.

Dışarıya çıkmış kapının önünde sevdiğini beklerken heyecanla gökyüzüne baktı.

Sevdiği adamı sabahtan beri görmemiş ve çok özlemişti.

Önünde duran araba ile hızlı adımlarla arabaya doğru adımlarken Barlas da aynı anda inmiş ve sevdiğine doğru ilerliyordu.

Duyulan silah sesleri ile ikili korkuyla birbirine bakarken Barlas karın boşluğunda hissettiği sızı ile elini karnına götürmüş ve acıyı dindirmek istercesine elini karnına bastırmıştı.

Asya karşısında kalakalmış sevdiği ile korkuyla çığlık atarken koşarak arabaya tutunan sevdiğinin koluna girmişti.

"Sedye getirin buraya, çabuk olun." Diyerek bağırırken elleri Barlas'ın yarasını bulmuş gözlerinden akan yaşlar ile yere yığılmak üzere olan adamı dik tutmaya çalışıyordu.

Barlas korkuyla titreyen kadınla öfkeyle gözlerini kapatırken kaldırılması ile sedyeye yatırılması bir olmuştu.

Asya sedye ile birlikte koşarken kanlı eli sevdiğinin yanağında, kendinden geçmişçesine ağlıyordu.

"Nolur bırakma beni Barlas, sen de gitme nolur." Diyerek hıçkırarak ağlarken ameliyathaneye alınan sevdiği ile yere çökmüştü.

Kaybetmek istemiyordu...

Yıllar sonra bulduğu sevgiyi kaybetmekten ölesiye korkuyordu.

Sevdiğini kaybetmekten deli gibi korkuyordu.

Titreyen eli ile cebinden telefonunu çıkarırken Rıfat Amca yazan numaraya tıklamıştı.

"Ooo gelin hanım hayırdır inşallah?"

"B-baba B-barlas vuruldu, nolur gel, çok k-korkuyorum." Diyerek ağlarken nefes alamaz duruma gelmişti artık.

"Sakin ol güzelim ben hemen geliyorum." Diyerek hızla Rüzgar'ı aşçıya emanet edip çıkmıştı evden.

Hızla gaz pedalına yüklenirken arkasından da korumalar geliyordu.

Kısa süre içinde ulaştığı hastaneye seri ve sert adımlar ile giriş yaparken korumalara her yere dağılması ve bunu yapanı bulmaları için emirleri yağdırmaya başlamıştı bile.

.......

Rıfat Bey ameliyathanenin olduğu katta duran asansör ile hızlı adımlar ile koridorda ilerlerken yere çökmüş hıçkırarak ağlayan Asya'yı görmesi ile koşmaya başlamıştı.

Yanına diz çökerken Asya hızla kollarını boynuna dolamıştı.

"B-baba bir şey olmasın, o da gitmesin."

"Tamam babacım sakin ol, Barlas çok güçlüdür atlatır Allah'ın izniyle." Diyerek kendini de telkin etmeye çalışırken açılan kapı ile ikili hızla ayağa kalkmıştı.

"Kurşun karın boşluğuna denk gelmiş neyseki, ayrıca olay hastanenin bahçesinde gerçekleştiği için aşırı kan kaybı da yaşanmamış. Ameliyat gayet başarılı geçti, hastayı normal odaya alırız birazdan. Bir kaç saate de uyanır diye düşünüyorum." Diyerek ayrılırken Asya sevinçle Rıfat Bey'e sarılmıştı.

"Dedim ben sana, bizim hergele kolay kolay bırakmaz bizi." Demiş ve ağlamaktan kıpkırmızı kesilmiş kızın yanaklarındaki yaşları silmişti.

"Hadi toparlan artık, bak Barlas uyanınca çok kızar." Derken iki saat içinde enkaza dönüşmüş kıza baktı hüzünle.

"İyiyim iyiyim, Barlas'ın yanına gidelim." Diyerek hızla ilerleyen Asya ile Rıfat Bey de arkasından ilerlerken içinden şükürler ediyordu Rabbine.

........

"Uyandı." Diyerek heyecanla doğrulan Asya, gözlerinden akan yaşlar ile sevdiğinin yanına çökerken Rıfat Bey de diğer tarafına geçmişti.

"İyi misin hayatım? Ağrın var mı?"

"Yok güzelim, hem sen niye ağlıyorsun, gözlerinin hâli ne öyle?" Diyerek öfkeyle, kızarmış yeşil gözlere bakarken Rıfat Bey oğluna dönerek "Vallaha oğlum beni aradı, bir geldim senin bu nişanlın atmış kendini yerlerde sürünüyordu. Bir ara bayılacak sandım, nefesi kesilmiş ağlamaktan." Diyerek şikayet edercesine gelinini gösterirken Barlas yattığı yerden kalkmıştı yarasını tutarak.

"Yavrum niye kendini yıprattın bu kadar, sen doktor değil misin? Kurşunun karın boşluğuma denk geldiğini ben bile anladım."

"S-sen de g-gideceksin sandım." Diyerek sevdiğine bakarken dolan gözleri yüzünden bulanık görüyordu yine.

"Gitmem bebeğim, seni bırakıp da gidemem. Allah müsaade etmediği sürece hiçbir şey olmaz korkma sen. Bak ama yine başladın, kurban olayım gel buraya." Diyerek genç kadını göğsüne çekerken saçlarını okşamaya başlamıştı.

Asya yorgunlukla sevdiğinim göğsüne yatarken aklına gelen yarası ile değmemek için kalkmıştı.

"Sen yat, ben burdayım. Dinleş biraz."

"Sende yat güzelim, gözlerin yorgun yorgun bakıyor, yorulmuşsun."

"Tamam sen uyu ben koltuğa uzanırım." Diyerek ayaklanırken kararan gözlerini umursamadan lavaboya ilerlemeye başlamıştı.

Düşmek üzereyken tutunduğu duvar elleri arasından kayıp giderken yere düştüğünü ve isminin bağırıldığını anımsıyordu.

........

Barlas, düşen Asya ile ensişeyle yataktan çıkarken Rıfat Bey çoktan kucağına alıp koridora çıkmıştı bile.

Hemşireler telaşla Asya'yı boş yataklı bir odaya alırken Barlas da peşlerinden gidiyordu yarasını umursamadan.

"Yorgunluk ve stresten olmuştur büyük ihtimalle, bir şey de yememiş. Üst üste gelmiş her şey." Diyen doktor gerekli serumlar için hemşirelere talimat verirken odadan çıkmıştı.

"Barlas Bey siz de odanıza geçin artık." Diyen hemşire serumu takarken Asya'nın başında dikilen Barlas'a bakıyordu dik dik.

"Asya'yı da yanıma getirin. Yarım saat içinde." Diyerek odadan çıkarken sert bakışları ile hemşireye bakarak çıkmıştı.

Rıfat Bey de hemşireden oğlunun aksine kibarca gelinini yanlarına getirmesini istemiş ve Barlas'ın yanına geçmişti.

.......

Kısa süre içinde Asya da sedye ile Barlas'ın yanına getirilmişti.

"Baba, şu sedyeyi yaklaştırsana azıcık, aramızdan kamyon geçecek nerdeyse."

"Kes lan sesini, daha nişanlısınız siz nişanlı."

"Baba, kız baygın, ben desen hareket edemiyorum yaramdan. Ne yapabiliriz Allah aşkına. Sevdiğimin kokusu ile uyumak istiyorum."

"Tamam lan ağlama." Diyen Rıfat Bey aradaki dolabı iterek sedyeyi Barlas'ın sedyesi ile birleştirirken memnuniyetsiz bir şekilde burnunu büküyordu.

"Bir sedye taşımadığım kalmıştı o da oldu." Diyerek kendini koltuğa bırakırken aşçıyı aramış ve Rüzgar'ın durumunu öğrendikten sonra korumalarla da konuşup kapatmıştı telefonu.

"Belli mi kimin yaptığı?"

"Kameralara bakmışlar, aracı takibe almış bizimkiler, yarına çıkar hangi şerefsizin yaptığı."

Barlas bir süre sessizce dururken bakışları Asya'yı buldu. Hâlâ uyanmamıştı.

"Çok mu ağladı?"

"Ben geldiğimde yıkılmıştı, bir saat içinde enkaza dönmüş kız." Diyerek hüzünle mırıldanırken aklına gelenle tebessüm etmişti.

"Bana baba dedi, o kadar korkmuş ki güzel kızım, baba nolur gel dedi."

"Alıştı artık bize iyice, ailesi biliyor bizi." Diyerek sevdiğinin başına dudaklarını bastırırken huzurla kapatmıştı gözlerini.

.......

"Gel hayatım, dikkatli ol sakın kalkma yerinden, ben sana çorba getireceğim."

"Güzelim benimle uğraşma, işe geç kalacaksın."

"İzin aldım hayatım merak etme, sadece yarın bir ameliyatım var ona gidip geleceğim." Diyerek odadan çıkarken Barlas da sessizce komodinin üzerindeki dosyaları incelemeye başlamıştı.

Babası dinlenmesi ve işe gelmemesi için defalarca uyarmış, en sonunda tehdit ederek yerine sindirmişti Barlas'ı.

"Şirkete gelirsen Asya'nın yüzünü bir hafta göstermem sana, kalırsın öyle." Demişti.

Barlas sevgilisinin izinli olup akşama kadar kendisi ile kalacağından haberdar olsa zaten işe adım atmazdı ama daha yeni haberi olmuştu.

"Evet sıcak sıcak çorbamız da geldi." Diyen Asya yatağın kenarına çökerken dikkatle doğrulan Barlas ile beklemeden ilk kaşığı vermişti.

"İlaç içeceksin daha hayatım, sıkıca doyur karnını."

"Tamam güzelim, sende atıştır bir şeyler, dün de halsiz düştün zaten."

"Mutfakta senin çorbanı ısıtırken sandviç yedim bebeğim, karnım tok benim." Diyerek kısa sürede biten kaseyi komidine bırakmış ve ilaç poşetinden gerekli ilaçları uzatmıştı.

Barlas hapları içerek uzanırken Asya da eline aldığı malzemeler ile sevdiğinin bandajını açmış ve pansumana başlamıştı.

"Acıyor mu?"

"Acımıyor yavrum, elin hafifmiş." Diyerek mırıldanırken Asya yeni bandajı takarak sevdiğinin yanına uzanmıştı.

  

Loading...
0%