@sirius_70
|
Asya sessizce Barlas'ın yanında uzanırken ikili kısa bir süre sessiz bir şekilde birbirlerini izlemişti. "Aileni hiç merak ettin mi?" "Küçükken hep beklerdim, sürekli arardım onları ama büyüdükçe anladım ki bile isteye bırakılmışım o avluya, iki insanın zevki ile oluşmuş bir hatadan ibaretmişim. Lise yıllarımda aradım belki bulurum diye ama akran zorbalığı o kadar artmıştı ki artık bende nefret etmeye başlamıştım ailemden, beni bu hayata sürükleyen kişileri görmek, bilmek istemedim." "Ya ölmüşlerse ve seni oraya akrabaların bıraktıysa?" "Ölmemişler, yetimhane müdürü oraya ilk bırakıldığımda ailemin araştırıldığını ve bulunduğunu söyledi. Konuşmuşlar ama ailem yurt dışına kaçmış." Diyerek sessizce mırıldanırken başını Barlas'ın omzuna koymuştu. "Bu hayattaki en büyük korkum terk edilmek. Sen beni hiç bırakma olur mu?" Diyerek masumca sevgilisine bakarken Barlas sevdiğinin alnını öperek "İstesen de benden kurtulamazsın güzelim, peşini bırakmam." Diyerek kollarını genç kadına daha sıkı sararken huzurla gözlerini kapatmıştı. ...... "Hadi Barlas yemek yiyeceksin daha sevgilim." "Uykum var güzelim." Diyerek esnerken arkasını dönen adam ile genç kadın oflayarak Barlas'ın sakallarını okşamaya başlamıştı. "Hadi bebeğim, yemeğini ye ilacını iç söz uyumana izin vereceğim." "Hatundan izni de kopardık." Diyerek gülerken kollarını sevdiğine dolayan Barlas, Asya'yı kendisine çekip sıkıca sarılmıştı. "Kokuna kurban olurum senin." Diyerek boynuna öpücük kondururken Asya da sevdiğinin saçlarına öpücük konduruyordu. "Hadi artık yemeğin buz gibi oldu." Barlas dikkatlice oturur pozisyona geçerken Asya da hazırladığı yemeği komidinin üzerinden alarak genç adamın dizlerinin üzerine bırakmıştı. "Tavuklu patatesi çok seviyorsun diye yaptım, tavuk çorbasını da ne kadar sevmesende iyileşmeni hızlandırır diye yaptım." "Çorbayı sevmiyorum diye telafi olarak tavuklu patates yaptın yani." "Aynen öyle hayatım, çorbayı bitir sevdiğin yemeği kap." Diyerek kaşığı uzatırken Barlas yüzündeki tebessümle yavaş yavaş içmeye başlamıştı çorbasını. Sevdiği kadın yaptıktan sonra hangi yemek olduğunun bir önemi yoktu onun için. "Asya'm, güzelim akşam konuştuklarımız aklıma takıldı evdeyken, fırsat varken aileni araştıralım mı?" "Bulsak ne geçecek ki elimize Barlas, geri alacak halleri yok, bu saatten sonra da ailem olmak istemeyeceklerdir ki ben de bunu istemiyorum." "Belki aile olamazsınız ama hesap sorarsın, sebebini öğrenirsin güzelim, omzundan yük azalır biraz." "Araştır Barlas, ama kötü bir şey öğrenirsen bana s-söyleme kaldıramam." "Tamam güzelim, söz veriyorum sadece kim olduklarını ve nerede olduklarını öğreneceğim başka herhangi bilgi araştırmayacağım." Diyerek alnını öperken biten tepsiyi uzatmıştı. Dikkatle yataktan kalkarken Asya da ayaklanmış yardım etmek için sevdiğinin omzuna tutunmasını sağlamıştı. "İyiyim güzelim, çalışma odama geçeceğim sen tepsiyi mutfağa bırak ameliyatların hakkında araştırma yap kafan dağılsın biraz." Diyerek sevdiğinin saçlarını omzundan geriye atarken alnına derin bir öpücük kondurmuştu. "Tamam hayatım salonda olacağım bir şey lazım olursa seslenirsin bana." "Tamamdır güzelim." Diyerek çalışma odasına geçerken kendini dönen sandalyesine bırakarak bilgisayarını açmıştı. Evin içinde derin bir sessizlik hakimdi. Rüzgar bile sessizce oyuncaklarını oynuyor ses çıkarmıyordu. Asya Rüzgar'ın yanağına derin bir öpücük kondurarak yanına otururken başını koluna yaslamış ve oyun oynayan Rüzgar'ı izlemeye koyulmuştu. "Acyaaa! " Diye bağıran Rüzgar ile Asya tebessümle elini Rüzgar'ın yanağına koyarken yavaşça okşamaya başlamıştı. "Artık cıss demiyor musun sen, yakışıklı prensim benim." Diyerek gülerken Rüzgar da gülerek Asya'nın yanına ilerlemiş ve dişlerini Asya'nın alnına batırmıştı. Salya olan alnını umursamayan genç kadın, Rüzgar'ın başına derin bir öpücük kondurmuştu. "Gel yatalım seninle biraz." Diyerek kucağına aldığı ufaklık ile koltuğa uzanırken ikili sessizce birbirlerine bakıyorlardı. "Hadi kapat gözlerini paşam, uyku vakti geldi." Diyerek kendisi de gözlerini kapatırken ikili derin bir uykuya gömülmüştü. ...... "Asya hadi güzelim, yemek yiyeceğiz." Diyerek sevdiğinin saçlarını okşayan Barlas ile Asya huzurla gülümserken Rüzgar'ı daha sıkı sararak gözlerini açmıştı. "Ben Rüzgar'ı yatağına yatırayım sende bir elini yüzünü yıka hadi, Nebahat Abla yemeklerin altını yaktı ısınır birazdan, babam da geldi." "Tamam hayatım, ama Rüzgar ağır biraz, dikişlerine zarar gelmesin, ben giderken bırakırım." "Merak etme güzelim, sevgilin bu kasları boşuna yapmadı, hadi git sen." Diyerek gülümserken Asya da gülerek yanağını öpmüş ve koltuktan kucağındaki Rüzgar ile doğrulmuştu. "İyi madem sevgilim, sen kaslı kolların ile kardeşini yatağına bırak bende elimi yüzümü yıkayayım." Diyerek yerinden kalkarken sevdiğinin peşinden ilerleyerek lavaboya girmiş, saçlarını topladıktan sonra soğuk suyla yüzünü yıkamıştı. İkili birlikte yemek masasına ilerlerken Rıfat Bey de keyifle karşısındaki mutlu çifti izliyordu. "Ooo gelin hanım yine yemekler senden anlaşılan." "Evet baba, Barlas iyileşene kadar yemekler benden." "Vay bee oğlumuz olmasa bu gelin bizi aç bırakacak." Diyen Rıfat Bey alayla gelinine bakarken Asya da gülümsemişti. "Olur mu hiç öyle, sen ne zaman, yemekte ne istersen söyle yeter." "Biliyorum güzel gelinim, şaka yapıyorum ben sana." Diyerek keyifle yemeğine başlarken huzurluydu. Rüzgar kurtulmuş, Barlas hayat yoldaşını bulmuştu. Karısının emanetlerine sahip çıkabilmişti. .... Asya çayları ve yanına yaptığı revaniyi ikiliye servis ettikten sonra yerine geçerken Rüzgar'ı da kucağına almayı ihmal etmemişti. Onun için hazırladığı tabaktan ufak ufak ağzına verirken tombul yanaklarına öpücük bırakmadan duramıyordu. "Hatun beni bu kadar öpmedin." Diyerek sitem eden Barlas babasının duymadığından emin olarak öne eğilmiş ve tatlısını alır gibi yapmıştı. "Barlas baban burda ne saçmalıyorsun sen." Diyerek büyümüş gözleri ile Barlas'a bakarken genç adam çocuk gibi omuzlarını silkerek doğrulmuştu masadan. "Ben ne zaman evime geçeceğim, sürekli burda yaşayamam, en azından evlenene kadar evimde yaşasam." Diyen Asya uzun zamandır söylemek istediği şeyi söylerken ortamda oluşan gerginlik ile o da gerilmişti. "Daha kimin saldırdığını bulamadık, evine geçmene müsaade edemeyiz kızım." "Ama baba Rüzgar iyileşti artık, bu saatten sonra kimse bir şey yapmaya çalışmayacaktır bana." Diyerek söylenirken Rıfat Bey düşünceli bir şekilde Asya'ya bakan oğluna bakmıştı. "Sen ne düşünüyorsun Barlas?" "Konu tartışmaya kapalı, Asya burda kalmaya devam edecek." Diyerek sert sesi ile söylenirken Asya hafif çatılmış kaşlar ile sevdiği adama bakmıştı. "Ama Barlas artık evime geçsem daha iyi olur, nereye kadar sürecek bu?" "Asya!" Diyerek sertçe çıkışan adamla şaşkın bakışlar kendisine dönerken Barlas ayağa kalkarak salon kapısına ulaşmıştı. "Bu konu tartışmaya kapalı dedim ve bitti, bir daha bu konu, bu evde açılmayacak." Diyerek bağırmış etkisi yaratan sesiyle salondan çıkarken arkasından bakan şaşkın bakışları tahmin edebiliyordu. ..... "Neydi bu yaptığın?" Diyerek öfkeyle odaya giren Rıfat Bey koltukta oturan oğlunun karşısında dikilirken Barlas yüzünü ovalıyordu sertçe. "İzin veremem gitmesine." "İnsan gibi desen kız anlamaz mıydı sanki, zaten terk edilmek travması olmuş sende geçmiş karşısına yüksek sesle bir şeyler yaptırmaya çalışıyorsun. Onu, arkanda gözleri dolu dolu bırakmanın sebebi çok mu önemli?" "Söyleme dedi baba, dayanamam dedi, söyleyemem." Diyerek çaresizce babasına bakarken, Rıfat Bey çatılan kaşları ile oğlunun çaresizce destek bekleyen yüz ifadesine baktı. "Kim, neyi söyleme dedi?" "Ailesi hakkında konuştuk, araştır ama kötü bir şey olursa bana söyleme dayanamam dedi, ben gidip nasıl diyeyim evine saldıran, seni öldürmeye çalışan adam öz baban diye." "Ne?" Diyerek bağıran Rıfat Bey şokla kendini sandalyeye bırakırken kapıdan gelen adım sesleri ile ikili hızla ayağa kalkmıştı. Odadan çıktıklarında karşılarında gördükleri genç kadın ile ne yapacaklarını bilemezlerken Asya çoktan kendini yere bırakmıştı. Avuç içlerini yere yaslayarak başını eğerken gözlerinden akan yaşlar ile duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. "Bırakma kendini güzelim, ben seni ömrümün sonuna kadar koruyacağım." "Evet güzel kızım benim, ben her zaman arkandayım, koruyacağız seni her şeyden." "Ç-çok ilginç değil mi, kayın babam beni kendi öz b-babamdan koruyor." Diyen Asya hıçkırıklarını tutamazken koca evde onun ağlaması dışında ses duyulmuyordu. Aradan kısa sayılamayacak bir süre geçerken Asya'nın ağlamaları dinmek yerine artmıştı. "Asya güzelim bak nefesin kesildi iyice, kıpkırmızı oldun nefes al, hadi bebeğim." Diyen Barlas telaşla Asya'nın yanaklarını hafifçe tokatlarken Asya şoka girmişçesine kimseyi duymuyor ağlamaya devam ediyordu. "B-baba sinir krizi geçiriyor, hastaneye gidelim, arabayı hazırlat çabuk." Diyen Barlas ile Rıfat Bey koşarak evden çıkarken Barlas da kucağına aldığı Asya ile peşinden çıkmıştı. Asya açık havaya çıkmasına rağmen tepki vermeden ağlamaya devam ederken kesilen hıçkırık sesleri ve düşen başı ile Barlas koşarak arabaya ulaşmış ve hemen arka koltuğa oturmuştu. Çalışan araba hastaneye ilerlerken Barlas kucağında baygın yatan sevdiğine bakıyordu korkuyla. ... |
0% |