Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@sirius_70

 

Genç adam elinde silahı ile beklemeden depoya dalarken yerde gördüğü kan izlerini takip etmeye başlamıştı korkuyla.

Kan izleri kapının çıkışına doğru ilerliyordu.

Arkasından Rıfat Bey'in geldiğini görünce adımları güven içinde daha da hızlanırken sevdiği kadını görmesi ile olduğu yerde kalmıştı.

Öz babası olacak cani kolundan tutmuş yerde sürüyerek götürmeye çalışıyordu.

Barlas peşlerinden koşmaya başlarken Rıfat Bey yılların tecrübesi ile beklemeden bacağından hedef alıp vurmuştu adamı.

Ne olduğunu anlamayan adam acıyla yere çökerken, Barlas, Asya'yı onun ellerinden alarak kendine çekmişti.

"Asya'm, güzelim aç gözlerini, hadi bebeğim." Diyerek saçlarını okşarken yanaklarına vuramıyordu gördüğü kızarıklıktan dolayı, canı acır diye.

"B-barlas."

"Söyle güzelim, konuş benimle." Diyerek eliyle yanaklarını okşarken acır diye korkarak saçlarını okşamaya başlamıştı tekrardan.

"B-arlas o ç-çok k-kötü, ç-çocukları ö-öldürüyor." Diyerek konuşmaya çalışırken Barlas alnına ufak bir öpücük kondurmuştu.

"Babasının güzeli, Barlas seni götürsün bende şu ite dersini vereyim. Hadi Barlas hastaneye gidin çabuk, Asya iyi gözükmüyor." Diyerek yakasından tuttuğu adamı tekrardan depoya sokarken Barlas babasının gerekeni yapacağını bildiği için kendisini sevdiği kadına odaklamış ve endişeyle kucağındaki kadınla arabaya doğru koşmuştu.

Şoför koltuğundaki koruma son gaz ilerlerken Barlas elindeki ceketi Asya'nın karnına bastırıyordu.

"Dayan güzelim, çok az kaldı." Diyerek burnunu kucağında yatan kadının alnınaa yaslarken ikisi de gözlerini kapatmıştı.

Duran araba ile Barlas irkilirken beklemeden arabadan inmişti Asya'yı bırakmadan.

Koşarak acil kapısından girerek "Sedye, sedye getirin buraya, karım vuruldu." Diye bağırırken getirilen sedye ile Asya'nın ameliyathaneye alınması bir olmuştu.

*******

Rıfat Bey koşarak daldığı koridorda oğlunun yanına adımlarken yere çökerek göğsüne çekmişti oğlunu.

"Kurtulur babasının paşası, ağlama öyle. Asya'm güçlüdür." Diyerek saçlarını okşarken Barlas başını babasının göğsüne yaslamıştı.

"Ne yaptın ona?" Diyerek mırıldanırken Rıfat Bey'in yüzünde öfke belirmişti.

"Leşini bulamayacaklar onun, dört yeğenini daha öldürmüş. 10 yaşına bile giremeyen dört çocuğu hayattan koparmış." Diyerek sesli bir soluk verirken gözlerini kapatmıştı.

"O yaşamayı asla haketmiyordu. Gerekeni yaptım oğlum, içiniz rahat olsun." Diyerek mırıldanırken oğlunu daha çok kendine çekmişti.

Açılan kapı ile ikiside ayaklanırken doktor ufak bir tebessümle onlara yönelmişti.

"Asya Hanım gayet iyi, endişe etmeyin, kurşun karın boşluğuna denk gelmiş ama çok fazla kan kaybettiği için kan takviyesi yapılacak. Onun dışında dikişleri de kendisini zorlamazsa kısa sürede iyileşir diye umuyorum. Geçmiş olsun tekrardan, hastamız şimdi normal odaya alınacak, gerekli bilgileri hemşirelerimiz verir." Diyerek yanlarından ayrılmıştı.

"Sen Asya'nın yanına git bende yakınlarda mağazalar vardı korumalara bir şeyler aldırayım Asya ve senin için." Diyerek koridordan çıkarken Barlas hemşirelerin verdiği bilgiler ile Asya'nın kaldığı odaya ilerlemişti.

Sevdiği hâlâ uyuyordu.

Yanındaki koltuğa oturarak, elini elleri arasına alırken bakışları tokat atılmaktan kızarmış olan yanaklarında geziyordu.

Serum için odaya giren hemşireye kısa bir bakış atarken, kuruyan boğazını temizlemişti.

"Yanakları için krem verebilir misiniz?" Diyerek mırıldanırken hemşire başıyla onaylamış ve odadan çıkarak kısa süre içinde elinde kremle geri gelmişti.

Barlas kremi alarak bir şey demeden sedyenin boş kısmına otururken acıtmamak için üfleyerek sürmüştü kremi.

"Güzelim benim, güzel karım, özür dilerim hayatım, koruyamadığım için, daha önce bulamadığım için özür dilerim." Diyerek çaresizce mırıldanırken genç kadın yavaş yavaş açmıştı gözlerini.

"B-barlas." Diyerek mırıldanırken genç adam sevinçle elini tutmuştu.

"Burdayım güzelim, yorma kendini, bir şey istiyor musun, ağrın var mı?" Diyerek telaşla ayağa kalkarken Asya başını olumsuz anlamda sallamıştı.

"İ-iyiyim, sadece halsiz h-hissediyorum ve boğazım k-kurumuş." Diyerek mırıldanırken Barlas komidinin üzerindeki suyu almıştı.

İçeriye giren hemşire gördükleri ile hızla Barlas'ın Asya'ya uzatmak üzere olduğu suyu son anda tutarken ikiside şaşkınca bakmışlardı.

"Ameliyattan sonra bir süre bir şey yiyip içmemeli hastamız, lütfen daha dikkatli olalım bu konuda. " Diyerek şişeyi komidine tekrar bırakırken Asya acıyan boğazı ile yutkunmaya çalışmıştı. Kısılan sesi ile hemşirenin komidine bıraktığı suya bakarken.

"Bir an aklımdan çıkmış, 2 saat sonra içebileceğim, değil mi?"

"Evet, 2 saat sonra içebilirsiniz." Diyerek tebessüm etmiş ve odadan çıkmıştı.

"Çok mu acıyor güzelim? " Diyen Barlas dudaklarını sevdiğinin boğazına bastırırken Asya serum takılı olmayan eliyle Barlas'ın saçlarını okşamıştı.

"Acımıyor hayatım, beklerim sıkıntı değil." Diyerek mırıldanırken gözleri yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı.

********

Asya canının acısı ile gözlerini açarken bakışları yarasındaki bandajı çıkaran doktoru bulmuştu.

Dikişleri inceleyen doktor bir sorun olmadığını söyleyerek odadan çıkarken yerine hemşire geçmişti. Tentürdiyotu yarasına hafifçe sürerek tekrar bandaj sararken geçmiş olsun diyerek çıkmıştı odadan.

"Acıdı mı güzelim? Ben uyanınca gelin dedim ama sadece kontrol edeceğiz deyince canın acımaz sandım." Diyerek alnını öperken Asya ufak bir tebessüm etmişti.

"Acımadı hayatım sadece irkildim." Derken Barlas eğilerek yarasına ufak bir öpücük kondurmuştu.

Komidindeki suya uzanarak kapağını açarken getirttiği bardağa doldurdu.

"Artık su içebilirsin güzelim, iki buçuk saat geçti." Diyerek sedyenin boş kısmına otururken gözleri suyu görünce parlayan sevdiğinin tatlılığı karşısında yanaklarına sulu sulu öpmüştü.

Asya birinci bardağı bitirerek ikinciyi de isterken kuruyan boğazına su çok iyi gelmişti.

Açılan kapı ile ikisinin bakışları da oraya dönerken Rıfat Bey elinde poşetlerle içeriye girmişti.

"Ben geldimmm, ve kızıma bir sürü şey aldım." Diyerek boş koltuğa çökerken kıyafetleri bir kenarıya ayırmıştı. Yiyecekleri poşetten çıkartırken hepsini sedyeye bırakıyordu.

"Bir sürü şeyden kastın yiyecek miydi baba?" Diyen Barlas alayla sırıtırken Rıfat Bey huysuzca başını çevirmişti.

"Hayır tabiki." Diyerek poşette ki ayıcıklı pijamayı da çıkartırken heyecanla göstermişti.

"Bak ne aldım prensesime." Diyerek gösterirken Asya'nın yüzünde ufak bir tebessüm oluşmuştu.

"Çok tatlı baba, teşekkür ederim." Diyerek eline aldığı tulum şeklindeki pijamayı incelerken çok hoşuma gitmişti bu hediye.

Kahverengi tüylü bir ayı pijamasıydı bu, kapşonunda iki tane kulak vardı ve tulum şeklindeydi.

"Hadi Barlas sen Asya'ya yardımcı ol, rahatsız rahatsız hastane kıyafetleri içinden durmasın. Bende yiyecek bir şeyler getireyim." Diyerek odadan çıkarken Barlas ayaklanarak karısının üzerindeki hastane önlüğünü çıkartmıştı.

Ayaklarını tulumdan geçirdikten sonra yukarıya çekerken kolllarından da dikkatlice geçirmiş ve önünde duran fermuarı kapatmıştı.

"Çok tatlı oldun ama umarım lavaboya giderken felan sıkıntı olmaz güzelim." Diyerek kapşonunu da kafasına geçirirken sevdiğinin sevimliliği karşısında yanaklarını öpmüştü sıkıca.

Çalan kapıya onay verirlerken, Rıfat Bey elindeki poşetler ile girmişti.

Lahmacun ve ayran olan poşetleri sedyenin masa olan kısmına bırakırken çoktan açmaya başlamıştı bile.

"Hadi bir an önce yiyelim de Asya da dinleşsin, çok yoruldu bugün." Diyerek herkesin önüne aldıklarını dağıtırken kendisi için aldıklarını da yemeye başlamıştı.

*********

"Asya'm, uyan güzelim, neyin var, ağrın mı var bebeğim?" Diyen Barlas endişe ile ter içinde kalmış sevdiğinin saçlarını okşarken bir yandan da uyandırmaya çalışıyordu.

Asya yarı açık gözleri ile acı içinde kıvranırken Barlas titreyen eli ile genç kadının elini tutuyordu. Bıraktığı zaman genç kadın acıyan yarasına baskı uyguluyordu.

Sedyenin yanındaki kırmızı butona bastığı için koridora çıkma gereği duymazken bir yandan da sevdiğini yalnız bırakmak istemiyordu.

Açılan kapı ile içeriye iki hemşire dalarken yatakta hareket eden genç kadına yönelmişlerdi.

"Selma ağrı kesici hazırlasana, ilacın etkisi geçmiştir bu vakte, ağrısı başlamış olmalı." Diyerek arkadaşına seslenirken kendisi de bandajın üzerinde herhangi bir kanama belirtisi var mı diye kontrol etmişti.

Kısa süre içinde elinde iğneyle gelen hemşire içindeki ağrı kesiciyi seruma enjekte etmişti.

"10 dakikaya kalmaz kesilir ağrısı, tekrardan geçmiş olsun." Diyerek odadan çıkarlarken Barlas da karısının yanına oturarak saçlarını okşamaya başlamıştı sakinleştirmek istercesine.

 

*********

Bir hafta sonra

 

Barlas kucağındaki kadını kolları arasına daha çok çekerken alnına öpücük kondurarak çıkmıştı hastaneden.

Hazırda bekleyen arabaya Asya'yı bırakarak kendisi de yanına otururken koruma sürmeye başlamıştı arabayı evlerine doğru.

"İyisin değil mi güzelim, bir yerin ağrıyor mu?" Diyerek Asya'yı kolları arasına sararken genç kadın tebessümle başını olumsuz anlamda sallamıştı.

"İyiyim hayatım merak etme, hiçbir yerim ağrımıyor." Diyerek sevdiğinin göğsünde uzanırken ikiside huzurla birbirine sarılmıştı.

Sonunda geldikleri ev ile ilk önce Barlas inerek sevdiğini de kucağına alırken korumanın açtığı kapıdan içeriye girerek Asya'yı salondaki koltuğa bırakmıştı.

Kendisi de yanına oturarak karısını göğsüne çekerken hâlâ kafasında duran kapşonu indirerek saçlarına burnunu yaslarken huzurla gözlerini kapatmıştı.

"Ben duş alsam, her tarafım çamur ve hastane kokusu oldu." Diyen Asya'yı Barlas beklemeden kucağına alırken yukarıya çıkmaya başlamıştı bile.

"Emrinize âmadeyim doktor hanım, isteğiniz benim için bir emirdir." Diyerek odaya çıkarken genç kadın buruk bir tebessüm etmişti.

'Bu hayatta, babasının sevmediği kızı başka kimse sevmez' diye bir söz okumuştu sosyal medyada, ama anlıyordu ki hepsi yalandı, kocası onu çok seviyordu.

Her şeyden çok...

Loading...
0%