Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@sirius_70

 

3 Ay sonra

"Ben çıkıyorum güzelim, kendini en ufak bir kötü hissetmede arıyorsun beni, yoksa bozuşuruz bak. "

"Tamam dedim ya Barlas, hadi bebeğim, bak işe geç kalacaksın."

"Tamam güzelim, telefonun yanında olsun, aradığım an açacaksın." Diyerek evden çıkarken genç kadın hâlsizlik ile kapatmıştı gözlerini.

İki gündür evden çıkamıyordu, kendini çok hâlsiz hissediyordu.

Bulanan midesi ile tekrardan lavaboya koşarken içindeki her şeyi boşaltmıştı.

Yere çökerek baygınca otururken iyi olmadığını hissedebiliyordu.

Duvardan destek alarak zorla ayağa kalkarken tutunarak salona gelmiş ve yere diz çökmüştü.

Telefonunu eline alarak Barlas'ı ararken saniyeler içinde açılan telefon ile Barlas'ın endişeli sesi kulaklarında yankılanmıştı.

"Güzelim, bir sıkıntı mı var?" Diyerek endişeyle konuşurken karşı taraftan uzun süre ses gelmemesi ile korkuyla tekrar seslenmişti.

"Asya, lütfen cevap ver güzelim."

"B-barlas b-ben iyi d-deği-" Derken tamamlayamadığı cümlesi ve düşen telefon ile geriye doğru düşerken kulağına mırıltı şeklinde Barlas'ın bağırış sesleri geliyordu.

    *****

Genç adam korkuyla açık kapıdan içeriye girerken sedyede gördüğü kadın ile titrek bir nefes almıştı.

Korumaları arayarak Asya'ya bakmalarını istemiş, korumalarda baygın buldukları genç kadın ile hızla ambulansı aramıştı.

Ambulans gelmiş, görevliler sevdiği kadını sedyeye yatırmış götürüyordu.

Hızla yanlarına ilerleyerek baygın olan sevdiğinin ellerini sıkıca tutarken ilerleyen sedye ile birlikte ambulansa binmişti.

Korkuyla titrek nefesler alırken ilerleyen aracın bir ân önce hastaneye ulaşmasını istiyordu.

Dakikalar birbirini kovalarken sonunda duran ambulans ile aceleyle müşaade odasına götürülen sevdiğinin arkasından bakmakla yetinmişti genç adam.

Birdenbire hastalanmıştı Asya, hiçbir şeyi yoktu son iki gündür sürekli yediklerini çıkarıp hâlsizlik içinde kıvranıyordu. Barlas kaç kere götürmeye çalıştıysa da genç kadın izin vermemiş, kendisinin de doktor olduğunu, sadece üşüttüğünü söyleyerek durdurmuştu.

Barlas şimdiye kadar beklediği için pişmandı, keşke ilk hastalandığı gün getirseydim hastaneye, diyerek kendisine kızıyordu.

"Gerekli testleri yaptık, eşinizin yanına geçebilirsiniz. Sonuçlar çıkınca doktor bey bilgi verecektir." Diyerek koridorda ilerlerken Barlas da direkt odaya girmişti.

Asya hafif aralık olan gözleri ile Barlas'a bakarken oldukça hâlsiz görünüyordu.

"Güzelim, iyi misin biraz daha, nasıl hissediyorsun kendini?" Diyen Barlas endişeyle sevdiğinin saçını okşarken Asya ufak bir tebessüm etmişti iyi olduğuna inandırmak istercesine.

"İyiyim hayatım, neden böyle oldum anlayamadım, birden gözümün önü karardı, sonrası yok zaten." Diyerek mırıldanırken Barlas yanaklarına ufak buseler kondurmuştu.

"Uyu sen güzelim, sonuçlar çıkınca doktorlar gelecek." Diyerek ayaklanırken odadan çıkarak babasına olayları kısa bir özet geçerek tekrardan odaya dönmüştü.

Uyuyan sevdiğinin üzerine örtüyü örterek koltuğa çökerken sıkıntılı bir nefes almıştı. Onu kaybetmekten, kötü bir şey çıkmasından korkuyordu.

 

*******

 

"Evet, Asya Hanım sonuçlar gayet iyi görünüyor, sadece bir kaç vitamin eksikliği var ve annemiz biraz dikkatsiz beslenmiş, bu da bebeğin sizi zorlamasına neden olmuş, ama korkulacak bir şey yok, ilaç tedavisi ile halledilir." Diyerek elindeki raporlara bakarken bebek kısmında takılan çifti fark etmemişti.

"Bebekten haberleri yoktu sanırım hocam, şaşkın duruyorlar." Diyen hemşire ile doktor da karşısında donakalmış çifte gülerken onları şoktan çıkarmak adına tekrar söze girmişti.

"Üzgünüm haberiniz var sanmıştım. Asya Hanım 7 haftalık hamile daha önce farkedilmiştir diye düşünmüştüm. Bazı hamileliklerde belirtiler geç ortaya çıkabiliyor bu yüzden geç öğrenmiş olmalısınız." Diyerek odadan çıkarken hemşire de peşinden çıkarak genç çifti yalnız bırakmıştı.

"Ben doğru mu duydum, b-ben baba mı oluyorum." diyen Barlas heyecanla ayağa kalkarken Asya'yı da sedyeden aldığı gibi kucağında döndermişti birkaç tur.

Odaya giren Rıfat Bey ne olduğunu anlayamazken sevinçle birbirlerine sarılan çifti izliyordu.

"Neyi kaçırdım ben acaba, en son Asya bayıldı diye ağlamıyor muydun sen oğlum?"

Barlas "Dede oluyorsun dede. Torun geliyor." Diyerek bağırırken Asya'yı bırakarak babasına sarılmıştı sıkıca.

Rıfat Bey sevinçle oğlunu sarmalarken iki koca adam çocuk gibi bağırarak herkesi sevinçlerine ortak ediyorlardı.

Rıfat Bey tebessümle kendilerini izleyen gelininin yanına adımlayarak genç kadını kolları arasına çekerken slarına ufak bir öpücük kondurmuştu.

"Benim güzel kızım anne mi oluyormuş?" Diyerek saçlarını okşarken Asya sıkıca sarılmıştı karşısındaki adama.

"Kurban olurum sizi verene, güzel kızım, güzel torunum benim." Diyerek şefkatle saçlarını okşarken Asya huzurla gülümsemişti.

"Ailemiz büyüyor." Diyerek elini karnına koyan genç kadına sarılan Barlas da elini sevdiğinin karnına koyarken yaşlı adam karşısındaki mutlu çifti huzurla izliyordu.

Taburcu işlemlerini halleden Rıfat Bey ile Asya'nın eşyalarını toplayan Barlas eşyalarını babasına vererek karısını kucağına alırken keyifle çıkmışlardı hastaneden

"Sen dinlen güzelim ben ilaçlarını alayım, şirkette de birkaç imza işi varmış onlara bakıp gelirim, Nebahat Abla mutfakta zaten, istediğin bir şey olursa da ararsın. Kendine dikkat et bebeğim, seni seviyorum." Diyerek evden çıkarken Asya da uykuya dalmıştı günün yorgunluğu ile.

   *****

Genç adam heyecandan titreyen eli ayağı ile gereken imzaları atıp şirketten çıkarken, girdiği ilk eczaneden ilaçları almıştı.

Reyonlarda gözüne çarpan şey ile bakışları karşısındaki görevliyi bulurken eliyle biberonu işaret etmişti.

"Onu da ekleyebilir misiniz?" Diyerek elindeki poşeti sıkarken görevli biberonu da poşetleyerek uzatmıştı.

Barlas parayı ödeyip eczaneden çıkarken elindeki poşeti sıkı sıkıya tutuyordu.

Bebeğinin ilk eşyasıydı o.

Çok değerliydi.

Beklemeden arabaya binerken aldığı şeyi Asya'ya göstermek için sabırsızca arabayı çalıştırmış ve eve doğru sürüyordu.

Çok heyecanlıydı, bugün öğrenmişti baba olacağını.

Babasını gördükçe, onun kendisine ve kardeşine gösterdiği şefkati gördükçe hep baba olmak istemişti.

Her zaman özenmişti babasına ve şimdi dileği kabul olmuştu.

Sevdiği kadından bir çocuğu olacaktı.

Daha ne isterdi ki şu hayattan.

Durdurduğu arabası ile poşeti tekrar eline alırken, heyecanla kapıyı çalmaya başlamıştı.

Nebahat Hanım kapıyı açarken, Barlas kısa bir baş selamı ile içeriye ilerlemişti.

Asya yoktu içeride.

"Asya, odasına çıktı oğlum, bir şeyler atıştırdı uyudu hemen."

"Tamam abla sağolasın." Diyerek odaya ilerlerken aralık kapıdan gördüğü Asya, elindeki telefona bakıyordu uzandığı yerde.

İçeriye girmesi ile cebindeki telefonunun titremesi aynı anda olurken, Asya'nın bakışları kendisini bulmuştu.

"Bende tam sana yazmıştım."

"Bir şey mi isteyecektin güzelim?" Diyerek yanına otururken genç kadın da kalkmıştı yattığı yerden.

"Yok, işin bitti mi diye merak etmiştim hayatım, ne zaman gelirsin diye sorayım dedim."

"Erken bitti bebeğim, hem bak ben ne aldım?" Diyerek heyecanla poşeti havaya dikerken Asya, ufak bir tebessüm etmişti.

"İlaçları almışsın." Diyerek poşeti alırken, yatağın üzerine boşalttığı poşetten düşen biberon ile şaşkınca karşısındaki adama bakmıştı.

"İlk hediyesi benden olsun istedim, bilerek sarı aldım, cinsiyeti de belli değil ya ikisine de uygun."

"Çok iyi yapmışsın babası, bebeğimiz çok beğenecek." Diyerek Barlas'ın boynuna kollarını sararken Barlas da beline sarılmıştı genç kadının.

"Babasıyım değil mi?" Diyerek tekrardan duymak isterken Asya ufak bir tebessüm etmişti.

"Babasısın tabii, bebeğimiz çok şanslı olacak senin gibi babası olduğu için."

"Senin gibi annesi olduğu için de çok şanslı. Dünyanın en güzel, en başarılı, en merhametli, en mükemmel annesine sahip olacak benim bebeğim."

Çalan zil ile duygusal ortam dağılırken Barlas ayağa kalkmış üzerindeki takım elbisesinin ceketini çıkartmıştı. Gömleğinin kollarını sıvarken bir yandan da kapıya doğru ilerliyordu.

Asya da ayaklanarak peşinden giderken aşağıdan duyulan Rıfat Bey'in sesi ile ikili bu saatte babalarının burda ne işi olduğunu merak ederek salona ilerlemişti.

"Bak bak Nebahat, dedesi neler aldı torununa." Diyerek elindeki poşetleri halıya tek tek dökerken kendisi de yere çökmüştü.

Heyecanla aldıklarını gösterirken ikili ufak bir tebessüm etmişti.

"Asya, gel güzelim, bak ne aldım torunuma. İlk hediyeleri benden olsun istedim." Diyerek heyecanla tüm poşetleri tek tek dökerken bir yığın eşya olmuştu.

"Baba çok fazla almışsın, keşke zahmet etmeseydin."

"Az bile benim torunuma, hem ne zahmeti, duymamış olayım." Diyerek heyecanla elindeki minik kıyafetlere bakarken Barlas yüzündeki sırıtmayla koltuğa geçmişti.

"Geç kaldın ihtiyar, torununun ilk hediyesini ben aldım bile." Diyerek keyifle ayak ayak üstüne atarken Rıfat Bey yıkılmışçasına oğluna bakıyordu.

"Lan ben seni imza at diye şirkete yollamadım mı, ne ara aldın hediyeyi?" Diyerek söylenirken Asya ufak bir kahkaha atmış ve Barlas'ın yanına geçerek koltuğun kolluk kısmına oturmuştu.

"Kavga etmeyin beyler, bebeğime ilk hediyesini ben verdim. Ona dünyanın en güzel babasını ve dünyanın en merhametli dedesini seçtim. Tabi birde en tatlı amcasını." Diyerek Nebahat Hanım'ın getirdiği Rüzgar'ı kucağına alırken tebessümle kendisini izleyen üç adama bakmıştı...

Loading...
0%